SON DAKİKA
Hava Durumu

#istismar

İLKHABER-Gazetesi - istismar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, istismar haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

"Hacı Baba" adıyla 2 Milyon TL toplayan dolandırıcı aile, cinler götürdü dedi! Haber

"Hacı Baba" adıyla 2 Milyon TL toplayan dolandırıcı aile, cinler götürdü dedi!

Kocaeli'de, "Hacı Baba" adını verdikleri sözde manevi varlık aracılığıyla vatandaşları dolandırarak 2 milyon TL toplayan bir aile çökertildi. Aile üyeleri, WhatsApp grubunda dini sohbetler düzenleyerek mağdurları bağış yapmaya zorladı. Toplanan para ve altınları "Cinler aldı" yalanıyla sahiplerinden alıp, dolandırıcılık düzenini genişlettiler. Şüphelilerden 3’ü tutuklanırken, diğer 1 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Olay, hazırlanan iddianamede tüm detaylarıyla ortaya kondu. Aile, Dini İnançları Sömürerek Dolandırıcılık Yaptı Edinilen bilgilere göre, Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde yaşayan S.S. (54), kızı M.S. (32), oğlu K.S. (37) ve dini nikahlı eşi B.H. (51), dini inanç ve duyguları istismar ederek, toplamda 2 milyon TL dolandırıcılık yaptı. Şüpheliler, WhatsApp grupları kurarak, "Hacı Baba" adını verdikleri sözde manevi bir varlık aracılığıyla, mağdurlarını dini sohbetlere dahil etti. Bu sözde manevi varlık, kendisini büyük bir veli ve Allah dostu olarak tanıtarak, insanların bağış yapmalarını sağladı. Hacı Baba'nın cin musallat olan kişilere yardımcı olduğuna dair yalanlar söyleyerek, bağış yapan kişilerin büyük bela ve musibetlerden korunacaklarına dair vaatlerde bulundular. Aile, aynı zamanda çevrelerinden de bağış topladı ve bu şekilde dolandırıcılık faaliyetlerini genişletti. Dini yardım, infak ve sadaka adı altında mağdurlardan para ve altınlar topladılar. Toplanan paraların ve altınların çoğu, bankalar ve bireysel hesaplar üzerinden akraba ve yakınları tarafından toplanarak şüphelilerin hesaplarına aktarıldı. WhatsApp Grubu Üzerinden Bağış Teşviki Dolandırıcılar, mağdurlarla WhatsApp grubu kurarak, dini sohbetlerde insanları bağış yapmaya teşvik etti. Hacı Baba ismiyle mesaj atan şüpheliler, bağış yapmayanları "musibetlere uğrayacakları" gerekçesiyle korkutarak zorla para topladılar. S.S. ve ailesinin organize ettiği dolandırıcılık şebekesinin en dikkat çeken yönlerinden biri de, mağdurların duygusal zayıflıklarını sömürerek büyük miktarda para ve değerli eşyaları toplamaları oldu. İddianamede, şüphelilerin, mağdurlardan aldıkları paraların yanı sıra, altınları da toplayarak farklı tarihlerde S.S.'nin evinde sakladıkları ve ardından bu altınları "Hacı Baba'nın cini" aracılığıyla kaybolduğuna dair bir hikaye uydurdukları belirtildi. Bu şekilde insanları korkutmaya ve manipüle etmeye çalıştılar. Şüpheliler Hakkında Gözaltı ve Tutuklama Olayın fark edilmesinin ardından, şikayet üzerine Kocaeli Emniyet Müdürlüğü ekipleri, dolandırıcılık şebekesinin izini sürdü. Ekipler, S.S., M.S., K.S. ve B.H. isimli şüphelilere yönelik operasyon gerçekleştirdi. Şüphelilerden M.S. adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, S.S., K.S. ve B.H. tutuklandı. Diğer üç şüpheli de suçlamaları reddetti. İddianame ve Mağdurların İfadeleri Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, şüphelilerin nasıl bir dolandırıcılık ağı kurdukları ve mağdurlardan ne şekilde para topladıkları tüm detaylarıyla anlatıldı. İddianamede, mağdurlardan biri olan F.M.’nin ifadesi yer aldı. F.M., S.S. ve K.S. tarafından manipüle edilerek, bankadan hesap açtırmaya ve WhatsApp grubunda para toplamak için çeşitli hastalara dua okumaya zorlandığını belirtti. F.M., "S.S. bana, Hacı Baba'nın cini aldığını ve bu işlemi yaparken para toplamanın Allah rızası için olduğunu söyledi. Ancak sonradan bu paraların Hacı Baba'ya verilmediğini ve bana yalan söylediklerini fark ettim." şeklinde konuştu. Diğer mağdurlar da benzer şekilde mağduriyetlerini ifade ettiler. "Hacı Baba" Numarası S.S.'ye Ait Çıktı İddianamede yapılan telefon incelemeleri sonucunda, WhatsApp grubunda "Hacı Baba" numarası ile mesaj atan kişinin aslında S.S. olduğu tespit edildi. Bu numara üzerinden dini sohbetler yaparak, mağdurları manipüle ederek para toplamışlardı. Ayrıca, S.S. ve ailesinin bu paraları toplamak için kurduğu banka hesaplarında da büyük miktarda para hareketliliği olduğu ortaya çıktı. Komşularından ve Çevresinden Tepki Olayın ortaya çıkmasının ardından, şüphelilerin komşuları da durumdan şikayetçi oldu. Mümin Çalışkan (70), şüphelilerin yaklaşık 1.5 yıl önce Gölcük'te kiralık evde yaşamaya başladıklarını belirtti ve "Sır bir aileydiler. Kimseyle muhatap olmazlardı, sadece çarşaflı, fesli ve sakallı bir şekilde görünürlerdi. Biz bu dolandırıcılık olayını polisler tarafından alındıktan sonra öğrendik." dedi. Sanıkların Suçlamaları Kabul Etmedikleri İfade Edildi Tutuklu sanık S.S. ise suçlamaları kabul etmedi ve ifadesinde, "Hacı Baba bizlere yardımcı olmuştu, paralar sadece ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak amacıyla toplandı. Bu dolandırıcılık değil, sadece yardım amaçlıdır." şeklinde konuştu. Diğer sanıklar da benzer şekilde suçlamaları reddetti.

Kocaeli'de öğretmen, 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismar uyguladığı iddiasıyla 36 yıl hapis cezasına çarptırıldı Haber

Kocaeli'de öğretmen, 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismar uyguladığı iddiasıyla 36 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde, 14 yaşındaki bir kız çocuğuna 2 yıl boyunca cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen taekwondo eğitmeni E.Y., mahkeme tarafından toplam 36 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanık E.Y., suçlamaları reddederek mağdurun kendisine platonik aşık olduğunu öne sürse de, mahkeme istismar ve tehdit suçlarından dolayı ağır bir ceza verdi. Olayın Başlangıcı ve Yasal Süreç Olay, 6 Ekim 2023 tarihinde, Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde meydana geldi. İddiaya göre, S.T. isimli 14 yaşındaki kız, taekwondo eğitmeni E.Y. tarafından 2 yıl boyunca cinsel istismara uğradı. Eğitmen E.Y., S.T.'yi sevgilisi olduğuna inandırarak ona duygusal ve fiziksel zararlar verdi. S.T.'nin durumu fark eden E.Y.'nin eşi D.Y., kızın telefonundaki mesajları inceledi ve tüm gerçeği ortaya çıkardı. D.Y., eşinin suçlarını örtbas etmeye çalışarak, S.T.’yi darp etti. Olayların ardından, E.Y. kızın telefonunu kırarak, kimseye anlatmaması için tehditte bulundu. Fakat S.T., korkularına rağmen karakola giderek şikayetçi oldu. E.Y.’nin Savunması Duruşma sürecinde, sanık E.Y. suçlamaları reddetti. "Kesinlikle S.T.'ye cinsel istismarda bulunmadım. Aramızda hiçbir şekilde cinsel mesajlaşma olmadı. S.T., bana platonik aşık oldu ve buna iftira atıldı" diyerek savunma yaptı. Ayrıca, mağdurun kendisini hedef alarak ailesine iftiralar attığını iddia etti. E.Y., 18 yıllık eğitimci olduğunu ve hiçbir öğrencisinin kalbini kırmadığını vurguladı. Ancak mahkeme, mağdurun ifadelerini ve delilleri dikkate alarak E.Y.'yi suçlu buldu. Sanık, "nitelikli cinsel istismar" suçundan 30 yıl, "yağma" suçundan ise 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mağdurun İfadesi ve Yaşadığı Şok Mağdur S.T., duruşmada yaşadığı travmaları anlatarak, E.Y. ile ilişkilerinin 2021 yazında başladığını ve sık sık buluştuklarını belirtti. S.T., istismarın taekwondo salonu gibi çeşitli yerlerde gerçekleştiğini ifade etti. Ayrıca, E.Y.'nin eşi D.Y.'nin, kızın telefonundaki mesajları fark etmesinin ardından kendisini darp ettiğini ve tehditlerde bulunduğunu söyledi. "E.Y., telefonumu kırarak, 'Senin kafanı keseceğim' diye tehdit etti" diyerek yaşadığı korkuyu aktardı. Mahkeme Kararı Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi, E.Y.'yi, "nitelikli cinsel istismar", "yağma" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlarından toplamda 36 yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanık hakkında ayrıca, "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlamasıyla savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Mahkeme, E.Y.'nin eğitimci kimliğini dikkate alarak cezasını artırdı.

Ramazan Davulcuları, Ramazan’ın ilk haftasında kapıları çalmaya başladı Haber

Ramazan Davulcuları, Ramazan’ın ilk haftasında kapıları çalmaya başladı

Ramazan ayının ilk haftası, geleneksel Ramazan davulcularının yeniden sokaklarda boy göstermeye başladığı bir dönem oldu. Her yıl, sahur vaktinde evlerin kapılarını çalarak halkı uyanmaya çağıran davulcular, bu yıl da adeta Ramazan’ın neşesini sokaklara taşıdı. Sahur hazırlıkları için uyanan vatandaşlar, davulcuların ritmik sesleri eşliğinde güne başlarken, bu gelenek, özellikle küçük kasaba ve köylerde yaygın olmakla birlikte, şehirlerde de sevgiyle karşılandı. Davulcular, renkli kostümleriyle sokakları doldurarak, Ramazan’ın manevi atmosferine katkıda bulunmaya başladı. Ancak, bu geleneksel etkinlik her yıl olduğu gibi sadece sahura uyanma değil, aynı zamanda davulcuların hizmet karşılığında kapılardan bahşiş toplamasıyla da özdeşleşti. Bahşişler hem davulcuların emeklerinin karşılanması hem de Ramazan ayının yardımlaşma ruhunun yaşatılması için önemli bir gelenek olarak kabul edildi. Fakat, Ramazan’ın manevi havasının bazen bazı kişiler tarafından istismar aracı olarak kullanıldığı da dikkati çekmeye başladı. Bazı davulcuların, Ramazan geleneğini bahane ederek, sahura uyanmaya yardımcı olma işlevinin ötesine geçerek kapıları çalarak bahşiş toplamaya başladıkları gözlendi. Bazı mahalle sakinleri ise davulcuların taleplerinin artan bir şekilde baskıya dönüşmesinden şikâyet etti. Kimileri, Ramazan ayında bu tür davranışların, dini ve kültürel değerleri zedelediğini ifade ederek, “Bazı kişiler yanlarına çocukları da alarak girdikleri apartmanlarda kapıları çalıp para istiyor. Bunların arasında bahşişten öte art niyetli olabilecek kişiler de tedirgin ediyor. Ramazan ayı davulculuğu geleneğinin, sahur vaktiyle sınırlı kalması ve hiçbir şekilde istismara uğramaması gerekiyor” dediler.

Bakan Yerlikaya'dan Kartalkaya yangınıyla ilgili açıklama: "Vicdansızlar yakalandı" Haber

Bakan Yerlikaya'dan Kartalkaya yangınıyla ilgili açıklama: "Vicdansızlar yakalandı"

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Kartalkaya’da meydana gelen yangında hayatını kaybeden 78 vatandaşın yakınlarını hedef alarak acılarını istismar eden ve kişisel verileri hukuka aykırı şekilde paylaşan şahısların yakalandığını açıkladı. Bakan Yerlikaya, sosyal medya platformlarında, yangında hayatını kaybedenlerin yakınlarına ait kişisel verilerin paylaşıldığını ve bu trajik olayla ilgili acılı ailelerin duygularının istismar edildiğini belirtti. Yapılan incelemeler sonucunda, 21 yaşındaki B.M.D. (Aksaray), 20 yaşındaki F.A. (Nevşehir) ve 19 yaşındaki D.D. (Bitlis) isimli şahısların güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındığını açıkladı. Yerlikaya, bu şahısların dışında diğer kişilerin yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini de ifade etti. Bakan Yerlikaya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ve şahısları tek tek yakalayan polis ve jandarmaya teşekkür ederek, “Hiç kimse milletimizin acısıyla dalga geçemez. Bunu yapmaya yeltenenler sadece halkımızın vicdanında değil hukuk önünde de yargılanacaktır” dedi. Bakan Ali Yerlikaya'nın açıklamaları şöyle: ''Kartalkaya’da meydana gelen yangın ve 78 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi milletçe yüreğimiz yaktı. Ancak bir sosyal medya platformunda, Kartalkaya yangınında hayatını kaybeden vatandaşlarımız ile yakınlarına ait kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde paylaşıldığı; ayrıca vefat eden vatandaşlarımızın yakınları aranarak içerisinde bulundukları acı durumun istismar edildiği tespit edilmiştir. Yapılan incelemeler sonucu insanlıktan uzak, vicdanı olmayan bu şahıslardan Aksaray’da ikamet eden 21 yaşındaki B.M.D.; Nevşehir’de ikamet eden 20 yaşındaki F. A. ve Bitlis’te ikamet eden 19 yaşındaki D.D. güvenlik güçlerimizce gözaltına alınmıştır. Tespit edilen diğer şahısların yakalanmasıyla ilgili çalışmalar devam etmektedir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımıza ve şahısları tek tek yakalayan polis ve jandarmamıza teşekkür ediyorum. Hiç kimse milletimizin acısıyla dalga geçemez. Bunu yapmaya yeltenenler sadece halkımızın vicdanında değil hukuk önünde yargılanacaktır''

6 yaşındaki küçük Şirin'i istismar ettikten sonra öldüren kağıt toplayıcısına ağırlaştırılmış müebbet Haber

6 yaşındaki küçük Şirin'i istismar ettikten sonra öldüren kağıt toplayıcısına ağırlaştırılmış müebbet

İstanbul Şişli’de bulunan Feriköy Mezarlığı’nda 6 yaşındaki Şirin Elmas Hanilçi’yi ağzına eşarp tıkadıktan sonra cinsel istismarda bulunan, sonra da ağzına tıkadığı eşarbı çıkartarak boynuna dolamak suretiyle boğarak öldüren sanığın hakim karşısına çıktığı duruşmada karar çıktı. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Mustafa Örün Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Mahkemede, öldürülen 6 yaşındaki Hanilçi’nin ailesi ise ‘müşteki’ sıfatıyla yer aldı. Ayrıca taraf avukatları ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da duruşmada hazır bulundu. ‘’Anlatacağım bir şey yok’’ Duruşmada savunma yapması istenen sanık Mustafa Örün, ‘’Ne diyeceğimi bilmiyorum. Kasım ayından beri cezaevinde yatıyorum. Önceki savunmalarımı tekrar ederim, olayı daha önce nasıl anlattıysam öyle oldu. Anlatacağım bir şey yok" dedi. ‘’Bu katilin kızımı öldürdüğünü söylediler’’ Müşteki baba İbrahim Hanilçi mahkemedeki ifadesinde, ‘’O gün ben adliyedeydim. Eski bir dosya için adliyede çalışıyordum. Eve gittiğimde eşim kızımın kayıp olduğunu söyledi, karakola gittik ve kızımı aradık. Sabah, kolluk görevlileri bize kızımı bulduğunu söylediler. Bu katilin kızımı öldürdüğünü söylediler. Sanık Mustafa Örün'ü tanımıyorum’’ şeklinde konuştu. Anne Yeter Hanilçi ise ifadesinde, ‘’Fatura yatırmaya gittim, döndüğümde kızım yoktu. Kızımı bu adam kaçırdı. Kızımı mezarlığa götürüp öldürmüş, benim kızımı katletmeye hakkı yoktu. 6 yaşındaki kızımı gözlerinin içine baka baka öldürüyor. Şikayetçiyim sonuna kadar’’ ifadelerini kullandı. Mütalaa açıklandı Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, sanık Örün'ün ‘çocuğa karşı kasten öldürme’, ‘cinsel amaçla çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ ve ‘çocuğun cinsel istismarı’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 51 yıl hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Açıklanan mütalaaya karşı savunması sorulan sanık, diyecek bir şeyinin olmadığını söyledi. Sanık son sözünde de ‘’Bir diyeceğim yok’’ ifadesini tekrarladı. Ağırlaştırılmış müebbet ile 51 yıl hapis cezasına çarptırıldı Kararını açıklayan mahkeme, sanık Mustafa Örün'ü, ‘çocuğa ve kadına karşı bir suç delillerini gizlemek veya yok etmek amacıyla kasten öldürme’, ‘cinsel amaçla çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ ve ‘çocuğun cinsel istismarı’ suçlarından toplamda ağırlaştırılmış müebbet ile 51 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ayrıca tutukluluk halinin de devamına karar verildi. “Yavrumdan uzağım, onun hayaliyle kalkıp ne zamana kadar yaşayacağımı, ne zamana kadar düzeleceğimizi bilemiyoruz” Duruşma sonrası acılı aile, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde açıklamalarda bulundu. Şirin'in babası İbrahim Hanilçi, “Yüce adalet su serpti. Yalnız benim kızımı katletmedi o cani, bizi kızımla birlikte gömdü. Yüce adalete sonsuz teşekkürlerimi İstanbul emniyetine olsun, büro amirlerine, çocuk büro amirlerine sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Benim kızımın katilini yakaladılar. Adalet onun hakkından geldi. Kızımın katilini gördüğümde o güne geri döndüm. Şu an 65. gündür ben kızımdan, yavrumdan uzağım. Onun hayaliyle kalkıp ne zamana kadar yaşayacağımı, ne zamana kadar düzeleceğimizi bilemiyoruz” diye konuştu. Acılı baba açıklamaları sırasında gözyaşlarına boğuldu. “Ben yaşamıyorum, kızımla beraber öldüm” Gözyaşlarını tutamayan acılı anne Yeter Hanilçi de, “Kızım, bugün seni öldüren adamla yüz yüze geldim. Yüzüne bakamadım, gözlerimi kaçırdım. Ama döndüm baktım. Beni de öldürdü, hayallerimizin katilidir o adam, çocukların katilidir o adam. Benim yüreğim yanıyor, ben yaşamıyorum, kızımla beraber öldüm. Onun böyle bir şey yapmaya hakkı yoktu” ifadelerini kullandı.

Gazeteci Murat Ağırel hastanede şahit olduğu kız çocuklarının doğumunu anlattı Haber

Gazeteci Murat Ağırel hastanede şahit olduğu kız çocuklarının doğumunu anlattı

Gazeteci Murat Ağırel, Ceyhan Devlet Hastanesi'nde gözleri önünde gerçekleşen korkunç bir olayı kaleme aldı. Ağırel, 12 yaşındaki bir kız çocuğunun doğum yapmasına tanık olduğunu belirterek, çocuğun yaşadığı travmayı ve Türkiye'deki erken yaşta doğum gerçeğini gündeme taşıdı. Ağırel, 2023 verilerine göre 15 yaş altı doğumların sayısının kaygı verici şekilde arttığını vurgularken, çocuk istismarı ve erken yaşta evliliklerin önlenmesi için acil önlemler alınması gerektiğini ifade etti. Gazeteci Murat Ağırel, Ceyhan Devlet Hastanesi’nde şahit olduğu korkunç bir olayı ve Türkiye’deki çocuk istismarı ile ilgili derinlemesine bir köşe yazısı kaleme aldı. Ağırel, 12 yaşındaki bir çocuğun doğum yapma hikayesini anlattıktan sonra, Türkiye genelindeki çocuk istismarı ve erken yaşta doğum vakalarının dehşet verici boyutlara ulaştığını vurguladı. Ağırel, yazısında Ceyhan Devlet Hastanesi’nde gözlerinin önünde yaşanan olayları şöyle aktardı: "12 yaşındaki M.A. isimli çocuğun, karın ağrısı şikâyetiyle hastaneye getirildiğini ve sonrasında tuvalette doğum yaptığını" belirtti. Çocuğun, ne olduğunu anlayamadan doğurduğu bebeği görmek bile istemediğini anlatan Ağırel, olayın hemen ardından hastane yönetiminin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bildirdiğini ve istismarcı A.K.'nın gözaltına alınıp tutuklandığını ekledi. Ancak Ağırel'in yazısının en çarpıcı kısmı, Türkiye genelinde yaşanan çocuk doğumlarına dair resmi rakamlar ve veriler oldu. 2021-2023 yılları arasında doğum yapan 15 yaş altı çocuk sayısının 412, 15-17 yaş aralığındaki çocukların sayısının ise 20 bin 808 olduğunu belirten Ağırel, bu verilerin sadece hastanelere yansıyan rakamlar olduğunu, hastanelere bildirilmeyen ya da gizlenen vakaların sayısının ise çok daha yüksek olduğunu vurguladı. Ağırel, "Bu tablo, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin ilkelerine, onun bıraktığı mirasa ve ülkenin modernleşme sürecine aykırıdır" diyerek, Türkiye'nin bu çağdışı ve kabul edilemez çocuk istismarı vakalarından kurtulması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, "Türkiye’nin dört bir yanındaki illerde yaşanan bu tür olayların artık son bulması için toplum olarak harekete geçmemiz gerekiyor" diyerek, tüm kamuoyuna çağrı yaptı. Son olarak, Türkiye’deki çocuk istismarı vakalarının önüne geçmek için gerekli adımların atılması gerektiğine dikkat çeken Ağırel, bu konuda duyarsız kalanların sorumluluk taşıyacağını belirtti ve "Bu konuda mücadeleye devam edeceğiz" diyerek yazısını sonlandırdı. Murat Ağırel'in köşe yazısının tamamı: ''12 ve 13 yaşında bebek doğuran çocuklar İyi değilim...  Yazacağım şeyin etkisinden de çıkamadım ne yazık ki.  Ceyhan Devlet Hastanesi’nde gözlerimin önünde yaşandı her şey.  Vaka, 12 yaşında bir kız çocuğunun doğum yapmasıydı.  Karın ağrısı şikâyeti ile hastanenin acil servisine getirmişler çocuğu. Karın ağrısı ve kanama şikâyeti ile servise yatışı yapılmış. Ne olduğunun farkında bile değil çocuk.  Hastanedeyken tekrar karnı ağrıyınca tuvalete gidiyor ve çocuğunu tuvalette doğruyor. Çocuk 2000 gram bebek doğruyor tuvalette. Çocuk korkudan ne olduğunu anlayamıyor bile. Bebeği de görmek istemiyor.  Gerçek adını ve bilgilerini tabii ki vermeyeceğim.  M.A. diye kodlayacağım çocuğu. Annebaba uzun süredir ayrı. Çocuk M.A. ise akrabaları ile yaşıyor. Hemen karşı komşusu A.K. tarafından cinsel istismara uğramış.  Hastane yönetimi kolluk kuvvetine haber veriyor ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bilgilendiriliyor. Bakanlık çocuğa ve bebeğe sahip çıkıyor. Cinsel istismarcı A.K. gözaltına alınıyor ve hemen ardından tutuklanıyor.  Ertesi gün yine 2011 doğumlu E.K geliyor hastaneye doğum için. Bakın bu çocuk ise 13 yaşında!  En önemlisi, aynı hastanede yaşanıyor bunlar. Yani istismarlar yakın bölgelerde gerçekleşiyor.  13 yaşındaki diğer çocuk da doğum yapıyor. Kuzenine kaçmış 11 yaşının sonunda. Aileler rıza göstermiş imam nikâhı ile evlenmişler! Bakanlık duyar duymaz bu olaya da el koymuş. Çocuk ve bebek bakanlık himayesine alınmış. Baba ise firarda.  Bakın değerli okurlar, babamın rahatsızlığı nedeniyle hastanede refakatçi kaldığım iki üç gün içinde bizzat şahit oluyorum bunlara.  Yazıp Türkiye’ye duyurmak adına tüm belgelerini aldım.  Merak edip memleketin genelinde nasıl durum diye araştırdım.  Peki, Tüm Türkiye de durum nasıl biliyor musunuz?  2021 yılında 15 yaş altı doğum yapan çocuk sayısı 123,  2021 yılında 15-17 yaş aralığında doğum yapan çocuk sayısı 7202,  2022 yılında 15 yaş altı doğum yapan çocuk sayısı 159,  2022 yılında 15-17 yaş aralığında doğum yapan çocuk sayısı 7101,  2023 yılında 15 yaş altı doğum yapan çocuk sayısı 130,  2023 yılında 15-17 yaş aralığında doğum yapan çocuk sayısı 6505,  Yani 2021-2023 yılları arasında doğum yapan 15 yaş altı çocuk sayısı 412,  15-17 yaş aralığında doğum yapan çocuk sayısı 20 bin 808.  Bakın 2023 yılında doğum yapan 15 yaş altı çocuklardan 19’u oku yazma biliyor ama bir okul bitirmemiş, 68 tanesi ilkokul mezunu, 41 tanesi ilköğretim, ortaokul mezunu.  Tek tek nerelerde olduklarını yazayım. Hiç de öyle sandığınız gibi kırsal dağ başındaki köylerde yaşanmıyor bunlar.  2023 yılında doğum yapan 15 yaş altı çocukların illere göre dağılımı: 18’i İstanbul’da, 10’u Adana ve Trabzon’da, 14’ü Ordu’da, 7’si Giresun’da, 8’i Rize’de, Gaziantep’te ve Şanlıurfa’da, 3’ü Diyarbakır’da, 5’i Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli’nde, 10’u İzmir’de, 2’si Aydın’da, 5’i Denizli’de, 2’si Manisa’da, 1’i Uşak’ta, 6’sı Bursa’da, 3’ü Eskişehir’de, 4’ü Kocaeli’de, 2’si Sakarya’da, 1’i Yalova’da, 4’ü Ankara’da, 3’ü Mardin’de, 2’si Batman’da, 3’ü Antalya’da, 1’i Isparta ve Burdur’da, 3’ü Mersin’de, 6’sı Hatay, 2’si Kahramanmaraş’ta, 1’i Kırıkkale’de, 1’i Aksaray’da, 1’i Kayseri’de, 1’i de Yozgat’ta, 2’si Elazığ’da, 1’i Van’da, 1’i Muş’ta.  TÜİK’in açıkladığı rakamlar bunlar. Ancak ben bu rakamlara inanmıyorum. Zira resmi raporda yaş aralığı tespit edilemeyen 5 bin 58 kişi var ve “bilinmeyen” diye kayıtlara geçmiş.  Bu rakamlar sadece hastaneye yansıyan resmi rakamlar. Ya hastanelere yansımayan veya resmi bildirim yapılmayan rakamlar ne kadar?  Bakın 10 Kasım’ı ağlayarak geçirdik.  Attığımız her adımda, aldığımız her nefeste, umutsuzluğa düştüğümüz her anda kendimize örnek aldığımız, başımızı dik tutmamızı sağlayan büyük liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkesinde bu tablo kabul edilemez.  Onun bıraktığı yerden onu örnek alarak Türkiye’yi bu çağdışı kabul edilemez istismarlardan kurtaracağız.''

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.