SON DAKİKA
Hava Durumu

#

İLKHABER-Gazetesi - haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Konya'da ‘Şah-Mat’ operasyonunda 28 şüpheli gözaltında Haber

Konya'da ‘Şah-Mat’ operasyonunda 28 şüpheli gözaltında

Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen "fuhşa teşvik, aracılık veya zorlama" soruşturması çerçevesinde, 3 ay süren projeli çalışma sonrası kent genelinde faaliyet gösteren 10 farklı masaj salonunda fuhuş yapıldığı tespit edildi. 'Şah-Mat' adlı operasyonda gözaltına alınan 28 şüpheliden 21'i tutuklanarak cezaevine gönderildi. Edinilen bilgiye göre, Konya İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından yapılan tespitlerin ardından 'Şah-Mat' adı verilen büyük çaplı bir operasyon düzenlendi. 90 ekipten oluşan ve toplamda 239 polisin görev aldığı operasyon, eş zamanlı olarak birçok adrese yapıldı. Operasyon kapsamında 28 şüpheli gözaltına alındı. Aynı zamanda fuhuş yaptıkları tespit edilen 74 kadın mağdur olarak kurtarıldı. Çok miktarda para ve suç unsuru ele geçirildi Şüphelilerin ev, iş yeri ve araçlarında yapılan aramalarda yüklü miktarda para, çeşitli dövizler ve altın ele geçirildi, 915 bin 610 lira, 530 Euro, 175 Amerikan doları, 5 Ukrayna grivnası, 5 Gürcistan larisi ve 18 gram altına el konuldu. Ayrıca yapılan aramalarda, 1 kurusıkı tabanca, 4 av tüfeği, 1 ruhsatsız tabanca, çeşitli çaplarda 92 fişek, 12 kamera kayıt cihazı, 20 alarm sistemi, 10 alarm kumandası ve 25 el telsizi bulundu. Muhtelif miktarda bulunan uyuşturucu maddelerine de el konuldu. 28 şüpheliden 21'i tutuklandı Yakalanan 28 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından adli makamlara sevk edildi. Şüphelilerden 7’si adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, 21 şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Dr. Tanburoğlu: Bugün sağlık emekçilerinin yanında olmak, emeklinin yanında olmaktır Haber

Dr. Tanburoğlu: Bugün sağlık emekçilerinin yanında olmak, emeklinin yanında olmaktır

Türkiye genelinde sağlık çalışanlarının, 'Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ne karşı başlattığı iş bırakma eylemi, Cuma günü sona erdi. Eyleme ilişkin görüşlerini paylaşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Dr. Anıl Tanburoğlu, sağlık emekçilerinin taleplerini desteklediklerini belirtti.  “Sağlık emekçilerinin haklı eylemini destekliyoruz”  Cumhuriyet Halk Partisi Adana İl Başkanı Dr. Anıl Tanburoğlu, “Ben CHP Adana İl Başkanı olarak buradayım hem de ben bir hekim olarak, yıllardır sağlıkta dönüşüm programını ardından kendi mesleki yaşantımda her türlü eylemde, mücadelede, aktivitede meslektaşlarımın ve bir ekip olduğumuz bilinci ile sağlık emekçilerinin tümünün taleplerinin yanında durmaya özen gösteriyorum. Cumhuriyet Halk Partisi olarak haklı eyleminizi desteklediğimi belirtmek isterim. Bu halkımızın bir hakkıdır” diye ifade etti.  “Aile hekimlerinin reçete yazma hakkı alınamaz”  Dr. Tanburoğlu, özellikle Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ne tepki göstererek şunları söyledi: “Hekimlerin elinden alınan reçete yazma, ilaç yazma hakkının elinden alma cüretine karşı biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak adaletsizliğe karşıyız. Bugün sağlık emekçilerinin yanında olmak emeklinin yanında olmaktır, öğrencilerin yanında olmaktır.”  

Aile hekimliği çalışanları, ‘Eziyet Yönetmeliği’ne karşı iş bırakma eylemi başlattı Haber

Aile hekimliği çalışanları, ‘Eziyet Yönetmeliği’ne karşı iş bırakma eylemi başlattı

Türkiye genelinde aile hekimliği çalışanları, 'Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği' ne karşı 2-6 Aralık tarihleri arasında iş bıraktılar. Adana Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Hakan Şen, Adana Sağlık Platformu adına yaptığı açıklamada, Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı bu yönetmeliğin geri çekilmesini talep etti. Dr. Şen, yönetmeliğin halk sağlığını tehdit ettiğini ve hekimlik mesleği onurunu zedelediğini belirterek, Adana'da da iş bırakma eylemi başlattıklarını duyurdu. Eylemin ilk gününde Adana İl Sağlık Müdürlüğü önünde toplanan sağlık platformu bileşenleri, yönetmeliğin sağlık hizmetlerini ücretli hale getirmeye yönelik adımlar attığını ve bu düzenlemenin halkı mağdur edeceğini vurguladılar. ‘Eziyet Yönetmeliği’ olarak adlandırdıkları yeni yönetmelik ile yapılan düzenlemelerin hiçbirinin halka ve hizmet sunan emekçilere kalıcı çözüm getirmediğini belirten Adana Sağlık Platformu Sözcüsü ve Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz, “Aile Sağlığı Merkezlerindeki sağlık hizmetleri ücretli olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bu yönetmelik derhal geri çekilmelidir” dedi. "Yeni yasa hekimleri ve hastaları karşı karşıya getiriyor” Yeni yasa taslağının  aile hekimliğinde ücretsiz olarak verilen raporları ücretli hale getirilmek istendiğini belirten Dr. Hakan Şen, “Bu durum aile hekimi arkadaşlarımızı “parasıyla değil mi? Raporumu vermek zorundasın” diyen hastalarla karşı karşıya getirecektir. “Olmaz” demeyin daha kanun meclisten geçmeden bir arkadaşımız haksız rapor isteyen hasta tarafından darp edildiği unutulmamalıdır. Bu yasa teklifi ile katkı katılım payı artırılmakta halk cebinden daha fazla ödeme yapmaya zorlanmaktadır.  Hasta eğer daha az katkı payı ödemek istiyorsa 2. ve 3. Basamak sağlık kuruluşuna aile hekimliğinden sevkle gitmesi gerekecektir. Ancak Eziyet Yönetmeliği 2. 3. Basamağa yaptığı sevklerden dolayı aile hekimini, gelirini keserek cezalandırmaktadır. Bu durumda sevk isteyen hasta ile hekimler yine karşı karşıya gelecektir. Sağlık Bakanlığı bizim de talep ettiğimiz sevk zincirini hastalarla hekimleri karşı karşıya getirerek, hekimlerin kazancı üzerinden kurmaya çalışmaktadır. Bunu kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz” diye ifade etti. "Sağlıklı bir toplum, iyi çalışan bir sağlık sistemi" Dr. Şen sağlık bakanlığından istedikleri maddeleri sıralarken şunları söyledi: “Birinci basamak sağlık hizmetlerinde en fazla reçete edilen ilaçların yazılmasına yönelik getirilen kısıtlamalar ve iş güvencesinin ortadan kaldırılması, aile hekimleri tarafından büyük bir hoşnutsuzlukla karşılanmıştır. Meslek onurumuzu ve halk sağlığını savunmak için 2-6 Aralık 2024 tarihleri arasında aile hekimliği çalışanları olarak iş bırakıyoruz. Sağlıklı bir toplum, iyi çalışan bir sağlık sistemi için daha önce de dile getirdiğimiz beş talebimizin hayata geçirilmesi yeterlidir. Buradan bir kere daha hatırlatıyoruz: 1. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır. 2. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. 3. Aile Hekimliği’nde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile Hekimleri işveren olmamalıdır. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri mesleki sorumluluklarının dışında kriterlerden oluşmakta iken Aile Sağlığı Merkezleri’nde çalışan ebe hemşirelerine ödenecek ücret Aile Hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile Sağlığı Çalışanlarının Kanun değişikliği gerektiren tavan ücreti katsayısı artırılmalıdır.  4.Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve   sağlık emekçilerine   emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. 5.  Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır. Bizler halkın sağlık hakkını, mesleki özerkliğimizi, mesleğimizin onurunu, ekonomik ve özlük haklarımızı savunmaya devam edeceğimizi bir kez daha kararlılıkla vurguluyoruz. Eziyete dönüşen Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinin iptalini ve mecliste sunulan yasa taslağının geri çekilmesini istiyoruz. 2- 6 aralık 20204 tarihleri arasında aile sağlığı merkezleri çalışanları olarak üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz.   Bu haklı taleplerimiz gerçekleşene kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle halkımızın sağlığı ve haklarımız için sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz.” Adana İl Sağlık Müdürlüğü önünde yapılan açıklama Adana Tabip Odası, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası, Birlik Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası, Genel Sağlık İş, Hekim Birliği Sendikası, Hekim Sen, Hürriyetçi Sağlık Sen, Sağlık Çalışanlarına Hak Ve Mücadele Derneği (SAHADER), Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİMSEN), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Tabip Sen, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD)’den oluşuyor.

Bakan Göktaş: Aile Sosyal Destek Programı ile 150 bin haneye ulaştık Haber

Bakan Göktaş: Aile Sosyal Destek Programı ile 150 bin haneye ulaştık

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "'Aile Sosyal Destek Programı'mızla ihtiyaç duydukları an vatandaşlarımızın yardımına koşuyor, yanında oluyoruz. Program ile 2017'den bu yana 150 bin hanemize ulaştı. Gençlerimizi yuva kurmaya hazırladığımız 'Aile Eğitim Programı'mızdan ise 2013 yılından bu yana 30 bin kişi faydalandı. Bunların yanı sıra şehrimizde bulunan 12 kadın kooperatifiyle kadınların başarılı birer girişimci olmalarının önünü açıyoruz" dedi. Bir dizi programa katılmak üzere Mardin'e gelen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Mardin Valiliğinde açıklamalarda bulundu. Yürüttükleri çalışmaları istişare etmek, bakanlığa bağlı kuruluşları ziyaret etmek için Mardin’de olduklarını belirten Bakan Göktaş, geride bırakılan 23 yıl olduğu gibi Cumhurbaşkanı liderliğinde ülkeyi her alanda güçlü ve öncü kılmak için durmadan, yorulmadan çalışmaları sürdürdüklerini söyledi. "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın" ilkesi doğrultusunda vatandaşların taleplerini ve ihtiyaçlarını karşılamaya gayret ettiklerini vurgulayan Bakan Göktaş, şöyle konuştu: "Türkiye Yüzyılı vizyonumuz doğrultusunda çocuklarımıza güçlü bir Türkiye bırakacağız. Bakanlık olarak ortaya koyacağımız hizmetlerin, öncelikle toplumsal huzur ve refaha katkı sağlamasını amaçlıyoruz. Bu kapsamda başta istihdam olmak üzere sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarda kadınların daha da güçlenmeleri için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çocuklarımıza ve gençlerimize güzel bir gelecek, mutlu yarınlar bırakmak için tüm gayretimizi gösteriyoruz. Şehirlerimizde bulunan sosyal hizmet merkezlerimizle kadınlara, çocuklara, yaşlılara ve engellilere hizmet ediyoruz. Bu kapsamda 81 ilimizde olduğu gibi Mardin'de de vatandaşımızın ihtiyacına cevap verecek pek çok projeye imza attık, pek çok hizmeti hayata geçirdik. Şu an, şehrimizde bulunan 5 Sosyal Hizmet Merkezimizle Mardinli vatandaşlarımıza destek oluyoruz." Yapılan programdan binlerce kişinin faydalandığını aktaran Bakan Göktaş, "'Aile Sosyal Destek Programı'mızla ihtiyaç duydukları an vatandaşlarımızın yardımına koşuyor, yanında oluyoruz. Program ile 2017’den bu yana 150 bin hanemize ulaştı. Gençlerimizi yuva kurmaya hazırladığımız 'Aile Eğitim Programı'mızdan ise 2013 yılından bu yana 30 bin kişi faydalandı. Bunların yanı sıra şehrimizde bulunan 12 kadın kooperatifiyle kadınların başarılı birer girişimci olmalarının önünü açıyoruz. 'Finansal Okuryazarlık ve Kadınların Ekonomik Güçlenmesi Seminerleri' ile 2018’den bu yana 539 kadına destek olduk. Mardin’de, 6 çocuk evinde, 1 çocuk evleri sitesinde ve ihtisaslaştırılmış çocuk evleri sitesinde toplam 115 çocuğumuza güven içinde bakım hizmeti sunuyoruz. 'Sosyal Ekonomik Destek Programı'mızla ailesi yanında destek sağladığımız çocuk sayımız ise 2 bin 560’dır. Hizmetimiz kapsamında 2012 yılından itibaren 308 milyon lira tahsis ettik. Şehrimizde ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza yardım eli uzattığımız 11 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımız bulunuyor. 2024 yılı başından beri sosyal yardımlarımızla 99 bin haneye ulaştık. Engelli ve yaşlılarımızın toplumsal hayata aktif katılımları da bizler için önemli konulardan birisi. Bu nedenle engelli ve yaşlılarımız için özel politikalar, önemli projeler yürütüyoruz" dedi. "2006 yılından bu yana 2,7 milyar lira ödenek ayırdık" Şu an Mardin’de 1 bakım ve rehabilitasyon merkezinde 35 engelli vatandaşa hizmet verdiklerini ifade eden Bakan Göktaş, "Engelli vatandaşlarımızın bakımlarının evde yapılmasına özellikle büyük önem gösteriyoruz. Bu doğrultuda 'Evde Bakım Yardımı'ndan bugüne kadar Mardin’de yaklaşık 12 bin vatandaşımız faydalandı. Bu kapsamda 2006 yılından bu yana 2,7 milyar lira ödenek ayırdık. Bakanlık olarak bizler, çalışma alanımız olan engelli, yaşlı, kadın, çocuk, şehit ve gazilerimize her konuda destek vermeye devam edeceğiz. Bugünkü programımız vesilesiyle de başlatacağımız yeni bir çalışmayı da Mardinlilerle paylaşmak isterim. Mardin’de korumamız altında olan çocuklarımız için bir çocuk evi sitesi yapmak üzere planlamalarımızı yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde çocuklarımızın aile sıcaklığında büyüyecekleri yeni bir yaşam alanını Mardin’e kazandıracağız" ifadelerini kullandı. Mardin için, ülke için, her bir vatandaşın huzur ve refahı için çalışmaları sürdüreceklerinin altını çizen Bakan Göktaş, "Mardin, ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerini büyük bir içtenlikle ağırlayan kadim şehirlerimizden birisi. Bizler de Mardin’in güzelliklerine sahip çıkmak, değerine değer katmak için kıymetli valimizle, milletvekillerimizle elimizden ne geliyorsa yapmaya devam edeceğiz. Tüm imkanlarımızla Mardin’e hizmet etmeye, geleceğine katkıda bulunmayı sürdüreceğiz. Şehrimizin her alanda gelişebilmesi için daha nice güzel projelere imza atacağız. Bunu kıymetli Mardinlilerle el ele vererek yapacağız, gönül birliğiyle yapacağız" şeklinde konuştu.

Mersin’de İHA-1 Ticari Pilot Lisansı eğitimi verilmeye başlandı Haber

Mersin’de İHA-1 Ticari Pilot Lisansı eğitimi verilmeye başlandı

Akdeniz Belediyesi ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Adana Bölge Müdürlüğü tarafından 5-6-7 Ocak 2024 tarihleri arasında basın mensuplarına yönelik 'İHA-1 Ticari Pilot Lisansı' eğitimi verilmeye başlandı. Akdeniz Belediyesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen, teorik ve uygulamalı olarak verilen eğitimler sonunda başarılı kursiyerlere sertifikalarının verileceği bildirildi. İnsansız Hava Aracı Ticari Pilot Eğitmeni Berkan Seferoğlu, insansız hava aracı ticari pilot eğitimleri üzerine hem söyleşi hem de sertifika alabilecekleri bir program gerçekleştirdiklerini söyledi. “Bilinçli drone kullanımı çok önemli” Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Rüstem Kaya Tepe ise Akdeniz Belediyesi ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na teşekkür ederek, teknolojinin gelişmesiyle birlikte fotoğraf ve video kalitesinin çok önemli hale geldiğini söyledi. İçeriklerin daha canlı ve izlenilebilir olması açısından farklı açılardan görüntü çekme ihtiyacı duyduklarını belirten Tepe, “Dolayısıyla drone kullanımı son dönemde arttı. Bunu bilinçli bir şekilde kullanmak çok önemli. Bu eğitim de gazetecilerimiz açısından büyük önem arz ediyor. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi. “Bizim için çok faydalı bir eğitim oldu” Gazeteci Çağlar Çağdaş Dokuzoğlu da “Bizim sektörün en önemli özelliklerinden bir tanesi görüntüleme konusu. Havadan görüntüleme ile ilgili yaygınlaşan bu sistemden faydalanmayı bizde çok istiyorduk. Bu eğitim bu anlamda bizim için çok anlamlı oldu. Teorik eğitimde aldıklarımızla pratiği birleştirdiğimizde gerçekten bölgemizde ve ilimizde havadan çekim ve havadan görüntülenme ile ilgili büyük bilgi sahibi olacağımızı düşünüyorum” ifadelerini kullandı

Enkazda bazı eserlerine ulaşan Hataylı mozaik ustası buruk sevinç yaşadı Haber

Enkazda bazı eserlerine ulaşan Hataylı mozaik ustası buruk sevinç yaşadı

HATAY (AA) - AYŞE YILDIZ - Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Hatay'da mozaik ustası Mehmet Daşkapan, enkaz kaldırma çalışmalarının yapıldığı alanda eserlerinin bir bölümünü kurtarmayı başardı.Defne ilçesi Harbiye Mahallesi'nde yaşayan 3 çocuk babası Daşkapan'ın, "asrın felaketi" olarak nitelenen 6 Şubat'taki depremlerde hem kendi hem annesinin evinin yanı sıra mozaik yaptığı atölyesi yıkıldı.Depremden, eşini, çocuklarını ve aynı mahallede oturduğu annesini kurtaran Daşkapan'ın üç katlı binanın zemin katında bulunan atölyesindeki çok sayıda mozaik eser de enkaz altında kaldı.Günlerce enkazın başına gelerek eserlerine ulaşmaya çalışan Daşkapan, başarılı olamayınca enkazın kaldırılmasını bekledi.Hatay Valiliğinin Harbiye Mahallesi'nde enkaz kaldırma çalışması yapılacağı duyurusunun ardından Daşkapan, eserlerine ulaşabilme umuduyla yeniden buraya geldi.Ekiplerin çalışması sırasında, sağanak ve doluya rağmen şemsiye yardımıyla enkazdan bazı tablolarını çıkaran Daşkapan, yıllarca biriktirdiği taşları da topladı.- "Sanatıma devam edeceğim"Eserlerinden bir kısmını enkazdan çıkardığı için buruk sevinç yaşayan Daşkapan, AA muhabirine, ilk depremde atölyesinin ağır hasar aldığını, ikincisinde de yıkıldığını anlattı.Depremlerde, büyük emekle yaptığı eserlerini kaybettiğini aktaran Daşkapan, "Birçok eserim yok oldu, yıllardır dağlardan, tepelerden topladığım renkli taşlarım da gitti. Bazı eserlerime kavuşunca mutlu oldum. Yeniden yapmaya devam edeceğim. Çok şükür hayattayım. Arşivimi kurtarabildim." diye konuştu.Daşkapan, Hatay'ı yeniden "mozaikler şehri" yapmak için çalışmaya devam edeceğini kaydetti.

TBMM Başkanı Şentop, İran İslami Danışma Meclisi Başkanı Galibaf ile görüştü: Haber

TBMM Başkanı Şentop, İran İslami Danışma Meclisi Başkanı Galibaf ile görüştü:

ANTALYA (AA) - TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Türkiye'nin İran'ın en büyük üçüncü ticaret ortağı konumunda olduğunu belirterek, "Ancak sınır komşusu olmamız, ekonomilerimizin büyüklüğü ve iyi ilişkilerimiz daha büyük bir potansiyele işaret etmektedir." dedi.Şentop, Antalya'da bir otelde düzenlenen Asya Parlamenter Asamblesi (APA) 13. Genel Kurulu'na katılan İran İslami Danışma Meclisi Başkanı Muhammed Bager Galibaf ile görüştü.İki ülke arasındaki ilişkilerin her alanda geliştirilmesini temenni eden Şentop, dünyada güvenlik ortamının hızla değiştiği, bölgesel sınamaların yoğunlaştığı günümüzde ilişkilerin öneminin giderek arttığını ifade etti.Ortak çıkarlar çerçevesinde ikili ve bölgesel ilişkileri geliştirmeye önem verdiklerinin altını çizen Şentop, Türkiye'nin her zaman komşularının güvenlik ve istikrarına önem verdiğini vurguladı.Şentop, iki ülke arasındaki ticaret hacminin artış eğilimine girmesinin önümüzdeki dönem için umut verici olduğuna dikkati çekerek, "Türkiye İran'ın en büyük üçüncü ticaret ortağı konumundadır ancak sınır komşusu olmamız, ekonomilerimizin büyüklüğü ve iyi ilişkilerimiz daha büyük bir potansiyele işaret etmektedir." diye konuştu.Türkiye ve İran'ı yakından ilgilendiren terörle mücadele konusuna da değinen Şentop, terörün bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit eden önemli bir unsur olmaya devam ettiğini dile getirdi.Halkların huzurunu ve refahını hedef alan terörün günümüzde artık sınır tanımayan, uluslararası bir tehdit haline geldiğini belirten Şentop, "Giderek daha da küreselleşen bu tehdide karşı uluslararası işbirliği yoluyla mücadele edilmesi gerekmektedir. Terörizmle mücadelede bütüncül bir strateji izlenmelidir. Terörle mücadelede ülkelerimiz arasındaki işbirliğini geliştirmeliyiz. Bölgemizde terör örgütlerinin tamamen ortadan kaldırılması için kapsamlı stratejiler geliştirmeliyiz." ifadesini kullandı.

Antalya'da "Coğrafi İşaretler ve Türkiye Uygulamaları" Konferansı düzenlendi Haber

Antalya'da "Coğrafi İşaretler ve Türkiye Uygulamaları" Konferansı düzenlendi

ANTALYA (AA) - Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜCİTA) Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, Türkiye'nin coğrafi işaretli ürün potansiyeline sahip olduğunu belirterek, "Coğrafi işaretli ürün potansiyeli bu kadar zengin olan ülkede mutlaka 'Coğrafi İşaretler Enstitüsü' kurulmalıdır." dedi.Tekelioğlu, Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu salonunda düzenlenen "Coğrafi İşaretler ve Türkiye Uygulamaları" Konferansında, Türkiye'nin oldukça zengin gastronomiye sahip olduğunu söyledi.Her bölgenin ve kentin kendine özgü mutfağı olduğuna dikkati çeken Tekelioğlu, bu kapsamda coğrafi işaretlerin büyük önem arz ettiğini vurguladı.Coğrafi işaretler piyasasında bilgi asimetrisinin giderilmesinin ve önemli pazarlara girişi kolaylaştırmanın önemine işaret eden Tekelioğlu, "Dünya ekonomisinde yer alabilmemiz, küreselleşmenin dayattığı tek yönlü, sağlıksız ve küçük üreticileri yok eden endüstriyel beslenme kalıbına karşı çıkabilmemiz için çok kıymetlidir. Ancak kaliteli ürünler satarak uluslararası rekabetin üstesinden gelebiliriz." diye konuştu.Tekelioğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele döneminde tarımın ve yerel gıdanın kritik öneminin anlaşıldığını hatırlattı.Yavuz Tekelioğlu, "Türkiye bir coğrafi işaretler beşiğidir. Coğrafi işaretli ürün potansiyeli bu kadar zengin olan ülkede mutlaka 'Coğrafi İşaretler Enstitüsü' kurulmalıdır. Bunun desteklenmesi büyük önem arz ediyor." ifadelerini kullandı.Prof. Dr. Tekelioğlu, Antalya'nın tavşan yüreği zeytini, bergamot ve turunç kabuğu reçeli, piyazı, serpme böreği, paça çorbası, Döşemealtı halısı, Korkuteli'nin kar yağdı armudu, Alanya muzu, avokadosu, yeni dünyasının coğrafi işaret alarak, tescillenen ürünleri olduğunu sözlerine ekledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.