TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#istismar

İLKHABER-Gazetesi - istismar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, istismar haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Alman Protestan Kilisesi'nde 9 binden fazla genç ve çocuğun cinsel istismara uğradığı belirtildi Haber

Alman Protestan Kilisesi'nde 9 binden fazla genç ve çocuğun cinsel istismara uğradığı belirtildi

Almanya’da Katolik Kilisesi’nin ardından Protestan Kilisesi’nde de binlerce cinsel istismar vakası yaşandığı ortaya çıktı. Protestan Kilisesi'nin talebi üzerine son 3 yılda bir grup araştırmacı tarafından hazırlanan rapor kamuoyu ile paylaşıldı. Raporda, ulaşılan dosyalar kapsamında Protestan Kilisesi'nde 1946’dan bu yana bin 259 şüphelinin yaklaşık 2 bin 174 genç ve çocuğa cinsel istismarda bulunduğu belirtilerek, istismar vakalarının tespit edilenden daha fazla olduğunun tahmin edildiği aktarıldı. Tespit edilen mağdurların yarısından fazlasının o sırada 14 yaşının altında olduğu açıklanan raporda, cinsel tacizde bulunan faillerin dörtte birinden fazlasının ise kilise rahipleri olduğu belirtildi. İstismara uğrayanların gerçek sayısının 9 binden fazla olduğu tahmin ediliyor Raporda, birçok bölgesel kilisenin dosyaların imha edilmesine göz yumduğu, birçoğunun ise belgeleri incelemek için yeterli personele sahip olmadığı belirtildi. Araştırma sırasında ulaşılamayan dosyaların sayısına bakıldığında araştırmacılar, 1946’dan bu yana 3 bin 500 şüphelinin 9 bin 355 genç ve çocuğa cinsel istismarda bulunduğunu tahmin ediyor. Mağdurların, soruşturmaların çok geç ve çok yavaş yürütülmesinden endişe duydukları belirtilen raporda, gençlere yönelik risklerin hala yüksek olduğu ifade edildi. "Bu buzdağının görünen yüzü bile değil" Araştırmada yer alan yazar Martin Wazlawik yaptığı açıklamada, "Bu buzdağının görünen yüzü bile değil" diyerek, kiliseyi vakaları "son derece tepkisel" bir şekilde ele almakla eleştirdi. “Suç işlendiği sırada onları korumadık” Almanya Protestan Kilisesi Konseyi'nin Başkanvekili Piskopos Kirsten Fehrs, "Bu kadar çok insana uygulanan korkunç şiddet karşısında gerçekten şok oldum" ifadelerini kullanarak, istismarın kreşlere kadar uzandığını söyledi. Fehrs, "Canı yananlardan sadece kalbimin derinliklerinden af dileyebilirim. Suç işlendiği sırada onları korumadık ve ortaya çıkma cesareti gösterdiklerinde onlara onurlu davranmadık” dedi. Çocukken on yıl boyunca istismara maruz kaldığını söyleyen mağdurların sözcüsü Detlev Zander, kilisenin hala failleri koruduğunu, istismara uğrayanları itibarsızlaştırdığını ve uygun tazminattan kaçındığını söyledi. Öte yandan Almanya'daki Katolik Kilisesi hakkında 2018’de yapılan benzer bir araştırmada, bin 670 din adamı tarafından 3 bin 700 kişinin cinsel istismara uğradığı ortaya çıkarılmıştı.

Korku filmi gibi klinik! O doktor hakkında karar Haber

Korku filmi gibi klinik! O doktor hakkında karar

İddianamede Süleyman Salih Zoroğlu’nun 21 kez “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama”, 21 kez “Eziyet”, 4 kez “İftira”, 2 kez “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma”, 2 kez “Şantaj”, 2 kez “Uyuşturucu Madde Kullanımını Özendirme”, 1 kez “Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirme” 1 kez “Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Etme” suçlarından toplam 96 yıldan 972 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Öte yandan diğer 5 şüpheli hakkında da değişen oranlarda hapis cezası istendi. İstanbul’da bir klinikte, hayvanlarda kullanılan ilaçları çocuklara verip hipnoz ederek ailelere ‘cinsel istismar’ tuzağı kurmakla suçlanan doktor Süleyman Salih Zoroğlu, doktorun eşi ve beraberindeki 4 şahıs hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. Her detayı kan donduran iddianamede kapsamında Zoroğlu’nun 972 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilirken, diğer sanıkların ise değişen oranlarda hapisle cezalandırılması istendi. 151 sayfalık iddianame hazırlandı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheliler Süleyman Salih Zoroğlu ve Ahmet Aktaş’ın tutuklu olduğu kaydedildi. İddianamede 4 diğer şüphelinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı aktarıldı. Yürütülen soruşturma sonucu 20 müşteki aile ve 21 mağdur çocuğun beyanlarının alındığı da iddianamede açıklanarak 6 bölümden oluşan 151 sayfalık iddianamenin Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği kaydedildi. Zoroğlu’nun çocuklara “Ketamin” verdiği tespit edildi Yaşları 7 ile 18 arasında değişen 21 mağdur çocuğun ve ebeveynlerinin alınan beyanlarına, mağdur çocuklarla ilişkili seans kayıtlarına, ailelere gönderilen mesaj içeriklerine de iddianamede yer verildi. İddianamede şüpheli Süleyman Salih Zoroğlu’nun mağdurlara teşhis koyarak seanslar sırasında Ketamin maddesi verdiği, cinsel içerikli sorular yönelttiği, bedensel ve ruhsal yönden sağlıklarının bozulmasına neden olduğu, ailenin çeşitli üyelerini istismarla suçlayarak maddi talepler içeren tehditvari girişimlerde bulunduğu, çocukları kendi tutacağı bir eve yerleştirmeye ve yurt dışına göndermeye çalıştığı yönündeki beyanlarla şikayetçi olunduğu anlatıldı. Şüpheli Zoroğlu’nun klinik ve ev adreslerinde ele geçirilen maddeler üzerinde Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi tarafından yapılan inceleme ve analizler neticesinde Ketamin ve Ketamin bulaşıklı madde ve materyaller tespit edildiği de iddianamede açıklandı. Bu maddeyi içeren ürünlerin psikiyatri alanında çocuklar için güvenlilik ve etkililiğinin gösterilmediği de iddianamede belirtildi. Bilirkişi Heyet Raporu’nda ise Ketamin'in çocuk ve ergenlerde ruhsal hastalıklarda kullanım ruhsatının olmadığı kaydedildi. İddianamede şüphelinin mağdur çocuklara yönelttiği kapalı uçlu soruları, hasta mahremiyetini ihlal edici uygulamaları, ebeveynlere yönelik düşmanca ifadeleri, intihar girişimlerine ilişkin pozitif pekiştirgeçlerinin temel mesleki ve etik ilkelere aykırı olup, bu süreçteki eylemlerinin çocuğun duygusal istismarı kapsamında değerlendirilebileceği ifade edildi. Çocukların hiçbiri cinsel istismar iddiası ile başvurmamış Şüphelilerin savunmasına yer verilen iddianamede genel olarak inkara yönelik savunma yaptıkları, şüphelilerden Süleyman Salih Zoroğlu, Hüsna Ağca ve Zeynep Akgül'ün kısmen ikrar niteliğinde beyanda bulundukları iddianamede açıklandı. İddianamede yapılan değerlendirmede Çocuk ve Ergen Psikiyatri uzmanı olan Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu'nun kliniğine mağdur çocukların bizzat aileleri tarafından götürüldüğü ve tedavilerinin yapılmaya çalışıldığı aktarıldı. Öte yandan mağdur çocukların hiçbirisinin kliniğe cinsel istismar iddiası/şüphesi/ihtimaline bağlı bir travma sebebiyle gitmediği de belirtildi. Şüpheli Süleyman Salih Zoroğlu’nun tüm vakalara, öykülerinde bir cinsel istismar olmamasına karşın hızlıca Çoklu Kişilik Bozukluğu (ÇKB) / Disosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB) teşhisi koyduğu da belirtildi. Ensesti "özel yeteneklerle, bir önsezi sayesinde, manevi bir gözle bakarak hemen anladığını" söylemiş Başlangıçta bizzat çocukların direnç göstererek istismara uğramadıklarını, müracaat sebeplerinin bu olmadığını doktora anlatmaya çalıştığı ancak Zoroğlu’nun ensesti "özel yeteneklerle, bir önsezi sayesinde, manevi bir gözle bakarak hemen anladığını" iddia ettiği iddianamede kaydedildi. İddianamede Zoroğlu’nun çocuklara bu olayları kesinlikle yaşadıklarını ama sonradan unuttuklarını, böyle bir olay yaşanmasaydı bu hastalığın gelişemeyeceğini, çocuğun unuttuğu bu anıları yani "istismarı ortaya çıkarabilmek için" alterlerle konuşması gerektiğini, alterlerin istismarı kendisine anlatacağını söylediği de belirtildi. Ayrıca çocuklardan seanslarda yapılan konuşmaları ailelerine anlatmamalarını, ailelerden de çocuklara soru sormamalarını isteyerek sürecin belli bir aşamaya gelinceye kadar "gizli" kalmasını sağladığı iddianamede açıklandı. Ketamin maddesini “vitamin” olarak isimlendirmiş Şüphelinin "vitamin" olarak isimlendirdiği Ketamin’i mağdurlara burundan fısfıs şeklinde ya da kas içi enjeksiyon yoluyla uyguladığı kaydedilen iddianamede tüm diğer şüphelilerin de klinikteki ketamin uygulamasından ve uygulamanın hukuka aykırılığından haberdar oldukları ve "hukuka aykırılık bilinci" içerisinde kasten hareket ettiklerinin belirlendiği ifade edildi. Seanslara devam eden çocukların şifa bulmak bir yana bu maddeye bağlı disosiasyon yanında bulantı, kusma gibi sorunlar yaşadığı ayrıca daha vahimi olarak belli bir süre ve yoğunlukta kullanıldıktan sonra maddenin yarattığı uyuşturucu etkiye bağımlılık geliştirdiği hatta kliniğe terapi için değil sadece iğne olmak için gelmek gibi bir uygulamanın oluşmaya başladığı, hastaların maddenin bulunduğu şişeyi gizlice alarak kontrolsüz şekilde ketamin kullandıkları soruşturma kapsamında belirlendi. Seans sırasında çocukların kendinden geçmiş, ağlamaklı, bitkin, kontrolsüz şekilde gülen, anlamakta ve konuşmakta zorlanan bir halde olmasına rağmen Zoroğlu’nun ısrarla soru sormayı sürdürerek terapilerini ilerde kullanacağı bir "delil" olarak kayıt altına aldığı iddianamede anlatıldı. Şüpheli doktorun başlangıçta Ketamin kullanımını tümüyle reddettiği ancak ele geçen deliller kapsamında önce kedileri için kullandığını, sonra botoks yaptırırken kullandığını, sonra kendisi ve ailesinde depresyon sebebiyle kullandığını iddia ettiği, nihayetinde hastalarına da kullandığını ikrar ettiği iddianamede kaydedildi. Kabus Doktor çocuklara zehirleyici maddeler kullanarak ebeveynlerini öldürme tavsiyesinde bulunmuş Ebeveynleri tümüyle çocuklarına yabancılaştırıp düşmanlaştıran, çocukları öfke ve intikam duyguları ile dolduran şüphelinin bu süreçte velayet haklarını hiçe sayarak çocukları okuldan ya da kaldıkları yurttan aldırmaya çalıştığı, "terapi evi" ya da "tedavi evi" adı verdiği yerlerde yatılı olarak barındırdığı iddianamede kaydedildi. Zoroğlu’nun dosya mağduru çocukların pek çoğunu okullarını bırakmaya, ailelerinden ayrılarak oluşturacağı evlerde kalmaya, pasaport çıkarıp yurt dışına gitmeye (özellikle Belçika) ikna etmeye çalıştığının tespitine de iddianamede yer verildi. Şüphelinin bu noktada mağdurların ailelerinden şantaj yoluyla temin edeceği paraları kullanmayı planladığı, yurtdışındaki temel bağlantı noktasının da firari durumdaki FETÖ şüphelisi ablasının olduğunu ikrar ettiği iddianamede kaydedildi. Zoroğlu’nun mağdur çocukların bir bölümüne çeşitli zehirleyici maddeler kullanarak ebeveynlerini öldürme tavsiyesinde bulunulduğu, çocuğun bu maddeleri kullanması halinde otopside tespit yapılamayacağını söyleyerek suç işleme kararlılıklarını arttırmaya çalıştığı da belirlendi.

6 yaşındaki çocuğun ‘evlendirilmesi’ davasında karar verildi Haber

6 yaşındaki çocuğun ‘evlendirilmesi’ davasında karar verildi

Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’yi 6 yaşındayken 29 yaşındaki Kadir İstekli ile dini nikahla zorla evlendirdiği ve cinsel istismara uğradığı iddiası üzerine Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, baba Yusuf Ziya Gümüşel ve anne Fatıma Gümüşel’in “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” suçundan 22 yıl 6 aya kadar, imam nikahlı evlendirildiği Kadir İstekli’nin ise “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” ve “cinsel saldırı” suçlarından 67 yıl 10 ay 15 güne kadar hapis cezası istendi. 30 Ocak’ta görülen ilk duruşmada mahkeme heyeti yayın yasağı ve gizlilik kararı getirilmesine karar verdi. Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli’nin tutuklu, anne Fatıma Gümüşel’in tutuksuz yargılandığı davanın 17 Temmuz’da görülen duruşmasında baba Yusuf Ziya Gümüşel’in avukatı istifa etti. 9 Ekim’de görülen duruşmada ise Yusuf Ziya Gümüşel’in yeni avukatı savunma yapmak için süre talep etmişti. Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına tutuklu sanık Yusuf Ziya Gümüşel ve tutuklu sanık Kadir İstekli hazır edildi. Taraf avukatları da salonda hazır bulundu. Yaklaşık 4 saat süren duruşmanın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, “zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçundan tutuklu sanık baba Yusuf Ziya Gümüşel hakkında 20 yıl, anne Fatıma Gümüşel hakkında 16 yıl 8 ay hapis cezasına hükmetti. İmam nikahlı evlendirildiği tutuklu sanık Kadir İstekli hakkında ise “zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçundan 30 yıl hapis cezasına hükmedildi. Öte yandan, kararın ardından anne Fatıma Gümüşel’e yakalama kararı verilirken sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmedildi. Bugün 24 yaşında olan Gümüşel'in kızı H.K.G, 18 yıl sonra yargıya gidebilme cesareti gösterdi. Yusuf Ziya Gümüşel'in kızı H.K.G'in, 6 yaşında evlendirildiği Kadir İstekli'nin tecavüzünü yaşadıklarını ifadesinde anlattı. Kocasını konuşturup kaydettiği sesini savcılığa verdi. Günlerdir suskun kalan Gümüşel ailesi, bugün üç çocuklarına video çektirip, 6 yaşında evliliği yalanlatmaya çalıştı. Ancak kardeşlerin sadece gelinlikli fotoğrafı yalanlayıp, diğer fotoğraflar bir açıklama getirmediler.  Savcılığın hazırlayıp, mahkemenin de kabul ettiği iddianameye göre, Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K. Gümüşel, 6 yaşındayken bir tarikat üyesiyle evlendirdi. H.K. Gümüşel, 6 yaşından itibaren cinsel istismara ve tecavüze uğradı. 13 yaşında hamile kaldı, 14 yaşında anne oldu. Yaşadıklarını kocası olacak Kadir İstekli'yi konuşturarak sesini kaydedip savcılığa verdi.  -“Ben H.T.G abisiyim... Ben Fatma Betül Gümüşel’in, H.T.G’in kız kardeşiyim 21 yaşındayım. Ben Ayşe Leyla Gümüşel, H.T.G’in kız kardeşiyim 19 yaşındayım. Bizim yaşıtımızdaki kızların hepsi bir tören olduğunda, bir bayramda ya da bir böyle bir ailevi bir tören olduğunda hemen elindeki yerlerde kabarık kabarık elbiseler giyerlerdi.” 6 yaşında bir kız nasıl evlenebilir ki Videoda, kendilerinin de bekar olduklarını ve zorla evlendirilmelerinin söz konusu olmadığını söyleyen Gümüşel kızkardeşler 19 yaşındaki Ayşe Leyla Gümüşel şunları söyledi. -''2. çocuğuna hamileydi çok mutluydu. Sonra 5. ayında bebeğinin cinsiyetini öğrenmeye gittiğinde bebeğini kaybettiğini öğrendi. O günden sonra ablam çok değişti. O neşeli insan gitti yerine başka bir insan geldi. a“Bende 19 yaşındayım ve halen daha evlenmedim, bekarım hiçbiri üstüme de baskı yapmadılar. Böyle bir şey yok, böyle bir şeyin olma ihtimali de yok. Bir anda çok değişmeye başladı ablam. 6 yaşında bir kız nasıl evlendirilebilir ki. Hani bunların hepsi şimdi evli mi? Ya da çocuk mu gelin oldular?'' -"Ben o ailede büyüdüm sadece ben değil eğer ben yalan söylüyorsam kardeşim Ayşe, Mira da o ailede büyüdü abim de o ailede büyüdü. Böyle bir şey olsa neden biz bilmeyelim ki? Neden biz bilmeyelim. H.K.G'in kardeşi Fatma Betül Gümüşel ise şunları söyledi: -Şu ana kadar evlenmedim. öyle bir baskı da görmedim anne babamdan. İddiayı ben ablam gittikten sonra öğrendim şoke oldu. Eğer böyle bir şey olsa aynı kız kardeşe de olmaz mı? Ben ablamla birlikte büyüdüm çok yakındık birbirimize. Yediğimiz içtiğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Gitmeden 2 yıl önce ablam değişti. 

14 yaşındaki Dila'nın ölümüyle ilgili erkek arkadaşı tutuklandı Haber

14 yaşındaki Dila'nın ölümüyle ilgili erkek arkadaşı tutuklandı

(İLKHABER)- Olay, Serik ilçesi Yeni Mahalle'de inşaat halindeki özel öğrenci yurdunda meydana geldi. Alınan bilgiye göre, 2 gün önce eve dönmeyince ailesi tarafından kayıp ilanı verilen 14 yaşındaki Dila Nur Şatır inşaatta hareketsiz şekilde bulundu. İnşaat çalışanları durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri tarafından yapılan kontrolde Şatır’ın hayatını kaybettiği belirlendi. Şatır’ın cansız bedeni hastane morguna, ardından otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumuna kaldırılarak ailesine teslim edildi. Yapılan incelemede genç kızın intihar etmiş olabileceği üzerinde duruluyor. Olayın adından araştırma gerçekleştiren polis ekipleri kızın erkek arkadaşı E.Ç. (19) istismar suçuyla gözaltına aldı. Gözaltına alınan gencin tutuklandığı öğrenildi. Ne Olmuştu? Olay, Serik ilçesi Yeni Mahalle’de inşaat halindeki özel kız yurdunda meydana geldi. Alınan bilgiye göre, 2 gün önce eve dönmeyince ailesi tarafından kayıp ilanı verilen Dila Nur Şatır inşaatta hareketsiz şekilde bulundu. İnşaat çalışanları durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri tarafından yapılan kontrolde Şatın’ın hayatını kaybettiği belirlendi. Şatır’ın cansız bedeni hastane morguna, ardından otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı. Olayla ilgili inceleme devam ediyor.

Sevgili olduklarına inandırdığı öğrencisini 2 yıl boyunca istismar etti, o da yetmedi ölümle tehdit etti Haber

Sevgili olduklarına inandırdığı öğrencisini 2 yıl boyunca istismar etti, o da yetmedi ölümle tehdit etti

(İLKHABER)- 6 Ekim tarihinde ortaya çıkan iddiaya göre, Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde 14 yaşındaki S.T., tekvando kursundaki eğitmeni tarafından 2 yıl boyunca cinsel istismara uğradı. Evli ve 2 çocuk babası eğitmen E.Y. tarafından sevgili olduğunu inandırılan S.T. cinsel istismara maruz kaldı. E.Y.’nin öğretmen eşi D.Y., mesajları yakalamasıyla durumu öğrendi. S.T. ile buluşan, telefondaki resimleri silen ve D.Y. kızı darp etti. E.Y. ise istismar ettiği kızın telefonunu kırarak, durumu hiç kimseye anlatmamasını, anlatması durumunda ise kendisini öldürmekle tehdit etti. Bu olay sonrasında karakola giden S.T. şikayetçi oldu. Şikayetin üzerinden 28 gün geçtikten sonra E.Y.’nin ifadesi alınabildi. Mahkemeye sevk edilen E.Y., adli kontrol ve yurt dışı yasağı şartıyla serbest bırakıldı. "E.Y. bana yazınca ben de yazmak zorundaymışım gibi hissettim" Başından geçenleri anlatan mağdur S.T. ifadesinde, "Şu an 16 yaşındayım. Spor lisesinde okuyorum. Okul dışında haftada üç gün tekvando salonuna gidiyorum. Annem ile babam, tekvando öğretmenim E.Y. ile konuşmaya başlamadan birkaç ay önce boşandı. E.Y. ile ilişkimiz 2021 yılının yaz aylarında başladı, Ağustos’ta sevgili olduk. Beni üzen bir şey olduğu zaman E.Y.’ye anlatırdım. Babam, annemle boşanmalarından sonra bir gün tekvando salonuma geldi. Annemle boşanmalarından dolayı bana ajitasyon yaptı. Babamla konuşmak istemedim ve onu kovdum. Ben kötü olunca kızlar yanıma gelmek istedi ama E.Y., arkadaşlarıma, ‘Rahat bırakın kızı’ diyerek yanıma geldi ve benimle konuştu. Bu olaydan sonra pandemi araya girdi ve Whatsapp’tan konuşma başladı. O zamanlar ne yapacağımı bilmiyordum. E.Y. bana yazınca ben de yazmak zorundaymışım gibi hissettim. Durumu anneme söylersem E.Y.’yi yanlış anlar ya da bir daha o salona gidemem diye düşündüm" diye konuştu. "Eve sohbet etmek için gittiğimizi sanıyordum" Pandemiden sonra salona gitmeye devam ettiğini söyleyen S.T., "E.Y. beni odasına çağırarak iyi olup olmadığımı sordu, sonra sevgili olduk şeklinde konuştu. "Cinsel ilişki yaşayacağımı bilmiyordum" Sanıkla sürekli buluştuklarını söyleyen S.T., "Arada sırada Hamidiye köyünde bulunan evine gidiyorduk. Tekvando salonundaki soyunma odasında buluşuyorduk. E.Y.’nin petshopunda da buluşmamız ve cinsel istismarı oldu. 2021 Ağustos ayında daha önce gittiğiniz Karamürsel’deki o eve tekrar gittik ve orada benimle cinsel ilişkiye girdi" ifadelerini kullandı. "2 senedir E.Y. ile sevgililik durumumuz var" Sanıkla haftada bir kez buluştuklarını dile getiren S.T., "Yaklaşık 2 senedir E.Y. ile sevgililik durumumuz var" dedi. "Karısı beni darp etti" E.Y.’nin eşinin ve 2 çocuğunun olduğunu dile getiren S.T., "E.Y.’nin, D.Y. adında bir karısı var. D.Y. bizim mesajlarımızı görmüş. E.Y. ise mesajları inkar etmiş. D.Y. beni arayarak durumu sorunca bazı şeyleri ağzımdan kaçırdım. D.Y. benimle kafede buluşarak ağzımdan laf almaya çalıştı. Telefonumu zorla alarak fotoğraflarını çekiyordu. Bir yandan da hiçbir şey ortaya çıkmasın diye telefonumda bulunan fotoğrafları siliyordu. Kadın bunlara göz yumacaktı. Bana, ‘Boşanacağımı mı düşünüyorsun? Çocuklarımın babasını bu duruma sokmam’ dedi. Sonra benim elimden tutarak ‘Ben senin ablan yaşındayım. Bana her şeyi anlatabilirsin’ dedi. D.Y. ile birlikte evlerine gittik. E.Y. kapıyı açtı. D.Y., eşinin olayı inkar ettiğini ancak benim her şeyi itiraf ettiğimi söyledi. D.Y. çıldırdı, sinir krizi geçirdi, bana vurmaya kalktı. E.Y. ise onu tuttu. D.Y. mutfağa gidip bıçak aldı. ‘Bitireceğim onu’ diyordu. E.Y. bıçağı elinden attırdı. D.Y. beni yere ittirerek boğazımı sıktı, tokat attı. Benim bir süre gözüm karıncalandı. Yarı baygınlık gibi bir şey yaşadım" diye konuştu. "Senin kafanı keseceğim diyerek tehdit etti" 7 yaşından beri aynı tekvando kursuna gittiğini ifade S.T., "Bu olaydan sonra E.Y. beni arabayla eve götürdü. E.Y., ikimize ait fotoğrafların olması sebebiyle telefonumu kırdı. ’Sen artık yaşamayacaksın, senin kafanı keseceğim. Lime lime edeceğim’ diye tehdit etti. E.Y benim yaşımın ne kadar olduğunu biliyordu, onun yanında büyümüştüm. 7 yaşımdan beri onun tekvando okulundaydım. Ama E.Y. bana, ’Sen 25 yaşında gözüküyorsun. Çıtır biriyle olmak varken ben neden kırışık biriyle olayım. Sen benim özelimsin’ diyordu. Bu ilişkiyi ailemden kimse fark etmedi, hala bu durumu bilen yok" şeklinde konuştu. "S.T. bana platonikti" Suçlamaları kabul etmeyen öğretmen E.Y. ise, "Hem tekvando hocasıyım hem de bir ortaokulda beden eğitimi öğretmeniyim. S.T benim tekvandodan öğrencim olur. Anne ve babası boşandıktan sonra yaşadığı problemler dolayısıyla kendisine psikolojik açıdan yardımcı oldum. S.T.’nin ifade ettiği gibi onu eve götürüp cinsel birliktelik yaşamadım. S.T.’nin bana karşı bir şeyler hissettiğini fark ediyordum ama bu platonik bir durumdu. Kendisine karşılık vermedim" ifadelerine yer verdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.