#Mavi Vatan

İLKHABER-Gazetesi - Mavi Vatan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mavi Vatan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

STM'den Mavi Vatan'a yerli katkı: TCG İSTANBUL'da yerlilik oranı yüzde 80'e ulaştı Haber

STM'den Mavi Vatan'a yerli katkı: TCG İSTANBUL'da yerlilik oranı yüzde 80'e ulaştı

Türkiye’nin denizlerdeki mühendislik gücü STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş., savunma sanayiinde yerlileştirme ve millileştirme süreçlerini konu alan "O Gün Bugün" adlı video serisini hayata geçirdi. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı öncülüğünde askeri deniz platformları alanında önemli başarılara imza atan STM, Mavi Vatan’da elde edilen kazanımları kamuoyuyla paylaşıyor. STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, video serisinin amacını açıklayarak, "MİLGEM projesiyle başlayan süreçte denizlerde kritik milli sistemler kazandık. İlk MİLGEM gemisinde yüzde 15 olan yerlilik oranını, ana yüklenicisi olduğumuz beşinci gemi olan TCG İSTANBUL’da yüzde 80’e çıkardık" dedi. "MİLLİ TEKNOLOJİ GÜCÜMÜZÜ İHRAÇ ETMENİN GURURUNU YAŞIYORUZ" Savunma sanayiinde en fazla alt yüklenici ve KOBİ ile çalışan firma olan STM, güçlü ekosistemiyle dışa bağımlılığı azaltarak milli çözümler üretmeye devam ediyor. Güleryüz, "Milli mühendislik kabiliyetlerimizle ülkemizin caydırıcılığını artırırken, aynı zamanda bu tecrübeyi dost ve kardeş ülkelere ihraç etmenin gururunu yaşıyoruz. Bugüne kadar askeri deniz platformu inşa ve modernizasyon projelerinde 300’den fazla sistem sağlayıcı ve 400’ü aşkın inşa malzemesi üreticisiyle iş birliği gerçekleştirdik" dedi. SESSİZ KAHRAMANLARIN HİKAYESİ ANLATILIYOR "O Gün Bugün" video serisinde, STM’nin yerlileştirme hamlelerinde kritik rol oynayan alt yüklenici firmalarla yapılan röportajlar ve Türkiye’de ilk kez üretilen savunma sanayii sistemlerinin hikayeleri ekranlara taşınıyor. Bu projeyle yerli firmaların başarısının görünür kılındığını belirten Güleryüz, "Başarılarımız, ancak güçlü bir iş ekosistemi ile mümkün olabiliyor. Bu milli başarıların arkasında azim dolu hikayeler ve sessiz kahramanlar var. Bu hikayeleri ‘O Gün Bugün’ serisiyle sizlerle buluşturuyoruz" ifadelerini kullandı.

Mavi Vatanın derinliklerine ışık tutacak biyoçeşitlilik araştırması Haber

Mavi Vatanın derinliklerine ışık tutacak biyoçeşitlilik araştırması

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Sinan Mavruk ile T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, TAGEM Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretme ve Eğitim Enstitüsü'nden Dr. F. Banu Yalım'ın yürütücülüğünü üstlendiği, TÜBİTAK-TAGEM 1003 ortak çağrısı kapsamında desteklenen "Finike Denizaltı Dağları Bölgesi’nin İhtiyoplankton Topluluklarının Araştırılması" projesinin saha çalışmaları başarıyla tamamlandı. Doğu Akdeniz'deki önemli derin deniz ekosistemlerinden biri olan Finike Denizaltı Dağları'nda gerçekleştirilen araştırma, bölgenin biyoçeşitliliğini anlamak ve korunması için kritik veriler sağladı. Prof. Dr. Mavruk, proje sonuçlarının bölgenin ekosistem yapısını ve iklim değişikliğine karşı savunma stratejilerini belirlemek açısından büyük önem taşıdığını belirtti. Bölgenin korunması için son derece önemli bilgiler toplandı Finike’nin 20-120 km açıklarında bulunan Finike veya Anaksimander Denizaltı Dağları, Doğu Akdeniz'deki en önemli derin deniz ekosistemlerinden biri olup 2013 yılında Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilmişti. Bu proje kapsamında, Finike Denizaltı Dağları'nın canlı çeşitliliğinin belirlenmesi, bölgenin balıkların yaşam döngülerindeki öneminin anlaşılması ve bölgenin korunması için son derece önemli bilgiler toplandı. “Denizaltı dağlarının balıklar için üreme ve yavru gelişim sahası olarak potansiyelini anlamamıza yardımcı olacak” Proje ile ilgili bilgi aktaran Prof. Dr. Sinan Mavruk, “Bu bilgileri topladıktan sonra, yoğun bulunan türlerin dağılımlarını partikül sürüklenme simülasyonları ve ekolojik niş modellemeleri ile inceleyeceğiz. Bu yöntemler, denizaltı dağlarının balıklar için üreme ve yavru gelişim sahası olarak potansiyelini anlamamıza yardımcı olacak. Ayrıca, yaptığımız modeller iklim değişikliklerinin bu bölgedeki canlıları nasıl etkileyebileceğine dair önemli ipuçları sunacak ve gelecekte yapılacak çalışmalar için sağlam bir altyapı oluşturacak. Bu sayede, denizaltı dağlarının ekosistemdeki rolünü daha iyi anlayacak ve koruma çabalarımızı daha etkili hale getirebileceğiz” diye ifade etti.  “Bu araştırma, iklim değişikliğinin derin deniz ekosistemleri üzerindeki etkilerini anlamamıza da katkı sağlayacak” Prof. Dr. Sinan Mavruk, “Projemiz kapsamında Finike Denizaltı Dağları Bölgesi ile yakınlarında seçilen 60 noktadan 2000m derinliğe kadar ihtiyoplankton örneklemeleri gerçekleştirdik. Saha çalışmalarında Akdeniz Su ürünleri Araştırma Üretme ve Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü bünyesinde yer alan AKDENİZ ARAŞTIRMA 1 isimli araştırma gemisi kullanıldı. Bu örneklemeler esnasında Bongo Net adı verilen bir ihtiyoplankton örnekleyicinin yanı sıra, yumurta ve larvaların su kolonunda hangi derinliklerde yaşadığını belirlemek amacıyla EKapNet adını verdiğimiz ve tarafımızdan geliştirilen bir elektronik örnekleme sistemini de kullandık. Ayrıca, çevresel koşulların balık yumurta-larva dağılımındaki rolü hakkında bilgi sahibi olmak için sıcaklık, tuzluluk, oksijen gibi fiziksel ve kimyasal parametrelerin ölçümlerini yaparak, nutrient ve birincil üretim analizleri için su örnekleri topladık. Bu bilgiler denizaltı dağlarının pelajik ekosistemdeki rolünü anlamamıza yardımcı olacak.  Projemizde, Finike Denizaltı Dağları bölgesinde yoğun olarak bulunan balık larvalarının dağılımlarını çevresel koşullara bağlı olarak modelleyeceğiz. Bu modelleri, çeşitli iklim değişikliği senaryoları ile çalıştırarak bölgeyi üreme ya da yavru gelişim sahası olarak kullanan türlerin iklim değişiminden nasıl etkileneceğini inceleyeceğiz. Örneğin, mevcut sera gazı salımlarının devam etmesi halinde, 50 ya da 100 yıl sonra bugün bölgede üreyen türlerden hangilerinin bölgeyi terk edeceği ya da hangi türlerin avantajlı duruma geçeceği konusunda bilgi sahibi olacağız. Bu araştırma, iklim değişikliğinin derin deniz ekosistemleri üzerindeki etkilerini anlamamıza da katkı sağlayacak” diye ifade etti. “Bu bölgeler, engebeli bir yüzeye ve çeşitli özelliklerdeki habitatlara ev sahipliği yapıyor” Pof. Dr. Mavruk projenin bir diğer amacının da bölgenin balık biyoçeşitliliğini belirlemek olduğunu ifade ederek, Denizaltı Dağları gibi derin deniz ekosistemlerinde yaşayan canlılar hakkında bilgi toplamanın son derece zor ve maliyetli olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Mavruk şunları kaydetti; “Bu bölgeler, engebeli bir yüzeye ve çeşitli özelliklerdeki habitatlara ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle, basitçe bir ağ ya da tuzak indirip balık yakalamak mümkün olmuyor. Ayrıca bu tip örnekleme ekipmanlarının denizaltı dağlarındaki hassas habitatlara zarar verme olasılığı da bulunuyor. İhtiyoplankton araştırmalarının bu noktada ergin balıklara yönelik klasik örnekleme yöntemlerine nazaran çeşitli avantajları var. Ergin aşamada kovuklar, mağaralar, hidrotermal menfezler gibi farklı habitatlarda yaşayan derin su balıklarının ihtiyoplankton adını verdiğimiz yumurta ve larvaları deniz yüzeyinde serbest halde yaşıyor. Bu da kolayca örneklenmelerine olanak sağlıyor. Ancak, bu yumurta ve larvaları tür olarak tanımlamak oldukça zor. Bu sorunu aşmak için DNA barkodlama ve meta-barkodlama adı verilen genetik tanılama yöntemlerinden faydalanıyoruz.” “Yaptığımız çalışmada kıyısal türlere ait larvalarla da karşılaştık” Pof. Dr. Mavruk, “Proje kapsamında bazı önemli pratik çıktılara da ulaşmayı hedefliyoruz. Bu bağlamda, Finike Denizaltı Dağları bölgesi, okyanus aşırı göçler yapan mavi yüzgeçli orkinosun göç yolu üzerinde yer alıyor ve en önemli yumurtlama alanlarından birine komşu durumda. Örneklemelerimizde albakor ve mavi yüzgeçli orkinos gibi açık deniz türlerinin de bu bölgeyi üreme alanı olarak kullandığını tespit etmiş bulunuyoruz. Bu bilgi, türlerin yönetimi için çok önemli, çünkü bu türlerin stok büyüklüklerini larval bolluk durumlarına göre belirliyoruz. Ayrıca, bölgenin çok sayıda kıyısal balık türü için üreme ve yavru gelişim sahası oluşturma potansiyeli de yüksek. Daha önce Türk Deniz Araştırmaları Vakfı ile birlikte yaptığımız çalışmada kıyısal türlere ait larvalarla da karşılaştık. Ancak bu türlerin Finike Denizaltı Dağları'na doğru bir üreme göçü yapıp yapmadıkları, hangi mekanizmalarla bu bölgelere taşındıkları ve bölgedeki çevresel koşulların bu kıyısal türleri nasıl etkilediğini henüz bilmiyoruz. Verileri analiz ettiğimizde derin deniz balıklarının yanı sıra Finike Denizaltı Dağları'nı üreme ve yavru gelişim sahası olarak kullanan açık deniz ve kıyı türlerinin yaşam döngüsünde nasıl bir role sahip olduğu konusunda daha fazla bilgi edinmiş olacağız.  Çalışmamamız ayrıca ulusal deniz jeopolitiğimiz açısından da son derece önemli kazanımlar sağladı. Mavi Vatan olarak tanımladığımız Doğu Akdeniz’de yer alan yetki alanımızın önemli bir bölümünde gerçekleştirdiğimiz biyoçeşitlilik araştırmaları ile bu bölgeyi daha iyi tanıma fırsatı bulacağız. Bölgenin korunması için gerekli bilimsel altyapıyı oluşturmak büyük önem arz ediyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Mavi Vatan'dan geri adım atmayacağız Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Mavi Vatan'dan geri adım atmayacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anavatanımızın ayrılmaz bir parçası olan Mavi Vatan'ımıza sahip çıkma noktasında en küçük bir geri adım atmayacağız." dedi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Konferans Salonu'nda düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, son buluşmalarının ardından Kızılcahamam'da iki önemli istişare toplantısını oldukça geniş bir katılımla gerçekleştirdiklerini anımsattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki toplantıda da hem 31 Mart'taki seçim sonuçlarının fotoğrafını çektiklerini hem gündemdeki konuları ele aldıklarını hem de gelecek döneme dair yol haritasını ortak akılla şekillendirdiklerini söyledi. Partide değişim süreci Ne kadar sancılı olursa olsun her meseleyi kendi arasında konuşan, kendi içinde özgürce tartışan, müzakere eden bir hareket olduklarını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "31 Mart seçimleri sonrasında da aynısını yapıyoruz. Milletin sandıkta verdiği mesajlara kulaklarımızı tıkamıyor, sandıkta tecelli eden iradenin rehberliğinde iç bünyemizde gerekli adımları atıyoruz. Kolaya ve kolaycılığa kaçmadan, toptancı bir anlayışa tevessül etmeden, bakılmadık hiçbir nokta bırakmadan bu süreci titizlikle yürütüyoruz. Her şeyin farkındayız. Selden kütük kapma telaşında olanları da çok iyi görüyoruz. Allah'ın izniyle bunlara, aradıkları fırsatı vermedik, vermeyeceğiz. Ne fitne kazanına odun taşıyanların oyununa geleceğiz ne de hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edeceğiz. Kardeşlik hukukumuza ve dava arkadaşlığımıza uygun şekilde partimiz bünyesinde farklı seviyelerde bayrak değişimini gerçekleştiriyoruz." Cumhurbaşkanı Erdoğan, yorulan, yıpranan veya çeşitli nedenlerle görevden affını talep eden bazı arkadaşlarının yerine geçen ay yenilerini görevlendirdiklerini belirterek, görevi devreden il ve ilçe başkanlarına davalarına yaptıkları üstün hizmetler dolayısıyla teşekkür etti. Millete hizmet davasının ateşten gömleğini giyen arkadaşlarına üstlendikleri ağır sorumlulukta Allah'tan başarılar dileyen Erdoğan, "Ne diyor Yunus Emre, 'biz sevdik, aşık olduk, sevildik, maşuk olduk. Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası.' Evet, biz de her gün, her dem yeniden doğarak, kendimizi yenileyerek, millete aşkımızı, sevdamızı, muhabbetimizi her daim büyüterek bu yolda azim ve kararlılıkla yürüyoruz." ifadelerini kullandı. "Aslolan 85 milyonun umudu olmayı sürdürebilmektir" Her işte hayır olduğuna inanan, bu ilahi müjdeye tüm kalbiyle iman eden bir kadro olduklarına dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "İlk etapta bize şer gibi görünen nice hadisenin, daha sonra hayra tebdil olduğunu bizzat yaşayarak gördük. Bu sürecin de partimiz ve hareketimiz için yeni kapıların açılmasına vesile olacağından asla şüphe duymuyoruz. Siyasetin dalgalı denizinde gelgitler olabilir. Bunların tamamı geçicidir, dönemseldir. Aslolan milletle gönül bağını muhafaza etmektir. Aslolan milletin gönül tahtından aşağıya düşmemektir. Aslolan 85 milyonun umudu olmayı sürdürebilmektir. Biz milletimizle irtibatımızı koruduğumuz ve güçlendirdiğimiz müddetçe; o bunu yapmış, o bunu demiş, onun arkasında şunlar varmış, bunların hiçbiri bizi yolumuzdan alıkoyamaz. AK Parti olarak, AK Partili kadrolar olarak yapmamız gereken bellidir. Daha fazla gönül kazanacağız, daha fazla insanımıza ulaşacağız, milletin sofrasına daha fazla oturacağız. Sokakta, pazarda, çarşıda, kahvede, iyi ve kötü gününde vatandaşımızın her zaman yanında olacağız. Milletin dertlerine derman olmak, sorunlarına çözüm bulmak için samimi çaba harcayacağız. Kapısı çalınmadık, eli sıkılmadık, kalbine dokunulmadık kimse bırakmama prensibiyle gece gündüz çalışacağız. Unutmayalım 'sizin en hayırlı olanınız insanlara faydalı olanınızdır'. Bizim düsturumuz, yolumuzu aydınlatan fener işte budur." Cumhurbaşkanı Erdoğan, il başkanlığının il binasının dört duvarı arasına sıkışıp kalınarak yerine getirilecek bir görev olmadığının altını çizdi. Belediye başkanlığının sadece günlük rutin takip edilerek yapılacak bir vazife olmadığına dikkati çeken Erdoğan, "AK Parti çatısı altında ülkeye ve millete hizmet mücadelesine girişmiş her bir arkadaşım sahada olmak, milletle iç içe olmak mecburiyetindedir. Burada oluşacak en küçük bir zafiyetin sadece o ilimize ve ilçemize değil, topyekun AK Parti ailesine zarar verdiğini lütfen unutmayın. Siz yol ve dava arkadaşlarımın tamamından sorumluluklarınızı bu hassasiyetle ifa etmenizi beklediğimin altını çizerek vurgulamak istiyorum." diye konuştu. "Somali’ye yardıma koşarken karşımızda yine CHP zihniyetini bulduk" Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin millete ve milletin meselelerine nasıl baktığını, kendilerini "fildişi kulelere" nasıl hapsettiklerini topluma dair her konuda gördüklerini vurguladı. Muhalefetin, son 22 yılda, birkaç istisna hariç, milletin gerçek gündemiyle aynı hizada bir türlü konumlanamadığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Terörle mücadeleden ülkemizin hak ve çıkarlarının savunulmasına kadar milli meselelerin tamamında çok büyük savrulmalar yaşadılar. Biz, PKK'nın Suriye uzantılarıyla mücadele ederken; CHP'li milletvekilleri ellerinde çantalarıyla ülke ülke dolaşıyor, PKK'lı canileri 'çiçek çocuklar' diyerek aklamaya çalışıyordu. Biz, FETÖ'cü alçakların kurumlarına karşı tedbir alırken, CHP'li yöneticiler örgütün paçavraları önünde poz veriyor, destek açıklaması yapıyordu. 30 yılık işgalin ardından Karabağ'ı özgürlüğe kavuşturma mücadelemizde, en sert eleştiriyi yine CHP yönetiminden aldık. Ermenilerin asılsız iddialarını gündeme taşıyanlar yine bunlardı. Libya meselesinde de aynı vahim durumla karşılaştık. 'Türk askerinin Libya'da ne işi var?' korosunun assolisti CHP ve dönemin CHP Genel Başkanıydı. Açlık ve terörle boğuşan Somali'ye yardıma koşarken de karşımızda yine CHP zihniyetini bulduk." "İktidara muhalefet ayrıdır; Türkiye'nin rakiplerine lojistik destek sağlamak ayrıdır" Muhalefetin, Türkiye'nin Afrika'daki varlığından rahatsız olan sömürgecilerin tezleriyle kendilerini hedef aldığını, hükümeti eleştirdiğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Son olarak geçtiğimiz hafta DEM'li ortaklarıyla beraber Meclis'te Somali tezkeresine 'hayır' dediler. 7 Ekim'den beri Gazze'de devam eden soykırım konusunda 'Hamas'ı şeytanlaştırma' üzerine kurulu nasıl bir dil tutturduklarını hepimiz biliyoruz. Filistin direnişine 'terör yaftası' vurmakta gösterdikleri mahareti, maalesef, İsrail'in vahşi katliamlarına tepki vermekte gösteremediler. Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmalarımızdan Rusya-Ukrayna savaşındaki dengeli tutumumuza kadar her konuda aynı yalpalamalara şahit olduk. Şimdi benzer bir basiretsizliği Mavi Vatan konusunda görüyoruz. Türkiye'nin çıkarlarını savunmak yerine, bakıyorsunuz, 'masal' diyerek, ülkemizi yayılmacılıkla itham ederek, birilerine göz kırpıyorlar. Milletin verdiği yetkiyi, ülkenin menfaatlerini savunmak için değil; Türkiye karşıtlarına selam çakmak için kullanıyorlar. Bunun adı sorumsuzluktur, şuursuzluktur, gaflettir. Türkiye aleyhine tezleri Meclis kürsüsünden dillendirmek, ne zamandan beri CHP'nin görevi oldu? CHP, milletle ve milletin menfaatleriyle aynı yerde durma erdemini, bir kez olsun sergileyemeyecek mi? CHP'nin, Türkiye ile ve Türkiye'nin çıkarlarıyla alıp veremediği nedir? İktidara muhalefet etmek ayrıdır; Türkiye'nin rakiplerine lojistik destek sağlamak ayrıdır." CHP'den, her konuda kendileriyle aynı düşüncede, aynı sayfada yer almasını asla beklemediklerini aktaran Erdoğan, "Sadece milli meselelerde, yerli ve milli bir duruş bekliyoruz. CHP yönetimi, böyle konularda dahi katkı sunmayı beceremiyorsa, bari bu tarz talihsiz açıklamalarla ülkemize zarar vermesin. Gölge etmesinler yeter; biz onlardan başka ihsan istemiyoruz. Anavatanımızın ayrılmaz bir parçası olan Mavi Vatan'ımıza sahip çıkma noktasında en küçük bir geri adım atmayacağız. Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin hakkını sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz." açıklamasında bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan şu açıklamalarda bulundu; "Bizim çizgimiz, karakterimiz bellidir. Biz, başına vurunca ekmeği alınan bir ülke değiliz. Geçtiğimiz yüzyılın en lanetli figürü olan Hitler'i gölgede bırakacak bir barbarlığa imza attılar. Gazze bugün dünyanın en büyük imha kampına dönüşmüştür. Batılı liderler, görevi uluslararası güvenliği sağlamak olan kuruluşlar bu vahşeti neredeyse 300 gündür sadece uzaktan seyrediyorlar.Ne başkalarının hakkına el uzatırız, ne birilerine hakkımızı yedirtiriz. Kardeşlerimizi de en zor günlerinde yalnız ve çaresiz bırakmayız. İsrail'in istilacı politikalarının tüm bölgeyi tehdit ettiğini görmek için daha kaç bin çocuğun ölmesi lazım, bakınız bu gidiş, gidiş değildir. Hukuk tanımaz İsrail devleti sadece Filistin, Lübnan için değil gelinen noktada artık tüm insanlık için, tüm dünya için tehdittir.

Uraloğlu: Kadın Denizcilerimizin sayılarını artırmak istiyoruz Haber

Uraloğlu: Kadın Denizcilerimizin sayılarını artırmak istiyoruz

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dünya Denizciler Günü münasebetiyle düzenlenen programda deniz insanları ile bir araya geldi. Bakan Uraloğlu, 2023 yılı istatistiklerine göre Türk sahipli deniz ticaret filosunun 2 bin 28 gemi ve toplam 48,9 milyon dedveyt tonla dünyada 12. sırada olduğunun altını çizdi. Türkiye’de toplamda 140 bin 138 aktif gemi insanı bulunduğunu belirten Uraloğlu, “Bakanlığımız tarafından yetkilendirilmiş 103 eğitim kurumunda uluslararası standartlarda denizcilik eğitimi veriliyor. Denizcilik Genel Müdürlüğümüz tarafından Gemi Adamları ve Kılavuz Kaptanlar Yönetmeliği’ni değiştiriyoruz. Yönetmelikte yapılacak değişikliklerle Türk gemi adamlarının İngilizce dil şartını sağlamaları hususunda YÖKDİL sınav puanı geçerli sayılacak” dedi. Ayrıca Kadın Denizcilerinin sayılarını arttırmak istediklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu, 148 kız öğrencinin stajlarını yapacakları uluslararası gemilerin Bakanlık tarafından belirlendiğini bildirdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dünya Denizciler Günü münasebetiyle düzenlenen programda deniz insanlarıyla bir araya geldi. Dünya Denizciler Günü’nün Uluslararası Denizcilik Örgütü tarafından denizcilik sektöründe çalışanları onurlandırmak ve denizciliğin küresel ticaret üzerindeki önemli rolünü vurgulamak amacıyla kutlandığını söyledi. Uraloğlu, 2023 yılı istatistiklerine göre Türk sahipli deniz ticaret filosunun 2 bin 28 gemi ve toplam 48,9 milyon dedveyt tonla dünyada 12. sırada olduğunun altını çizdi. “Türkiye’de toplamda 140 bin 138 gemi insanı bulunuyor” Türkiye’de 36 bin 583 Zabitan Sınıfı gemi insanı, 93 bin 974 Tayfa Sınıfı gemi insanı ve 9 bin 581 Stajyer gemi insanı bulunduğunu kaydeden Uraloğlu konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’de toplamda 140 bin 138 gemi insanı bulunuyor. Bakanlığımız tarafından yetkilendirilmiş 14 denizcilik fakültesi, 15 denizcilik meslek yüksekokulu, 44 denizcilik meslek lisesi ve 30 özel öğretim kurumu ile toplam 103 eğitim kurumunda uluslararası standartlarda denizcilik eğitimi veriliyor. Bu eğitim kurumlarında her yıl, ticari filomuzda güverte ve makine branşlarında istihdam edilecek bin 100 uzak yol zabit, bin zabiti ve bin 500 sınırlı zabit olmak üzere toplam 3 bin 600 zabit adayı yetiştiriliyor.” “148 kadın öğrencinin stajlarını yapacakları uluslararası gemiler Bakanlığımız tarafından belirlendi” Bakan Uraloğlu, “20 ilde 68 merkezde gerçekleştirilen ‘Amatör Denizci Uygulama Eğitimleri’ sayesinde son bir yılda 24 bin amatör denizci daha, deniz üzerinde profesyonel eğitmenlerden aldıkları eğitimlerle amatör denizci ehliyeti aldı. Ayrıca Kadın Denizcilerimizin sayılarını arttırmak istiyoruz. Bu kapsamda 148 kadın öğrencinin stajlarını yapacakları uluslararası gemiler Bakanlığımız tarafından belirlendi. Milli Eğitim Bakanlığımız ile gerçekleştirilen işbirliği protokolü kapsamında 6 denizcilik meslek lisemize eğitimlerde kullanılacak malzemeler için maddi kaynak sağlandı. İskenderun’da depremden etkilenen Sefa Atakaş Denizcilik Meslek Lisesi’ne bir köprü üstü simülatör merkezi kuruldu. Protokol kapsamında İngilizce ağırlıklı denizcilik eğitimi imkanı sağlandı. Ayrıca Liman Başkanlıklarında görevli uzman personel de ihtiyaç halinde ilgili Denizcilik Meslek Liselerine eğitimci desteği veriyor.” ifadelerini kullandı. “Dünyanın neresinde olursa olsun Türk Gemi insanlarına teknik ve hukuki destek sağlıyoruz” 37 ülkeyle karşılıklı yeterliklerin tanınmasına yönelik denizcilik anlaşmalarına İspanya hükümetinin talebiyle bir yenisi eklenerek, 13 Haziran 2024 tarihinde imzalanan anlaşma ile Türk gemi insanlarının çalışabileceği yabancı bayrak sayısını 38’e yükselttiklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu konuşmasına şu şekilde devam etti: “Bu anlamda, 920 milyon dedweyt tona sahip 31 binden fazla gemide denizcilerimiz ilave bir yeterlilik olmadan istihdam edilebilecekler.  Dünyanın neresinde olursa olsun Türk gemi insanlarına teknik ve hukuki destek sağlıyoruz. Gerektiğinde tıbbi tahliyeleri Ana Arama Kurtarma ve Koordinasyon Merkezinin koordinesinde gerçekleştiriliyor.” “Türkiye Mavi Vatanına güçlü bir şekilde sahip çıkıyor” Bakan Uraloğlu, “Tayfa sınıfı gemi adamlarının mezuniyet gerekleri lise seviyesine yükseltilecek.  Sınırlı yeterliklerden 3.000 Groston ve 3.000 Kilowat yeterliklere geçiş Denizcilik Meslek Liseleri için kolaylaştırılarak 4 yıl deniz hizmetinden 2 yıl deniz hizmetine düşürülecek. Yat kaptanlığından Sınırlı Vardiya zabitliğine sınavla geçiş hakkı tanımlanacak.  Uzak yol birinci zabit ve ikinci mühendisi/makinisti için kaptan ve baş makinist ek yeterlik sınav hakkı tanımlanacak. Silahlı Kuvvetlerde dış kaynaktan temin edilen sözleşmeli personelin yeterlik haklarının Yönetmelikte tanımlanması sağlanacak. Elektro-teknik tayfalar için MEB Meslek Liselerinde tanımlanan liseler 2 bölümden 20 bölüme çıkarılacak. Ülkemizde yetkilendirilmiş eğitim kurumlarında denizcilik eğitimi alan yabancı üniversite öğrencilerinin yeterlik ve uzmanlık belgelerinin verilmesine yönelik düzenleme sağlanacak. Ancak bu kişilere gemi adamı cüzdanı düzenlenmeyecek. 65 yaş üstü gemi insanlarının sağlık yoklamaları iki yılda bir yerine yılda bir yapılacak. Gemi insanı olabilme şartlarında aranan yeterliğe engel teşkil eden suçların kapsamı genişletildi. Katalog suçlarda mahkûmiyet şartı aranacak. Kılavuz kaptanların ilk defa belgelendirilmesi ve farklı liman sahalarında görev almaları halinde gereken görev başı eğitimlerinin süresi uzatılacak ancak staj süreleri kısaltılacak. Türkiye Mavi vatanına güçlü bir şekilde sahip çıkıyor. Yolunuz açık olsun” dedi.

Samsun’da Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın 42. Kuruluş yıldönümü törenle kutlandı Haber

Samsun’da Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın 42. Kuruluş yıldönümü törenle kutlandı

Samsun’da, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın kuruluşunun 42. yıl dönümü münasebetiyle tören düzenlendi. Sahil Güvenlik Komutanlığının kuruluşunun 42. yıl dönümü nedeniyle Atatürk Anıtı’nda resmi tören düzenlendi. Anıta çelenk sunumu ile başlayan tören, saygı duruşunda bulunulmasının akabinde okunan İstiklal Marşı ile devam etti. Programda daha sonra İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Ahmet Kendir ve Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın mesajları okundu. Bakan Yerlikaya: “Dümeniniz viya, pruvanız neta, ufkunuz ve bahtınız açık olsun” İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın okunan mesajında, “Sizler, denizlerimizin huzur ve güvenliğinin teminatı, kara sularımızın yılmaz bekçilerisiniz. Mavi Vatan’ımızın kahraman leventleri olan Sahil Güvenlik Komutanlığımızın kuruluşunun 42. yıl dönümünü tebrik ediyorum. Dümeniniz viya, pruvanız neta, ufkunuz ve bahtınız açık olsun” ifadeleri yer aldı. Tümamiral Kendir: “Komutanlığımız temiz, güvenli ve yaşanabilir denizler için tüm imkanlarını seferber ediyor” Komutanlığın tüm imkanlarını Mavi Vatan’ın temiz, güvenli ve yaşanabilir kalması için seferber ettiğinin altının çizildiği Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Ahmet Kendir’in mesajında, “Sahil Güvenlik Komutanlığının çok değerli mensupları, bugün komutanlığımızın 42. kuruluş yıl dönümünü kutlamanın heyecan ve mutluluğunu yaşıyoruz. İçişleri Bakanlığının denizlerdeki yegane gücü olan komutanlığımızın sahip olduğu modern ve gelişmiş unsurları, yüksek nitelikli personel gücü, saygı ve köklü bir kurum olmanın getirdiği yetkinlik ve tecrübe ile milli menfaatlerimiz doğrultusunda 7 gün 24 saat durmaksızın çalışmaktadır. Mavi Vatan denizlerimizin huzur ve emniyetinin sağlanmasından sorumlu tek genel kolluk kuvveti olan ve kurulduğu günden bu yana mevcut yapısını, imkan ve kabiliyetlerini sürekli olarak geliştiren komutanlığımız büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizmiş olduğu ilkelerin ışığında akıl ve bilimi esas alarak gelişim hedeflerini daha yüksek seviyelere taşımakta, gelecek nesillerimize temiz, güvenli ve yaşanabilir denizler bırakmak adına tüm imkanlarını seferber etmektedir” ifadeleri kullanıldı. Vali Orhan Tavlı’nın mesajında ise şu ifadeler yer aldı: “Mavi Vatan’ımızın koruyucusu Sahil Güvenlik Komutanlığımızın 42. kuruluş yıl dönümü kutlu olsun. Üstlendiği vazife ve sorumlulukları daima üstün bir gayret, yüksek bir vazife şuuru ile yerine getiren Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı personelimiz başta olmak üzere tüm Sahil Güvenlik Komutanlığı personelimize çalışmalarında başarı ve kolaylıklar diliyorum. Vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, kahraman gazilerimize minnet ve şükranlarımı sunuyorum.” Törene; Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Ahmet Bahadır, Samsun İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Bakçepınar, Samsun 19 Mayıs Polis Meslek Yüksekokulu Müdür Vekili Ogün Şahin, STK temsilcileri ve emekli askerler katıldı. Hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından tören sona erdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.