# Kırmızı Et

İLKHABER-Gazetesi - Kırmızı Et haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kırmızı Et haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gürer: Yerli üreticiye destek verilmeli, et fiyatları kontrol altına alınmalı Haber

Gürer: Yerli üreticiye destek verilmeli, et fiyatları kontrol altına alınmalı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye’nin büyükbaş hayvan ithalatındaki hızlı artışı ve et fiyatlarındaki yükselişi değerlendirerek hayvancılık politikalarını eleştirdi. Gürer, son 10 yılda milyarlarca dolarlık ithalata rağmen et fiyatlarının hızla arttığını, ithalatın sorunları çözmek yerine derinleştirdiğini belirtti. “10 Yılda 10 milyon büyükbaş hayvan ithal edildi, 12 milyar dolar yurt dışına gitti” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2024 yılında 373 bin 126 baş sığır ithal edilerek 704 milyon 613 bin dolar ödeme yapıldı. Ancak yalnızca 2025 yılının ilk 8 ayında 505 bin 59 baş sığır ithalatına karşılık 794 milyon 985 bin dolar harcandı. 2025 yılında Türkiye’nin sığır ithalatında en fazla payı Brezilya ve Uruguay aldı. Brezilya’dan 257.179 adet sığır ithal edilerek 402 milyon 171 bin 682 dolar ödeme yapılırken, Uruguay’dan ise 236.608 adet sığır ithal edildi ve bunun karşılığında 365 milyon 664 bin 293 dolar ödendi. 2015-2024 yılları arasında toplam 5 milyon 713 bin 511 büyükbaş hayvan ithal edildi. 2025 yılının ilk 8 ayı da eklendiğinde bu sayı 6 milyonu aşmış durumda ithal hayvan varlığı ilk ithalattan bugüne 10 milyon başı geçti. Son 10 yılda büyükbaş hayvan ithalatına ödenen tutar 7 milyar 131 milyon 516 bin 467 dolar. Bu miktarın hayvancılığın desteklenmesi ve üreticinin maliyet yükünün azaltılması için kullanılabilecekken ithalata aktarılmasının büyük bir yanlış. Tüm zamanlar için et ve hayvan ithalatında yurt dışına 12 milyar dolara ulaşan dövizimiz gitti” şeklinde konuştu. “Yerli üreticiye destek verilmeli, mera ve buzağı ölümleri önlenmeli” Ömer Fethi Gürer, “İthal et ve hayvan son yıllarda bitecek derken artarak devam ediyor. Buna rağmen et fiyatları katlanarak artıyor. İthalata dayalı bu yanlış politikalar üreticiyi desteklemek yerine bitiriyor, tüketiciyi de pahalı ete mahkûm ediyor. Et ve Süt Kurumu ithal et ve hayvan ile piyasa dengeleme yerine piyasa da değişkenliğe müdahale edemiyor. Şap ile durağanlaşan fiyatlar yeniden yükselişe geçti. Yem fiyatları ,ahır giderleri durmuyor .Yem sübvanse edilip yerli üreticiye destek sağlanması, mera hayvancılığının geliştirilmesi, yerli ırkın geliştirilmesi, buzağı ölümleri ve hastalıkla mücadelede gelişmiş ülkeler konumuna erilmesi sağlanmalıdır” diye ifade etti.

Gürer: Et artışı emekli ve dar gelirli için lüks haline geldi Haber

Gürer: Et artışı emekli ve dar gelirli için lüks haline geldi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, kırmızı et fiyatlarındaki artışın emekli ve dar gelirli vatandaşların sofrasına yansıdığını belirterek, ete erişimin her geçen gün zorlaştığını açıkladı. Gürer, Niğde’nin Bor ilçesinde kasap esnafıyla bir araya gelerek fiyat artışları ve besicilerin yaşadığı sorunları yerinde inceledi. “Et artışı emekli ve dar gelirli için lüks haline geldi” Etin temel gıda olmasına rağmen emekli, sabit ve dar gelirli aileler için artık lüks tüketim haline geldiğini belirten Ömer Fethi Gürer, “Yaklaşık dokuz ayda dana etinde 94 lira, kuzu etinde 65 liralık kesimhane fiyat artış yaşandı. Kısa bir süre dana etinde fiyatlarındaki artış engellenmiş olsa da 25 eylül itibariyle dana eti geçen aya göre %2,8, kuzu eti ise %5,4 arttı. Bu artış son satış noktasına kadar zamlanarak vatandaşa ulaşınca Vatandaşın sofrasına et girmesi iyiden iyiye zorlaştı. Ülkemizde et fiyatları yükselmeye devam ederse vatandaş sofrasından tümden çekilecek, gramla ürün almak dahi zorlaşacak. Tarım ve hayvancılık politikaları ithale dayanmayan, yerli üreticiyi destekleyen ve tüketiciyi de koruyarak uygun fiyatla et almasını sağlayacak politikalar oluşmalıdır. Besici, kesimhaneye verdiği hayvanın fiyatı özel marketlerde üç kat artarak tüketiciye ulaşıyorsa burada bir sorun var demektir. Kasapta fiyat artışı giderlerine bağlanarak gerekçelendirilse de marketlerin Et ve Süt Kurumundan temin ettiği et fiyatlarının bölümlere göre 1000 TL’den başlayıp 1500 TL’ye kadar çıkması, sürecin iktidar tarafından doğru yönetilmediğini göstermektedir” ifadelerini kullandı. “İthalat piyasayı dengelemiyor, çiftçi sahipsiz kaldı” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2010 yılından bu yana 10 milyon baş büyükbaş hayvan ithal edildiğini hatırlatarak, “12 milyar dolar yurt dışına para verildi ama sorun çözülmedi. Çünkü yerli üretim yeterince desteklenmedi, çiftçimize sahip çıkılmadı. Ankara’da özel markete gittim, dana bonfile kilosu 12000 TL. Bu Türkiye’de çoğu yerde satılan fiyatın üstünde. Et ve Süt Kurumu’nun ithal getirdiği ürün de bu fiyatlardan satılıyorsa neden ithalat yapılıyor. İthalat amacı piyasayı dengelemek diye masal anlatanlar et ve süt kurumu ithal et fiyatı açıklamalıdır. Niğde ili Bor ilçesinde Kasapta bonfile 800-900 TL. Pirzola 650 TL, kıyma 650 TL, dana eti kemiksiz 700 TL. Şimdi ithal ürün Ankara’da bonfile 1200 TL’den satılıyorsa bu nasıl olacak” şeklinde konuştu. Bor’da uzun yıllardır babadan oğula kasaplık yapan Cemal Çopur, “Satışlarımız geçen seneye göre %75 düştü. Vatandaşın alım gücü yok. Para pul oldu. Dana karkas kesimde 460-470 TL’ye dayanır. Bizim kasaplık geçmişimiz eskiye dayanır. Dedem kasap, babam kasap, amcalarım kasap, ben kasabım, oğlum kasap. Niğde’nin en eski kasaplarından biriyiz ama kasaplık bitmek üzere. Market fiyatları bizden pahalı. Ankara’da bazı kasaplar eti 1000 liraya satıyor, bizden ise 650-700 TL’ye satılıyor. Hayvancılık da daraldı. Bir çobanın aylığı 50-70 bin lira oldu, çoban bulmak zor. Dört çobanım vardı, hepsi kaçtı. Bir 50 kg torba yem 850 lira. Gelir yok, gider çok. 12 damızlık hayvanım var ama ben yılbaşında bırakacağım, oğlum devam edecek. Bitti, ben bırakacağım” ifadelerini kullandı. “Çiftçiye destek verilmeli, yerli hayvancılık geliştirilmeli” Sorunun çözüm yollarına da değinen CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, şunları söyledi: “Bu iş çözümlenebilir. Yemin sübvanse edilmesi, besiciye yeterli desteğin verilmesi, yerli hayvancılığın geliştirilmesi, çiftçinin giderlerinin azaltılması gerekir. Şu an hayvancılık yapan çiftçilik yapmıyorsa ayakta kalamaz. Anadolu’da kasaplarda ortalama fiyat 600-700 TL iken aynı ürün ithal geldiğinde büyük marketlerde 1000-1100 TL aralığında satılıyor. Burada büyük bir yanlışlık var. Hem üretici hem kasap sıkıntıya düşerken büyük market bu işin kaymağını yiyor. Türkiye bu süreci çözmek zorunda çünkü çocuklar et ve sütten mahrum kalıyor, protein alamıyor. Geleceğimizin çocuklarının gelişimi bile bu nedenle sorunlu hale gelir. Emekli ,sabit gelirli ete erişmesi de giderek zorlaşıyor”

Barut: Dışarıdan 12 milyar dolarla et ithal ettik, vatandaşın  sofralarında hâlâ et yok Haber

Barut: Dışarıdan 12 milyar dolarla et ithal ettik, vatandaşın sofralarında hâlâ et yok

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, son 6 ayda kırmızı et fiyatlarının en az yüzde 35 zamlandığına dikkat çekerek, üreticilerin zarar ettiğini, tüketicilerin de pahalılıktan alamadığını söyledi. Barut, "Yemden samana tüm maliyetler katlanarak artarken hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimiz büyük zarar nedeniyle ineğini bile kesime gönderiyor. Artan fiyatlar nedeniyle halkımız sofrasına et koyamıyor" dedi. "Yurttaş etin yanına bile yaklaşamıyor” Uluslararası raporlara göre kişi başına kırmızı et tüketimi Avrupa'da 34,5 kilogram, dünya genelinde 18.1 kilogram olduğunu hatırlatan Barut şunları söyledi: "Türkiye'de kırmızı et tüketimi kişi başına sadece 16.6 kilogramdır. Balık ve tavuk eti tüketiminde de daha vahim bir durum var. Yurttaş neden tüketemiyor? Çünkü son 6 ayda kırmızı et fiyatları en az yüzde 35 oranında zamlandı. Fahiş zamlar, yüksek enflasyon ve artan vergiler bir yana halkın geliri eriyor, pahalılıktan kimse kırmızı etin yanına yaklaşamıyor. Sonuç olarak tüketim azalıyor. Yemden samana tüm maliyetleri katlanan üreticiler de kazanamıyor. Sonucunda zarar ettiği için ineğini bile kesime gönderiyor. Bu kriz büyürken AKP iktidarı sadece seyrediyor." “Tarıma, hayvancılığa, çiftçiye, üreticiye destek olun ki tüketici de rahat bir nefes alsın” Ayhan Barut, "Geçmiş dönem Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 2018 yılında açıklama yaparak 3 yıl içinde Türkiye'nin et ve hayvan ithalatını tümüyle bitireceğini açıklamıştı. Ama bunlar hiç olmadı. Türkiye, 15 yıldır canlı hayvan ve et ithalatı yapmasına rağmen vatandaşın sofrasına yeterli miktarda et koyamadığı çok açık biçimde görülüyor. 2010 yılından bu yana 12 milyar dolar yurt dışına hayvan ve et ithalatı için aktarıldı. Olan ülke ekonomisi, tarımı ve çiftçisine, dolayısıyla halkımıza oldu. İthalat çözüm olmadı, yanlış hayvan politikaları nedeniyle ithalat lobileri ve rantiyeciler zenginleşirken ülke hayvancılığı bitirildi. Çiftçinin yem fiyatları bir senede neredeyse yüzde 130 artarken, yükselen maliyetler nedeniyle ahırlar boşaldı. Et fiyatları maliyet artışından kaynaklı artınca halkımız da sofrasına et koyamaz oldu, mutfaklarda et yerine dert pişmeye başladı. Temel ilke şu olmadı; Tüketici ucuza tüketmeli, üreticilerimiz de kazanmalı ama bu düzeni AKP iktidarı bozuyor. Daha da büyüyeceği görülen bu krizin çözümü ortada duruyor. Üretmek, desteklemek ve üreticiyi mutlak suretle ithalat belasından kurtarmak şarttır. İthalatın değil üretimin ve üreticinin desteklenmesi zorunludur. Çözüm, üretimi artırmak, üreticiyi desteklemek ve üretimi sürdürülebilir kılmaktan geçiyor. Tarıma, hayvancılığa, çiftçiye, üreticiye destek olun ki tüketici de rahat bir nefes alsın” diye ifade etti.

Vergi Denetim Kurulu, kırmızı et sektöründe 3 milyar liralık kayıt dışı kazancı tespit etti Haber

Vergi Denetim Kurulu, kırmızı et sektöründe 3 milyar liralık kayıt dışı kazancı tespit etti

Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu, kırmızı et sektöründeki kayıt dışılığı yakın takibe alırken, sektörün önde gelen 4 büyük üreticisine yönelik kapsamlı inceleme yapıldı ve 3 milyar liralık kazancın kayıt dışı bırakıldığı saptandı. Bakanlıktan edindiği bilgilere göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu (VDK), işlenmemiş gıda, akaryakıt, demir-çelik, tütün ve kuyum sektörlerinin ardından gözünü kırmızı et sektörüne dikti.Kırmızı et sektörüne yönelik risk analizi ve saha çalışmalarını artıran ekipler, ilk aşamada özellikle sektöre yön veren 4 büyük mükellefe ait büyükbaş hayvan üretim yerlerine yönelik fiili sayım gerçekleştirdi. Bu üreticilerin 7 ildeki tesislerinde saha denetimleri yapıldı, sayımlar diğer illere yayılarak devam edecek.Vergi müfettişleri koordinasyonunda gerçekleştirilen fiili sayımlara gelir uzmanları ile Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı veteriner hekimler de katıldı. Sektörün sağlıklı gelişmesi için saha çalışmaları artırıldı Saha denetimlerinde, işletmelerdeki canlı hayvan varlığına ve küpelerine yönelik de kontrol yapıldı.Bu süreçte riskli bulunan mükellefler, vergi incelemesine alındı. Bu mükelleflerin 3 milyar lirayı bulan kazancını kayıt dışı bıraktığı belirlenirken, buna ilişkin cezalı vergi tarhiyatı yapıldı.Bakanlık ekipleri, gelecek haftalarda sektöre yönelik saha çalışmalarını genişletecek. Mehmet Şimşek: “Vergi adaletini sağlamak önceliğimiz” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuya ilişkin değerlendirmesinde, vergi adaletini sağlamak ve adil rekabeti korumanın, öncelikleri arasında yer aldığını belirterek, şunları kaydetti: "İlgili bakanlıklarla koordinasyon ve işbirliği içerisinde çalışıyoruz. Kayıt dışılıkla etkin mücadele ederek, sektörün sağlıklı şekilde gelişmesini sağlayacağız. Bu denetimlerle kayıt dışı faaliyetleri tespit ederek vergisel yükümlülüklerin eksiksiz yerine getirilmesini amaçlıyoruz. Böylece, adil rekabet ortamı için piyasa bozucu fiilleri işleyenleri tespit ediyoruz."

Barut: Et ve süt üreticisi zarar ederken, halk pahalılıkla mücadele ediyor Haber

Barut: Et ve süt üreticisi zarar ederken, halk pahalılıkla mücadele ediyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili,  Ayhan Barut, kırmızı ette büyüyen krizin sona ermesi için üretim, üretici ve tüketici odaklı sürdürülebilir eylem planı uygulanmasını istedi. Kırmızı ette üreticinin kiloda 100 liradan fazla zarar ettiğini belirterek, "Besicilerimiz ne etinden ne sütünden kazanamayıp zarar ederken, ekonomik krizin vurduğu halkımız ise pahalılıktan tüketemiyor. Bu krizin çözümü için üretim odaklı sürdürülebilir eylem planı uygulanması ve destek verilmesi şart" dedi. "İthalat sevdalarına karşın ülkemizin hayvan varlığı azalıyor, yurttaş ise et ve süt tüketemiyor" Yüksek enflasyon, artan yoksulluk, bitmeyen zamlar nedeniyle yurttaşın et tüketemez hale geldiğini ifade eden Ayhan Barut şunları söyledi: "İthalat sevdalarına karşın ülkemizin hayvan varlığı azalıyor, yurttaş ise et ve süt tüketemiyor. Niye? Çünkü üretenler kazanamadığı için, maliyetler katlanarak artıp borçlar büyüdüğü için ahır ve ağıldaki dişi hayvanlar bile kesime gidiyor. Böyle olursa kriz nasıl çözülür?"  “Üretim ve tüketici odaklı destekleme şart" Barut, "Ülkemizde kesim fiyatları bir yılda yüzde 49 oranında artarken, üretim maliyetlerindeki artış yüzde 65'i aştı. Ortalama kesim fiyatları 300-320 lira arasında maliyetler kiloda 430 lirayı aşıyor. Hep zararına üreten nasıl üretime devam edecek, bu iş nasıl sürdürülecek? Zaten sürdürülemez hale geldiği için kırmızı et ve hayvancılık sektöründe kriz büyüyor.  İğneden ipliğe her şey fahiş oranda zamlanırken çiftçinin eti ve sütü niye para etmiyor? Çiftçi bu durumdayken halkımız niye pahalılıktan alamıyor? Tüm bunların sebebi belli, çözümü de ortada. Besicilerimizin can çekiştiği bu dönemde 1 litre sütle 1.5 kilogram yem alınabilmelidir. Yem ve süt paritesine uyulmalı. Geliri eriyen, alım gücü yok edilen halkımızın derdine derman olunmalı. Üretim ve üretici odaklı, tüketicileri gözeten sürdürülebilir destekleme sağlanmalı, acil eylem planı uygulanmalıdır" diye ifade etti. 

Et Fiyatlarına Yüzde 15 Zam! Yıl Sonunda Kıyma Fiyatları Ne Kadar Olacak? Haber

Et Fiyatlarına Yüzde 15 Zam! Yıl Sonunda Kıyma Fiyatları Ne Kadar Olacak?

Türkiye genelinde kırmızı et fiyatlarında son dönemde ciddi artışlar yaşanıyor. Kasım ayında başlayan fiyat yükselişi, kasaplar ve marketlerde kıyma ile kuşbaşı et fiyatlarının yüzde 10 ila 15 oranında zamlanmasına neden oldu. Sektör temsilcileri, yıl sonunda kıyma fiyatlarının kilogram başına 700 lirayı aşacağını belirtiyor. Et Fiyatlarındaki Artışın Sebepleri: Hayvan Sayısındaki Düşüş ve Yem Fiyatları Kırmızı et fiyatlarındaki artışın başlıca sebepleri arasında hayvan sayısının azalması ve yem fiyatlarındaki büyük artışlar yer alıyor. Ulusal Et Konseyi'ne göre, yetersiz süt fiyatları nedeniyle süt ineklerinin erken kesime gönderilmesi, et arzında ciddi bir düşüşe yol açtı. Ayrıca, yem fiyatlarındaki yüzde 70'lik artış, hayvancılık maliyetlerini ciddi şekilde yükseltiyor. Kış aylarının gelmesiyle birlikte hayvanların ahırlara çekilmesi, yem tüketimini artırırken, enerji ve işçilik maliyetlerindeki artışlar da sektörü olumsuz etkiliyor. Kasap ve Market Fiyatlarında Farklılık Son bir ayda kasaplarda kıymanın kilogram fiyatı 600 liradan 650-680 liraya, yerli dana kuşbaşı ise 600 liradan 700 liraya yükseldi. Marketlerde ise fiyatlar daha düşük seviyelerdeydi ancak son dönemde kıyma fiyatı 350 liradan 420-450 lira aralığına, ithal dana kuşbaşı ise 490 liradan 550 liraya çıktı. Bu durum, et fiyatlarındaki yükselmenin kasaplar ve marketler arasında farklı fiyat seviyelerine yol açtığını gösteriyor. Fiyat Artışları Geçici Değil, Kalıcı Olacak Ankara Kasaplar Odası Başkanı Fazlı Yalçındağ, et fiyatlarındaki artışın geçici bir durum olmadığını ve tarımsal politikaların yanlış yönlendirildiğini belirtti. Yalçındağ, “Ülkemiz et üretiminde kendine yetebilir durumdayken, ithalata bağlı kalmak sorunlara yol açıyor. Fiyat dalgalanmaları kasapların iş yapma kabiliyetini olumsuz etkiliyor” dedi. Ayrıca, ithal etlerin kalitesinin yerli etler kadar iyi olmadığını vurgulayarak, kasapların 'yerli ürün' ve marketlerin ise 'ithal et' ibaresiyle satış yapmasının önemine dikkat çekti.

Gürer: Tarım Şurası kararları hızla uygulanmalı Haber

Gürer: Tarım Şurası kararları hızla uygulanmalı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman, Köy İşleri Komisyonu üyesi Ömer Fethi Gürer, karkas ette kesimhane fiyatlarında Ulusal Kırmızı Et Konseyi'nin artışa gideceğini açıklamasının, tüketiciye ulaşan et ve etten mamul ürünlerde fiyat artışına yol açacağını söyledi. Gürer, “Emekli, asgari ücretli ve sabit gelirli vatandaşlar et ve sütten mamul ürünlere erişimde sıkıntılar yaşıyordu. Bu son fiyat artışı ile de mağduriyetleri daha da artacaktır. Emekli raftaki ete ancak bakacak” dedi. “Hayvancılık maliyeti arttıkça et fiyatları da artıyor” CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, “2023 yılı, 2022 yılına göre et fiyatları 8 artış göstermişti. 2023 yılında karkas dediğimiz kemikli et dana 198 TL, kuzu 190 TL idi. 2024 yılının Ocak ayında kombine ve kesimhane fiyatı, Et ve Süt Kurumu hariç, dana 265 TL, kuzu 281 TL olarak gerçekleşti. Bugün açıklanan kesimhane fiyatı dana için 332 TL, kuzu için 389 TL olarak duyuruldu. Et ve Süt Kurumu dahil edildiğinde dana kilo fiyatı 323 TL, kuzu kilo fiyatı ise 364 TL olarak oluşuyor. Bu fiyatın rafa yansıması en az %30-%40 artışlarla gerçekleştiği için şu anda marketlerin ve büyükşehirlerdeki kasapların reyonlarındaki fiyatlar kısa süre içinde değişkenlik gösterecektir. Peşin kesim fiyatı hesaplarken, ortalama bir dana için 456 kg olarak düşündüğümüzde, bugün açıklanan fiyatla çarptığınızda 150.000 liralık bir maliyet ortaya çıkıyor. Bu fiyat doğal olarak hayvancılık yapanlar için büyük bir maliyet. Çünkü artan yem fiyatları hayvancılığı zorlaştırıyor. Besi yemi, yemlik arpa, buğday kepeği, Ayçiçek tohum küspesi, buğday samanı, mısır silajı sürekli zamlandığı için ve hayvana verilen yem fiyatları arttığı sürece et fiyatlarındaki artış devam edecektir. Hayvancılıkta giderlerin %70’i yemdir. Yeme dayalı hayvancılıkta yem ithal edildiğinden döviz kurundaki dalgalanmalar da yem fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Bu da hayvancılık maliyetini önemli ölçüde arttırıyor. Buna ahır giderleri, elektrik, mazot ve işçilik eklenince besi maliyeti yükseliyor. Maliyetlerin artması doğal olarak kesime giden hayvanın fiyatında da artışı beraberinde getiriyor. Yem fiyatlarındaki artış, ahır giderlerinin artması, veteriner ve aşı giderleri, işçilik ve çoban maliyetlerinin artması devam ederse et fiyatlarında daha da artış yaşanacaktır” şeklinde konuştu. “Çiftçiler para kazanamadıkları takdirde hayvanlarını kesime götürüyorlar” Ömer Fethi Gürer hayvancılığın giderek azaldığına değinerek şunları söyledi: “Mera hayvancılığı ülkemizde bitti. 12 ay hayvan kapalı olarak beslenmekte. 12 ay boyunca her gün bir hayvana en az on ila on iki kilogram arasında yem veriliyor. Bu yemle beslenen hayvanların doğal olarak maliyeti artıyor. Bu işi yapanlar pazarı, bayramı, tatili olmayan ve sürekli fedakarca hayvanlarına bakan insanlardan oluşuyor. Para kazanamadıkları takdirde hayvanlarını kesime götürüyorlar. Süt inekleri dahi üreticide iken süt para etmeyince kesime gitti. Süt fiyatları litresi 14,65 kuruş olarak Ulusal Süt Konseyi tarafından açıklansa da, bizim bölgemizde farklı yerlerde süt 11 TL’den 12 TL’den alınıyor, bu yüzden süt inekleri kesime gidiyor. Süt ineği ve gebe ineğin kesime gitmesi, en az üç tane yavrunun doğumunun da ortadan kalkması demektir.” CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, “Hayvancılıkta planlama olmazsa, öngörü olmazsa ve sürdürülebilirlik esas alınmazsa, ithal hayvanla bu sorun çözülmez; fiyatlar artar ve bu artış tüketiciye kat be kat yansır. Kısa süre içinde etin raftaki fiyatının artması demek, Et ve Süt Kurumu'nun piyasayı dengelemek için ithal et getirmesi, emeklinin ve dar gelirlinin yine kuyruklara girmesi demektir. Et ve Süt Kurumu'nda emekliler, asgari ücretliler ve dar gelirliler kuyruklara giriyor çünkü et kısa sürede tükeniyor. Tükenmemesi için emeklilere uygun fiyatla ürün sağlamak kamunun görevidir. Gelir-gider dengesinde vatandaşların protein içeren et ve süt ürünlerine erişememesi, sağlık açısından da ileriki aşamada problemlere yol açacaktır. Bu bağlamda üreticinin, besicinin maliyet girdilerindeki artışla ortaya çıkan fiyat artışının raftaki ürüne yansıması, sorunların daha da katlanmasına yol açacaktır” dedi. Gürer, “Kırsalda 10-20 aralığında hayvanı olan ahırların çoğu boşaldı. Kırsalda küçük aile tipi işletmeler ve hayvancılık bitme noktasına geldi. Türkiye, ithal hayvan varlığı ile politikasını oluşturuyor. İthal gelen ürünlerin fiyatları daha düşük olması beklenirken, rafa daha yüksek olarak yansıyor. Cumhurbaşkanlığı yıllık program verisine göre 2023 itibariyle 16.400.000 baş sığır varlığımız bulunuyor; %44,5’i kültür melezi, %49’u saf kültür ırkından oluşuyor ve düşündürücü olan ise sadece 1 milyon yerli ırk sığırımızın kalmış olması. Hayvan varlığında ithalat geçen yıl 818.000 baş olarak gerçekleşti, oysa 2022 yılında ithalat sadece 117.000 idi. 2022’de artık ithalat olmayacağı söylenirken 2023 yılında ithalat patladı. 2024 yılında da ithalat devam etti ve 300.000 baş sığır ülkemize giriş yaptı. Bu veriler, 2024 yılı için olup yıl sonunda daha netleşecektir. Süt üretiminde de düşüş olduğu ifade edildiğinde genelde ‘süt üretiminde düşüş yok’ deniyordu. Ancak Cumhurbaşkanlığı’nın yıllık program verilerine göre, süt üretimi 2021 yılında 23.504.000 litre iken 2023 yılında 21.482.000 litreye düşmüş durumda” şeklinde konuştu. “Yoksul kesimlerin ete erişimi giderek zorlaşıyor” Gürer iktidara seslenerek et fiyatlarının düşürülmesini talep ederek şunları söyledi: “Kasaplar da et fiyatı artışından şikayetçi. Satışlarının azaldığını, kira, işçilik, nakliye, elektrik ve diğer dükkan giderlerinin artması nedeniyle kazanamadıklarını söylüyorlar. Gidişat iyi değil. Türkiye’nin kendi kendine yeterliliği sağlanmadan, ette, sütte ve gıda ürünlerinde sağlıklı bir geleceği konuşmak zor. Yoksul kesimlerin ete erişimi giderek zorlaşıyor. Çözüm var ama mevcut iktidarın çözüm arayışı yok. Hayvancılıkta ithalatı değil, üretimi esas alacak bir planlama ile yerli üretim desteklenmeli. İktidar derhal Tarım Şurası kararlarını işletmeli. Tarım Kanunu'nu uygulamalı. Yemde %50 destek sağlamalı. Yem fabrikaları kurarak yerli yem üretimini hayata geçirmeli. Tarım ve Orman Bakanlığı, etkin bir şekilde çalışmalar yürüterek besicinin kazanacağı, tüketicinin erişeceği bir modeli hayata geçirmesi.” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.