#İl Sağlık Müdürlüğü

İLKHABER-Gazetesi - İl Sağlık Müdürlüğü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İl Sağlık Müdürlüğü haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İl Sağlık Müdürlüğü, çocukluk aşılarında değişikliği duyurdu Haber

İl Sağlık Müdürlüğü, çocukluk aşılarında değişikliği duyurdu

İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yayınlanan bilgi notuna göre, 14 Nisan 2025 tarihinden itibaren ülkemizde çocukluk dönemi aşı takviminde önemli bir değişiklik yapılmıştır. Beş bileşenli karma aşı (DaBT-İPA-Hib) yerine, altı bileşenli karma aşı (DaBT-İPA-Hib-HepB) uygulanmaya başlanmıştır. Bu yeni aşı, Difteri, Tetanoz, asellüler Boğmaca, inaktif Polio, Hemofilus İnfluenza tip b ve Hepatit B'ye karşı koruma sağlamaktadır. Altı bileşenli karma aşının en önemli avantajı, beş bileşenli aşıya ek olarak Hepatit B'ye karşı da koruma sunmasıdır. Böylece, tek bir dozla toplam altı hastalıktan korunma sağlanmaktadır. Ayrıca, bu geçişle birlikte bebeklerin aşı takvimi daha sade hale gelirken, kullanım kolaylığı da artmaktadır. Eskiden iki kez enjeksiyon yapılan bu aşılar, artık tek bir enjeksiyonla uygulanacaktır. 1. Altı bileşenli karma aşı hangi antijenleri içerir? Difteri, tetanoz, asellüler boğmaca, poliomyelit (çocuk felci) konjuge Hemofilus influenza tip b(Hib) ve hepatit B antijenlerini içeren inaktif bir aşıdır. Altı bileşenli karma aşı beş bileşenli karma aşıda var olanlara benzer miktarda Difteri, Tetanoz, Boğmaca ve Polio antijen dozlarını içerir, Hib antijeni ise beşli aşıya göre bir miktar artırılmıştır. Altı bileşenli karma aşıda tıpkı tekli doz Hepatit B aşısında olduğu gibi 10 mikrogram Hepatit B yüzey antijeni bulunmaktadır. Özetlemek gerekirse beş bileşenli karma aşı ile altı bileşenli karma aşı arasındaki fark artırılmış Hib antijen miktarı ve eklenen Hepatit B yüzey antijenidir. 2. Altı bileşenli karma aşı hangi hastalıklara karşı korur? Difteri, tetanoz, boğmaca, hepatit B, çocuk felci ve Hemofilus influenza tip b (Hib)'nin neden olduğu invaziv hastalıklara (bakteriyemi, sepsis, menenjit vb) karşı korur. 3. Altı bileşenli karma aşının koruduğu hastalıkların genel özellikleri nelerdir? Difteri: Difteri, Corynebacterium diphtheriae bakterisinin toksin salgısı nedeniyle solunum yollarında enfeksiyon yaparak boğaz ağrısı, yutma güçlüğü ve hatta solunum sıkıntısına yol açar. Difteri kalp, böbrek ve sinir sistemini etkileyen komplikasyonlara neden olabilir ve tedavi edilmediğinde ölüme yol açabilir. Vakalarının %5-10'unda ölüm riski bulunmaktadır ve bu oran çocuklarda daha yüksektir. Tetanoz: Tetanoz, Clostridium tetani bakterisinin sporları tarafından üretilen güçlü bir toksin nedeniyle oluşan ciddi bir sinir sistemi enfeksiyonudur. Bakteri genellikle kirli yaralardan veya derideki açık kesiklerden vücuda girer. Tetanoz toksini sinir hücrelerine saldırarak, kasların şiddetli ve ağrılı şekilde kasılmasına (spazmlar) yol açar. Çene kaslarının kasılmasına bağlı olarak "trismus" veya "kilitlenmiş çene" olarak bilinen durum gelişebilir, bu da yutma ve solunumu güçleştirir. Tedavi edilmediğinde yüksek ölüm oranına sahiptir. Boğmaca (Pertussis): Boğmaca, Bordetella pertussis bakterisinin neden olduğu, özellikle bebeklerde ciddi tıbbi sonuçlara yol açabilen bir solunum yolu enfeksiyonudur. Şiddetli öksürük ataklarıyla seyreden hastalık, bebeklerde apne, zatürre ve nadiren ölümle sonuçlanabilir. Poliomyelit (Çocuk Felci): Poliomyelit, poliovirus nedeniyle oluşan ve sinir sistemine saldırarak felce yol açabilen bulaşıcı bir viral hastalıktır. Çoğunlukla asemptomatik olsa da, vakaların küçük bir kısmında kaslarda zayıflık, solunum yetmezliği ve kalıcı felç ortaya çıkabilir. Çocukları etkileyen en ciddi enfeksiyonlardan biridir. Polio aşısı, bu hastalığın dünya çapında büyük ölçüde azalmasını sağlamıştır. Aşı sayesinde birçok ülke polioyu tamamen ortadan kaldırmıştır, ancak dünyada halen bazı bölgelerde hastalık görülmeye devam ettiğinden çocukların aşılanarak hastalıktan korunması önemlidir. Hib (Hemophilus influenzae tip b): Haemophilus influenzae tip b bakterisi ciddi enfeksiyonlara yol açabilir. En sık görülen komplikasyonları arasında menenjit (beyin zarının iltihabı), epiglotit (nefes borusu kapağının iltihabı), zatürre ve septisemi (kan enfeksiyonu) bulunur. Özellikle beş yaş altı çocuklarda ağır seyreder ve tedavi edilmediğinde ölümcül olabilir. Hib aşısı, menenjit ve diğer Hib kaynaklı enfeksiyonların önlenmesinde son derece etkilidir ve bebeklik döneminde uygulanarak bağışıklık sağlanır. Hepatit B: Hepatit B, Hepatitis B virüsünün neden olduğu, karaciğeri etkileyen bir enfeksiyondur. Akut (kısa süreli) ve kronik (uzun süreli) enfeksiyonlara yol açabilir. Kronik hepatit B enfeksiyonu siroz ve karaciğer kanserine neden olabilir. Kan yoluyla, vücut salgıları yoluyla veya doğum sırasında anneden bebeğe bulaşabilir. Özellikle bebeklerde ve çocuklarda, enfeksiyonun kronikleşme riski yüksektir. Hepatit B aşısı, enfeksiyonun önlenmesinde oldukça etkilidir ve yaşam boyu bağışıklık sağlar. 4. Altı bileşenli karma aşı ne zaman uygulanır? Altı bileşenli karma aşı Bağışıklama Danışma Kurulu önerisi ve Genişletilmiş Bağışıklama Programı (GBP) kapsamında ülkemizde 2,4,6. aylarda primer aşılama ve 18. ayda rapel (pekiştirme) aşılama için kullanılmaktadır. İstisnai durumlarda 6 bileşenli karma aşı 6. haftadan itibaren de kullanılabilir, ancak Ulusal Aşı Takvimimize uygun olarak 2,4,6,18. aylarda uygulanması esastır. Daha ayrıntılı bilgi için Sağlık Bakanlığı aşı portalı www.asi.saglik.gov.tr adresine başvurulabilir.

Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü, sahur öğünü önemli, iftarı hafif tutun Haber

Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü, sahur öğünü önemli, iftarı hafif tutun

İl Sağlık Müdürlüğü, oruç tutan bireylerin uzun süre aç kaldığı ve beslenme düzeninin değiştiği ramazan ayına yönelik sağlıklı ve dengeli beslenme önerilerini paylaştı. Yapılan yazılı açıklamada, “Bu yıl imsak ve iftar arası yaklaşık 13-14 saatlik bir açlık gerektirmektedir. Yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için sahur öğünü atlanmamalı, ana öğün ve ara öğünler yapılmalıdır. Öğünlerde beş besin grubundan besinlerin tüketilmesi sağlıklı ve dengeli seçimler için gereklidir. Bunun için aşağıda Türkiye için hazırlanmış olan sağlıklı yemek tabağı örnek alınabilir. İftara kadar olan sürede günün verimli geçmesi için yeterli ve dengeli bir sahur öğünü oldukça önemlidir ve yine günün önemli bir öğünü olan kahvaltının yerini almalıdır. Sahura kalkmamak ya da sahurda sadece su içmek açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine; güne hazırlıksız başlanmasına, gün içinde halsiz ve isteksiz olunmasına neden olacaktır. Sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır” denildi. Sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmekler, çiğ sebze-meyve gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılabildiği ya da çorba, zeytinyağlı yemekler, yoğurt ve salatadan oluşan bir öğün tercih edilebildiği belirtilen açıklamada, “Gün içinde açlık hissinin oluşmasını geciktirmek için midenin boşalma süresini uzatacak kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi lifli kompleks karbonhidrat kaynaklarının tüketmesi uygun olacaktır. Aşırı yağlı, tuzlu, ağır yemeklerden ve hamur işlerinden uzak durulmalıdır. Ramazan'ın yemek kültürü açısından en bilinen özelliği iftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluktur. İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. Kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde iyice çiğnenmeden, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında yüksek miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alımına da zemin hazırlar” ifadelerine yer verildi. İftar vaktinde çorba ve salata ile yemeğe başlanılması gerektiği belirtilen açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Orucun adet olduğu üzere zeytin ya da hurma ve su ile açılmasından sonra yemeğe biraz çorba ve salata ile başlanabilir. Devamında etli sebze yemeği veya yağlı ve ağır olmayan bir et yemeği ve biraz zeytinyağlı sebze yemeği, salata veya söğüş, 1-2 dilim ekmek (pide ile tam tahıllı ekmeği değiştirerek) veya küçük bir porsiyon pilav veya makarna tüketilebilir. İftar ve sahur arasında meyve, kuru meyve, kabuklu yemişler, süt/yoğurt ve her gün olmamak kaydı ile küçük porsiyonlarda meyve tatlıları, sütlü tatlılar tercihen tüketilebilir.” Ramazan ayında sıvı tüketimine dikkat edilmesi gerektiği uyarısında bulunulan açıklamada, “Sıvı gereksinmesinin karşılanmasında suyun önemi büyüktür. Su dışındaki içecekler çay, kahve, bitkisel çaylar, süt, meyve suyu, sebze suları, soda, maden suyu vb.dir. Bir günde tüketilecek toplam sıvı miktarı 2 bin 500-3 bin ml’dir. Sıvı gereksinmesinin karşılanmasında su başlıca tercih olmalıdır. Su enerji içermez ve en iyi şekilde hidrasyon sağlar. Susama hissi su ile giderilmelidir” diye belirtildi. “İftardan sonra aralıklar ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmesi gerek” ifadesine yer verildiği açıklamanın devamında, “Yemekleri pişirme yöntemlerinin de önemli olduğunu unutmayın. Özellikle ızgara, haşlama, fırında, buğulama gibi sağlıklı yöntemlerle hazırlanan yemekleri tercih edin. Kavrulmuş, kızartılmış ve tütsülenmiş yemeklerden uzak durun. Yemeklerinizi hızlı yemekten kaçının, yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek tüketin. Susamış hissetmeseniz bile iftar ve sahur arasında sık sık su için. Ayrıca süt, ayran, sade soda, taze sıkılmış meyve-sebze suları, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edebilirsiniz” denildi.

Adana'da bir  depoda kanser ilacı satan karı koca gözaltına alındı Haber

Adana'da bir depoda kanser ilacı satan karı koca gözaltına alındı

Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Erdal B.’nin eşi Hicran B. üzerine ilaç satış ve dağıtım şirketi kurup usulsüz yollar ile kanser, insülin, antibiyotik, alerji ilaçlarını temin ettiğini belirledi. Polis, bu ilaçların yurt dışına satıldığını da tespit etti. Çiftin Seyhan ilçesi Aydınlar Mahallesi’ndeki bakkal dükkânı görünümlü deposuna ekipler operasyon düzenledi. Düzenlenen operasyonda çoğunluğu kanser tedavisinde kullanılan 35 bin 206 bin kutu ilaç ele geçirildi. Soğuk hava deposunda saklanması gereken ilaçların uygunsuz şartlarda rastgele kutuların içinde saklandığı tespit edildi. Çift ilaçları satmak için hazırladıkları sırada yakalanarak gözaltına alınırken, ilaçlara da el konuldu. İlaçlar çeşitli illerdeki devlet hastanelerine ait çıktı İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı ekipler, ele geçirilen ilaçları incelemeye aldı. Yapılan ilk incelemede ele geçirilen ilaçların çeşitli illerde bulunan devlet hastanelerine ait olduğu belirlendi. Yakalanan şüphelilerden Erdal B. emniyetteki ifadesinde, “İlaçları çok önce almıştım. İhraç edecektim ancak enflasyon nedeniyle elimde kaldı, satamadım. İlaçların son kullanma tarihi geçmişti ve imhaya gidecekti” dedi. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk olan çift, çıkarıldıkları mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Nacar istifasını verdi Haber

İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Nacar istifasını verdi

Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı için Ak Parti'nin Temayül Yoklaması geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Gerçekleştirilen temayülde birinci sırada Adana İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Halil Nacar çıktı. Temayülde birinci çıkan Uzm. Dr. Nacar, Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı için İl Sağlık Müdürlüğü görevinden istifasını bugün verdi. Uzm. Dr. Nacar, yaptığı açıklamada "İstifa dilekçemi verdim, en kısa sürede adaylık başvurusunda bulunacağım. Hedefimin Ak Parti'den Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı olduğunun bilinmesini isterim" dedi. UZM. DR. HALİL NACAR KİMDİR? 1975 Kozan doğumlu olup, ilk ve orta öğrenimini Adana’da tamamlamıştır. 1994 yılında Adana İsmail Safa Özler Anadolu Lisesi’nden mezun oldu. 2001 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu.  2002 yılında Hatay/Hassa Söğütözü Sağlık Ocağı Hekimliği ardından Hatay/Dörtyol Devlet Hastanesi Acil Servis Hekimliği yaptı.  Şanlıurfa Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde aldığı Anestezi ve Reanimasyon Uzmanlığı eğitimini, 2011 yılında tamamladı. 2012 yılında Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi Kliniği ve Ameliyathane İdari Sorumluluğu yaptı. 2013 yılında Adana Devlet Hastanesi'nde Başhekimliği yaptı.  2014 yılında başladığı Seyhan Devlet Hastanesi Başhekimliği görevine 14 Ağustos 2020 tarihine kadar devam etti. Uzm. Dr. Halil Nacar, 14 Ağustos 2020 tarihinde atandığı Adana İl Sağlık Müdürlüğü görevine bugüne kadar devam etmiştir. Evli ve 3 çocuk sahibi olup iyi derecede Almanca bilmektedir.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.