#Kabine Toplantısı

İLKHABER-Gazetesi - Kabine Toplantısı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kabine Toplantısı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Erdoğan'dan 'Terörsüz Türkiye' mesajı: "21. yüzyılı Türkiye Yüzyılı haline hep birlikte getireceğiz" Haber

Erdoğan'dan 'Terörsüz Türkiye' mesajı: "21. yüzyılı Türkiye Yüzyılı haline hep birlikte getireceğiz"

Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Dış politikadan ekonomiye, terörle mücadeleden sosyal projelere kadar geniş bir yelpazede konuların ele alındığı toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan millete seslendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde: Birçok konuyu mütalaa ettiğimiz bir Kabine toplantımızı daha tamamlamış bulunuyoruz. Kabinemizde aldığımız kararların ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını canı gönülden arzu ediyorum. Buradan, hangi siyasi görüşten, hangi etnik kökenden olursa olsun Türkiye için çalışan, Türkiye için dertlenen, kalbi Türkiye için atan herkese, tüm vatandaşlarıma içtenlikle teşekkür ediyorum. Toplantımızın detaylarına geçmeden evvel bir hususun altını çizmek istiyorum. Aziz milletim, değerli arkadaşlar; küresel sistemdeki çatırdamaların olumsuz etkilerini en fazla hissettiğimiz kırılgan bir dönemden geçiyoruz. Yakın çevremize baktığımızda savaşların, çatışmaların, gerilimlerin, siyasi ve ekonomik dalgalanmaların hiç eksik olmadığı görülüyor. Türkiye’nin içinde yer aldığı bölge, şairin ‘akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader’ anlamını bulan sürecin tam ortasındadır. Daha önceki konuşmalarımda yaklaşan küresel bir kasırgadan bahsetmiş, bunun farklı kıtalarda taşları yerinden oynatacağına dikkat çekmiştim. Türkiye’nin bu kasırgayı suhuletle yönetecek imkân ve kabiliyetlere sahip olduğunu da dile getirmiştim. Dünya kırılgan bir dönemden geçiyor. 2025 yılı itibarıyla çalışkan liyakatlı kadrolarla Türkiye sürecin üstesinden geliyor. Güvenlik adası olma vasfını hamdolsun muhafaza ediyoruz. Muhalefetin karşı çıkmasına rağmen son 23 yılda ülkemize her alanda kazandırdığımız güçlü altyapının değerini bugün çok daha iyi anlıyoruz. Biraz da finansman imkânlarının bol olduğu dönemlerde yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirdiğimiz Avrasya Tüneli, İstanbul Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu, Osman Gazi Köprüsü, İzmir Otoyolu ve Çanakkale Köprüsü gibi pek çok projenin stratejik önemi bugün ortaya çıkıyor. Biz bu eserleri yıllardır kullanıyoruz; milletimiz bunlardan yıllardır istifade ediyor. Bu yatırımlar Türk ekonomisine milyarlarca liralık katma değer sağlıyor. Sadece ulaştırmada değil, savunma sanayinden sağlığa birçok alanda da benzer bir tablo söz konusudur. En son koronavirüs salgını döneminde şehir hastanelerimizin nasıl hayat kurtardığını hep beraber gördük. İnsansız savaş uçağımız Kızıl Elma, dünya havacılık tarihinde bir ilke hafta sonu imza attı. Yani her alanda bu dinamizmi, bu atılımı yaşıyoruz. Şunu da büyük bir gururla ifade etmek isterim: Şayet biz siyaseti yapılan her işe kulp takmak olarak gören müzmin muhaliflere itibar etseydik, bu muhteşem eserlerin hiçbirini ülkemize kazandıramazdık. BÜYÜME HEDEFİ: 1,9 TRİLYON DOLAR Eser ve hizmet siyasetimizle Türkiye’yi tarihinin en büyük yatırımlarıyla buluşturduk. 238 milyar dolar olan millî gelirimizi yıllık bazda 1,5 trilyon dolara çıkardık. 2028 için hedefimiz, 1,9 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe ulaşmaktır. Bugün TÜİK tarafından yüzde 3,7 olarak açıklanan üçüncü çeyrek büyüme rakamları, doğru yolda olduğumuzu göstermiştir. Türkiye ekonomisi kesintisiz büyüme trendini 21 çeyreğe taşımıştır. Büyüme rakamlarının ülkemiz ekonomisi için hayırlı olmasını diliyorum. Sadece ekonomi ve yatırımlarda değil, temel hak ve özgürlüklerde de çok büyük ilerlemeler kaydettik. Reform hamlelerimizle, yıllardır millî iradenin tepesinde ‘Demokles’in kılıcı’ misali sallanan vesayete son verdik. Milletimize, zaten anasının ak sütü gibi helal olan haklarını teslim etmenin yanı sıra demokrasimizin standartlarını yükselttik. Gezi olayları ve 15 Temmuz ihaneti gibi bağımsızlığımıza yönelik kökü dışarıda gelişmeleri milletimizle birlikte bozguna uğrattık. Terörün her çeşidiyle mücadelede tarihî nitelikte başarılar elde ettik. Şimdi bu mücadeleyi taçlandırmak amacıyla hassas bir süreç yürütüyoruz. "TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİYLE ENGEL KALKACAK" Terörsüz Türkiye süreciyle, ekonomik şahlanışımızın, huzurumuzun ve kardeşliğimizin önündeki en büyük engellerden birini ortadan kaldırmanın samimi çabası içerisindeyiz. Şunu herkesin, özellikle kan ve kaos tüccarlarının bilmesini isterim: Biz, ihtirasları boylarını aşanların aksine, kökleri çok eskiye uzanan kadim bir devlet geleneğine sahibiz. Merkezinde bulunduğumuz bu coğrafyada tam bin yıldır istiklaline halel getirmeden özgürce yaşayan nadir milletlerden biriyiz. Aynı şekilde biz, ayağına çelme takılınca, yoluna engel konulunca, önü kesilince girdiği yoldan dönecek bir millet de değiliz. Tehditler karşısında ürkecek tehdit diline boyun eğecek bir devlet millet ülke değiliz. Türkiye hedeflerine er ya da geç ulaşacaktır. Tarihimiz bunun sayısız örnekleriyle doludur. Bir kez daha altını çizerek ifade etmek isterim ki; Kürt kardeşlerimizle, Arap kardeşlerimizle ve bölgemizdeki diğer tüm dost ve kardeş topluluklarla kalplerimiz tam bin yıldır beraberdir. İnşallah gelecekte de birlikte atmaya devam edecektir. İster Sünni, ister Şii olsun; ister Kürt, ister Arap, ister Türkmen olsun… Allah korusun, yarın birimizin başı dara düştüğünde başkalarının değil, yine birbirimizin kapısını çalacağız, yine birbirimize sığınacağız. Ev sahibi olduğumuz bu coğrafyada daha nice asırlar boyunca kardeşçe, kader birliği içinde yan yana yaşayacağız. Bu hakikati ne dönemsel hesaplar değiştirebilir ne de bölgemize dışarıdan monte edilenlerin pervasızlıkları gölgeleyebilir. Coğrafyamız artık kana, çatışmaya, teröre, komşunun komşuyu kırdığı kör şiddete doymuştur. Biz meselelere işte bu pencereden bakıyoruz. Türkiye olarak 86 milyon vatandaşımız için ne istiyorsak sınırlarımızın ötesindeki tüm kardeşlerimiz için de aynı iyilikleri murat ediyoruz. Bizi birbirimize düşürerek hepimize kaybettirmek isteyen kaos ve katliam şebekelerine karşı, kardeşlikle hep birlikte kazanmayı savunuyoruz. Bu coğrafyada geleceğine güvenle bakmak isteyen herkes için başka bir yol, başka bir çare, başka bir yöntem yoktur ve olamaz. Umuyor ve inanıyorum ki Terörsüz Türkiye süreciyle bölgemizde tesis edeceğimiz kardeşlik kuşağı, bütün kirli hesapları altüst edecek, asırlık oyunları bozacak ve yeni bir dönemin kapılarını açacaktır. Tahriklere kapılmadan, provokasyonlara aldanmadan, öfkenin diline teslim olmadan bu kuşağın kuvveden fiile çıkması için samimiyetle çalışacağız. Hiç kimsenin kuşkusu ve endişesi olmasın: 86 milyon omuz omuza, gönül gönüle verecek, birlikte çalışacak ve 21. yüzyılı Türkiye Yüzyılı hâline inşallah hep birlikte getireceğiz. 20 Kasım’da Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizde düzenlenen Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu’nun kapanış oturumuna katıldık. Bu önemli sempozyumda kentleşme, dijital kültür, aile içi iletişim ve nüfus politikaları gibi kritik pek çok başlık ele alındı. Millî değerlerimizin merkezinde yer alan ailenin güçlendirilmesi, demografik yapımızın iyileştirilmesi ve gelecek kuşakların zengin bir aile mirası devralması için kararlılıkla çalışıyoruz. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde, dünyanın en kutsal vazifelerinden birini icra eden öğretmenlerimiz ve yarınlarımızın teminatı öğrencilerimizle külliyemizde bir araya geldik. Aynı programda kurası çekilen 15.000 yeni öğretmen adayımızın atama heyecanını paylaştık. Yeni atanan öğretmenlerimizi tekrar tebrik ediyor, ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında marif davamızı omuzlayan tüm öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum. Aynı gün, Güney Kore Cumhurbaşkanı’nı külliyemizde misafir ettik. Sayın Cumhurbaşkanı ile Türkiye–Güney Kore arasındaki geniş işbirliği imkânlarını değerlendirdik. Çok yakında Hyundai şirketi İzmit’teki fabrikasında yüzde yüz elektrikli araç üretimine başlayacak. Şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Güney Kore ile savunma sanayii alanında ortak projeler geliştirmeye devam ediyoruz. Nükleer güç santraline yönelik görüşmelerimiz de sürüyor. Kore Elektrik Şirketi ile Türkiye Nükleer Enerji Anonim Şirketi arasında imzalanan mutabakat zaptı, süreci bir adım daha ileri taşımıştır. 25 Kasım’da Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle düzenlenen programa katıldık. 2026–2030 dönemini kapsayan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 5. Ulusal Eylem Planımızı da bu vesileyle kamuoyuyla paylaştık. Beş hedef, on beş strateji ve yüz otuz faaliyetten oluşan yeni eylem planımızın kadınlarımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum. 26 Kasım’da külliyemizde düzenlenen 2025 Aziz Sancar Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri Töreni’ne iştirak ettik. Ödül sahiplerini bir kez daha gönülden tebrik ediyorum. PAPA İLE İSLAM DÜŞMANLIĞI GÖRÜŞÜLDÜ 27 Kasım’da Katolik dünyasının ruhani lideri, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ve beraberindeki heyeti Ankara’da ağırladık. Görüşmelerimizde aile kurumuna yönelik tehditler başta olmak üzere ortak gündemimizde yer alan meseleleri değerlendirdik. Birleşmiş Milletler çatısı altında 160 üyeye ulaşan Medeniyetler İttifakı girişiminin önemine yeniden vurgu yaptık. Batı’da son dönemde tırmanışa geçen İslam düşmanlığı da gündemimizin ön sıralarındaydı. Gazze’de İsrail’in camileri, okulları, hastane ve kiliseleri hedef alan insanlık dışı saldırılarını dile getirdik. Papa 14. Leo’nun Filistin meselesindeki ilkeli duruşlarını takdirle karşıladığımızı ifade ettik. Bizim de katkımızla sağlanan ateşkesin korunması, insani yardımların bölgeye ulaştırılması konusundaki hassasiyetimizi kendilerine aktardık. Şu bir hakikattir ki, millet olarak ve ülke olarak farklı kimlik ve inançları barış içinde yaşatmak noktasında eşsiz bir tecrübeye sahibiz. Bizi diğer ülkelerden ayıran en önemli özelliklerimizden biri budur. İçinde bulunduğumuz dönemde bu vasfımızın, bu birikimimizin son derece kıymetli olduğuna inanıyorum. 86 milyon olarak biz birlikte Türkiye’yiz, hep birlikte Türkiye’yiz demeyi her daim sürdüreceğiz. 28 Kasım’da İstanbul Atatürk Havalimanı’nda Jandarma, Emniyet ve Sahil Güvenlik Teşkilatımıza kazandırdığımız 9.200 yeni aracın hizmete alım törenindeydik. Yeni araçlarımızın hayırlı olmasını diliyor, milletimizin huzur ve esenliği için canları pahasına görev yapan güvenlik birimlerimizin tüm mensuplarına Rabbimden muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Burada şunu da ifade etmek durumundayım: Ana muhalefet ve yandaşları uzun bir süredir, FETÖ’cülerin yurt dışında fonladığı paravan kuruluşların sözde raporları üzerinden suç ve suçluyla mücadelemize gölge düşürmeye çalışıyor. Yapıcı eleştirilerle bu mücadeleye destek olmak yerine, asılsız iddialarla emniyet mensuplarımızın fedakârlıklarını, emeklerini ve elde ettikleri başarıları görmezden geliyorlar. Bunun, gece gündüz demeden kimi zaman canlarını ortaya koyarak görev yapan kolluk kuvvetlerimize haksızlık olduğunu açıkça söylemek mecburiyetindeyim. Uluslararası kuruluşların raporlarına göre dolandırıcılık, hırsızlık, cinsel saldırı, kasten yaralama, uyuşturucu ticareti gibi suçlarla mücadelede, muhalefetin örnek gösterdiği Avrupa ülkelerinden çok daha iyi durumdayız. Elbette gönlümüz tek bir müessif olayın dahi yaşanmamasından yanadır; tek bir insanımızın dahi mağdur olmasını istemeyiz. Ancak hükümetimizin suç ve suçlularla mücadelesi eleştirilirken insaf sınırlarının aşılmamasını, kolluk kuvvetlerimizin olağanüstü çabalarına saygı gösterilmesini haklı olarak bekliyoruz. Bu vesileyle vatanımız uğruna can veren aziz şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, kahraman gazilerimize şükranlarımızı sunuyorum. 29 Kasım’da, bu sene dördüncüsü düzenlenen İlim Yayma Ödülleri töreninde, ilim yayma ailemizin heyecanına ortak olduk. Üç ayrı dalda ödüllerini tevcih ettiğimiz bilim insanlarımızı tekrar tebrik ediyorum. Kendi alanında ülkemizin en prestijli ödülleri arasında yer alan İlim Yayma Ödüllerine uluslararası boyut kazandırılmasını önemli görüyorum. Neredeyse 25 yıldır büyük bir özveriyle milletimize hizmet eden ilim yayma ailesinin tüm mensuplarına teşekkür ediyor, çalışmalarında Rabbimden üstün başarılar diliyorum. Bu sene Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ev sahipliğinde düzenlenen G20 Zirvesi ile ilgili değerlendirmemi partimizin grup toplantısında yapacağım. Ayrıca Türkiye’nin son 23 yılda Afrika kıtasıyla ilişkilerinde nereden nereye geldiğinin kısa bir özetini de paylaşacağız. Değerli arkadaşlar, bugünkü kabine toplantımızda Avrupa Birliği ile ilişkilerde son dönemde yaşanan gelişmeler dâhil dış politikadaki güncel meseleleri ele aldık. Birliğe tam üyelik, önümüze çıkan engellere rağmen stratejik önceliğimiz olmayı sürdürüyor. KARADENİZ'DEKİ SALDIRILARA UYARI Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın Karadeniz’deki seyir-sefer güvenliğini tehdit eder boyuta geldiği görülüyor. Cuma günü münhasır ekonomik bölgemizde ticaret gemilerinin hedef alınması, endişe verici bir tırmanmayı işaret ediyor. Kendi münhasır bölgemizde seyir, can ve çevre emniyetini tehdit eden bu saldırıları hiçbir şekilde mazur göremeyiz. Bu tarz durumlarla ilgili tüm taraflara gereken uyarıları yapıyoruz. Savaşı bitirmeye dönük son haftalardaki hareketliliği de yakından takip ediyor; gerekli katkıyı yapmaya hazır olduğumuzu her fırsatta ifade ediyoruz. EMEK YOĞUN SEKTÖRE ANADOLU TEŞVİKİ Emek yoğun sektörlerdeki işletmelerin batıdaki büyük şehirlerden Anadolu illerine taşınmasını teşvik ediyoruz. 24 ilimizde kurulacak tesislerde Sosyal Güvenlik Kurumu primlerini 14 yıla kadar hükümet olarak biz karşılıyoruz. Hiçbir sektörümüzü ihmal etmeden, hiçbir şehrimizi ve bölgemizi geride bırakmadan topyekûn yeni bir kalkınma seferberliğine çıkıyoruz. Rabbim yolumuzu ve bahtımızı açık etsin diyorum."

Erdoğan'dan Kabine sonrası mesaj: 'Gıda güvenliğinde tolerans yok' Haber

Erdoğan'dan Kabine sonrası mesaj: 'Gıda güvenliğinde tolerans yok'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, yaşanan her olayın, Türkiye'nin, sınırlarının çok ötesinde bir büyüklüğe ve nüfuza sahip olduğunu gözler önüne serdiğini belirtti. Bu durumu, zafer kutlamalarından dönerken, Azerbaycan-Gürcistan sınırına yakın Signagi bölgesinde düşen askeri kargo uçağı sonrası bir kez daha gördüklerini ifade eden Erdoğan, kardeş ülkeler başta olmak üzere dünyanın her tarafından taziye ve dayanışma mesajları aldıklarını anımsattı. Bilhassa Gürcistan ve Azerbaycan'ın facianın ilk anından itibaren tüm imkanlarını seferber ettiklerini, arama-kurtarma ekiplerinin ulaştırılması, enkazın bulunması, olay mahallinin güvenliğinin sağlanması noktasında tam bir işbirliği içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "KARA KUTU İNCELENİYOR, SEBEBİ NETLEŞECEK" "Uçağın kara kutusuna ve şehitlerimizin naaşlarına kısa sürede ulaştık. Cuma günü de ebedi istirahatgahlarına uğurlamak üzere şehitlerimizi ülkemize getirdik. Bakanlarımızın, milletvekillerimizin, sivil ve askeri erkan ile vatandaşlarımızın katılımıyla şehitlerimize son görevimizi yerine getirdik. Bir kez daha aziz hatıralarını daima yaşatacağımız kahraman askerlerimizi kemal-i hürmetle yad ediyor, her birine Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Aynı şekilde Hırvatistan dönüşü düşen Orman Genel Müdürlüğümüze ait yangın söndürme uçağında şehit olan pilotumuza da Rabb'imden rahmet diliyorum. Şairin dediği gibi, 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Bu hakikat, asırlardır değişmedi ve değişmeyecek. Bin yıldır olduğu gibi bugün de sınırlarımız içinde ve dışında milletimizin huzuru, devletimizin bekası uğruna canları pahasına vazife yapan nice vatan evladı var. Rabb'im hepsini korusun, muhafaza etsin, ayaklarına taş değdirmesin diyorum. Kaza-kırım ekibimizin topladığı veriler ışığında ve kara kutunun incelenmesi neticesinde, 20 canımızı şehit verdiğimiz elim hadisenin neden yaşandığını çok daha net görebileceğiz. Bunları da başta şehit yakınlarımız olmak üzere kamuoyumuzla şeffaf bir şekilde paylaşacağız. Bu vesileyle telefonla arayarak veya mesaj yollayarak acımızı paylaşan tüm dost ve kardeş ülkelere teşekkür ediyorum." Peygamberlikten sonraki en yüce makam olan şehadet mertebesine ulaşmak ne kadar ulvi ise geride kalanlar için de sabretmenin o kadar büyük bir derece olduğunu belirten Erdoğan, "Şehit yakınlarının teslimiyeti, vakarı, sabrı ve metaneti karşısında, bu milletin bir ferdi olarak, açık söylüyorum, duygulanmamak elde değil. Yüreklerine düşen kor ateşe rağmen metanetlerinden asla taviz vermeyen tüm kardeşlerimden Allah razı olsun." dedi. "8 MİLYON 650 BİN ZİYARETÇİYİ, MİLLET KÜTÜPHANEMİZDE AĞIRLADIK" Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin 783 bin kilometrekaresinin tamamına, 86 milyon insanın her birine aşkla hizmet ettiklerini vurguladı. Halka hizmeti Hakk'a hizmet olarak kabul eden bir anlayışın temsilcileri sıfatıyla durmadan, dinlenmeden çalıştıklarının, eserlere her gün bir yenisini eklediklerinin altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu: "Son kabine toplantımızdan bu yana, geride bıraktığımız iki haftayı yine dolu dolu geçirdik. 4 Kasım'da ülkemize atanan büyükelçilerin güven mektuplarını kabul ettik. Ertesi gün partimizin grup toplantısını büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. 6 Kasım'da düzenlenen Kütüphane 5.0 ve İnsan Merkezli Dijital Dönüşüm Uluslararası Konferansı bu alandaki yeni trendleri görmemize vesile oldu. Ülkemizin ve dünyanın farklı yerlerinden çok kıymetli isimleri, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizde ağırlamaktan memnuniyet duyduk. 5 sene önce Ankara'ya kazandırdığımız Millet Kütüphanemiz, toplam 141 milyon 700 bin kaynakla dünyanın en büyük 3'üncü kütüphanesi haline geldi. Sadece geçen sene, çoğu genç 2 milyon kişiyi kütüphanemizde misafir ettik. 15 Kasım itibarıyla toplam 8 milyon 650 bin ziyaretçiyi, Millet Kütüphanemizde ağırladık. Biliyorsunuz, kütüphanemizde okuyan, yazan, araştırma yapan veya sınavlara hazırlanan bu misafirlerimize günde 2 öğün çorba ikram ediyoruz. 15 çeşit içecek ve keklerimizi, yine ücretsiz olarak misafirlerimize sunuyoruz. Bu yıl başından beri 7 milyon 340 bin adet ücretsiz ikramda bulunduk." "YETER Kİ GENÇLERİMİZ OKUSUN, ARAŞTIRSIN, KENDİLERİNİ GELİŞTİRSİN" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Halk Kütüphaneleri'ndeki güncel üye sayısının 7,6 milyona, kitap sayısının ise 25,6 milyona ulaştığını aktardı. Şu an dağıtımda olan 800 bin yeni kitapla bu sayıyı yıl sonunda 26,4 milyona çıkarmış olacaklarını dile getiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Sadece bu rakamlar bile muhalefetle aramızdaki derin ufuk farkını ortaya koyuyor. Siyasi rakiplerimiz, gençleri sarf malzemesi olarak görüp, yolsuzluklarını aklamak için öne sürerken, biz 'gençlerimiz geleceğimizdir' anlayışıyla onların her alanda en iyi şekilde yetişmeleri için cansiperane çalışıyoruz. Kaliteli eğitim almış, bilgi ve hikmetle donanmış, milli, manevi değerlerine sahip çıkan bir gençliğin yetişmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. Yeter ki gençlerimiz okusun, araştırsın, kendilerini geliştirsin. İnşallah biz bu şuurla onlara hizmet etmeyi sürdüreceğiz." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan diğer başlıklar ise şöyle; "Bugün Türkiye emin, ehil, dürüst, çalışkan kadroların riyasetinde her alanda son asrın en başarılı hizmet ve eser noktasında en üretken yıllarını yaşıyor." "Kıbrıs Türkü'nün gösterdiği yapıcı tutumu Rum tarafı da gösterirse Ada'da egemen eşitliğe, eşit uluslararası statüye dayalı adil, gerçekçi çözüm bulunabilir." "Türkiye Yüzyılı vizyonumuz adım adım gerçeğe dönüşüyor. Emperyalistlere taşeronluk yapan hiçbir odağın bu kutlu yürüyüşe ket vurmasına izin vermeyeceğiz." "(Deprem bölgesi) Evine kavuşmamış tek bir hak sahibi bırakmayana kadar inşallah gece gündüz çalışacağız." "İş yapmayı 'animasyon yapmak' olarak görenlere ne desek boş. Biz bunlara aldırmayacak ve sadece işimize bakacağız." "2025 yılında ülke genelinde yürütülen çalışmalar kapsamında tam 1 milyon 103 bin gıda kontrolü gerçekleştirildi. Sağlıklı ve güvenilir gıda denetimleri yanında fahiş fiyatlara, stokçuluk ve haksız ticari eylemlere de göz açtırmıyoruz." "Milletimizin sofrasına gelen her lokmanın helal, sağlıklı ve güvenilir olması için yürüttüğümüz çalışmaları hız kesmeden devam ettireceğiz." "GIDA GÜVENLİĞİNDE TOLERANSIMIZ YOKTUR" "Gıda güvenliği konusunda toleransımız yoktur. Her ne surette olursa olsun insanımızın sağlığını tehlikeye atanlarla mücadelemiz aynı kararlılıkla sürecektir." "(Gıda denetimleri) Kurallara uymadığı tespit edilen 25 bin 750 işletmeye toplam 2 milyar 206 milyon lira idari para cezası uygulandı." "2025'te 470 bin firma denetlenerek 2,4 milyar liralık idari para cezası uygulandı. Rekabet Kurumu 196 firmaya 11,5 milyar lira idari para cezası tatbik etti." "Irak'tan Suriye'ye güney sınırlarımız boyunca barışı, adaleti, istikrarı ve birlikte kalkınmayı, birlikte kazanmayı savunuyoruz." "Bölgemize dair yayılmacı emeller güdenlerin telkin, işmar ve kışkırtmalarına prim verilmemelidir." "İnsani yardımlar konusunda İsrail'den kaynaklı çeşitli aksaklıklar yaşansa da biz mevcut tüm imkanları kullanarak Gazze'ye yardımlarımızı ulaştırıyoruz." "Gazze halkının derme çatma çadırlardan kurtarılması gerekiyor. Ülkemizdeki konteynerlerin Gazze'ye sevki, sahada ciddi bir rahatlamaya yol açacaktır." "Filistin'de işgal devam ettikçe, Filistin kanadıkça, Filistinlilerin toprakları gasbedildikçe bölgedeki hiçbir ülke güvenlik içinde olamaz." "Daha çok çalışacağız, daha fazla emek harcayacağız ve inşallah bölgede kalıcı barışa giden yolun ardına kadar açılmasını sağlayacağız."

Erdoğan: Terörsüz Türkiye menziline ulaşıldığında kazanan 86 milyon olacak Haber

Erdoğan: Terörsüz Türkiye menziline ulaşıldığında kazanan 86 milyon olacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından yaptığı kapsamlı değerlendirmede, Türkiye’nin güvenlik politikalarına ve terörle mücadele stratejisine ilişkin önemli mesajlar verdi. Erdoğan, terör tehditlerinin tamamen ortadan kaldırılmasıyla Türkiye’nin doğusundan batısına, Suriye’den Irak’a kadar geniş bir coğrafyanın huzur ve istikrar ortamından fayda sağlayacağını söyledi. “KAZANAN 86 MİLYON OLACAK” Erdoğan, terörün Türkiye’de yıllarca ekonomik ve sosyal gelişmeyi sekteye uğrattığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “Terörsüz Türkiye menziline varıldığında inşallah kazanan 86 milyonun her bir mensubu olacak. Sadece ülkemiz değil, Suriye'den Irak'a bölgedeki tüm kardeşlerimiz de aynı şekilde terörsüz iklimin sağladığı imkânlardan istifade edecek. Ne ülkemizde ne de komşularımızın topraklarında artık terörün hiçbir çeşidini görmek istemiyoruz.” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu. Kabinenin ikinci döneminin 51'inci toplantısını tamamladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda ekonomiden turizme, dış politikadan güvenliğe geniş bir yelpazede gündemdeki meseleleri değerlendirdiklerini kaydetti. Alınan kararların ve yaptıkları istişarelerin hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün Türk siyasi tarihine 'Anadolu ihtilali' olarak geçen 3 Kasım 2002 seçimlerinin 23'üncü seneidevriyesini idrak ediyoruz. Bugün itibarıyla iktidardaki 23'üncü yılımızı şanla, şerefle geride bırakıyor, 24'üncü yıldan gün almaya başlıyoruz. Çok partili demokrasi tarihimizde yeni bir rekora daha imza atmanın haklı kıvancını yaşıyoruz" dedi. 58'inci hükümetten bugüne kadar bakanlar kurulu ve kabinelerde görev alanları tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her birine ülkemize, milletimize ve davamıza olan hizmetleri dolayısıyla ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Ebediyete uğurladığımız arkadaşlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Girdiğimiz tüm seçimlerde desteğini ve duasını bizden esirgemeyen aziz milletimizin her bir ferdine aynı şekilde teşekkür ediyorum. Bundan tam 23 yıl önce milletimizin sandıkta teveccühüne ilk defa mazhar olduğumuzda hangi duyguları taşıyorsak, bugün de aynı heyecanı, aynı coşkuyu, aynı gururu kök hücrelerimize kadar taşıyoruz. İlk günkü gibi Türkiye'ye ve Türk milletine hizmet sevdalısıyız. İnşallah daha nice yıllar azimle, aşkla, şevkle, tutkuyla, milletimize hizmet üretmeye, Türkiye'yi büyütmeye devam edeceğiz" açıklamasını yaptı. Cumhurbaşkanı Kabinesi olarak içeride ve dışarıda yoğun bir gündemle Türkiye Yüzyılı'nı inşa etme mücadelelerini sürdürdüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Katıldığımız tüm uluslararası toplantılarda, ziyaret ettiğimiz her ülkede aziz milletimizin hakkını en güçlü biçimde savunuyoruz. Büyüyen ve güçlenen Türkiye gerçeğine son toplantımızdan bu yana hem yurt içinde hem de yurt dışında bizzat şahitlik ettik" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 Ekim'de İstanbul'da Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu'nun 5'incisini gerçekleştirdiklerini belirterek, Afrika ile 2003 yılında 5,4 milyar dolar olan ticaretin 2024 yılı sonunda 40 milyar dolara yaklaştığını bildirdi. Türk müteahhitlerin Afrika'da toplam değeri 97 milyar doları bulan 2 binden fazla proje üstlendiğini kaydeden Erdoğan, kıta genelindeki yatırımların piyasa değerinin 15 milyar doları aştığını ifade etti. Gelecek sene düzenlenecek 4'üncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi ile bunu biraz daha ilerleteceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece Afrika'yla değil, Körfez'deki kardeşlerimizle de münasebetlerimizi güçlendiriyoruz. 21-23 Ekim tarihleri arasında Kuveyt, Katar ve Umman'ı kapsayan Körfez ziyaretimiz, bu bakımdan oldukça faydalı geçti. Bu ziyaretten enerji, savunma sanayii, eğitim, yatırımlar ve teknoloji gibi alanlarda işbirliğini içeren toplam 24 anlaşmayla döndük. Yerli elektrikli otomobilimiz Togg'u ziyaretimiz sırasında Kuveyt Emiri ve Umman Sultanına hediye ettik" ifadelerini kullandı. "ANA MUHALEFET PARTİSİ GENEL BAŞKANI ÜLKESİNİ VE HÜKÜMETİNİ ŞİKÂYET ETMEK İÇİN AVRUPA KAPILARINDA SABAHLARKEN, BİZ STRATEJİK HAMLELERLE TÜRKİYE'Yİ TÜM BÖLGESİNİN CAZİBE MERKEZİ HALİNE GETİRİYORUZ" Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in ‘Yurt dışında Türkiye partisi olacağız' sözlerini hatırlatarak, Özel'e tepki gösterdi. Erdoğan, "Ana muhalefet partisi genel başkanı ülkesini ve hükümetini şikâyet etmek için Avrupa kapılarında sabahlarken; biz işte böyle stratejik hamlelerle Türkiye'yi tüm bölgesinin cazibe merkezi haline getiriyoruz. Burada bir üzüntümü de samimiyetle paylaşmak istiyorum. Biz, yeni genel başkana ilk etapta açıkçası bir şans tanımıştık. Göreve gelirken verdiği 'Yurt dışında Türkiye partisi olacağız' sözünden umutlanmıştık. Fakat sayın genel başkan, diğer bütün taahhütleri gibi maalesef, bunun da arkasında duramadı. Selefinin kötü geleneğini devam ettirdi. İç siyasetin gelip geçici tartışmalarını yurt dışına taşıdı. Hatta yurt dışındaki yoldaşlarından güç devşirmeye çalıştı. İki alkış almak, bir-iki taltif cümlesi duymak, birkaç marjinal tipten destek koparmak uğruna hem başında bulunduğu 100 yıllık partiyi, hem de kendisini yabancılar karşısında küçük düşürdü. Halen bu hatalı çizgide siyaset yapmakta ısrar ediyor. İcbar edildiğini düşündüğüm bu yolun yanlışlığını, inşallah kendisinin de kısa sürede fark edeceğine inanıyorum" dedi. Umman'dan dönüşünün ertesi günü İstanbul Başakşehir'de Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesinin tanıtımını yaptıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ev Sahibi Türkiye" diyerek başlattığımız konut projesinde 81 ilimizde toplam 500 bin sosyal konut üreteceğiz. Bunlardan 100 binini İstanbul'da inşa edeceğiz. Ankara'ya 30 bin, İzmir'e 21 bin, Bursa, Gaziantep ve Konya'ya 13 bin, Hatay ve Diyarbakır'a ise 12 bin yeni yuva kazandıracağız. İstanbul'da 100 bin konutun inşasının yanı sıra, 15 bin konutu TOKİ eliyle uygun şartlarda vatandaşlarımıza kiralayacağız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, her iki projemizle ilgili detayları paylaştı" açıklamasını yaptı. Başvuruların 10 Kasım 2025 tarihinde başlayacağını, kuraların aralık ayında çekileceğini ve ilk teslimatın Mart 2027'de yapılacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şehirlerimizi aynı zamanda mahalle konaklarıyla da süsleyeceğiz. Projelerimizin bir kez daha hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum. 28 Ekim'de Türk savunma sanayii adına iftihar verici bir tören vesilesiyle yine milletimizin huzurundaydık. Avrupa'nın ilk üç, dünyanın ilk 5 tesisinden biri olan BMC Ankara Tank ve Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Üretim Tesisimizin açılışını gerçekleştirdik. Ayrıca uzun testlerden başarıyla geçen milli muharebe tankımız ALTAY'ın kahraman ordumuza ilk teslimatını yaptık" dedi. Hedeflerinin 6 yıl içinde 250 ALTAY tankını Türk Silahlı Kuvvetleri emrine vermek olduğunu hatırlatan Erdoğan, "BMC firmamıza, Savunma Sanayii Başkanlığımıza, tesisin yapımında emeği olan her bir kardeşime, bilhassa da proje ortaklarımıza bir kez daha gönülden teşekkür ediyorum. Geçen hafta ülkemizin hava savunma kapasitesini daha da güçlendiren anlaşmaların imzalandığı iki önemli ziyaret düzenlendi. Önce Birleşik Krallık Başbakanı Sayın Starmer'ı, ardından da Almanya Şansölyesi Sayın Merz'i heyetleriyle birlikte Ankara'da ağırladık. Her iki misafirimizle de başta yatırım, ticaret ve savunma olmak üzere ikili gündemimizdeki tüm konuları ele aldık. Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının tedarikine dair mutabakatla bu alanda yeni bir dönemi başlattık. Bir yandan yerli ve milli savunma projelerimizi süratle devreye alırken, aynı zamanda Avrupalı müttefiklerimizle 'kazan-kazan' temelinde savunma iş birliğimizi güçlendireceğiz" diye konuştu. "TÜRKİYE, GİZLİ-AÇIK TÜM ENGELLEME ÇABALARINA RAĞMEN SAVUNMA SANAYİİNDE TARİH YAZMAYA İNŞALLAH DEVAM EDECEKTİR" Milli muharip uçak KAAN'ı belirledikleri takvimde Hava Kuvvetleri envanterine katacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir defa biz şundan eminiz: İlk milli jet eğitim ve hafif taarruz uçağımız HÜRJET nasıl kendi alanında liderliğe oynuyorsa, tüm süreçler tamamlandığında Allah'ın izniyle KAAN da aynı şekilde kendi kategorisinde zirveyi zorlayacaktır. İspanya hükümetinin geçen hafta 45 adet HÜRJET alımını onaylamasını, bu iddialı duruşumuzun bir ispatı olarak görüyoruz. Bunun arkasının geleceğinden hiçbir şüphe duymuyoruz. Türkiye, gizli-açık tüm engelleme çabalarına rağmen savunma sanayiinde tarih yazmaya inşallah devam edecektir" değerlendirmesini yaptı. Geçtiğimiz çarşamba günü Cumhuriyetin kuruluşunun 102'nci yıldönümünün kutlandığını hatırlatan Erdoğan, "Yurt içinde ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla birlikte Kıbrıs Türk halkının 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı bir kez daha tebrik ediyorum. Bayram sevincimize ortak olan dost ve kardeş ülkelerin tamamına şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum" dedi. "TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK ŞEHİR PARKINI İSTANBUL'UMUZA KAZANDIRMIŞ OLDUK" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla kendisine gönderdiği hediye için teşekkür etti. Erdoğan, "Külliyemizdeki resepsiyonumuzu teşrif eden siyasi partilerin kıymetli genel başkanlarına, Cumhuriyetimizin 102'nci yaşını coşkuyla kutlayan tüm misafirlerimize, tüm vatandaşlarımıza kalpten teşekkür ediyorum. Cumhuriyet tarihinin açık ara en başarılı kadrosu olarak ittifak ortağımız ve milletimizle beraber Cumhuriyetimizin ikinci asrını 'Türkiye Yüzyılı' yapana kadar durmadan, dinlenmeden çalışmaya devam edeceğiz. Nitekim 1 Kasım Cumartesi günü çevre alanında muhteşem bir eserin açılışını yaptık. 1 milyon 215 bin metrekarelik alana yayılan Atatürk Havalimanı Millet Bahçemizi İstanbullu kardeşlerimizle aziz milletimizin hizmetine sunduk. Böylece yürüyüş ve bisiklet yollarından spor sahalarına, sergi alanından Millet Kıraathanesi'ne, parkıyla, havuzuyla, sosyal donatılarıyla Türkiye'nin en büyük şehir parkını İstanbul'umuza kazandırmış olduk" diye konuştu. Millet Bahçesi'nin aynı zamanda afet zamanında toplanma merkezi olarak da hizmet vereceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afet Yönetim Merkezi'nin de yer aldığı Millet Bahçemizde herhangi bir afet durumunda 40 bin çadır kurulabilecek. İstanbul'umuz bir yeşil alanın ötesinde deprem riskine karşı milyonların sığınabileceği devasa bir toplanma merkezi kazandı. Millet Bahçemizin İstanbul'umuz için, ülkemiz için bir kere daha hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızı, emeği geçen tüm kardeşlerimi yürekten tebrik ediyorum" açıklamasını yaptı. "TURİZM GELİRLERİMİZ 12 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNDEN 2024 SENESİNDE 61,1 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ" Son Kabine toplantısından bu yana birçok uluslararası etkinliğe iştirak ettiklerini, İstanbul'da ve Ankara'da kabuller gerçekleştirdiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Emanetini taşıdığımız milletimizin güvenine layık olmanın gayretindeyiz. İnşallah bundan sonra da rehavete ve tekebbüre kapılmadan 86 milyon için ter dökmeyi sürdüreceğiz" dedi. 2002'den itibaren en büyük atılımın yaşandığı sektörlerin başında turizmin geldiğini, 23 sene önce 13,2 milyon olan ziyaretçi sayısının geçen yıl 62,3 milyona ulaştığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Turizm gelirlerimiz ise 12 milyar dolar seviyesinden 2024 senesinde 61,1 milyar dolara yükseldi. Sektörümüzü, kum-deniz-güneş üçgeninden çıkartarak sağlıktan kongre ve spor turizmine kadar farklı alanlarda geliştirdik. Aslında Türkiye olarak sağlık turizmi, kültür turizmi, inanç turizmi, doğa sporları gibi alanlarda çok ciddi bir potansiyele sahibiz. Anadolu'nun her bir şehri adeta bir açık hava müzesidir. Ama biz bu eşsiz potansiyeli henüz tam manasıyla değerlendiremiyoruz. Rant hırsı, ihmal veya tedbirsizlik gibi sebeplerle son dönemde yaşanan facialar, maalesef sektörümüzün üzerine hak etmediği bir gölge düşürdü" dedi. "MİLLETTEN PARA KAZANAN FAKAT MİLLETE HAK ETTİĞİ HİZMETİ, GÜVENLİĞİ VE KONFORU SUNMAKTA GEREKLİ ÖZENİ GÖSTERMEYENLERİN TEPELERİNE BİNİYORUZ" 21 Ocak tarihinde Kartalkaya'da 78 kişinin hayatını kaybettiği otel yangınının yüreklerde açtığı yaraların halen taze olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir kez daha hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, acılı ailelerine sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Geçtiğimiz günlerde açıklanan mahkeme kararları, inanıyorum ki bir nebze de olsa yüreklerdeki yangına su serpmiştir. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki sürecin de takipçisi olacağız. İşini düzgün yapanlarla elbette bir sorunumuz bulunmuyor. Milletten para kazanan fakat millete hak ettiği hizmeti, güvenliği ve konforu sunmakta gerekli özeni göstermeyenlerin tepelerine biniyoruz. Açık söylüyorum bu konuda en küçük bir tavizimiz yoktur ve olmayacaktır" değerlendirmesini yaptı. "Gerek gözünü para hırsı bürümüş vicdansızlara, gerekse bölgemizdeki gerginlik ve çatışmalara rağmen turizm sektörümüzün ilerleyişi sürüyor" diyen Erdoğan, turizm gelirlerine yönelik rakamları paylaştı. Erdoğan, "2025 yılının ilk 9 ayına ait veriler kısa süre önce TÜİK tarafından açıklandı. Buna göre 2025 yılının ilk 9 ayında ülkemizi ziyaret eden kişi sayısı 49 milyon 993 bin oldu. Bu rakam, bir önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 1,6 büyüme anlamına geliyor. Turizm gelirinde de geçen seneye kıyasla iyi bir yerdeyiz. 2025 yılının ilk 9 ayında ülkemiz tam 50 milyar dolar turizm geliri elde etti. Bu, tüm zamanların üç çeyrek rekorudur. İlk 9 aylık gelirimiz de bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,7 arttı. Bu rakamlar doğrultusunda 2025 yılı sonunda 64 milyar dolar olan gelir hedefimize emin adımlarla yürüdüğümüzü söyleyebilirim. Bizim için önemli bir veri de kişi başı gecelik harcamadır. İlk 9 ayda yabancı ziyaretçilerin kişi başı gecelik harcaması yüzde 9 artışla 116 dolara yükseldi. Tüm ziyaretçiler açısından ise bu rakam 103 dolar oldu. Bu umut verici rakamların da ülkemize hayırlı olmasını diliyor, katkısı olan herkesi tebrik ediyorum" dedi. "SADECE ÜLKEMİZ DEĞİL, SURİYE'DEN IRAK'A BÖLGEDEKİ TÜM KARDEŞLERİMİZ DE AYNI ŞEKİLDE TERÖRSÜZ İKLİMİN SAĞLADIĞI İMKANLARDAN İSTİFADE EDECEK" Türkiye'nin turizm potansiyelinin bunların çok çok üstünde olduğunu kaydeden Erdoğan, terörsüz Türkiye sürecinin turizme sağlayacağı katkının önemine vurgu yaptı. Erdoğan, "Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimiz, görenleri kendisine hayran bırakan tabii ve tarihi güzelliklerine rağmen turizmde hak ettiğini uzun yıllardır alamadı. Bunun en büyük nedeni, sizin de bildiğiniz üzere terördü. Terörsüz Türkiye süreciyle inşallah bu engeli de tamamen kaldırıyoruz. Terör tehdidinin kalıcı olarak bitmesiyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu çok farklı bir ivme yakalayacak; bölge şehirlerimiz turizmde de şaha kalkacak. İstikrarını, güvenliğini, huzurunu, bilhassa da kardeşliğini güçlendirmiş bir Türkiye'nin önünde Allah'ın izniyle hiç kimse duramayacak. Bu süreç başarıyla neticelendiğinde İstanbul kadar Diyarbakır kazanacak, Antalya kadar Van kazanacak, Bursa kadar Bitlis kazanacak" diye konuştu. Terörsüz Türkiye menziline varıldığında kazananın 86 milyonun her bir mensubu olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece ülkemiz değil, Suriye'den Irak'a bölgedeki tüm kardeşlerimiz de aynı şekilde terörsüz iklimin sağladığı imkanlardan istifade edecek. Ne yapıyorsak işte bunun için yapıyor, bunun için mücadele ediyoruz. Terörle, şiddetle, silahla ve ayrılıkçı gündemlerle hiçbir yere ulaşılamaz. Bundan hiç kimseye hayır gelmez. Bu yalın gerçeği herkesin görmesini ümit ediyoruz. Altını çizerek tekrar söylüyorum. Biz, bu coğrafyanın bin yıllık sakinleriyiz ve sahipleriyiz. Mazimiz gibi geleceğimiz de ortaktır, bir ve beraberdir" dedi. Türkiye'nin terörle mücadelede çok nemli sınavlar verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özellikle son 40 yılda çok büyük acılar yaşadık, çok ağır bedeller ödedik. Ne ülkemizde ne de komşularımızın topraklarında artık terörün hiçbir çeşidini görmek istemiyoruz. Kaynaklarımızı eğitime, sanayiye, tarıma, sağlığa turizme; hasılı ekonomik kalkınmaya hasretmek istiyoruz. İnşallah bunu başaracağız. Hem iktidar ve ittifak hem de millet olarak bunu mutlaka gerçekleştireceğiz. İstikbalin mutlu ve müreffeh günlerini birlikte inşa edeceğiz. Ayrılığa düşmeden, birbirimize güvenerek, müştereklerimizi büyüterek, birbirimize empatiyle yaklaşarak parlak yarınlara beraberce yürüyeceğiz" açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazzeli mazlumların yükünü azaltan her çaba bizim için değerlidir Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazzeli mazlumların yükünü azaltan her çaba bizim için değerlidir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazzeli mazlumların yükünü azaltan her çaba bizim için değerlidir. Bunu sadece 'ateşkes imzaladılar' diyerek küçümsemek kimsenin haddi de hakkı da değildir." dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milletim şunu bilsin dünyanın içinden geçtiği fırtınalı dönemde Türkiye liyakatli kadroların riyasetindedir. Emin ve ehil ellerde güvendedir." dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi. 2023 seçimleri sonrası teşekkül eden Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin 50'nci toplantısını tamamladıklarını ifade eden Erdoğan, toplantıda ülkeye, millete ve uluslararası gündeme dair kritik konuları görüştüklerini aktardı. Türkiye'yi hedefleriyle buluşturma çabalarının hız kesmeden sürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son kabine toplantımızdan bu yana yine yoğun bir mesai dönemi geçirdik. İçeride toplu açılış törenleri ve il ziyaretleri, dışarıda uluslararası zirveler ve seyahatler ile millete hizmet mücadelemizi kararlılıkla devam ettirdik. Ana muhalefet partisiyle aramızdaki ufuk, vizyon, zihniyet farkı, yaşanan her gelişmede kendini daha net belli ediyor. Milletim şunu bilsin, dünyanın içinden geçtiği fırtınalı dönemde Türkiye liyakatli kadroların riyasetindedir. Emin ve ehil ellerde güvendedir." ifadelerini kullandı. Yasamada Cumhur İttifakı olarak tam bir uyum ve koordinasyon içinde çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Yürütmede Kabine üyelerimiz ve bürokratlarımız da ülkemizin sorunlarına çözüm yolları geliştiriyoruz. Yargımız kendi alanında Anayasanın çizdiği sınırlar çerçevesinde adaletin tecellisi için gayret gösteriyor. Devletin bütün organları, mesuliyet sahaları içerisinde görevlerini layıkıyla yerine getiriyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin en mühim çıktılarından biri olan bu kazanımları devam ettirmekte kararlıyız. Özellikle Batılı ülkelerin ciddi yönetim bunalımıyla yüzleştiği bugünlerde istikrar ve güven ikliminin değerini milletçe daha iyi anlıyoruz. Dünyada birçok ülkenin başına gelse yerle yeksan olacağı krizleri biz 86 milyonun kılına dahi zarar gelmeden başarıyla yönetiyoruz. Son asrın en ciddi sağlık krizinden Rusya-Ukrayna arasındaki savaşa, bölgemizdeki kanlı çatışmalardan ticaret ve gümrük savaşlarına kadar birçok meselede bunu gördük, yaşadık bilfiil tecrübe ettik. Tuzağa düşmedik, oyuna gelmedik. Ülkemize ekonomik ve sosyal maliyet üretecek hiçbir maceraya atılmadık. Batılı ülkeler bize 'ne der' diye değil, 23 yılın engin tecrübesi, birikimi ve müktesebatıyla politikalarımızı belirledik. Burada şunu da ifade etmek isterim, dün bizi hem koronavirüs salgınında hem de Rusya-Ukrayna krizinde insafsızca yerenler, bugün utangaç da olsa hak verir noktaya geldiler. Dün bizi Avrupa'dan ve Batı bloğundan uzaklaşmakla suçlayanlar bugün takip ettiğimiz dengeli politikalara övgüler diziyor. Dün hükümetimin Suriye ve Gazze'deki vicdanlı duruşunu eleştirenler bugün sayemizde yurt dışına başları dik, alınlarını ak bir şekilde gidiyor." "Doğruyu bildikleri halde ikrar edemeyenlere yapabileceğimiz hiçbir şey yok" Kendilerini tenkit edenlerin, kimi zaman 2 yıl, kimi zaman 4 yıl, kimi zaman çok daha gecikmeli de olsa kendilerini takdir ve taltif eder konuma gelmelerinin kendi gelişimleri açısından önemli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Doğruyu bildikleri halde ikrar edemeyenlere ise maalesef yapabileceğimiz hiçbir şey yok. İşte onlar boş, beleş işler peşinde koşarken biz geride bıraktığımız 2 hafta boyunca ülkemize ve milletimize hizmet için aşkla koşturduk." dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28'inci dönem 4'üncü Yasama Yılının açılışını 1 Ekim'de gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, yeni dönemin farklı fikir, teklif ve değerlendirmelerin saygı, uzlaşı ve hoşgörü içinde özgürce ifade edildiği bir yıl olması temenni ettiğini hatırlattı. Toplam değeri 8 milyar 425 milyon lirayı bulan 50 projenin açılış ve temel atma törenlerini 4 Ekim'de icra ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sultanbeyli ilçemizdeydik, bu yatırımların bir kez daha hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. 4 Ekim tarihi bizim için bir başka önemli ve kritik gün oldu. İsrail'in işgal ve soykırımına tepki olarak farklı ülkelerden Gazze'ye doğru yelken açan Sumud Filosuna güçlü moral desteği verdik. Vatandaşlarımızın da içinde olduğu aktivistlerin tahliye sürecini başarıyla yönettik. 4 Ekim'de başlattığımız tahliye operasyonuyla 36'sı Türk vatandaşı toplam 137 aktivisti ülkemize güvenle getirdik. 7 Ekim'deki ikinci tahliye sürecinde 16 vatandaşımızın ilk etapta Ürdün'e geçişi, ardından 15'inin ülkemize gelişini sağladık. Gözaltına alınan 3 milletvekilimiz de Bakü üzerinden Türkiye'ye sorunsuz, sıkıntısız bir şekilde ulaştı. Türk Hava Yollarımızın 10 Ekim'de düzenlediği özel bir seferle 18'i vatandaşımız olan 21 ülkeden toplam 94 aktivisti Türkiye'ye intikal ettirdik. Filoya katılarak insanlığın vicdanına tercüman olan tüm vatandaşlarımıza, tüm aktivistlere bir kez daha teşekkür ediyor, tekrar geçmiş olsun diyorum. Batılı aktivistlerin tahliye operasyonlarımızdan övgüyle bahsettiği bu olayda Türkiye'yi suçlayanları ise milletimin vicdanına havale ediyorum." "Sakarya Gaz Sahası'ndan 4 milyon hanemizin doğal gaz ihtiyacını karşılıyoruz" İstanbul'da 5 Ekim'de düzenlenen 11'inci Enerji Verimliliği Forumuna iştirak ettiklerini hatırlatan Erdoğan, "Burada aynı zamanda ana muhalefetin Türkiye enerji arz güvenliğini hedef alan yakışıksız iddia ve ithamlarını da tek tek çürüttük. Sakarya Gaz Sahası'ndan şu anda 4 milyon hanemizin doğal gaz ihtiyacını karşılıyoruz. Bu sayı 2026'da 8 milyona, 2028'de inşallah 16 milyona çıkacak. Halihazırda 34 ülkeyle doğalgaz ithalat ve ihracatımız var. Akkuyu Nükleer Santralinde ilk elektriği çok yakın bir zamanda üreteceğiz. Akkuyu dışında nükleer ajandamızda başka projelerimiz de bulunuyor. Ana muhalefetin balıkları öne sürerek yaptığı eleştirilere aldırmadan nükleer enerjiye yatırım yapmayı sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı. Muhalefetin çarpıttığı bir konuya açıklık getirmek istediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Enerji politikamızın bir diğer önceliği sahip olduğumuz madenlerin katma değerli bir şekilde uluslararası pazarlara sunulmasıdır. Özellikle pek çok alanda nadir elementleri, savunma sanayinden yenilenebilir enerji sistemlerine, elektrikli araçlardan haberleşme ve uzay teknolojilerine pek çok alanda kritik rol oynuyor. Eskişehir'in Beylikova ilçesindeki nadir toprak elementleri sahasında bugüne kadar 310 ayrı lokasyonda yaklaşık 125 bin metre sondaj yapıldı. Çalışma sahasında nadir toprak elementleri, barit ve florit başta olmak üzere tam 694 milyon ton kaynak olduğu tespit edildi. Bu saha, dünyanın yaklaşık ikinci büyük nadir toprak kaynak sahasıdır. 17 nadir toprak elementinin 10'unun bulunduğu Beylikova sahasında yaklaşık 12,5 milyon ton nadir toprak oksitleri yer alıyor. Nadir toprak elementlerinde dünyanın en büyük 5 üreticisinden birisi olmak istiyoruz. Bu doğrultudaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlk etapta yıllık 1200 ton cevher işleyeceğimiz Eti Maden Pilot Üretim Tesisini devreye aldık. Pilot tesisin, endüstriyel tesise dönüştürülmesi için saflaştırma teknolojisi de dahil çalışmalarımıza devam ediyoruz. Şunu da altını çizerek ifade etmek durumundayım, nadir toprak elementleri teknolojisine sahip ülke ve firmalar bu alandaki üretim süreçlerine ilişkin tecrübelerini maalesef paylaşmaktan kaçınıyor. Bu engelin aşılması ve mevcut sahaların daha kısa sürede ekonomiye kazandırılması, uluslararası işbirliklerini zorunlu kılıyor." Cumhurbaşkanı Erdoğan, pek çok ülkenin teknoloji geliştirme, danışmanlık ve teknoloji transferi için bu konularda deneyimli ülkelerle anlaşmalar imzaladığını anımsatarak, "Türkiye olarak biz de teknolojik hafızaya sahip ülkelerin, uzman kuruluşları ile işbirlikleri geliştirmek amacıyla görüşmeler yapıyoruz. Bu anlamda Beylikova'daki nadir toprak elementleri sahasının herhangi bir ülkeye verilmesi asla söz konusu değildir. Her kim bunu iddia ediyorsa kendi ülkesine iftira atıyor demektir." dedi. "Türkiye'nin yer altı kaynaklarını ekonomisine kazandırmasını istemeyenler hep şunu yapıyorlar, önce maden tetkik ve arama çalışmalarını engellemeye çalışıyorlar. Bunda başarılı olamayınca, bu sefer işletilmesini sabote etmenin derdine düşüyorlar" ifadelerini kullanan Erdoğan, denklemin aslında çok basit olduğunu belirtti. Erdoğan, şöyle devam etti: "Mümkünse engellemek, değilse itibarsız hale getirmek. Nadir toprak elementleri ile ilgili yaşananlar da budur. Amaç, Türkiye'nin bu yer altı kaynağından istifade etmesini engellemektir. Dikkat edin, bu konuda hükümetimize iftira atanlar, Karadeniz doğal gazı ile Gabar'daki petrol keşiflerimizi de dillerine dolayanlardır. Hatırlarsanız, orada da destek vermek yerine hemen bir kulp taktılar. Bugün de aynısını yapıyorlar. İnanın, yarın da değişen bir şey olmayacak. Milletimden bunlara karşı uyanık olmalarını rica ediyorum. Milletim bize güvensin, bize inansın. Allah'ın izniyle biz bu güveni boşa çıkarmayacağız." "Dilde, fikirde, işte birlik" ilkesi ışığında, Türk devletleri arasındaki dayanışma ve ortaklıkları ilerlettiklerini dile getiren Erdoğan, 7 Ekim'de Gebele'de bölgesel barış ve güvenlik temasıyla düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesi'ne katıldıklarını, burada alınan kararların ve imzalanan Gebele Bildirisi'nin tüm Türk dünyası için hayırlara vesile olmasını temenni etti. Erdoğan, 9 Ekim'de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen törenle 2025-2026 Yükseköğretim Akademik Yılı'nın açılışını gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, yeni akademik yılın öğrenciler, hocalar, üniversitelerde görevli idari personelle, millet için hayırlı olmasını diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ekim'de yine toplu açılış ve temel atma törenleri vesilesiyle ana baba ocağı Rize'de olduğunu belirterek, burada 38 projenin toplu açılışını yaptıklarını, iki projenin temelini attıklarını söyledi.Devamında şehirdeki sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasıyla bir araya geldiklerini aktaran Erdoğan, 3 milyar 84 milyon lirayı aşan bu yatırımların, Rize'ye ve bölgeye hayırlı olmasını temenni etti. Erdoğan, 12 Ekim'de Trabzon'a geçerek 13 milyar 514 milyon liralık 130 projenin toplu açılışını gerçekleştirdiklerini kaydetti. Orada bir müjdelerinin olduğunu anımsatan Erdoğan, deniz üzerine üçüncü havalimanını Trabzon'da inşa edeceklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeyi bitirdiklerini ve ihalesini kısa zamanda yapacaklarını, ardından bütün makineleri çalıştırmaya başlayacaklarını aktardı. Türkiye'nin yıldızının giderek daha çok parlamasından, küresel siyasette ağırlığının artmasından, itibarının aziz millete yakışan bir seviyeye yükselmesinden gurur duyduklarının altını çizen Erdoğan, "Türkiye, dış politikasındaki barıştan, diyalogdan, adaletten ve çözümden yana aktif tutumuyla günden güne vazgeçilmez bir oyuncu haline geliyor. Özellikle çatışma çözümlerinde Batı'yı takip eden değil, Batı'nın takip ettiği, örnek aldığı, gıptayla izlediği bir ülke konumundayız." şeklinde konuştu. "Gazze'nin vatanlarını savunan evlatlarına terörist iftirası asla atmadık" Erdoğan, Suriye ihtilafında 13,5 yıl boyunca Türkiye'nin duruşunu asla bozmadığını, Suriyeli mazlumları, zalimlerin ve terör örgütlerinin insafına bırakmadıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ana muhalefetin sürekli övgü yağmuruna tuttuğu Batılı ülkeler, mültecileri almamak için dikenli tel örgülerin arkasına saklanırken, biz kimseyi geri göndermeme politikasıyla Suriyeli kardeşlerimizi bağrımıza bastık. 3-5 oy uğruna Suriyeli mazlumları hedef gösterenlere rağmen, en kritik zamanlarda siyasi bedel ödemeyi göze alarak vicdanlı tavrımızı sonuna kadar muhafaza ettik. Hamdolsun, neticede tarihin doğru tarafında duran biz olduk. Zaman, lümpen ırkçıları, oy avcılığı yapanları, mülteci düşmanlarını değil, bizi haklı çıkardı. Türk milleti, kardeşlik ve komşuluk sınavını başarıyla verdi. Bugün komşumuz Suriye ile ilişkilerimiz her alanda güçleniyor. Bugün birbirimizin yüzüne mahcubiyetle değil, tebessümle bakıyoruz. Suriye'de istikrar kökleştikçe, inşallah her şey çok daha iyi olacak. Bakınız sadece Suriye'de değil, Gazze'de de Türkiye ilk günden itibaren hakkın, haklının ve adaletin safında yer almıştır. Gazze'nin vatanlarını savunan evlatlarına terörist iftirası asla atmadık. Birilerine şirin gözükmek uğruna Filistin direnişine kara çalmadık. İnandığımız neyse, kalbimizden geçen neyse, eğip bükmeden, kimseden de çekinmeden onu cesaretle haykırdık." Cumhurbaşkanı Erdoğan, 102 bin tonu bulan insani yardımlarla Gazzelilerin yanında olduklarını belirterek, katıldıkları tüm toplantılarda, uluslararası bütün platformlarda Gazze'yi ve Filistin davasını korkusuzca savunduklarını, bütün bunları yaparken, Gazze'de ateşkesin sağlanması için çalışmayı da hiçbir zaman ihmal etmediklerini kaydetti. Bir süredir çok farklı kanallardan yürüttükleri diplomasinin de katkısıyla Gazze'de varılan ateşkes mutabakatını memnuniyetle karşıladığını vurgulayan Erdoğan, iki yıllık zulmün, vahşetin ve soykırımın ardından Gazze'de kırılgan da olsa bir güven iklimi oluştuğunu söyledi. İki yıldır bombaların altında hayatta kalma mücadelesi veren çocukların ilk defa yüzlerinde tebessüm çiçekleri açtığını belirten Erdoğan, "Gazzeli kardeşlerimiz zorla çıkarıldıkları yerlere insan seli olup akıyor. Yıkıntıların arasında insanlar bulabildikleri bir parça eşyaya tutunarak hayata yeniden başlamaya çalışıyor. Bunlar bizim tam olarak anlayabileceğimiz değil, sadece izleyip tahayyül edebileceğimiz mutluluklardır." diye konuştu. Gazze'de neler yaşandığını en iyi Gazzeli mazlumların bileceğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "İki yıl boyunca çektikleri çileleri en iyi masum çocuklar bilir. 68 bin şehidi toprağa vermenin acısını yüreği yanık anneler, babalar bilir. Enkazdan çıkan bir parça eşyanın anlamını en iyi her şeyi kaybetmiş o kardeşlerimiz bilir. Tekrar söylüyorum, biz sadece empati kurabiliriz. Sadece onları anlamaya çalışabiliriz. Gazzeli mazlumların yükünü azaltan her çaba bizim için değerlidir. Çıkıp bunu 'sadece ateşkes imzaladılar' diyerek küçümsemek kimsenin haddi de hakkı da değildir. Bir defa bunu açıkça ortaya konulması gerekiyor. İsrail'in verdiği sözleri tutmama konusundaki bozuk sicilinin herkes gibi biz de farkındayız. Bu gerçeğin Filistin direniş hareketi Hamas ve Gazzeli kardeşlerimiz daha çok farkında. Ama buna rağmen ümitvarlar, buna rağmen umutlu olmak istiyorlar. Biz de bir daha eski soykırım günlerine dönülmemesi için mevcut tüm baskı unsurlarını devrede tutuyoruz." "Ateşkes mutabakatının uygulanmasının yakından takipçisi olacağız" Önceki gün Şarm el-Şeyh'te yapılan zirvenin bu bakımdan önemli olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Orada hem imzacı dört ülkenin lideri hem de diğer ülkelerin liderleri olarak hep beraber çok net bir irade ortaya koyduk. Şarm el-Şeyh Deklarasyonu ile bölgemizde kalıcı barışa ve istikrara giden yolda kıymetli bir adım attık. Biz deklarasyondaki iradenin sonuna kadar arkasında duracağız. Amerika, Mısır ve Katar'ın da benzer bir tavır sergileyeceğine inanıyorum. Ateşkes mutabakatının uygulanmasının da yakından takipçisi olacağız." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, rehine ve mahkum takasıyla birlikte yeni bir aşamaya geçildiğini belirterek, "İnsani yardımların girişleri hızlandı. Tüm aksaklıklara rağmen 350'ye yakın tırımız Gazze'ye giriş yaptı. 400'den fazla tırımız ise giriş için bekliyor. Dün 900 ton yardım taşıyan 17'nci iyilik gemimizi Mersin'den bölgeye yolcu ettik. Bunun devamı da gelecek. İnşallah kış bastırmadan insani yardımlarımıza ağırlık vereceğiz. Şov yapmadan, başkaları gibi PR peşinde koşmadan Gazze'ye ve Gazzeli mazlumlara sahip çıkmaya devam edeceğiz." açıklamalarında bulundu. 1967 sınırları temelinde bağımsız bir Filistin Devleti kurulana kadar bu mücadelenin hız kesmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, "Şunu bir kez daha açıkça söylemek isterim, biz mazluma kol kanat gererken sadece Rabb'imizin rızasını gözetiyoruz. Hakkın rızasından, halkımızın duasından başka kimseden bir beklentimiz yok. Bugüne kadar olduğu gibi samimiyet, hasbilik, tevazu rehberimiz olmaya inşallah devam edecek. Son nefesimize kadar doğruluktan, dürüstlükten, bu aziz millet ve tüm mazlumlar için canla başla çalışmaktan geri durmayacağız." dedi. Dün 2026 FIFA Dünya Kupası elemelerinde Gürcistan'ı 4-1 mağlup eden A Milli Futbol Takımı'nı tebrik eden Erdoğan, "Kendilerine ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Rabb'im bizim çocukların ayaklarına taş değdirmesin diyorum." ifadelerini kullandı.

Bu hafta kabine toplantısı var mı? 13 Ekim Pazartesi kabine toplantısı gündeminde neler olacak? Haber

Bu hafta kabine toplantısı var mı? 13 Ekim Pazartesi kabine toplantısı gündeminde neler olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de yapılan Kabine Toplantısı, bu hafta da en çok merak edilen konular arasında yer alıyor. Milyonlarca vatandaş, “Kabine Toplantısı ne zaman, saat kaçta yapılacak?”, “Bu hafta Kabine Toplantısı var mı?”, “4+4+4 eğitim sistemi değişiyor mu?” sorularına yanıt arıyor. Kabine toplantısı ne zaman yapılacak? Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı genellikle iki haftada bir gerçekleştiriliyor. Son toplantı 29 Eylül 2025 Pazartesi günü yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 13 Ekim Pazartesi günü yoğun yurt dışı programı nedeniyle bu hafta Kabine Toplantısı yapılmayacak.Yeni toplantının tarihi önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanlığı tarafından açıklanacak. Kabine toplantısı gündeminde hangi konular var? Bir sonraki Kabine Toplantısı’nda Türkiye’nin ekonomik gelişmeleri, iç ve dış politika, terörle mücadele ve eğitimde reform konularının masaya yatırılması bekleniyor.Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 12 yıllık zorunlu eğitim süresiyle ilgili hazırlanan raporun tamamlandığını ve bu raporun Kabine Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulacağını açıkladı. Eğitimde 4+4+4 sistemi değişiyor mu? Milli Eğitim Bakanı Tekin’in açıklamalarına göre mevcut 4+4+4 eğitim sisteminde revizyon planlanıyor. Yeni sistemin detayları Kabine Toplantısı’nda istişare edilecek.Bu nedenle veliler ve öğrenciler, “Zorunlu eğitim kaç yıl olacak?”, “Yeni sistem ne zaman yürürlüğe girecek?” sorularının yanıtlarını Kabine kararlarında arıyor. Kabine toplantısı kararları ne zaman açıklanacak? Toplantının yapılacağı tarih netleştiğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları Beştepe’den canlı olarak paylaşılacak.Ekonomik düzenlemeler, kamu personeli atamaları, güvenlik politikaları ve eğitim reformu gibi başlıklar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları arasında yer alacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 81 ilde 500 bin sosyal konut inşa edeceğiz Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 81 ilde 500 bin sosyal konut inşa edeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi. Yaşamını yitiren şair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler'in Türk edebiyatının velut kalemlerinden biri olduğunu belirten Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibi, şair, yazar, mütefekkir Yavuz Bülent Bakiler Bey'i bir kez daha rahmetle yad ediyor, ailesine ve sevenlerine sabrıcemil diliyorum. Cenab-ı Allah cennetiyle, cemaliyle inşallah müşerref eylesin." ifadelerini kullandı. Kabine Toplantısı'nın gündeminde iç ve dış politikaya dair kritik konuların yer aldığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Son üç haftada gerçekleştirdiğimiz önemli programlarımızın kısa bir özetini yapmak istiyorum. 15 Eylül'de Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi'ne katıldık. Orada, Filistin'in yanı sıra Lübnan, Yemen, İran, Suriye ve son olarak Katar'a saldıran İsrail karşısında ortak tavır almanın önemine işaret ettik. Ziyaretimiz dostumuz, kardeşimiz ve müttefikimiz Katar ile dayanışmamızı göstermek açısından da manidardı. 17 Eylül'de ise Dışişleri Bakanlığımızın yeni yerleşkesinin temellerini attık. İki yıl içinde tamamlanması planlanan projeyle Hariciye Teşkilatımızı 334 bin 500 metrekare kapalı alana sahip, modern, işlevsel ve çevre dostu bir yerleşkeye kavuşturacağız. 18 Eylül'de Şehit Yakınlarımız, Gazilerimiz ve Gazi Yakınlarımızın Kamu Kurumlarına Yerleştirilmesi Kura Töreni'ni icra ettik. Çektiğimiz kuralarla 630 kardeşimizin daha kamuya atamasını yaptık. Böylece kamu kurumlarımızda istihdam ettiğimiz şehit yakını, gazi ve gazi yakını sayımız 51 bin 947'ye yükseldi. Yeni atamalarımızın bir kez daha hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyor, göreve başlayan kardeşlerime yüce Allah'tan başarılar diliyorum." "İŞKUR GENÇLİK PROGRAMIMIZDAN 100 BİN ÖĞRENCİMİZ FAYDALANDI" Erdoğan, 19 Eylül'deki Türkiye Kooperatifler Buluşması'nda, "2025-2029 Türkiye Kooperatifçilik Strateji ve Eylem Planı"nın tanıtımını yaptıklarını anımsatarak, şunları ifade etti: "Buluşmada, kooperatiflerimiz için yeni müjdelerimizi paylaştık. Geçtiğimiz yıl kooperatiflerimizin yararlanabileceği destek kalemlerinde 2 kat artış yapmıştık, bu yıl destek tutarını 2,5 katına çıkardık. Aynı şekilde makine, ekipman ve demirbaş alım desteğini 400 bin liradan 1 milyon liraya, sergi ve fuar katılım desteklerini 60 bin liradan 150 bin liraya yükselttik. Nitelikli personel istihdamı desteğini ise 1 kişi için yıllık 204 bin liradan 266 bin liraya, 2 kişi için 408 bin liradan 532 bin 800 liraya çıkardık. Bunların da hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum." Milli Teknoloji Hamlesi'nin en büyük sahnesi olan TEKNOFEST'in 13'üncüsünün 17-21 Eylül'de İstanbul Atatürk Havalimanı'nda düzenlendiğini hatırlatan Erdoğan, 19 Eylül'de TEKNOFEST 2025'i ziyaret ederek gençlerin coşkusuna ortak olduklarını anlattı. Eserleri, fikirleri ve projeleri ile Türkiye'nin istikbal yürüyüşüne eşlik eden gençleri tebrik eden Erdoğan, "Şunu da bir kez daha tüm kalbimle ifade etmek istiyorum, TEKNOFEST nesli, tıpkı mirasını devraldıkları Alparslanlar, Fatihler, Yavuzlar, Kanuniler gibi inşallah tarih yazacak, tarihi değiştirecek. Biz de bu gençliğin hayallerine ulaşmasını kolaylaştırmak için üzerimize ne düşüyorsa ziyadesiyle yapıyoruz ve yapacağız." diye konuştu. Erdoğan, bu yıl başında üniversite öğrencilerine yönelik geliştirilen İŞKUR Gençlik Programı'ndan geçen dönem 100 bin öğrencinin faydalandığını anımsatarak, şunları söyledi: "Bu dönemki kontenjanımızı yine 100 bin olarak ilan etmiştik. Ancak gençlerimizin programa yoğun teveccühü dolayısıyla bugünkü kabine toplantımızda kontenjanı 150 bine çıkarmayı kararlaştırdık. İnşallah 2028 yılı sonuna kadar toplam 1 milyon öğrencimizi İŞKUR Gençlik Programı'ndan faydalandırmayı hedefliyoruz. Üniversiteli gençlerimize hayırlı ve uğurlu olsun." "ÜLKEMİZİN DURUŞUNU ÇOK NET BİÇİMDE KAYDA GEÇİRDİK" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu sene güçlü bir heyetle iştirak ettikleri BM 80. Genel Kurulu'nun genel görüşmelerini her açıdan en verimli şekilde değerlendirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk-Amerikan toplumunun öncü isimlerinden Amerikan iş çevrelerine, düşünce kuruluşlarından uluslararası yatırımcılara kadar pek çok kesimle bir araya geldik. Bu toplantılarda özellikle Türkiye'nin sunduğu yatırım ve ticaret fırsatlarını misafirlerimize anlattık. Birleşmiş Milletlerin tam karşısındaki Türkevi'miz, diplomasinin kalbinin attığı bir merkez olarak yine göz doldurdu. Bir diğer dikkat çekici husus şudur, İsrail'in engelleme çabalarına rağmen 80'inci Genel Kurul'a Filistin davası damgasını vurmuştur. 22 Eylül Pazartesi günü Fransa ve Suudi Arabistan eş başkanlığında düzenlenen iki devletli çözüm konferansına ilgi oldukça yoğundu. Konferansa katılarak ülkemizin duruşunu çok net biçimde kayda geçirdik." Erdoğan, ertesi gün BM Genel Kurulu'na hitap ettiğini belirterek, "Hitabımızda, Gazze'de yaşanan ve artık soykırım boyutunu aşıp 'toplu kıyıma' evrilen vahşete vurgu yaptık. Gazzeli kardeşlerimizin 23 aydır kesintisiz maruz kaldığı zulmü rakamlarla fotoğraflarla ortaya koyduk. Uluslararası toplumu, İsrail'in Filistin halkına uyguladığı barbarlıklara karşı harekete geçmeye çağırdık." diye konuştu. "BİRÇOK ÜLKEDEN MUHATAPLARIMIZLA GÖRÜŞMELERİMİZ OLDU" Genel Kurula hitabında, Gazze'deki katliamın yanı sıra Afrika'dan Asya'ya, Balkanlar'dan Latin Amerika'ya, Türkiye'nin dış politikasında özel yer tutan bölgelere yönelik mesajlar verdiğini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Kıbrıs Türk'ünün haklı davasını bir kez daha çok güçlü biçimde savunduk. Ada'da 'iki ayrı devlet ve iki ayrı halk' olduğu gerçeğinden hareketle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıma çağrımızı tekrarladık. Küresel bir harekete dönüşen Sıfır Atık Projemiz ile aile kurumuna yönelik saldırıları yine insanlığın gündemine taşıdık. Hitabımız, Türkiye'nin 360 derecelik bakış açısıyla yürüttüğü, Doğu'ya ve Batı'ya aynı anda bakan çift başlı Selçuklu kartalından ilhamını alan dış politikasının adeta özü, özeti, çerçevesi niteliğindeydi." ABD Başkanı Donald Trump'ın ve bölge liderlerinin katıldığı Gazze konulu toplantının son derece verimli geçtiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Toplantıda, Gazze'de akan kanı durdurmak için neler yapabiliriz, liderler olarak bunu masaya yatırdık. İklim zirvesinde, 2053 Net Sıfır Emisyon hedefimiz doğrultusunda devreye aldığımız uygulama ve reformlardan bahsettik. Genel Kurul marjında ayrıca aralarında Suriye, Libya, Kuveyt, Endonezya, Fransa, Kanada ve Vietnam'ın da olduğu birçok ülkeden muhataplarımızla ikili görüşmelerimiz oldu. Avrupa Birliği Komisyon Başkanı ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri de yine görüştüğümüz isimlerdendi." "HEMEN HİÇ KİMSE, İSRAİL'LE VE NETANYAHU HÜKÜMETİYLE YAN YANA GELMEK İSTEMİYOR" "Yolsuzluk soruşturmalarından dolayı iyice köşeye sıkışan Netanyahu'nun sırf koltuğunu korumak uğruna bölgeyi hatta dünyayı ateşe sürüklediğini artık hemen herkes kabul ediyor." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ortada bir devlet aklının değil; kandan ve kaostan beslenen bir katliam kadrosunun olduğu çok net görülüyor. Bir avuç ülke dışında hemen hiç kimse, İsrail'le ve Netanyahu hükümetiyle yan yana gelmek, fotoğraf vermek istemiyor. 80'inci Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bunun bir nevi turnusolü oldu. Genel Kurul'da Birleşik Krallık ve Fransa'nın içinde yer aldığı 10 Batılı ülke daha Filistin'i tanıdıklarını açıkladı. Her ne kadar gecikmiş de olsa, Güvenlik Konseyi üyesi iki ülkenin Filistin devletini tanıması fevkalade önemlidir." Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin'i tanıyan ülke sayısının 158'e ulaşmasından, bu mücadelenin adeta öncülüğünü üstlenen bir ülke olarak büyük memnuniyet duyduklarını söyledi. "BUNDAN SONRA YAPILMASI GEREKEN TANIMANIN HAKKINI VERMEKTİR" Tanımanın ilk adım olarak takdire şayan olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bundan sonra yapılması gereken ise tanımanın hakkını vermektir. Bunun yolu da 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti'nin vücut bulması için çaba harcamaktan geçiyor. Diğer türlü, atılan adım eksik kalacaktır. İsrail'in tüm gayreti de zaten bunun içindir. Batı Şeria'yı ilhak etme ve Gazze'yi insansızlaştırma politikalarının arka planında, özgür Filistin Devleti ihtimalini tamamen yok etme niyeti vardır. Bunun da maksadı 'Büyük İsrail Projesini' hayata geçirmektir. Burada şunu, hiç çekinmeden, açık açık ifade etmek durumundayım. Türkiye, şu an her iki projenin de karşısındaki en büyük engellerden biridir. Ülkemizin ve şahsımızın son dönemde hedefe konulmasının esas sebebi, kararlı duruşumuzu çok net ortaya koymamızdır. Ne küresel siyonist lobinin baskılarına eyvallah ediyoruz ne de onların içimizdeki tetikçilerinin karalama kampanyalarına boyun eğiyoruz. Topraklarını, özgürlüklerini ve onurlarını savunan Filistin halkının yanında dimdik duruyoruz." "MUHALEFETİN GEÇİRDİĞİ HİSTERİ NÖBETLERİ KARŞISINDA TAVRIMIZ YILLARDAN BERİ DEĞİŞMEMİŞTİR" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bugün özgürlük, adalet için mücadele eden mazlumların yanında olduğunu dost-düşman herkesin çok iyi bildiğini belirterek, şunları söyledi: "Bunu bilmeyen, bilse bile kabullenemeyen bir tek ana muhalefettir. Daha düne kadar Orta Doğu'ya bakınca sadece bataklık görenlerin, Gazze'nin kahraman evlatlarına terörist iftirası atanların, 'Bize ne Gazze'den, bize ne Suriye'den, Libya'dan, Somali'den' diyen vicdansızların, bugün çıkıp bizi eleştirmesinin zerre kadar kıymeti yoktur. Bunlar dün de gönül coğrafyamıza yabancıydı, bugün de dünyada ne olup bittiğinden habersizler. Bunlar dün de vizyonsuzdu, ufuksuzdu, kifayetsizdi, ülkemizin başarılarını çekemiyorlardı, bugün de haset çukurunda debelenip duruyorlar. Hükümetimizin uyguladığı vicdanlı, ilkeli, itibarlı, cesur ve çok boyutlu dış politikayı bir türlü kavrayamıyorlar; böyle giderse hiç anlamayacaklar. Ne diyelim? Yazık, gerçekten çok yazık. Muhalefetin geçirdiği histeri nöbetleri karşısında bizim tavrımız, yıllardan beri hiç değişmemiştir." "GAZZELİ MASUMLARIN DUASI YETER" Cumhurbaşkanı Erdoğan, 86 milyonun emanetini taşıdıklarını, yüklerinin de vazifelerinin de çok ağır olduğunu dile getirdi. Nefeslerini boş işlerle, boş tartışmalarla, boş siyasetçilerle heba edemeyeceklerini aktaran Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Küçük düşünen, dış politikaya sığ bakan, yolsuzluklarına destekçi bulmak için Batılı patronlarına 'sizin çıkarınızı en iyi biz koruruz' diye yalvaran zavallıları kale almadık, bugün de onları ademe mahkum ediyoruz. Varsın gözünü kin ve nefret kaplamış muhterisler idrakinde olmasın. Bize, Filistinli mazlumların duası yeter, bize Gazzeli masumların duası yeter. Filistin halkının ve milletimizin hayır duasına mazhar olabiliyorsak, onların takdirini alabiliyorsak, ne mutlu bize. Gerisi boştur, laf-ü güzaftır. Rabbim bizi ömrümüzü adadığımız Filistin davasını hakkıyla savunmaktan geri koymasın diyorum." TRUMP İLE GÖRÜŞME New York'taki yoğun temasların ardından ABD Başkanı Donald Trump'ın davetine icabetle Washington'a bir ziyaret gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, 25 Eylül'de Beyaz Saray'da Trump ve heyetiyle kapsamlı, verimli, içerikli bir görüşmelerinin olduğunu söyledi. İkili ticaret, yatırım, enerji, savunma sanayii konuları başta olmak üzere, birçok hususu Trump ile dostane bir ortamda ele aldıklarını vurgulayan Erdoğan, Trump'ın ilk döneminde beraber belirledikleri 100 milyar dolarlık ticaret hedefine ulaşmak için atılacak adımları istişare ettiklerini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, Gazze mezalimini, İsrail’in artan saldırganlığını, Rusya-Ukrayna savaşı ve bölgedeki gelişmelerin gündemlerinin üst sırasında olduğunu vurguladı. Suriye'deki istikrarın muhafazası ve Orta Doğu'da barış ortamının egemen kılınmasına yönelik hususları da ayrıntılı bir şekilde değerlendirdiklerini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Siyasetçisiyle, gazetecisiyle, yorumcusuyla muhalefetin, tam bir cinnet halinde Amerika ziyaretimizi kötülemeye çalışmasının tek nedeni, ziyaretin fevkaladenin fevkinde başarılı geçmesidir. Onlar başka şeyler bekliyorlardı ama hevesleri kursaklarında kaldı. Hayal kırıklığına uğradılar, şimdi bunun öfkesiyle sağa sola saldırıyorlar. Ama ne yapsalar beyhude. Güneşi balçıkla kapatamazlar, hakikatlerin üzerini yalanlarla örtemezler. Bizim temel prensibimiz, Türkiye'nin menfaatlerini her zeminde en güçlü şekilde savunmaktadır. Milletimizin kısa, orta, uzun vadeli çıkarları neyi gerektiriyorsa, biz 23 yıldır hep onu yaptık, yarın da aynısını yapacağız. Şayet biz muhalefetin ne dediğine baksaydık, Türkiye sahip olduğu altyapı ve üstyapı yatırımlarının hiçbirine bugün sahip olamazdı. Ne Marmaray olurdu, ne İstanbul Havalimanı olurdu, ne Togg olurdu, ne hızlı trenler olurdu, ne 785 milyar metreküplük Karadeniz gazının, ne de Gabar'daki petrol rezervlerinin keşfi mümkün olurdu. Biz, dış politikadan ulaştırmaya, enerjiden savunma sanayiine, turizmden sağlığa her hamlemizi, müzmin muhalefete rağmen başardık. Bunların ülkenin ve milletin hayrına bir cümle kurması ontolojik olarak mümkün değildir. Biz de böyle bir beklenti içinde değiliz." "81 İLİMİZİN TAMAMINDA 500 BİN SOSYAL KONUT İNŞA ETMEK İÇİN DÜĞMEYE BASIYORUZ" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çevre Bakanlığımız eliyle 81 ilimizin tamamında 500 bin sosyal konut inşa etmek için düğmeye basıyoruz." dedi. Erdoğan "Dijital alemin kontrolsüzlüğü işimizi zorlaştırsa da sanal kumar ve yasa dışı bahis meselesinin üzerine tüm kapasitemizle gideceğiz." şeklinde konuştu. Sosyal Konut Projesi'ne ilişkin, "Şehit ve gazilerimize, emeklilerimize, gençlerimize, 3 çocuğu olan ailelerimize özel bir kontenjan ayıracağız." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İlk kez kiralık konut uygulamasını TOKİ'yle başlatacağız. Sosyal konutların bir kısmını uygun şartlarla kiralayacak, dar gelirli ailelerimizi rahatlatacağız." şeklinde konuştu. "1000 HAKİM-SAVCI YARDIMCISI ALIM SÜRECİNİ BAŞLATIYORUZ" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Adalet hizmetlerinin iyileştirilmesi amacıyla 20 bin personel alım sürecini başlatmıştık. Şimdi de 1000 hakim-savcı yardımcısı alım sürecini başlatıyoruz." dedi. "SAĞLIK BAKANLIĞIMIZA 18 BİN PERSONEL İÇİN İLANA ÇIKIYORUZ" Erdoğan, "2025 için Sağlık Bakanlığımıza 37 bin yeni personel tahsis etmiş, 19 bin personel alımını gerçekleştirmiştik. Şimdi 18 bin personel için ilana çıkıyoruz." ifadesini kullandı.

Erdoğan: Çelik Kubbe ile hava savunmasında yeni döneme giriyoruz Haber

Erdoğan: Çelik Kubbe ile hava savunmasında yeni döneme giriyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Konuşmasının başında İzmir’in Balçova ilçesindeki saldırıda hayatını kaybeden emniyet mensuplarına rahmet dileğinde bulunan Erdoğan, Kabine Toplantısı’nda önemli konu başlıklarını mütalaa ettiklerini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda yüksek öğretim, ekonomi, sosyal hizmetler ve dış politika başta olmak üzere, geniş bir yelpazede yaptıkları değerlendirmelerin ve aldıkları kararların ülke için hayırlara vesile olmasını temenni ederek, son kabine toplantısından bu yana gerçekleştirdikleri programları hatırlattı. Erdoğan, "25-30 Ağustos tarihleri arasında idrak ettiğimiz Zafer Haftamızı, önemine uygun şekilde, bu sene de dolu dolu geçirdik.Ahlat ve Malazgirt’teki törenlerde, milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğini tüm dünyaya bir kez daha ilan ettik. 27 Ağustos’ta iki önemli programımız vardı. Önce, bu sene 50’nci yaşını kutlayan, Türk savunma sanayinin lider kuruluşlarından ASELSAN’ın Gölbaşı Yerleşkesini ziyaret ettik. Orada savunma sanayimiz adına 3 iftihar verici adımı aynı anda attık" ifadelerini kullandı. 460 milyon dolar değerinde, toplam 47 araçtan oluşan Çelik Kubbe sistemlerini kahraman ordunun envanterine kazandırdıklarını belirten Erdoğan, "ASELSAN’a ait 280 milyon dolar değerinde 14 kritik tesisin resmi açılışını gerçekleştirdik. 900 futbol sahasından daha büyük bir alanda, 1,5 milyar dolarlık yatırımla hayata geçireceğimiz Oğulbey Teknoloji Üssü’nün temelini attık. Bu stratejik projemiz tamamlandığında, inşallah, bölgenin en ileri savunma teknolojileri merkezlerinden biri olacak. Sistemler sistemi olan Çelik Kubbe’yle hava savunmasında artık farklı bir ligin oyuncusu haline geliyoruz. ASELSAN’daki 'savunma sanayii şölenimizin', ülkemize karşı husumet besleyenlerde endişeye sebep olması, elbette anlaşılır bir durumdur. Ama burada asıl tuhaf olan ülkemiz içindeki kimi çevrelerin hazımsızlığıdır. 'Çelik Kubbe vatandaşı değil, yandaşı koruyacak' diyecek kadar gözünü nefret bürümüş bir güruhun varlığı, üzülerek söylüyorum, ülkemizin güvenliği noktasında kaygı duyulması gereken bir ruh halidir. Daha kötüsü bu; milletimizi bölen, ayrıştıran, siyasi tercihlerinden dolayı halkın çoğunluğunu aşağılayan sorunlu bir yaklaşımdır. Çünkü tabancasından tüfeğine, insansız hava aracından füzesine, tankından gemisine, uçağından radarına kadar her bir savunma ürününün amacı; Türkiye’yi ve 86 milyonun her bir ferdini en üst düzeyde korumaktır. Nasıl hükümetimizin açtığı yollardan, havalimanlarından, hastanelerden, okullardan, yurtlardan ve daha nice eserden vatandaşlarımızın tamamı faydalanıyorsa, Çelik Kubbe de 86 milyona hizmet edecektir" açıklamasını yaptı. "ANA MUHALEFET PARTİSİ GENEL BAŞKANININ, SİNOP’TA, SAVUNMA SANAYİİYLE İLGİLİ AYNI YAKLAŞIMI SERGİLEMESİ, BİR BAŞKA BASİRETSİZLİK ÖRNEĞİDİR" CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamalarına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: "Ana muhalefet partisi genel başkanının, Sinop’ta, savunma sanayiiyle ilgili aynı yaklaşımı sergilemesi, bir başka basiretsizlik örneğidir. Neymiş; balıklar ve turistler füze denemelerinden rahatsız oluyormuş. Doğru desen doğru değil; komik desen komik değil. Aslında biraz araştırsa söylediklerinin absürtlüğünü kendisini de görecek. Fakat beyefendi yalnızca komutla hareket ettiği için bu basit gerçeği bile araştırma gereği duymuyor. Burada kısa bir parantez açarak, bu zatın nasıl bir cehalet girdabında debelendiğini göstermek istiyorum." "SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE AVRUPA’DA BİRİNCİ, DÜNYADA 17’NCİ ÜLKEYİZ" Türkiye’nin su ürünleri üretimi ve ihracatında dünya çapında geldiği noktayı aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Su ürünleri yetiştiriciliğinde Avrupa’da birinci, dünyada 17’nci ülkeyiz. Su ürünleri ihracatımız 2002-2024 döneminde miktar olarak 10 katına, değer olarak 20 katına çıktı.2002 yılında 27 bin ton olan ihracatımız, 2024 yılında 313 bin tona; parasal değer bakımdan 96 milyon dolardan 2 milyar dolara yükseldi. Sinop’ta da benzer bir başarı hikayesi söz konusu. Bu şehrimizde 4 yılda avcılık ve yetiştiricilik amaçlı üretim 15 bin tondan 35 bin tona, tutar olarak ise 117 milyon dolara ulaştı. Şurası fevkalade dikkat çekidir: Sinop’tan; Rusya, Peru, Japonya, Almanya başta olmak üzere, dünyanın 25 farklı ülkesine ihracat yapılıyor. Ülkemizde üretilen Türk somonunun 3’te biri Sinop’ta yetiştiriliyor. Yani, ortada bu şahsın iddia ettiği gibi problemli bir tablo yok" değerlendirmesini yaptı. Akkuyu Nükleer Santrali’nin devreye girmesiyle Türkiye’nin yıllık 7 milyar metreküp doğal gaz ithalatından kurtulacağını, 50 milyar dolarlık ekonomik katkı sağlayacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nükleer santral konusuna gelince, çevreci maskeli marjinal grupların buna niçin karşı çıktığını defalarca izah ettik. Nükleer enerji, dünyada 70 yıldır kullanılan bir kaynaktır. 2025 yılı itibariyle 31 ülkede 416 nükleer reaktör faal halde. Türkiye’nin de içinde bulunduğu 15 ülkede 62 reaktör inşa ediliyor. Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, 2053 yılı net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak ve artan enerji talebimizi karşılamak istiyorsak, nükleer enerjiyi üretim portföyümüze mutlaka dahil etmek zorundayız. Toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip Akkuyu Nükleer Santrali’nin devreye girmesiyle, tabiri caizse, şeytanın bacağını kıracağız. Yıllık 35 milyar kilovatsaat elektrik üretecek bu santral, ülkemizi yıllık 7 milyar metreküp doğal gaz ithalatından kurtaracak. Ayrıca, senelik 35 milyon ton karbon emisyonunu engelleyecek. Yurtiçi Gayri Safi Hasılamıza toplam 50 milyar dolar katkı sağlayacak. Hal böyleyken nükleer santrale karşı çıkmak, cehalet ürünü değilse ancak art niyetle açıklanabilir. Böyle sığ bir zihniyetin, ne ülkeye, ne millete, ne de Sinoplu kardeşlerimize hiçbir faydası olmaz" dedi. 27 Ağustos’a iştirak ettikleri ikinci törenin Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’nde eğitim alan subay ve astsubayların mezuniyeti olduğunu dile getiren Erdoğan, 881’i subay, 4 bin 130’u astsubay olmak üzere, toplam 5 bin 11 genci yeni görev yerlerine uğurladıklarını söyledi. Mezuniyet diplomalarını alan 5 bin 11 subay ve astsubayı tekrar tebrik eden Erdoğan, "TEKNOFEST Mavi Vatan’da, ülkemizin denizlerdeki gücüne bir kez daha gururla şahitlik ettik. 4 gün süren etkinlikte; Milli Teknoloji Hamlemizin genç neferleri ürünleriyle, eserleriyle, projeleriyle yetkinliklerini sergiledi. Vatandaşlarımız da TCG Anadolu başta olmak üzere, Türk donanmasının son teknolojiye sahip caydırıcı unsurlarını görme imkanı buldu.30 Ağustos’ta, Millî Savunma Üniversitemizde Harp Okullarımızın Diploma ve Sancak Devir Teslim Törenlerine iştirak ettik. Kara, Hava ve Deniz Harp Okullarındaki eğitimlerini başarıyla tamamlayan bin 405 teğmenimizin yanı sıra, 106 misafir öğrencimizin de mezuniyet sevincini paylaştık. Böylelikle 2016’dan bugüne Harp Okullarımızdaki toplam mezun sayımız, 19 bin 735’e çıktı. Genç teğmenlerimize bir kere daha başarılar diliyor; Rabbim ayaklarına taş değdirmesin, diyorum.103’üncü yıldönümünü iftiharla kutladığımız Büyük Zafer’in kazanılmasına vesile olan tüm kahramanlarımızı rahmetle, şükranla yad ediyorum" açıklamasını yaptı. 1 Eylül’de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in "şeref konuğu" olarak Şanhay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’ne katıldıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Teşkilatın kapsadığı 3,8 milyarlık nüfus ve 30 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğüyle küresel planda önemli bir rol oynadığına dikkat çekti. Türkiye olarak, Teşkilatla ve üye ülkelerle işbirliğini kazan-kazan temelinde ilerletmenin gayreti içeresinde olduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze soykırımın her zaman gündemlerinde olduğunu kaydetti. Zirvede Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin’in yanı sıra birçok devlet ve hükümet başkanıyla bir araya geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hem zirve hitabımızda, hem de ikili görüşmelerimizde Gazze’deki soykırım gündemimizin ilk sırasında yer aldı.Netanyahu Hükümeti’nin iyice zıvanadan çıktığı bu sıkıntılı günlerinde, tüm imkanlarımızla Gazzeli mazlumların yanındayız. 64 binden fazla masumu katleden cinayet şebekesinin tüm baskı, tehdit, küstahlık ve şımarıklıklarına rağmen, dik duruşumuzu koruyoruz.İnşallah bu yapılacak Birlemiş Milletler Genel Kurulu’nda da aynı vicdanlı tutumumuzu sürdürecek; Filistinli mazlumların oradaki sesi olacağız" açıklamasında bulundu. 3 Eylül’de, bu yılki teması "Peygamberimiz ve Aile Ahlakı" olarak belirlenen Mevlid-i Nebi Haftası’nın açılış programında olduklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "50’den fazla ülkeden dini liderlerin de iştirak ettiği bu anlamlı programda, alemlere rahmet olarak gönderilen Fahr-i Kainat Efendimiz’in yeryüzünü teşriflerinin bin 500’üncü sene-i devriyesini kemal-i hürmetle idrak ettik. Filistin ve Sudan’la birlikte, İslam dünyasının farklı köşelerinde zorluklarla boğuşan tüm kardeşlerimizin selamete ermesi için dualar ettik. Diyanet İşleri Başkanlığımızın 'Doğumunun bin 500’üncü yılında alemlere rahmet Hazreti Muhammed' başlığıyla ülkemizde ve yurt dışında icra edeceği etkinliklerin hayırlara vesile olmasını diliyorum. İnancımızın emir ve yasaklarını sahih kaynaklardan öğrenmek bizim görevimiz iken; bunları muhatabına etki edecek şekilde lisan-ı münasiple anlatmak da kıymetli hocalarımızın vazifesidir. Kimse görevini yapıyor diye kınanamaz, hakarete maruz bırakılamaz" dedi. "FETÖ ve DEAŞ gibi dinimizi istismar eden yapıların, milletimize yaşattığı büyük acılar ortadadır" diyen Erdoğan, "Dinimizi; özünden, ruhundan koparmaya çalışanların olduğu bir dönemde, diyanet camiamızın yükü de, sorumlulukları da son derece ağırdır. Diyanet mensuplarımıza yönelik eleştiri ve tavsiyelerde herkesin özenli bir dil kullanmasını bu bakımdan çok önemli görüyorum" ifadelerini kullandı. "BİZ, MİLLETE OLAN VAADİNE VE KAVLİNE SADIK BİR KADROYUZ" 6 Eylül Cumartesi günü, 300 bininci deprem konutunun anahtarını teslim etmek ve 41 projenin resmi açılışını yapmak üzere, Malatya’da olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ocak ayında 201 bin, Haziran’da ise 250 bininci konutumuzu tamamlayıp hak sahibi depremzedelerimize tahsis etmiştik. Malatya’daki kura törenimizle birlikte, 13 ilimizde 295 bin 929’u konut ve 8 bin 907’si iş yeri olmak üzere, toplam 304 bin 836 bağımsız bölümü hak sahibi vatandaşlarımıza teslim etmenin sevincini yaşadık. Aynı törende 9 ilimizde yapımı tamamlanan binlerce konut ve işyerinin de kurasını çektik" diye konuştu. Bugüne kadar deprem bölgesi için kullandıkları kaynakların toplamının 75 milyar doları geçtiğini, hedefin; 453 bin bağımsız bölümü yıl başına kadar tamamlayıp, hak sahiplerine teslim etmek olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bunun için tüm gücümüzle çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz. Gerek deprem konutları ve iş yerlerimizin, gerekse toplam yatırım bedeli 5 milyar 940 milyon lirayı bulan 41 projemizin Malatya’ya hayırlı-uğurlu olmasını temenni ediyorum. Seçim döneminde bizi insafsızca eleştiren, afetzedelere 'bedava ev' sözü verip sonra ortalıktan kaybolan İzmir’de 'TOKİ’yi bile geçecek' iddiasıyla yola çıkıp, binlerce İzmirliyi dolandıran çapsızlara, bir daha bize laf söylemeden önce, Malatya ve diğer illerimizdeki deprem konutlarını ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum. Öyle meydanlarda atıp tutmak kolaydır; zor olan sözünün eri olabilmektir. Biz, millete olan vaadine ve kavline sadık bir kadroyuz. 23 yıl boyunca arkasında duramayacağımız sözleri vermedik; söz verince de onu yerine getirmek için bütün yolları denedik" dedi. "BEN MAHKEME KARARLARINI TANIMIYORUM, DEMEK, HUKUK DEVLETİNE AÇIKÇA KAFA TUTMAKTIR" CHP’li belediyeleri eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son iki seçimde halkı vaat yağmuruna tutanlar ise seçim bittikten sonra bir daha hiç oralı olmadılar. Suyu ucuzlatacaklardı, zam üstüne zam yaptılar. Ulaşımı kolaylaştıracaklardı, trafiği içinden çıkılmaz hale getirdiler. Emeklilerimize destek olacaklardı, sözlerinin üzerine sünger çektiler. Şehirlerine hizmet namına ortaya hiçbir eser, proje, icraat koymadılar. Talandan, soygundan, rüşvetten, milleti haraca bağlamaktan başka hiçbir iş yapmadılar. Eski Türkiye’den farklı olarak, şimdi bunun hesabını yargıya veriyorlar. Bağırsalar da, çağırsalar da, yabancı medya kanallarına süklüm püklüm sızlansalar da, adaletin tecellisine mani olamayacaklar. Hep söylediğim gibi Türkiye’de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Mahkeme kararlarını eleştirmek ayrı şeydir, tanımamak ayrı şeydir. Yanlış bulduğunuz kararlarla ilgili başvuru yolları ardına kadar açıktır. Gidersiniz, kanunda işaret edilen mahkemelere kararın gözden geçirilmesi için müracaat edersiniz. Ama 'Ben mahkeme kararlarını tanımıyorum' demek, hukuk devletine açıkça kafa tutmaktır. Böyle bir sorumsuzluğa göz yumulması elbette düşünülemez. Hele hele sokaklarımızın karıştırılmasına, İstanbullu kardeşlerim başta olmak üzere milletimizin huzurunun bozulmasına asla müsaade etmeyiz. Ana muhalefetin eski ve yeni kadroları arasında kızışan koltuk kavgasının, ülkenin kazanımlarına zarar vermesine eyvallah demeyeceğiz. Anayasa ve yasalarımız çerçevesinde, adli ve idari süreçlerin sorunsuz işletilmesi için sorumluluklarımızı harfiyen yerine getireceğiz" diye konuştu. 2023 yılında ilan ettikleri Orta Vadeli Programdaki hedeflere büyük oranda ulaşıldığını kaydeden Erdoğan şunları söyledi: "Bugün de ülkemizin gelecek üç yılına yön verecek Orta Vadeli Programı milletimizle paylaştık. Programın hazırlık çalışmaları geniş ve katılımcı bir anlayışla yürütüldü; iş dünyası ve reel sektör temsilcilerinin görüşleri dikkate alındı. Böylece ortaya ortak aklın ürünü, güçlü ve iddialı bir yol haritası çıktı. Bir defa şunu açık ve net söylemek isterim; bu program sadece rakamlardan, tablolardan ibaret değildir. Ekonomide güveni pekiştiren, öngörülebilirliği artıran, en önemlisi de halkımızın refahını kalıcı olarak yükseltmeyi amaçlayan bir vizyondur. Program sayesinde önümüzdeki üç yıl boyunca büyümekle kalmayacak, aynı zamanda küresel ekonominin ve ticaret ortaklarımızın ortalama büyüme performansını da geride bırakacağız. Hatırlayın, 2023 yılında ilk kez 1 trilyon dolarlık ekonomi ligine girmiştik. Şimdi hedefimizi biraz daha büyüttük. 2028 sonunda inşallah 1,9 trilyon dolarlık bir ekonomi olacağız." Kişi başına gelirin ilk kez 21 bin doları yakalayacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’yi kalıcı biçimde yüksek gelirli ülkeler ligine taşımayı istiyoruz. Enflasyonu tek haneye düşürmekte kararlıyız. Program döneminde 2,5 milyon yeni istihdam imkanı sağlayacağız. İşsizlik oranımızı, yüzde 8’in altına indirmeyi ümit ediyoruz. Cari açığımızdaki kalıcı iyileşme sürecek, mal ihracatımız ise ilk kez 300 milyar doları aşacak. Hizmet ihracatımızın en önemli kalemi olan turizm gelirlerimizi de 75 milyar dolara çıkarmayı arzu ediyoruz. Orta Vadeli Programın ülkemiz, milletimiz ve ekonomimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Programın hazırlanmasına öncülük eden Yardımcım Cevdet Yılmaz’ın şahsında bütün bakanlarımıza ve bürokratlarımıza tebriklerimi iletiyorum. Devletimizin tüm kurumlarından programı sahiplenmelerini, titizlikle uygulanması noktasında gereken özeni göstermelerini bekliyorum" diye konuştu. Son dönemde, 18 yaş-altı suça karışan çocuklarla ilgili kamuoyunda yürüyen tartışmaları çok yakından takip ettiklerinin altını çizen Erdoğan, "Bugünkü menfur saldırı dahil, hepimizin yüreğini yakan cinayet ve suçların faillerinin bu yaş grubundan olması, halkımızda haklı bir infiale yol açıyor. Organize suç şebekeleri, eli kanlı terör örgütleri ve sokak çeteleri, bu yaş grubundaki çocukları özellikle hedef alıyor. Dijital platformların, popüler kültürün, gayrimeşru hayat tarzını özendiren dizi, film, müzik türlerinin; şiddet içeren oyunların yaygınlaşmasının, bu sorunun büyümesindeki rolünü kimse inkar edemez. Bu meselenin; sosyolojik, psikolojik, pedagojik ve ailevi boyutları dahil, çok yönlü bir şekilde ele alınması gerektiğine inanıyoruz. Millet olarak, sadece huzurumuzu ve güvenliğimizi değil, geleceğimizi de ilgilendiren bu sorunu, el ele vererek hep beraber çözmek zorundayız. Biz, hükümet olarak, sıkıntı daha fazla kronikleşmeden, mevzuatın gözden geçilmesini de kapsayacak şekilde, konunun üzerine gideceğiz. Bunu da inşallah tarihimizin, kültürümüzün ve evrensel hukuk normlarının rehberliğinde yapacağız. Nitekim bugün, ülkemizdeki çocuklarla birlikte tüm dünya çocukları için çok anlamlı ve kıymetli bir adım attık. İmzaladığımız Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’yle, bu alanda küresel bir farkındalık oluşturmak istiyoruz. 5 farklı dilde hazırlanan sözleşmeyi, anne-babalar başta olmak üzere tüm vatandaşlarımın dikkatle okumasını istirham ediyorum" dedi. "2026 YILI OCAK AYI İTİBARIYLA YUVA KURACAK ÇİFTLERDEN HER İKİSİNİN DE 18-25 YAŞ ARASINDA OLMASI HALİNDE, KREDİ TUTARINI 250 BİN LİRAYA ÇIKARIYORUZ" Gençlerle ilgili bir müjdeyi de paylaşan Erdoğan şunları kaydetti: "Aile ve Gençlik Fonumuz vasıtasıyla yuva kuracak gençlerimize verdiğimiz desteğin miktarını artırıyoruz. 2026 yılı ocak ayı itibarıyla çiftlerden her ikisinin de 18-25 yaş arasında olması halinde, kredi tutarını 250 bin liraya, diğer durumlarda 200 bin liraya çıkartıyoruz. Ayrıca 48 ay içerisinde çocuk sahibi olan genç çiftlerimizin talep etmeleri durumunda her çocuk için geri ödemelerini 12 ay erteliyoruz. Çiftlerin başvurudan önceki 6 aylık ortalama geliri, asgari ücretin 2,3 katı olması şartı, iki buçuk katına çıkartıldı. Hayırlı-uğurlu olsun diyorum. Üniversiteli gençlerimizin barınma ihtiyaçlarını karşılamaya dönük yeni adımlar atıyoruz. Yurt kalitesi, erişilebilirliği, maliyeti ve sunulan imkanlar itibarıyla dünyada bu alanda ilk sıralarda yer alan bir ülkeyiz. 2002 yılında 182 bin olan KYK yatak kapasitesi, bu yaz döneminde yapımı tamamlanan yeni yurtlarımızla birlikte yeni bir rekor kırarak 1 milyonu aştı. Bu sene, 1 milyon üniversiteli gencimize yurtlarımızda inşallah güvenle ev sahipliği yapacağız.Bunun da gençlerimize hayırlı-uğurlu olmasını diliyorum. Yeni eğitim-öğretim ve akademik yılın, tüm öğrencilerimiz, hocalarımız ve ailelerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.