TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ilişkiler

İLKHABER-Gazetesi - Ilişkiler haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ilişkiler haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İlişkilerde egolar çarpışıyor: Sürekli haklı olma baskısı ilişkileri olumsuz etkiliyor Haber

İlişkilerde egolar çarpışıyor: Sürekli haklı olma baskısı ilişkileri olumsuz etkiliyor

İlişkilerde sürekli haklı olma isteği, uzmanlar tarafından incelenen ve psikolojik etkileri değerlendirilen bir konu haline geldi. Uzman Psikolojik Danışman Şura Saka, sürekli haklı olma arzusunun kökenlerini çocukluk dönemindeki yetiştirme tarzına ve bireyin öz-değer algısına bağlıyor. "Haklı olmak, yaşamda kontrol ve güç hissi yaratır. Ancak sürekli haklı olma çabası, bu kontrol ve güç hissini sağlamak için yanıltıcı bir yoldur. Bu durum, bireyin ilişkilerinde zorluklar yaşamasına ve psikolojik olarak etkilenmesine neden olabilir." diyen Şura Saka, sürekli haklı olma arzusunun kişinin kendini güçlü hissetmesine katkı sağladığını belirtiyor. Sürekli haklı olma isteğinin kökenlerine de değinen Şura Saka, "Bu durumun temelinde, çocukluk dönemindeki yetiştirme tarzı ve bireyin öz-değer algısı yatıyor. Ebeveynlerin çocuklarına karşı eleştirel ve korumacı olmaları, çocukların sürekli savunma ihtiyacı hissetmelerine ve bu ihtiyacı yetişkinlik dönemine taşımalarına neden olabilir." şeklinde konuşuyor. Sürekli haklı olma arzusunun bireyin ilişkilerini nasıl etkilediğine de değinen Şura Saka, "Bu durum, kişinin empati kurma yeteneğini zayıflatabilir ve karşısındaki insanları anlamakta zorlanmasına yol açabilir. Ayrıca sürekli haklı olma isteği, rekabeti tetikleyerek kişiler arasında gerilim yaratabilir." şeklinde ekliyor.

İlişkilerde kontrol ihtiyacı: Güvensizliğin göstergesi Haber

İlişkilerde kontrol ihtiyacı: Güvensizliğin göstergesi

Kontrol etme ihtiyacı oldukça yaygın bir durumdur. Gündelik yaşantıda hayatın pek çok alanında faydaları olsa da mesele ilişkiye geldiğinde bu ihtiyaç tehlikeye dönüşebiliyor. Partnerinizin nerede olduğunu, kimlerle görüştüğünü ve ne yaptığını sürekli takip etmek, telefonunu veya bilgisayarını kontrol etmek gibi davranışlar gerçekleştiriyorsanız dikkat !   İlişkilerde kontrol etme ihtiyacı sevginin değil, güvensizliğin ve kaygının bir göstergesi olabilir. Oysa sağlıklı bir ilişki sevgiye, güvene ve saygıya dayanır bu nedenle kontrol etme ihtiyacı, temel unsurları zedeleyebilir ve ilişkinizin çökmesine sebep olabilir. İlişkinizde kontrol edildiğinizi nasıl anlarsınız? Partneriniz sizin nerede olduğunuzu, ne yaptığınızı ve kiminle görüştüğünüzü tekrar tekrar ve şüpheci bir tutumla size soruyorsa Telefonunuzu, mesajlarınızı ve sosyal medya hesaplarınızı kontrol ederek sizi denetliyorsa Partneriniz giyim tarzınız, arkadaşlarınız ve hobileriniz ile ilgili size baskı uyguluyorsa Partneriniz onsuz gittiğiniz yerlerde konumuz ile sizi takip ediyor, gittiğiniz yerlerden fotoğraf/video talep ediyorsa partnerinizin kontrol etme ihtiyacının ön planda olduğu söylenebilir.  Kontrol etme ihtiyacının ilişki için yaratacağı sonuçların en başında güvensizlik yer alır. Çünkü bu durum güvensizlik ve ihanet algısı oluşturur. Zaman içerisinde özgürlük alanlarının kısıtlanmasına ve kaçınılmaz olan tartışmalar ve çatışmalar oluşmasına sebep olur.Kontrol etme ihtiyacının tekrar ettiği bir ilişki de sonuç; mutsuzluk ve ayrılıkla olabilir. Uzmanlar, ilişkilerde kontrol ihtiyacının belirtilerini şu şekilde sıralıyor: Partnerin sürekli olarak nerede olduğunuzu, kimlerle görüştüğünüzü ve ne yaptığınızı sorgulaması, Telefon, mesajlar ve sosyal medya hesaplarının denetlenmesi, Partnerin giyim tarzı, arkadaşları ve hobileri konusunda baskı uygulaması, Partnerin, onsuz gittiğiniz yerlerde konumunuzu takip etmesi veya fotoğraf/video istemesi. Kontrol ihtiyacının ilişkilerde güvensizlik ve hatta ihanet algısı yarattığına dikkat çekiliyor. Bu durum zamanla özgürlük alanlarının kısıtlanmasına, tartışma ve çatışmaların artmasına neden olabilir. Uzmanlar, çiftler arasında açık ve dürüst iletişimin önemini vurgulayarak, güven duygusunu geliştirmek için adımlar atılması gerektiğini belirtiyorlar. Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız, partneri sürekli kontrol etme ihtiyacı hissedenlere şu önerilerde bulunuyor: Kontrol ihtiyacının nedenlerini anlamaya çalışın. Partnerinizle açık ve dürüst iletişim kurun, sınırlarınıza saygı gösterin. Güven duygusunu geliştirmek için adım atın. Eğer kontrol ihtiyacınız devam ediyorsa, çift terapisi desteği almak için bir uzmana başvurun. Bu tavsiyeler, ilişkilerde sağlıklı dinamikleri korumak ve güvene dayalı bir ilişki kurmak için önemli adımlar olarak değerlendiriliyor.

Özür Dilemek ve İlişkilere Etkisi Haber

Özür Dilemek ve İlişkilere Etkisi

İnsan ilişkiyle yaralanır, ilişkiyle iyileşir.İlişkilerinizde çatışmalara girmeniz, taleplerin karşılıklı olarak uyuşmaması olağandır. Bu çatışmalar sırasında karşıdaki muhatabı kıracak şekilde davranmak mümkündür. Böyle bir çatışma yaşadığınız durumda karşı tarafa kendinize davranılmasını istemediğiniz şekilde davrandığınızda nasıl bir yol izliyorsunuz ? “Bana böyle davranılsa hoşuma gitmezdi, hata yaptım” mı diyorsunuz; yoksa içten içe “O da öncesinde bunu yapmıştı az bile yaptım” mı diyorsunuz ya da “Olmamış gibi davranalım böylece unutulur ve bizde kaldığımız yerden devam ederiz” mi diyorsunuz ? Önceki ilişkilerin değerlendirmesinin yapılmaması, o çatışmalardan gerekli çıkarımların öğrenilmemesi çatışmaların tekrar edilmesine neden olabilir. Aynı zamanda eski hesapların görülerek kapatılmasındansa dolaylı olarak “skor tutulması” ilişkideki bağı değil; güç savaşını körükler. Peki siz ilişkinizin nasıl olmasını istersiniz ? Güç savaşına girdiğiniz sürekli gardınızı koruduğunuz ve uygun anda saldırdığınız bir ilişki mi yoksa bazen istekler çatışsa da iki tarafın bazı isteklerinden feragat ettiği, görüldüğünüz ve anlaşıldığınız bir ilişki mi ? Eğer görüldüğünüz ve anlaşıldığınız bir ilişki talep ediyorsanız karşınızdaki kişiyi  görmeye ve anlamaya çalışarak başlayabilirsiniz. Bu konuda kilit noktalardan birisi de özür dilemektir. Özür dilemek, kişinin kendi hatasından sorumluluk alarak bunu telafi etmeye çalışmasının ilk adımıdır.  Bazen kişiler özür dilemeyi boyun eğmek, teslim olmak, zayıf görünmek olarak yorumlayabilir. Olumlu kendilik algısını sürdürmek için karşınızdaki kişilere fildişi kulelerden bakarsanız ne onları yakından tanırsınız ne de siz görülürsünüz. Fildişi kuleden bir ilişkinin sıcaklığını hissedebilmek, gökdelenden bahçedeki bir muma bakmaya benzer. Yapılan bir hatayı telafi etmeye çalışmak karşı tarafa bütünüyle teslim olmak değil bir uzlaşma sağlamaya çalışmaktır. Özür dilemek kişinin öncelikle kendini hatasıyla görmesini, kendini hata yapabilen bir canlı olarak kabul etmesini gerektirir. Bu önemli bir ruh sağlığı göstergesidir. Kendinin hareketlerini izlemek ve bunun karşı tarafta nasıl yankılanabileceğine dair empati kurabilmek ancak sağlıklı bir insanın sahip olabileceği bir beceridir.   Özür dilerken de “özür dilememek” gibi gizil yollar vardır ki bu özürler empatiden uzaktır. “Kırıldıysan üzgünüm” veya “Eğer bu senin için bu kadar önemliyse, o zaman... üzgünüm”  demek sorumluluğu karşı tarafa atmakla kalmaz, aynı zamanda karşı tarafın alıngan/hassas olduğunu da ima eder. Kişilerin özür dilememesi ve özür diler gibi yapmasının yanı sıra gerekli durumlar dışında sürekli özür dilemesi de ilişkilere zarar verebilir. Bir tartışma sonrasında haksızlığa uğradığınız halde karşı tarafa çiçek gönderdiğiniz oldu mu ? Bu belki de içsel olarak fark etmeden hissettiğiniz bir öfkenin göstergesi olabilir. Ruhsal olarak biten ilişkinin cenazesinin çiçekleri gibi. Size iyi davranılmayan bir ilişkide sürekli olarak özür dilemek ilişkideki dinamiklerde ihtiyaçlarınızın görülmesi ve karşılanması ihtimalini düşürür.  Sürekli olarak özür dilemenin bir diğer nedeni kişinin bir şey talep ederken bunu kendine hak görmemesidir. “Kusura bakma, başını ağrıttım”, “Özür dilerim, vaktini aldım” şeklinde kullanılan ifadeler bu duruma örnek olabilir. Bunların yerine “Beni dinlediğin için teşekkür ederim”, “Anlattıklarıma tanıklık etmen çok kıymetli” denilebilir. Yukarıda bahsedilenlerin dışında kibarlık olarak da sıklıkla özür dilenebilir. “Pardon, saati öğrenebilir miyim ?”, “Pardon, yana kayabilir misiniz ?” bunlardan bazılarıdır. Karşı taraftan bir talepte bulunurken özür dilemek güven inşasında yardımcı olur ve böylece istediğiniz kabul edilebilir. Bunların yerine “Yana kaydığınız için teşekkür ederim”, “Rica etsem saati öğrenebilir miyim?” diyebilir, alışkanlıktan özür dileme sıklığınızı azaltabilirsiniz. Uzman Psikolojik Danışman Şura Saka,'' Özür en nihayetinde ilişkileri iyileştirme için bir adımdır. İnsan ilişkilerde yaralanır ve ilişkilerde iyileşir. Özürün amacının üstün gelmek değil, bağ kurmak ve uzlaşmak olduğunu unutmayın. Bazen bağlar çok zedelendiyse içten bir özür sonrası ilişki toparlanamayabilir. Böyle bir durumda özür dilemek sizin kendi  hareketlerinizin sorumluluğunu aldığınızın, bir menfaat için özür dilemediğinizin göstergesidir.''dedi. 

Esra Ezmeciye gelen şok soru Haber

Esra Ezmeciye gelen şok soru

Beyaz TV'de yayınlanan "Esra Ezmeci ile Yeni Baştan" programında canlı yayında yaşadıklarını anlatan Sedef, şunları söyledi: "Nişanlım Kaan ile arkadaşlarımla gittiğim bir tatilde tanıştık. Çok ortak noktamız vardı ve yakınlaştık. Kısa bir süre sonra nişanlandık. Benim daha önce de ciddi ilişkim oldu. Babam ben bebekken öldüğü için o sevgiyi hiç tatmadım. İlişkilerimde sevgilinin yanı sıra baba figürü de aradığım için hep benden büyük kişilerle birlikte oldum. Nişanlım benden 2 yaş büyük. Ben hostes olduğum için uçuşlarımın birinde Hikmet diye bir pilotla ilişki yaşadım. Hikmet benden 20 yaş büyüktü. Hikmet beni uçuşlarına aldırdığı için birlikte çok zaman geçirdik. 2 yıl süren bir ilişki yaşadık ve çok güzeldi. Hikmet'le birlikte hem kadınlığımı hem de içimdeki baba özlemini gideriyordum. Hikmet benim ciddi olduğumu anlayınca ayrıldı." Sedef, devamında şu ifadeleri kullandı: "Ben 2 yıl sonra Kaan'la nişanlandım. Kaan'ın babasıyla ilişkisi çok kötüydü. İkimiz de baba hasreti çekiyorduk. Nişanlandıktan sonra Kaan'ın babasıyla tanıştım ve o kişi benim eski sevgilim Hikmet çıktı. Hikmet'le ilişkimizde sadece oğlunun olduğunu söyledi ve hiç fotoğrafını göstermemişti. Kaan'a söylediğimde büyük bir çıkmaza girdim çünkü tepkileri çok büyük oldu. Sarsıldım... Kaan beni babasıyla tanıştırmak için bir restorana götürdü, karşımda Hikmet'i görünce başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Yaşadığım ilişkilerden pişman değilim ama Hikmet beni kullanmıştı. Hikmet beni gördüğünde çok rahat davrandı." Bu itiraflar, Sedef'in yaşadığı duygusal karmaşayı ve nişanlısının babasıyla yaşadığı çalkantıyı izleyicilere aktardı. Sedef'in açıklamaları, programın yayınlandığı tarihten itibaren sosyal medyada da geniş yankı uyandırdı.

İlişkilerde İlgisizlik Neden Olur Uzmanı açıkladı Haber

İlişkilerde İlgisizlik Neden Olur Uzmanı açıkladı

Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk, ilişkilerde ilgisizlik neden olur? Merak edilenleri açıkladı İlgisizlik Nedir ve Neden Ortaya Çıkar? İlgisizlik, duyarsızlaşma ve motivasyon kayıplarıyla kendini gösterir. Psikolojik olarak derinlemesine anlamlandırılmayan ilgisizlik, kişinin içsel meseleleriyle ilgili olabilir. İlgisizliğin İlişkilerdeki Etkileri İlgisizlik, kişinin kendisiyle olan ilişkisini diğer ilişkilere de yansıtabilir. İlgisizlik, geçmişte yaşanan ilişki deneyimlerinden kaynaklanabilir ve derin bağ kurma zorluğuna neden olabilir. İlgisizliği Aşma Yolları Kişinin kendi istek ve ihtiyaçlarına zaman ayırması önemlidir. Kendi değerini bilmeyen birinin başkalarına değer vermesi zordur. Geçmişte eksik kalan ilişki deneyimlerini anlamak, bu konuda olgunlaşmanın anahtarıdır. İlişkilerde İlgisizlik İlişkilerdeki başlangıç heyecanının zamanla azalması normaldir. Her ilişkinin başlangıç aşamalarındaki heyecanın sürdürülebilir olmadığı durumlar yaşanabilir. Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk ,'' 'Her ilişkinin başlangıç aşamaları heyecanlıdır.  İlişkinin başlangıcı kişiler için belirleyici bir referans olmaktan çıktığı durumlarda yavaşlarız. Yavaşlamak kişilerin birbirlerini anlaması için güzel bir fırsattır. Kişilerin ortaklıklarını, atfettiği anlamları, istek ve beklentilerini anlayarak ilişkiyi başlatmak sağlam temellerin atılmasına yardımcı olur.'' dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.