#Hayal

İLKHABER-Gazetesi - Hayal haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hayal haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gurbetçi zihinsel engelli gencin polislik hayali gerçek oldu Haber

Gurbetçi zihinsel engelli gencin polislik hayali gerçek oldu

24 yaşındaki Kadir Can Acar, Almanya'nın Frankenthal şehrinde dünyaya geldi. Tatil için Türkiye'ye gelen Kadir Can, memleketi Aksaray'daki yakınlarını ziyaret etti. Almanya'da televizyonlarda hep polisiye dizi ve filmler izleyen ve hep polis olmak isteyen Kadir Can'ın hayali gerçek oldu. Ailesiyle Eskil İlçe Emniyet Müdürlüğünü ziyaret eden Kadir Can'a emniyet ekipleri da kayıtsız kalmadı. Kadir Can'a uygun bir kıyafet giydiren ilçe emniyeti personeli, daha sonra emniyet içerisini gezdirerek polislik mesleği hakkında bilgiler verdirdikten sonra trafik polis aracıyla devriyeye çıktı. Eskil İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli Komiser Yardımcısı Mehmet Dalmış, Kadir Can'ın polislik hayalinin bir günlük de olsa gerçekleştiğini söyledi. Kıyafetleri temin edildikten sonra emniyeti gezdirdiklerini belirten Dalmış, “Kadir Can özel bir kardeşimizdir. Ailesi, Kadir Can'ın polis olmak istediğini emniyetimize gelerek bildirdi. Biz de uygun polis kıyafeti temin ettik. Emniyet içerisinde farklı branştaki arkadaşlarımız ile Kadir Can'la yakından ilgilendik, emniyeti gezdirdik ve trafik aracımızla devriye görevini yaptık. Kadir Can'ın bir günlük de olsa gönlünü hoş etmek için elimizden geleni yaptık. Türkiye'ye geldiği zaman Eskil İlçe Emniyet Müdürlüğümüzde her zaman misafir eder, görevlerimizi beraber yerine getiririz. Kadir Can bizi ziyaret ederken Almanya'dan çikolatasını da getirmiş, bizleri de mutlu etti” dedi.

İki kişinin hayaline onlarca kişi ortak oldu Haber

İki kişinin hayaline onlarca kişi ortak oldu

Melih Yiğit - Mikail Şan ŞIRNAK (İHA) -Şırnak Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve İzmir 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından ortaklaşa yürütülen ’Birlikte Resim Sergisi’ projesi çerçevesinde, Şırnak Üniversitesi yerleşkesi içerisinde bulunan Mir Muhammed Ağa-yı Sor Kasrı’nda resim sergisi açıldı. Birlikte projesi kapsamında sanat öğrencileri için karşılıklı öğrenme ve deneyim aktarımına zemin olacak ortaklıklar kuran Kendine Ait Bir Oda (KABO) sanat inisiyatifi ve Şırnak Üniversitesinden akademisyenler Beyza Durhan ile Ayşe Selcen Yücelen birbirinden 1600 kilometre uzaklıktaki iki şehirde yaşayan ve üreten toplamda 18 güzel sanatlar fakültesi öğrencisiyle davetli akademisyenler, sanatçılar arasında iş birliği kurarken; alternatif sanat öğrenimini teşvik eden, ön yargıları kıran ve motivasyon artırıcı bir alanda birlikte çalışarak, yaptıkları resimleri sergide sanatseverlerin beğenisine sundu. Resim sergisi açılışına Şırnak Belediye Başkanı Mehmet Yarka, Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahim Alkış ve Gençlik ve Spor İl Müdürü Abdullah Ayar ile öğrenciler ve sanatseverler katıldı. Düzenlenen sergiyi dolaştıktan sonra İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan Şırnak Belediye Başkanı Mehmet Yarka, daha önce bölgede yaşanan terör olayları nedeni ile bu tür projelerin yapılamadığını ancak sağlanan huzur ortamı ile birlikte artık bir araya gelinebildiğini ifade etti. Başkan Yarka, “Gezdik, gördük. Arkadaşlarımızın becerilerini gördük ve çokta beğendik. Bu projenin, bu çalışmanın Türkiye’nin 100’üncü yılına denk gelmesi bizim için daha da anlamlı bir önem taşıyor. Bizim amacımız, yıllardan beridir bölgemizde cereyan eden terör çatışmalarından dolayı bir araya gelememenin üzüntüsünü yaşıyorken, şuan da artık bir araya gelmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Şırnak’a geldiniz, gördünüz. Belediye Başkanı olduğum günden bugüne kadar ’Biz Anadoluyuz Projesi’ altında bir sürü kardeşimiz geldi. Buradan Muğla’ya, Edirne’den buraya geldiler. Çocuklarımız geldi. Şimdi artık proje üreten kardeşlerimizi arkadaşlarımızı burada görüyoruz. Ülkemiz çok güzel. Her tarafı bir cennet. Ben hep diyorum. Bir başkadır benim ülkem ve memleketim. Şırnak Belediye Başkanı olarak her zaman bu tür projelerin destekçisi ve paydaşı olacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın” dedi. Proje yürütücüsü ve Kendine Ait Bir Oda (KABO) sanat inisiyatifi yürütücüsü Esra Okyay, projenin başlangıç fikrinin tesadüfen İzmir Şirince matematik köyünde düzenlenen bir etkinlikte karşılaştığı Şırnak Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Beyza Durhan ile fikir alışverişinde bulunduktan sonra projenin geliştiğini ifade etti. Okyay; “Bu projenin başlangıç fikri, buradan Şırnak Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Akademisyeni Beyza Durhan ile aynı atölye çalışmasında tesadüfen katıldığımız Şirince Matematik köyünde bir araya geldik. Onla sohbet ederken, Şırnak’ta Güzel Sanatlar Fakültesinde akademisyen olduğunu öğrendim. Bende benzer bir şeyi İzmir’de bir sanat inisiyatifini sürdürdüğümü kendisine söyledim. Sohbet ilerlerken, Beyza’ya Anadolu’dan bir üniversite ile İzmir’den bir üniversite öğrencilerinin bir arada olduğu bir etkinlik düşündüğümü söyleyerek bu işe giriştik. 2 yıldır bu projeyi sürdürüyoruz. Öğrenciler kendi aralarında gruplar oluşturdular. Zoom toplantılar ile hem birbirlerini tanıdılar, arkadaşlıklar kurdular hem de deneyimlerini birbirleri ile aktardılar" diye konuştu. İki kişinin fikri projeye dönüştü Şırnak Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim görevlisi Beyza Durhan; “Benim için bu projeyi sürdürme motivasyonu hem burada ki öğrencilerin alanını genişletmek hem de Şırnak’ta belki buraya gelme ihtimali hiç olmayacak insanları buradan haberdar etmekti. 2 yıl geçti tanışıklığın ve projenin üzerinden. Bugün ki beni en çok mutlu eden ve motive olmamı sağlayan iki şey var. Birincisi başta bu iki kişinin hayali iken, sonra 20 sanatçının katılımı, dünya çapında çok iyi işler yapan sanatçıların yer aldığı, bir çok destekçisi olan bir eğitim modeline dönüştü. Alternatif bir sanat modeli oluşturduk. İkincisi ise daha duygusaldı benim için. 3 yıl önce ben buraya ilk geldiğimde, buraya gelenlerin bir çoğu gibi evim dediğim yerden binlerce kilometre uzaktaydım. Ama bugün onlara ev sahipliği yapıyorum. Yani evin tanımı, evin şekli de değişti benim için" şeklinde konuştu. Berlin’den projeye destek olmak için Şırnak’a geldi Ünlü Ressam Mehtap Baydu Almanya’nın Berlin kentinden projeye destek olmak için geldiğini ifade ederek; “Birlikte Resim Sergisi için buraya davet edildim. Çokta mutlu oldum beni davet ettikleri için. Buradaki gençlerin çalışmalarına tanık olmak, bunları yakından görmek. Çünkü burası çok uzak ve burada olup biteni görmek herkese nasip olmuyor. Bir taraftan da burada ki öğrencilerin de, buradaki sanat öğrencilerinin de sergi ile karşılaşması biraz zor. Bu yüzden de benim için çok kıymetli. Güzel Sanatlar Fakültesinin mezunlarının ilk sergisini görmek ve ufak da olsa bir ucundan tutmak, bir kenarından tutmak beni çok mutlu etti” ifadelerini kullandı.

Annesinin yarım kalan hayalini oğlu tamamlamak istiyor Haber

Annesinin yarım kalan hayalini oğlu tamamlamak istiyor

CANSU ERSOY ADANA (İLKHABER)- Adana'da gelecek yıl yapılacak olan yerel seçimler için adaylar yavaş yavaş belirmeye başlandı. Reşatbey Mahallesi'nde de muhtar adayı olan Mert Kana, mahallenin eski muhtarı olan ve geçtiğimiz yıl vefat eden annesi Zübeyde Nüvit Kana'nın yerine aday olduğunu söyledi. Yerel seçimlere bir 6 ay gibi bir süre kaldı. Belediyeler ve muhtarlıklar için adaylar yavaş yavaş belirmeye başlandı. Adana'da da muhtar adayları adaylıklarını açıklamayı sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl vefat eden Reşatbey Mahalle Muhtarı Zübeyde Nüvit Kana'nın yerine, oğlu Mert Kana'da muhtar adayı olduğunu ve annesinin hayallerini daha iyi bir şekilde devam ettirmek istediğini söyledi. KENDİNİZDEN BİRAZ BAHSEDER MİSİNİZ? Çağ Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi'nde Uluslararası Lojistik ve İşletme bölümlerini okudum. Mesleğim üzerine birkaç yerde çalıştım. Sonrasında şalgam üzerinde bir 'Gıda Üretim Tesisi' kurdum. Pandemi ve annemin rahatsızlığı gibi araya olumsuz durumlar girdi. Annemin rahatsızlığı da uzun sürünce kendimi bir anda onun vefatıyla buraya aitmişim gibi hissettim. Muhtarlığa gelerek 'Onun kaldığı yerden devam etmem, bu mahalledeki insanlara hizmet etmem lazım' diye düşünmeye başladım. Annem 2019 yılında göreve geldi ve çok güzel işler yapmıştı, çok severek görevini devam ettirmişti. Ama yarım kaldı. Ve ben bu yarım kaldığını düşündüğüm hayalleri üzerine ekleme yaparak tamamlamak istiyorum. Annemin bıraktığı yerden çok daha iyisini yaparak devam etmek en büyük hayalim. NEDEN MUHTAR ADAYI OLDUNUZ VE NEDEN MUHTAR OLMAK İSTİYORSUNUZ? Aslında benim muhtarlıktan yana hiçbir beklentim yoktu. Düşündüğüm, hayal ettiğim bir iş değildi. Ben aslında üniversitede okuduğum bölümümün mesleğini yapmayı çok istiyordum. Biz 7 göbekten doğma büyüme Reşatbey'liyiz. Hiç bu mahalleden dışarıya çıkmadık. Benim anneannemin annesi buraya Tepebağ'dan gelmiş. Buraya ilk geldiklerinde anneannemler çocukmuş ve 'Dağın başına niye geldik?' diyerek ağlamışlar. Öyle etrafı boş ıssız bir yermiş burası. Şimdi ise tam tersi bir yer. Yani buralar boşken de biz vardık çok işlek ve modern bir yer oldu yine biz varız. Ben bu mahalleyi küçüklüğümden beri çok severim. Hatta eskiden hep 'Oğlum olursa adını Reşat koyarım' diyordum. O kadar ki mahalleyi içselleştirmiştim. Sonrasında annem muhtar olmak istedi ve muhtar oldu da, çok da başarılı oldu. O vefat edince de benim hayalim olmaya başladı bu hayal. Annem vefat ettikten sonra cenazede aday olmamı isteyen çok insan oldu. Annemden sonra dediğim gibi ben de aday olmak istedim açıkçası. Şu an ben muhtarlığın başında durmuyorum aza olmadığım için. Ama bir elim hep muhtarlığın üzerinde ve hakikaten mahalle için çok iş yaptık. Her iş çok hızlı çözüldü, ne eksikse ilgilendik. Muhtarlığın yetkisi dışındaki tüm işlere de baktık. Çünkü ben annemin muhtarlığı döneminde de onların işleriyle sürekli ilgileniyordum, soruyordum. Her zaman yaptığı yapacağı şeylerle ilgili bir bilgim vardı ve bu yüzden de muhtarlıktan anlıyorum. Şu an burada vekaleten muhtar olan azanın aday olmak gibi bir niyeti yok. MUHTAR OLURSANIZ MAHALLE İÇİN NELER YAPMAYI PLANLIYORSUNUZ? Dediğim gibi yapılacak çok büyük projeler yok. Ama yapılacak bir şeyler her zaman vardır. Mesela inanılmaz bir ekmek kulübesi talebi var. Çevrede var fakat insanlar uzağa gitmek istemiyor, burada olsun istiyorlar. Parkların tekrardan yenilenmesi ve aydınlatılması meselesi var. Onlar dışında asfaltların yenilenmesi, bozuk yolumuzun hiç kalmaması gerekiyor. Reşatbey hak ettiği yere gelsin istiyorum. Burası şehir planına geçen ilk mahalle. Buranın planını Almanlar çizmiş. Sokaklarımızdaki düzen de o biçimde şekillenmiştir. Ayrıca ismi Reşatbey ama Reşatbey'i tanıyan neredeyse kimse yok. Reşatbey aslında çok önemli, geçmişte yaşamış bir şahıs. Atatürk'ün geçmişte bölge verdiği başarılı bir komutan ve Atatürk'e söz verdiği sürede cepheyi alamadığı için intihar eden bir onurlu kahraman. Ama çok fazla bilinmez ve ben tanıtmak, onun için bir kimlik oluşturmak istiyorum. Onun büstünün olduğu, hayatının yazdığı bir yer olsun istiyorum. Şu an elimizden geldiğince her işi çözmeye yardımcı oluyoruz. İnsanlarla bire bir görüşüyoruz. Küsleri bile barıştırmak için bizi arıyorlar, bir konuşsanız diyorlar. Maddi çok eksiğimiz olmasa da manevi olarak eksiklerin hepsini tamamlamak istiyoruz. Buradaki insanlar da bunu fazlasıyla hak ediyor. Bu iş için yeterince tecrübeli ve u işe hakimim. Ve muhtarlıklarda genç insanların da artması gerektiğini düşünüyorum. Muhtarlıkların gençleşmesi, aktif ve sosyalleşmesi gerekiyor. Adana'da 2 tane genç muhtar var. 3.'sü de ben olmak istiyorum. Mahallenin ne eksiği varsa o eksiklikleri giderebileceğime eminim. REŞATBEY MAHALLESİ'NİN SİZİN İÇİN ÖNEMİ NE? Benim gözümde Reşatbey Adana'nın en eski ve en iyi semti. Konum olarak, yerleşim düzeni olarak çok iyi bir yer. Şehir dışından gelen herkes mutlaka Reşatbey'e bir uğruyor. Belediyesi, otelleri, festivalleri, merkezi yerleri burada. Reşatbey ‘den geçmeyen hiç kimse yok. Ben bu semt dışına çok fazla çıkmıyorum önemli bir işim olmadıkça. Ama diğer semtlerde yaşayanlar buraya mutlaka uğramak zorunda kalıyor. Çok önemli ve bana göre pilot bölge olması gereken bir yer.  Annemin vefatından sonra işi bildiğim için benim de muhtarlığa yardım etmemi istediler. Ben de o zamandan beri bu mahalle için elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyorum. Bu zamana kadar da gerçekten çok işler yaptık. Bu mahallede boş arazi olmadığı için yapılabilecek çok da fazla bir şey yok. Sıfırdan yapılabilecek büyük projelerimiz olmadığı için geriye kalan eksiklikleri gidermeye çalışıyoruz. Zaten kurulu bir mahalle. SİZCE BU MAHALLENİN EKSİKLİKLERİ NE? BU MAHALLEYİ GELİŞTİREBİLMEK İÇİN BAŞKA NELER YAPILABİLİR? Yapılacak değil de yenilenecek şeylerimiz var. Mesela muhtarlığımızın içerisinde yer aldığı parkımızın yenilenmesi gerekiyordu. Karacaoğlan Parkı çok kapalı ve atıl durumdaydı. Oranın tamamen açılması, aydınlatılması gibi şeyler yapılabiliyor. Bunun dışında mesela kadın istihdamını arttırdık. Mahalledeki kadınları sosyal hayata daha çok dahil etmek için muhtarlığımızın talebiyle belediyeyle anlaşmalı olarak burada stant kurduk. Geri dönüşüm kutularına vesile olduk. Muhtar zaten yapacağım diye vaatler vermemeli. Çünkü muhtar istek ve ihtiyaçlar doğrultusunda gerekli yerlerle görüşerek onun giderilmesine yardımcı olan aracıdır. Muhtarlık benim için çok kutsal bir görev ve ben hakikaten mahallemi çok seviyorum. Burada ben herkesi tanırım ve herkes de beni tanır zaten. Arkadaşımız, çevremizde herkes burada. Dolayısıyla herkes beni tanıyor ve ben de herkesi tanıyorum. Her sokağını, yolunu bilgiğim mahallemin sorunlarını da biliyorum ve bunları düzeltmek için muhtar olmak istiyorum.

Depremzede Nazlı, tıp fakültesini kazanarak annesinin hayalini gerçekleştirdi Haber

Depremzede Nazlı, tıp fakültesini kazanarak annesinin hayalini gerçekleştirdi

Hatay'ın İskenderun ilçesinde yaşayan ve Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanan 21 yaşındaki Nazlı Buse Duran, annesinin hayalini gerçekleştirdi. Kovid-19 sürecinde babasını kaybeden Duran, 2020'de kazandığı Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümüne gidemedi. İskenderun'da bir kafede garson olarak işe başlayan Nazlı Buse Duran, bu süreçte annesine destek oldu. Çalıştığı kafenin sahibinin desteğiyle kursa giderek yeniden sınava hazırlanmaya başlayan Duran, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerle derslerine bir süre ara verdi. Depremde evleri hasar görmemesine rağmen bir süre tedbiren annesiyle çadırda, ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının koordinasyonuyla Zonguldak'taki Filyos Limanı'ndan İskenderun'a getirilen Miray Cruises firmasına ait kruvaziyerde kalan Nazlı Buse Duran, yeniden sınava hazırlanmaya karar verdi. Deprem korkusunu atlatmalarının ardından geçtikleri evlerinde yeniden derslerine yoğunlaşan Duran, üniversite sınavı sonucu tıp fakültesini kazanarak annesinin hayalini gerçekleştirdi. - "Annemin hayaliydi doktor olmam" Annesinin, kendisi bebekken elini çizerek "İnşallah büyüyünce doktor olursun. Bu eller inşallah reçete yazar" diye deftere yazdığı Nazlı Buse Duran, AA muhabirine, kazandığı bölümle ailesini gururlandırmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Yaşadığı bütün zorluklara rağmen çok çalışarak tıp fakültesini kazandığını anlatan Duran, şöyle devam etti: "Annem, 'Bebeğim oldu adını Nazlı koydum' diye yazmış ve dört aylıkken benim elimi çizmiş. Annemin hayaliydi doktor olmam. Depremde bütün ailesi vefat ettiği halde diğer insanlara yardım için koşan doktorlar vardı. Ben de onlar gibi yardım etmek isterim." Anne Nermin Duran (52) da kızı doğduğunda onun doktor olması için dualar ettiğini ve tuttuğu deftere de yazdığı bu hayalin gerçekleştiğini söyledi.

Köyde halter çalışan bedensel engelli sporcu hayalinin peşinden koşuyor Haber

Köyde halter çalışan bedensel engelli sporcu hayalinin peşinden koşuyor

BURDUR (AA) - BİLAL ALTIOK - Burdur'un merkeze bağlı Güneyyayla köyünde yaşayan 33 yaşındaki bedensel ve görme engelli Hakan Zengin, köy evinin odasında fizyoterapistinin hediye ettiği halter setiyle müsabakalara hazırlanıyor.Doğumundan bir ay sonra belinde oluşan sıvının hastanede ameliyatla alınması sırasında omurilik sinirlerinin zarar görmesi sonucu zaman içinde yürüme ve görme yetisi azalan Zengin, 12 yaşında tekerlekli sandalyeye mahkum oldu.Atatürk Üniversitesi Spor Yönetimi önlisans programı birinci sınıf öğrencisi Zengin, kendi işini kendi görmek ve vücudunun üst tarafını güçlendirmek adına sporla ilgilendi. Fizyoterapistinin yönlendirmesiyle 9 ay önce halterle tanışan Zengin, maddi imkansızlıktan dolayı kent merkezindeki Gençlik ve Spor Bakanlığının spor salonuna gidemeyince evinde çalışıyor.Aydın'ın Nazilli ilçesinde 19 Mart'ta Türkiye Halter Federasyonunca düzenlenen Bedensel Engelliler Türkiye Şampiyonası'nda 59 kiloda kaldırdığı 117 kiloyla Türkiye 2'ncisi olan Zengin'in hayali, milli takıma seçilip Türkiye'yi Avrupa'da ve olimpiyatlarda temsil etmek.- "Müsabakada derece alınca işi ciddiye aldım"Para halter sporcusu Hakan Zengin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kent merkezine 22 kilometre uzaklıkta 400 nüfuslu küçük bir köyde yaşadığını söyledi.Zengin, tedavi sürecinde tanıştığı fizyoterapist Abdullah Bülbül'ün yönlendirmesiyle spora daha sonra da haltere başladığını dile getirerek, Burdur Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün sporcusu olduğunu anlattı.Haftada en az 3 gün kent merkezindeki spor salonundaki antrenmana gitmesi gerektiğini belirten Zengin, çobanlık yapan babasının maddi durumunun yetersizliğinden salona gidemediğini, daha ağır halter malzemeleri alamadığını aktardı.Zengin, fizyoterapistinin kendisine hediye ettiği başlangınç seviyesindeki halter setiyle odasında çalıştığını vurgulayarak, "Ben de 'madem salona gidemiyorum o zaman evimde çalışırım' dedim. Bir yakınımın desteğiyle kısa kalan setin çubuğunu hurdadan demir çubukla uzattım, odadaki yastıkları destek minderi yaptım, bench press sehpam yok, ağırlığı kanepenin üzeri koyarak çalışıyorum. Önceleri can sıkıntısından çalışıyordum. Müsabakada derece alınca işi ciddiye aldım. Şimdi günde iki antrenman yapıyorum." diye konuştu.- "Sporla sanki yeni bir organ kazandım"Spor yaptıkça sporu sevmeye başladığını anlatan Zengin, şöyle konuştu:"Ağırlıkları kaldırdıkça, kendimi geliştirdikçe, bir kilogram daha fazla kaldırdığımda dünyayı kaldırmış gibi hissediyorum, dezavantajlarımı, engellerimi aşıyorum. İçimde bir tutku oluştu, o tutku da şimdilik Türkiye ikinciliği getirdi. Müsabakadaki tribünlerin alkışlamasını duyunca, bir şey başardığını görünce içimde başka bir coşku oluşuyor. Daha fazlasını yapmak istiyorum, daha fazlasını başarmak için elimden geleni yapacağım."Zengin, spor sayesinde dünyaya artık farklı bakmaya başladığına dikkati çekerek, "Sporla sanki yeni bir organ kazandım, spor yapmanın mutluluğu, sporun benden götürdüğü stres yerine mücadele ruhunu getirmesi farklı bir şey. Elimdeki imkanlar doğrultusunda daha fazla çalışıp milli takıma girmek istiyorum. Ardından Avrupa ve olimpiyatlarda madalya almak istiyorum. Kesinlikle bırakmayacağım." ifadelerini kullandı.Baba Doğan Zengin de müsabakada oğlundan daha çok heyecanlandığını belirterek, onu her istediğinde salona götüremediğini, imkanlarının kısıtlı olduğundan desteğe ihtiyaçları olduğunu, oğlunun desteklenirse daha büyük başarılar elde edeceğinden emin olduğunu kaydetti.Anne Hatice Zengin ise oğlunu hiç yalnız bırakmadığını aktararak, "Hakan, küçük yaşından beri sporu seviyor. Oğlumu destekliyorum, ölünceye kadar arkasındayım. Başarılar diliyorum, o başardıkça mutlu oluyorum." diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.