SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kabine Toplantısı

İLKHABER-Gazetesi - Kabine Toplantısı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kabine Toplantısı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Terörsüz Türkiye hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz" Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Terörsüz Türkiye hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörsüz Türkiye' hedefimize engelleri aşarak, önyargıları kırarak, fitne ve nifak tuzaklarını bozarak emin adımlarla yürüyoruz." dedi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, dün Anneler Günü'nün kutlandığını hatırlatarak, anneleri bir kez daha tebrik etti. Karşılık beklemeyen bir sevginin, uçsuz bucaksız bir muhabbetin, hiç bitmeyen bir fedakarlığın ve sonsuz bir şefkatin şahikası olan eli öpülesi tüm annelere hürmetlerini arz eden Erdoğan, başta merhum annesi olmak üzere ebediyete intikal eden tüm annelere rahmet diledi. Erdoğan, şehitlerin ve gazilerin gururlu, onurlu, şerefli annelerine sabır temennisinde bulundu. Erdoğan, "Biz topraklarına 'Anadolu' diyen, 'analar yurdu' diyen, 'ana gibi yar olmadığına' inanan bir milletin mensuplarıyız. Aynı zamanda bizler, cenneti annelerin ayaklarının altına sermiş bir inancın müntesipleriyiz. Tüm kalbimle söylemek isterim ki hayat mücadelesinde her daim en güçlü dayanağımız, en güvenilir sığınağımız olan muhterem annelerimizin haklarını ne yaparsak yapalım asla ödeyemeyiz. Gerek millet gerekse fert olarak, annelerimize ne kadar sahip çıkarsak, o kadar huzura ve felaha ereceğimizin bilinciyle çalışıyoruz." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 vilayetin tamamında 783 bin kilometrekarenin her karışında güvenliğin, adaletin, özgürlüklerin ve kalkınmanın egemen olduğu bir Türkiye'yi inşa etmek için gece gündüz demeden koşturduklarını söyledi. "Biz, yolumuzu kesecekler, ayağımıza çelme takacaklar, hedeflerimizle aramıza girecekler diye yola çıkmaktan çekinen bir hükümet değiliz." diyen Erdoğan, tam aksine 23 yıldır hayalleri hedeflere, hedefleri de teker teker gerçeğe dönüştüren, vizyon ve irade sahibi bir kadro ve iktidar olduklarını vurguladı. Millete söz verip de ulaşılan tüm hedefler gibi "Türkiye Yüzyılı" vizyonunu da kuvveden fiile mutlaka çıkaracaklarının altını çizen Erdoğan, yaşanan onca acının ve sıkıntının ardından daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceğin milleti beklediğine inandıklarını dile getirdi. "Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla geleceğe yürüyoruz" Bölgede ve dünyada çok kritik gelişmelerin vuku bulduğu bir dönemde yapılan bir Kabine Toplantısı'nı tamamladıklarını ifade eden Erdoğan, toplantıda güvenlikten dış politikaya, turizmden ekonomiye pek çok konuyu istişare ettiklerini, çevredeki krizlerin ülke ekonomisine, ticaretine, savunmasına ve güvenliğine olan etkilerini ele aldıklarını aktardı. İnsanlığın, son yılların en sancılı günlerini yaşadığına işaret eden Erdoğan, hemen her gün ya yeni bir çatışmaya, savaşa ya da gerilime uyanıldığını söyledi.Dünyanın bir yol ayrımında olduğunun her geçen gün daha net görüldüğünü belirten Erdoğan, İkinci Cihan Harbi sonrası tesis edilen küresel nizamın miadını doldururken, yerine neyin ikame edileceğinin halen gizemini koruduğunu dile getirdi. Erdoğan, şöyle konuştu: "Daha açık söylemek gerekirse, insanlık bir bilinmezlik girdabına doğru hızla sürükleniyor. Türkiye, büyük-küçük demeden herkesi etkileyen bu 'kaotik iklimi' en iyi yöneten ülkelerden biridir. Salgınla mücadelede ülkemize büyük avantaj sağlayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 'belirsizlikler çağında' da Türkiye'ye asimetrik imkanlar kazandırmaktadır. Yönetimde istikrarın, idarede koordinasyonun, bürokraside etkin karar almanın, siyasette güvenin, hizmette başarının simgesi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, her olağanüstü gelişmede rüştünü tekrar tekrar ispat etmektedir. Milletimizin takdir ve teveccühüyle hayata geçirilen yönetim değişikliğinin isabeti, günden güne daha iyi anlaşılmaktadır. Sadece son toplantımızdan bu yana yaşanan tüm hadiselere bakmak bile bu gerçekleri görmek için yeterlidir." "Barış, diplomasi ve diyalog önceliğimiz" Milletin de hakikati bizzat gördüğüne inandığını dile getiren Erdoğan, "Küresel siyaset ve ekonominin fırtınalı döneminde Türkiye'nin kaptan köşkü Allah'a binlerce kez hamdolsun ki liyakatli, tecrübeli ve dirayetli kadrolara emanettir, 86 milyonun istikbali güvende, emin ve ehil ellerdedir." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Dünyanın ve bölgemizin içinden geçtiği sancılı süreç sizleri asla tedirgin etmesin, asla endişelendirmesin. Bilhassa iş çevrelerimiz, yatırımcılarımız kesinlikle kaygıya kapılmasın. Türkiye'nin pusulası sadece aydınlık ve müreffeh ufukları gösteriyor. Küresel atmosfer ne kadar kaotik olursa olsun, Allah'ın yardımıyla, gemiyi güvenli limanlara mutlaka ulaştıracağız. Nasıl '2008 krizi ülkemizi teğet geçecek' dedik ve haklı çıktıysak, nasıl kumpastan teröre ve darbe girişimine pek çok musibetin üstesinden geldiysek, nasıl salgını tüm dünyanın gıpta ettiği bir başarıyla yönettiysek, nasıl ülkemizi, bölgemizdeki savaş ve çatışmalardan uzakta tuttuysak, nasıl milletimizin çıkarlarına zarar gelmesine izin vermediysek, inşallah bu muhataralı süreçten de hükümet olarak yine alnımızın akıyla, hatta daha da güçlenerek çıkmayı başaracağız. Ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz mirasla kadim devlet geleneğimizden, zengin medeniyetimizden aldığımız ilhamla her dakikası millete hizmetle geçen 23 yıllık tecrübenin rehberliğinde inşallah menzile varacağız." Türkiye'nin gücünün, itibarının ve kriz çözme kapasitesinin giderek daha fazla kabul gördüğünü ifade eden Erdoğan, bu hakikate son günlerde bir kez daha tanıklık ettiklerini söyledi. "Pakistan ile Hindistan arasında patlak veren gerilimin ateşkesle neticelendirilmesinden duyduğumuz memnuniyeti ifade etmek istiyorum." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gerek Cammu-Keşmir'deki menfur terör eyleminde, gerekse Pakistan'a yönelik füze saldırılarında çok net bir tutum sergiledik. Kardeş Pakistan halkına desteğimizi açıkça beyan ederken, çok tehlikeli boyutlara tırmanan tansiyonun düşürülmesi için de yoğun çaba harcadık. Pakistan Başbakanı, kardeşim Şahbaz Şerif ile yaptığımız telefon görüşmesi oldukça önemliydi. Pakistanlı kardeşlerimizi sabırlı, sağduyulu ve itidalli tutumları dolayısıyla bir kez daha tebrik ediyorum. Bundan sonraki aşamada da provokasyonlara gelinmemesi konusundaki dostane uyarımızı burada tekrarlıyorum. Ateşkesle sağlanan sükunet ortamının, başta su meselesi olmak üzere diğer tüm sorunların da çözümünü kolaylaştırmasını diliyorum." "Dış politikada pozitif gündem oluşturma gayretlerimiz sürüyor" Türkiye olarak bundan sonra da iyi ve kötü günlerinde kardeş Pakistan halkının yanında olmayı sürdüreceklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Bizim bu tarz krizlerde duruşumuz bellidir. Biz, daima barışın, istikrarın, diplomasinin ve diyaloğun tarafındayız. Uluslararası ilişkilerde, kazancını başkasının kaybında ve mahvında gören anlayışı reddediyoruz. Az veya çok tüm tarafların bedel ödeyeceği sıcak çatışma yerine herkesin kazançlı çıkacağı bir rekabetin, en doğru yol olduğu inancındayız. Dış politikada kimseyi ayırmadan barışçı, uzlaşmacı, işbirliğine dayalı pozitif gündem oluşturma gayretlerimiz sürüyor. Geride bıraktığımız son iki hafta bu kapsamda oldukça yoğundu." "İtalya, KKTC ve Irak temasları" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-İtalya 4. Hükümetlerarası Zirve Toplantısı vesilesiyle 29 Nisan'da Roma'ya gerçekleştirdikleri ziyaretin verimli geçtiğini söyledi. İkili işbirliğini güçlendirecek 10 belge imzaladıklarını ve zirve bildirisini kabul ettiklerini anımsatan Erdoğan, "Başbakan (Giorgia) Meloni ile görüşmemizde ikili ticaretimizi 40 milyar dolara yükseltme hedefini belirledik. İtalya Cumhurbaşkanı (Sergio) Mattarella ile de bir görüşmemiz oldu." dedi. Erdoğan, 2 Mayıs'ta tertiplenen İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi ile Uluslararası Yeşilay Federasyonu Forumu'nda dünyanın 60'ı aşkın ülkesinden İstanbul'a teşrif eden misafirlerle bir araya geldiklerini belirtti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) 3 Mayıs'ta gerçekleştirdiği ziyareti anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyarette, inşaatı 3 yıl içinde tamamlanan Cumhuriyet Yerleşkesi'nin açılışını büyük gururla yaptıklarını, ardından bu sene ilk kez KKTC'de düzenlenen TEKNOFEST 2025'e iştirak ettiklerini aktardı. Erdoğan, "Anavatan ve garantör olarak Kıbrıs Türk halkına ve KKTC'ye olan sarsılmaz desteğimizi tekrar teyit ettik. Cumhuriyet Yerleşkemizin iki sembol eseri olan Cumhurbaşkanlığı binası ile Cumhuriyet Meclisi'mizin hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçen tüm kurum, kuruluş ve firmalarımızı tekrar tebrik ediyorum." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Mayıs Pazartesi günü katıldığı Türkiye Kızılay Derneğinin 105'inci Olağan Genel Kurulu'nun hayırlara vesile olmasını temenni etti.Anadolu Medya Ödülleri'ni takdim ettikleri basın mensuplarını tekrar tebrik eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "7 Mayıs'ta 2024 yılında 81 ilimizde devreye aldığımız irili ufaklı toplam 6 bin 182 elektrik enerjisi tesisinin toplu açılış törenini gerçekleştirdik. Ertesi gün Vakıflar Haftamızın ve 101 vakıf eserimizin açılışını yaptık. Yine aynı gün Irak Başbakanı Sayın (Muhammed Şiya es-) Sudani ve heyetini ülkemizde misafir ettik. Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 4'üncü toplantısını yaptığımız bu ziyareti, imzalanan 11 anlaşmayla taçlandırdık. 9 Mayıs Cuma günü Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin 28'inci Olağan Genel Kurulu'nda MÜSİAD camiamızla beraber olduk. Kurulduğu günden beri tam 35 yıldır adaletin, milli iradenin ve helalinden kazanmanın yanında saf tutan MÜSİAD'ımızla iftihar ediyoruz. Ertesi gün "Anneyle Güçlü Aile, Aileyle Güçlü Türkiye" programında şehit annelerimiz başta olmak üzere hanım kardeşlerimizle bir araya geldik." "Değerli dostum Trump'ın sıcak çatışmaları diyalog ve diplomasi yoluyla çözme iradesini biz de destekliyoruz" Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.Telefon diplomasisi bakımından dünün oldukça yoğun geçtiğini belirten Erdoğan, önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile kapsamlı telefon görüşmeleri yaptıklarını anımsattı. Putin ile Rusya-Ukrayna arasında 3,5 yıldır devam eden ihtilafa son verilmesi de dahil birçok önemli konuyu değerlendirdiklerini aktaran Erdoğan, "Biraz önce de Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenskiy ile görüştük. Geçtiğimiz hafta Amerikan Başkanı Sayın Trump ile de bu meseleyi ele almış, akan kanı durdurmak için atabileceğimiz adımları konuşmuştuk. Değerli dostum Trump'ın sıcak çatışmaları diyalog ve diplomasi yoluyla çözme iradesini biz de destekliyoruz." diye konuştu. Türkiye'nin barış diplomasisinde küresel ölçekte yardımı, desteği ve arabuluculuğuyla aranan bir ülke konumuna geldiğini vurgulayan Erdoğan, Rusya-Ukrayna krizine çözüm bulmaya Mart 2022'de çok yaklaştıklarını fakat savaş baronlarının müdahaleleri sebebiyle çabalarının akim kaldığını, bunun bedelini ise en çok sivillerin, çocukların ve kadınların ödediğini söyledi. Gelinen aşamada Rusya, Ukrayna, ABD ve Avrupa'nın görüşmelerin yapılmasında mutabık olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Tüm tarafların itimadını kazanmış yegane ülke olarak, bu görüşmelere katkı vermeye hazır olduğumuzu ve ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyacağımızı tekrar dile getirdik. Son temaslarla birlikte yeni bir fırsat penceresinin açıldığını görüyoruz. İnşallah bu sefer yakalanan fırsatın heba edilmeyeceğine inanıyoruz." ifadelerini kullandı. "Hayat pahalılığı ve fırsatçılıkla mücadelede en küçük bir taviz vermiyoruz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yandan Türkiye'nin yurt dışındaki itibarını yükseltirken diğer yandan yurt içindeki kalkınma hamlelerine hız verdiklerini vurguladı.Enflasyonda düşüşün devam ettiğine, nisanda son 40 ayın en düşük seviyesine ulaştıklarına dikkati çeken Erdoğan, dış dengede de tablonun gayet olumlu olduğunu söyledi. Petrol fiyatlarındaki düşüşün, enflasyon ve cari açıkla mücadeleye destek olduğuna işaret eden Erdoğan, "İstihdam cephesinde de hamdolsun iyi gidiyoruz. Mart ayında işsizlik oranı yüzde 7,9'a geriledi yani 2005'ten bu yana en düşük seviyeyi gördü. Erkeklerde bu oran yüzde 6,5 ile rekor düzeye indi. İhracat tarafında da iyi bir ivme yakaladık, orası da hedeflerimizle uyumlu gidiyor. İhracatta son 12 aylık dönemde 265 milyar dolarla rekor kırdık. Hayat pahalılığı ve fırsatçılıkla mücadelede en küçük bir taviz vermiyoruz." diye konuştu. "2025 yılını turizmde rekorlar kırarak tamamlayacağız" Cumhurbaşkanı Erdoğan, turizm sektörünün 2024 yılını rekorlarla kapattığını, Dünya Turizm Örgütü verilerine göre, Türkiye'nin, 2024'te en fazla turist ağırlayan ilk 4 ülke arasına girdiğini aktardı.Geçen yılki ivmenin ilk çeyrekte de devam ettiğini, 2025'in ilk çeyreğinde 8 milyon 844 bin ziyaretçinin Türkiye'de ağırlandığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gelir olarak ise toplam 9,5 milyar dolara ulaştık. 2025 yılı ilk 3 ayı, tüm zamanların ilk çeyrek rekorunu kırdığımız bir dönem oldu. Ortalama kalış 11 gün olurken 2025 yılı ilk 3 ayında gecelik harcama tüm ziyaretçiler için 99 dolara çıktı. Yabancı turist gecelik gelir ise yaklaşık yüzde 10 artışla 106 dolardan 116 dolara yükseldi. 2025 yıl sonu hedefimizi 65 milyon ziyaretçi, 64 milyar dolar turizm geliri olarak zaten ilan etmiştik. Yılın geri kalanında da inşallah hedeflerimizin üzerinde bir performans sergileyerek, 2025 yılını turizmde rekorlar kırarak tamamlayacağız Ancak görüyoruz ki, birileri bundan rahatsız oluyor. Türkiye'nin reklamını yapmak yerine uzatılan her mikrofona kendi ülkesini kötüleyenlere cevabımızı işte bu başarılarla, işte bu rekorlarla veriyoruz. Birileri istedikleri kadar kendi ülkelerini yabancılara şikayet edebilir, birileri istedikleri kadar rüzgar yapabilir ancak kayadan koparabilecekleri sadece toz olacaktır. Biz, doğru bildiğimiz yerde sapasağlam duruyoruz ve duracağız. Hep birlikte Türkiye'yi şahlandıracak, ülkemize yeni rekorlar yaşatacak, Türkiye'yi tarihi başarılarla tanıştıracağız. Turizm ilk çeyrek rakamlarının ekonomimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Buradan tesis sahiplerinden çalışanlarına kadar turizm sektörümüzün tüm mensuplarına, ülkemize kazandırdıkları bu başarı için teşekkür ediyorum." "Kazanan milletimiz, memleketimiz hatta bölgemizdeki tüm kardeşlerimiz olacaktır" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörsüz Türkiye" hedefine engelleri aşarak, önyargıları kırarak, fitne ve nifak tuzaklarını bozarak emin adımlarla yürüdüklerini söyledi.Cumhur İttifakı olarak iç cepheyi tahkim etme amacıyla, büyük bir samimiyetle hayata geçirdikleri "Terörsüz Türkiye" sürecinde bugün kritik bir eşiği daha aştıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Terör örgütü, kendini feshetme ve silahları teslim kararı aldığını açıkladı. Alınan kararı, ülkemizin güvenliğinin, bölgemizin huzurunun, milletimizin ebedi kardeşliğinin perçinlenmesi adına önemli buluyoruz. Bu açıklamayı, Kuzey Irak'la birlikte, Suriye ve Avrupa başta olmak üzere, örgütün tüm uzantılarını da kapsayan bir karar olarak değerlendiriyoruz. Terörün ve şiddetin tamamen devreden çıkmasıyla birlikte, başta siyasetin demokratik kapasitesinin güçlendirilmesi olmak üzere her alanda yeni bir dönemin kapıları açılacaktır. Emperyalistlerin asırlık planları ölümcül bir darbe alacak, kardeşliğimize saplanan kanlı hançer, inşallah ebediyen sökülüp atılacaktır. Kandan ve gözyaşından beslenenler kaybederken kazanan, milletimiz ve memleketimiz olacak hatta bölgemizdeki tüm kardeşlerimiz olacaktır. Biz, buna gönülden inanıyoruz. İstihbarat Teşkilatımız ve diğer birimlerimiz, herhangi bir yol kazasının yaşanmaması ve verilen sözlerin tutulması için bundan sonraki süreci de çok büyük bir hassasiyetle takip edecektir. Biz de devlet aklı ve ciddiyetiyle gereken takibi anbean yapacağız." "Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin birinci sınıf vatandaşlarıyız" Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha kapsamlı açıklamaları gerek şahsen gerekse yetkililer vasıtasıyla gelecek günlerde kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi. Erdoğan, "Kökenlerimiz, kültürlerimiz, inançlarımız farklı olsa da hepimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin birinci sınıf vatandaşlarıyız. Hep beraber Türkiye'yiz ve biz, birlikte güçlüyüz. Bu duygudaşlığı, kaderdaşlığı ve kardeşlik şuurunu yücelttiğimiz takdirde, Allah'ın yardımıyla, Türkiye'nin bileğini hiçbir güç bükemeyecektir. Burada bir zafiyet yaşanırsa o zaman da bize kimse yardım edemez. Bu hakikati hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor." dedi. "İktidar ve Cumhur İttifakı olarak, Türkiye'yi, 40 yıldır kanayan bu yarasından kurtarma noktasındaki kararlılığımızı tekrar vurguluyorum." diyen Erdoğan, "İlk günden itibaren 'Terörsüz Türkiye' çalışmalarına samimiyetle sahip çıkan, ittifak ortağımız MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli başta olmak üzere tüm genel başkanlara, siyasi partilere, medya mensuplarına, emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Sayın Devlet Bahçeli'ye Cumhuriyetimizin 102. yılına ithafen kabinemize gönderdiği şanlı bayrağımızın nakşedildiği anlamlı gül buketi için ayrıca teşekkürlerimi iletiyorum." diye konuştu. "Neredeyse her gün ocaklara ateşlerin düştüğü günler geride kalmıştır" Bundan sonra yapılacak çalışmaların, bugüne kadarkinden daha yüksek bir dikkat, özen, sabır ve sorumluluk gerektirdiğinin farkında olduklarını vurgulayan Erdoğan, menzile varıncaya kadar umudu büyüten, riskleri azaltan anlayışla hareket etmeyi sürdüreceklerini söyledi. Erdoğan, ilgili kurumların çalışmaları, siyaset kurumunun müspet katkısı, milletin de hayır duasıyla bu meseleyi artık tamamen geride bırakmayı ümit ettiklerini belirterek vatanın bekası, devletin bölünmez bütünlüğü ve milletin istikbali uğrunda can veren kahraman şehitleri rahmetle yad etti, aynı kutlu mücadelede yaralanan gazilere şükranlarını sundu. Sınırlar içinde ve ötesinde fedakarca görev yapan tüm güvenlik kuvvetlerine Allah'tan merhamet dileyerek "ayaklarına taş değmemesi" temennisinde bulunan Erdoğan, şunları kaydetti: "Örgütün kendini feshi ve silah bırakmasıyla, artık bir daha, yıllar boyunca neredeyse her gün ocaklara ateşlerin düştüğü günler geride kalmıştır. İnşallah, terör yüzünden anne, eş, evlat yüreklerinin cayır cayır yandığı haberleriyle bir daha karşılaşmayacağız. Dolayısıyla bugün açıklanan kararın en büyük kazananlarından biri şehit yakınlarımız, gazilerimiz, güvenlik güçlerimiz, Diyarbakır annelerimiz, onların yavruları... Tek başına bu hakikat bile verilen mücadelenin ve gelinen aşamanın hem insani hem tarihi önemini göstermeye yeterlidir. Aynı şekilde sürecin bir diğer önemli kazananı, yıllarca terör sebebiyle evlatlarını kaybeden, maddi-manevi nice sıkıntılara maruz kalan, evinden, yurdundan olan Kürt kardeşlerimizdir. Fiilen biten terörün kalan gölgesinin de bu şekilde üzerimizden kalkmasıyla, 86 milyon hep birlikte aynı ortak hayallere, aynı ortak hedeflere, aynı ortak değerlere sahip bir şekilde geleceğe yürüyeceğiz. Cenabıallah yolumuzu açık etsin, bahtımızı açık etsin, diyorum. Rabb'im, 86 milyonun tamamını korktuklarından emin, umduklarına nail eylesin, diyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Depreme hazırlıkta el ele vermeliyiz Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Depreme hazırlıkta el ele vermeliyiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, 23 Nisan’da İstanbul’da yaşanan 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından yapılan çalışmaları aktarırken, muhalefetin tutumunu da sert ifadelerle eleştirdi. “İLK SAATLERDEKİ YOĞUNLUK HARİÇ İLETİŞİMDE AKSAKLIK YAŞANMADI” Erdoğan, İstanbul merkezli depremin ardından 236 vatandaşın hafif yaralandığını, bunlardan 20'sinin tedavisinin sürdüğünü belirtti. Depremin 13 saniye sürdüğünü ve yerin yaklaşık 7 kilometre altında meydana geldiğini aktaran Erdoğan, iletişim altyapısında ilk saatlerdeki yoğunluk dışında ciddi bir aksaklık yaşanmadığını vurguladı. 136 ilave baz istasyonunun devreye alındığını da ekledi. Elazığ’da meydana gelen 4,9 büyüklüğündeki deprem ve Samsun Canik’teki heyelanda hayatını kaybeden vatandaşlara da rahmet dileyen Erdoğan, afetlere karşı hazırlıklı olmanın önemini vurguladı. “MUHALEFET SINIFTA KALDI” Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefeti de sert sözlerle eleştirdi. Deprem sonrası muhalefetin yeterince hızlı hareket etmediğini ifade eden Erdoğan, “Ana muhalefet partisi genel başkanı İstanbul’a ancak beş gün sonra geldi. İstanbullular depremin şokunu atlatmaya çalışırken miting yapmayı tercih etti" dedi. Erdoğan, muhalefetin bu tavrının, yolsuzluk soruşturmalarındaki yeni skandalları örtbas etme çabası olduğunu savundu. “İSTANBUL SİYASİ İKBAL HESAPLARINA KURBAN EDİLEMEZ” Deprem sonrası ortaya çıkan ihtiyaçlara işaret eden Erdoğan, İstanbul'un ihmali kaldıracak lüksü olmadığını söyledi. "Dar gelirli vatandaşlarımızın konut hayallerini karartmaya çalışanlara sesleniyorum: İstanbul sizin siyasi ikbal hesaplarınıza kurban edilemez" diyen Erdoğan, artık bahaneler değil, çözümler üretilmesi gerektiğini vurguladı. “EL ELE VERELİM, ŞEHİRLERİMİZİ DEPREME HAZIRLAYALIM” Erdoğan, depreme karşı hazırlık çalışmalarında siyasi tartışmaların bir kenara bırakılması gerektiğini belirterek, “Bugün bir kez daha herkese elimizi uzatıyoruz. Gelin omuz omuza verelim, yapı stokumuzu yenileyelim, kentlerimizi depreme dirençli hale getirelim" çağrısında bulundu. Muhalefetten de sağduyulu bir yaklaşım beklediklerini vurgulayan Erdoğan, doğal afetlere hazırlığın gündelik siyasetin dışında tutulması gerektiğini söyledi. “ÇARŞAMBA GÜNÜ 1381 ENGELLİ ÖĞRETMEN ATAMASI YAPILACAK” Konuşmasının sonunda müjde veren Erdoğan, 1381 engelli öğretmenin atamasının çarşamba günü gerçekleştirileceğini açıkladı.

Kabine Toplantısı bugün yapılıyor: İstanbul depremi ve olası büyük deprem hazırlıkları gündemde! Haber

Kabine Toplantısı bugün yapılıyor: İstanbul depremi ve olası büyük deprem hazırlıkları gündemde!

Bugün, 28 Nisan Pazartesi günü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında düzenlenecek Kabine toplantısında, İstanbul depremi ve Türkiye’nin deprem hazırlıkları ele alınacak. Son Kabine toplantısı 15 Nisan’da yapılmıştı. Yeni toplantının ana gündemi, İstanbul’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem sonrası yapılan incelemeler ve olası büyük depreme yönelik alınacak tedbirler olacak. BUGĞN KABİNE TOPLANTISI VAR MI? Kabine toplantısının tarihi, son dönemde İstanbul’daki 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından Türkiye gündemini takip eden vatandaşlar tarafından büyük bir merakla bekleniyordu. Bugün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de yapılacak olan toplantının saati 15.00 olarak belirlendi. Toplantının ana gündem maddeleri arasında İstanbul depremi ve Türkiye'nin deprem hazırlıkları yer alacak. İstanbul’da gerçekleşen deprem sonrası yapılan incelemeler, riskli binaların tespiti ve kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması gibi çalışmalar ele alınacak. Ayrıca, depreme karşı alınacak yeni önlemler ve İstanbul’da olası büyük bir depreme yönelik hazırlık planları tartışılacak. Deprem bölgesindeki hasar tespit çalışmaları, yıkılması gereken binalar ve hızlıca yapılması gereken kentsel dönüşüm projeleri de Kabine toplantısının önemli konuları arasında yer alacak.

25 bin yeni öğretmen ataması ne zaman yapılacak? Hangi branşlarda yapılacak? Haber

25 bin yeni öğretmen ataması ne zaman yapılacak? Hangi branşlarda yapılacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Nisan 2025 tarihinde düzenlenen Kabine Toplantısı’nda öğretmen adaylarına müjdeli haberi verdi. 2025 yılı için yapılacak öğretmen atamalarıyla ilgili detaylar netleşti. Toplamda 25 bin öğretmen ataması yapılacak ve başvurular 21 Nisan 2025 tarihinde başlayacak. Atama yapılacak branşlar, kontenjanlar ve başvuru süreçleri de açıklanarak öğretmen adaylarının merak ettiği pek çok konuya yanıt verildi. İşte 2025 öğretmen atamalarıyla ilgili tüm detaylar ve başvuru süreci hakkında bilmeniz gerekenler. 25 Bin Öğretmen Ataması İçin Başvurular Başlıyor Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı'nda yaptığı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından gerçekleştirilecek öğretmen atamaları için 25 bin kadro açıldığını duyurdu. Bu atamaların 10 bini Millî Eğitim Akademisi için yapılacak, kalan 15 bin öğretmen ise doğrudan KPSS puanı ile atama yapılacak. Başvurular, 21 Nisan – 5 Mayıs 2025 tarihleri arasında alınacak. Başvurular, MEB'in online başvuru sistemine e-Devlet kullanıcı adı ve şifresiyle giriş yapılarak gerçekleştirilecek. Başvuru sırasında adayların, 2024 KPSS puan türlerinden en az 50 puan almış olmaları gerekiyor. Sözlü Sınav ve Atama Süreci Nasıl Olacak? Başvuru sürecinin ardından, KPSS puanı ile başvurular yapılacak öğretmen adayları, alan kontenjanlarının üç katı kadar aday, sözlü sınav için davet edilecek. Sözlü sınav ve KPSS puanlarının birleşimiyle belirlenen atamaya esas puan üzerinden sıralama yapılacak ve en yüksek puanla, öğretmen atamaları gerçekleşecek. En Fazla Atama Yapılacak Branşlar MEB, 2025 yılı öğretmen atama takvimine ilişkin yapılan açıklamada, en fazla atama yapılacak branşları da açıkladı. En fazla kadro açılan branşlar ve kontenjanları şu şekilde sıralandı: Sınıf Öğretmenliği – 4.378 kontenjan Özel Eğitim Öğretmenliği – 3.087 kontenjan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği – 1.802 kontenjan Okul Öncesi Öğretmenliği – 1.321 kontenjan İngilizce Öğretmenliği – 757 kontenjan Toplamda 76 farklı branşta 15 bin öğretmen ataması yapılacak. Bu yıl özellikle sınıf öğretmenliği, özel eğitim öğretmenliği ve din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği gibi branşlarda yoğun bir alım yapılacağı görülüyor. Öğretmen Atama Takvimi ve Kontenjan Dağılımı Öğretmen ataması için belirlenen takvim ve kontenjan dağılımı şu şekilde: Başvuru Tarihleri: 21 Nisan – 5 Mayıs 2025 Sözlü Sınav Tarihi: 7 Mayıs 2025 Atama Tarihi: 2025 yılı itibarıyla atamalar tamamlanacak. KPSS ve Millî Eğitim Akademisi Süreci KPSS ile Alınacak 15 Bin Öğretmen: 2024 KPSS puanı ile alımlar yapılacak. Başvurular sonucu KPSS ve sözlü sınav puanları birleştirilerek atamalar yapılacak. Millî Eğitim Akademisi: 10 bin öğretmen alımı için Millî Eğitim Akademisi süreci kullanılacak. Bu süreçle yapılacak alımların takvimi, Akademi Giriş Sınavı sonuçlarının açıklanmasının ardından duyurulacak. Sözleşmeli Öğretmenlik Başvuru Şartları 2025 sözleşmeli öğretmen alımına başvuru yapmak isteyen adayların yerine getirmesi gereken şartlar şunlardır: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. Maddesi'nde belirtilen genel şartları taşımak. Türk vatandaşı olmak (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşları hariç). Mezuniyet: Öğretmenlik alanında mezun olmuş olmak. Pedagojik Formasyon: Öğretmenlik mesleğine uygun yükseköğretim programlarından mezun olmak ya da pedagojik formasyon eğitimi almak. 2024 KPSS Puanı: Atanacağı alan için KPSS’den en az 50 puan almak. Ceza Durumu: Devlet memurluğundan veya öğretmenlikten çıkarılmayı gerektiren bir ceza almamış olmak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan öğretmen ataması müjdesi Haber

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan öğretmen ataması müjdesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada dış politikadan iklim krizine, tarım politikalarından öğretmen atamasına kadar birçok başlıkta önemli mesajlar verdi. Erdoğan, 25 bin öğretmen ataması yapılacağını duyurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kabine Toplantısı sonrası konuşmasından satır başları şu şekilde: "Eğilmeden, bükülmeden, zorbalıklar karşısında asla geri adım atmadan, milletimizin hakkını ve hukukunu en güçlü biçimde savunuyoruz. Düzenlenen dördüncü Antalya Diplomasi Forumu, Türk dış politikasının gücünü görmemiz açısından yeni bir fırsat teşkil etti. Foruma toplam 155 ülkeden 6 bini aşkın katılımcı iştirak etti. Pek çok konu yetkin isimler tarafından ele alındı. Gazze ve Suriye’ye dair oturumlar ülkemizin zülüm karşısındaki vicdanlı duruşunun sergilenmesi noktasında fevkalade önemliydi. Biz de açılış hitabımızda, Türkiye’nin Suriye ve Gazze başta olmak üzere bölgesel meselelere dair net tavrını ortaya koyduk. İnsanlığın beşten büyük olduğunun altını bir kez daha çizdik. "FİLİSTİN HALKININ YANINDA OLDUĞUMUZU TÜM DÜNYAYA İLAN ETTİK" Filistin halkının yanında olduğumuzu tüm dünyaya ilan ettik. Suriye’deki çıkarlarımızı koruma noktasında tereddüt göstermeyeceğimizi tekrar teyit ettik. Avrupa birliği ile ilişkilerimizi geliştirmeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Rusya Ukrayna arasındaki savaşın bir an önce son bulması için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğimizi vurguladık. Ayrıca forum kapsamında 15 ikili görüşme gerçekleştirdik, böylece dünyanın 155 ülkesinden 6 binin üzerinde katılımcının iştirak ettiği bir uluslararası etkinliği daha hamdolsun başarıyla icra ettik. Aylar süren titiz bir hazırlık ve emek neticesinde bizlere bu gururu yaşatan Dışişleri Bakanlığımız ve foruma destek veren tüm kuruluşlarımızı bir kez daha yürekten tebrik ediyorum. Forumdan bir gün önce 10 Nisan tarihinde Endonezya Cumhurbaşkanı ve heyetini ülkemizde misafir ettik. Sağlık ve enerjiden gıda sektörüne kuracağımız yeni ortaklıklarla inşallah bu hedefe ulaşacağız. Orta Doğu‘daki her gelişme, her kriz ve her sorun doğrudan doğruya bizi ülkemizi milletimizi, ekonomimizi, güvenliğimizi ilgilendirmektedir. Girişimci proaktif ve cesur bir anlayışla hadiseleri okumak politikalarımızı da buna göre güncellemek mecburiyetindeyiz. Türkiye olarak bu mücadelede güçlü kurumlara sahibiz. Türkiye’nin sert güç ve yumuşak güç unsurları daha önce hiç olmadığı kadar dış politikamızda etkin rol oynuyor. Sabırla, soğukkanlılıkla ve stratejik akılla mücehhez bir bakış açısıyla dış politikadaki hedeflerimizi gerçeğe dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz. Muhalefet, yolsuzluk soruşturmalarının üstünü örtmek için batıya ve batılı medya kuruluşlarına yalvarırken, biz Türkiye’nin itibarını küresel ölçekte artırmaya çalışıyoruz. Mandacılık hastalığından kendini kurtaramayan ana muhalefetin bizim bu ufkumuzu, bizim vizyonumuzu, dik duruşumuzu ve Türkiye’yi 23 yılda nereden nereye getirdiğimizi anlaması zaten mümkün değildir. Onlar bırakın dünyayı okumayı, burunlarının dibini bile görmekten acizler. Ülkemizde son 23 yılda nasıl büyük bir değişim yaşandığını kavrayacak böyle bir donanıma bilgiye kavrayışa da sahip değiller. Gerçeği herkes görüyor ve kabul ediyor Türkiye çok kutuplu dünyada bir kutup başı olarak ağırlığını daha fazla hissettirmektedir. Yeniden şekillenen küresel sistemde, Türkiye inşallah hak ettiği yeri bu sefer mutlaka alacaktır. Türkiye her komşusunun, her dostunun, her kardeşinin kendisinden emin olduğu bir ülkedir böyle bir devlettir ama aynı zamanda Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu veya düşmanlığı test edilecek bir ülke de değildir. Suriye’nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa, açık söylüyorum karşısında Suriye hükümeti ile birlikte bizi de bulacaktır. Terör koridoruyla Suriye’nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek, başka koridorlarla bu ülkenin bölünmesine de aynı şekilde izin vermeyiz. Suriye’de 8 Aralık öncesine geri dönüş diye bir ihtimal ortadan kalkmıştır. 8 Aralık devrimi ile birlikte bu ülkede artık yeni bir dönem başlamıştır. Suriye toparlandıkça, istikrara ve huzura kavuştukça bunun kazananı tüm bölgemiz olacak bölgedeki tüm halklar olacaktır.  İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine giderek daha fazla maruz kalıyoruz. İnsanlık olarak bizden öncekilerden devraldığımız ve çocuklarımızın bize emaneti olan tabiatı, havayı, suyu ve toprağı hoyratça kullanmanın faturasına daha çok muhatap olduğumuz bir dönemin içindeyiz. İklim değişikliği, bazen kuraklık bazen de dolu ve zirai don gibi meteorolojik olaylarla kendisini belli ediyor. Hava şartlarına bağlı olan tarımsal üretim de iklim değişikliğinde en çok etkilenen alanların başında geliyor. Hava sıcaklıklarındaki ani düşüşler sebebiyle ülkemizin belli bölgelerinde don, kar yağışı ve dolu olaylarıyla karşı karşıya kaldık. Tüm üreticilerimiz çiftçilerimize geçmiş olsun diyorum. Tarım ve orman Bakanlığımız ilk günden beri süreci yakından takip etti. Gıda arz güvenliğimizin tehlikede olduğundan tutunda, yurtdışına bağımlı olacağımıza bütün bunlara kadar bir sürü ortalığa borca ettiler. Tarım Bakanlığımız dün yaptığı açıklamayla karşı karşıya olduğumuz ilk tabloyu ortaya koydu. Başta hububat, baklagiller ve tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip tarım ürünlerinde yurtiçi gıda arzını olumsuz yönde etkileyecek risk yok. Belli bölgelerde bazı meyve çeşitlerinde sıkıntı söz konusu. İlk tespitlerimiz kayısı, elma, şeftali, nektarin gibi meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğine işaret ediyor. Üretimin devamlılığını ve arz güvenliğini sağlamak üzere Tarım ve Orman Bakanlığımız gerekli adımları atmaktadır. Bu olay bizlere TARSİM'in önemini tekrar hatırlatmıştır. Sel, kuraklık gibi durumlardan etkilenmemek için prim bedelinin yüzde 70’i kadarının devletimizce ödendiği tarım sigortasının yaptırılması ve çiftçi kayıt sistemine kayıt olunması büyük önem taşıyor. Bugünkü kabine toplantımızda, üreticilerimizin zararını tazmin konusunda neler yapabiliriz bunu enine boyuna değerlendirdik. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı ve zirai don sigortası olmayan çiftçilerimizin zarar gören mahsullerinin üretimi için yaptıkları harcamalarının hasar oranına göre karşılanması için tarım Bakanlığımız çalışmalarına başladı. Tarım bakanımız konuyu çiftçilerimizle yakın istişare halinde yürütmesi için gereken talimatları verdik. Şahsen biz de yapılan bu çalışmaları büyük bir hassasiyetle takip edeceğiz. Bir bayramı da geride bıraktık. Tek bir canımızı dahi trafik kazasında kaybetmeyelim diye 28 Mart-6 Nisan tarihleri arasında trafik güvenliğimizi en üst seviyede tuttuk. Trafik kazaları ve can kayıplarının önüne geçmek için bayramlarını görev başında geçiren bu kardeşlerimin her birine teşekkür ediyorum. Geçen seneye göre denetim sayımızı yüzde 30 artırdık. Tedbirler sayesinde bu yıl ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarında yüzde 4,6 oranında düşüş oldu fakat yine de 74 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine maalesef engel olamadık. Şu vahim gerçeği açıkça ifade etmek zorundayım hepimizi acıya boğan bu kazaların en büyük nedeni aşırı hızdır. Bayram boyunca otoyol ve köprülerimizden toplam 25 milyon 715 bin araç geçiş yaptı. Artık yollarda milyonlarla ifade edilen araç sayılarından 100 milyonlarla yaklaşan yolcu rakamlarından bahsediyoruz. Yollarımızdaki trafik hareketliliği ve yolcu sayılarındaki bu artışlar şüphesiz doğu batı kuzey güney demeden ülkemizi baştanbaşa yüksek standardı yol ağıyla donatmamız da doğrudan bağlantılıdır. Farklı tedbir ve yatırımlarla yol güvenliğimizi artırıyoruz. Trafik kazalarını daha da aşağı çekmek için sürücü kaynaklı ihlallerinde mutlaka önüne geçmemiz gerekiyor. Trafik güvenliğini tehdit eden, ihlallerin başında kanunsuz çakar kullanımı geliyor. Cezaların artmasıyla illegal çakar kullanım oranı yüzde 80 oranında düştü. Bunu sıfırlayana kadar denetimlerimizi sürdüreceğiz. Trafikte kural ihlallerinin caydırıcılığının güçlendirilmesi böylece trafik güvenliğinin temini amacıyla İçişleri Bakanlığımız bir çalışma yürütüyor.  25 BİN YENİ ÖĞRETMEN ATANACAK 10 bini milli eğitim Akademisi’ne olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum."

Kabine toplantısı ne zaman? Erdoğan başkanlığında kritik gündem maddeleri masada! Haber

Kabine toplantısı ne zaman? Erdoğan başkanlığında kritik gündem maddeleri masada!

Türkiye'nin önemli gündem maddelerinin ele alındığı Kabine toplantısı için geri sayım başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplanacak olan Kabine'de, ekonomik, siyasi ve uluslararası gelişmelerin masaya yatırılması bekleniyor. KABİNE NE ZAMAN TOPLANACAK? İŞTE TARİH Son olarak 24 Mart tarihinde toplanan Kabine'nin bir sonraki toplantısının ne zaman yapılacağı merak konusuydu. İlk beklentiler 7 Nisan Salı günü toplanılacağı yönündeydi ancak o tarihte AK Parti MYK toplantısı düzenlendi. Yapılan son açıklamaya göre, Kabine toplantısı 15 Nisan Salı günü gerçekleştirilecek. SON KABİNE TOPLANTISINDA HANGİ KONULAR ELE ALINDI? Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında 24 Mart'ta yapılan son Kabine toplantısında önemli başlıklar görüşülmüştü. Bu başlıklar arasında Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler, Ukrayna'da devam eden savaş, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile ticari ilişkiler ve ülke gündemine dair çeşitli konular yer almıştı. YENİ TOPLANTININ GÜNDEMİNDE NELER OLMASI BEKLENİYOR? 15 Nisan'da gerçekleştirilecek olan yeni Kabine toplantısının gündeminde de benzer şekilde önemli konuların yer alması bekleniyor. Özellikle Gazze'ye yönelik İsrail'in sürdürdüğü saldırılar, AB ile ilişkilerin geleceği, Rusya-Ukrayna savaşındaki son gelişmeler ve ABD ile ticari ilişkilerin seyri gibi dış politika konularının yanı sıra, iç gündemdeki ekonomik gelişmelerin de detaylı olarak ele alınması bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ekonomi programımızdan taviz vermeyeceğiz Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ekonomi programımızdan taviz vermeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından Millete Sesleniş konuşmasını yaptı. Ramazan ayı boyunca iftar programları, resmi görüşmeler ve çeşitli etkinliklerle yoğun bir program yürüttüklerini belirten Erdoğan, Türkiye’nin iç ve dış politikalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. EKONOMİ PROGRAMI KARARLILIKLA SÜRDÜRÜLÜYOR Erdoğan, ekonomi alanında atılan adımların sürdürüleceğini belirterek, "İki yıldır uyguladığımız ekonomi programımız sayesinde tarihi seviyelerde düşük cari açık ve işsizlik oranlarına ulaştık. Mali disiplini güçlendirdik ve enflasyonu kontrol altına aldık. Merkez Bankamızın rezervlerini artırarak ekonomimizin şoklara karşı direncini önemli ölçüde güçlendirdik. Bu süreçte atılan adımlardan geri dönüş olmayacak" dedi. Cumhurbaşkanı, finansal istikrarı korumak için gerekli tüm tedbirlerin alınacağını vurgulayarak, "Proaktif ve esnek bir yaklaşımla ihtiyaç duyulan tüm önlemleri almaya devam edeceğiz. Kurumlarımız piyasaların sağlıklı işleyişini sağlamak için yetkiye ve iradeye sahiptir" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Erdoğan, "İsrail saldırıları başladığında ülkemize getirdiğimiz Gazzeli mazlumlardan sağlık çalışanlarımıza, devlet koruması altındaki evlatlarımızdan Harbiyeli gençlerimize, çiftçi kardeşlerimizden önceki dönem ve 28. dönem milletvekillerimize kadar halkımızın çok çeşitli kesimleriyle muhabbet sofrasında bir araya geldik, kucaklaştık, hasbihal edip, hasret giderdik. Bugün de Külliyemizde eğitim öğretim ordumuzun neferlerini ağlayacak, yarın ise Kredi Yurtlar Kurumu'ndaki öğrencilerimizle bir arada olacağız. Ertesi gün işçi emekçi kardeşlerimizi milletin evinde misafir edeceğiz. Yani son güne kadar dayanışma, paylaşma ve kardeşlik ayı Ramazan-ı Şerif'i manasına uygun şekilde idrak etmeye çalışacağız" dedi. Yine bu süreçte bayram öncesinde yüzlerini Türkiye’ye dönmüş mazlum ve mağdurlara el uzatmanın yanında olacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın dört bir yanında zulme uğrayan bölgelere yönelik yardımları hem gönüllü kuruluşlar hem de resmi kurumlar vasıtasıyla artırdıklarını bildirdi. "Ülkemiz içinde de bir taraftan belediyelerimiz ve parti teşkilatlarımız, diğer taraftan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarımız aracılığıyla ihtiyaç sahiplerinin kapısını çalıyor, halini hatırını soruyoruz" diyen Erdoğan, "Son 23 yıldır olduğu gibi bugün de garibin, yetimin, öksüzün, Allah'tan ve devletten başka kimsesi olmayanların imdadına koşuyoruz. Onlara kol kanat germeyi hamdolsun azimle sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. Polonya Başbakanı Donald Tusk'ın Türkiye’yi ziyaretinin son derece anlamlı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tusk ile yaptığı görüşmelere ilişkin, "Kendisiyle Ukrayna-Rusya savaşındaki son durumun yanı sıra Avrupa ülkeleriyle son günlerde yoğunlaşan diyaloğumuzu da istişare ettik. Geçtiğimiz haftalarda yaşanan hararetli tartışmalar Türkiye'siz bir Avrupa güvenliğinin mümkün olmayacağını göstermiştir. Sadece güvenlik boyutuyla değil, ekonomiden diplomasiye, ticaretten sosyal hayata birçok alanda Avrupa'nın ülkemize olan ihtiyacı açıkça ikrar edilmeye başlandı. Avrupalı dostlarımız politikalarını rasyonel bir zeminde belirledikçe Türkiye ile münasebetlerin önemini de idrak ediyorlar. Bunları Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin geleceği açısından ümit verici gelişmeler olarak okuyoruz. Küresel ölçekte meydana gelen hızlı ve ani değişimler daha fazla diyaloğa ve kurumsal işbirliğine ihtiyacımız olduğunu ortaya koyuyor" değerlendirmesini yaptı. Türkiye’nin ortak çıkarlar ve karşılıklı saygı çerçevesinde Avrupa ülkeleri ve birlikle ilişkilerini ilerletmeye hazır olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elbette bu Türkiye'nin tek başına sergileyeceği bir irade değildir. Aynı iradenin muhataplarımızda da mevcut olması esastır. Türkiye'nin yıllardır istikrarlı bir şekilde izlediği stratejik yaklaşımın Avrupalı mevkidaşlarımızın politikalarına da yön vereceğine inanıyorum. Ukrayna'daki savaşla ilgili son gelişmeleri de dikkatle takip ediyoruz. İlk günden beri Türkiye olarak burada çok doğru bir yerde konumlandık. Dünyadaki hiçbir hadiseden haberi olmayan ülkemizdeki muhalefet başta olmak üzere kimsenin dolduruşuna gelmedik. İki komşunun arasında dengeli, hakkaniyetli, her ikisine de güven veren bir tutum sergiledik. Barışın kaybedeninin olmayacağını her platformda vurguladık. Bugün de aynı çizgimizi koruyoruz" dedi. Dördüncü yılına giren bu savaşın daha fazla kan dökülmeden, daha fazla yıkım olmadan adil bir barışla sona ermesini arzu ettiklerini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD'nin 30 günlük ateşkes teklifine Rusya'nın kısmen de olsa olumlu yaklaşımını barışa giden yolda mütevazi fakat kıymetli bir adım olarak görüyoruz. Bölgemizin bir an önce istikrarsızlık ve çatışma anaforundan çıkması için tüm diplomatik imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Bu konudaki düşüncelerimizi ABD Başkanı Sayın Trump'la yaptığımız telefon görüşmesinde kendisiyle de paylaştım. Oldukça samimi geçen görüşmemizde Sayın Trump'la belirlediğimiz 100 milyar dolarlık ticaret hedefimizin önündeki tüm engellerin kaldırılması dahil, birçok önemli meseleyi ele aldık. Suriye başta olmak üzere bölgemizdeki güncel kritik gelişmeleri detaylıca değerlendirdik. Sayın Trump'ın ikinci döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin farklı bir ivme yakalaması pekala mümkündür. Bölgemizdeki tüm zorluklara rağmen özellikle iki müttefik ülkenin iş birliğini zehirlemeye çalışan lobilere rağmen tüm coğrafyamızın selameti için bunu başaracağımıza, başarmamız gerektiğine inanıyorum" şeklinde konuştu. Her yıl olduğu gibi bu sene de 18 Mart'ta Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıl dönümünün gururla kutlanıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çanakkale Zaferimizin 110. seneidevriyesinde canları pahasına Çanakkale'yi geçilmez kılan ölümsüz kahramanlarımızı bir kez daha rahmetle, şükranla, kemal-i hürmetle yad ettik. Suriye'den Gazze'ye, Halep'ten Tebriz'e, Musul'dan Kudüs'e kadar gönül coğrafyamızın dört bir yanından şehitler Çanakkale'de koyun koyuna yatmaktadır. Çanakkale ruhu işte bu dayanışmanın, işte bu kader ortaklığının vücut bulmuş halidir. Çanakkale ruhu hem millet olarak hem de kardeşlerimizle bizi birbirimize bağlayan yüksek bir şuurdur. İnşallah bu ruhu yaşatmaya, yüceltmeye devam edeceğiz. Geçen hafta ayrıca baharın müjdecisi olan bolluk ve bereketin bayramı Nevruz'u da yine büyük bir coşkuyla kutladık. 21 Mart'ta ve takip eden günlerde birkaç menfi fotoğraf dışında milletimizi üzen, tedirgin ve rencide eden nahoş olaylar yaşanmadı" dedi. Genel itibarıyla özellikle geçmiş yıllara kıyasla daha huzurlu bir Nevruz geçirildiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: "Biz de İstanbul'da partimiz tarafından düzenlenen programla milletimizin, coğrafyamızın ve Türk dünyasının Nevruz heyecanına ortak olduk. Nevruz'un milletimizin kardeşliğinin simgesi olarak, resmi bayram olarak kutlanmasını arzu ediyoruz. Yine Nevruz bayramının Türk dünyasının ortak anma ve kutlama günü olarak kabulünü önümüzdeki zirvede teklif edeceğiz. Burada şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Nevruz etkinliklerinden yansıyan bazı görüntüleri tabii ki biz de tasvip etmiyoruz. Ama buna rağmen bu yılki kutlamaların olaysız, gerilimsiz, şiddetsiz bir şekilde gerçekleştirilmesini, milletimizin birliği ve dirliği adına çok anlamlı buluyoruz." Muhalefetin pamuk şeker üzerinden hamaset yaptığını söyleyen Erdoğan, "Fakat bakıyorsunuz bir polisimizin ücretini kendi cebinden ödeyerek engelli bir vatandaşımızdan satın aldığı pamuk şekeri çocuklara vermesi, ana muhalefet aktörleri tarafından eleştiri konusu yapılıyor. Emniyet güçlerimize baltayla, havai fişekle, yanıcı asitle, molotofla, taşla, sopayla saldıran sokak teröristlerine kucak açanlar, polisimizin çocuklara pamuk şeker ikram etmesini dillerine doluyorlar. Daha düne kadar şehir şehir oy dilenen kendileri değilmiş gibi, şimdi çıkıp utanmadan pamuk şeker üzerinden hamaset yapıyorlar. Öyle bir çarpık zihin dünyasına sahipler ki polise taş atılmasıyla, molotof atılmasıyla, asit atılmasıyla, baltayla saldırılmasıyla bir sorunları yok. Esnafın dükkanının, camının, çerçevesinin indirilmesiyle bir dertleri yok. Milletin malının, mülkünün yağmalanmasıyla bir sıkıntıları yok. Tarihi camilerimizin avlusunun affedersiniz meyhaneye çevrilmesiyle de hiçbir problemleri yok. Ama Nevruz Bayramı'nda polisimizin çocuklara pamuk şeker dağıtması bunları rahatsız ediyor. Bu tutarsızlığın, bu büyük çelişkinin milletimiz tarafından, özellikle Kürt kardeşlerimiz tarafından da not edildiği kanaatindeyim. Şunun da bilinmesini isterim. Bu faşizan dil millet karşısında her zaman kaybetmiştir, bundan sonra da kaybetmeye mahkumdur" açıklamasını yaptı. "Terörsüz Türkiye hedefine yaklaştıkça, istismar malzemeleri ellerinden alınanların bu tür hezeyanlarına anlaşılan daha çok şahit olacağız" diyen Erdoğan, "Onlar ne yaparsa yapsın biz milletimizi 40 yıldır kanını ve kaynaklarını emen terör musibetinden kurtarmakta kararlıyız. Biz Türk'üyle, Kürd'üyle, Arap'ıyla, Sünnisi Alevisiyle, Çerkesi Lazıyla 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Biz dünyanın en büyük, en güçlü, yıldızı en çok parlayan ülkelerinden birini Türkiye'yi yönetiyoruz. Bize yakışan 23 yıldır olduğu gibi kutuplaşma yerine kucaklaşmayı, kavga yerine dayanışmayı, nefret siyaseti yerine sevgi siyasetini savunmaktır.Ne pahasına olursa olsun muhabbetin, barışın, kardeşliğin evrensel dilini yüceltmekten geri durmayacağız. Nifak ve nefret saçanlara aldırmadan, bolluk ve bereketiyle baharın gelişini simgeleyen nevruzu 85 milyon olarak birbirimize yeni bir unutla sarılma vesilesi haline dönüştürmeye gelecekte de devam edeceğiz. Aziz Milletim başta olmak üzere, gönül ve kültür coğrafyamızdaki tüm kardeşlerimizin Nevruz Bayramı'nı bir kez daha tebrik ediyor, aramızdaki sevgi ve kardeşlik bağlarını güçlendirmesini yürekten temenni ediyoruz" ifadelerini kullandı. "ELBETTE BUNLARIN SİYASİ HESABI MECLİSTE, HUKUKİ HESABI İSE YARGI ÖNÜNDE SORULACAKTIR" Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in sokak çağrısına tepki gösterdi. Erdoğan, "İstanbul merkezli bir yolsuzluk operasyonunun ardından ana muhalefet partisi genel başkanının yaptığı sokak çağrısı sonrası ortaya çıkan ve kısa sürede şiddet hareketine dönüşen olayları milletçe ibretle takip ettik. Marjinal örgütlerin ve şehir eşkıyalarının saldırıları sebebiyle 5 günde 123 güvenlik görevlimiz yaralandı. Kendilerine bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Her türlü provokasyona rağmen sabırla, soğukkanlılıkla görevlerini yerine getiren güvenlik kuvvetlerimizi kutluyor, kendilerine teşekkür ediyorum. Genel başkan dahil, ana muhalefet partisi yöneticileri maalesef çok büyük bir şuursuzluk örneği sergilemiştir. Yolsuzluk, soygun, irtikap, iltimas, rüşvet iddialarına cevap vermek yerine 5 gün boyunca siyasi tarihimizin en basiretsiz, seviyesiz, ahlak ve hukuk yoksunu açıklamalarına imza atmışlardır. Vandalların saldırılarında yaralanan polislerimizin, camı çerçevesi kırılan esnafımızın, zarar verilen milyarlarca liralık kamu malının tek sorumlusu sokak çağrısı yapan ana muhalefet partisi lideri ve şürekasıdır. Elbette bunların siyasi hesabı mecliste, hukuki hesabı ise yargı önünde sorulacaktır.Son 5 gündür tanık olduklarımız bize şu gerçeği bir kez daha göstermiştir. Türkiye gibi büyük bir ülkenin basiret, vizyon ve kalite açısından çok küçük, çok iptidai, çok çapsız bir ana muhalefet partisi vardır. Bunlara bırakın devleti, bırakın yerel yönetimleri, bir belediye büfesi bile teslim edilmeyeceği tekrar ortaya çıkmıştır.Tabii burada şunu da ifade etmek durumundayım. İSKİ skandalından tam 32 yıl sonra, tek parti faşizminden 80 yıl sonra bu millete yeniden bir dejavu yaşattılar. Tek parti döneminde sandığın neye hizmet ettiğini, güya seçim denilerek yıllarca nasıl bir tiyatro oynandığını dün bizzat görmüş olduk" şeklinde konuştu. CHP’nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için yaptığı ön seçimle ilgili de konuşan Erdoğan, "CHP'nin demokrasi anlayışının açık oy, gizli sayım komedisinin bir adım ötesine geçemediği tekrar ispatlanmıştır. Aradan geçen 80 yıla rağmen zerre kadar değişmediklerini 85 milyona tekrar hatırlatan CHP'nin kendi çalıp kendi oynadığı oyunu tebessümle izlemeye devam edeceğiz. Parti içi iktidar mücadelelerini milletin meselesi haline getirmelerine de aracılık yapmayacağız. Daha önce de birkaç kez çağrıda bulundum. Bugün tekrarlıyorum. Provokasyonlarla vatandaşlarımızın huzurunu bozmaktan artık vazgeçin. Cesaretiniz varsa yolsuzlukların, hırsızlıkların, alınan rüşvetlerin, yapılan usulsüzlüklerin hesabını verin. Şayet yürütülen soruşturmadaki iddialara, tutuklanan kişilere her şeyiyle kefilseniz çıkıp bunu adam gibi açıkça söyleyin. Buna niyetiniz yoksa boşuna milleti germeyin.Milletin sinir uçlarıyla daha fazla oynamayın. Sadece sloganını değil, zihniyetini de aldığınız banka soyguncusu, marjinal sol örgütleri polisimizin üzerine salmayın. İşte sizler de beş gündür görüyorsunuz. Öyle yüksek sesle bağırıyorlar ki aslında yaptıkları işe, söyledikleri söze, sergiledikleri tavra, kendilerinin de inanmadığını hal diliyle ikrar ediyorlar. Doğru veya yanlış hiç fark etmez, sözüne ve eylemine inanan insanların duruşunun en küçük bir emaresi bile bunlarda mevcut değil.Biz bu riyakarlığa FETÖ başta olmak üzere ülkemizin başına musallat edilen örgütlerden yıllarca gözümüzün içine bakarak yalan söyleyen uluslararası aktörlerden aşinayız. İnanmadan oynanan her oyun gibi bunların şovu da perde kapanınca bitecektir. İşte o zaman geriye dönüp baktıklarında şayet zerre kadar saygıları kaldıysa, ülkeye ve millete yaptıkları kötülüklerden dolayı inanıyorum ki utanç duyacaklardır. Gerçi bugüne kadar böyle onurlu bir davranışlarına hiç şahit olmadık. Ama ülkenin geleceği ve selameti adına ümidinizi de yitirmek istemiyoruz" açıklamasında bulundu. Türkiye'nin kaybedecek tek bir dakikasının bile olmadığını ifade eden Erdoğan, "Bizim bu siyaset tüccarlarının kavgalarıyla, ayak oyunlarıyla, hırslarıyla, ihtiraslarıyla oyalanacak vaktimiz de yok. Ana Muhalefet Partisi kadroları eski genel başkanlarının o veciz ifadesiyle en iyi yaptıkları iş olan birbirlerini yemeye devam edebilir. Biz sadece işimize bakıyoruz, milletimize hizmete odaklanıyoruz. Biz ekonomisiyle, güvenliğiyle, savunmasıyla, demokrasiyle, adaletiyle güçlü bir Türkiye inşa etmeye odaklanıyoruz. İnşallah daha çok çalışacak, daha çok üretecek, sadece bugünün meselelerini çözmekle kalmayıp, Türkiye'yi yarının dünyasına çok güçlü biçimde hazırlayacağız. CHP'nin yolsuzluk operasyonuna verdiği hukuku hiçe sayan tepki, diğer alanlarla birlikte ekonomide de temelsiz ve suni bir dalgalanmaya sebep olmuştur. Sergilenen illüzyon kısa bir süre sonra ortadan kalktığında aslında yaşananların anlamsızlığı daha iyi anlaşılacaktır" şeklinde konuştu. EKONOMİ MESAJI İki yıldır uyguladıkları yeni ekonomi programı sayesinde elde edilen kazanımlara helal gelmesine asla izin vermeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, "Bilindiği gibi bu programla birlikte tarihi seviyelerde düşük cari açık ve işsizlik oranlarına ulaştık, mali disiplini güçlendirdik ve enflasyonu kontrol altına aldık. Merkez Bankamızın rezervlerini güçlendirip, ekonomimizin şoklara karşı direncini önemli ölçüde arttırdık. Ayrıca 6 Şubat depremlerinin yaralarını süratle sarmaya başladık. Bu başarıların hepsini de büyük bir emek, sabır ve kararlılıkla elde ettik.Ekonomi programımızı uygulamayı aynı azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz. Böyle dönemlerde ana önceliğimiz makro finansal istikrarı korumaktır. Hazine ve Maliye Bakanlığımız, Merkez Bankamız ve ilgili tüm kurumlarımız sağlam bir ekip ruhuyla, bizim de güçlü desteğimizle gece gündüz demeden tam bir koordinasyon içinde çalışıyor.Bugüne kadar gereken her adımı vakit kaybetmeden attık, atıyoruz. Bundan sonra da proaktif ve esnek bir yaklaşımla ihtiyaç duyulan tüm tedbirler alınacaktır. Kurumlarımız piyasaların sağlıklı işleyişini sağlamak için hem yetkiye hem de iradeye sahiptir. Elimizdeki araçları etkin biçimde kullanarak son piyasa dalgalanmasını da başarıyla yönettik, etkilerini sınırlı ve geçici hale getirdik. Önümüzdeki dönemde de ekonomi programımıza hız kesmeden, taviz vermeden kaldığımız yerden devam edeceğiz. Şahsi menfaatleri için gözlerini kırpmadan ülkeyi ateşe atmak isteyenlerin hırslarına teslim olmayacağız.Şunu altını çizerek tekrar ifade etmek isterim. Türkiye bugünlere sınana sınana gelmiştir. Son 23 yılda nice badireyi atlattık, nice saldırıyı püskürttük, nice ihaneti göğüsledik, nice manipülasyonu önledik, nice pusudan yara almadan çıktık.Aziz milletimizin hakkını, hukukunu, onurunu koruma konusunda en küçük bir geri adım atmadık. Milletimiz de çıkardıkları her kaosu ekonomimizi baltalayarak taçlandırmaya çalışanların oyunları bir kez daha bozulmuştur. İçeride ve dışarıda herkes artık Türkiye'nin eskisi gibi 3-5 çığırtkanın bağırmasıyla, 3-5 vandalın ortalığı karıştırmasıyla sarsılan, rotasından sapan, hedeflerinden kopan bir ülke olmadığını bir kez daha görmüştür.Milletimizin bize güvenmeye devam etmesini bekliyorum. Unutmayınız, bütün bunlar Türkiye yüzyılı vizyonuyla geleceğine yeni bir ışık tutan, terörsüz Türkiye hedefiyle 40 yıllık meselesini geride bırakmaya hazırlanan, güçlü altyapısıyla dünyanın üretim güçlerinden biri haline gelen sağlam güvenlik paradigmasıyla, bölgesinin umudu haline dönüşen velhasıl her alanda küresel iddia ve itibar sahibi Türkiye gerçeğinin sonucu ve ifadesidir" diye konuştu. Artık 23. yılına girdikelri iktidarlarının her gününü eserle, hizmetle, yatırımla, mücadeleyle dolu dolu geçirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'yi demokrasi ve altyapısıyla Cumhuriyetimizin yeni asrına hazırlama şerefi bize nasip oldu. Dikkat ederseniz bugün de ülkemizde milletimizin gerçek gündemini, milletimizin hakiki sorunlarını, insanımızın samimi beklentilerini kendine dert edinen, çözümü için program geliştiren tek kadro biziz. Milletimizin bunca yıldır bize verdiği destek kara kaşımıza, kara gözümüze değil, ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetleredir. Her alanda Türkiye'nin meselelerinin çözümü için tefekkür eden, çözüm yolları arayan, projeler geliştiren, icraat yapan yegane iktidar ve ittifak olarak milletimizin emrinde olmayı hep sürdüreceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan muhalefete sert eleştiriler: Sokak teröristlerine kucak açıyorlar Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan muhalefete sert eleştiriler: Sokak teröristlerine kucak açıyorlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası kameraların karşısına geçerek gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın konuşmasında Ramazan ayı, dış politika, iç siyaset ve ekonomi gibi çeşitli konular yer aldı. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları: Rabbim bizleri huzur içinde Ramazan Bayramı'na da eriştirsin. Gönül coğrafyamızın farklı köşelerindeki zulümlerin, ölümlerin bir an önce sona ermesini temenni ediyorum. Külliyemizde eğitim öğretim ordumuzun neferlerini ağırlayacak ve yarın da kredi yurtlar kurumlarımızdaki öğrencilerimizle birlikte olacağız. Son güne kadar Ramazan'ı manasına uygun şekilde idrak etmeye çalışacağız. Dış politika bağlamında Polonya Başbakanı'nın ülkemizi ziyareti anlamlıydı. Kendisi ile Avrupa ülkeleri ile yoğunlaşan diyaloğumuzu da istişare ettik. Sadece güvenlik boyutu ile değil birçok alanda Avrupa'nın ülkemize olan ihtiyacı açıkça ikrar edilmeye başlandı. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: "TÜRKİYE, AVRUPA ÜLKELERİ İLE İŞ BİRLİĞİNİ ARTIRMAYA AÇIKTIR" Küresel ölçekteki ani değişimler daha fazla kurumsal iş birliğine ihtiyacımız olduğun ortaya koyuyor. Türkiye karşılıklı saygı çerçevesinde Avrupa ülkeleri ile iş birliğini artırmaya açıktır. Türkiye'nin stratejik yaklaşımının Avrupalı mevkidaşlarımın politikalarına yön vereceğine inanıyorum. Rusya-Ukrayna savaşında ilk günden beri Türkiye olarak doğru konumlandık. Muhalefet başta olmak üzere kimsenin dolduruşuna gelmedik. 4. yılına giren bu savaşın daha fazla yıkım olmadan sona ermesini arzu ediyoruz. Bölgemizin bir an önce istikrarsızlıktan çıkması için tüm diplomatik imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Trump ile samimi geçen görüşmede 100 milyar dolarlık ticaret hacmini, engelleri ve birçok meseleyi ele aldık. Sayın Trump'ın ikinci döneminde Türk Amerikan ilişkilerinin farklı ivme yakalaması mümkündür. İki ülkemizin iş birliğini etkilemeye çalışan lobilere rağmen bunu başaracağımıza inanıyorum. "NEVRUZ ETKİNLİKLERİNDEKİ BAZI GÖRÜNTÜLERİ BİZ DE TASVİP ETMİYORUZ" Çanakkale Zaferi'nin 110. yıl dönümünde ölümsüz kahramanlarımızı bir kez daha rahmetle yad ettik. Çanakkale ruhu bizi birbirimize bağlayan yüksek bir şuurdur. Baharın müjdecisi olan Nevruz'u da büyük coşkuyla kutladık. Birkaç menfi foto dışında milletimizi üzen nahoş olaylar yaşanmadı. Genel itibariyle geçmiş yıllara kıyasla daha huzurlu Nevruz geçirdik. Nevruz'un resmi bayram olarak kutlanmasını arzu ediyoruz. Nevruz etkinliklerinden yansıyan bazı görüntüleri biz de tasvip etmiyoruz ama bu seneki olayların gerilimsiz gerçekleşmesini milletimizin birliği adına anlamlı buluyoruz. “NEVRUZ’DA HUZUR HAKİMDİ, ANCAK BAZI GÖRÜNTÜLERİ TASVİP ETMİYORUZ” Bakıyorsunuz polisimizin ücretini ödeyerek pamuk şekeri çocuklara verilmesi ana muhalefet aktörleri tarafından eleştiri meselesi yapılıyor. Sokak teröristlerine kucak açanlar, polisin çocuklara pamuk şeker ikram etmesini dillerine doluyor. Daha düne kadar şehir şehir oy dilenenler, utanmadan pamuk şeker üzerinden hamaset yapıyorlar. Polise asit atılması ile balta ile saldırılması ile bir sorunları yok. Milletin malının mülkünün yağmalanması ile bir sıkıntıları yok. Tarihi camilerimizin avlusunun meyhaneye çevrilmesi ile meseleleri yok. Ama pamuk şeker dağıtılması rahatsız ediyor. Bu tutarsızlığın, büyük çelişkisinin milletimiz ve özellikle Kürt kardeşlerimizce not edildiği kanaatindeyim. Bu faşizan dil millet karşısında zaman kaybetmiştir, bundan sonra da kaybetmeye mahkumdur. Terörsüz Türkiye hedefine yaklaştıkça bu tür hezeyanlara anlaşılan daha çok şahit olacağız. Biz milletimizin kırk yıldır kanını, kaynaklarını emen terör musibetinden kurtarmakta kararlıyız. Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi, Çerkezi, Lazıyla 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Biz dünyanın en büyük en güçlü, yıldızı en çok parlayan ülkelerinden birini, Türkiye'i yönetiyoruz. Kutuplaşma yerine kucaklaşmayı, kavga yerine dayanışmayı, nefret siyaseti yerine sevgi siyasetini savunmak bize düşendir. Muhabbetin, barışın, kardeşliğin evrensel dilini yüceltmekten geri duymayacağız. Nifak ve nefret saçanlara aldırmadan bolluk ve bereketiyle baharın gelişini simgeleyen Nevruz'u birbirimize yeni bir umutla sarılma vesile haline dönüştürmeye gelecekte de devam edeceğiz. MUHALEFETE SERT ELEŞTİRİLER: “SOKAK TERÖRİSTLERİNE KUCAK AÇIYORLAR” İstanbul merkezli bir yolsuzluk operasyonun ardından ana muhalefet partisi genel başkanının yaptığı sokak çağrısı sonrası ortaya çıkan kısa sürede şiddet hareketine dönüşen olayları milletçe ibretle takip ettik. Marjinal örgütlerin, şehir eşkıyalarının saldırıları sebebiyle 5 günde 153 güvenlik görevlimiz yaralandı. Her türlü provokasyona rağmen sabır ve soğukkanlılıkla görevlerini yerine getiren güvenlik kuvvetlerimizi kutluyor, kendilerine teşekkür ediyorum. Ana muhalefet yöneticileri çok büyük şuursuzluk örneği sergilemiştir. Yolsuzluk, irtikap, iltimas, rüşvet iddialarına cevap vermek yerine en basit, seviyesiz, ahlak ve hukuk yoksunu açıklamalara imza atmışlardır. Vandalların saldırılarında yaralanan polisimizin, zarar verilen milyarlarca liralık kamu malının tek sorumlusu sokak çağrısı yapan ana muhalefet partisi lideri ve şurekasıdır. Bunun siyasi hesabı Meclis'te hukuki hesabı yargı önünde sorulacaktır. Son 5 günlük tanık olduklarımız bir gerçeği göstermiştir. Türkiye gibi büyük ülkenin basiret, vizyon, kalite açısından çok küçük, iptidai, çapsız bir ana muhalefet partisi vardır. Bunları bırakın devleti, yerel yönetimleri bir belediye büfesi bile teslim edilmeyeceği tekrar ortaya çıkmıştır. İSKi skandalından 32 yıl sonra bu millete dajavu yaşattılar. Güya seçim denilerek yıllarca nasıl bir tiyatro oynandığını dün bizzat görmüş olduk. CHP'nin demokrasi anlayışı, açık oy gizli sayım komedisinin bir adım ötesine geçemediği tekrar ispatlanmıştır. Aradan geçen 80 yıla rağmen zerre kadar değişmedikleri 85 milyona tekrar hatırlatan CHP'nin kendi çalıp kendi oynadığı oyunu tebessümle izlemeye devam edeceğiz.  "BUNLARIN ŞOVU DA PERDE KAPANINCA BİTECEKTİR" Daha önce de birkaç kez çağrıda bulundum, provokasyonlarla vatandaşlarımızın huzurunu bozmaktan artık vazgeçin. Cesaretin varsa yolsuzluk, hırsızlık, alınan rüşvet, yapılan usulsüzlüklerin hesabını verin. Yürütülen soruşturmadaki iddialara, tutuklanan kişilere her şeyiyle kefilseniz çıkıp bunu adam gibi açıkça söyleyin. Buna niyetiniz yoksa boşuna milleti germeyin. Sadece sloganını değil zihniyetini de aldığınız banka soyguncusu marjinal sol örgütleri polisimizin üzerine salmayın. Öyle yüksek sesle bağırıyorlar ki, aslında yaptıkları işe, söyledikleri söze, sergiledikleri tavra kendileri de inanmadıklarını hal diliyle ikrar ediyorlar. Sözüne ve eylemine inanan insanların duruşunun en küçük emaresi bunlarda mevcut değil. Biz bu riyakarlığa FETÖ olmak üzere ülkemizin başına musallat edilen örgütlerden, gözümüzün içine baka baka yalan söyleyen uluslararası aktörlerden aşinayız. Bunların şovu da perde kapanınca bitecektir. Geriye baktıklarında zerre kadar saygıları kaldıysa ülkeye yaptıkları kötülüklerden inanıyorum ki utanç duyacaklardır. Gerçi bugüne kadar onurlu davranışlarına hiç şahit olmadık. Ama umudumuzu da yitirmek istemiyoruz. “EKONOMİDEKİ DALGALANMA SUNİ VE GEÇİCİ” Türkiye'nin kaybedecek tek bir dakikası bile yok. Ana muhalefet partisi kadroları eski genel başkanlarının o veciz ifadesiyle en iyi yaptıkları iş olan birbirlerini yemeye devam edebilir. Biz sadece işimize bakıyoruz, milletimize hizmete odaklanıyoruz. Ekonomi, güvenlik, savunma, demokrasi adaletiyle güçlü bir Türkiye inşa etmeye odaklanıyoruz. Daha çok çalışacak, daha çok üretecek, sadece bugünün meselelerini çözmekle kalmayıp, Türkiye'yi yarının dünyasına çok güçlü şekilde hazırlayacağız. CHP'nin yolsuzluk operasyonuna verdiği hukuku hiçe sayan tepki, diğer alanlarla birlikte ekonomide temelsiz suni dalgalanmaya sebep olmuştur. İlizyon ortadan kalktığında yaşananların anlamsızlaştığı anlaşılacaktır. Uyguladığımız ekonomi politikasındaki kazanımlara halel gelmesine asla izin vermeyeceğiz. Tarihi seviyelerde düşük cari açık, işsizlik oranlarına ulaştık, mali disiplini güçlendirdik ve enflasyonu kontrol altına aldık. Merkez Bankası'nın rezervlerini güçlendirdik. Ayrıca 6 Şubat depremlerinin yaralarını süratle sarmayla başladık. Bu başarıların hepsini de büyük emek, sabır ve kararlılıkla elde ettik. Ekonomi programımızı uygulamayla aynı azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz. Hazine ve Maliye Bakanlığımız, Merkez Bankamız ve ilgili kurumlarımız sağlam uygulama ve güçlü desteğimizle gece gündüz demeden tam bir koordinasyonla çalışıyor. Bundan sonra proaktif ve esnek bir yaklaşımla ihtiyaç duyulan tüm tedbirler alınacaktır. Kurumlarımız, piyasaların sağlıklı işleyişini sağlamak için hem yetkiye hem de iradeye sahiptir. Elimizdeki araçları etkin şekilde kullanarak son piyasa dalgalanmasını başarıyla yönettik. Etkilerini sınırla ve geçici hale getirdik.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.