#Kozmetik

İLKHABER-Gazetesi - Kozmetik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kozmetik haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

e.l.f. Beauty kimin? Türkiye'de e.l.f. Beauty ürünleri satılıyor mu? Haber

e.l.f. Beauty kimin? Türkiye'de e.l.f. Beauty ürünleri satılıyor mu?

ABD merkezli kozmetik devi e.l.f. Beauty, Hailey Bieber’ın cilt bakım markası Rhode’u büyük bir anlaşmayla bünyesine kattı. 2025 yılında gerçekleşen bu satın alma, markanın global pazardaki konumunu güçlendirirken Türkiye’de e.l.f. Beauty’nin durumu da merak konusu oldu. e.l.f. Beauty Kimin? e.l.f. Beauty, 2004 yılında Joseph Shamah ve Scott-Vincent Borba tarafından Kaliforniya, ABD’de kuruldu. İsmi, “eyes, lips, face” (gözler, dudaklar, yüz) kelimelerinin baş harflerinden geliyor. Uygun fiyatlı, vegan ve cruelty-free (hayvanlar üzerinde test edilmeyen) ürünleriyle kısa sürede dünya çapında geniş bir kullanıcı kitlesine ulaştı. e.l.f. Beauty Rhode’u Satın Aldı Hailey Bieber’ın 2022’de kurduğu Rhode, 1 milyar dolarlık anlaşmayla e.l.f. Beauty’ye satıldı. Bu anlaşmada 800 milyon dolar nakit ve hisse ödemesi, ayrıca 200 milyon dolar performansa dayalı ek ödemeler bulunuyor. Satış sonrası Hailey Bieber, Rhode’un Kreatif Direktörü ve İnovasyon Başkanı olarak görevine devam ederken, aynı zamanda e.l.f. Beauty’nin stratejik danışmanı oldu. Türkiye’de e.l.f. Beauty Ürünleri Var Mı? Türkiye’de e.l.f. Beauty ürünlerinin yaygın olarak bulunmaması, markanın global stratejileri ve pazar girişimlerinin bir sonucu olarak görülüyor. Markanın Türkiye’de resmi bir distribütörü ya da mağazası bulunmamakla birlikte, bazı ürünler online platformlar veya kişisel ithalat yoluyla erişilebiliyor. Bu da “e.l.f. Beauty Türkiye’de neden yok?” sorusunun sıkça araştırılmasına yol açıyor. Uzmanlar, e.l.f. Beauty’nin önümüzdeki dönemde Türkiye pazarına yönelik stratejilerini yeniden gözden geçirebileceğini, özellikle Hailey Bieber’ın Rhode’u satın alması sonrası markanın global güçlenmesiyle Türkiye gibi büyüyen kozmetik pazarlarında varlığını artırmasının mümkün olduğunu belirtiyor.

Mersin'de girişimci kadın ürettiği kozmetik ürünleri ihraç ediyor Haber

Mersin'de girişimci kadın ürettiği kozmetik ürünleri ihraç ediyor

Mersin'de eşinin rahatsızlığı döneminde merak sardığı doğal ürün yapımında kendini geliştirerek markasını oluşturan Neslihan Cangüler, ürünlerini ihraç eder hale geldi. Yenişehir ilçesinde yaşayan 52 yaşındaki Cangüler, uzun yıllar bir mağazanın müşteri temsilciğini yaptı.Genetik rahatsızlığı bulunan eşinin böbreklerinde sıkıntı çıkması üzerine Cangüler, sağlıklı beslenme ve doğal ürünlere merak sardı.Bu süreçte eşine böbreğini veren Cangüler, evde kaldığı dönemde doğal kozmetik ürün konusunda sürekli araştırma yaptı. Bu konuda eğitim almaya karar veren Cangüler, 2020'de Türkiye'nin Eğitim Akademisinin kozmetik kursuna katıldı. Burada doğal cilt, ağız ve saç bakım kozmetikleri üretimi konusunda eğitim alan Cangüler, evinin mutfağında ilk olarak kolay ve doğal ham maddelerden sabun yapmaya başladı.Cangüler yaptığı ürünlerin çevresindekilerce beğenilmesi ve talep görmesi üzerine 2022'de kendi markasını oluşturdu.Ürünlerine talep giderek artan Cangüler, bu yıl Mersin Üniversitesi Genç Girişimci Uygulama ve Araştırma Merkezinin Girişim Limanı için alan kullanım sözleşmesi imzaladı. Merkezin laboratuvarında çalışmalarına devam eden Cangüler, ürünlerini iç piyasadaki çeşitli güzellik salonlarının yanı sıra yurt dışına da gönderir hale geldi.  "İşimi büyütmeyi hedefliyorum" Neslihan Cangüler, işini severek yaptığını ve en büyük destekçisinin ise eşi olduğunu söyledi. Eşinin geçirdiği rahatsızlık sonrası bu alana yöneldiğini anlatan Cangüler, "Eşim böbrek rahatsızlığı geçirdi. Organ nakli gerçekleştirdik, benden alarak ona taktılar. O süreçte doğal ve sağlıklı yaşama, ürünlere ilgim arttı. Kendimi bir anda bu işlerin içerisinde buldum." dedi. Cangüler, şu an sabunun yanı sıra şampuan, nemlendirici krem ile cilt ve yüz temizleme ürünleri yaptığını belirtti. Gül, lavanta, Hindistan cevizi kullanarak yaptığı ürünlere talebin her geçen gün arttığını dile getiren Cangüler, şunları kaydetti: "Firmayı kurduktan birkaç ay sonra Hollanda'dan teklif geldi ve ürün göndermeye başladık. En son Hollanda'ya 1000 ürün gönderdik. Azerbaycandan talep geldi, oraya da göndereceğiz. Ürünlerimin sonuna kadar arkasındayım. Almanya, Özbekistan ve daha birçok ülkeye satmak istiyorum. İşimi büyütmeyi hedefliyorum."

Kozmetik sektörü tüketiciler için "okuryazar kılavuzu" hazırlıyor Haber

Kozmetik sektörü tüketiciler için "okuryazar kılavuzu" hazırlıyor

Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneği (KÜAD), tüketicilerin doğru bilgilenmesi, uygun ürünü almaları ve bilinçlenmeleri amacıyla ürün etiketinin nasıl okunacağına dair bir kılavuz çıkaracak. Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneğince (KÜAD) Antalya'da 30 Kasım-2 Aralık tarihlerinde düzenlenen 7. Uluslararası Kozmetik Kongresi, yerli ve yabancı sektör paydaşlarıyla bilim insanlarını bir araya getirdi. Ürünlerin ve dünya pazarındaki ticari boyutun ele alındığı kongrede, yerli markalar da sergilendi. Kongreye katılan Dernek Başkanı Levent Kahrıman, AA muhabirine, Türkiye'nin kozmetik sektörünün her yıl yüzde 10 civarında büyüme kaydettiğini söyledi. Bir yandan dev markaların ürünlerini ürettiklerini bir yandan da markalaşma çalışmalarına ağırlık verdiklerini dile getiren Kahrıman, sektörün bu yıl 1,3 milyar dolarlık bir ihracata imza attığını belirtti. Ülke ekonomisine ciddi katkı sağladıklarını ifade eden Kahrıman, ithalatı ihracatından daha az olan sektör haline geldiklerini dile getirdi. Türkiye'nin kozmetikte üretim üssü haline geldiğini belirten Kahrıman, dünyaca bilinin birçok markanın üretimlerini Türkiye'deki firmalar üzerinden gerçekleştirdiğini kaydetti. Sektörün iki türlü büyüme kaydettiğini anlatan Kahrıman, şunları söyledi: "Türkiye'de üretim yeri, kalitesi gittikçe artıyor. Üretim tesisleri, birçok ülkeye çok çeşitte üretim yapıyor. Fason üretim dediğimiz üretim adıyla, ünlü markaların ürünlerini burada yapıyoruz. Irak, Rusya, ABD başta olmak üzere bu coğrafyaya çok fazla ürün gönderilmekte. Kendi markasını geliştiren arkadaşlarımız da yakın coğrafyadan başlayarak uzak coğrafyadaki ülkelere de ürün göndermekte. Birçok fuarda Türk markalarının lokal dağıtıcılarıyla karşılaşıyoruz. Artık stantlarda Türk markasını tanıtan bir Afrikalı, bir Amerikalı, bir Uzak Doğulu insanları görüyoruz. Bu da çok gurur verici." Yerli markalarda da özellikle deodorant, güneş kremi, ıslak mendil, şampuan, sabun, cilt bakım grubunda üretim yapıp, ihraç eden firmalar olduğunu ifade eden Kahrıman, özellikle ıslak mendil grubunda Türkiye'deki tesislerin dünyanın en büyük tesisleri sıralamasında yer aldığını belirtti. - "Tüketici etiketi iyi okumalı" Levent Kahrıman, Sağlık Bakanlığına kayıtlı olmayan, merdiven altı ya da sahte ürünlerin sektöre zarar verdiğini söyledi. Kozmetik tüketicilerine ürünün etiketini iyi okumaları yönünde çağrıda bulunan Kahrıman, "Etiketlerde hangi ibare, hangi amblem, hangi sembol ne işe yarar, bilinmeli. Düne kadar bir dış macununun arkasında 'yeşil ibare varsa o doğaldır' deniliyordu. Oysa hiç alakası yok. Bir diş macununun arkasındaki renk sadece dolum yapılırken makinesinin sensörünü harekete geçirsin diye kullanılır ama tüketici bunu ürünle ilgili bir mesaj gibi algılıyor." diye konuştu. Dernek olarak bugüne kadar bilimsel çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Kahrıman, tüketicilerin doğru bilgilenmesi, uygun ürünü almaları ve bilinçlenmeleri amacıyla ürün etiketlerine yönelik bir çalışma yaptıklarını bildirdi. Tüketiciler için okuryazarlığı kılavuzu çıkaracaklarını ve etiketin nasıl okunması gerektiğini detaylarıyla yer vereceklerini anlatan Kahrıman, sözlerini şöyle tamamladı: "Kılavuzda, etiket nasıl okunur, etiketteki barkodla ürünün Sağlık Bakanlığına kaydı nasıl sorgulanır, olumsuz bir şey gördüğünüzde nasıl hareket etmeniz gerekiyor, 'vegan' ibaresi varsa bundan nasıl emin olabilirsiniz, içindekiler kısmı nasıl anlaşılır, bunların yanıtları olacak. Taslak çalışma tamamlandı, gelecek yıl çıkarıp kamuya ulaştırmayı planlıyoruz. Etiketi iyi okursanız kandırılmazsınız, daha az parayla daha etkili ve doğru ürünleri alabilirsiniz. Bir ürün çok etkili ve çok pahalı olabilir ama sizin için doğru olmayabilir."

Türkiye kozmetikte üretim üssü haline geldi Haber

Türkiye kozmetikte üretim üssü haline geldi

ANTALYA (AA) - HATİCE ÖZDEMİR TOSUN - Türkiye 160'tan fazla ülkeye kozmetik ürünleri ihraç etmesinin yanı sıra bu sektördeki dünyaca ünlü markaların üretim merkezi haline de geldi.Yerli ve yabancı kozmetik firmaları, Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneğince (KÜAD) Antalya'da düzenlenen 6. Uluslararası Kozmetik Kongresi'nde buluştu. "Yeşil mutabakat" ana temasıyla gerçekleştirilen kongrede, çevreye dost yeni ürünler değerlendirildi.Kongreye katılan KÜAD Başkanı Levent Kahrıman, AA muhabirine, Türkiye'nin dünya kozmetik piyasasında önemli bir konuma ulaştığını ve özellikle Orta Doğu'da çok iyi bir durumda olduğunu söyledi.Türkiye'nin 160'tan fazla ülkeye kozmetik ihraç ettiğini dile getiren Kahrıman, en fazla Irak, Rusya, ABD ve İran'a satış gerçekleştiğini bildirdi.Özellikle deodorant, renkli kozmetik ve ıslak mendil başta olmak üzere 50'ye yakın çeşitte ürün ihraç edildiğini belirten Kahrıman, "Islak mendilde dünyanın en büyük üretici ülkelerinden birisiyiz, ilk 5'e giriyoruz. Renkli kozmetikte bazı markalarımız global oyuncular oldu. Sabunda çok iyi yerdeyiz, özellikle bazı yakın ülkelerde pazar lideri olan üreticilerimiz var. Cilt bakım ürünlerinde de son yıllarda atak yaptık. Yaşlanma karşıtı, cildin kusurlarını giderici ürünler noktasında çok iyi üreticilerimiz var." dedi.Her yıl düzenli büyüyen sektörlerden biri olduklarının altını çizen Kahrıman, yaklaşık 1,5 milyar dolarlık bir ihracata imza attıklarını kaydetti.- "Sağlık Bakanlığına kayıtlı 3 bin 700'e yakın üretici var"Levent Kahrıman, genç nüfus avantajına sahip Türkiye'nin çok fazla kimyager, kimya mühendisi, biyolog, eczacı gibi meslek gruplarıyla kozmetikte önemli bir üretim merkezi haline geldiğini ifade etti.Güvenilirlik konusunda iddialı olduklarını vurgulayan Kahrıman, şunları söyledi:"Çok önemli tesislerimiz ve Sağlık Bakanlığına kayıtlı 3 bin 700'e yakın üreticimiz var. Bu sayı Avrupa'daki üretici profiline göre çok iyi, ortalamanın üstündeyiz. Türkiye'de çok fazla kozmetik markası olmakla beraber dünyada çok fazla konumlanmış kozmetik markamız yok. Daha çok markalı firmalar Türkiye'de ürününü ürettirmek için geliyor. Bu anlamda Türkiye alternatif üretim üssü olmuş halde. Çünkü dünya standartlarında hızlı, yenilikçi ve uygun fiyatlı ürünler üretiliyor."Bilinmeyen markaların merdiven altı ya da yasa dışı üretim gibi algılandığını aktaran Kahrıman, bunun tamamen yanlış olduğunu söyledi. Merdiven altı üretimin yasa dışı üretim olduğunun altını çizen Kahrıman, Bakanlık yetkililerince sık sık denetim yapıldığını anlattı. Kahrıman, tüketicilerin alışveriş yaparken firmanın Sağlık Bakanlığından ruhsatlı olup olmadığına ve ürünün etiketlerine dikkat etmelerini önerdi.- "Atalarımızdan kalan bir mirasımız var"Kahrıman, bugün Türkiye'de hiç bilinmeyen bazı firmaların, ABD'nin, Avrupa'nın zincir mağazalarının tüm mallarını ürettiğine dikkati çekerek, "Markası bilinmeyen çok sayıda yerli firma, dünyaca ünlü markaların üreticisi konumunda. Bilmediğiniz birçok firma, bildiğiniz birçok markayı yapıyor. Çok fazla ünlü markanın üreticisiyiz. Bazı etiketlerde bunu görebilirsiniz. Adını duyduğunuzda 'bu merdiven altı mı?' dediğiniz firma, dünyada çok büyük paralarla satın aldığınız markaları üretiyor. Türkiye böyle bir üretim üssü haline geldi, çok ciddi potansiyelimiz var." ifadelerini kullandı.Türkiye'nin endemik bitkiler konusunda zengin potansiyele sahip olduğuna değinen Kahrıman, kozmetik alanında bu bitki türlerinden de faydalandıklarını söyledi.Bu bitkilerin yüzlerce yıl önce gıda ve kozmetik alanlarında kullanıldığını anımsatan Kahrıman, "Atalarımızdan kalan bir mirasımız var, bu mirasın üzerine bugünkü endüstrimizi kurabiliriz. Türkiye'de çok büyük bir kaynak var, bu kaynakla ülkenin kozmetik hikayesini yazabiliriz." değerlendirmesinde bulundu.- "Türkiye'nin payını artırmak için önemli çalışmalar yaptık"KÜAD Uluslararası Kozmetik Kongresi Başkanı Fuat Arslan da kozmetiğin gerek dünyada gerekse Türkiye'de gelişen bir sektör olduğunu anlattı.Dünyada kozmetik sektörünün büyüklüğünün 2023 sonunda 750 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini kaydeden Arslan, Türkiye'nin buradan alacağı payı artırmak için önemli çalışmalar yaptıklarını bildirdi.Özellikle online ticaretin gelişmesiyle cilt bakım ürünlerine ilgilinin arttığını dile getiren Arslan, "Türkiye'de kozmetik, sürekli büyüyen dinamik bir sektör. Özellikle bu yıl cilt bakım ürünlerinde inanılmaz bir atak oldu ve yüzde 16'lık bir büyüme gerçekleşti." dedi.

Kozmetik sektörü Antalya'da bir araya geldi Haber

Kozmetik sektörü Antalya'da bir araya geldi

ANTALYA (AA) - Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneği (KÜAD) tarafından düzenlenen 6. Uluslararası Kozmetik Kongresi, bu yıl "yeşil mutabakat" temasıyla Antalya'da başladı.Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde gerçekleştirilen kongreye, yaklaşık 800 yerli ve yabancı akademisyen ile firma temsilcileri katıldı. 3 gün sürecek kongrede, çevre dostu ürünler, yeni trendler ve sektörün geleceğine ilişkin konuların ele alınacağı oturumlar yapılacak.KÜAD Kongre Başkanı Fuat Arslan, AA muhabirine, bu yılki kongreye katılımın geçen yıla göre daha fazla olduğunu ve 8 ülkeden katılımcı bulunduğunu söyledi.Yerli ve yabancı katılımcıların Türkiye'deki ve dünyadaki yeni trendleri kongrede tartışacaklarını aktaran Arslan, özellikle bu yıl sürdürülebilirlik konusunun hakim olacağını belirtti.Bu yılki kongrenin ana temasını "yeşil mutabakat" olarak belirlediklerini aktaran Arslan, "Sektör olarak kendimizi güncellememiz gereken bir döneme giriyoruz. Ekolojik dengenin yeniden sağlanabilmesi adına dünyada birtakım yenilikler yapılıyor, sürdürülebilir politikalar hazırlanıyor ve belli stratejiler geliştiriliyor. Sektördeki firmalarımızı da bu konuda yönlendirmeye, ortak eylem planı hazırlamaları konusunda örnek olmaya çalışıyoruz." diye konuştu.Arslan, kongrede yerli ve yabancı akademisyenlerin Türkiye'deki ve dünyadaki yeni ürünler, trendler hakkında değerlendirmelerde bulunacağını bildirdi.Özellikle son dönemde tüketicinin taleplerinin değiştiğine işaret eden Arslan, "Kozmetikte çevreye duyarlı ürünler noktasında tüketici çok hassas. Kongre, kendisini güncelleyebilen, ileriki süreçte tüketicinin beklentilerine cevap verebilen markalar açısından büyük bir fırsat." dedi.Endemik bitki türlerinin de sergilendiği kongre, 3 Aralık'a kadar devam edecek.

Kozmetik ürünlerin bilinçsiz kullanımı ekosisteme zarar verebiliyor Haber

Kozmetik ürünlerin bilinçsiz kullanımı ekosisteme zarar verebiliyor

İSTANBUL (AA) - BİRİZ ÖZBAKIR - Mersin Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Göktürk Avşar, kozmetik ürünlerin içeriğindeki ağır metaller başta olmak üzere bazı maddelerin kullanımı sonucunda deniz canlılarının, faydalı deniz bakterilerinin ve alglerin önemli ölçüde zarar gördüğünü belirterek "Gelecek nesillere sürdürülebilir bir gelecek bırakmak istiyorsak çevremizi düşünmek zorundayız. Kozmetik ürünlerde kullanımı sınırlandırmakta fayda var" dedi.Büyüyen kozmetik endüstrisinin çevreye olumsuz etkisi, hammaddelerin tedarik edilmesinden üretim, dağıtım ve son tüketiciler tarafından üretilen atıklara kadar birçok süreçte kendisini gösteriyor.Kozmetik ürünlerin çevreye etkisi hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Doç. Dr. Göktürk Avşar, bu ürünlerin çevreye verdiği zararların farkında olarak tercih edilmesi ve çevre sağlığı açısından daha dikkatli tüketilmesi gerektiğini söyledi. Özellikle durulanabilir kozmetik ürünlerinin kullanımı sonucunda bazı bileşiklerin deniz canlılarına, faydalı deniz bakterilerine ve alglere önemli ölçüde zarar verdiğini ve ekosistemi değiştirdiğini vurgulayan Avşar, "Gelecek nesillere sürdürülebilir bir gelecek bırakmak istiyorsak çevremizi düşünmek zorundayız. Kozmetik ürünlerde kullanımı sınırlandırmakta fayda var." diye konuştu.- "Ağır metaller bitkilerde fizyolojik olayları bozabiliyor"Çevre ve insan sağlığı açısından dikkat edilmesi gereken en zararlı maddelerin başında ağır metallerin geldiğine dikkati çeken Avşar, şöyle devam etti:"Ağır metaller, insanlarda kanser gibi hastalıklara neden olmalarının yanında bitkiler için de oldukça zararlıdır. Toksik etkiye sahip olmaları nedeniyle bitkilerde su alımı, fotosentez, enzim aktivitesi, çimlenme, protein sentezi, membran stabilitesi, hormonal denge gibi birçok fizyolojik olayın bozulmasına neden olmaktadırlar. Ağır metallerin, başta karaciğer, böbrek ve bağırsak başta olmak üzere kalp ve beyne çok büyük zararları vardır. Özellikle kurşun, organlarda hasara neden olur."Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun yayımladığı "Kozmetik Ürünlerde Ağır Metal Safsızlıklarına İlişkin Kılavuz"da, insan sağlığı açısından kozmetik ürünlerde bulunabilecek ağır metaller için belirlediği limit değerlerinin, civa için 1 ppm (milyonda bir birim), kurşun için 20 ppm, kadmiyum ve arsenik için 5 ppm düzeyinde olduğunu bildiren Avşar, kullanım süresine ve kullanıldığı bölgeye göre bu limitlerinin değişkenlik gösterebildiğini aktardı.Kadınların en çok kullandığı kozmetik ürünlerden olan rujların içeriğinde kurşun ve cıva gibi ağır metallere rastlanabildiğini anlatan Avşar, "Yapılan bazı çalışmalarda özellikle dudak bölgesi ürünlerinde 0,026 ile 7,19 ppm düzeyinde kurşun olduğu tespit edilmiştir. Ortalama kurşun seviyesi 1,09 ppm olarak değerlendirmeye alınmıştır. Göz farı, vücut losyonu, maskara, fondöten, pudra allık ve benzer birçok üründe kurşun seviyesinin 0,0084 ile 14 ppm arasında değiştiği rapor edilmiştir. Özellikle ruj, dudaklara sürülen bir ürün olduğu için, içeriğindeki maddelerin istemeyerek de olsa yutulabilmesi durumunda toksik etkiye neden olabilir." dedi.Genellikle üretim sırasında kullanılan makine ve ekipman ile kullanılan bazı içeriklerin temas etmesi sonucu civa, kurşun, kadmiyum ve arsenik gibi ağır metallerin ortaya çıktığı bilgisini paylaşan Avşar, ilaç ve kozmetik sektöründe faaliyet gösteren firmaların, üst düzey hijyen kurallarına uyarak üretim yaptıklarını gösteren GMP (Good Manufacturing Practices / İyi Üretim Uygulamaları) belgesine sahip olmaları gerektiğini kaydetti.- "Hawaii’de oksibenzon içeren kremlerin satışı yasaklanmıştır"Ağır metaller dışında, kozmetik ürünlerde çok tartışılan bir diğer bileşiğin oksibenzon olduğuna değinen Avşar, şu değerlendirmelerde bulundu:"Reproductive Toxicology Dergisi'nde yayımlanan bir çalışmada oksibenzonun çok uzun süreli ve sık kullanımında, anne karnındaki bebeklerin bağırsaklarının sonundaki sinir hücrelerinin eksik olduğu tespit edilmiş, bu nedenle bağırsak tıkanmaları gibi ölümcül sorunlara neden olabileceği bildirilmiştir. Oksibenzon, çevre sağlığı açısından da tehlike yaratabiliyor. Hawaii’de mercan kayalıklarında DNA hasarına neden olduğu gerekçesiyle oksibenzon içeren kremlerin satışı yasaklanmıştır. Özellikle oksibenzon içeren durulanabilen kozmetik ürünlerin, denizlerde mercan resiflerinin yaşamına ve gelişimine zarar verdiği söylenmektedir."İyi bir ultraviyole emici olsa da güneş kremlerinde kullanımı tartışmalı olan oktinoksat maddesinin denizlere kadar ulaşması sonucunda resiflerin zarar gördüğünün altını çizen Avşar, bunun önüne geçebilmek için mineral bazlı kremlerin tercih edilmesi tavsiyesinde bulundu.- "Kloroflorokarbon gazları asit yağmurlarına neden olabiliyor"Krem, şampuan, saç şekillendiriciler, vücut losyonları gibi kozmetik ürünlerde pürüzsüzlük, homojenlik ve ferahlatıcı etkisi nedeniyle kullanılan siloksanların tüm türevlerinin Avrupa Kimyasallar Ajansı (ECHA) tarafından yasaklandığını hatırlatan Avşar, "Siloksanların hormonları bozduğu ve karaciğere zarar verdiği, aynı zamanda ekosisteme çok büyük zararlar verdiği biliniyor. Uzun vadede öngörülemez ve geri döndürülemez etkilere neden olabileceği için çevre sağlığı açısından yasaklanmıştır." diye konuştu.Avşar, kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinde kullanılan diğer zararlı maddelerin çevreye etkisiyle ilgili şu bilgileri verdi:"Diş macunlarının, kozmetik ürünlerin, sabunların ve deodorantların içinde yaygın olarak bulunan ve antibakteriyel bir bileşik olan triklosan, suya karıştığında deniz florasında önemli değişikliklere yol açıyor. Kozmetik ürünlerde kullanılan özellikle uzun zincirli parabenler de parçalanmaları nedeniyle suya karıştığında ekolojik açıdan tüm canlıları olumsuz etkileyebiliyor. Deodorant, parfüm gibi ürünlerde itici gaz olarak kullanılan bir diğer zararlı madde kloroflorokarbon gazları. İnsan sağlığına zararının yanında en önemlisi, atmosferde bulunan ozon tabakasındaki ozon molekülüne radikalik klorla gidip bağlanarak daha sonra asidik bir forma dönüp asit yağmurlarına neden oluyor. Hem çevre hem insan sağlığına çok büyük zararları olduğu için yasaklanmıştır."- Bazı kozmetik ürünleri evdeki doğal ürünlerle yapmak mümkünHem çevreyi hem de insan sağlığını tehdit eden kimyasal içerikli kozmetik ürünler yerine 10-15 gün içinde tüketmek koşuluyla evde hazırlanabilecek pratik bir krem tarifi de veren Avşar, krem yapımını şöyle anlattı:"Bir çorba kaşığı pirinç 50 mililitre suda bir gece bekletilir. Daha sonra blender ile öğütülür, süzülür. Keten tohumundan bir çorba kaşığı alınır 100 mililitre suda kısık ateşte 5-7 dakika kaynatılır, soğutulur. Jölemsi bir kıvam alır. Keten tohumu suyundan ve süzülmüş pirinç suyundan da üç çorba kaşığı alınıp karıştırılır. Üzerine 2 çorba kaşığı aloe vera jeli ve 10-15 damla çay ağacı yağı eklenir. Sonra üzerine ister 3 kapsül E vitamini, isterseniz kenevir tohumu yağı eklenir. Kavanozlara koyup dolapta saklanır." Avşar, büyük bir cezveye elma ve limonu ince ince çekirdekleriyle birlikte doğrayıp 10 dakika kısık ateşte kaynattıktan sonra içine çubuk tarçın koyup, soğutup şişeye doldurarak buzdolabında korumak koşuluyla 10-15 gün süreyle kullanılabilecek bir tonik tarifi de verdi.

Gül yağı üreticileri Uzak Doğu ve Asya'da yeni pazar arayışında Haber

Gül yağı üreticileri Uzak Doğu ve Asya'da yeni pazar arayışında

ANTALYA (AA) - HATİCE ÖZDEMİR TOSUN - Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB), Isparta'da üretilen güllerden elde edilen gül yağının ihracatı için Uzak Doğu ve Asya'da yeni pazarlara açılmayı hedefliyor.Müftüzade Gülcü İsmail Efendi'nin 1888 yılında Bulgaristan'ın Kızanlık kentinden bastonunun içinde getirdiği ve Isparta topraklarıyla buluşturduğu gül fidanı, bugün kent için önemli bir ticaret ürünü olarak kullanılıyor.Mayıs ve haziranda pembeye bürünen bahçelerden toplanan güller, sabahın erken saatlerinde toplanarak, işlenmek üzere fabrikalara taşınıyor. Yaklaşık 4 ton gül çiçeğinden 1 kilo gül yağı elde ediliyor. Bu yıl yaklaşık 2 bin 500 kilogram gül yağı üretiminin yapıldığı Isparta'da, Avrupa ülkeleri, ABD, Kanada ve Japonya gibi ülkelere gül yağı ihraç ediliyor.Dünyada gül çiçeği üretiminin yüzde 65'inin karşılandığı Isparta'da, kozmetikte ham madde olarak kullanılan gül yağının Güney Kore başta olmak üzere Uzak Doğu ve Asya ülkelerine ihracatı için üreticiler alternatif pazar arıyor.- Yılda 50 ülkeye 35 milyon dolarlık kozmetik ürünü ihraç edildiBatı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, AA muhabirine, kozmetik alanında özellikle Isparta'nın gül ve lavanta üretimiyle güçlü bir il olduğunu söyledi.Kozmetik alanında bölgeden 50 ülkeye yıllık 35 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini belirten Çavuşoğlu, bu miktarın zengin potansiyele sahip bölge açısından düşük bir rakam olduğunu ifade etti.Çavuşoğlu, bölgeye döviz girdisinin daha da artırılabileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:"Gül üretiminde dünyada lider durumdayız fakat gül yağının beklediğimiz fiyatta olmadığını görüyoruz. Şu anda gül yağının kilogramı 3 bin ile 5 bin dolar civarında seyrediyor, 4-5 yıl önce bu miktar 12-13 bin dolar seviyesindeydi, hedefimiz fiyatı önce bu seviyelere ardından 15 bin doların üzerine çıkarmak. Dünyada çok fazla rakibimiz olmamasına rağmen ihracatçı firmalarımızın kendi iç çekişmeleri nedeniyle fiyatların düştüğünü görüyoruz. Fiyat düşürmek çok kolay ama yükseltmek çok zor."Çavuşoğlu, hem ihracat miktarı hem de fiyatı artırmak noktasında birlik olarak önemli çalışmalar yaptıklarına işaret ederek, kozmetik alanında en fazla ithalatı yapan ülkeleri irdelediklerini dile getirdi.- "Farklı ülkelerle ihracat potansiyelini artırmak istiyoruz"Kozmetikte ithalat yapan ülkelerin başında Güney Kore'nin geldiğini aktaran Çavuşoğlu, bu ülkeye gerçekleştirdikleri ziyaretin verimli geçtiğini, ihracata yönelik bağlantılar için önemli adımlar atıldığını anlattı.Çavuşoğlu, ileriki günlerde farklı Uzak Doğu ülkelerine ticari ziyaret yapacaklarına değinerek, "Farklı ülkelerle ihracat potansiyelini artırmak istiyoruz. Ziyaretler bitkisel yağlar ve kozmetik anlamında önemli bir adım." diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.