TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#hayvan

İLKHABER-Gazetesi - hayvan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, hayvan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CANKODER canla başla calışıyor Haber

CANKODER canla başla calışıyor

Son günlerde sevimli dostlarımız için canla başla çalışan bir dernek var. Adı CANKODER. Bu derneği diğerlerinden ayıran çok özellik var ama ilk başta dikkatimizi çeken sadece hayvanlara yönelik değil sıkıntıları olan insanlara da yönelik çalışmalar yapmaları. Dernek Başkanı Mert Akdemir’le, sokak canlılarının sorunlarını, hayvan sahiplenmeyi, barınakların durumunu ve yanı başımızdaki hayata dair problemleri konuştuk. RÖPORTAJ: MURAT YILDIRIM Derneğiniz hangi amaçla kuruldu ve yönetiminizde hangi isimler var? Derneğimiz,Türkiye ve öncelikle de Adana’daki hayvanların  ve yardıma muhtaç durumda olan bütün canlıların durumunu gözeterek kurulan bir yapılanmadır. Adana’nın mevcut durumu itibariyle hayvan sever kitlenin yüzde 80’ine yakını yeni bir hayvan koruma yapılanmasını dört gözle bekliyordu. Bizler de bu duruma kayıtsız kalamadık. Yedi kurucu üyenin bulunduğu derneğimiz başkanı Mert AKDEMİR, yardımcısı Renda METİN, genel sekreteri Sibel SEYİTOĞLU, saymanı Olga DAĞGEÇEN,yönetim kurulu üyeleri; Hesna PAMİRALAN, Şebnem SEVUK, Sinan KOCAMAN’dır. Ne tür etkinlikler düzenliyorsunuz? Etkinliklerimiz oldukça geniş ve uluslararası bir çaptadır. Saha çalışmaları beslemeler hayvan kurtarma, AB projeleri,  sokakta yaşayan insanlara yardım, maddi durumu iyi olmayan öğrencilere eğitim bursu, maddi durumu yetersiz ailelere gıda yardımı vb. çok türlü etkinlik tiplerimiz bulunmaktadır. Sokak hayvanları dışında insanlara da yardımlarınız oluyor. Bu konuyu biraz açabilir miyiz? Aslında bu soruya bir önceki soruda yanıt verdim ancak kısaca ayrıntılandırmak da yarar vardır sanırım. Sokak hayvanları dışında öğrencilere burs sağlıyoruz. Maddi durumu kötü ailelere gıda-giysi-eşya yardımında bulunuyoruz. Suriye’de savaşan Türkmen kardeşlerimize gıda-giysi yardımında bulunduk. Ayrıca Van’daki bir okula başlangıç olarak Kıbrıs’ta kardeş okul ayarladık. Bu tür yardıma muhtaç olan bütün canlılara elimizden geldiği sürece yardımcı olmak istiyoruz. Hayvanların kısırlaştırılması aynı zamanda onların doğasını bozmak anlamına gelmez mi? Öncelikle doğalık kavramının kalmadığı gerçeği üzerinde durmak gerekir. Kedi ve köpekler binlerce yıl önce doğada avlanarak, çiğ et yiyerek yaşamını sürdürürken binlerce yıl önce evcilleştirilip doğalarını yitirmiştir. Ne yazık ki günümüzdeki hızlı kentleşme ile birlikte birçok sorun da beraberinde gelmektedir. Bu sorunların en büyüğü ise hayvanların sığınma yerlerinin kalmaması. Hayvan sayısı bir sınırda tutulamazsa hızla üreyip insan sayısını geçebilir. Beraberinde gelecek olan onlarca sorunun tek çözümü kısırlaştırmaktır. Batı yıllardır hayvanları öldürmekte ancak yine bu kalıcı çözüm olmamaktadır. Türkiye’deki bilinçsiz kişilerin kısırlaştırmaya karşı bildiği tek şey ;’’Soyları tükenir. Günahtır.’’Hayır soyları tükenmez çünkü bunu başarabilecek bir teknoloji günümüz dünyasında yoktur. Olsaydı hayvan düşmanı ülkeler çoktan yapardı. Günah kavramına gelince;  açlıkla, şiddetle bir yaşam süren canlara bir parça bayat ekmek vermemek daha büyük günahtır. Kısırlaştırma işlemi kimyasal ya da sağlıksal açıdan hiçbir zarar vermezken yarar bile sağlamaktadır. Kısırlaşan hayvanlar uysallaşır ve daha uzun yaşar. Nereden ya da kimlerden destek alıyorsunuz? Derneğimize şu güne dek yapılan katkılar, insanların bizleri aramasıyla ve yaptıklarımızı görüp yardım etmek istemesiyle gelişmiştir. Yalnızca Tekir için yardım çağrısında bulunduk ve ona bile çoğu kişi biz demeden kendi yardım etti. Yani insanlar yapılan etkinler ve derneğin kişileri sayesinde kime destek olacağını çok iyi bilmektedir. Özellikle de Belçika’dan gelen kardeş dernek önerisi ile tanışma toplantısı bizlerin başarılarının uluslar arası camiada yankı uyandırdığının en büyük kanıtıdır. Diğer derneklerle işbirliğiniz oluyor mu? Elbette bazı derneklerle işbirliği içindeyiz. Ama Uluslararası sivil toplum örgütleri içerisinde dünyanın en büyük hayvan hakları derneklerinin başında gelen merkezi Belçika’da olan GAİA ile ortak çalışma yürütmeye başladık. Barınakların temel sorunları nelerdir? Hiçbir barınak dört dörtlük değildir ve bazı eksiklikler vardır elbette. Barınakların temel ve en büyük sorunu köpekler arasındaki bulaşıcı hastalıklardır. Bunun da önlemini almak olanak dışıdır. İnsanlarda da olduğu gibi sağlıksız bir kişi onlarca sağlıklı insanın içine girerse hepsi hasta olur. Hayvanlarda ise bu daha büyüktür çünkü hareket alanları kısıtlıdır. Barınağa düşen bir yavru en çok bir hafta yaşamaktadır. Yetişkinler ise çıkana dek hastalık kaparak sağlıksal yetilerini yitirmektedir.  Barınakların en büyük sorunlarından birisi de hayvan düşmanı belediyeler,  çalışanla, yönetim ve bunlara göz yuman belediyeci sivil toplum örgütleridir. Hayvan sahiplenme sağlıklı işliyor mu? Hayvan sahiplenmek oyuncak almaya benzetiliyor yurdumuzda. Doğum günleri, karne hediyesi, 14 Şubat vb. günlerde alınan büyüdükçe sıkılan sıkıldıkça atılan bir oyuncaklar onlar insan gözünde. Hayvan sahiplenmek eve bir birey katmaktır. BU yüzden ona ayırabileceğiniz gezdirme-ilgilendirme saatleri, beslenme türü, sağlıksal giderleri vb. iyice düşünülmeli. Uyum sağlayabileceğiniz bir köpeği seçmelisiniz. Yani dar bir eve çoban köpeği ya da koskoca bahçeye Terrier koymak doğru değildir. Önemli olan istedikleriniz değil koşullarınız olmalıdır hep. Yuva bulduğunuz canlıları daha sonra da takip ediyorsunuz. Zor olmuyor mu? Yuvalandırdığımız hayvanların takibi bizler için güç olmuyor. Verdiğimiz yerler güvenilir olduğu için belli aralıklarla video-görsel yolluyorlar. Bunun yanı sıra arada bir konuk olmaya gidiyoruz evlere. Tabi ki çok sıkıp da insanları boğmayı seçmiyoruz. Evde beslenen hayvanların tüylerinden başta kist olmak üzere birçok hastalık geçebileceği kanısı var. Doğru mudur? Kulaktan kulağa dolma tonlarca söz vardır bu konuya ilişkin. Elbette hastalık belirtileri uyandıran durumlarda kedi ve köpekler de vardır. Düzenli olarak aşılanan ve temizlenen hayvanlarda hiçbir sorun olmamaktadır. Kedi ve köpekler kendini temizleyen canlılardır. İşin hastalık ve mikrop boyutu ele alınacaksa günde onlarca kez elimize hatta cebimize aldığımız madeni arpalar hastalık yuvasıdır. Ya da ipini bağladığımız ayakkabılar, tuvaletler, toplu taşıtlar vb… Bebekliğimden beri gerek ev gerekse de sokak hayvanlarıyla iç içe büyüdüm. Yeri geldi tüyünü yuttum yeri geldi sevgi gösterisi için beni yaladılar. Ancak hiçbir sağlık sorunu yaşamadım. Çevremde de yaşayan yok. Bu nedenlerden ötürü hasta olduğunu söyleyenler günlük yaşamlarındaki kirliliği unutmaktadır. Bu kadar kısa süre içinde büyük işler başardınız. Zorlandınız mı? Biraz iddialı bir soru ancak buna da yanıt vermemek olmaz sanırım. CANKODER, Adana’nın gereksinim duyduğu bir dernekti. Kurucularımız yıllardan bu yana bireysel olarak ellerinden gelenin fazlasını yapıyordu. Örgütlenmemizin ilk aylarında yaptığımız ortadayken geleceğe dönük olarak ben bile yetkin yanıt veremiyorum. Çünkü başarımızın sınırı yok. Kısa sürede yıllardan bu yana var olan yüzlerce derneğin yapamadığını yaptık. Önümüzdeki aylar için konuşacak olursak; gençlik yapılanmamız hızla oluşmakta. Hoş, derneğin kurucuları da genç ancak dediğim gibi bizler gelecek kuşağı kazanmak istiyoruz. Üniversite ve gençlik yapılanmamız günden güne büyüyor. AB projeleri başta olmak üzere Adana için ilk ve kurtarıcı ışık rolündeki bir projenin başlangıcını verdik. Umarız ki en kısa sürede daha güzel etkinliklerde birlikte oluruz. Biz ya olması gerektiği gibi olacağız ya da hiç olmayacağız. Etkisiz ve niteliksiz bir yapılanma olmak bizlerin kabulleneceği bir şey değildir.

Gürer: “Hayvan varlığı azalıyor” Haber

Gürer: “Hayvan varlığı azalıyor”

ADANA (İLKHABER) -  CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkemizde et ve süt üretiminin son yıllarda düzenli azaldığını belirterek, “Üretim düştükçe fiyatlar artıyor, üretici kazanamıyor ama vatandaş pahalıya ürün alıyor. Bu durum Türkiye için gelecek adına büyük bir risk teşkil ediyor” dedi.  Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yaptığı açıklamada, et ve süt üretiminde yaşanan sorunlar ve hayvancılık sektörünün geldiği son durum hakkında değerlendirmelerde bulundu.  Ülkemizde et ve süt ürünlerinin fiyatlarını düzenli arttığını bu sürecin üretici ve besiye değil aracı ve ithalatçıya yaradığını ve bu durum devam etmesi halinde Türkiye’de et üretiminde sorunları katlayacağını söyleyen CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bu olumsuzluğun iktidarın verilerinizde önümüzdeki süreçte de devam edeceğinin öngörüldüğüne değindi.  ET SORUNU ARTABİLİR  2022 yılında 2 milyon 192 bin 652 ton olan kırmızı et üretim miktarının, 2023 yılı için 1 milyon 945 bin ton olarak planlanmasına rağmen 1 milyon 827 bin ton olarak gerçekleşeceğini belirten Gürer, “2024 yılı için hedef 1 milyon 727 bin ton, 2025 yılı içinde tahmin 1 milyon 764 bin ve 2026 yılı içinde tahmin edilen üretim miktarının 1 milyon 788 bin ton olarak belirlendi. Bu veriler ışığında gelecek yıllarda et konusunda artan nüfusa orantılı olarak sorunun derinleşeceği öngörülüyor ” değerlendirmesinde bulundu.  HAYVAN VARLIĞI AZALIYOR  TÜİK’in verilerine göre ülkemizde hayvan varlığının da azaldığına dikkat çeken CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2021 yılında 18 milyon 36 bin 117 olan büyükbaş hayvan varlığımız 2022 yılında 17 milyon 23 bin 791’e, 2023 yılında ise 16 milyon 687 bin 768’e geriledi. Küçükbaş hayvan varlığında ise 2021 yılında 46 milyon koyun varken, 2022 yılında 44 milyona 2023 yılında ise 42 milyona geriledi” diye konuştu. SİYASİ İKTİDAR SORUNLARA KULAK TIKADI  Süt ineklerinin, gebe ineklerin, düvelerin kesime gittiği dönemde iktidarı çokça uyardıklarını anlatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, dönemin bakanlarının ise Türkiye'de hayvan varlığının arttığını ve sorun olmadığını söylediklerini ancak istikrarlı bir şekilde hayvan varlığımızın azaldığını aktardı.  Bir düvenin kesime gönderilmesinin 5 yavrudan mahrum kalınmasının yolunu açacağına değinen CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Hayvan varlığı azaldı. Bugün bir hayvan büyütüldüğünde doğum yapma sürecine ermesi 2-3 yılı alıyor. O kesilen hayvanlarla önemli ölçüde hayvan varlığımızı yitirdik. Et tüketiminde dünya ortalaması ve Avrupa ortalamasının altında olmamıza rağmen bu sorunlar ortaya çıktı. Bu yılın ilk 8 ayında 599 milyon Dolar tutarında et ve ürünü ithal ettik. Et ve et ürünlerindeki hayvan ithalatına ödenen para ise yüzde 635 oranında arttı. İthalat artıyor, bu nedenle Türkiye’nin dövizi yurtdışına gidiyor. Ahırlarımız boşalıyor. Kırsal işletmelerde hayvancılık yapanların sayısı azalıyor. Yem ithalatının önü kesilmiyor. Yem fiyatlarındaki artış hayvancılık yapanların canını okuyor. Hayvan refahının sağlanmaması, ahır giderlerinin artması, elektrik, mazot, aşı, işçilik, veteriner hekim ve çoban giderlerinin artması sorunu daha da derinleştiriyor” şeklinde konuştu.  BESİCİLERİN KAFASI KARIŞIK  Meraların ıslah edilmemesinin mera hayvancılığını bitirdiğini, hayvanların 12 ay boyunca yemle beslendiğini anlatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yemle hayvan beslendiğinden hayvan satışından kazanılan parayı, besici ve hayvancı kazanamıyor. Artan faizler dolayısıyla besicilerin de kafası karışık. Görüştüğümüz üreticiler, 'biz bu hayvanı 12 ay besleyeceğimize satıp, o parayı faize yatırırsak daha çok para kazanırız' diye bir düşünce de var” değerlendirmesinde bulundu.  TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK BİR RİSK  Hayvan sattığından elde ettiği faizin, havana baktığında sattığından elde ettiği paradan daha çok olması hesaplandığında hayvancılık yapmanın zor olduğuna işaret eden CHP Milletvekili Gürer, “Bu tablo Türkiye için büyük bir risk. Çünkü et ve süt ürünlerinin fiyatlarının daha artması ve daha çok ithalatın yolu açılacak” dedi.  HAYVAN VE ET İHTALATI KİMLER TARAFINDAN YAPILIYOR? Hayvan ve et ithalatının kimler tarafından yapıldığının kamuoyu tarafından da bilinmesi gerektiğine işaret eden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “İthalatçı bir anlayış, hayvancılık politikasında da geriye düşmeye neden oluyor. Bitkisel üretim de de gerileme var. 2024-2025 tahminlerine göre mevcuttaki üretim miktarı 130 milyon tonda kalıyor. Mevcuttaki üretim sabit tutulduğuna göre bu durumda nüfus artışına göre Türkiye’nin bitkisel üretiminin de sorunlu olacağı görülüyor. 24 üründe arz açığı olduğu bizzat Bakanlar tarafından soru önergemize verilen yanıtlarla belirtildi. Bu sürecin devam etmesi özellikle hububat, bakliyat, mısır, soya ve doğrudan sofraya gelen bitkisel ham yağ açığının devamını de gösteriyor. İktidarın kafasının karışık olmasının sonucu bu duruma gelindi. Son 22 yıldır tarım ve hayvancılık konusunda gerekli planlama yapılmadı. 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 12. Kalkınma Planı'nda tarım ve hayvancılığa ayrılan destekleri de yetersiz” diye konuştu. SÜT FİYATI BASKILANIYOR AMA RAF FİYATLARI BASKILANMIYOR Ulusal Süt Konseyi’nin sür üreticilerinin süt fiyatlarını sürekli baskılıyor olmasının üretici ve besici bu işten uzaklaştırdığına da değinen Gürer, “Raf fiyatları baskılanmadığı için vatandaş pahalıya ürün alıyor. Bugün peynir fiyatları nerede ise etle yarışıyor. Türkiye’nin en büyük para birimi 200 lira ile 1 kilogram et bile alınamıyor, peynir dahi alınamıyor. Hayvancılık ve hayvanlarla ilgili sorunların ortadan kaldırılması için mutlak surette süt inekçiliği yapanların desteklenmesi, kooperatifler aracılığıyla ürünlerin değer bulmasına katma değerli ürünler üretmesi ve üreticilerim sorunlarıyla ilgilenilmesi gerekir” diye konuştu. DESTEKLEMELER YETERSİZ Verilen desteklerin yetersiz olduğunu ve desteklemelerin de amacına ulaşmadığını vurgulayan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yaptığı açıklamada, “Türkiye’de siyasi iktidarın planladığı ve kamuoyuyla paylaştığı veriler et ve süt krizinin derinleşeceğini gösteriyor ki bu konuda acil önlemlere ihtiyaç var. Hayvancılığı bırakanlar kente göç ediyor. Kırsaldan büyük şehirlere göç eden üreticiyi, besiciyi yeniden kırsala döndürmek zor. Süt inekçiliğinde de sorunlar arttı. 150-200 hayvanı olanların hayvan sayısı 100’ün altına düştü” şeklinde konuştu.  ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, buzağı ölümlerinin engellenmesi, hayvanların hastalıklardan ari tutulması için çalışmalar yapılması, yem fiyatlarının mutlak surette düşürülmesi, yem fiyatları düşürüldükten sonra ürünlerin katma değerli ürünlere dönüştürülmesini sağlayacak kooperatiflerin kurulmasının yolunun açılması gerektiğini de sözlerine ekledi. 

Nihat Köse: Aşı yemlerine kesinlikle dokunmayın Haber

Nihat Köse: Aşı yemlerine kesinlikle dokunmayın

Serhat ŞANLI  ADANA (İLKHABER) – Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yaban hayatında kuduz hastalığı ile mücadele için başlattığı, "Türkiye'de Kuduza Karşı Oral Aşı Temini" Projesi kapsamında, 29 ilde 15-20 Ekim tarihleri arasında yaban hayatı bölgelerine, yaban hayatına daha yakın ilçelerinde yerleşim yerleri hariç alanlara uçakla aşı yemleri atılacak. Proje kapsamında kuduz hastalığının yoğun olarak görülebileceği alanlarda yılda iki kez olmak üzere üç yıl havadan aşılama çalışması yürütülecek. Yapılan çalışma hakkında gazetemize konuşan Adana Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse, projenin yaban hayatını koruma adına büyük önem arz ettiğini söyledi. Projede yer alan 29 il içerisinde Adana ilinin de olduğunu belirten Nihat Köse, “Son zamanlarda Türkiye'yi kuduz yönünden dünya kuduz riskli ülkeler listesine koydu ayrıca ülkemizde artık kuduz vakaları görülmeye başladı Tarım bakanlığı bu kapsamda bir çalışma başlattı. Bununla beraber ülkemizde içerisinde Adana’nın da olduğu 29 il bu proje ile birlikte yaban hayatını koruma altına alınması kararlaştırıldı.  Bu iller; Adana, Adıyaman, Ağrı, Amasya, Ardahan, Bitlis, Batman, Bingöl, Çorum, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Sinop, Samsun, Yozgat, Tokat, Sivas, Nevşehir, Kars, Kayseri, Kahramanmaraş, Konya, Malatya, Muş, Mersin, Niğde, Osmaniye ve Tunceli şeklinde olmakla beraber, yemle aşılama 15-20 Ekim tarihleri arasında yaban hayatı bölgelerine, yaban hayatına daha yakın ilçelerinde yerleşim yerleri hariç alanlara uçakla aşı yemleri atılacak.. Ayrıca proje kapsamında kuduz hastalığının yoğun olarak görülebileceği alanlarda yılda iki kez olmak üzere üç yıl havadan aşılama çalışması yürütülecek” diye konuştu. Yaban hayatında özellikle tilkilerin çiftlik hayvanları ile irtibatlarının yüksek olması sebebi ile aşılanmasının planlandığını belirten Nihat Köse, “Bu bakımdan tilkilere özel köfte biçiminde hazırlanan aşı yemleriyle kuduz hastalığının hayvanlar arasında yayılması önlenecek.  Adana’da 15-20 Ekim tarihleri arasında aşı yemleri atılacak ve vatandaşlarımızın havadan atılan aşılı yem bulduklarında kesinlikle dokunmamaları gerekir. Özellikle de çocuklar bu aşılı yemlere dokunmamalı. Kapsülün içindeki aşı göze veya ciltteki açık bir yaraya temas ederse, temas noktalarının su ve sabun ile yıkanması ve derhal bir sağlık kuruluşuna müracaat etmeli..” sözlerine yer verdi. YEMLERE KESİNLİKLE DOKUNMAYIN Atılacak yemler hakkında bilgi veren Nihat Köse, “Bölgemizde tilkilerin yaşayabilecekleri alanlara uçaklar aracılığıyla aşı yemleri atılacak. Yemler, kokusu ve lezzeti ile çok uzak mesafelerden dahi tilkileri kendine çekecek şeklinde hazırlandı.  Yemlerin dış kısmı köfte şeklinde olup, içerişinde aşı kapsülleri bulunmaktadır. Bu aşı, tilkilerin ağızları yoluyla vücutlarına girmekte ve tilkileri kuduza karşı korumaktadır. Tilki nüfusunu kuduza karşı korursak, diğer hayvanlarımız örneğin sığırlarımız ve bizler bu hastalığa yakalanmayız.  EVCİL KÖPEKLER BİR HAFTA BOYUNCA BAŞOBOŞ BIRAKILMAMALI Bu yemleri bulduğumuzda dokunmamalıyız çünkü dokunursak, yemlerin kokusu değişir ve tilkiler bu yemleri yemez. Ayrıca yemlerin atılmasını takip eden bir hafta süresince köpeklerimizi başıboş bırakmamalı, yemleri yemelerine engel olmalıyız. VETERİNER HEKİMLER SAĞLIK İÇİN ÖNEMLİ Sağlığını korumak bağlamında veterinerin hekimlerin önemli olduğuna dikkat çeken Adana Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse, şu açıklamalara yer verdi; “Acılarını dilleriyle değil ancak sesleri ve bakışlarıyla anlatabilen hayvanların dertlerini dindiren, sağlıklı hayvan, sağlıklı gıda ve neticede sağlıklı nesillerin yetişmesine öncü olan, hayvan sağlığı, gıda güvenliği, hayvansal üretim, hayvan refahı, biyoteknoloji, biyogüvenlik, çevre sağlığı ve veteriner halk sağlığı ile üretimden tüketime, kadar olan gıda kontrolünün bütün halkalarında veteriner hekimler yer alır.. Yani hem hayvan sağlığı, hem de insan sağlığının korunmasına yönelik olarak eğitim gören ve faaliyetler yürüten tek meslek grubu veteriner hekimlerdir. Bugün Sağlık Bakanlığı’nın tehlikeli görüp ihbarını mecbur kıldığı 50 hastalıktan 26’sı hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar olup, ülkemizde Dünyadaki 200’ün üzerindeki zoonotik hastalığın ortalama 5/2’sine rastlanmaktadır.  Halen en çok rastlanan zoonotik hastalıklar olarak Brucella (Malta humması), Şarbon, Salmonellozis, Tüberküloz, Kırım Kongo Kanamalı ateşi, Tokzoplazma, Kist Hidatik ile Kuduz hastalıklarını saymak mümkün. İşte tüm bunlarla mücadele eden, çözüm üreten sağlık grubu veteriner hekimliktir. Ayrıca veteriner hekim tarafından muayene edilmemiş hayvandan elde edilen her türlü gıda sağlıksızdır. Zoonoz Hastalıkları bilen veteriner hekimlerdir ve hayvan sağlığı konusunda karar vermeye yetkili tek meslek yine bizim mesleğimizdir. Sürdürülebilir hayvancılık ve sağlıklı et konusunda veteriner hekimler işin uzmanı konumundadır. Bu bakımdan veteriner hekimler çok önemlidir. Veteriner hekimler olarak geçmişte olduğu gibi gelecekte de sağlıklı bir toplum için sağlıklı çevre, sağlıklı hayvanlar ve güvenilir gıda olması gerektiği bilinciyle bilgi, iletişim, robotik, nanorobotik, yapay zeka teknolojileri ile biyokontrol, biyoteknoloji ve genetik gibi çağın gereklerine uygun bilimleri holistik bir yaklaşımla hem hayvan hem de insan sağlığı yararına etkin olarak kullanan tek sağlık çalışanı olmaya devam edeceklerdir..”  

Şap nedeniyle 15 köy karantinaya alındı Haber

Şap nedeniyle 15 köy karantinaya alındı

Çorum’un Sungurlu İlçesi’ne bağlı Büyükincesu köyünde görülen şap hastalığı nedeniyle 15 köy ve merkez mahalleleri karantinaya alındı. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri köylerde aşılama çalışması başlattı. İlçeye bağlı Büyükincesu Köyünde şap hastalığı nedeniyle, 10 kilometre çapı içerisinde kalan Küçükincesu, Kamışlı, Çavuş, Kırankışla, Akçalı, Kemallı, Küçükpolatlı, Tatlı, Göller, Beşkız, Körkü, Salman, Ayağıbüyük, Gökçam Köylerinin ve Çiftlik Mahallesi hariç merkez mahalleleri karantinaya alındı. Bölgeye hayvan ve hayvansal ürünlerin giriş ve çıkışlarına kısıtlanma getirilirken, hayvanların ise meraya bırakılması yasaklandı. ’Aşılama çalışmalarına başlandı’ İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri köylerde aşılama çalışması başlattı. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü Veteriner Hekim Semih Yaman, “Büyükincesu Köyü’nde şap hastalığı çıktı. 3 kilometre çapında koruma, 10 kilometre çapında ise gözetim bölgesi oluşturuldu. Bu alan içerisinde 15 köy ve merkez var. Bu çerçevede Küçük Polatlı Köyü’ne aşılamaya geldik. Şimdi sığırların aşılaması bitmek üzere. Daha sonra küçükbaş aşılamasına başlayacağız. Bu hafta içinde yaklaşık 7 bin 500 büyükbaş, 7 bin 500 ise küçük baş hayvanın aşılamasını tamamlamayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.