TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#kış

İLKHABER-Gazetesi - kış haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, kış haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Karbonmonoksit: Kokusuz ve renksiz bir tehlike Haber

Karbonmonoksit: Kokusuz ve renksiz bir tehlike

Kış aylarının gelmesiyle birlikte kullanımı artan sobalardan sızan karbonmonoksit gazından onlarca kişi hayatını kaybediyor. Gizli katil olarak bilinen zehirlenmenin önüne geçmek için uzmanlar, gazın insan kanında oksijen taşıyan hücreleri durdurması sonucu boğularak ölümlere sebebiyet verdiğin söyledi. “Hastaneye yetişseniz bile çoğu vakada geri döndürülmesi zor bir zehirlenme türü” Vatandaşların yanlış uyguladığı ısınma teknikleri olduğunu ifade eden Konya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı İtfaiye Müdahale Müdürü Mehmet Yıldırım, “Kömür, odun gibi katı yakıtlı bir sobanın 15 metrekareden daha küçük yerlerde kurulmaması gerekiyor. Yani 15 metrekare 3 metreye 5 metre olan bir odada soba kurulması tehlikeli. Bundan daha küçük ebatlar zaten tehlikeli. Nedeni ise içerideki oksijenin tükenmesiyle dış hava basıncıyla odanın içerisindeki hava farklı oluyor. Odanın içerisine doğru gaz sızmalarına sebep olabiliyor. Ya da sobanın ısısından dolayı eşyalarda tutuşmalar olabiliyor. Karbonmonoksit çok sinsi bir gaz kömür yakan vatandaşlarımıza özellikle gece vaktinde bir kömür kokusu alırsak pencereyi açarız, kurtuluruz. Böyle bir şey değil karbonmonoksit tamamen kokusuz, renksiz bir gaz ve her yanan şey karbonmonoksit üretiyor. Kombilerin bacaları, ocakta pişirdiğiniz yemeğin altında yanan alev, sobanın içerisindeki yanan kömürün ürettiği karbonmonoksit yanan bir şey varsa karbonmonoksit var. Karbonmonoksit Sıvılaştırılmış Petrol Gazı (LPG) yerde birikirken karbonmonoksit ortamın yukarısında birikiyor. Bu gaz belli bir miktar olduğu zaman özellikle küçük çocuklar daha hızlı nefes alıp verdikleri için, daha fazla karbonmonoksite maruz kalıyorlar ve bu gaz insanların kanında oksijen taşıyan hücreleri bloke ettiğinden boğularak ölümlere sebebiyet veriyor. Hastaneye yetişseniz bile çoğu vakada geri döndürülmesi zor bir zehirlenme türü” dedi. “Karbonmonoksit, ortamda çoğaldığı zaman hissedilmesi mümkün değil” Karbonmonoksit zehirlenmesiyle karşılaşmamak için yapılması gerekenleri anlatan İtfaiye Müdahale Müdürü Mehmet Yıldırım, “Soba yaktığınız odanın bir yerden havalanması gerekiyor. İçeriye bir miktar soğuk girebilir ama bu orada zehirlenerek hastanelik olmaktan iyidir. Allah korusun bir yerde şömine yakıyorsanız veya farklı ısınma sistemleriniz varsa bunların karbonmonoksit ürettiğini, kombinizin balkonda karbonmonoksit oluşturabileceğini, kombinin bacasında en ufak bir çatlak, oynama çıkma olduğunda bunun karbonmonoksiti sızdırabileceğini bilmek gerekiyor. Özellikle bazı banyolarda şofben banyo içerisinde kuruluyor. Bunların da yine karbonmonoksit ürettiğini bilmek lazım. Karbonmonoksit ortamda çoğaldığı zaman hissedilmesi mümkün değil. Bir uyuşukluk, bir uyku hali gelir. Daha sonra zehirlenmeyle bilinç kaybına ve istemediğimiz durumlara neden olur. Bunun için en güzel çare, bacaların ilk önce inşaat yapılırken binanın çatı yüksekliğinden bir metre daha yukarıda olması gerek. Çatıların nizami inşaat standartlarına göre yapılması çatılarımızdaki bacaların nizami olması ve her 6 ayda bir temizletilmesi gerekmektedir. Bunu evde kendimiz yapabileceğimiz gibi endüstriyel tesislerde veya iş yerlerinde bunu bacaları temizleyen kurumlar var. Bunları profesyoneller tarafından temizletmemiz çok daha uygun olacaktır” şeklinde konuştu. “Bacalar tutuştuğu zaman yaklaşık 800 derece üzerinde ısı üretebiliyor” Bacalarda biriken kurumların tutuşması sonrası 800 dereceye kadar sıcaklığın çıktığını belirten Yıldırım, “Evlerde ve iş yerlerinde bu ısınma maksadıyla kullanılan cihazların bacaları, insanlar için bazen tehlike arz edebiliyor, bu da bilinçsiz kullanımlardan kaynaklanıyor. Örneğin katı yakıtlar yakıyoruz, yani odun ve kömür gibi ürünler bacaların içinde zift biriktiriyor. Bu zift bacanın fazla ani ısınmasıyla baca içeride tutuşuyor, tutuştuğu zaman yaklaşık 800 derece ve daha üzerinde ısı üretebiliyor. Bu bacalar çatıya kadar uzandığı için çatı yangınlarına sebep oluyor. Bacaların kesinlikle temizlenmesi gerekiyor. Vatandaşlar bazen bacaları yanlış kullanabiliyor. Çatı yüksekliğinden daha aşağıda olan bacalar da, halk arasında baca basması olarak bilinen zehirlenmelere de sebebiyet verebiliyor. Bacaların temiz olması, bacaların çatıdan daha yüksek olması, her 6 ayda bir bacaların temizlenmesi ve bacaların sürekli açık tutulması ısınmanın en verimli olduğu noktalar olarak bilinmesi gerekiyor” diye konuştu.

Kış aylarında düşme ile sakatlanma riskine dikkat Haber

Kış aylarında düşme ile sakatlanma riskine dikkat

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Cenk Cankuş, buzlu ve karlı hava şartlarında düşme ve sakatlanma riskinin arttığını söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Cankuş, “Kış mevsiminde karlanma, buzlanma, vb. durumlarda genellikle ileri ve orta yaştaki hastalarda ayak bileği kırıkları görülmektedir. Kırık ve çıkıklara karşı tedbirli olunması gerekir” dedi. Nörolojik sorunlar, denge sorunu ya da başka rahatsızlıklar yaşayan yaşlı hastaların kaygan zeminlerde baston veya yürüme yardımcıları kullanmasının, denge sağlamada ve düşme riskini azaltmada yardımcı olabileceğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Cankuş, birinden destek alarak veya kaymayı önleyen malzemeler kullanmayarak hareket etmenin ayak ya da el bileğinde kırıklara neden olabileceğini hatırlattı. Genelde ayak bileğinde burkulma, düşme veya kayma biçiminde yaşanan travma sonucu oluşan ayak bileği kırıklarının, basit ve orta enerjili olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Cankuş, hastaların özellikle hareket ettiğinde aniden ya da buzlu yerlerde yürürken dikkatsizliğe bağlı kayma sonucunda burkulma vb. ters hareketlerle ayak bileğinden gelen ses şikayetiyle acil servislere başvurduğunu bildirdi. Yine bu mevsimde el bileği kırıklarıyla ilgili yaralanmaların da olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Cankuş, şu bilgileri paylaştı: “Sert ve kaygan zeminde el bileği üzerine düşülmesi sonucu yaşanan el bileği kırıkları, ileri yaşlarda ileri derecede kemik erimesiyle bağlantılı parçalı kırıklar şeklinde görülebilir. Genellikle cerrahi yöntemle tedavi edilir. Kırıklar ayak ve el bileğinde şişlik ve ödemle belirti verir.” Dr. Öğr. Üyesi Cankuş, karlı ve buzlu havalarda alınacak önlemleri şöyle özetledi: “Ayakkabılar hava şartlarına uygun olmalı, küçük adımlar atılmalı. Eller yürürken cepte olmamalı, güneş gözlüğü kullanarak, karın parlamasına karşı daha rahat görüş sağlanmalı. Bina içerisinde kayma ihtimaline karşı, girişte ayakkabıların altı iyice temizlenmeli.”

Kış Tatili için kayak otellerine ve termal tesislere yoğun ilgi Haber

Kış Tatili için kayak otellerine ve termal tesislere yoğun ilgi

Kar yağışlarının Ocak ayının ortasında kendini göstermeye başlamasıyla birlikte kayak tutkunları tatil planları için harekete geçti. Neredekal.com'un verilerine göre, Aralık ayının sonlarından itibaren kayak tatili aramalarında artış gözlendi. En çok tercih edilen kayak destinasyonları arasında Uludağ, Erciyes ve Palandöken öne çıkıyor. Bu artışta, okulların 19 Ocak'ta başlayacak yarıyıl tatili etkili oldu. Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) açıklamasına göre, yarıyıl tatili rezervasyonları geçen yıla göre artış gösterdi. Neredekal.com CEO'su Gökhan Sivrikaya, bu dönemde en çok kayak ve termal otel aramalarında bir canlılık yaşandığını belirtti. Çocuklu aileler için özel tatil programları sunan kayak otelleri ve termal tesislerin ilgi çektiğini vurguladı. Sivrikaya, kış mevsiminin soğumasıyla birlikte hem kayak hem de termal tatil aramalarında artış yaşandığını söyledi. Şu an, İstanbul'a yakın bölgelerdeki seçeneklerin daha fazla ilgi gördüğünü ifade etti. Termal otellere olan ilginin devam ettiğini, özellikle Yalova, Sapanca, Denizli ve Afyonkarahisar gibi lokasyonların ön plana çıktığını belirtti. Aralık ayında oda fiyatlarının bir önceki yıla göre %87 arttığını gösteren Neredekal.com verilerine göre, en çok fiyat artışının İzmir, Çanakkale ve Ankara gibi illerde yaşandığı görüldü. Tatilciler arasında Aralık ayında en çok tercih edilen bölgelerin Şile-İstanbul, Kapadokya-Nevşehir ve Sapanca-Sakarya olduğu belirlendi. Geçen seneyle kıyaslandığında, Aralık ayında yılbaşı tatili için yapılan aramalarda tercihlerin benzer kaldığı ve en çok aranan konaklama türlerinin bungalovlar, pansiyonlar ve apart oteller olduğu görüldü.

Kışın cilt bakımında bu hatalardan kaçının! Haber

Kışın cilt bakımında bu hatalardan kaçının!

Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Dilek Bıyık Özkaya, kış mevsiminin kendine has özelliklerinin yanı sıra günlük yaşam alışkanlıklarla birlikte bazı yanlış davranışların da eklendiğine dikkati çekerek, cildimizle ilgili önemli uyarılarda bulundu. Cildin her zamankinden daha fazla yıpranarak daha hızlı yaşlanmasının önüne geçilmesi için bazı kurallara dikkat edilerek kış aylarında da sağlıklı ve ışıltılı bir cilde sahip olmanın mümkün olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özkaya,kışın cilt bakımında dikkat edilmesi gereken kuralları anlattı. Prof. Dr. Özkaya'nın önemli uyarılar ve önerileri şöyle: DOĞRU BESLENİN Sağlıklı ve dengeli beslenmek cildimiz için kritik önem taşıyor. Şekerli ve işlenmiş gıdalardan kaçınarak, mevsim sebzeleri ve meyveleri başta olmak üzere cildimiz için gerekli vitaminleri ve mineralleri içeren besinler tüketmeye özen gösterin.   BOL SU İÇİN Kış aylarında susamayı beklemeden su içmek gerektini vurgulayan Prof. Dr. Dilek Bıyık Özkaya, yetersiz su tüketiminin cildin en büyük düşmanları arasında olduğunu vurgulayarak günde mutlaka iki litre su tüketilmesi gerektiğini söylüyor. CİLDİNİZİ TEMİZLEMEDEN YATMAYIN Kış aylarının yorucu şartları nedeniyle kimi geceler makyajı temizlemeden uyunabiliyor. Ancak makyajla uyumak gece boyu cildin hava almasını engelleyerek yaşlanmayı hızlandırdığı ve gözenekleri tıkayarak enfeksiyona yol açabildiği için yatmadan önce mutlaka yüzü temizlemek gerekiyor.    SICAK SUDAN KAÇININ Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Özkaya “Yüzümüzü ve ellerimizi sıcak suyla yıkamak cildimizde daha fazla kurumaya yol açtığından sıcak su yerine ılık suyla yıkamalıyız. Duş alırken de aynı kurala uymak gerekir. Kışın uzun sıcak banyolar cildimize iyi geliyor gibi gözükse de aksine cildimizi kurutarak daha hassas hale getirmektedir. Banyolar ılık suyla ve 5-10 dakikayı geçmeyecek şekilde yapılmalıdır” diyor. NEMLENDİRİRKEN DİKKAT EDİN Ciltte kuruluğun arttığı kış aylarında cilt bakımı ve yaşlanma karşıtı amaçlı kullanılan retinoik asit, salisilik asit ve glikolik asit gibi ürünlerle sert içerikli temizleyicilerin cildi daha da kurutarak tahrişe neden olabildiğini belirten Prof. Dr. Özkaya şöyle konuşuyor: “Cildimizde kuruma, soyulma, kızarıklık olduğunu farkettiğimizde, deriyi soyan ürünler varsa bunları kullanmaya ara vermeliyiz. Yazın cildimiz için yeterli olan hafif bir nemlendirici kışın yeterli olmayabilir. Daha yoğun kıvamlı nemlendiriciler kullanmak kış mevsiminde daha iyi nem sağlayabilmektedir.” DIŞARI ÇIKARKEN YÜZÜNÜZÜ KORUYUN Soğuk ortamda cildi koruyucu kıyafetler giyilmezse kuruluk, çatlama, kızarıklık ve soyulma gibi olumsuzluklar ortaya çıkabiliyor. Kış aylarında eldiven, atkı, şapka hatta güneş gözlüğünü ihmal etmemek gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Dilek Bıyık Özkaya egzama, kaşıntı ve mantar gibi enfeksiyonları tetikleyebildiğini dolayı yünlü ve sentetik giysilerle çok dar ve hava aldırmayan kıyafetlerden uzak durulmasında fayda olduğunu söylüyor. EL VE DUDAKLARI SIK NEMLENDİRİN Kışın olumsuz şartlarından ellerimiz ve dudaklarımız fazlasıyla etkilendiğinden gün içerisinde sık nemlendirmek gerekiyor. Kışın nemlendirici seçerken daha yağlı ürünlerin tercih edilmesini, vazelinin çatlamış dudaklarda iyileşmeye yardımcı olduğunu ve kurumayı önlediğini belirten Prof. Dr. Özkaya “Kurumuş dudakları farketmeden yalamak, derisini koparmak ve ısırmak da daha fazla kuruluğa neden olur. Bu davranışlardan mutlaka kaçınmalıyız” diyor. GEREKSİZ YERE DEZENFEKTAN KULLANMAYIN Ellerimizi gün içerisinde yıkadıktan sonra mutlaka nemlendirici sürmek, ev temizliği yaparken ya da bulaşık yıkarken kimyasallardan korumak için eldiven kullanmak, gereksiz yere dezenfektan ve kolonya sürmemek gerekiyor. Ellerinize nemlendirici sürdükten sonra bir süre pamuklu eldivenler giyip bekleyerek nemi daha iyi emmesini sağlayabilirsiniz.   GÜNEŞ KORUYUCUYU İHMAL ETMEYİN Çoğu kişi kış mevsiminde güneş koruyucu kullanmak gerektiğini bilmezken, bilenler de ihmal edebiliyor. Oysa kar tatilinde yükseklikle ve karın yansıtıcı etkisiyle güneş yanığıyla sık karşılaşıldığını belirten Prof. Dr. Dilek Bıyık Özkaya “Kardan yansıyan güneş ışınları cildimizde hasara yol açabilmektedir. Kışın yüksek faktörlü olması gerekmese de (kar tatili hariç) mutlaka güneş koruyucu kullanılmalıdır. SPF içeren nemlendiriciler hem nem sağlamaya hem de cildimizi UV’nin zararlı etkilerinden korumaya yardımcı olacaktır” diyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.