# İptal

İLKHABER-Gazetesi - İptal haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İptal haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adalet Bakanı Tunç: Yargı kararına uyulması hukuk devletinin gereğidir Haber

Adalet Bakanı Tunç: Yargı kararına uyulması hukuk devletinin gereğidir

TRT Haber canlı yayınına katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı. CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi'nin mahkemece iptal edilmesine ilişkin soru üzerine Tunç, dün tedbir kararlarının açıklandığını belirterek, devam eden yargı süreçleriyle ilgili yorum yapmasının doğru olmayacağını dile getirdi. Tunç, CHP'li bir delegenin başvurusu üzerine yargılama sürecinin başlatıldığına işaret ederek, "Kurultayda maddi menfaat temini, delegelerin iradelerinin etkilendiğine yönelik iddialar nedeniyle mahkemenin verdiği tedbir kararı söz konusu." dedi. İstanbul'un yanı sıra Ankara'da da kongrelere ilişkin yargı süreçlerinin devam ettiğini anımsatan Tunç, "Burada değerlendirme yapacak olan mahkemedir. Mahkemenin kararı da itiraza tabi olacaktır." ifadesini kullandı. Bakan Tunç, "Süreç devam ediyor, süreçle ilgili yargılama süreçlerine, mahkemelerin vereceği kararlara uymak, saygı duymak zorundayız. Bu süreçleri başlatanların kendi partilileri olmasına rağmen CHP Genel Başkanı'nın Cumhurbaşkanı'mız, Adalet Bakanı olarak ben ve yargı mensuplarını suçlaması, ağır eleştirilerde bulunması doğru değil." görüşünü paylaştı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, "Mahkemenin verdiği karar yok hükmündedir, tanımıyoruz." sözlerinin hatırlatılması üzerine Tunç, şöyle devam etti: "Böyle bir ifade söz konusu olamaz. Ana muhalefet partisi genel başkanının böyle bir ifade kullanması, talihsiz ve uygun olmayan bir açıklama. Hukuki yolları tüketmeden mahkemece 'verilmiş kararı tanımıyoruz' demesi demokratik hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz. Karar eleştirilebilir, neticede ortada bir yargı kararı var. Yargı kararına uyulması hukuk devletinin gereğidir. O zaman mahkeme kararlarına uyulmazsa, herkes kendi hakkını kendisi aramaya kalkışırsa düzen olmaz, devlet düzeni olmaz. Buradaki tepki haksız bir tepki." Özel'in, kongre ve belediyelere yolsuzluk soruşturmalarına ilişkin sürekli yargı kararlarına müdahale eden, yargı mensuplarını tehdit eden ifadeler kullandığı değerlendirmesinde bulunan Tunç, "Yargılama süreci içerisinde hak arama yolları sonuna kadar açık. Verilen hatalı bir karar yeniden düzeltilebilir, denetlenebilir. Dolayısıyla, yargı süreçlerini sükunetle beklemek, hak arama süreçlerini de sonuna kadar kullanmak gerekir." ifadelerini kullandı. Bakan Tunç, yürütülen adli soruşturmaların "siyasi" olarak nitelendirilmesinin de doğru olmadığını belirterek, "Kamuoyu, iddianame yazıldığında, yargılama sırasında deliller konuşulduğunda her şey ortaya çıkacak." görüşünü paylaştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik soruşturmalara ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in, "Yüz yılın en büyük yolsuzluk soruşturması" ve "Tanık beyanıyla tutuklu kimse yok" sözlerinin hatırlatılması üzerine de Tunç, Gürlek'in soruşturmayı tek başına yürütmediğini, savcılıların iddiasının mahkemelerce değerlendirildiğini bildirdi. Bakan Tunç, "Sadece tanık ifadesiyle, gizli tanık ifadesiyle tutuklama durumu varsa itiraz edilebilir. İtiraz mekanizması bunu denetler, başka somut deliler var mı buna bakılır. Ceza Muhakemesi Kanunu'nda tutuklamanın en önemli şartlarından biri, kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin varlığı. Somut delillerin içerisinde tanık tahdidi bir delildir ama onu destekleyen MASAK raporları, emniyet raporları, HTS, baz kayıtları varsa tüm bunlar değerlendirilir ve sonucunda mahkeme karar verir." diye konuştu. "Biz Adalet Bakanlığı olarak teknik destek veririz" Adalet Bakanı Tunç, "Terörsüz Türkiye" sürecinin çok hayati bir konu olduğunu ve Türkiye Yüzyılı'nın inşası anlamına geleceğini vurguladı. Terör nedeniyle çok sayıda şehit verildiğinin, ülkenin ekonomik kayıplar yaşadığının altını çizen Tunç, terör örgütünün kendini feshetmesi ve silah yakmasının çok önemli olduğu değerlendirmesini yaptı. Tunç, söz konusu noktaya kolay gelinmediğini, 2002'den bu yana çok sayıda adım atıldığını aktararak, "Teröre zemin hazırlayan bütün unsurlar ortadan kaldırılarak bugünlere gelindi." dedi. Bölücü örgüt mensuplarının "silah yaktığını" ardından TBMM'de sürece ilişkin komisyon kurulduğunu anımsatan Tunç, "Terörsüz Türkiye sürecinin kalıcı olmasını ve silahsızlanma sürecinin kalıcı olmasını, bir daha terörün hortlamaması için neler yapılması gerektiğini görüşen bir komisyon. Çok da faydalı görüşmeler kamuoyuna yansıdı. Burada öneli bir birliktelik var, burada alınacak kararlar, tavsiye edilecek kararlar önemli." diye konuştu. Adalet Bakanlığı olarak sürece ilişkin gerekli görüşmeleri gerçekleştirdiklerini aktaran Tunç, bazı düzenlemelerin de 10. Yargı Paketi'yle hayata geçirildiğini bildirdi. Bakan Tunç, sürece ilişkin uygulamayla da ilgili yeni tedbirlerin alınması gerektiğini belirtti. Tunç, "Hem yasal düzlemde hem de uygulamaya yönelik idarenin yapabileceği hususlarla ilgili mesafeler alındı. Bundan sonra yapılması gereken ne olabilir? Bu konuda elbette ki yasal düzenleme konusu meclisin takdirinde olan bir husus. Milletvekillerimizce konuşulur, biz Adalet Bakanlığı olarak teknik destek veririz." diye konuştu. "Suça sürüklenen çocuklar"a ilişkin taslak çalışma TBMM'ye sunulacak Adalet Bakanı Tunç, "suça sürüklenen çocuklar" konusunun son dönemde yaşanan olaylar nedeniyle yeniden gündeme geldiğini söyledi. Yeni dönemde çocuk adalet merkezlerinin yaygınlaştırılacağını, çocukları yetişkinlerin yargılandığı mahkemelerden, adliyelerden farklı ortamlarda bulunması gerektiğini ifade eden Tunç, "Bu suça sürüklenen çocuk bakımından önemli, hem de suç mağduru çocuk bakımından önemli." dedi. Tunç, çocuk yargılamalarıyla ilgili dünyadaki örneklere bakılması gerektiğini belirterek, 12 yaş altı çocuklara ceza verilmediğini, 12-15 yaş arası çocukların cezalarının yarı oranında indirildiğini, 15-18 yaş arası çocukların cezalarının ise 3'te 1'i kadar indirim yapıldığını anımsattı. Akademisyenler ve uygulayıcılarla konuyla ilgili çalışma yaptıklarını anlatan Tunç, caydırıcılığın sağlanması, suçun önlenmesi adına neler yapılabileceğine ilişkin görüşmelerin sürdüğünü bildirdi. Tunç, 15-18 yaş arası "suça sürüklenen çocuklar" açısından yaşa ve atılı suça göre bir düzenleme yapılması adına taslak çalışmalarını TBMM'nin yeni yasama yılının açılışının ardından milletvekillerinin takdirine sunulacağını kaydetti. 8 milyon dosyadan yüzde 60'ı arabuluculukla çözüme kavuştu Adalet Bakanı Tunç, yargıdaki iş yükünün arttığına ilişkin söylemlerin hatırlatılması üzerine, yeni mahkemeler açarak, yargı personelinin sayısını arttırarak yargı süreçlerinin hızlandırmayı amaçladıklarını bildirdi. Alternatif çözüm yöntemlerinin de yargının iş yükünü azaltacağına işaret eden Tunç, arabuluculuk sistemi sayesinde 8 milyondan fazla dosyadan yüzde 60'ının çözüme kavuştuğunu belirtti. Tunç, kira uyuşmazlıklarının da arabuluculuk sistemi sayesinde mahkemelere intikal etmeden çözüme kavuşturulduğunu aktararak, "1 Eylül 2023'ten itibaren zorunlu arabuluculuk sistemine dahil ettik kira uyuşmazlıklarını. 391 bin 921 başvuru oldu. Bunun 136 bin 824'ü anlaşmayla sonuçlandı. 3'te 1 gibi gözüküyor ama önemli bir sayı." bilgisini verdi. "Af gündemimizde değil" Bakan Yılmaz Tunç, infaz sisteminde değişikliğe gidilip gidilmeyeceğine ilişkin soru üzerine, daha önce bazı düzenlemelerin hayata geçirildiğini hatırlattı. 11. Yargı Paketi'yle toplumsal huzur ve güvenliği bozmaya yönelik suçların yaptırımının daha da netleştirilmesini amaçlayacaklarını belirten Tunç, "Meskun mahalde silah atanın cezası 1 yıldan 5 yıla kadar ceza öngören taslağımızı Meclis'e sunduk. Bu taslak komisyondan geçti. Kurusıkı da buna dahil. Düğünlerde, nişanlarda silah atılıyor, oralarda eğer silah atılmışsa yarı oranında arttırılması söz konusu." bilgisini paylaştı. Trafikte yol kesme, ulaşım araçlarını engelleme konularında da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis öngören düzenlemenin TBMM'de olduğunu aktaran Tunç, bunların yanı sıra bilişim suçları, telefon dolandırıcılığı, sanal bahis konularında da düzenlemelerin yasalaşması gerektiğini ifade etti. Bakan Yılmaz Tunç, "İnfazla alakalı af vesaire bu konular gündemimizde değil." dedi.

İmamoğlu’nu suçlayan Özcan’a silahlı tehdit! Haber

İmamoğlu’nu suçlayan Özcan’a silahlı tehdit!

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesi için suç duyurusunda bulunan Ozan Özcan,.Ankara'da yaşayan Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu Ozan Özcan, bir gazetede İmamoğlu'nun diplomasına ilişkin haberi okumasının ardından durumu araştırmaya başladı. Araştırmaları esnasında YÖK denkliğinin Girne Amerikan Üniversitesi'ne 1993 yılında verildiğini fark eden Özcan, İmamoğlu'nun bu tarihten önce geçiş yaptığını fark etti. Bunun üzerine Özcan, Belediye Başkanı İmamoğlu'nun Girne Amerikan Üniversitesinden İstanbul Üniversitesi'ne geçiş sürecinde 'evrakta sahtecilik' şüphesiyle 20 Şubat 2024 tarihinde savcılığa suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun ardından silahlı tehdit mesajları aldığını söyleyen Özcan, İstanbul Üniversitesi tarafından alınan diploma iptal kararı için mutlu olduğunu kaydetti. "Gazetede gördüğüm haber sonrası araştırmaya başladım" Seçimler öncesi bir gazetede gördüğü haber sonrası İmamoğlu hakkında araştırma yapmaya başladığını dile getirerek, "Sonrasında araştırmaya başladım, Kıbrıs Girne Amerikan Üniversitesi yazıyordu, zaten Kıbrıs olunca şüphelendim. Daha sonra YÖK denkliğinin olmadığını fark ettim. İmamoğlu Kıbrıs Girne Amerikan Üniversitesi'nden 1990 yılında geçiş yapıyor ancak bu üniversitenin YÖK denkliği 1993 yılında veriliyor. Ben bunu gördüm, usulsüzlük olduğu çok belliydi. Sonrasında suç duyurusunda bulundum. Kendisi de Girne Amerikan Üniversitesi'nde okumasına rağmen Doğu Akdeniz Üniversitesi olarak geçiş yapmış. Suç duyurusundan sonra soruşturma açıldı, kamu davasına döndü ve verdiğim hukuki mücadeleyi kazandım" dedi. "Sokağa çıkan üniversiteli arkadaşların da hakkını korudum ama karşılığında tehditler yaşandı" Soruşturmanın başlamasının ardından sürekli tehdit mesajları aldığını ifade eden Özcan, "Daha sonra da tehditlerin dozu arttı, annemi ve ağabeyimi uzun namlulu silahla tehdit ettiler. Bana gelen birçok tehdit vardı. Sesimi duyurdum, devlet de yardımcı oldu. Tehditlerden sonra vazgeçmeyi düşünmedim ama umudum kırıldı. Ben bir hukuk mücadelesi veriyordum ve bu mücadeleyi üniversite mezunu olarak veriyorum. Diğer üniversite mezunu arkadaşlar sokaklara çıktılar. Ben aslında onların hakkını da korudum ama karşılığında tehditler yaşandı ama asla pişman değilim" ifadelerini kullandı. Memleket Partisi üyeliğinden istifa ederek aktif siyasetten uzaklaştığını kaydeden Özcan, İstanbul Üniversitesi tarafından alınan diploma iptali kararından mutlu olduğunu sözlerine ekledi.

Ekrem İmamoğlu'nun diploması neden iptal edildi? İmamoğlu ne mezunu? Cumhurbaşkanı olamayacak mı? Haber

Ekrem İmamoğlu'nun diploması neden iptal edildi? İmamoğlu ne mezunu? Cumhurbaşkanı olamayacak mı?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının İstanbul Üniversitesi tarafından iptal edilmesi, Türkiye gündemini sarsarken, vatandaşlar Cumhurbaşkanı adaylık şartlarını merak etmeye başladı. İmamoğlu’nun eğitim geçmişiyle ilgili yaşanan bu gelişme, Cumhurbaşkanlığına aday olma hakkını etkileyip etkilemediği sorusunu gündeme taşıdı. Peki, Cumhurbaşkanı adayları için aranan şartlar nelerdir? Üniversite mezunu olmak zorunlu mu? İşte Cumhurbaşkanı adaylık şartları ve detaylar… Cumhurbaşkanı Adaylık Şartları Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için bazı belirli şartlar bulunmaktadır. Resmi Gazete'de yayımlanan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararı doğrultusunda, 40 yaşını doldurmuş, yükseköğrenim görmüş ve TBMM üyeliği veya milletvekilliği yeterliliğine sahip Türk vatandaşları Cumhurbaşkanı adayı olabilmektedir. Cumhurbaşkanı adaylarının, seçim için gerekli belgeleri de sunması gerekmektedir. Adaylar için istenen belgeler arasında, yükseköğrenim diploması da yer almaktadır. Bu durumda, Cumhurbaşkanlığı adaylığını değerlendiren bir kişinin üniversite mezunu olup olmadığı, resmi şartlardan biridir. Ekrem İmamoğlu Ne Mezunu? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, eğitim hayatına Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünde başlamış, sonrasında Girne Amerikan Üniversitesi İletişim Fakültesi İşletme bölümüne yatay geçiş yapmış ve nihayetinde İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’ne geçiş yaparak bu bölümden 1994 yılında mezun olmuştur. Ancak, İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklama, İmamoğlu'nun diplomasının usulsüz bir şekilde verildiği iddiasıyla iptal edilmiştir. Ekrem İmamoğlu'nun Diploması Neden İptal Edildi? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik başlatılan "usulsüz diploma" soruşturmasında İstanbul Üniversitesi'nden önemli bir açıklama geldi. Üniversitenin Yönetim Kurulu, İmamoğlu’nun 1990 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce programına yaptığı yatay geçişin usulsüz olduğu gerekçesiyle, İmamoğlu’nun diplomasının iptal edildiğini duyurdu. İstanbul Üniversitesi tarafından yapılan açıklamada, Ekrem İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı dönemde, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve üniversite yönetmeliğine aykırı hareket edildiği vurgulandı. Bu kararın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanlığı’nın raporuna dayandığı belirtildi.

Savcılık, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptalini istedi: İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olabilir mi? Haber

Savcılık, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptalini istedi: İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olabilir mi?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasının iptal edilmesi için İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne yazı gönderdi. Başsavcılık, İmamoğlu’nun 1990 yılında Kuzey Kıbrıs Üniversitesi'nden İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne yatay geçiş yapmasının Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) belirlediği kurallara aykırı olduğunu ve işlemin hukuki geçerliliği olmadığını belirtti. Bu gelişme, İmamoğlu'nun olası Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda yeni soruları beraberinde getirdi. Peki, İmamoğlu'nun diplomasi iptal edilirse Cumhurbaşkanı adayı olma hakkını kaybeder mi? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, son dönemde gündemde olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasıyla ilgili olarak İstanbul Üniversitesi’ne yazı gönderdi. Başsavcılık, İmamoğlu'nun 1990 yılında Kuzey Kıbrıs Üniversitesi'nden İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne yatay geçiş yaptığı, ancak geçişin Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) belirlediği kurallara uygun yapılmadığı ve üniversite tarafından yapılan işlemlerin usulsüz olduğuna dikkat çekti. Savcılık, İmamoğlu’nun diplomasının Yüksek Seçim Kurulu (YSK) gibi kurumlara sunulduğunu ve bu diplomayla yürütülen işlemlerin hukuki açıdan sorun yaratabileceğini belirterek, diplomayı dayanak göstererek yapılan tüm işlemlerin geçerliliği konusunda hukuka aykırılık oluşmaması için gerekli adımların ivedilikle atılmasını talep etti.

Yoğun kar yağışı ve olumsuz hava koşulları nedeniyle birçok uçuş iptal edildi Haber

Yoğun kar yağışı ve olumsuz hava koşulları nedeniyle birçok uçuş iptal edildi

Yoğun kar yağışı ve kötü hava koşulları nedeniyle 11-13 Şubat tarihlerindeki uçuşlarda iptaller yaşanmaya devam ediyor. Yolcuların mağduriyet yaşamamaları adına, uçuşlarının durumunu kontrol etmeleri büyük önem taşıyor. Kış mevsiminin etkisini artırmasıyla birlikte hava yolu ulaşımı olumsuz etkilenmeye başladı. 13 Şubat 2025 tarihinde gerçekleşmesi planlanan uçuşlar, yoğun kar yağışı ve sert hava koşulları nedeniyle iptal edildi. Yolcular, 13 Şubat 2025 uçuşlarının iptal olup olmadığını merak ederek, havayolu şirketlerinin açıklamalarını sorgulamaya başladı. Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan Açıklama Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı yetkilileri, olumsuz hava koşulları sebebiyle 12 Şubat 2025 tarihinde yapılması planlanan uçuşların bir kısmının iptal olduğunu duyurdu. Meteorolojik tahminler doğrultusunda alınan karar neticesinde, 11 Şubat 2025 tarihinde uçuşların yüzde 5'inin iptal edilmesinin ardından, 12 Şubat’ta bu oran yüzde 10'a çıkarıldı. Pegasus, Ajet ve THY İptal Olan Uçuşlar Başta İstanbul olmak üzere, Türkiye'nin çeşitli şehirlerinden yapılan uçuşlarda iptaller yaşandı. Yolcuların, seyahatlerinden önce uçuş bilgilerini havayolu şirketleriyle iletişime geçerek kontrol etmeleri gerektiği bildirildi. Yolcuların Dikkatine Uçuşu iptal edilen yolcuların mağduriyet yaşamamaları adına havayolu şirketlerinin düzenlediği alternatif çözümleri değerlendirmeleri önem taşıyor. Ayrıca, hava yolculuğu yapacakların uçuşlarının durumunu öğrenmek için önceden havayolu şirketlerinden bilgi alması öneriliyor.

Çukurova Havalimanı uçuş iptalleriyle gündemde Haber

Çukurova Havalimanı uçuş iptalleriyle gündemde

Adana'nın yeni havalimanı, Çukurova Uluslararası Havalimanı, son günlerde yaşanan operasyonel aksaklıklarla dikkat çekiyor. Aşırı yağışların etkisiyle inişlerin zorlaştığı ve pistlerin suyla kaplandığı bildirilen havalimanında, birçok uçuş iptal oldu. Hava koşullarının olumsuz etkisiyle artan iptaller, yolcuları mağdur ederken, pistin pas geçilmesi gibi operasyonel zorluklar da gündeme geldi. Zeydan Karalar'da nasibini aldı Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinliğine katılmak üzere Ankara'ya gitmek için Çukurova Havalimanı'ndan uçuş yapmayı planladı. Ancak, havalimanındaki sürekli uçuş iptalleri nedeniyle hava yolculuğunu iptal etmek zorunda kaldı ve kara yoluyla yola çıkmaya karar verdi. Karalar, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, ''saat 6.30’dan itibaren yola çıktıklarını ancak Çukurova Havalimanı’nda yaşanan uçuş iptalleri nedeniyle kara yolunu tercih ettik. Halen karayollarında da yoğun kar yağışı ve ulaşım zorlukları nedeniyle mahsur kaldık, yolun açılmasını bekliyoruz.'' ifadelerini kullanarak tepkisini dile getirdi. Çukurova Havalimanı ve Şakirpaşa Havalimanı'nın Durumu CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Çukurova Havalimanı'ndaki uçuş iptalleri ve aksaklıklar hakkında Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’na yazılı soru önergesi verdi. Bulut, önergesinde, Çukurova Havalimanı'na uçakların iniş yapamamasının gerekçesini, bu havalimanında açılışından itibaren kaç uçak seferinin iptal olduğunu ve iptallerin iç ve dış hatlar olarak nasıl dağıldığını sordu. Bulut, ayrıca Adana Şakirpaşa Havalimanı'nın kapatılmasından sonra Çukurova Havalimanı'nda yaşanan sorunlara dikkat çekerek, bölge halkının taşıdığı rahatsızlığı da dile getirdi. "Adana Şakirpaşa Havalimanı'nda 87 yıl süren yolcu taşımacılığı hizmeti, halkın istememesine rağmen 11 Ağustos’ta son buldu. Ancak yerine açılan Çukurova Havalimanı'nda hala ciddi sorunlar yaşanıyor. Uçuşların iptal edilmesi ve pistin pas geçmesi, bu havalimanının verimli bir şekilde çalışıp çalışmadığı konusunda soru işaretleri oluşturuyor" dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.