#mektup

İLKHABER-Gazetesi - mektup haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, mektup haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kocaeli’de iki çocuğunu boğarak öldüren babaya 2 kez ağırlaştırılmış müebbet Haber

Kocaeli’de iki çocuğunu boğarak öldüren babaya 2 kez ağırlaştırılmış müebbet

Kocaeli'nin Körfez ilçesinde 10 ve 13 yaşlarındaki iki çocuğunu boğarak öldüren ve arkalarından mektup bırakan baba, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.Olay, 23 Mart 2023'de Körfez'de meydana geldi. Gece saatlerinde Murat Rüzgar'ın (45) sokakta şüpheli şekilde dolaştığını gören polis ekipleri şahsı durdurdu. Murat Rüzgar'ın annesinin evinde yapılan incelemede, Beril Yağmur (13) ve Yunus Emre (10) isimli kardeşlerin cansız bedenlerini bulundu. Murat Rüzgar gözaltına alınırken, çocukların cansız bedeni ise morga kaldırıldı. Yapılan otopside çocukların boğularak öldürüldüğü tespit edildi. Gözaltına alınan Murat Rüzgar, ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde 5 ay süren tedavisinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Olayla ilgili açılan davanın duruşması, Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam etti. Tutuklu sanık duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığı 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırdı. Cezada herhangi bir indirim uygulanmadı.Öte yandan, sanığın Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu'ndan alınan ikinci raporda da cezai ehliyetinin tam olduğu belirlenmişti. Çocuklarını öldürüp mektup yazmıştı Sanık ilk duruşmadaki savunmasında da olayı hatırlamadığını, eşinin kendisine yönelik davranışlarından dolayı psikolojisinin bozulduğunu ve şiddetli geçimsizlik yaşadıklarını ifade etmişti. Sanığın, çocuklarını öldürdükten sonra yazdığı mektupta ise "Melek evlatlarım benim. Bu dünyada sizden başka kimsem yok. Ben hem annesiz hem de babasız büyüdüm. Sizi asla kimselere mahcup ettirmem. Sizler meleksiniz. Artık sizi bu kötü dünyanın insanlarına emanet etmeyeceğim. Ben sizi almadan yaşamam. Sizlere asla babasızlığın acı gününü yaşatmam. Dolandırıldım, annenizle aramızda maddi olarak hep kavga vardı. Sizlerden ayrılmak benim için ölüm gibi geliyor. Sizler benim içimde birer melek olarak yaşayacaksınız. Sizi seven babanız. Sizleri çok seviyorum, onun için sizleri Allah'a emanet ediyorum, varsın ben yanayım" satırları yer almıştı.

Eşi ve çocuğunu öldürmüştü, mektubu ve akıl sağlığı raporu ortaya çıktı Haber

Eşi ve çocuğunu öldürmüştü, mektubu ve akıl sağlığı raporu ortaya çıktı

Edirne'de 11 yaşındaki çocuğu ile eşini öldüren ve telefonlara arayanlara 'uyuyorlar, uyanmadılar' diyerek cevap veren şüphelinin, 'Beni affedin' sözleriyle eve mektup bıraktığı öğrenildi. İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde gözlem süresi tamamlanan ve akıl sağlığının yerinde olduğuna dair kanaat getirilen şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi. Edinilen bilgiye göre, Edirne'yi derinden sarsan olay 4 Ağustos 2025 günü Cumhuriyet Mahallesi'nde yaşandı. Ailesiyle aynı apartmanda yaşayan Ö.G.A. (41), eşi Didem Örs Alacı (38) ile 11 yaşındaki oğulları Doruk Kaan Alacı'yı boğarak öldürdükten sonra bıçakla kendini yaralayarak intihara kalkıştı. Vahşi şekilde öldürülen anne ve oğlu son yolculuklarına uğurlanırken olayın şüphelisi de, savcılık kararıyla akıl hastalığı olup olmadığının tespiti amacıyla İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildi. İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde gözlem süresi tamamlanan ve akıl sağlığının yerinde olduğuna dair kanaat getirilen şüpheli geçtiğimiz gün tutuklanarak cezaevine gönderildi. 'Beni affedin' yazılı eve mektup bırakmış Öldürülen anne ve çocuktan gün içinde haber alamayan yakınlarının defalarca telefonla anne Didem'i aradıkları ancak telefonu cinayet şüphelisinin açarak, 'Didem ve Doruk henüz uyanmadılar, uyuyorlar' diyerek kapattığı ortaya çıktı. Bir diğer detay ise şüphelinin eve bıraktığı mektupta 'Beni affedin' sözlerine yer vermesi oldu.

Filistin'de esir düşen dedesinin 107 yıllık mektubuna ulaştı Haber

Filistin'de esir düşen dedesinin 107 yıllık mektubuna ulaştı

Türk Kızılay Genel Sekreteri Ramazan Saygılı, dedesi Onbaşı Yusuf (Hoca) Saygılı'ya ait 107 yıllık mektup ve esir kartlarını arşivde buldu.Tarihinin en önemli arşivlerinden birisine sahip Türk Kızılayı, "Yüzyıllık Emanet: Kızılay Esir Mektupları Sergisi"ni hayata geçirdi. Bu sergi sırasında Türk Kızılay Genel Sekreteri Ramazan Saygılı, yetkililere dedesi Yusuf (Hoca) Saygılı'nın da 1918 yılında Filistin Cephesi'nde esir düştüğünü ve ona ait bir mektubun olup olmadığını sordu. Arşivinde yapılan incelemede, Filistin Cephesi'nde savaşırken 31 Ekim 1918'de İngilizlere esir düşen Onbaşı Yusuf'un ailesi için kaleme aldığı bu satırlar, bir asır sonra gün yüzüne çıkarıldı. Arşiv yetkilileri, 1925'e kadar esir kampında tutulan Onbaşı Yusuf'un mektubunu ve esir kartını, torunu Türk Kızılay Genel Sekreteri Ramazan Saygılı'ya takdim etti. "Esir kartı ve mektupları teslim ettiler" İhlas Haber Ajansı'na konuşan Ramazan Saygılı, dedesinin Adana'ya döndükten sonra Saimbeyli ilçesinde imamlık yaptığını ve 1960 yılında 72 yaşındayken hayatını kaybettiğini anlatarak, "Osmanlı'nın yıkılma dönemlerinde 7 cephede savaş verirken o dönem dedem Yusuf Saygılı, Filistin'de savaşırken esir düşmüş. Kızılay Esir Mektupları Sergisi'ndeyken ben yetkililere durumdan bahsettim. Ben esir kartı ve mektupları unuttum. Bir süre sonra Ankara'da toplantıdayken ilgili arkadaşlarımız dedemin mektup ve esir kartlarını teslim ettiler" ifadelerini kullandı. "Biz de iyilik hareketi parçasıyız" 107 yıl sonra böyle bir hediye aldığı için çok duygulandığını ve mutlu olduğunu belirten Saygılı, "Ecdadımızın da biz torunlarının da aynı yolda olduğunu görmekten mutlu oldum. Dedelerimiz dün Filistin ve Gazze için savaşmaya gitmişler. Bizler de aynı yere yardım götüren bir iyilik hareketinin parçasıyız. Dedeme rahmet okudum ve hamdolsun ki bizde aynı yoldayız" dedi.Öte yandan Saygılı, dedesinin kaleme aldığı Osmanlıca mektuptan, sağlık durumunu aktarmasının yanı sıra millete, orduya, devlete dua ettiğini, birlik ve beraberlik vurgusu yaptığını söyledi.

Adana’da özel çocuklar Gazze’deki akranları için kaleme aldıkları mektupları denize bıraktı Haber

Adana’da özel çocuklar Gazze’deki akranları için kaleme aldıkları mektupları denize bıraktı

Adana’da özel gereksinimli çocuklar, Gazze’deki akranlarına umut olmak için anlamlı bir etkinlik düzenledi. Gönüllü Anneler Topluluğu tarafından organize edilen buluşmada çocuklar, Karataş ilçesinde tekneden denize bıraktıkları mektuplarla Filistin’deki çocuklara seslendi. Kentte 8 yıl önce kurulan Gönüllü Anneler Topluluğu’nun öncülüğünde gerçekleştirilen etkinlikte, okuma yazma bilen 15 çocuk Gazze’deki çocuklara duygu ve düşüncelerini yazdı. Mektuplar, sembolik gıda malzemeleriyle birlikte şişelere konuldu ve denize bırakıldı. Gönüllü Anneler Topluluğu Başkanı Gülşen Akgöz, Gazze’de yaşanan insanlık dramına sessiz kalmak istemediklerini belirterek, “Her gün haberlerde izlediğimiz acı tablo kalbimizi çok acıtıyor. Çocuklarımız bir gönül köprüsü kurdu. Belki bu mektuplar yerine ulaşmayacak ama inanıyorum ki bugün yüreklerde iz bırakacak” dedi. Mektupları yazan çocuklardan İzel Çalışır, savaşın bir an önce sona ermesini istediğini vurgulayarak, “Gazze’deki kardeşlerimin yaşadığı acı tablo için çok üzülüyorum. İnşallah bu mektuplar onlara umut olur” ifadelerini kullandı. Down sendromlu Fatih Temel ise Filistinli kardeşleri için sürekli dua ettiğini söyleyerek, “Televizyondan onları gördüğümde çok üzülüyorum, dualarım onlarla” dedi. Çocuklardan Mehmet Şahin Çağlar da Gazze’de yaşananlardan büyük üzüntü duyduğunu belirterek çoğu zaman ağladığını ifade etti. Etkinlik, “çocuktan çocuğa gönül köprüsü” sloganıyla duygusal anlara sahne oldu.

Sena Düzgün'ün intihar mektubunda adı geçen akademisyen Ahmet kimdir? Haber

Sena Düzgün'ün intihar mektubunda adı geçen akademisyen Ahmet kimdir?

İntiharı ile Türkiye'nin gündemine oturan ve ölümü kahreden 20 yaşındaki İlahiyat Fakültesi öğrencisi Sena Düzgün'ün intihar mektubunda adı geçen Ahmet merak edilmeye başlandı. İddialara göre Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde adı geçen bir Ahmet adlı öğretim görevlisi İlahiyat Fakültesi’nde Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, İslam Felsefesi Anabilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak akademik çalışmalarını sürdürmektedir. Diyarbakır merkezli akademisyen, İslam felsefesi alanında uzmanlaşmış olup özellikle klasik filozof İbn Sînâ’nın düşünceleri üzerine odaklanmaktadır. Eğitim Hayatı ve Akademik Kariyeri 2013-2018: Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, İlahiyat Bölümü (İkinci Öğretim) 2018-2020: Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe ve Din Bilimleri Yüksek Lisans (Tezli) Yüksek Lisans Tezi: “İbn Sînâ Felsefesinde Bilginin Mahiyeti” 2020-günümüz: Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe ve Din Bilimleri Doktora Programı (Devam ediyor) Adı geçen Ahmet, lisans ve yüksek lisans eğitimini Diyarbakır’da tamamladıktan sonra doktorasını da aynı alanda sürdürmektedir. Akademik unvanı araştırma görevlisi olup, hem ders vermekte hem de çeşitli araştırma projelerinde yer almaktadır. Ahmet ., İslam felsefesi alanında özellikle bilgi felsefesi ve klasik İslam düşünürlerinden İbn Sînâ’nın felsefi sistemleri üzerine yoğunlaşmıştır. Akademik yayınları ve tez çalışmaları, bu alanda derinlemesine analizler içermektedir. Sena Düzgün İntiharı ve Ahmet P. İddiaları 28 Mayıs 2025 gecesi Dicle Üniversitesi’nde ikinci sınıf öğrencisi olan 20 yaşındaki Sena Düzgün’ün yaşamına son vermesiyle başlayan süreçte, genç kızın intihar mektubunda adı geçen Ahmet sosyal medyada geniş yankı buldu. Mektupta, “Seni çok sevdim ama senin sevgin bana yetmedi” ifadeleri yer aldı.

Zonguldak'a taciz iddiası: Aile çocuğunun yazdığı mektup ile gerçeği öğrendi Haber

Zonguldak'a taciz iddiası: Aile çocuğunun yazdığı mektup ile gerçeği öğrendi

Zonguldak'ta 12 yaşındaki kız çocuğunun öğretmenine verdiği iki sayfalık mektupta 6 yıl boyunca eniştesi tarafından cinsel tacize uğradığı ortaya çıktı. Gözaltına alınan enişte, adli kontrol ile serbest bırakıldı. Karadeniz Ereğli ilçesinde 12 yaşındaki M.D. isimli kız çocuğu rehberlik öğretmeninin yanına giderek başından geçen olayları anlatmak istediğini söyledi. Öğretmen ise M.D.'ye başından geçen olayları kendi el yazısıyla yazarak vermesini istedi. Küçük çocuğun yaşadıklarını öğrenince ilçedeki polis merkezine giden öğretmen, durumu polis ekiplerine haber verdi. Polis merkezinden aranınca çocuklarının yanına giden aile cinsel taciz iddialarını duyunca hayatının şokunu yaşadı. Enişte K.K., suçlamalar üzerine İstanbul'da gözaltına alındı. Nöbetçi savcılığa çıkartılan K.K., suçlamaları reddetti. Adli kontrolle serbest bırakılan K.K.'nın, ailenin okul yönetimine ulaşması üzerine iş akdinin feshedildiği öğrenildi. Baba, kızının tacizini öğrenme sürecini anlattı: "Öğretmeni sayesinde durumu öğrendik” İhlas Haber Ajansı'na konuşan M.D.'nin babası V.D., "Bizim bu olayı duymamız sağ olsun rehberlik öğretmenimizin sayesinde gerçekleşti. Çocuğumuz geçen gün okulda direk öğretmeninin yanına gidiyor. Öğretmeni de sağolsun hiçbir problem yaşamadan kızımın kendi kalemiyle yazarak kendi el yazısıyla iki sayfa dolusu başından geçen olayları tek tek yazmasını istiyor. Çocuğumuz da başından geçenleri yazıyor. Öğretmen elindeki ifadelerle birlikte Karadeniz Ereğli polis karakoluna gidiyor. Polis karakoluna giderek durumu izah ediyor. Eniştesi tarafından 8 yaşından beri tacize uğradığını söyledi. Ben o ilk anda ne olduğunu bile anlamadım. Tekrar sordum. Rehberlik öğretmeni beni fazlasıyla aydınlattı. Sürekli evimize gelen bir insanla ilgili böyle bir şey duymak, olduğunu düşünmek bile bize ilk başta kafayı yedirmişti. Eşim de ben de çocuğumuzun yazdıklarını okuduktan sonra bir şey düşünemez hale geldik" ifadelerine yer verdi. 12 yaşındaki kızı M.D.'nin uzman eşliğinde ifade verdiğini de anlatan V.D., "Savcı bey ifadesi alındığında tekrarında bir daha ifade aldı. Kafasında soru işareti olmaması için. Tutuklanması için sevk etti. Ama baktığımızda İstanbul'da bu kişi adli kontrol ve yurt dışı çıkış yasağı ile serbest bırakılmış. Biz hemen buna itiraz ettik" dedi. “Çevresindeki insanlar da çocuk istismarcısı olduğunu bildiği halde sesini çıkartmamışlar” Kızı M.D.'nin eniştesi K.K. tarafından ormanlık alana götürüldüğünü ifadelerinden öğrendiklerini söyleyen baba V.D., "Alaplı'da OSB'nin orada çalılık ormanlık alan varmış. Söylediği tarihlerde oraya götürdüğünü söylüyor. Ben ve eşim çalışıyorduk. Çocuklarım da anneannede kalıyor. Bu şahıs da sürekli İstanbul'dan ziyarete geliyor. Çocuklar anneannede kaldıkları için yakınlaşması çok kolay. Dışarıya alışveriş merkezine götürebiliyor. Çünkü şüphelenmiyorsunuz, ailenizdeki bir insan. Sürekli oturup kalktığınız, yediğiniz içtiğiniz, gezdiğiniz bir insan. Çünkü yakıştıramıyorsunuz, şüphelenmiyorsunuz ama nereden bileceksiniz ki insanın içinde kanı bozukluk olduğunu. Çocuk bu tarihlerde cenaze olduğu dönemde bile oraya gittiğini söylüyor. Benim çocuğum bu kadar detaylı tarih veremez. İstediği gibi gemisini yüzdürebiliyormuş. Çünkü serbestti, rahat hareket edebiliyordu. Kendi çevresindeki insanlar da çocuk istismarcısı olduğunu bildiği halde sesini çıkartmamışlar" diye ifade etti. K.K.'nın Tacizi, ailenin çığlıklarıyla gündeme geldi Kızı M.D.'den önce yakın akrabaları olan 23 yaşındaki K.D. ile 25 yaşındaki ablası İ.A.'nın K.K.'nın tacizine maruz kaldığını öne süren V.D., "Kendileri şu anda Gebze'de yaşıyor. Bu olay bilindiği halde yıllarca gün yüzüne çıkartılmadı. Neden çıkarılmak istenmedi onu da kendileri biliyor. Çünkü bu durumu ben ve eşim de bilmiyorduk. Ama bizden hariç bazı insanlar biliyormuş. Sonuna kadar tutuklanmasını istiyorum. Savcı değilim, hakim değilim. Ne ceza verilir bilmiyorum. İnsanlara anlattığın zaman hikaye geliyor. İnsanlara artık güven diye bir şey kalmadı" şeklinde konuştu.

Bakan Göktaş’tan kız çocuklarına sevgi dolu mektup Haber

Bakan Göktaş’tan kız çocuklarına sevgi dolu mektup

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla devlet himayesi altındaki kız çocuklarına özel bir mektup kaleme aldı. Mektubunda, kız çocuklarının hayallerini gerçekleştirmeleri için destek olduklarını vurgulayan Göktaş, “Sevgili kızım, büyük hayaller kurmaktan çekinme ve bu hayallerin için çabalamaktan hiç vazgeçme” ifadelerine yer verdi.  Göktaş, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’ne dolayısıyla devlet himayesi altındaki kız çocukları için özel bir mektup kaleme aldı. “Seninle birlikte dünyaya güzellik ve neşe katan tüm kız çocuklarının günü” Mektubuna “Güzel kızım” ifadesiyle başlayan Göktaş, “Bugün senin günün. Seninle birlikte dünyaya güzellik ve neşe katan tüm kız çocuklarının günü. Dünyanın tüm kız çocukları daha güçlü olabilsinler, daha mutlu olabilsinler ve en çok da kız çocuğu olmanın güzelliğini doyasıya yaşasınlar diye kutlanıyor” diye ifade etti. “Sevgili kızım, büyük hayaller kurmaktan çekinme ve bu hayallerin için çabalamaktan hiç vazgeçme” Mektubunda “Ben de bu özel gününde bu küçük mesajla benim için, bu ülke için bu dünya için ne kadar önemli olduğunu sana bir kez daha hatırlatmak istedim. Sevgili kızım, büyük hayaller kurmaktan çekinme ve bu hayallerin için çabalamaktan hiç vazgeçme. Onları gerçekleştirmen için biz buradayız. Hayatta zorlandığın, üstesinden gelemediğini düşündüğün anların mutlaka olacak. Ama sakın yılma.  Her zorlukta önce ben, sonra bizim büyük ailemiz, hep yanındayız. Üzerinde özgürce yaşayacak bir ülken, sana hayatın boyunca kol kanat gerekecek bir devletin var, bunu sakın unutma. Fikirlerinle, duygularınla, varlığınla biriciksin ve özelsin. Seni seviyoruz” ifadelerine yer verdi.

Gezi Davası hükümlüsü Can Atalay'dan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a destek mektubu Haber

Gezi Davası hükümlüsü Can Atalay'dan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a destek mektubu

Gezi Davası hükümlüsü ve CHP Milletvekili Can Atalay, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a destek mektubu gönderdi. Mektup, Atalay'ın sosyal medya hesaplarından Türkçe, Arapça ve İngilizce olarak yayımlandı. Atalay, mektubunda Abbas'a hitaben şu ifadeleri kullandı: “Sizi Meclis’te karşılamak, ellerinizi sıkmak, Filistin halkıyla dayanışmamızı, azim ve mücadelenize saygımızı, hayranlığımızı doğrudan iletmek isterdim. Ancak bu görevimi, Anayasamızın açık hükümlerine karşın seçilmiş bir milletvekilinin cezaevinde tutulması nedeniyle ne yazık ki yerine getiremiyorum.” Mektubun tamamı şu şekilde: Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına, Aşağıdaki selamlama metnini Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmut Abbas’ın bilgisine sunulması için gerekli işlemlerin yapılmasını talep ederim. Sayın Mahmud Abbas, Filistin Devlet Başkanı, Sizi Meclis’te karşılamak, ellerinizi sıkmak, Filistin halkıyla dayanışmamızı, azim ve mücadelenize saygımızı, hayranlığımızı doğrudan iletmek isterdim. Ancak bu görevimi, Anayasamızın açık hükümlerine karşın seçilmiş bir milletvekilinin cezaevinde tutulması nedeniyle ne yazık ki yerine getiremiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz bugün sizi, bu soykırımcı savaşa karşı halkımızın en güçlü itirazını tüm dünyaya ilan edebilmek için ağırlıyor. Toplantımızın yaşadığınız soykırıma karşı duran uluslararası dayanışmaya güçlü bir katkı sağlamasını yürekten diliyorum. Sayın Abbas, Bizler, Filistin halkının haklı davasının saflarında sadece sözleri ile değil eylemleri ile yer alanların izlerini takip ediyor, Filistin davasını her zaman aklımızda, yüreğimizde taşıyor ve hep gündemimizde tutuyoruz. Filistin halkının özgürlüğü için mücadelesi, katlandığı fedakarlıklar, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de eşitlik ve özgürlük mücadelesi verenler için hem güç hem de ilham kaynağıdır. Bugün topraklarınızda, Gazze’de insanlık tarihindeki en ağır soykırımcı savaşlardan birisi sürdürülüyor. Netanyahu hükümetinin hiçbir kural tanımadan sürdürdüğü bu soykırımcı savaşa karşı itiraz artık dünyanın dört bir yanında yükseliyor. Yükselen uluslararası dayanışmanın Filistin halkının direncine direnç katmasını diliyorum. İnanıyorum ki, Filistin’in özgürlüğü Ortadoğu’daki barış, eşitlik ve özgürlük kapılarının açılmasında da önemli olacaktır. Filistin halkına selamlarımızı götürün. Ülkelerine ve özgürlüklerine olan bağlılıklarının ve ısrarlarının aynı zamanda bizler için, dünya halkları için ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha söyleyin.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.