#Kanada

İLKHABER-Gazetesi - Kanada haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kanada haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ünlü oyuncu James McAvoy'un Toronto Film Festivali sırasında bir barda saldırıya uğradığı iddia edildi Haber

Ünlü oyuncu James McAvoy'un Toronto Film Festivali sırasında bir barda saldırıya uğradığı iddia edildi

"Split", "X-Men" ve "Atonement" gibi filmlerin yıldızı, İskoç aktör James McAvoy'un, 4-14 Eylül tarihleri arasında düzenlenen Toronto Uluslararası Film Festivali (TIFF) için bulunduğu Kanada'da tatsız bir olay yaşadığı öne sürüldü. "SARHOŞ BİR ADAM SIRTI DÖNÜKKEN YUMRUK ATTI" People dergisinin bir kaynağa dayandırdığı habere göre, olay 8 Eylül Pazartesi gecesi yarısından hemen önce Toronto'daki "Charlotte's Room" isimli barda meydana geldi. İddiaya göre, filminin yapımcılarıyla sakin bir toplantı halinde olan McAvoy, o sırada mekandan dışarı çıkarılan aşırı alkollü bir adamın hedefi oldu. Kaynak, "James'in sırtı ona dönüktü ve adam ona yumruk attı" diyerek olayın tamamen sebepsiz ve rastgele olduğunu belirtti. MCAVOY'UN TEPKİSİ: SAKİNLEŞTİRİP OLAYI GÜLEREK GEÇİŞTİRDİ Saldırının ardından ünlü oyuncunun olayı büyütmediği, tam tersine durumu sakinleştirmeye çalıştığı ve diğerlerinin saldırganı uzaklaştırmasına yardımcı olduğu öğrenildi. McAvoy'un, saldırıdan sonra mekanda kalmaya devam ettiği ve olayı arkadaşlarıyla birlikte gülerek geçiştirdiği de gelen bilgiler arasında. YÖNETMENLİK KOLTUĞUNDAKİ İLK FİLMİYLE FESTİVALDE James McAvoy, yönetmenlik koltuğuna oturduğu ilk filmi olan "California Schemin'"in 7 Eylül'deki galası için Toronto'da bulunuyordu. Film, kendilerini Amerikalı gibi tanıtarak Londra'da bir plak anlaşması imzalayan İskoç rap ikilisi Silibil N' Brains'in gerçek hikayesini anlatıyor. McAvoy, filmde ikiliyi kandıran bir müzik yapımcısını canlandırıyor.

Kanada, BM Genel Kurulu’nda Filistin Devleti’ni tanıyacağını açıkladı Haber

Kanada, BM Genel Kurulu’nda Filistin Devleti’ni tanıyacağını açıkladı

Kanada Başbakanı Mark Carney, eylül ayında yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu 80’inci oturumunda Filistin Devleti'ni tanıyacaklarını açıkladı. İsrail’in Gazze’deki katliamlarına ve neden olduğu insani krize tepkiler sürerken, Filistin’e bir destek de Kanada’dan geldi. Kanada Başbakanı Mark Carney, yaptığı yazılı açıklamada ülkesinin uzun süredir iki devletli çözüm fikrine bağlılığını sürdürdüğünü belirterek, "Sivillerin giderek artan acıları, barış, güvenlik ve insan hayatının onurunu desteklemeyi hedefleyen koordineli uluslararası eylemde gecikmeye yer bırakmamaktadır" ifadelerini kullandı. "İki devletli çözümü korumak, şiddet veya terörizm yerine barışı seçen tüm insanlarla birlikte durmak ve İsrail ile Filistin devletlerinin barış içinde bir arada yaşama konusundaki doğal arzularını güvenli ve müreffeh bir gelecek için tek yol haritası olarak onurlandırmak anlamına gelir" diyen Karney, "Bu nedenlerle Kanada, 2025 yılının eylül ayında yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 80’inci oturumunda Filistin Devleti'ni tanıma niyetindedir" ifadelerine yer verdi. "İSRAİL İÇİN BARIŞA GİDEN YOL, FİLİSTİN DEVLETİ’Nİ DE GEREKTİRMEKTEDİR" Kanada’nın güçlü ve demokratik bir Filistin yönetiminin yanında, İsrail’in varlığını da desteklediğini hatırlatan Carney, "Kanada, Orta Doğu'da barış ve güvenlik içinde yaşayan bağımsız bir devlet olarak İsrail'in varlığını her zaman kararlılıkla destekleyecektir. İsrail için kalıcı barışa giden yol, aynı zamanda İsrail'in güvenlik ve barışa ilişkin vazgeçilmez haklarını tanıyan, yaşayabilir ve istikrarlı bir Filistin Devleti’ni de gerektirmektedir" değerlendirmesinde bulundu. "KANADA YAPICI BİR ORTAK OLACAKTIR" Uluslararası ortaklarıyla birlikte Filistin için yönetişim ve güvenlik düzenlemelerini belirleyen ve Gazze'ye gerekli ölçekte insani yardımın ulaştırılmasını sağlayan bir barış planı için çalışacaklarını vurgulayan Carney, "Kanada, bölgede adil, anlamlı ve kalıcı bir barışın ve tüm Filistinlilerle İsraillilerin onuruna, güvenliğine ve özlemlerine saygı duyan bir geleceğin inşasında yapıcı bir ortak olacaktır" dedi.

22 ülkeden İsrail’e Gazze çağrısı: Yardımlar derhal başlamalı, aksi takdirde somut adımlar yolda Haber

22 ülkeden İsrail’e Gazze çağrısı: Yardımlar derhal başlamalı, aksi takdirde somut adımlar yolda

İngiltere, Fransa ve Almanya’nın da aralarında bulunduğu 22 ülke, İsrail’e Gazze’ye yardımların bütünüyle yeniden başlamasına derhal izin verme çağrısı yaptı. İngiltere, Fransa ve Kanada hükümetleri ise ayrı bir ortak açıklama yayınlayarak, İsrail’in Gazze’ye saldırıları durdurmaması ve insani yardım ablukasını kaldırmaması halinde "somut adım atma" tehdidinde bulundu. İngiltere, Fransa ve Almanya’nın da aralarında bulunduğu 22 ülkenin dışişleri bakanları ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, İsrail’e Gazze’ye yardımların bütünüyle yeniden başlamasına derhal izin verme çağrısı yaptı. Japonya, Yeni Zelanda ve Avustralya’nın da aralarında yer aldığı 22 ülke ve AB, yaptıkları ortak açıklamada, "Yardımların sınırlı ölçüde yeniden başladığına dair bazı işaretler bulunduğunu kabul ediyoruz fakat İsrail, iki aydan fazla bir süre boyunca Gazze’ye insani yardım girişini engellemiştir. Gıda, ilaç ve temel ihtiyaç malzemeleri tükendi. Halk, açlıkla karşı karşıya. Gazze halkı, şiddetle ihtiyaç duyduğu yardımları almalı" ifadelerini kullandı. Ortak açıklamada İsrail’in Gazze’ye yardım dağıtım sistemini değiştirme planları şiddetle reddedilerek, "İsrail güvenlik kabinesinin, Gazze’ye yardım ulaştırılması için yeni bir modeli onayladığı bildiriliyor. Ancak BM ve insani yardım ortaklarımız, bu modeli desteklemiyor. Bu kuruluşlar, insani ilkelerin tam anlamıyla gözetilmediği hiçbir düzenlemenin parçası olmayacaklarını açık bir şekilde ifade ettiler. İnsani ilkeler, dünyanın her yerindeki çatışmalarda önemlidir ve her savaş bölgesinde tutarlı bir şekilde uygulanmalıdır" denildi. İsrail’in önerdiği yardım dağıtım modelinin BM ve güvenilir ortaklarının rolünü zayıflattığı ve insani yardımı siyasi ve askeri hedeflerle ilişkilendirdiği ifade edilen açıklamada, "İnsani yardım hiçbir zaman siyasallaştırılmamalı, Filistin toprakları küçültülmemeli ve herhangi bir demografik değişime maruz bırakılmamalıdır" denildi. Açıklamada, "İnsani yardım bağışçıları olarak İsrail hükümetine iki net mesajımız var: Gazze’ye yardımların tamamen yeniden başlamasına derhal izin verin ve BM ile insani yardım kuruluşlarının hayat kurtarmak, acıları hafifletmek ve insan onurunu korumak için bağımsız ve tarafsız bir şekilde çalışmalarına olanak sağlayın" denildi. Açıklamaya Avustralya, Kanada, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, İzlanda, İrlanda, İtalya, Japonya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Portekiz, Slovenya, İspanya, İsveç ve İngiltere dışişleri bakanları ile AB Yüksek Temsilcisi Kallas, AB Komisyonunun Kriz Yönetiminden Sorumlu Üyesi Hadja Lahbib ve AB Komisyonunun Akdeniz’den Sorumlu Üyesi Dubravka Suica da imza attı. Ortak açıklama, Birleşmiş Milletler’in Gazze’ye yalnızca dokuz yardım kamyonunun girişine izin verildiğini bildirmesi ve bu durumu "Bu, bölgedeki insani kriz karşısında denizde bir damla" şeklinde nitelendirmesinin ardından yapıldı. İNGİLTERE, FRANSA VE KANADA’DAN İSRAİL’E "SOMUT ADIM" TEHDİDİ İngiltere, Fransa ve Kanada ise, 22 ülkenin dışişleri bakanları tarafından yayınlanan açıklamaya paralel olarak başka bir ortak açıklama yayınladı. Üç ülke, İsrail’in Gazze’deki saldırılarını kınadı ve İsrail’in yeniden başlattığı saldırıları durdurmaması ve insani yardımlara uyguladığı ablukayı kaldırmaması halinde "ilave somut adımlar" atacaklarını açıkladı. Gazze ve Batı Şeria’daki duruma ilişkin olarak yayınlanan ortak açıklamada, "İsrail’in Gazze’ye yönelik askeri operasyonlarını genişletmesini şiddetle reddediyoruz. Gazze’de insanların yaşadığı acı, tahammül edilemez seviyeye ulaştı. İsrail’in dün Gazze’ye temel düzeyde gıda girişine izin vereceğini açıklaması kesinlikle yetersizdir. İsrail hükümetine Gazze’deki operasyonlarını derhal durdurması ve insani yardımların Gazze’ye girişine derhal izin vermesi çağrısında bulunuyoruz" denildi. Hamas’a da 7 Ekim’den bu yana tutulan esirlerin derhal serbest bırakılması çağrısı yapılan açıklamada, İsrail’in 7 Ekim’deki saldırının ardından kendisini savunma hakkını her zaman desteklediklerini fakat mevcut uygulamanın kesinlikle ölçüsüz olduğu ifade edildi. Açıklamada, "İsrail hükümetinin sivillere yönelik temel insani yardımı reddetmesi kabul edilemez ve uluslararası insancıl hukukun ihlali riskini taşır. İsrail hükümetinin bazı üyeleri tarafından yakın zamanda kullanılan ve Gazze’deki yıkım nedeniyle sivillerin yer değiştirmek zorunda kalacaklarını öne süren iğrenç ifadeleri kınıyoruz. Kalıcı bir şekilde zorla yerinden etme, uluslararası insancıl hukukun açık bir şekilde ihlalidir" denildi. Açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümetin böylesine vahim adımlar atarken bu olanları izlemekle yetinilmeyeceği kaydedilerek, "Eğer İsrail yeniden başlatılan askeri operasyonları durdurmaz ve insani yardımlara yönelik kısıtlamaları kaldırmazsa, buna karşılık olarak ilave somut adımlar atacağız" denildi. İngiltere, Fransa ve Kanada’nın Batı Şeria’daki İsrailli yerleşimlerin genişletilmesine yönelik her türlü teşebbüse de karşı oldukları vurgulanan açıklamada, "İsrail, yasa dışı olan ve Filistin devletinin sürdürülebilirliğini ve hem İsraillilerin hem de Filistinlilerin güvenliğini tehlikeye atan yerleşim faaliyetlerini durdurmalıdır. Bu konuda, hedeflere yönelik yaptırımlar dahil olmak üzere ilave adımlar atmaktan çekinmeyeceğiz" denildi. ABD, Katar ve Mısır’ın Gazze’de derhal bir ateşkes sağlanmasına yönelik çabalarına da destek verilen açıklamada, böyle bir ateşkesin geriye kalan rehinelerin serbest bırakılması, Gazze’deki sivillerin acılarının hafifletilmesi, Hamas’ın Gazze üzerindeki kontrolünün sona erdirilmesi ve iki devletli çözümün yolunun açılması için büyük bir umut sunduğu kaydedildi. Açıklamada, "Bu, hem İsraillilerin hem Filistinlilerin hak ettiği kalıcı barış ve güvenliği sağlamanın ve bölgedeki uzun vadeli istikrarı teminat altına almanın tek yoludur" denildi. Ortak açıklamada ayrıca üç ülkenin Filistin yönetimi, İsrail ve ABD ile birlikte Arap Planı temelinde Gazze’nin geleceğine ilişkin uzlaşıyı tamamlama yönünde çalışmaya devam edecekleri bildirildi. Açıklamada, "Haziran ayında Birleşmiş Milletler’de yapılacak olan Yüksek Düzeyli İki Devletli Çözüm Konferansı’nın bu hedef doğrultusunda uluslararası bir uzlaşı oluşturmadaki önemli rolünü teyit ediyoruz. Filistin devletinin tanınmasının iki devletli çözüme ulaşılmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz ve bu konuda diğerleriyle iş birliği yapmaya hazırız" denildi.

Kanada'da Liberal Parti seçimi kazandı, Başbakan Mark Carney zafer konuşmasında Trump'a yüklendi Haber

Kanada'da Liberal Parti seçimi kazandı, Başbakan Mark Carney zafer konuşmasında Trump'a yüklendi

Kanada’da resmi olmayan sonuçlara göre genel seçimi iktidardaki Liberal Parti kazandı. Liberal Parti lideri Başbakan Mark Carney zafer konuşmasında ABD Başkanı Donald Trump'a yüklendi. Kanada'da yapılan genel seçimin ardından oy sayma işleminde sona gelindi. Resmi olmayan ilk sonuçlara göre 43.5 oy oranıyla Başbakan Mark Carney liderliğindeki Liberal Parti seçimin galibi oldu. Liberal Parti yüzde 43.5 oy oranı ile iktidarını korurken, parlamentodaki 343 sandalyeden 168'ini elde etti ve henüz çoğunluğu sağlamak için gerekli olan 172 sandalyeye ulaşamadı. Pierre Poilievre'in liderliğindeki Muhafazakar Parti 41.4 oy oranı ve 144 sandalye ile ikinci, Quebec Bloku Partisi ise yüzde 6.4 oy oranı ve 23 sandalye ile üçüncü sırada yer aldı. CARNEY, ZAFER KONUŞMASINDA KANADA’YI "51.EYALET" OLARAK İSTEYEN TRUMP'A YÜKLENDİ Geçtiğimiz ay Liberal Parti liderliğini eski Başbakan Justin Trudeau'dan devralan 60 yaşındaki Mark Carney, seçimin ardından destekçilerine hitap etti. Carney zafer konuşmasına, "Bir sorum var. Kimler hazır? Kim benimle birlikte Kanada için ayağa kalkmaya hazır? Kim Kanada'yı güçlü bir şekilde inşa etmeye hazır?" sözleriyle başladı. Carney, "Pierre Poilievre'yi ikimizin de sevdiği ülkeye olan bağlılığı, zorlu, adil ve iyi mücadelesi nedeniyle tebrik etmek istiyorum. Kanadalılar için birlikte çalışarak hizmet vermeyi sabırsızlıkla bekliyorum" dedi. Carney, parlamentodaki tüm partilerle yapıcı bir şekilde çalışacağını söyledi. Carney, ABD Başkanı Donald Trump’a yüklenerek, "Aylardır uyardığım gibi ABD bizim topraklarımızı, kaynaklarımızı, suyumuzu, ülkemizi istiyor. Bunlar boş tehditler değil. Başkan Trump bizi bölmeye çalışıyor ki bize sahip olabilsin. Bu asla, asla olmayacak. Trump ile masaya oturduğumda iki egemen ülke arasındaki ekonomik ve güvenlik ilişkisini görüşeceğim. Kanadalıların refahı için ABD’den başka birçok seçeneğimiz olduğunun bilincinde olacağız. Burası Kanada ve burada ne olacağına biz karar veririz" şeklinde konuştu. Carney, "Kanada için en iyi anlaşmayı elde etmek için elimizden gelen her şeyle karşılık vereceğiz. Çalışanlarımızı ve işletmelerimizi koruyacağız ve her şeyden önce harika ülkemiz için bağımsız bir gelecek inşa edeceğiz. Dünyanın en harika ülkesini daha da iyi hale getirecek bir gelecek. Birlikte değerlerimize layık bir Kanada inşa edeceğiz. Güçlü, bağımsız ve daimi bir Kanada inşa edeceğiz" ifadelerini kullandı. Carney, "Bir kez daha tarihin dönüm noktalarından birindeyiz. ABD ile olan eski ilişkimiz, giderek artan entegrasyona dayalı bir ilişki sona erdi. ABD tarafından desteklenen açık küresel ticaret sistemi, Kanada'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana dayandığı bir sistem. Mükemmel olmasa da on yıllardır ülkemize refah sağlayan bir sistem sona erdi. Bunlar trajedi ama aynı zamanda yeni gerçekliğimiz. Amerikan ihanetinin şokunu atlattık. Anca aldığımız dersleri asla unutmamalıyız. Kendimize bakmalıyız ve her şeyden önce birbirimize sahip çıkmalıyız" dedi. Carney, Trump'ın Kanada'yı istediğini hatırlattığında kalabalık sık sık "Hayır, Asla" şeklinde slogan attı. AZINLIK HÜKÜMETİ KURULABİLİR Avam Kamarası'nda 343 sandalye bulunuyor. Çoğunluk için gereken 172 sandalyeye ulaşamayan bir partinin iktidarda kalmak için muhalefet milletvekillerinin desteğiyle azınlık hükümeti kurması gerekiyor. Carney'in hükümeti kurmak için muhalefet milletvekilleriyle müzakere masasına oturup oturmayacağı henüz netlik kazanmadı. Kanada’da eski Başbakan Justin Trudeau’nun istifasının ardından görevi devralan Mark Carney erken genel seçim kararı almış, 28 milyon seçmen sandık başına gitmişti.

Kanada erken seçim için sandık başında: Trump’tan çarpıcı çağrı Haber

Kanada erken seçim için sandık başında: Trump’tan çarpıcı çağrı

Kanada, eski Başbakan Justin Trudeau’nun istifasının ardından, yeni Başbakan Mark Carney liderliğinde alınan erken seçim kararı doğrultusunda sandık başına gitti. Ülkede yaklaşık 28 milyon seçmen oy kullanıyor. SEÇİMLERDE LİBERAL PARTİ ÖNDE Ülkede oy verme işleminin yaklaşık 12 saat sürmesi bekleniyor. En geç oy verme işlemi, yerel saatle Britanya Kolumbiyası'nda başlayacak ve sandıklar TSİ 05.00'te kapanacak. Anket sonuçlarına göre: Liberal Parti, oyların %42,6'sını alarak birinci parti olmayı hedefliyor. Muhafazakar Parti ise oyların %39,9'unu alması bekleniyor. Yapılan tahminlere göre, Liberal Parti, 343 sandalyeli Avam Kamarası'nda 172 sandalye kazanarak çoğunluğu sağlayacak. Seçim süreci bağımsız bir kuruluş olan Elections Canada tarafından yönetiliyor. Oylar elle sayılıyor ve sandıkların kapanmasının ardından yaklaşık yarım saat içinde seçim sonuçları Elections Canada'nın internet sitesinde yayımlanmaya başlıyor. TRUMP’TAN KANADALILARA MESAJ: "GÜÇLÜ VE BİLGE ADAMI SEÇİN" ABD Başkanı Donald Trump, Kanada’daki seçimler hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Trump, Kanada'nın ABD'nin 51. eyaleti olması yönündeki çağrısını yineleyerek, Kanadalılara şöyle seslendi: "Kanada'nın büyük halkına iyi şanslar. Kanada’nın ABD’nin 51’inci eyaleti olması halinde, vergilerinizi yarı yarıya azaltacak, askeri gücünüzü ücretsiz bir şekilde dünyanın en yüksek seviyesine çıkaracak, sıfır vergiyle otomotiv, çelik, alüminyum, kereste, enerji ve tüm diğer sektörlerinizi dört katı büyütecek güç ve bilgeliğe sahip olan adamı seçin." Trump ayrıca, ABD-Kanada sınırlarının yapay olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Bu kara parçasının sınır olmadan ne kadar güzel olacağına bir bakın. ABD, Kanada'yı yıllardır yüz milyarlarca dolarla sübvanse ediyor. Kanada bir eyalet olmadığı sürece bunun bir anlamı yok."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.