TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Halk Buluşması

İLKHABER-Gazetesi - Halk Buluşması haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Halk Buluşması haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Vatan Partisi Genel Sekreteri Bursalı Adana’ya geldi, halkla buluştu Haber

Vatan Partisi Genel Sekreteri Bursalı Adana’ya geldi, halkla buluştu

Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı Adana’ya gelerek “Akdeniz Mahallesi Halk Buluşması” gerçekleştirdi. Halk buluşmasına Bursalı başta olmak üzere; Vatan Partisi Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Suseven, partililer ve çok sayıda mahalle sakini katıldı. Bursalı ve Suseven halk buluşmasında coşku ve heyecanla karşılandı. Burada konuşma gerçekleştiren, genel ve yerel siyasetten, kendi politikalarından söz eden Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, “Biz esas sizden öğrenmeye, sizi dinlemeye geldik. Tabii şimdi Türkiye bir seçime gidiyor. 20 gün bile kalmadı. 15 gün sonra hepimiz gideceğiz sandıklara. Oylar kullanılacak. Kapatılacak. Açılacak. Birileri başkan olacak. Ama 1 Nisan'da güneş doğmaya devam edecek. Dünya dönmeye devam edecek. Biz mevcut zorluklarımızı çekmeye devam edeceğiz” dedi. “HER GÜN BU ZORLUKLARLA BURUN BURUNAYIZ” Türkiye'de şu anda 2 tane manzara olduğundan söz eden Bursalı, “Yani bir bize gösterilen, dayatılan televizyonlardan, radyolardan, dizilerden, filmlerden sistemin bize gösterdiği bir gerçek var. Bir de bizim gerçek sorunlarımız var. Televizyonları açtığımız zaman bize dayatılanı görüyoruz. Yerel seçim dedikoduları. Kim kimin kuyusunu kazıyor? Kim kimin arkasından iş çeviriyor? Kim hangi partiye geçmiş? Kim kimle nasıl kavga etmiş? Nasıl bir kayıkçı kavgası var? Boş vaatler, dedikodular hep bunları izletiyorlar bize. Ve en sonunda da diyorlar ki 'Bir tane bu bir de bu ar bunlardan birini seçmek zorundasınız.' Bir de gerçekler var. Yani insanımızın, halkımızın, milletimizin yaşadığı sorunlar var. Ekonomik sorunlar var. Bir kere en başta hepimizin sıcak hissettiği sorunlar. Devlet 5 yüz milyar dolar borca batmış. Millet borca batmış. Hepimiz faize çalışır hale gelmişiz. Daha belki bugün fark etmişsinizdir bankalar bildirimler attı telefonlara. Yani her gün bu zorluklarla burun burunayız” şeklinde konuştu. “BİZİ EL KAPISINA MAHKUM ETTİLER” Çiftçilerin traktörüne gönlünün rahatlığıyla mazotunu dolduramadığından söz eden Bursalı, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Elektriği çevirirken elli kere hesap edip çeviriyoruz. Pazara gittiğimiz zaman file dolacak mı, dolmayacak mı, kaça dolacak? Onu hesap eder durumdayız. Emeklilerimizin dertlerini zaten hiç saymaya gerek yok herhalde. Resmen ölüme terk edilmiş durumda. Gençlerimiz işsiz. Yani bu ekonomi nereden tutarsanız tutun bitmiş durumda. Çünkü sistem bitmiş. Ya bir ülke, bir devlet hele hele Türkiye gibi bu kadar geniş, güçlü ekonomik kaynakları, potansiyeli olan, bu kadar ahlaklı, çalışkan, faziletli insanları olan bir millet. 5 yüz milyar dolar borca batar mı? Bu devlet işte boynuna kadar borca batmış. Niye? 1980'den sonra bizi bir yola soktular. Dediler ki 'Üretmeyin. Üretim kötüdür. Dışarıdan alalım, ucuza alalım'. Tarıma durdurdular. Hayvancılığı durdurdular. Sanayiciyi baltaladılar. Bizi el kapısına mahkum ettiler. Batıya bağlandık. En sonunda ne oldu? O 40-50 yıllık deniz bizi borca batırdı ve artık o deniz bitti. Şimdi bu aslında yeni bir şeyin habercisi. Biz size onun haberini vermeye geldik.” “ARTIK BU SİSTEM BİTTİ” Bursalı, “Bakın biz diğer partiler gibi burnumuzun ucuna bakmıyoruz. Mevcut sistem partilerinden Vatan Partisi'nin farkı ne? Şimdi bu sistemin efendileri faizciler, bankacılar, tefeciler, Dolar borsa vurguncuları, mafya rantçıları olmuş. Hani Atatürk'ümüz diyordu ya, 'Üreten köylü milletin efendisidir' diye. Üretici dışlanmış, faizciler milletin efendisi olmuş. Vurguncular, milletin efendisi olmuş. Birileri tepelerde zenginleşmeye devam ederken bu millet 17 bin lira, 11 bin lira emekli maaşıyla uğraşıyor. Oğlumu okutabilecek miyim? Ay sonunu getirebilecek miyim diye uğraşıyor. Yani devletçe ve milletçe borca batmışsınız ama birileri hala zenginleşmeye devam ediyor. Bu şunun göstergesi: Artık sistem bitti. Bu böyle yürümüyor. Toprak ekilmiyorsa sanayinin çarkı dönmüyorsa ve insanlar evine gönül rahatlığıyla artık alışveriş yapamayacak hale geldiyse bu sistem bitti demek” cümlelerini kullandı. “TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDEKİ HER TÜRLÜ SORUNLARI BİR TEK ŞEYLE AŞABİLİRİZ: ÜRETMEYLE” Yeni bir sistemin geldiğini vurgulayan Bursalı, o sistemin üretimci bir sistem olduğunu kaydederek konu hakkında şu cümleleri kullandı: “Vatan Partisi eşittir üretim. Biz diyoruz ki; Türkiye'nin önündeki her türlü sorunları bir tek şeyle aşabiliriz: Üretimle. Üretirsek iş sahibi oluruz. Üretirsek mutlu yaşarız. Üretirsek başımız dik olur. Üretirsek el pençe divan kimsenin kapılarında kul köle olmayız. Ama üretmemiz lazım. Türkiye'nin kaynakları var. Bakın bugün emekli de para bekliyor. Değil mi? Hatta belediye başkan adayları bile şimdi çıktı. 'Şöyle vereceğim, böyle vereceğim. Emekliye şu kadar vereceğim'. Herkes saçıyor bol keseden vaatler. Onlara şunu sorun. 'Hangi kaynakla? Hangi parayı dağıtacaksın? Nereden bulacaksın?' Soru budur. Bakın bu soruyu bizden başka kimse toplumun önüne getirmiyor. Kaynak gösterin diyeceksiniz, kaynak. Bu kadar dağıtıyorsun. Hangi parayla yapacaksın bunu? Hangi belediye bütçesiyle yapacaksın? Hangi hükümet bütçesiyle yapacaksın? Orada verecekleri cevap yok. Hatırlamıyorlar sonra zaten vaatlerini. Ama biz bu milletin bu sorunlarını çözecek kaynağı gösteriyoruz. Çok basit. Türkiye'nin sorunlarını çözecek para var. Bir, dışarıya bu milletin alın teriyle üretilmiş, yaratılmış değerler kıyı bankalarına kaçırılmış. 5 yüz milyar dolar. Buralarda üretilen kaynaklar kıyı bankalarında yatıyor. Büyük zenginler 5 yüz milyar doları götürmüş. Türkiye'nin borcu ne kadar? O da 5 yüz milyar dolar. Yani sadece onları getirsek Türkiye'ye, Türkiye'nin dış borcu kapanıyor.” “TÜRKİYE’NİN PARASI VAR” “Bankalar yüzde 300, yüzde 400 her yıl kar yapıyorlar. Karlarına kar katıyorlar. Zaten diyoruz ya ‘Hepimiz faizle çalışıyoruz’ diye. Benim çiftçim mazotunu dolduramayacak. Benim emeklim açlığa mahkum edilecek, süründürülecek. Benim gencim iş bulamayacak ama bir yandan faizler, kaynaklar, bankalar Türkiye'nin kralı olacak. İşte biz oraya kurumlar vergisi çıkartacağız. Oradaki kaynakları Türkiye adına değerlendireceğiz. Büyük zenginlerimizin kasasında 3 yüz milyar lira kasalara kitlenmiş altın var. Onlar da bir kaynak” diyen Bursalı, Türkiye’nin parası olduğunu kaydetti. “BİZ MİLLETE BOŞ VAAT SAÇIP YALAN SÖYLEYECEK BİR PARTİ DEĞİLİZ” Bursalı, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Türkiye'nin parası yok değil. O bankalarda var, yurt dışına kaçırılmış var. Birilerinin kasalarında var. Onları ekonomiye sokacak bir program lazım. O da hangi hangi şeyi öncelediğinizle ilgili. Biz emekliyi öncelersek, genci öncelersek, bu ülkenin yatırımını öncelersek, üretimi öncelersek kaynakları halk için kullanırız. Kamu için kullanırız. İnsanlarımız için kullanırız. Ama bizim baş tacımız üretici olmazsa, baş tacımız faizci olursa, özel çıkar olursa kaynaklar oraya gider. Bütün mesele budur. Ve o yüzden sistem bitince sistemin partileri buna bir cevap üretemiyor. Buraya bir çözüm getiremiyor. Çözüm ne? diyorsunuz ama çözüm yok. Herkes bir şeyler anlatıyor. Pankartlara yazıyorlar. 'İyi olacak. Güzel olacak. Güneş doğacak.' Ama bu milletin sorununu çözecek somut bir program kimse oturup Vatan Partisi dışında bu milletin önüne koymuyor. Biz diyoruz ki zorluklar var. Hiç kimse birbirini kandırmasın. Yerel seçimden sonra o zorluklar daha da katlanacak. Biz millete boş vaat saçıp yalan söyleyecek bir parti değiliz. Seçimden sonra faizler, enflasyon giderek katlanacak maalesef. Ama diyoruz ki çözüm de var. Fakat çözüm bu mevcut sistem partilerinin içinde yok. Çünkü hepsi o sistemin içinde entegre. Bakın 'Türkiye'nin parası yok' deyip duruyoruz ya. 2 ay önce devletin kasasında mevcut 5 tane siyasi partiye 6,7 milyar, yani toplamda 7 milyar hazine yardımı yapıldı. Bunun içinde PKK'nın partisi de dahil. Yedi milyar lira. Kimi parası o para? Halkın parası.” “O PANKARTLARIN PARASI NEREDEN ÇIKIYOR?” Bursalı, devamında şu cümlelere yer verdi: “Etrafa bakıyorsunuz, pankarttan insan caddeleri, sokakları göremez hale gelmiş. Adana'da herhalde o daha da fazla. O pankartların parası nereden çıkıyor? Yani en sonunda hepsi halkın parası, kamunun parası. Ve o pankartları asıyorlar. Onların paralarını yarın nasıl çıkartacaklarını çok iyi bilerek asıyorlar. İhalelerden, komisyonlardan, yandaşlardan çıkartacaklar. Bir şekilde en sonunda sizin cebinizden onlar çıkacak. Yani şunu demek istiyorum. Türkiye'nin kaynağı var ama o kaynak üreticiye mi gidecek? Halkımıza mı gidecek, yatırıma mı gidecek yoksa bu vurgunculara mı gidecek? Karar bu. Bakın yol yapalım, kanalizasyon yapalım, işte şurayı düzeltelim falan. Bunlar yapılır. Yol da yapılır, köprü de yapılır, kaldırım da yapılır. Türkiye'nin derdi şu an bunlar değil. Elbette şehrimizin de dertleri var. Ama Türkiye'nin temel problemlerini çözmeden Adana'mızın da problemlerini çözemeyiz. Konya’mızın da çözemeyiz, Muğla’mızın da çözemeyiz, Şırnak'ın da, Edirne'nin de çözemeyiz. O yüzden Türkiye'nin önünde çok köklü bir karar süreci, bir değişiklik süreci var. Böyle televizyonlardaki gibi değişimden bahsetmiyorum. Yeni bir sistem geliyor. Eğer üretimden yana olmazsa hükümet, halktan yana olmazsa gerçek dostlarıyla kucaklaşmazsa, ekonomisini düzeltecek kaynaklar yaratamazsa kimse Türkiye'nin tepesinde kalamaz. Ve o sıkışmayı şimdi görüyoruz. Amerika bize dayatıyor. İsrail bize dayatıyor. Onlara bağlanıyoruz. Gerçek dostlarımıza sırtımızı dönüyoruz. Suriye dibimizde, komşumuz sırtımızı dönmüşüz. 15 yıldır kavgalıyız. Rusya'ya dirsek atıyoruz. İran'a dirsek atıyoruz. Çin'e kadar dirsek atıyoruz. Halbuki ekonomiler orada. Enerji kaynakları orada. Türkiye'nin gerçek dostları orada. Ama birileri ta Atlantik'in ötesinden binlerce kilometre öteden gelip bizim Türkiye'deki politikamızı belirlemeye çalışıyor. Bunlara mahkum değiliz. Çünkü bu millet her şeyin en güzeline, en temizine layık. Çünkü bu millet tertemiz bir millet. Çok güzel bir halkımız var. Hep halkı aşağılarlar ya. Bu halk her şeyin farkındadır. Farkına varacaktır, ferasetlidir, öngörülüdür. Çünkü çalışkandır. Binlerce yıllık bir devlet, millet birikimimiz var. Son yüz elli yıldır ve işte Atatürk'le zirveye çıkan bir değerimiz var. Ve hala bakın o ayakta duruyor. O canlılık ayakta duruyor. Türkiye kendisine güvenecek. En başta üretecek, bağımsız olacak. 'Ben kendi ayaklarımın üzerinde dururum. El kapısına kimse beni mahkum edemez' diyecek. Üretimini sağlayacak. Hani Mustafa Kemal Paşa diyor: Bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla birleşince anlamlı hale gelir ve ayakta kalırsınız. İşte hem ekonomide hem güvenlikte bizim Bizim başımız dik olacak. Çünkü bu milletin başını kimse yere eğdiremez. Ha bazı partiler gelir, Türkiye'yi yönetmeye kalkarlar. Onlar başını eğebilirler ama bu millet eğmez.” “BİZ BU MİLLETE ADANMIŞ BİR PARTİYİZ” Vatan Partisi’nin bu halkın içinde bir parti olduğunu söyleyen Bursalı, “Bu mahallelerin içinde büyüyen bir parti. Elli yıldır bu milletin birliği, bağımsız yaşaması, üretmesi, başı dik yaşaması için Genel Başkanımız Doğu Perinçek; o kıdemli kuşak, 7 ateşten geçmiş kadrolar kol kola hepimiz bu vatana, bu halka adanmış insanlarız. Ve pırıl pırıl bir partiyle sizden yetki istiyoruz. Bu partide kariyer hesapları yok. Bu partide kim ne kadar vurgun yapacak? Rantları kim paylaşacak? İhaleleri kim yedirecek? Kayınçoya kim yardım edecek? Bacanağın cebini kim dolduracak? Bunlar yok. Bu partide halk, millet, üretici, çiftçi, sanayici, genç, emekli var. Bu partide bu milletin çıkarları var. Biz bu millete adanmış bir partiyiz. Ve gerçek ekranda, sosyal medyada, sağda, solda gördükleriniz değil. Türkiye o gerçekle yakın zamanda buluşacak. Bu sistem tıkanmıştır. Sistemin tıkandığı yerde yeni bir sistem yükselir. İşte biz o yeni üretimden, halktan, insanımızdan yana olan sistemin önderi partiyiz” dedi. “BİZİM GİBİ PARTİLERİN ZAMANI 50 YILDA 1 GELİR” Bursalı, konuşmasının devamında şu konulara değinerek son verdi: “Bizim gibi partilerin zamanı 50 yılda 1 gelir. Ama geldi mi tam gelir. İşte şimdi bizim günlerimiz geliyor. O yüzden ben size belediye seçimleri anlatmadım. Ki belediyelerin de hali aynı. Bakın belediyeler Nedir? Kamu kurumlarıdır. Yani kamu için hizmet yapan, vatandaşın ihtiyaçlarını gören, halkın yararı için çalışan kurumlardır. Ama belediyeler şirketleştirilmiş. Belediyeler şirket olmuş. Bugün altı yüz bin kişi belediye şirket işçisi. Bugün belediyelerde işler özelleştirilmiş birtakım şirketlere devredilmiş. O şirketler kim? Onun yakını, onun bacanağı, onun torunu filan. Ya belediye demek kamu demek. Biz belediyede şirketçilik, özel çıkaracılık falan hepsini reddediyoruz. Ve kamu hizmeti bayrağını açıyoruz. Yani rant için değil, halk için belediye. Bu bizim diğer partilerden temel farkımız. O bakımdan işte siz devleti küçültürseniz, devleti özelleştirirseniz belediyeleri de özelleştirirsiniz. Ve biz o bakımdan diyoruz Türkiye'nin sorununu çözmeden belediyelerimizin de, şehirlerimizin de, kentlerimizin de sorununu çözemeyiz diye. Zaten almış başını, dertler yürümüş. Torpil, adam kayırma, rüşvet... Hepsini yaşıyoruz? İnsanlarımız hastanede yatak bulmak için bile bir tanıdık arar hale gelmiş. Böyle bir sistem olur mu? O yüzden bunların hepsini de reddedeceğimiz bir belediye anlayışı, yönetim anlayışı, Vatan Partisi olarak getiriyoruz. Diyoruz ki bizim belediyelerimiz de rüşvet sökmez kartvizit geçmez, torpil işlemez. Biz bu halkın, bu milletin belediyesi olarak çalışmalarımızı yapacağız ve bu halk için çalışacağız. Herkesin belediyesi olacak. Ve bizim belediyelerimize şirketçilik yok. Kamu çıkarı var. Halkın çıkarı var. Bizim belediyelerimizde bugün git yarın gel. Yok. Vatandaş gelince onun sorununu çözeceksin. Çözmeden kapıdan ayırmayacaksın. Ve bu milletin gururunu, onurunu ayağa kaldırmak zorundayız. Maalesef milletimizi sadakaya alıştırdılar. Şu kadar vereyim. Bu kadar vereyim. 2 torba bilmem ne vereyim. 3 torba gıda kolisi vereyim. Biz sadaka istemiyoruz. İş, yatırım, üretim istiyoruz. Bu milletin sadakaya ihtiyacı yok. O yüzden bu sadakacı partilere de bu seçimde bir bir dur diyelim. Bu ülkede biz yatırım yapacağız. İş alanları olacak. Fabrikalar olacak. Herkes iş sahibi olacak. Türkiye'nin sorununu bu çözer. İşte bunun adına biz 'Üretim devrimi' diyoruz. Üreten Türkiye olursa üreten Adana olur. Üreten Adana olursa üreten Akdeniz Mahallesi olur. Üretirsek mutlu oluruz. Üretirsek başımız dik olur. Üretirsek bağımsız oluruz. Hepsi birbirinin kavgasında. Kimisi koltuk kavgasında, kimisi para kavgasında, kimisi rant kavgasında. Hiç kimse halkın kavgasında değil. Emekçinin kavgasında değil. Bu milletin kavgasında değil. Gencin kavgasında değil, emeklinin kavgasında değil. Hepsi tel tel tel tel dökülüyor. Pankartlarını da okuyun. 'İyi olacak, güzel olacak' bilmem ne. Çözüm yok. Bu sistemin partileri çözüm üretemezler. Çünkü hepsi bu sisteme entegre. Biz o sistemin dışındaki partiyiz. O yüzden diyorum, yazın bir yere yakın gelecekte Türkiye'yi yönetecek partiyiz. Türkiye'de üreticiler hükümet olacak. Türkiye'de halk hükümet olacak. Siyaseti de onlara bırakmayalım. Siyaseti buradaki pırıl pırıl insanlar yapsın. Tertemiz insanlar yapsın. Çünkü Vatan Partisi bu milletin emekçi ocaklarından yetişen, bu insanlara kendisini adamış bir partidir. Biz kendimize güveniyoruz. Çünkü size güveniyoruz. Türkiye'nin yakın geleceğini görüyoruz. Ve sizi cesarete davet ediyoruz. Sizler cesur insanlarsınız. Öngörülü insanlarsınız. İşlerin nereye gittiğini gören insanlarsınız. Ama hep önümüzde iki tane seçenek dayatıldığı için hepimiz gidiyoruz o seçeneklere oy veriyoruz. Fakat benim sizden ricam doğru olanı, haklı olanı güçlendirelim. Buna ihtiyaç var. Yoksa dizlerimizi döver dururuz. Ama bir basamak yaratalım. Bir omuz verelim. Her zaman böyle istemeye istemeye bazı partilere oy veriyoruz sonra da 'Elimiz kırılsaydı da vermeseydik'. Bu pişmanlığı duymayalım. Yaşamayalım. Ve bir ders verelim bu sistemin partilerine. Şunu soruyoruz hep. 'Ya bugüne kadar oy verdiklerimiz bize ne verdi?' Hep aldılar. Bir vericiler var, bir alıcılar var. Bütün zorlukları bu millet çeksin. Bütün fedakarlığı bu millet yapsın. Bütün çalışkanlığı bu millet yapsın. Her türlü yükün altına sizler girin. Kim için birileri için. Biraz o birilerine bir ders verelim. Bakın hepinizin huzuruna çıktık. Alnımız açık, başımız dik. Bu millete çözüm getiriyoruz. Ağlamıyoruz. Dizimizi dövmüyoruz. Diyoruz ki: Çözüm var. Üreteceğiz, birleşeceğiz. Kaynakları gösteriyoruz. Ve sizin karşınıza aday pırıl pırıl insanlar adaylar çıkartıyoruz. Sizden insanlar getiriyoruz. Gidin 31 Mart'ta pusulayı Vatan Partisi'nin adaylarına vurun ve bir omuz verin. Omuz verin de Türkiye'nin yakın geleceğini de kurtaralım. Bu ülke bizim ülkemiz. Başka gidecek bir yerimiz yok. Bu vatan bizim vatanımız. Bu millet ayaklar altında kalmaz. Türkiye bölünmez. Türkiye borca batamaz. Türkiye'yi başı dik bir Türkiye yapacak. Üreten bir Türkiye yapacak. Belediyeleri halkın belediyesi yapacak bir irade var. Sizden oy istiyor, yetki istiyor, güç istiyor.” SUSEVEN DESTEK İSTEDİ, İDDİALI OLDUĞUNU BELİRTTİ Vatan Partisi Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Suseven de Adana’da halk için çalışacağını, halkla her zaman içiçe olacağını ve iddialı olduğunu aktardı. Suseven, Adana’nın yeni bir seçeneği olduğundan söz etti ve halkın desteğini istedi. Konuşmaların ardından Bursalı ve Suseven, halkla samimi bir şekilde sohbet ederek dertlerini dinledi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Osmaniye'de konuştu: Haber

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Osmaniye'de konuştu:

OSMANİYE (İLKHABER) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Hep beraber, omuz omuza Türkiye Cumhuriyeti'ni tekrar Atatürk'ün partisi yönetene kadar çok çalışacağız." dedi. Özel, partisinin Osmaniye İl Başkanlığı önünde düzenlenen "Halk Buluşması" etkinliğinde, seçimin ardından CHP'yi ayağa kaldırıp, morali yükseltmek istediklerini söyledi. Bir dinleyicinin, hediye ettiği kasketi takan Özel, "1970'lerde bu şapkayı bir CHP genel başkanı taktı, 2 genel, 2 yerel seçimden partimizi birinci çıkarttı. Şimdi Ekrem Başkan şapkayı taktı, 31 Mart'ta İstanbul'u alıyor. Türkiye'de belediyeleri artırıyoruz." diye konuştu. Özel, yerel seçimde Osmaniye ve ilçe belediyelerini kazanacaklarını belirterek, kendisine sahip çıkan partililere teşekkür etti. Partiyi, yaş ortalaması 43 olan Parti Meclisi ile yaş ortalaması 46 olan Merkez Yönetim Kurulunun yönettiğini dile getiren Özel, şöyle konuştu: "Her bakanlığın karşısına bir gölge bakan koyduk. Genel başkan yardımcılarımız büyük emek ve gayretle çalışacaklar. Göreceksiniz, önce 31 Mart'ı kazanacağız. Yetmez, Ekrem Başkan ve Özgür Özel şapkaları taktık önümüzdeki dönem iktidar olacağız. Hep beraber, omuz omuza Türkiye Cumhuriyeti'ni tekrar Atatürk'ün partisi yönetene kadar çok çalışacağız." - "Babaevinin kapılarını açıyoruz" Özel, CHP'yi "babaevi"ne benzeterek, "Babaevi şimdi kalabalıklaşacak. Bayram değil, seyran değil daha seçim atmosferi yok ama değişimin heyecanıyla Osmaniye'de bu meydanı doldurdunuz. Babaevinin kapılarını açıyoruz. Başı sıkışan, derdi tasası olan artık babaevine döner. Zira babaevinin tapusu ne Özgür Özel'de ne Kemal Bey'deydi. Babaevinin tapusu, Ecevit'te de İsmet Paşa'da da yoktu. Tapu bir kişiye kayıtlı, o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk." Osmaniye'nin, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerden etkilendiğini anımsatan Özel, "Verilen sözler tutulmuyor. Yapılması gereken evlerin daha inşaatları yok. Sade 2 blok TOKİ dışında bir şey ortaya çıkmış değil. Oysaki bir yıl dolduğunda evleri vereceklerdi. Bu sözleri takip etmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. Özel, kentteki Suriyeli sığınmacılara değinerek, "Bir an önce Suriye ile barış sağlanmalı, Suriyeliler memleketlerine yollanmalı. Biz de memleketimizin imkanlarını kendi gençlerimize, yoksullarımıza seferber etmeliyiz. Size söz veriyorum; Osmaniye bundan sonra da Özgür Özel'in memleketi olmaya devam edecek." diye konuştu. Platformdaki Ekrem İmamoğlu'na seslenen Özel, şunları kaydetti: "Osmaniye Belediyesini alırlarsa İstanbul Büyükşehir ile kardeş belediye yapar mıyız? 'En güzel projeleri yaparız' diyor. Osmaniye'yi, bu çalışmayan, yüzü gülmeyen, kente bir şey katmayan yönetim anlayışından kurtarın." Programının ardından Özel, ziyaret ettiği CHP İl Başkanı Mehmet Orhun Döğüşcü ile basına kapalı görüştü. Kentteki programları kapsamında Özel, 1991'de Kars'ın Digor ilçesinde teröristlerle girilen çatışmada şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Ökkeş Pehlivan'ın Mevlana Mahallesi'nde yaşayan kardeşlerini ziyaret etti. Daha sonra beraberindekilerle Karaçay Konteyner Kenti'ne giden Özel, burada depremzedelere hitap etti. Bu arada Özel ve İmamoğlu, Hatay'dan Osmaniye'ye geçerken Toprakkale ilçesinde top oynayan çocuklarla şut çekti, sohbet etti.

Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce Antalya'da konuştu: Haber

Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce Antalya'da konuştu:

ANTALYA (AA) - Cumhurbaşkanı adayı ve Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, "Ayın 14'ünde savaşa gitmiyoruz. Seçime gidiyoruz, seçime. Kim kazanırsa cumhurbaşkanınız olacak." dedi.İnce, Konyaaltı Kent Meydanı'nda düzenlenen "Antalya Halk Buluşması"nda vatandaşlara seslendi.Konuşmasının başında elektriklerin kesilmesi üzerine İnce, mikrofonsuz şekilde bir süre vatandaşlarla sohbet etti.Elektriklerin gelmesinin ardından konuşmasına devam eden İnce, 45 gündür her gün bir iftirayla karşı karşıya kaldığını, bunlarla ilgilenmediğini çünkü "abdestinden şüphesinin olmadığını" söyledi.İnce, 14 Mayıs'taki seçimin şölen, bayram, düğün, demokrasi demek olduğunu belirterek, şöyle konuştu:"Sandıkla gelen sandıkla gider. Ama dün Erzurum'da Ekrem İmamoğlu'na bir şey yapıldı. Bakın, İçişleri Bakanı'nın görevi seçim güvenliğini sağlamaktır. Seçimin sonuçlarını sağlama almak değildir. İçişleri Bakanı 'Az bile' diyor. Belediye Başkanı 'Burası Erzurum' diyor. Emniyet Müdürü seyrediyor. Vali seyrediyor. Şimdi Antalya'dan sesleniyorum. Bu ayıptır, demokrasiye bir lekedir. Bu kara bir lekedir. Erdoğan'a sesleniyorum, derhal o İçişleri Bakanı'nı, o Vali'yi, o Emniyet Müdürü'nü görevden al. Bunların fikri bozuk. Bunların sicili bozuk."İnce, Türkiye'de dört cumhurbaşkanı adayı olduğunu, hepsinin kampanya yaptığını, diğer adayların güvenliğinin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a emanet olduğunu dile getirdi.Milletin 5 yıl önce ülkeyi yönetme yetkisini Erdoğan'a verdiğini hatırlatan İnce, "Şu anda bizi, Sinan Oğan'ı, Kemal Kılıçdaroğlu'nu, kendini korumak Erdoğan'a ait. Ama onlar böyle yapmıyor. Asker, polis, devletin askeri, polisidir. Erdoğan'ın değildir. Orada taş atılırken Ekrem İmamoğlu'na, polisler seyredemez. Olamaz böyle bir şey. Sen bu ülkenin silahlı kuvvetlerini, polisini, askerini rakiplerine karşı kullanamazsın. Yabancılara karşı, düşmanlara karşı kullanması lazım." dedi.Bir belediye başkanına taşlı saldırı yapılmasının kabul edilebilir olmadığını söyleyen İnce, "Ayın 14'ünde savaşa gitmiyoruz. Seçime gidiyoruz seçime. Kim kazanırsa cumhurbaşkanınız olacak." ifadesini kullandı.İnce, yıllardır meydanlarda olduğunu vurgulayarak, ilk kez bu kadar genci alanlarda gördüğünü belirtti.Mitinge katılanlardan çevrelerinden en az üç kişiyi ikna etmelerini isteyen İnce, bazı gençlerin AK Parti'li ebeveynlerini ikna ettiklerini söylemesi üzerine "Arkadaşlar bir de bana 'Sen Millet İttifakı'nın oyunu bölüyorsun' diyorlar. Ben Cumhur İttifakı'nın oyunu bölüyormuşum. Millet İttifakı çekilsin, beni desteklesinler, seçim garanti. Bak Millet İttifakı'nın oyları kemik zaten. Burada ayrı yol, üçüncü yol var. Bunlar size gelmiyor. Bunlar AK Parti'den buraya gelmiş. Gelin çekilin, beni destekleyin. Hadi buradan yürüyelim." diye konuştu.

SİVAS - İBB Başkanı İmamoğlu, "Halk Buluşması"na katıldı Haber

SİVAS - İBB Başkanı İmamoğlu, "Halk Buluşması"na katıldı

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun konuşması BB Başkanı İmamoğlu, Sivas'ta "Halk Buluşması"na katıldı SİVAS (AA) - İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Bütün vatanı zenginleştireceğiz, milletin iktidarında Türkiye çok güzel olacak. Bir avuç insan değil, 86 milyon insan kazanacak." dedi. İmamoğlu, Sivas Mevlana Meydanı Miting Alanı'nda düzenlenen "Halk Buluşması"nda yaptığı konuşmada, Sivas'ın cumhuriyet, yiğitler, aşıklar ve ozanlar şehri olduğunu söyledi. Milletin iktidarını kuracaklarını belirten İmamoğlu, "Devletin temellerini adalet üzerine oturtacağız. Kötü, ayrıştırıcı, düşmanlaştırıcı dil bu ülkeye çok zarar veriyor. Sevgi dilini hakim kılacağız, herkesin iyi olması için mücadele edeceğiz." diye konuştu. Türkiye'nin yeni bir döneme ihtiyacı olduğunu vurgulayan İmamoğlu, şunları kaydetti: "İnsanların birbirine kötü gözle bakmadığı, geçerken birbirine eğri eğri bakmadığı, birbirine selam verdiği, selam aldığı bir dönemi başlatacağız. Bu ülkenin farklı görüşleri bir araya geldi, bu seçim bir parti seçimi değil. Türkiye'nin yeniden güvenli, mutlu, huzurlu bir ülke olmasını sağlayacağız. Biz sadece Millet İttifakı'nın iktidarını kurmak için değil, 86 milyon insanın iktidarını kurmaya geliyoruz. Zengin daha zengin olsun diye değil, herkes eşit olsun diye iktidar kuruyoruz. Yoksulun, muhtacın, çocuğun, gencin, kadının yanında durmaya geliyoruz." - "Türkiye çok güzel olacak" İmamoğlu, devletin güçlü olacağını dile getirerek, "Devlet ayırt etmeden vatandaşını sevecek. Devlet herkese güçlü, karakterli bir süreç vadedecek. Devlet en doğusundan en batısına, en güneyinden en kuzeyine memleketin her sathını, güzelleştirecek, zenginleştirecek. Bütün vatanı zenginleştireceğiz, milletin iktidarında Türkiye çok güzel olacak. Bir avuç insan değil, 86 milyon insan kazanacak." ifadelerini kullandı. Seçim gününe kadar çok çalışacaklarını belirten İmamoğlu, 14 Mayıs'ı demokrasi şölenine çevireceklerini sözlerine ekledi. İmamoğlu, konuşmasının ardından Millet İttifakı'nın Sivas milletvekili adaylarıyla vatandaşları selamladı.

ÇORUM - İBB Başkanı İmamoğlu, "Halk Buluşması"na katıldı Haber

ÇORUM - İBB Başkanı İmamoğlu, "Halk Buluşması"na katıldı

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : - İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun platforma çıkışı - İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun konuşması İBB Başkanı İmamoğlu, Çorum'da "Halk Buluşması"na katıldı ÇORUM (AA) - İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çorum’da düzenlenen "Halk Buluşması"nda konuştu. İmamoğlu, Abide Meydanı’nda düzenlenen programda yaptığı konuşmada, 14 Mayıs'ta millet iradesinin iktidara geleceğini söyledi. Hayatının en mutlu anlarını yaşadığını belirten İmamoğlu, "Bu memleketin en doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine beni evinde ağırlayacak, evlat görecek, kardeş görecek, ağabey görecek milletim var, ne mutlu bana. Allah beni size mahcup etmesin." dedi. "Biz Millet İttifakı’yız. Tertemiz geliyoruz." diyen İmamoğlu, şöyle devam etti: "Tek bir yolsuzluk gölgesi, tek bir şaibe yok üstümüzde. Birilerine değil, millete hizmet için geliyoruz. Milletin hizmetkarı olacağız. Nasıl bakacağız millete biliyor musunuz? Makam odamda, masamın arkasında Mustafa Kemal Atatürk'ün Anadolu ziyaretinde Tokatlı bir çiftçinin gözünün içine bakarak, onun derdini dinleyen bir resmi vardır. 12 yıldır odamda o resmi tutarım. Benim gözlerim mavi değil ama hepinizin gözüne Atam'ın gözü gibi bakıyorum." Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu için destek isteyen İmamoğlu, şunları kaydetti: "13. cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, siyasette dürüstlüğün simgesi. Ömrünü hak, hukuk, adalet mücadelesine adadı. Onun liderliğinde geliyoruz. Çok güçlüyüz, çok kararlıyız. İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener hanımefendiyle geliyoruz. İttifakımızın tüm liderleriyle geliyoruz. Sevgili dostum, Mansur Yavaş başkanımla geliyoruz. Bir şahsın, bir grubun, bir partinin seçimi değil, milletin iktidarını kurma seçimi." Seçime bir hafta kaldığını hatırlatan İmamoğlu, "Diyeceğiz ki 'Oyumuz Millet İttifakı'na, oyumuz Kemal Kılıçdaroğlu'na’. İlk turda bitirelim. Birleşe birleşe kazanacağız. 14 Mayıs'a kadar vaktini gece gündüz bu işe ayırmaya, 14 Mayıs'ta sandıklarda görev almaya ve sandıkları asla bırakmamaya, 14 Mayıs günü elinize Türk bayrağını alarak sokaklarda, okul önlerinde halay çekmeye, horon oynamaya, demokrasi şölenine çevirmeye hazır mıyız?" ifadelerini kullandı. İmamoğlu, konuşmasının ardından Millet İttifakı'nın Çorum milletvekili adaylarıyla vatandaşları selamladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.