#KOAH

İLKHABER-Gazetesi - KOAH haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, KOAH haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Akciğer kanserini yenen hasta'dan sigarayı bırakın çağrısı Haber

Akciğer kanserini yenen hasta'dan sigarayı bırakın çağrısı

Adana’da yaşayan 60 yaşındaki Hacı Çetin, akciğer kanseriyle verdiği zorlu mücadelenin ardından sağlığına kavuştu. Yaklaşık 35 yıl boyunca sigara kullanan Çetin, hastalık teşhisi konulmasının ardından sigarayı tamamen bıraktı. Bir yıllık kemoterapi, immünoterapi ve ameliyat süreciyle kanseri yenen Çetin, sigara kullanan vatandaşlara “Bırakın, nefes almanın kıymetini bilin” diyerek çağrı yaptı. “Nefes almanın tadını yeni aldım” Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) bulunan Hacı Çetin’in, geçen yıl rutin kontrol sırasında akciğerinde kitle tespit edildi. İleri evrede olduğu belirlenen tümör için hızlı tedavi süreci başlatıldı. Çetin, sigarayı bırakmasının tedavi sürecine olumlu yansıdığını belirterek şöyle konuştu: “Tanı konduğunda nefes almakta güçlük çekiyordum. Evin merdivenlerini bile çıkamıyordum. Şimdi nefes alıyorum ve bunun tadını yeni yeni almaya başladım. Sigaraya ne zaman başladığımı hatırlamıyorum ama bıraktığımı hatırlıyorum. İyi ki de bırakmışım.” Uzmanlardan erken tanı uyarısı Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Cem Mirili, akciğer kanserinin en büyük risk faktörünün sigara olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “50 yaşını geçen ve sigara içmiş herkesin düşük doz tomografiyle düzenli taramadan geçmesi gerekiyor. Bu yöntem erken tanıyı artırıyor, ölüm riskini azaltıyor.” “Ameliyat sonrası durumu iyi” Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cemal Özçelik, Çetin’in ameliyat sonrası sürecinin başarılı ilerlediğini belirterek üç haftada bir immünoterapi tedavisinin devam ettiğini ifade etti.

Türkiye, günlük sigara adedi sayısında dünya birincisi Haber

Türkiye, günlük sigara adedi sayısında dünya birincisi

KOAH Hastaları Derneği Başkanı ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mecit Süerdem, Türkiye'de sigara ve elektronik sigara kullanımı hakkında önemli bilgiler verdi. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) elektronik sigara kullanımının kontrol altına alınması için acil eylem çağrısı yapmasının ardından Prof. Dr. Süerdem, elektronik sigaranın sigaradan daha az zararlı olmadığını vurguladı. Sigara bağımlılarının yüzde 80'inin gelişmekte ve geri kalmış ülkelerde yaşadığını belirten Süerdem, tüm dünyada 2 milyar insanın sigara ve diğer tütün ürünlerine bağımlı olduğunu söyledi. Türkiye'de sigara içenlerin sayısının 15 milyondan fazla olduğunu ifade eden Prof. Dr. Süerdem, sigara kullanım oranının AB ülkeleri ortalamasının üzerinde olduğunu belirtti. Elektronik sigara kullanımının giderek yaygınlaştığını ancak içeriğindeki kimyasalların sigara dumanındakilere benzer şekilde zararlı olduğunu dile getiren Süerdem, bağımların büyük bir kısmının gelişmekte olan ülkelerde olduğunu söyledi. Elektronik sigara kullanımının kontrol altına alınması için acil tedbirler alınması gerektiğini ifade etti. Süerdem ayrıca, sigara bağımlılarının çoğunun sigarayı çocukluk ve ergenlik döneminde denediğini ve bu kişilerin büyük çoğunluğunun 18 yaş civarında düzenli sigara içmeye başladığını belirtti. Türkiye'nin kişi başına düşen günlük sigara adediyle dünya birincisi olduğunu söyleyen Süerdem, tütün sektörünün bir sömürü düzeni oluşturduğunu ve çok uluslu tütün şirketlerinin insanları hastalandırarak kar elde ettiğini ifade etti. Son olarak, sigara bağımlısı bir bireyin sigarayı bıraktıktan sonra sağlığının yanı sıra özgüvenini kazanması ve kendine saygı duymasının da önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mecit Süerdem, pasif içiciliğin sağlık üzerindeki zararlarına da dikkat çekti. Pasif içiciliğin özellikle çocuklarda alt solunum yolu enfeksiyonları ve astım riskini artırdığını belirtti.

KOAH'ta erken tanı ölüm oranını azaltıyor Haber

KOAH'ta erken tanı ölüm oranını azaltıyor

Yılda 3 milyon kişinin üzerinde ölüme neden olan kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), tüm dünyadaki ölüm nedenleri arasında kalp hastalıkları ve inmeden sonra üçüncü sıraya yükseldi. Türkiye'de de solunum sistemine bağlı her üç ölümden ikisinin yol açtığı KOAH'ta erken tanının, ölüm oranlarını azalttığı belirtildi. KOAH'ta başlıca risk faktörleri arasında başta tütün ve tütün ürünleri kullanımı olmak üzere hava kirliliği, özellikle evlerde kullanılan odun, tezek gibi yakıtlardan çıkan duman, çeşitli gaz ve tozlar yer alıyor. Nefes almakta zorlanma ile karakterize bir akciğer hastalığı olan KOAH, tedavi edilmediğinde ölümcül hâle gelebiliyor. Belirtileri bir anda ortaya çıkmayan bu hastalığa neden olan en önemli etken ise sigara kullanımı olarak gösteriliyor. Bu hastalıkta, sigara kullanımı sonucu zararlı gaz ve partiküller nedeniyle hava yolları hem daralıyor hem kalınlaşıyor. Bu durum oksijenli havanın akciğerlere rahatça girip çıkmasına engel olurken bronşlarda oluşan daralma, geri döndürülemez bir durumdur ve tedavi edilmediği sürece ilerleyici oluyor. “Sigara ve diğer tütün ürünlerinin yanı sıra, gelişen ve değişen çevresel etmenler ile birlikte hava kirliliği, dumanlı ve tozlu ortamlarda çalışmak zorunda kalma, zararlı gaz ve kimyasal maddeler, ev içi hava kirliliği, sosyoekonomik düzey, yaş, cinsiyet, genetik faktörler, akciğer gelişimine ilişkin problemler, kronik bronşit, solunum yolu enfeksiyonları ve astım” KOAH hastalığı gelişmesinde rol oynayan faktörler olarak sıralanıyor. BELİRTİLERİ ÇOK GEÇ ORTAYA ÇIKIYOR Oldukça ciddi bir sağlık sorunu olan KOAH hastalığında belirtilerin çok geç ortaya çıkmasından dolayı, bazı hastalara zamanında tanı konulamıyor. Nefes darlığı, balgam ve öksürüğün hafif seyrettiği dönemde doktora başvurmayan hasta sayısının yüksek olmasından dolayı da tanı oranı düşük kalıyor. Türkiye’de yaklaşık olarak 3 milyona yakın KOAH hastası olduğu tahmin edilirken, ülkemizde en yaygın ölüm nedenleri arasında 4. sırada yer alıyor. ERKEN TANI KRİTİK ÖNEM TAŞIYOR KOAH hastalığının tedavisi için erken tanının kritik önem taşıdığını ifade eden uzmanlar, "Erken evrede tedavi, hastalığın sebep olabileceği diğer rahatsızlıkların görülme ihtimalini en aza indirilmesini sağlıyor. Kesin bir tedavisinin olmayan KOAH'ta uygulanan tedavi yöntemleri, hastalığın ilerlemesini engellemek ve hastanın yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlıyor. Sigara kullanan KOAH hastalarının, tanı konulduktan bu zararlı alışkanlığı bırakması gerekiyor. Aynı zamanda, dumanlı ve tozlu ortamlardan uzak durmak ve düzenli egzersiz yapmak da belirtileri büyük oranda azaltabiliyor." diyor. YAŞ ALMIŞ VATANDAŞLARA EGZERSİZ YAPTIRILDI Bulaşıcı olmayan KOAH konusunda Mersin’de Toroslar, Yenişehir ve Tarsus Emekli Evi üyelerine farkındalık etkinliği gerçekleştiren Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Halk Sağlığı ve Denetim Şube Müdürü Uzman Doktor Bahar Gülçay Çat da şunları kaydetti: "Bu etkinliklere katılan yaş almış büyüklerimiz, tütün ve türevlerinin zararlarının yanı sıra, KOAH hastalığıyla ilgili bilgi sahibi oldu. Doğanın içinde önce yürüyüş yapıp temiz havanın tadını çıkaran yaş almış katılımcılarımıza nefes egzersizi yaptırdık. Her yıl binlerce kişi KOAH hastalığına yakalanıyor ve bu hastalıkta ciddi anlamda ölümler oluyor. Bu nedenle Mersin Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü öğrencilerinin de katıldığı bu etkinlikte, farklı yaş gruplarından kişileri sigarayla ilgili bilgilendirdik ve KOAH ile ilgili farkındalık yaratmaya çalıştık”

Tanıda geç kalmak KOAH tedavisini engelliyor Haber

Tanıda geç kalmak KOAH tedavisini engelliyor

ADANA (İHA) - Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Adem Yılmaz, 10 KOAH hastasından sadece birinin doktora başvurarak doğru tanı alabildiğini söyledi. Medline Adana Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Adem Yılmaz, dünyada tüm ölüm nedenleri arasında 4. sırada yer alan KOAH’ın yakın bir gelecekte 3. en sık ölüm nedeni olacağı tahmin edildiğini buna rağmen hastalığın bireyler tarafından yeterince bilinmediğini ve ancak her 10 KOAH hastasından sadece birinin doktora başvurarak doğru tanı alabildiğini söyledi. Uzmanı Dr. Yılmaz, KOAH tanısında geç kalmanın tedaviyi engelleyen en önemli unsur olduğunu söyleyerek hastalık hakkında önemli bilgiler verdi. Sigara kullanımı en büyük risk Dış ve iç ortamdaki hava kirliliğinin de diğer önemli risk faktörlerinden olduğunu söyleyen Dr. Yılmaz, “Birçok hastalıkta olduğu gibi erken teşhis ve risk faktörlerinden uzaklaşmak hava yollarındaki tıkanıklığın durdurulması ve tedavisi için çok önemlidir” dedi. Nefes darlığı, öksürük ve balgam varsa dikkat! KOAH’ta en sık görülen yakınmaların başında, öksürük, balgam ve nefes darlığı olmak üzere kimi zaman yorgunluk hissi de geldiğini söyleyen Dr. Yılmaz, “KOAH’ın tanısı basit ve ağrısız bir yöntem olan “nefes ölçüm testi” ile kolayca konabiliyor ancak bu problemin günümüzde artık neredeyse küresel bir halk sağlığı sorunu olmasına rağmen toplumların hastalık hakkındaki farkındalığı henüz istenen seviyede değil” diye konuştu. Ülkemizde 3 ila 5 milyon KOAH hastası var Tüm dünyada 600 milyon, Türkiye’de ise 3 ila 5 milyon arasında kişinin KOAH hastası olduğunu kaydeden Dr. Yılmaz, “Önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olan KOAH, hastalar için aynı zamanda kalp hastalıkları ve akciğer kanseri gelişimi açısından da yüksek oranda risk oluşturmaktadır. Ülkemizde 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH olduğu tahmin edilmektedir. Ancak baktığımızda her 10 KOAH hastasından sadece birinin doktora başvurarak doğru tanı alabildiğini görmekteyiz” dedi. Tedavisi ömür boyu devam ediyor Yılmaz, birçok hastalıkta olduğu gibi KOAH’ta da erken tanının hastalığa bağlı sakatlık ve ölüm oranlarını azaltırken yaşam konforunu ise yükselttiğini belirterek, “Hastalığın tedavisinde başarı sağlamak için sigarayı mutlaka bırakmak, tozlu-dumanlı ortamlardan kaçınmak, sağlıklı beslenmek ve düzenli olarak fiziksel aktivite yapmak gerekiyor. Tedavinin ise ömür boyu sürdürülmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. Risk altındakiler doktorlarına danışmalı İstenmeyen sonuçlarla karşılaşmamak için özellikle kış aylarında risk altındaki tüm KOAH hastalarının, grip, zatürre ve Covid-19 aşıları için ilgili doktorlarına danışmalarını öneren Dr. Yılmaz, risk faktörlerine olan maruziyetin azaltılmasının, KOAH’ın gelecekteki yükünü azaltmak için önemli olduğunu da sözlerine ekledi. Dr. Adem Yılmaz, 40 yaş üzerinde olan kişilerde oluşabilecek KOAH risklerini de şöyle sıraladı: ”Geçmişte veya şimdi sigara ve/veya tütün ürünü kullanımı Geçmişte veya şimdi tozlu ortamlarda çalışmak Isınmak ve yemek pişirmek amacıyla organik yakıtların kullanılması En az 2-3 ay süren ve tekrarlayıcı öksürük, balgam çıkarma Yol yürürken, merdiven çıkarken, iş yaparken veya herhangi bir eforda çabuk yorulma, nefes daralması.”

Kronik öksürüğün nedeni hava kirliliği olabilir Haber

Kronik öksürüğün nedeni hava kirliliği olabilir

İSTANBUL (AA) - HİKMET FARUK BAŞER - İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu, iki aydan fazla süren kronik öksürüğün nedeninin hava kirliliği olabileceğini belirterek "İki aydan fazla süren yani kronik müzmin öksürüğünüz varsa sürekli kirli havada iş yapıyorsanız kronik öksürüğün nedeni hava kirliliği de olabilir. Hava kirliliği sinsi bir tehlikedir, hem ölüm hem de pek çok hastalığın başlıca sebebi." dedi.Gün geçtikçe dünyanın en büyük sorunları arasında yer alan hava kirliliği nedeniyle dünyada her yıl milyonlarca insan hayatını kaybediyor. Hızlı ve çarpık kentleşme, trafik, kalitesiz yakıt kullanılması gibi farklı nedenler ile 30'dan fazla madde havayı kirletiyor. Her alınan nefes vücuda zarar vererek birçok hastalığa neden oluyor.Prof. Dr. Gemicioğlu, konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüm dünyada hava kirliliğinin her geçen gün artmaya devam ettiğini söyledi.Artıştan dünya nüfusunun yüzde 90'ının etkilendiğini belirten Gemicioğlu, "Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) hava kirliliğiyle ilgili belirlediği belli standartlar var. Dünyanın birçok yerinde maalesef hava kirliliği belirlenen standartların üzerinde ortalamalara çıkıyor." ifadesini kullandı.Prof. Dr. Gemicioğlu, İstanbul'da bugünlerde hava kirliliği oranının DSÖ'nün belirlediği standartların üzerine çıktığına dikkati çekerek şöyle devam etti:"Bu nedenle İstanbul'un üzerinde özellikle sabahları bir gri bir bulut tabakası oluşmakta. Bu gri bulut tabakası bizim için son derece riskli. Bu durum hasta olanlar açısından daha çok riskli. Hava kirliliği, kalp hastalıkları, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalığı olanlarda ataklara hatta inmeye ve pnömoniye yol açıyor. 65 yaşın üzerindeki kişiler ve çocuklar için de çok büyük risk taşıyor ve bu kişilerin de hastalanmasına neden oluyor. Ama hiç hasta olmayan küçük bebeklerde hatta anne karnında olanlarda, hava kirliliği ile zararlar ortaya çıkıyor. İlerleyen dönemlerde hastalıkların oluşmasına neden oluyor. Dolayısıyla aslında bu düzeyler, risk sınırının altına indirilirse pek çok insanın da ölümü önlenecek. Örneğin, son yıllardaki ölçümlerde dünyada 9 milyon kişinin sadece hava kirliliği nedeniyle oluşan birtakım rahatsızlıklar; bunlar zatürre olabilir, inme olabilir, KOAH atağı olabilir, kanserler olabilir. Tüm bu nedenlerden öldüğünü gösteriyor. Türkiye'de ise 44 bin kişi hava kirliliğine bağlı nedenlerden hayatını kaybediyor."- "Kronik öksürüğün nedeni hava kirliliği olabilir"İnsanların hava kirliliğini bildiğini ancak bundan hiç endişe duymadığını belirten Gemicioğlu insanların bunu hafife almayarak daha dikkatli olması gerektiğini anlattı.İnsanlardaki kronik öksürüğün çok fazla nedeni olduğunun altını çizen Gemicioğlu, "Mesela bir reflü veya geniz akıntısı da kronik öksürüğe neden olabilir. Ama iki aydan fazla süren yani kronik müzmin öksürüğünüz varsa sürekli kirli havada iş yapıyorsanız kronik öksürüğün nedeni hava kirliliği de olabilir. Hava kirliliği sinsi bir tehlikedir, hem ölüm hem de pek çok hastalığın başlıca sebebi." diye konuştu.- "Sabah evleri havalandırmadan kaçınmalıyız"Hava kirliliğinin azaltılması için bazı önlemlerinin alınması gerektiğini dile getiren Gemicioğlu özellikle fosil yakıtlarının daha az tüketilmesi gerektiğini ifade etti.Prof. Dr. Gemicioğlu, dünyada elektrikli araçlar kullanımının arttığını vurgulayarak "Bunun yanında yakıt olarak doğal gaz tercih edilmeli. Odun, kömür ve tezek yakılmasından uzak durulmalı. Dünya buna dikkat ediyor, bizim de dikkat etmemiz gerekiyor. Bunlara dikkat etmezsek kendi elimizle bu kirliliği arttırmış oluyoruz." değerlendirmesini yaptı.Hava kirliliğinin olduğu dönemlerde sabah sporundan kaçınılması gerektiğini aktaran Gemicioğlu şunları kaydetti:"Sabah, evleri havalandırmadan mümkün olduğu kadar kaçınmalıyız. KOAH ile astım, yüksek tansiyonu, kalp rahatsızlığı olan kişilerin bu dönemde dışarıya çıkmamasını istiyoruz. Hava kirliliği sadece astım, KOAH değil solunum yolu enfeksiyonları, kardiyak hastalıklar da değil, kansere de yol açabiliyor. Bu nedenle hava kirliliğinin azaltılması son derece önemli."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.