Can Holding soruşturmasında ilk adli karar: Kenan Tekdağ adli kontrolle serbest bırakıldı, 5 şüpheli için tutuklama istendi
Geçtiğimiz hafta 121 şirketine el konularak TMSF'nin kayyım olarak atandığı Can Holding'e yönelik yürütülen 'suç örgütü' soruşturmasında, gözaltındaki kilit isimlerle ilgili ilk adli süreç tamamlandı. Savcılık sorgularının ardından mahkemeye sevk edilen şüphelilerden bazılarının tutuklanması talep edilirken, bazıları için ise adli kontrol kararı istendi.
KENAN TEKDAĞ SERBEST, 5 ŞÜPHELİYE TUTUKLAMA TALEBİ
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında gözaltında bulunan şüphelilerden 6'sı, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Savcılık, 5 şüpheliyi tutuklama talebiyle, Can Grubu'nun medya yatırımlarının başındaki isim olan Kenan Tekdağ'ı ise adli kontrol talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderdi. Hakimliğin kararına göre, Kenan Tekdağ adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Diğer 5 şüphelinin durumuyla ilgili kararın ise gün içinde verilmesi bekleniyor.
SAVCILIK AÇIKLADI: "SUÇ ÖRGÜTÜ LİDERLİĞİNDE KARA PARA AKLAMA"
Soruşturmayı yürüten savcılık, operasyonun arka planına dair de detaylı bir açıklama yaptı. Açıklamada, Kemal Can ve Mehmet Şakir Can liderliğinde bir suç örgütü kurulduğu; bu örgüt aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı ve kara para aklama gibi çok yönlü eylemler gerçekleştirildiği iddia edildi. MASAK raporlarına dayandırılan soruşturmada, holding bünyesindeki şirketler üzerinden kaynağı belirsiz yüklü miktarda para girişi yapıldığı ve bu paraların "Varlık Barışı Kanunu" istismar edilerek sisteme dahil edildiği öne sürüldü.
121 ŞİRKETE TMSF KAYYIM OLARAK ATANMIŞTI
Operasyon kapsamında, aralarında Habertürk, Show TV, İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Doğa Koleji gibi Türkiye'nin en bilinen medya ve eğitim markalarının da bulunduğu 121 şirketin mal varlığına el konularak, bu şirketlerin yönetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) kayyım olarak devredilmişti. TMSF, yaptığı açıklamada tüm şirketlerin faaliyetlerinin aksamadan süreceğini ve özellikle eğitim kurumlarının kamu sorumluluğu bilinciyle yönetileceğini belirtmişti.