#Kültür Sanat Çarşısı

İLKHABER-Gazetesi - Kültür Sanat Çarşısı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kültür Sanat Çarşısı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Asırlık sanatı modern çağa taşıyan sanatçı Haber

Asırlık sanatı modern çağa taşıyan sanatçı

Hatay’ın kültürel dokusuna sanatla ışık tutan mozaik sanatçısı Aycan Kabakçı, hem bölgenin tarihini gün yüzüne çıkarıyor hem de genç kuşaklara ilham kaynağı oluyor. Yıllardır sabır, emek ve titizlikle mozaik sanatının inceliklerini işleyen Kabakçı, geleneksel teknikleri modern dokunuşlarla buluşturarak dikkat çekici eserler ortaya koyuyor. Taşların diliyle hikâyeler anlatan bir sanatçı olarak tanınan Kabakçı’nın eserleri, yalnızca estetik bir değer taşımakla kalmayıp kentin binlerce yıllık kültürel zenginliğini de gözler önüne seriyor. Klasik ve mikro mozaik eserler üretiyor Sanat hayatına 10 yıl önce başarılı mozaik sanatçısı Serpil Sultanoğlu’nun eğitimleriyle adım attığını belirten Kabakçı, "Değerli eğitimci Serpil Sultanoğlu’nun yönlendirmesiyle alaylı olarak başladığım mozaik yolculuğuma, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Mimari Dekoratif Sanatlar Bölümü’nden dereceyle mezun olarak devam ettim. Uzun Çarşı’daki tarihi Kurşunlu Han’da çalışmalarımı sürdürdüm. Bu tarihi han depremden zarar görünce Kültür Sanat Çarşısı’ndaki atölyemde klasik ve mikro mozaik alanlarında eserler üretmeye devam ediyorum” dedi. Usta öğretici belgesine sahip olduğunu ve Kültür Bakanlığı sanatçılığı için yaptığı başvurunun sonucunu beklediğini dile getiren Kabakçı, sergilediği eserlerinin kendisi için çok önemli bir yere sahip olduğunu dile getirdi. Kabakçı, "Kurşunlu Han’da yaptığım Zülfikar filografi tablom ve Şuppiluliuma heykelciklerim benim için çok özel. Onlar da benim gibi depremzede. Bu yüzden asla satmayacağım ve her zaman atölyemde saklayacağım iki eserim. Asırlık mozaik sanatını modern çağda yeniden yorumlayarak yaşadığım kentin kültürel mirasına katkıda bulunmaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.

Çocuklar artık sadece parçaları değil, hayalleri de birleştiriyor Haber

Çocuklar artık sadece parçaları değil, hayalleri de birleştiriyor

Okul öncesi eğitimde yaratıcılığı ve el becerilerini geliştiren yeni bir trend yükselişte: Ahşap Puzzle’ler… Çocukların hayal gücünü renklendiren ve oyunla öğrenmeyi birleştiren bu özel ürünler, eğitimcilerden ve velilerden büyük ilgi görüyor. Ahşap sanatında özgün tasarımları ve ince işçiliğiyle tanınan, “Modern çağın Gepettosu” lakaplı sanatçı İsmail Demirel, son çalışması “Standing Puzzle” ile dikkatleri üzerine çekiyor. Kendi atölyesinde titizlikle hazırladığı bu Puzzle’lar, sadece bir oyun aracı değil, aynı zamanda estetik ve fonksiyonelliği bir araya getiren birer sanat eseri niteliği taşıyor. Standing Puzzle’ın en dikkat çekici özelliği, ayakta durabilmesi. Bu tasarım, klasik puzzle anlayışını üç boyutlu bir boyuta taşıyarak hem okul öncesi öğrencilerine hem de yetişkin oyun severlere hitap ediyor. Pedagoglar, bu özel puzzle’ın çocukların yalnızca parçaları birleştirmekle kalmayıp, üç boyutlu düşünme, dikkat toplama, sabır ve problem çözme becerilerini geliştirdiğini vurguluyor. Öğretmenler, puzzle’ın çocukların el-göz koordinasyonunu güçlendirdiğini, renk ve şekil algısını pekiştirdiğini söylüyor. Veliler ise çocuklarıyla birlikte evde kaliteli zaman geçirmelerine ve eğitimi oyunla desteklemelerine olanak sağladığını ifade ediyor. Demirel, çalışmalarını şöyle özetledi: “Amacım yalnızca bir bulmaca deneyimi sunmak değil, aynı zamanda yaşam alanlarında sergilenebilecek estetik objeler yaratmak. Puzzle’ları görmek isteyen okul öncesi eğitimcileri ve velileri Antakya’daki Kültür Sanat Çarşısı’ndaki atölyeme bekliyorum. Ayrıca talep olması halinde, okul öncesi kurumlarda ahşap puzzle boyama atölyeleri (workshop) de düzenliyoruz. Standing Puzzle, oyunla öğrenmeyi estetik bir deneyime dönüştürerek hem çocukların gelişimine katkı sağlıyor hem de ahşap sanatının modern yorumunu evlere taşıyor.”

Zamansız güzelliğin mirası: Antakya aynaları yeniden çeyiz sandıklarında Haber

Zamansız güzelliğin mirası: Antakya aynaları yeniden çeyiz sandıklarında

Asırlar öncesinden günümüze ulaşan ve bir dönem genç kızların çeyiz sandıklarını süsleyen Antakya aynaları, sadece birer süs eşyası olmanın ötesinde, dönemin estetik anlayışını ve yaşam tarzını yansıtan önemli birer kültürel miras parçasıydı. Depremde büyük bir kısmı enkaz altında kalsa da, bu zarif sanat eseri yeniden ayağa kalkıyor. Kündekâri sanatıyla yeniden üretiliyor Geleneksel Türk el işçiliğinin özgün örneklerinden Kündekâri sanatını yaşatan Ayhan Çiçek, ceviz, gürgen ve meşe gibi ağaçlardan el oymasıyla Antakya aynalarını yeniden üretmeye başladı. Aynaların üzerindeki zarif motifler, özgün tasarımlar ve taç bölümlerindeki ince oymalar, orijinallerine sadık kalınarak büyük bir özenle hazırlanıyor. Geçmişten günümüze yansımalarla mozaik dokunuşlar Orijinal Antakya aynaları, özel cıva karışımıyla kaplanmış camları sayesinde yıllarca yansıtma özelliğini koruyordu. Günümüzde ise bu nadir örneklerin sayısı oldukça az. Ayhan Çiçek, bu yeniden doğuş sürecinde mozaik sanatçısı Serpil Sultanoğlu ile iş birliği yaparak aynalara çağdaş bir boyut kazandırıyor. Mozaik desenlerle zenginleştirilen tasarımlar, klasik dokuyu modern sanatla harmanlıyor. Çiçek, bu kültürel değerlerin korunarak gelecek nesillere aktarılması gerektiğine dikkat çekerek, "Her bir aynada Antakya'nın geçmişiyle bugünü arasında bir bağ kuruyoruz. Bu aynalar birer eşya olmanın ötesinde, bir zarafet simgesi, evin başköşesini süsleyen bir gelenek, misafire verilen önemin göstergesidir" ifadelerini kullandı. Çiçek, Antakya'nın hafızasını yaşatan bu eşsiz parçaları görmek isteyen herkesi Kültür Sanat Çarşısı'ndaki atölyelerine davet etti.

Bir Şehir, bir oda, bin anı: Antakya'nın ruhu 'Hafıza Odası'nda yaşıyor Haber

Bir Şehir, bir oda, bin anı: Antakya'nın ruhu 'Hafıza Odası'nda yaşıyor

Hatay'ın kültürel kalbi Kültür Sanat Çarşısı, yöresel sanatçıların özgün eserleriyle ziyaretçilerini büyülerken, Ressam Emel Genç'in "Hafıza Odası" projesi büyük beğeni topladı. Antakya'nın geçmişine adanan ve kısa sürede çarşının en çok ilgi gören noktası haline gelen bu özel oda, ziyaretçilerini duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Geçmişin izleri yeniden canlanıyor Antakya'nın ruhunu yansıtan "Hafıza Odası", eski bir Antakya evinin otantik mimarisinden esinlenerek tasarlandı. Geleneksel kapılar, rengârenk vitray camlar, zarif duvar aynaları, ipek örtüler, el işi danteller ve ahşap tavan süslemeleri gibi pek çok detayla bezenen oda, ziyaretçilerine adeta zaman tünelinde bir yolculuk vadediyor. "Hafıza Odası" sadece görsel bir deneyim sunmakla kalmıyor, aynı zamanda ziyaretçilerin anılarını ve duygularını paylaşabileceği interaktif bir alan da sağlıyor. Odaya gelen misafirler, duygusal bir yolculuğa çıktıktan sonra, Antakya'ya dair hatıra ve hislerini odada bulunan özel deftere yazarak bu anlamlı eserin bir parçası oluyorlar. "Antakya'yı birlikte hatırlayalım, birlikte aşatalım" Ressam Emel Genç, "Hafıza Odası" projesinin hazırlık aşamasında büyük heyecan duyduğunu dile getirdi. Eserinde, Antakya'nın yıkımdan önceki simgelerini ve hafızalarda yer eden fotoğraflarını kullandığını belirten Genç, "Zaman aldı ama gelen olumlu tepkiler tüm yorgunluğumu unutturdu" dedi. Sanatseverleri ve Antakya'ya gönül veren herkesi Kültür Sanat Çarşısı'na ve "Hafıza Odası"na davet eden Genç, "Antakya'nın geçmişine dokunmak, kendi anılarını paylaşmak ve bu eşsiz sanat eserini deneyimlemek isteyenleri Kültür Sanat Çarşısı'nda bekliyoruz. Antakya'yı birlikte hatırlayalım, birlikte yaşatalım" dedi.

Modern dünyanın bağlarını tuvallere taşıyan sanatçı Haber

Modern dünyanın bağlarını tuvallere taşıyan sanatçı

Hatay’daki Kültür Sanat Çarşısı’nda çalışmalarını sürdüren heykel ve mozaik sanatçısı Ahmet Bostancı, bu kez yağlı boya tablolarıyla sanat çevrelerinde dikkat çekiyor. Bostancı, zincir desenlerinin öne çıktığı eserlerinde motifleri yalnızca görsel bir öğe olarak değil, simgesel ve felsefi bir anlatım aracı olarak kullanıyor. Sanatçının eserlerinde bireyin özgürlük arayışı, toplumsal baskılar ve içsel çatışmalar gibi evrensel temalar işleniyor. Zincir figürleri kimi zaman arka planda ince detaylarla, kimi zaman da güçlü bir anlatım unsuru olarak ön planda yer alıyor. Bu çok katmanlı yaklaşım, izleyicilere hem estetik hem de düşünsel bir deneyim sunuyor. Bazı kompozisyonlarda zincirler tutsaklığı ve kısıtlanmışlığı temsil ederken, bazı eserlerde ise özgürlük mücadelesine gönderme yapılıyor. Öte yandan, zincirlerin “bağ kuran bir unsur” olarak ele alındığı çalışmalarda ise birlik, dayanışma ve aidiyet duygusu öne çıkıyor. Sanat anlayışını “Zincir, bazen bizi tutan bir şey değil, bizi bir arada tutan bağ da olabilir” sözleriyle özetleyen Bostancı, üretimlerinde bu düşünsel çerçeveyi temel alıyor. Sanat yaşamında önemli bir yeri olan Ressam Ali İrgin ile yürüttüğü yaklaşık iki yıllık atölye çalışmalarını saygıyla anan Bostancı, bu sürecin kendisine estetik ve düşünsel anlamda önemli katkılar sağladığını ifade ediyor. Sanat eleştirmenleri, Bostancı’nın zincir temalı çalışmalarını “Modern dünyanın görünmeyen bağlarını somutlaştıran bir anlatım dili” olarak değerlendiriyor. Sanatçının eserleri yalnızca görsel bir zenginlik sunmakla kalmıyor, aynı zamanda izleyiciyi bireysel ve toplumsal gerçekliklerle yüzleşmeye davet ediyor. Atölyesinde her gün canlı performanslarla üretimini sürdüren Ahmet Bostancı, zincir desenli eserleriyle çağdaş sanata yeni bir soluk getiriyor. Bostancı, sanatseverleri, Kültür Sanat Çarşısı’ndaki atölyesinde bu derinlikli yolculuğa davet ediyor.

Gelenekten geleceğe ipekle uzanan sanat yolculuğu Haber

Gelenekten geleceğe ipekle uzanan sanat yolculuğu

Hatay’ın köklü ipekçilik markalarından Caner İpekçilik, yarım asırlık tezgahlarında ürettiği el dokuması ipek ürünlerle hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Geleneksel el sanatlarının yaşatılmasında önemli bir rol üstlenen firma, tarihi dokuma tekniklerini modern tasarımlarla harmanlayarak ipeğe yeniden hayat veriyor. 6 Şubat depreminin ardından büyük hasar gören Harbiye’deki üretim tesisinden ayrılmak zorunda kalan Caner İpekçilik işletmecileri, üretimini durdurmadan yeni bir atölye kurdu. Ardından, Hatay Valiliği, AFAD ve Hatay Turizm Derneği iş birliğiyle kurulan Kültür Sanat Çarşısı’nda faaliyetlerine devam eden firma, kısa sürede yoğun ilgiyle karşılaştı. Firmanın yöneticisi Burhan Murat Eskiocak, ailece sürdürdükleri ipekçilik geleneğini yaşatmakta kararlı olduklarını vurguladı. Eskiocak, “Anadolu’da ipeğin ilk üretildiği yer olan Hatay’da bu sanatı kuşaklar boyunca sürdürüyoruz. El emeği ürünlerimizi doğrudan halkımıza sunuyoruz ve büyük beğeni topluyoruz” dedi. Sosyal medyada aktif bir şekilde ürün tanıtımı yaptıklarını belirten Eskiocak, saf ipek kumaş üzerine Ebru Sanatı ile hazırladıkları özel çalışmaların da büyük ilgi gördüğünü ifade etti. Eskiocak, “Canlı renkler ve benzersiz desenlerle hazırladığımız bu ürünler, son dönemin en çok ilgi çeken koleksiyonları arasında yer aldı. İpekçilik, ancak tutkuyla yapılabilecek bir meslek. Biz bu tutkuyu ailece yaşıyoruz ve gelecek nesillere aktarmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Kültür Sanat Çarşısı, yeni sanat eseriyle renklendi Haber

Kültür Sanat Çarşısı, yeni sanat eseriyle renklendi

Antakya’daki Kültür Sanat Çarşısı’nın girişinde yer alan ve ziyaretçileri karşılayan Esra Sönmez’in eseri, şehrin mitolojik geçmişine atıfta bulunuyor. Eserde, mitolojide Güneş Tanrısı Apollon ile ondan kaçarken Toprak Ana’ya sığınan Daphne’nin öyküsüne gönderme yapılıyor. Defne yapraklarıyla zenginleştirilen kompozisyon, aynı zamanda geleneksel bir Antakya evi kapısıyla bütünleşerek tarihi bir atmosfer yaratıyor. Daha önce birçok sergide yer alan Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu olan Sönmez, özgün tekniğiyle sanat çevrelerinde beğeni topluyor. Sanatçı, çarşı için hazırladığı bu özel çalışmayı kısa sürede tamamlamayı planladığını belirtti. Sanatseverlerin ilgi gösterdiği eseri hakkında konuşan Sönmez, şunları kaydetti: “Çarşımıza kalıcı bir eser bırakmak amacıyla yola çıktım. İlk olarak eski bir Antakya evi kapısını detaylarıyla resmettim. Ardından mitolojik kahramanlarımız Apollon ve Daphne’ye ait defne yapraklarını kompozisyona dahil ettim. Ortaya çıkan eserin beğenilmesi beni çok mutlu etti. Son dokunuşlarını yaptığım çalışmamın, çarşımıza estetik ve anlam katacağına inanıyorum.” Yarım asırlık sanat kariyeri boyunca demiri sanat eserine dönüştüren usta sanatçı Edip Bağdatlı da eseri beğeniyle karşıladı. Eseri inceledikten sonra görüşlerini dile getiren Bağdatlı, şu ifadeleri kullandı: “Çarşıya girdiğimde yetenekli bir ressamın çalışmasıyla karşılaştım. Özellikle kapıdaki süslü ferforje detaylar dikkatimi çekti. Büyük bir özenle hazırlandığı belli olan bu çalışma, tamamlandığında çarşıya değer katacaktır. Sanatçıyı yürekten kutluyorum.” Kültür Sanat Çarşısı, bu tür çalışmalarla hem tarihini yaşatıyor hem de sanat aracılığıyla şehrin kültürel dokusuna katkı sunmaya devam ediyor. Ressam Esra Sönmez’in eseri, bölge halkı için hem moral hem de ilham kaynağı olma niteliği taşıyor

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.