SON DAKİKA
Hava Durumu

# Kırmızı Et

İLKHABER-Gazetesi - Kırmızı Et haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kırmızı Et haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Barut: Dışarıdan 12 milyar dolarla et ithal ettik, vatandaşın  sofralarında hâlâ et yok Haber

Barut: Dışarıdan 12 milyar dolarla et ithal ettik, vatandaşın sofralarında hâlâ et yok

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, son 6 ayda kırmızı et fiyatlarının en az yüzde 35 zamlandığına dikkat çekerek, üreticilerin zarar ettiğini, tüketicilerin de pahalılıktan alamadığını söyledi. Barut, "Yemden samana tüm maliyetler katlanarak artarken hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimiz büyük zarar nedeniyle ineğini bile kesime gönderiyor. Artan fiyatlar nedeniyle halkımız sofrasına et koyamıyor" dedi. "Yurttaş etin yanına bile yaklaşamıyor” Uluslararası raporlara göre kişi başına kırmızı et tüketimi Avrupa'da 34,5 kilogram, dünya genelinde 18.1 kilogram olduğunu hatırlatan Barut şunları söyledi: "Türkiye'de kırmızı et tüketimi kişi başına sadece 16.6 kilogramdır. Balık ve tavuk eti tüketiminde de daha vahim bir durum var. Yurttaş neden tüketemiyor? Çünkü son 6 ayda kırmızı et fiyatları en az yüzde 35 oranında zamlandı. Fahiş zamlar, yüksek enflasyon ve artan vergiler bir yana halkın geliri eriyor, pahalılıktan kimse kırmızı etin yanına yaklaşamıyor. Sonuç olarak tüketim azalıyor. Yemden samana tüm maliyetleri katlanan üreticiler de kazanamıyor. Sonucunda zarar ettiği için ineğini bile kesime gönderiyor. Bu kriz büyürken AKP iktidarı sadece seyrediyor." “Tarıma, hayvancılığa, çiftçiye, üreticiye destek olun ki tüketici de rahat bir nefes alsın” Ayhan Barut, "Geçmiş dönem Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 2018 yılında açıklama yaparak 3 yıl içinde Türkiye'nin et ve hayvan ithalatını tümüyle bitireceğini açıklamıştı. Ama bunlar hiç olmadı. Türkiye, 15 yıldır canlı hayvan ve et ithalatı yapmasına rağmen vatandaşın sofrasına yeterli miktarda et koyamadığı çok açık biçimde görülüyor. 2010 yılından bu yana 12 milyar dolar yurt dışına hayvan ve et ithalatı için aktarıldı. Olan ülke ekonomisi, tarımı ve çiftçisine, dolayısıyla halkımıza oldu. İthalat çözüm olmadı, yanlış hayvan politikaları nedeniyle ithalat lobileri ve rantiyeciler zenginleşirken ülke hayvancılığı bitirildi. Çiftçinin yem fiyatları bir senede neredeyse yüzde 130 artarken, yükselen maliyetler nedeniyle ahırlar boşaldı. Et fiyatları maliyet artışından kaynaklı artınca halkımız da sofrasına et koyamaz oldu, mutfaklarda et yerine dert pişmeye başladı. Temel ilke şu olmadı; Tüketici ucuza tüketmeli, üreticilerimiz de kazanmalı ama bu düzeni AKP iktidarı bozuyor. Daha da büyüyeceği görülen bu krizin çözümü ortada duruyor. Üretmek, desteklemek ve üreticiyi mutlak suretle ithalat belasından kurtarmak şarttır. İthalatın değil üretimin ve üreticinin desteklenmesi zorunludur. Çözüm, üretimi artırmak, üreticiyi desteklemek ve üretimi sürdürülebilir kılmaktan geçiyor. Tarıma, hayvancılığa, çiftçiye, üreticiye destek olun ki tüketici de rahat bir nefes alsın” diye ifade etti.

Vergi Denetim Kurulu, kırmızı et sektöründe 3 milyar liralık kayıt dışı kazancı tespit etti Haber

Vergi Denetim Kurulu, kırmızı et sektöründe 3 milyar liralık kayıt dışı kazancı tespit etti

Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu, kırmızı et sektöründeki kayıt dışılığı yakın takibe alırken, sektörün önde gelen 4 büyük üreticisine yönelik kapsamlı inceleme yapıldı ve 3 milyar liralık kazancın kayıt dışı bırakıldığı saptandı. Bakanlıktan edindiği bilgilere göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu (VDK), işlenmemiş gıda, akaryakıt, demir-çelik, tütün ve kuyum sektörlerinin ardından gözünü kırmızı et sektörüne dikti.Kırmızı et sektörüne yönelik risk analizi ve saha çalışmalarını artıran ekipler, ilk aşamada özellikle sektöre yön veren 4 büyük mükellefe ait büyükbaş hayvan üretim yerlerine yönelik fiili sayım gerçekleştirdi. Bu üreticilerin 7 ildeki tesislerinde saha denetimleri yapıldı, sayımlar diğer illere yayılarak devam edecek.Vergi müfettişleri koordinasyonunda gerçekleştirilen fiili sayımlara gelir uzmanları ile Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı veteriner hekimler de katıldı. Sektörün sağlıklı gelişmesi için saha çalışmaları artırıldı Saha denetimlerinde, işletmelerdeki canlı hayvan varlığına ve küpelerine yönelik de kontrol yapıldı.Bu süreçte riskli bulunan mükellefler, vergi incelemesine alındı. Bu mükelleflerin 3 milyar lirayı bulan kazancını kayıt dışı bıraktığı belirlenirken, buna ilişkin cezalı vergi tarhiyatı yapıldı.Bakanlık ekipleri, gelecek haftalarda sektöre yönelik saha çalışmalarını genişletecek. Mehmet Şimşek: “Vergi adaletini sağlamak önceliğimiz” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuya ilişkin değerlendirmesinde, vergi adaletini sağlamak ve adil rekabeti korumanın, öncelikleri arasında yer aldığını belirterek, şunları kaydetti: "İlgili bakanlıklarla koordinasyon ve işbirliği içerisinde çalışıyoruz. Kayıt dışılıkla etkin mücadele ederek, sektörün sağlıklı şekilde gelişmesini sağlayacağız. Bu denetimlerle kayıt dışı faaliyetleri tespit ederek vergisel yükümlülüklerin eksiksiz yerine getirilmesini amaçlıyoruz. Böylece, adil rekabet ortamı için piyasa bozucu fiilleri işleyenleri tespit ediyoruz."

Barut: Et ve süt üreticisi zarar ederken, halk pahalılıkla mücadele ediyor Haber

Barut: Et ve süt üreticisi zarar ederken, halk pahalılıkla mücadele ediyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili,  Ayhan Barut, kırmızı ette büyüyen krizin sona ermesi için üretim, üretici ve tüketici odaklı sürdürülebilir eylem planı uygulanmasını istedi. Kırmızı ette üreticinin kiloda 100 liradan fazla zarar ettiğini belirterek, "Besicilerimiz ne etinden ne sütünden kazanamayıp zarar ederken, ekonomik krizin vurduğu halkımız ise pahalılıktan tüketemiyor. Bu krizin çözümü için üretim odaklı sürdürülebilir eylem planı uygulanması ve destek verilmesi şart" dedi. "İthalat sevdalarına karşın ülkemizin hayvan varlığı azalıyor, yurttaş ise et ve süt tüketemiyor" Yüksek enflasyon, artan yoksulluk, bitmeyen zamlar nedeniyle yurttaşın et tüketemez hale geldiğini ifade eden Ayhan Barut şunları söyledi: "İthalat sevdalarına karşın ülkemizin hayvan varlığı azalıyor, yurttaş ise et ve süt tüketemiyor. Niye? Çünkü üretenler kazanamadığı için, maliyetler katlanarak artıp borçlar büyüdüğü için ahır ve ağıldaki dişi hayvanlar bile kesime gidiyor. Böyle olursa kriz nasıl çözülür?"  “Üretim ve tüketici odaklı destekleme şart" Barut, "Ülkemizde kesim fiyatları bir yılda yüzde 49 oranında artarken, üretim maliyetlerindeki artış yüzde 65'i aştı. Ortalama kesim fiyatları 300-320 lira arasında maliyetler kiloda 430 lirayı aşıyor. Hep zararına üreten nasıl üretime devam edecek, bu iş nasıl sürdürülecek? Zaten sürdürülemez hale geldiği için kırmızı et ve hayvancılık sektöründe kriz büyüyor.  İğneden ipliğe her şey fahiş oranda zamlanırken çiftçinin eti ve sütü niye para etmiyor? Çiftçi bu durumdayken halkımız niye pahalılıktan alamıyor? Tüm bunların sebebi belli, çözümü de ortada. Besicilerimizin can çekiştiği bu dönemde 1 litre sütle 1.5 kilogram yem alınabilmelidir. Yem ve süt paritesine uyulmalı. Geliri eriyen, alım gücü yok edilen halkımızın derdine derman olunmalı. Üretim ve üretici odaklı, tüketicileri gözeten sürdürülebilir destekleme sağlanmalı, acil eylem planı uygulanmalıdır" diye ifade etti. 

Et Fiyatlarına Yüzde 15 Zam! Yıl Sonunda Kıyma Fiyatları Ne Kadar Olacak? Haber

Et Fiyatlarına Yüzde 15 Zam! Yıl Sonunda Kıyma Fiyatları Ne Kadar Olacak?

Türkiye genelinde kırmızı et fiyatlarında son dönemde ciddi artışlar yaşanıyor. Kasım ayında başlayan fiyat yükselişi, kasaplar ve marketlerde kıyma ile kuşbaşı et fiyatlarının yüzde 10 ila 15 oranında zamlanmasına neden oldu. Sektör temsilcileri, yıl sonunda kıyma fiyatlarının kilogram başına 700 lirayı aşacağını belirtiyor. Et Fiyatlarındaki Artışın Sebepleri: Hayvan Sayısındaki Düşüş ve Yem Fiyatları Kırmızı et fiyatlarındaki artışın başlıca sebepleri arasında hayvan sayısının azalması ve yem fiyatlarındaki büyük artışlar yer alıyor. Ulusal Et Konseyi'ne göre, yetersiz süt fiyatları nedeniyle süt ineklerinin erken kesime gönderilmesi, et arzında ciddi bir düşüşe yol açtı. Ayrıca, yem fiyatlarındaki yüzde 70'lik artış, hayvancılık maliyetlerini ciddi şekilde yükseltiyor. Kış aylarının gelmesiyle birlikte hayvanların ahırlara çekilmesi, yem tüketimini artırırken, enerji ve işçilik maliyetlerindeki artışlar da sektörü olumsuz etkiliyor. Kasap ve Market Fiyatlarında Farklılık Son bir ayda kasaplarda kıymanın kilogram fiyatı 600 liradan 650-680 liraya, yerli dana kuşbaşı ise 600 liradan 700 liraya yükseldi. Marketlerde ise fiyatlar daha düşük seviyelerdeydi ancak son dönemde kıyma fiyatı 350 liradan 420-450 lira aralığına, ithal dana kuşbaşı ise 490 liradan 550 liraya çıktı. Bu durum, et fiyatlarındaki yükselmenin kasaplar ve marketler arasında farklı fiyat seviyelerine yol açtığını gösteriyor. Fiyat Artışları Geçici Değil, Kalıcı Olacak Ankara Kasaplar Odası Başkanı Fazlı Yalçındağ, et fiyatlarındaki artışın geçici bir durum olmadığını ve tarımsal politikaların yanlış yönlendirildiğini belirtti. Yalçındağ, “Ülkemiz et üretiminde kendine yetebilir durumdayken, ithalata bağlı kalmak sorunlara yol açıyor. Fiyat dalgalanmaları kasapların iş yapma kabiliyetini olumsuz etkiliyor” dedi. Ayrıca, ithal etlerin kalitesinin yerli etler kadar iyi olmadığını vurgulayarak, kasapların 'yerli ürün' ve marketlerin ise 'ithal et' ibaresiyle satış yapmasının önemine dikkat çekti.

Gürer: Tarım Şurası kararları hızla uygulanmalı Haber

Gürer: Tarım Şurası kararları hızla uygulanmalı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman, Köy İşleri Komisyonu üyesi Ömer Fethi Gürer, karkas ette kesimhane fiyatlarında Ulusal Kırmızı Et Konseyi'nin artışa gideceğini açıklamasının, tüketiciye ulaşan et ve etten mamul ürünlerde fiyat artışına yol açacağını söyledi. Gürer, “Emekli, asgari ücretli ve sabit gelirli vatandaşlar et ve sütten mamul ürünlere erişimde sıkıntılar yaşıyordu. Bu son fiyat artışı ile de mağduriyetleri daha da artacaktır. Emekli raftaki ete ancak bakacak” dedi. “Hayvancılık maliyeti arttıkça et fiyatları da artıyor” CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, “2023 yılı, 2022 yılına göre et fiyatları 8 artış göstermişti. 2023 yılında karkas dediğimiz kemikli et dana 198 TL, kuzu 190 TL idi. 2024 yılının Ocak ayında kombine ve kesimhane fiyatı, Et ve Süt Kurumu hariç, dana 265 TL, kuzu 281 TL olarak gerçekleşti. Bugün açıklanan kesimhane fiyatı dana için 332 TL, kuzu için 389 TL olarak duyuruldu. Et ve Süt Kurumu dahil edildiğinde dana kilo fiyatı 323 TL, kuzu kilo fiyatı ise 364 TL olarak oluşuyor. Bu fiyatın rafa yansıması en az %30-%40 artışlarla gerçekleştiği için şu anda marketlerin ve büyükşehirlerdeki kasapların reyonlarındaki fiyatlar kısa süre içinde değişkenlik gösterecektir. Peşin kesim fiyatı hesaplarken, ortalama bir dana için 456 kg olarak düşündüğümüzde, bugün açıklanan fiyatla çarptığınızda 150.000 liralık bir maliyet ortaya çıkıyor. Bu fiyat doğal olarak hayvancılık yapanlar için büyük bir maliyet. Çünkü artan yem fiyatları hayvancılığı zorlaştırıyor. Besi yemi, yemlik arpa, buğday kepeği, Ayçiçek tohum küspesi, buğday samanı, mısır silajı sürekli zamlandığı için ve hayvana verilen yem fiyatları arttığı sürece et fiyatlarındaki artış devam edecektir. Hayvancılıkta giderlerin %70’i yemdir. Yeme dayalı hayvancılıkta yem ithal edildiğinden döviz kurundaki dalgalanmalar da yem fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Bu da hayvancılık maliyetini önemli ölçüde arttırıyor. Buna ahır giderleri, elektrik, mazot ve işçilik eklenince besi maliyeti yükseliyor. Maliyetlerin artması doğal olarak kesime giden hayvanın fiyatında da artışı beraberinde getiriyor. Yem fiyatlarındaki artış, ahır giderlerinin artması, veteriner ve aşı giderleri, işçilik ve çoban maliyetlerinin artması devam ederse et fiyatlarında daha da artış yaşanacaktır” şeklinde konuştu. “Çiftçiler para kazanamadıkları takdirde hayvanlarını kesime götürüyorlar” Ömer Fethi Gürer hayvancılığın giderek azaldığına değinerek şunları söyledi: “Mera hayvancılığı ülkemizde bitti. 12 ay hayvan kapalı olarak beslenmekte. 12 ay boyunca her gün bir hayvana en az on ila on iki kilogram arasında yem veriliyor. Bu yemle beslenen hayvanların doğal olarak maliyeti artıyor. Bu işi yapanlar pazarı, bayramı, tatili olmayan ve sürekli fedakarca hayvanlarına bakan insanlardan oluşuyor. Para kazanamadıkları takdirde hayvanlarını kesime götürüyorlar. Süt inekleri dahi üreticide iken süt para etmeyince kesime gitti. Süt fiyatları litresi 14,65 kuruş olarak Ulusal Süt Konseyi tarafından açıklansa da, bizim bölgemizde farklı yerlerde süt 11 TL’den 12 TL’den alınıyor, bu yüzden süt inekleri kesime gidiyor. Süt ineği ve gebe ineğin kesime gitmesi, en az üç tane yavrunun doğumunun da ortadan kalkması demektir.” CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, “Hayvancılıkta planlama olmazsa, öngörü olmazsa ve sürdürülebilirlik esas alınmazsa, ithal hayvanla bu sorun çözülmez; fiyatlar artar ve bu artış tüketiciye kat be kat yansır. Kısa süre içinde etin raftaki fiyatının artması demek, Et ve Süt Kurumu'nun piyasayı dengelemek için ithal et getirmesi, emeklinin ve dar gelirlinin yine kuyruklara girmesi demektir. Et ve Süt Kurumu'nda emekliler, asgari ücretliler ve dar gelirliler kuyruklara giriyor çünkü et kısa sürede tükeniyor. Tükenmemesi için emeklilere uygun fiyatla ürün sağlamak kamunun görevidir. Gelir-gider dengesinde vatandaşların protein içeren et ve süt ürünlerine erişememesi, sağlık açısından da ileriki aşamada problemlere yol açacaktır. Bu bağlamda üreticinin, besicinin maliyet girdilerindeki artışla ortaya çıkan fiyat artışının raftaki ürüne yansıması, sorunların daha da katlanmasına yol açacaktır” dedi. Gürer, “Kırsalda 10-20 aralığında hayvanı olan ahırların çoğu boşaldı. Kırsalda küçük aile tipi işletmeler ve hayvancılık bitme noktasına geldi. Türkiye, ithal hayvan varlığı ile politikasını oluşturuyor. İthal gelen ürünlerin fiyatları daha düşük olması beklenirken, rafa daha yüksek olarak yansıyor. Cumhurbaşkanlığı yıllık program verisine göre 2023 itibariyle 16.400.000 baş sığır varlığımız bulunuyor; %44,5’i kültür melezi, %49’u saf kültür ırkından oluşuyor ve düşündürücü olan ise sadece 1 milyon yerli ırk sığırımızın kalmış olması. Hayvan varlığında ithalat geçen yıl 818.000 baş olarak gerçekleşti, oysa 2022 yılında ithalat sadece 117.000 idi. 2022’de artık ithalat olmayacağı söylenirken 2023 yılında ithalat patladı. 2024 yılında da ithalat devam etti ve 300.000 baş sığır ülkemize giriş yaptı. Bu veriler, 2024 yılı için olup yıl sonunda daha netleşecektir. Süt üretiminde de düşüş olduğu ifade edildiğinde genelde ‘süt üretiminde düşüş yok’ deniyordu. Ancak Cumhurbaşkanlığı’nın yıllık program verilerine göre, süt üretimi 2021 yılında 23.504.000 litre iken 2023 yılında 21.482.000 litreye düşmüş durumda” şeklinde konuştu. “Yoksul kesimlerin ete erişimi giderek zorlaşıyor” Gürer iktidara seslenerek et fiyatlarının düşürülmesini talep ederek şunları söyledi: “Kasaplar da et fiyatı artışından şikayetçi. Satışlarının azaldığını, kira, işçilik, nakliye, elektrik ve diğer dükkan giderlerinin artması nedeniyle kazanamadıklarını söylüyorlar. Gidişat iyi değil. Türkiye’nin kendi kendine yeterliliği sağlanmadan, ette, sütte ve gıda ürünlerinde sağlıklı bir geleceği konuşmak zor. Yoksul kesimlerin ete erişimi giderek zorlaşıyor. Çözüm var ama mevcut iktidarın çözüm arayışı yok. Hayvancılıkta ithalatı değil, üretimi esas alacak bir planlama ile yerli üretim desteklenmeli. İktidar derhal Tarım Şurası kararlarını işletmeli. Tarım Kanunu'nu uygulamalı. Yemde %50 destek sağlamalı. Yem fabrikaları kurarak yerli yem üretimini hayata geçirmeli. Tarım ve Orman Bakanlığı, etkin bir şekilde çalışmalar yürüterek besicinin kazanacağı, tüketicinin erişeceği bir modeli hayata geçirmesi.” dedi.

O ürüne zam üstüne zam geliyor! 5 ay içinde yüzde 200 zam geldi Haber

O ürüne zam üstüne zam geliyor! 5 ay içinde yüzde 200 zam geldi

Bu ürüne zam üstüne zam geliyor! Fiyatlar arttıkça arttı! Tüm detaylara haberimizden ulaşabilirsiniz. 5 AY İÇİNDE YÜZDE 200 ZAM GELDİ Kırmızı et fiyatlarında yaşanan artış sebebiyle vatandaş beyaz et talebini artırdı Bayramlarda ve hafta sonu beyaz et bulmakta zorlanan vatandaş özellikle bayramda tavuk bulamadı. Tavuk fiyatlarına 5 ay içinde yüzde 200 zam yapıldı. İstanbul Kasaplar Esnaf Odası üyesi Veysel Günal konu ile ilgili şu açıklamaları yaptı; ‘Önümüzde yaz sezonu var. İnsanlar tavuk kanat bulamayacak. Biz sipariş olarak istiyoruz ancak kesim yok diyorlar. Buradaki amaç bu durumun arkasından zam gelecek demekti, o da oldu. Tavuğa talep çok ama istenen siparişler gelmiyor. Bayram sebebiyle tavuk siparişi verdik. 20 koli değil 5 koli geldi. 100 kilo kanat değil 10 kilo gönderdiler. İstanbul’un tamamına yetecek sevk gerçekleşmedi. Neden? Parça ürün yaptıkları için tavuk kısıtlı oldu. Mangal sezonu olduğu için e bir de bayram tatili geldiği için tavuk firmalarında büyük bir fırsatçılık yaşandı. Tavuk parçalamalarda yüzde 20 oranında kar marjı çok yüksek. Bugün tavuğu kasap parçalasaydı, parçalama imkanı olsaydı, tavuğu yüksek bir rakamdan sipariş verirdi ve budunu ve kanadını kendisi çıkarırdı. Yaz sezonu, mangal sezonu derken bugün kanat 200 TL seviyesini geçti. Vatandaşın en doyurucu maddesi tavuk. Tavuğun yanında ete de çok zam geldiği için herkes tavuk seçiyor. Vatandaş bayram üstü tavuk bulamadı. Tavukçular da bunu bir fırsata mı çevirdi diyelim, yoksa bu 300-500 bin kesim yapılırken neden fiyat bandı düştü? 9 günlük tatil vardı, ona göre kesim yapılması gerekiyordu. Bayram zamanı vatandaş hiçbir markette ve kasapta tavuk bulamadı. Bu durumun en önemli sebebi tavuk parçalama yetkisinin mahalle kasaplarına verilmemesi. Kutu paketlemelerde yüzde 30 fiyat farkı oluyor. Eskiden biz kanat atıyorduk. Şimdi kanat 200 TL seviyelerinde. Bize 165 TL gelişi var, bu semtten semte değişkenlik gösteriyor.  Biz tavukçulardan rica ediyoruz, lütfen artık yeter. Vatandaşın bir yiyecek maddesi tavuk olduğu için bu kadar zam yapılmasın. Önümüzde yaz sezonu var, sezonda tavuk kanadı bulunamayacak. Bunlar paketleme, parçalamaya geçtiği için ve 9 günlük bayram tatili diye siparişler yetişmedi, kesimde yeterli sayı olmadı. Kendilerini ayarlamaları gerekiyordu. Bir vatandaş geldi diyelim, kanat istiyor 2 kilo ama kanat yok. NE alacak? Kırmızı et alsa kilosu 600 TL. Adam 2 kilo alsa 1.200 TL ödeme yapacak. 3 kilo kanat alsa 500-600 TL’ye yükselecek. Biz 3 gün yok sattık. Tavuk var ama nerede tavuk yok. Biz sipariş istiyoruz bize kesim yok diyorlar. Buradaki amaç bundan sonra zam gelecek olmasıydı, o da oldu. Tavuk talebi çok, ama istenen siparişler gelmiyor. Bugün kırmızı et 600 TL, antrkot 700 TL’yi geçti. Bundan 1 ay önce karkas et 280 TL’den satılıyordu, şimdi 380 TL. Ramazan ayından çıkıldı, kuşbaşı et o zaman 480 TL’den satılıyordu, şimdi 600 TL. Vatandaş kırmızı et almayı düşünemiyor. Tavuk vatandaşın tercih ettiği gıda, ama maliyet yüksek. Burada kasabın da bir suçu yok. Kırmızı et alanlar beyaz ete yönlendiği için fiyatlar aksadı. En büyük neden parçalama tavuğu firmalar yetiştiremiyor ve istediği fiyata geçiş yapıyor.’ Kasap Recep Özçelik konu ile ilgili şunları söyledi; ‘Ürünlere 15 günde bir zam geliyor. Etlere 2 haftada bir zam geliyor. Firmalar bize eksik sipariş gönderiyor, vatandaşlar ürünler eliimizde yok diyelim, ardından zam gelsin diyor. Ürünlere zam gelince vatandaş alamıyor, ürün bollaşıyor. Firma da istediği zaman zam yapacaklarında malları kısıyor. Biz istiyoruz ki belli başlı fiyat olsun, ayda bir ya da iki kere zam yapılsın. Eskiden öyleydi. Senede bir kere zam geliyordu. Şimdi haftada iki kere zam geliyor. Vatandaşımızda alım gücü yok. Dün ürün sayısı azdı, bugün ürün bollaştı. Zam yapmak için kısıtlama yapılıyor. Ürün olmayınca zam yapılıyor. Mesela 10 koli sipariş veriliyor, 6 kilo geliyor. Ben 10 kasa ürün satacağıma ürünüm 5 kasaya düşüyor.’ Vatandaşlardan Nazire Irak ise konu ile ilgili şunları söylüyor; ‘Tavuk kanat ve pirzola aldım. İnsanlar herhalde piknik yaptı. Bazı depolar da açık değilmiş. Biz bayram öncesinde ihtiyaçlarımızı almıştık. Eti daha az alıyoruz ama tavuk fazla alınıyor. Eskisi kadar da almıyoruz, az az alıyoruz.’ Ailesiyle piknik yapan İlkay Ay da tavuk satışlarıyla ilgili düşüncelerini paylaştı; ‘Tavuk kanat bulamadık, incik aldık. Bayram yoğunluğunda tavuk yoktu. Kanat yokken incik ve pirzola gibi tercih yaptık. Bayramda fiyatlar yüksekti. Şu an bayrama göre biraz daha iyi ama tavuk bile zor alınıyor. Fiyatlar eskiye göre yüksek, her sene artıyor. Kırmızı et fiyatlarından dolayı bayramdan bayrama yiyoruz. Bayramda kasaplarda yoğundu. Bugün de tavuk pirzola seçtim. Aldığım tavuğun kilosu 220-230 TL aralığında. Biz 250 TL’lik alıp buraya geldik. Fiyatlar düşer mi bilmiyorum, yazın daha da yükselebilir. Kırmızı et çok yüksek, yanaşılmıyor. Biz de tavukla idare ediyoruz.’

Prof. Dr. Uğur Coşkun: Aşırı kırmızı et ve işlenmiş gıda tüketimi bağırsak kanseri riskini artırıyor Haber

Prof. Dr. Uğur Coşkun: Aşırı kırmızı et ve işlenmiş gıda tüketimi bağırsak kanseri riskini artırıyor

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, kolorektal kanseriyle ilgili konuştu. Prof. Dr. Uğur Coşkun kolorektal kanserine farkındalık kazandırmak için Mart ayında birçok etkinlik düzenlendiğini söyledi. Batı tarzı beslenme alışkanlığının bağırsak kanseri riskini artıran en önemli faktörlerden birisi olduğunu dile getiren Prof. Dr. Uğur Coşkun, kırmızı et, sosis ve salam gibi işlenmiş gıdaların fazla tüketilmemesi gerektiğini ifade etti. Fazla sosis tüketimi bağırsak kanseri riskini yüzde 40 artırıyor Coşkun, Cancer Epidemiology, Biomarkers, Prevention dergisinde yayımlanan çalışma ile kırmızı et ve işlenmiş gıdaların neden herkeste bağırsak kanseri yapmadığıyla ilgili sorunun aydınlatıldığını sözlerine ekleyerek, “Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) Stern ve arkadaşları tarafından yayınlanan bu çalışmaya 29 bin 482 bağırsak kanseri olan ve 39 bin 635 kanser olmayan kontrol vakası dahil edildi. Bu çalışmada fazla miktarda kırmızı et tüketenlerde yüzde 30, yine fazla miktarda salam, sosis gibi işlenmiş gıda tüketenlerde yüzde 40'tan daha fazla bağırsak kanseri riski tespit edildi. Bu çalışmada yapılan detaylı genomik analizde HAS2 ve SMAD7 isimli genlerin kırmızı et-işlenmiş gıdaların fazla tüketimi ile bağırsak kanseri arasındaki ilişkiden sorumlu olduğu tespit edildi. Yukarıda bahsedilen riske ilave HAS2 geni olan bireylerde bağırsak kanseri riski yüzde 38, SMAD7 olanlarda ise yüzde 18 daha fazla olarak bulundu. Sonuçta bu çalışma fazla miktarda kırmızı et ya da işlenmiş gıda tüketen bir kısım insanda bağırsak kanseri gelişirken neden bazılarında gelişmediğini açıklayabilecek nitelikte. Bu çalışma geliştirildiğinde ve yeni çalışmalarla bulgular doğrulandığında, belki yakın gelecekte kırmızı etin ve işlenmiş gıdaların kimlerde bağırsak kanseri riski oluşturduğu, kimlerin ise bu gıdaları daha güveli tüketebileceği ortaya söylenebilecek” diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.