#Hayvancılık Sektörü

İLKHABER-Gazetesi - Hayvancılık Sektörü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hayvancılık Sektörü haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ömer Fethi Gürer, Ulukışla’da hayvancıların sorunlarını dinledi Haber

Ömer Fethi Gürer, Ulukışla’da hayvancıların sorunlarını dinledi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Ulukışla ilçesinde hayvancılıkla uğraşan üretici Murat Dündar’ı ziyaret ederek hayvancılık sektörünün içinde bulunduğu darboğazı yerinde dinledi. Görüşmede yem fiyatları, süt maliyetleri, ithalat politikaları ve denetimsizlik başta olmak üzere hayvancılığın temel sorunları konuşuldu. “3 Milyon tarım işletmesinin %62’si hayvancılıkla uğraşıyor” Ömer Fethi Gürer, “Hayvancılık sektörü, et ve süt yanında tekstil, deri, kozmetik ve ilaç sanayi kollarının da hammaddesini sağlıyor. Son yapılan sayımlarda 3 milyon 22 bin tarım işletmesi ülkemizde bulunuyor. Tarımsal yapı araştırmasına göre bu işletmelerin %62’si hem bitkisel üretim hem hayvancılık yapıyor. Yani hayvancılık yapan artık çiftçilik yapmıyorsa, bu işin sürdürülebilirliği kalmamış demektir,” şeklinde konuştu. “Türkiye, 2010’dan bu yana 11 milyon hayvan ithal etti” Türkiye’de hayvan varlığına ve ithalata dikkat çeken Gürer şunları söyledi: “Ülkemizde 16 milyon 800 bin büyükbaş hayvan var. Bunların 1 milyon 700 bini dışında, geri kalanı kültür ve kültür melezi. 2010 yılından beri hayvan ithalatı yapılıyor. Kendi kendine yeten ülke, yurtdışından hayvan getiriyor. 2010’dan bu yana 11 milyon baş hayvan ithalatı yapılmış ama et ve süt sorunu hâlâ devam ediyor. Holstein, Simental gibi et ve süt verimi yüksek hayvanların yıl boyunca kapalı ortamda yemle beslenmesi, hayvancılık yapanları ciddi ekonomik zarara uğratıyor. Çünkü yem fiyatları sürekli artıyor ve hayvandan aynı verim alınamıyor.” Dündar, “Hayvancılık sürdürülemez hale geldi” Üretici Murat Dündar, girdi maliyetlerinin hızla yükseldiğini belirterek, “Mayıs 2024’te 50 kiloluk torbası 540 liraydı. Şu an 760 lira. Bir hayvana günde ortalama 15 kilo yem veriyoruz. Bunun içinde 13 kilo mısır silajı, 2.5-3 kilo beyaz saman, 15 kg süt yemi ve arpa var. Şu an sütün litresi 18 lira 35 kuruşa çıkarıldı ama bizim giderimiz 20-21 lira civarında. Bu şartlarda kurtarması için fiyatın en kötü 24-25 lira olması lazım. Şu an 18 lira 35 kuruş fiyatı var ama biz bu fiyata veremiyoruz. Şu anda verdiğimiz fiyat 16 lira 30 kuruş, bazı yerlerde 16 lira, kazanma şansımız yok. Girdi maliyetleri arttı. Verdiğimiz süt maliyeti karşılamıyor. Aile işletmesiyiz, çocuklarımızla birlikte çalışıyoruz. 5 kişiyiz burada, hepimiz çalışıyoruz. Ortalama 28-30 litre arası bir ineğimizden süt alıyoruz. Ama yem vermezsen bu düşer. 13-15 kilo süt yemi, mısır silajı, kepek, arpa veriyoruz. Eğer vermezsek süt 8-10 litreye düşer. Mecburen vermek zorundayız. Şu an 55-60 sağmal hayvan var. Geçen yıl toplam 140 hayvan vardı, şimdi 105-110 civarına düştü. Küçülmek zorunda kalıyoruz. Çünkü yem pahalı. Eğer yem torbası 760 lira değil de 400 lira olsa, 15 kilo yemle 35-40 litre süt alırdım. 6-7 ayda bir destek geliyor ama etkisi yok. Ulusal Süt Konseyi'nin 50 kuruş artırması yeterli değil. 6 ayda verdikleri artış sadece 1.20 kuruş. Ahır giderleri arttı. Aşılar ücretli. Eskiden bir yıl ücretsizdi, sonra hep ücretli oldu. 20 yılı aşkın süredir ücretli. Veteriner sistemi yok, biz veterineri getiriyoruz. Aşı, ilaç, yem, elektrik, mazot hepsi gider. Bu işin maliyeti çok fazla. Her şey arttı. Ahır giderleri artınca hayvancılık sürdürülemez hale geldi. Çiftçilik yapmayanın bu işi sürdürmesi mümkün değil” diye konuştu. Dündar, “Üretiyoruz ama kazanamıyoruz” Dündar “Sermayesi olan parasını bankaya yatırıyor, aylık 450-500 lira alıyor. Biz hayvancılıkla uğraşıyoruz, üretim yapıyoruz, katkı sağlıyoruz, ama ekonomi döngüsü içinde karşılığını alamıyoruz. Sabah 5’tekalkıyoruz, hayvanlara bakıyoruz, altlarını temizliyoruz, yem veriyoruz, ama para kazanamıyoruz. Bu durumda neden yapalım ki? Satarım malımı, tarlamı, yatırırım bankaya. Hiç değilse saatim belli olur, günüm belli olur. Sermaye varsa yatırım yapılır ama ben bırakamıyorum. O kadar yatırım yaptım. Fakat artık hayvancılıkta sorunlar çoğaldı. Hayvanlarda ishal gibi hastalıklar var. 5 miligramlık bir aşı 500 lira. Ben aşıyı almak için 35-40 litre süt satmam lazım. Bir aşı almak için ciddi maliyet gerekiyor. Koruyucu aşıların 100 gramı 5-6-7 bin lira. 1 litre yağsız süt 32 lira. Markette 32 lira olan sütü bizden 16 liraya alıyorlar. Devlet denetlemiyor. Ulusal Süt Konseyi 18 lira 35 kuruş fiyatı açıkladı ama sanayici 16 liraya alıyor. 1.20 kuruş zam verildiğinde 60 lira yem zammı geldi. Yani süt fiyatı açıklanır açıklanmaz yeme zam gelir. Bu hiç şaşmaz” dedi. “Hayvancılıkta kriz derinleşiyor” Ömer Fethi Gürer, “Taban fiyat uygulanmalı. Sanayici hem sütü düşük fiyata alıyor hem yemi pahalı satıyor. Üstelik yemi yurtdışından ithal ediyoruz, büyükbaş hayvanda mera hayvancılığı önemli ölçüde bitti.12 ay kapalı yemle beslenen hayvan gideri arttı. Hayvan hastalıkları, buzağı ölümleri gelişmiş ülkelere göre ülkemizde yüksek. Süt yemi ile verim artıyor. Süt yemi fiyatı ise durmuyor. Hayvancılıkta gelir gider dengesi bozulması küçük aile tipi işletmelerin ayakta kalmasını zora soktu. Hayvan işletmeleri her yıl bir önceki yılı aratıyor. Dert çok gelir sınırlı. İktidar ithalatı değil, yerli hayvancılık yapanı desteklemelidir Ahırda artan sorun rafta et ve süt ile et ve sütten elde edilen ürünlere zam olarak yansıyor” diye ifade etti.

Gürer: Hayvancılıkta sorunlar ithalatla çözülmüyor, yerli üretici sıkıntıda Haber

Gürer: Hayvancılıkta sorunlar ithalatla çözülmüyor, yerli üretici sıkıntıda

Cumhuriyet Halk Partisi Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, tarım ve hayvancılık sektörünün derin krizine dikkat çekti. Özellikle küçük aile işletmelerinin süt inekçiliğinde yaşadığı zorlukları vurgulayan Gürer, üreticilerin tavsiye edilen fiyatların çok altında süt satmak zorunda kaldığını ve bunun sürdürülemez bir tablo yarattığını ifade etti. Gürer, üretici ile tüketici arasındaki fiyat uçurumunun yanı sıra, hayvancılık sektöründe artan ithalatın sorunları çözmediğini, serbest piyasa anlayışının ise üreticiyi tüccarın insafına bıraktığını belirterek, tarımda devlet kontrolünün ve planlamasının yeniden gündeme alınması gerektiğini savundu. “Üretici 14 lira, tüketici 40 lira ödüyor” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt inekçiliği yapan üreticilerin, sanayicilerin baskısıyla tavsiye fiyatının altında süt satmak zorunda kaldığını belirterek şunları söyledi:  “Süt inekçiliği yapanların içine düşürüldüğü durum vahim çünkü 2020 yılında ineklerini kesime gönderdiler, Türkiye'de hayvan açığı artmıştı, bu sefer yine öyle olacak. 1 ila 10 hayvanı olanların ve bunların genelde de "sıcak süt" dediğimiz, hemen sağdıktan sonra sütünü aracıya vermek zorunda kalanların üzerinde oluşturulan sanayici baskısıyla tavsiye fiyatının altında bir fiyatla süt vermeleri devam ediyor. Bu devam ediliş 17 lira 15 kuruş olarak açıklanan tavsiye fiyatı değil, 9 lira ile 14 lira arasında bir fiyat; bu fiyatla da bunun sürdürülebilirliği yok. Bugün tavsiye fiyatının 22 lira civarında olması gerekir. E, şimdi, üreticinin 14 lira civarında bir fiyatla sattığı ürünü rafta da vatandaş 40 liranın üzerinde bir fiyatla alıyor. Burada ciddi bir sorun var. Et ve Süt Kurumu bazı bölgelerde regülasyon yaparak süt alımı yapıyor, onu süt tozuna çeviriyor, orada bir işlem yapılıyor, sonra süt tozu işlenirken bir işlem daha oluyor. Doğru dürüst tavsiye fiyat olarak açıklanan fiyat, ortadan kaldırılan taban fiyat kimliğine döndürülmeli ve onun dışındaki fiyatla ürün alınmamalı.” Gürer, Ulusal Süt Konseyi tarafından yılbaşında açıklanan fiyatın da enflasyon karşısında eridiği için mutlak surette çiğ süt fiyatının en az 22 lira olarak yeniden artırılması ve böylece de hayvancılık yapanların bu işi sürdürebilmesinin yolunun açılması gerektiğini belirtti. “Hayvancılıkta sorunlar ithalatla çözülmüyor” Hayvancılık sektöründeki yapısal sorunlara değinen Ömer Fethi Gürer, “2010 yılında, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları döneminde başlatılan et ve hayvan ithalatına rağmen ne ette sorun bitiyor ne sütte bu işi yapanlar para kazanabiliyor. 10 milyon hayvan ithal ediliyor 2024 yılının sonuna kadar, 11 milyar dolar yurt dışına para veriyoruz, hayvancılıkta sorunlar bitmiyor. Her gelen bakanın yaptığı açıklamada üç yıl sonra bu sorunların biteceği anlatılsa da sorun katlayarak devam ediyor. Anadolu illerinde ve benim bölgemde 1 ila 10 hayvanı olan, çiftçilik yapmayan çoğu ahırda artık hayvan yok. Süt inekçiliği yapan bölgemize gidin, insanlarla sohbet edin, onlar size benim burada anlattığımı anlatacaklar. Bir planlamayla, kamucu bir anlayışla, kooperatifçiliği geliştirerek ve bunları katma değerli ürüne dönüştürerek bu sorun aşılabilir. Bu sorunun aşılabilmesi için niyet önemli” diye ifade etti. “Hayvancılıkta serbest piyasa anlayışı sorunları derinleştiriyor” Gürer, “Mevcutta iktidarın sorunu çözmek yerine tüccar eline bıraktı denetiminin, kontrolünün kendi dışında sürdürülmesini sağlamaya olanak verdiği serbest piyasa ekonomisi anlayışı en azından hayvancılıkta bir kenara bırakılmalı, tarımla uğraşan kesimlerin bu bağlamda yaşadıkları mağduriyetler görülmeli. Eğer böyle giderse çiğ sütte zaten düşme var, bu daha da artacak. Türkiye süt tozu da ithal ediyor, bu da garip bir şey. Yani Türkiye'de süt üreticisi sorun yaşarken niye ithal süt tozu getiriliyor, bunun da ayrıca irdelenmesi gerekiyor” dedi.

Tınaz: Millet ete ve süte muhtaç olacak Haber

Tınaz: Millet ete ve süte muhtaç olacak

CHP Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, hayvancılık sektöründe yaşanan sıkıntıları dile getirmek için Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Gazi Küçükaslan ve çoban Emre Tınaz ile bir araya geldi. Ziyaret sırasında üreticiler, artan maliyetlerin sektörü çıkmaza sürüklediğini ve hayvancılığın bitme noktasına geldiğini dile getirdiler. Küçükaslan, süt ve et fiyatlarındaki dengesizliği vurgularken, Tınaz hayvanlarını satmamak için evini sattığını belirterek sektörün içinde bulunduğu zor olduğunu ifade etti. Küçükaslan, “Hayvancılık bitiyor” Süllü’nün ziyaret ettiği, Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Gazi Küçükaslan, “Sektörde çok büyük sıkıntı var. Maliyetler çok arttı. 2022’de 17 liraya mazot mu alınır diye dert yanıyorduk; şimdi, 46 liraya alıyoruz. Geçen sene sütü 10 liraya satıyorduk bu sene 13 lira, ama, her şeye yüzde 50 zam geldi. Ancak, süte zam gelmedi. Bu nasıl bir sistem anlamadık. Üretici artık damızlıklarını, ineklerini kestiriyor. Hayvancılık bitiyor. Yılsonunda üreticinin yüzde 50’si batar” diye ifade etti. Süllü, “Sucuk, pastırma ise sofralarda lüks oldu” Kesime gidenin hayvanlar değil aslında geleceğimiz olduğunu söyleyen Süllü şunları söyledi: “Vatandaş, raflarda kırmızı et ve süt ile ürünlerini zaten alamazken, yakında onları da bulamayacağız. Bugün sofralarımızın vazgeçilmezi beyaz peynirin en ucuzu bile 150 lirayı geçmiş 400 liraya bile peynir var. En ucuz kaşar peyniri, tereyağı et fiyatı ile eşdeğer. Sucuk, pastırma ise sofralarda lüks oldu. Üretici kazanmıyor; tüketici alamıyor.” Tınaz, “Evimi sattım, koyunlarımı satmamak için” Çoban ve küçükbaş hayvan yetiştiricisi Emre Tınaz, “Artık milletin canına yetti. Hayvan ithalatının sonlandırılması gerekiyor. Son 6 ayda 360 milyon dolar para verilmiş canlı hayvana. Her geçen gün kötüye gidiyor. Evimi sattım, koyunlarımı satmamak için. Borçlarımız çok. Ben bu işe gönül verdim. 20 yılım heba oldu. Daha neyimizi satacağız? Üreticiyiz biz, siyasetle alakamız yok ama, artık son noktadayız. Bizi cezalandırıyorlar resmen. Millet ise ete ve süte muhtaç olacak. Eğer biz batmazsak birkaç yıla kadar insanlar randevu ile kuzu isteyecek bizden” dedi. Süllü, “Bizim besicilerimiz borç içinde hayvancılıktan uzaklaşıyor” Süllü, “Girdi maliyetleri altında açıkladığı fiyatla üretici zarar ediyor ama süt ve süt ürünleri raflarda el yakıyor. Et fiyatlarını güya düşürmek için ithal hayvan getirtiliyor, birileri aradan para kazanıyor, yabancı besici besleniyor; bizim besicilerimiz borç içinde hayvancılıktan uzaklaşıyor. Peki, vatandaş ucuz et yiyebiliyor mu? Nerede? Et ve et ürünleri ulaşılamaz oldu. Bedeli hem üretici hem tüketici ödüyor” şeklinde konuştu.

Tarımın kalbi Sivas'ta çalıştırılacak çoban bulunamıyor Haber

Tarımın kalbi Sivas'ta çalıştırılacak çoban bulunamıyor

Hayvancılık sektöründe çalışacak nitelikli iş gücünün azalması, endüstriyelleşmenin yaygınlaşması ve şehirleşmenin artmasıyla birlikte geleneksel mesleklerden biri olan çobanlık, teknolojinin ilerlemesi ve şehirleşme eğilimiyle artık genç nesiller tarafından tercih edilmiyor. Sivas’ın Şarkışla ilçesinde bölgeye bir istihdam sağlayıp koyun yetiştirmek amacıyla bir girişimde bulunan ve aile çobanı arayan Niyazi Mit, koyun yetiştiriciliği için sağlanacak olan maaş, sigorta, barınma, giyim ve yeme içme gibi temel ihtiyaçlar, yaz aylarında arazide rahat etmesi için karavan gibi imkânlar sağlamasına rağmen, çoban bulma sürecinde zorluk yaşıyor. “Emekliliğe kadar bir iş imkânı sağlayacağız ama bulamadık” Çevresinden bu işi yapacak kimseyi bulamayınca sosyal medyadan bir ilan paylaşan ve aile çobanı aradığını belirten Mit, “Günümüzün sorunu işçi bulamamak. İnsan gücüne dayalı, sahada tarımla uğraşan insanların sayısı giderek azalıyor. Biz şu an birçok tarım sektöründe bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Bu iş endüstriyelleşmeye gidiyor. Artık insanı bulmak çok zor hale geldi. Biz de iş arkadaşları arıyoruz. Burada barınacakları ev, kıyafet, gıda yardımı, maaşı ve sigortaları bizimle birlikte çalışırlarsa emekliliğe kadar bir iş imkânı sağlayacağız ama bulamadık. Aile çobanı arıyoruz. Koyunla ilgilenecek kişiye 25 bin lira, sigorta ve yeme içme, giyim gibi masrafları bizden olacak. Eşine ise burada çiftlikte kalıp ev işleriyle ilgilenip ufak tefek işleri yapacağı için asgari ücret ve sigorta vaat ettik. Tabii bunlarla birlikte gelecek ailenin çocukları varsa çocukların eğitim masrafları dâhil yaşamsal tüm ihtiyaçlarını karşılamayı düşünüyoruz. Fakat yine de bulamıyoruz. Barınmaları için kaloriferli sıfır daire yaptık. Yaz ayında hayvanı araziye götürdüğünde zorlanmaması için güneş paneli olan, duşu yatağı içerisinde olan bir karavan veriyoruz. Teknolojinin de gelişmesiyle insanlar şehre özeniyor veya eğitim gibi zorunlu nedenlerle göç ediyorlar. İnsanlar artık büyükşehirde yaşamak istiyor ama imkan açısından artık tarımsal sektörde daha yüksek gelir elde ediliyor. Artık ülkemizin de tarıma gereken önemi verdiğini düşünüyorum. Çobanlık deyince insanlar ilk başta küçümsenecek bir durummuş gibi görüyor ama aslında kutsal mesleklerden bir tanesi çobanlık. Çünkü ülkemizde üretim olmazsa hiçbir zincir ilerlemez. Aslında çok fazla iş var. Ülkemizde üniversite mezunu kişilerde bu işleri yapacak birçok kişide lazım. Her kesimden insan lazım” ifadelerini kullandı.

Tarım ve Hayvancılık Bakanı Yumaklı: "2024 yılında hayvancılık sektörüne 19,1 milyar lira sağlayacağız" Haber

Tarım ve Hayvancılık Bakanı Yumaklı: "2024 yılında hayvancılık sektörüne 19,1 milyar lira sağlayacağız"

Antalya'da Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ulusal Süt Konseyi tarafından düzenlenen 'Üretim ve Üreticinin Yüzyılı Ulusal Süt Çalıştayı' açılışına katılan Bakan İbrahim Yumaklı, geçen 10 yıllık süreçte yaşanan küresel iklim, pandemi, doğal afetler, savaşlar ve göçlerle 100 yıllık değişim yaşandığına dikkat çekerek, “Biz hiçbir şey olmamış gibi devam edemeyiz. 'Yeni normal' dediğimiz tüm davranışlarımızı gözden geçirmemiz gerekir. Yeni normal hayvancılık sektörü için girdi maliyetlerinden lojistik sorunlara, işçi temininden pazarlamaya kadar her aşamayı etkileyecek. Dünyanın da bu süreçte yeni değişimlere gebe olduğunu ve bu durumun devam edeceğini, bu çalıştay süresince göz önüne almalıyız" dedi. “2024 yılında da 19,1 milyar lira sağlayacağız” Son 21 yılda hayvancılığın rekabet gücünü artırmak adına önemli destekler geliştirdiklerini kaydeden Bakan Yumaklı, "Son 21 yılda hayvancılık sektörüne 312 milyar lira destek sağladık. 2024 yılında da 19,1 milyar lira sağlayacağız. Yetiştiricimizin finansman ihtiyacını karşılamak için uygun oranlı krediler sayesinde yetiştiricilerimiz 114 milyar lira hayvancılık kredisi kullandı. TARSİM ile hayvancılıkta 16 milyar lira hasar tazminatı ödedik" ifadelerine yer verdi. “Kaba yem ihtiyacını karşılama oranı yüzde 69'dan yüzde 92'ye yükseldi” Bakan Yumaklı, Kırsal Kalkınma Yatırımları, Uzman Eller ve IPARD destekleri kapsamında 93 bin projeye 95 milyar lira hibe desteği sağladıklarına da işaret ederek, şunları söyledi: “Yetiştiricimizin ekonomik hayvancılık yapması için 2 bin 731 çayır-mera ıslah projesi düzenledik, 20 milyon dekar alanı ıslah ettik. Kaba yem ihtiyacını karşılama oranı yüzde 69'dan yüzde 92'ye yükseldi. Tarımsal örgütlerin derecelendirilmesi konusunu gündeme getirdik. Bu konuyu çok önemsiyoruz. Tarımsal örgütlerimizin çoğunluğunun görevlerini yerine getirecek kapasiteye sahip olmadığını söylemem gerekiyor. 'Birinci Derece' olmaya hak kazanan örgütler, tarımsal desteklerden daha fazla yararlanacak ve karar alma süreçlerine katkı sağlayacak.” "2050 yılında nüfusumuzun 105 milyonu geçeceğini bilmemiz gerekiyor" Tarımsal üretimde olduğu gibi hayvansal üretimde de güçlenmeyi hedeflediklerini belirten Yumaklı, "Yapmak istediğimiz, tarımsal üretimde olduğu gibi hayvansal üretimde de 85 milyondan fazla vatandaşımızın, 52 milyondan fazla turistin ve tüm misafirlerimizin ihtiyaçlarını karşılamak. Üretimi artırıp, markalaşan ürünlerimizle ihracatı artırmak. Dünya artık farklı bir yöne doğru evrilmeye başladı ve bu süreçten iyi çıkabilmek zorundayız. 2050 yılında nüfusumuzun yaklaşık yüzde 25 artarak 105 milyonu geçeceğini bilmemiz gerekiyor. Bu gerçekten hareketle, yeni normali de göz önüne alarak hayvancılık ve süt sektöründe politikalarımızı revize etmemiz gerekir" dedi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Can ve sektör temsilcileri katıldı.

Gürer: “Maliyet artışı hayvancılık sektörünü zorluyor ” Haber

Gürer: “Maliyet artışı hayvancılık sektörünü zorluyor ”

(İLKHABER)- CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, maliyet artışları nedeniyle hayvancılık sektörünün ciddi yara aldığını belirterek, TÜİK verilerine de yansıyan süt üretiminde azalma ve canlı hayvan varlığında düşmenin de bunun bir yansıması olduğunu söyledi. Bu sürecin  aynı zamanda raf satışında  ürüne zam olarak yansıdığını belirtti.   CHP Milletvekili Gürer’e ile görüşen Nadire Yaltı  ise yem fiyatlar artışın hayvancılığı zorladığını ifade ederek “110 hayvanım için bir yıllık karma yem ihtiyacı 800 ton, yaklaşık  1 milyon 800 bin TL gerekiyor. Döneminde almazsak fiyat iki-üç  kat artıyor. Daha bunun samanı var, süt yemi var.50 kg süt yemi kalitelisi 500 TL yaklaştı. Ahır giderleri arttı. Destekler artması şart” diye konuştu. YEM FİYATLARINDAKİ ARTIŞ HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜ ZORA SOKUYOR  Yem fiyatlarındaki aşırı artışın tüm hayvancılık yapanlarda olduğu gibi kendilerini de ciddi oranda mağdur ettiğini anlatan Nadire  Yaltı, “Hayvanlarıma yılda 800 ton silajlı karma yem veriyorum. 1 milyon 800 bin lira tutuyor. Karma yem parasını ödemekte büyük zorluk çekiyoruz. Bunun haricinde günlük verdiğimiz yemler de var. 50 kiloluk süt yemi 500 liraya çıktı. Geçen yıl 120 lira olan diğer yem ise bugün 360 liraya yükseldi. Silajlı yemi 1 milyon 800 bin lira ödedik. Süt yemi, samana, yoncaya aydan aya zam geliyor. Her gün sağmal 50 ineğe 50’yer kiloluk 9 torba süt yemi veriyorum. Her torba 500 lira. Günlük süt yemi için yaklaşık 5 bin liralık yem veriyorum. Kendi yoncamızı ve samanımızı ürettiğimiz saman ve yoncayı dışarıdan almıyoruz” dedi.   Hayvanların 12 ay kapalı ortamda kaldığı için sürekli yemle beslediklerini söyleyen Nadire Yaltı, “Günde 2 kez yem veriyoruz. Duruma göre günlük hayvan başına 20-35 kilo süt alıyoruz. Hayvana ne kadar yem verirsek o kadar süt alıyoruz. Hayvana ne kadar bakarsanız hayvan da size o kadar iyi bakar” dedi.  ALDIĞIMIZ SÜT PARASI MAZOT VE YEM PARSINI KARŞILAMIYOR Yem fiyatları artarken süt fiyatlarının yerinde saydığına işaret eden Nadire Yaltı, “Sütün litresini 11 liradan satıyoruz. Masraflara göre en az 15 lira olmalıydı. Süt fiyatının düşük olması, yem fiyatlarının ve diğer masrafların çok olması bizi sıkıntıya sokuyor. Aldığımız süt parası mazot ve yem parasını karşılamıyor” dedi.  HAYVANLARIMIZI HAYVAN SATARAK BESLİYORUZ  Yem ve diğer masrafları karşılamak için erkek danaları satmak zorunda kaldığını anlatan Nadire Yaltı, “Maliyet artışlarından dolayı mağduriyet yaşıyoruz. Hayvanların bazılarını satmak zorunda kaldık. Hayvan satıp hayan besliyoruz” şeklinde konuştu.  ULUSAL SÜT KONSEYİ HAKKIMIZI KORUMALI  Ulusal Süt Konyesi’ne de çağrıda bulunan Nadire Yaltı,” Konsey üreticinin hakkını korumalı. Belirlenen fiyatlar, masrafların altında kalıyor. Süt fiyatlarına gelen zamlar ile girdi maliyet artışları aynı oranda değil. Ulusal süt konseyine sektörün içinde olanlar girmeli. Sektörü bilen konseyin içinde olması gerekir” ifadelerini kullandı.  SÜT FİYATI DÜŞÜK, MALİYETLER YÜKSEK  Nadire Yaltı’nın 5 çocuğundan biri olan Şamma Yaltıise ortaokulu bitirdikten sonra annesine ve diğer kardeşlerine yardım etmek için hayvancılık yapmaya başladığını belirterek, “ 7-8 yıldır bu sektörün içindeyim. Tatilimiz yok. Bayramımız seyranımız yok. Cumartesi Pazar dahil çalışıyoruz. Günün 24 saati hayvanlarla ilgilenmek zorundayız. Devletten yeterli destek alamıyoruz. Sütün fiyatının düşük olması, ileride sıkıntı yaratabilir” diye konuştu.  HAYVAN SAYISI BİZDEN AZ OLAN FRANSA BİZDEN ÇOK SÜT ÜRETİYOR  CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise yurtdışında hayvancılıkla uğraşanların süt verimimin fazla olduğuna dikkat çekerek, “Bizde süt ineği hayvan varlığı 6,5 milyon. Fransa’da ise 3,5 milyon. Ancak Fransa’da elde edilen süt verimi, bizden çok fazla. Çiğ süt fiyatı yıl boyunca aynı kalırken, süt ürünlerine neredeyse her hafta zam geliyor. TÜİK verilerine göre süt üretiminde de düşüş var. Daha da düşebilir” şeklinde konuştu.  KIRSALDA HAYVANCILIK YAPANLARIN SAYISI ARTIRILMALI  Yem ve mazot fiyatlarındaki artışın, Altunhisar’a örnek uygulamayla çiftçilik yapan Yaltı ailesini de olumsuz etkilediğini aktaran CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Yem ve mazot fiyatlarındaki artış onları da olumsuz etkiliyor. Mazotta ÖTV ve KDV kaldırılarak, onlara ve tüm hayvancılık yapanlara bir can suyu verilmeli. Yemlerini aldılar ama çok borçlandılar. Bu aile örnek olmalı ve kırsalda hayvancılık yapanların ve çiftçilik yapanların sayısı artmalı” dedi.  HAYVANCILIK YAPANLAR DESTEKLENMELİ  Devletin tarımla, hayvancılıkla uğraşanlara teşvik edici destek vermesi gerektiğine işaret eden CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Hayvancılık yapanların sorunlarını giderecek tedbir alınmalı. Onların mutlu olması, kentteki insanın da mutlu olmasını sağlar. Burada maliyet düşerse, raftaki ürünün fiyatı da düşük olur. Eğer buradaki çiftçi mutlu olmazsa, çiftçi refahı sağlanmaz ise hayvan refahı sağlanmaz ise raftaki ürünün de fiyatı artar” şeklinde değerlendirmede bulundu.  ÜRETİCİNİN 11 LİRAYA SATTIĞI SÜT MARKETTE 40 LİRA 1 litre çiğ sütün 11 lira olduğunu ancak bazı marketlerde sütün fiyatının 40 lirayı bulduğunu anlatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Üreten kazanamıyor, vatandaş ise pahalıya ürün alıyor. Anlaşılmaz bir sürecin içine girdik. Sorunlar giderek büyüyor. Bu sorunların çözümü Cumhurbaşkanın, Tarım ve Orman Bakanlığının görevidir. Bunun yanı sıra mutlak surette işini iyi yapan, geliştiren ve kendini tarlaya, bağa, bahçeye, ahıra adayan insanlara sahip çıkılmalı” diye konuştu. Gürer TÜİK verilerinde süt üretimi azalması yanında hayvan varlığında azalmanın da dikkate alınmasını istedi. TÜİK'in açıkladığı Tarım ve Orman Bakanlığı'nın araştırma ve bulgularına dayanan verilere göre büyükbaş hayvan kategorisinde, sığır sayısı Haziran sonu itibarıyla önceki altı aya göre yüzde 2 azaldı ve 16 milyon 521 bin başa, manda sayısıysa yüzde 2,9 azalarak 167 bin başa geriledi. Aynı şeklide küçükbaş hayvan kategorisinde, koyun sayısı aynı dönemlerde yüzde 4,7 azalarak 42 milyon 565 bin başa, keçi sayısı yüzde 7,5 azalarak 10 milyon 709 bin başa geriledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.