# Necmettin Erbakan

İLKHABER-Gazetesi - Necmettin Erbakan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Necmettin Erbakan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

MHP Lideri Bahçeli’nin Fatih Erbakan’a telefonla arama yapması sonrası gerilim! Haber

MHP Lideri Bahçeli’nin Fatih Erbakan’a telefonla arama yapması sonrası gerilim!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, merhum Necmettin Erbakan'ın vefatının 14. yıl dönümü dolayısıyla Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan'ı telefonla aradı. Ancak, Bahçeli'nin aramasına yanıt verilmemesi üzerine MHP, görüşme talebini geri çekti. MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Bahçeli'nin Erbakan'ı aramasına rağmen geri dönüş alamadıklarını belirterek, bu durumun ardından görüşme talebinin iptal edildiğini kamuoyuna duyurdu. Öte yandan, Fatih Erbakan yaşanan süreci ve neden geri dönüş yapılmadığını basına anlattı. MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, yazılı bir açıklama yaparak, "Türk siyasi tarihinde genel başkanlık, başbakan yardımcılığı ve başbakanlık görevlerinde bulunmuş muhterem Necmettin Erbakan'ın vefat yıl dönümü dolayısıyla Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, merhum liderin oğlu ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan'ı aramış; ancak kendisine geri dönüş sağlanmamıştır. Gelinen noktada görüşme talebimizi geri çektiğimizi saygıdeğer kamuoyuna bildiriyoruz" ifadelerini kullandı. Özdemir, açıklamasının sonunda Necmettin Erbakan’a rahmet dileyerek, "Bir kez daha merhum Necmettin Erbakan beyefendiye Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyoruz" dedi. Fatih Erbakan: "Geri Dönüş Yapamadık" Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, CHP lideri Özgür Özel ile görüştükten sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, yaşanan süreci anlattı. Erbakan, "Öncelikle biz kendisinin ameliyatının ardından geçmiş olsun dileklerimizi iletmek için kendisini aradık. Ancak tarafımıza hiçbir dönüş olmadı. 15 gün boyunca hiçbir geri dönüş almadık, buna bir anlam veremedik. Ancak dün, merhum Erbakan hocamızın vefat yıldönümü nedeniyle kendisi aramış. Biz de MYK toplantısındaydık, bu toplantıdan çıkar çıkmaz aramayı düşündük fakat ne olduysa, o iki saat içerisinde olmuş. Aramışlar, dönüş yapamadık ve iki saat sonra bu durumu yaşadık. Kimse, kimseyi aradığında hazır beklemek zorunda değil. Bu tavırları biz gerçekten yadırgadık ve üzüldük" dedi.

Yeniden Refah Partisi Adana Teşkilatı İl Divan Toplantısında buluştu Haber

Yeniden Refah Partisi Adana Teşkilatı İl Divan Toplantısında buluştu

Yeniden Refah Partisi Adana İl Başkanlığı, Şubat ayı İl Divan toplantısını coşkuyla gerçekleştirdi. Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya, hava muhalefeti nedeniyle sadece merkez ilçelerdeki yöneticiler davet edildi. Bölge Sorumlusu Önder Narin’in de katıldığı toplantıda, parti teşkilatı bir araya geldi. Düzenlenen toplantıda parti teşkilatı bir araya gelerek çalışmalarını değerlendirildi. "Yeniden Refah iktidarıyla ülkemizin sorunlarını çözeceğiz" Divan’ın oluşturulmasının ardından selamlama konuşması için kürsüye çıkan İl Başkanı Özkut Özdemir, konuşmasına, vefat yıl dönümü olan Milli Görüş’ün kurucusu ve 54. Hükümet’in Başbakanı Necmettin Erbakan’ı anarak başladı. Milli Görüş çizgisinin günümüzde yalnızca Yeniden Refah Partisi çatısı altında sürdüğünü Özdemir,  “Milli Görüş çizgimiz ve ortak değerlerimiz ışığında, ülkemizin refahını yeniden tesis edeceğimize olan inancımız tamdır. Ülkemizin ekonomik ve sosyal sorunlarına çare Yeniden Refah iktidarıdır. İnanıyorum ki ilk seçimlerde iktidar olacağız ve ülkemizin tüm sorunlarını birlikte çözeceğiz” diye ifade etti. "Güçlü aile, güçlü toplum, güçlü Türkiye" Özkut Özdemir, ekonomik kriz ve enflasyon gibi sorunların yanı sıra, toplumun temel yapı taşları olan ailelerin ve genç neslin korunmasının da en az ekonomik kalkınma kadar önemli olduğunu belirterek şunları söyledi: “Aile yapımızın güçlenmesi ve gençlerimizin geleceğinin güvence altına alınması, toplumumuzun refahı için elzemdir. Yalnızca ekonomik kalkınmayla değil, aile değerlerimize ve gençlerimize verdiğimiz öncelikle de yarınlara umutla bakacağız.” İlçe başkanları raporlarını sundu Özdemir’in konuşmasının ardından İl Divan Toplantısı gerçekleştirildi. İlçe başkanları tek tek söz alarak kendi bölgeleriyle ilgili raporlarını sundu. Parti teşkilatlarının çalışmaları değerlendirildi ve geleceğe yönelik planlamalar yapıldı. Toplantının sonunda İl Başkanı Özkut Özdemir, partiye yeni katılan üyelere rozetlerini takarak Yeniden Refah Partisi ailesine katılımlarını kutladı. Etkinlik, birlik ve beraberlik mesajlarıyla sona erdi.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan vefatının 14. yılında anılıyor Haber

Prof. Dr. Necmettin Erbakan vefatının 14. yılında anılıyor

Türkiye'nin 23. Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, vefatının 14. yılında sevenleri tarafından anılıyor. "Mücahit Erbakan" lakabıyla anılan Erbakan, Türk siyasetine damga vuran isimlerden biriydi. NECMETTİN ERBAKAN KİMDİR? Mücahit Erbakan olarak da anılan Prof. Dr. Necmettin Erbakan, 29 Ekim 1926’da Sinop’ta doğdu. Babasının memuriyeti sebebiyle ilkokulu Kayseri ve Trabzon’da tamamladı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) mühendislik eğitimi aldı, ardından Almanya’da Aachen Teknik Üniversitesi’nde doktora yaptı. Leopard tanklarının motor tasarımında görev aldı, Türkiye’ye döndüğünde 27 yaşında doçent oldu ve ilk yerli motoru üretecek Gümüş Motor Fabrikası’nı kurdu. SİYASİ KARİYERİ VE BAŞBAKANLIK DÖNEMİ 1969’da Konya’dan bağımsız milletvekili olarak TBMM’ye giren Erbakan, kısa süre sonra Milli Nizam Partisi’ni (MNP) kurdu. MNP’nin kapatılması üzerine Milli Selamet Partisi’ni (MSP) kurarak siyasi hayatına devam etti. 1974’te CHP-MSP koalisyonunda Bülent Ecevit ile birlikte Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptı ve bu dönemde Kıbrıs Barış Harekâtı gerçekleştirildi. 1995 seçimlerinde Refah Partisi (RP) ile birinci parti oldu ve Tansu Çiller’in Doğru Yol Partisi (DYP) ile koalisyon kurarak 18 Haziran 1996’da Türkiye Cumhuriyeti’nin 23. Başbakanı oldu. D-8 VE 28 ŞUBAT SÜRECİ Başbakanlığı döneminde gelişmekte olan Müslüman ülkeleri bir araya getiren D-8 oluşumunu kurdu ve Türkiye’nin Ortadoğu ve Asya ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirme adımları attı. Ancak, 28 Şubat 1997’de gerçekleşen "post-modern darbe" süreci, hükümetinin sonunu getirdi. 16 Ocak 1998’de Anayasa Mahkemesi tarafından Refah Partisi kapatıldı ve Erbakan’a 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirildi. SON YILLARI VE VEFATI Erbakan, siyasi yasağının kalkmasının ardından Saadet Partisi’ni (SP) kurarak yeniden siyasete döndü. 2010’da SP Genel Başkanlığı’na seçildi. 19 Ocak 2011’de hastaneye kaldırılan Erbakan, 27 Şubat 2011’de solunum ve kalp yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Ankara Hacı Bayram Veli Camii ve İstanbul Fatih Camii’nde cenaze namazları kılındı. Mezarına Türkiye'nin dört bir yanından, Kudüs, KKTC ve Aliya İzzetbegoviç'in mezarından getirilen toprak serpildi. Kabri Merkezefendi Mezarlığı’nda bulunuyor.

Özdemir: Bizler için tek hedef de tek yol da iktidardır Haber

Özdemir: Bizler için tek hedef de tek yol da iktidardır

Yeniden Refah Partisi Adana’da  Anemon Otel’de basın toplantısı düzenlendi. Düzenlenen basın toplantısında devir teslim töreni düzenlendi. Selahattin Baysal il başkanlığı  görevini Özkut Özdemir teslim etti. Yeniden Refah Partisi’nde Adana İl Başkanı Özkut Özdemir, “‘Bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle başlar.’ Merhum Genel Başkanımız, Adanalı hemşerimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan son dönem Türk siyasi tarihine damga vurmuş, bundan 10, 20, 30, 40 yıl önce ne demişse bugün aynen ortaya çıktığını gördüğümüz bilge bir liderdi. O büyük liderin çizdiği ilkeler doğrultusunda, evladı Dr. Fatih Erbakan'ın izinde siyaset anlayışımızı sürdürüyoruz. Adana, tarih boyunca Türkiye'nin en önemli şehirlerinden biri olmuştur. Hem ekonomik hem de kültürel anlamda zengin bir geçmişe sahip olan bu şehir, ülkemizin geleceğinde de önemli bir rol oynamaya devam etmektedir” dedi. “Erbakan'ın izinden yürüyerek siyaset yapmanın haklı gururunu yaşıyoruz” Özkut Özdemir  basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Bugün, burada Yeniden Refah Partisi'nin Adana il teşkilatının yeni bir döneme adım attığı bu anlamlı günü kutlamak için bir araya gelmiş bulunmaktayız. Bu toplantıda, Genel Merkezimiz tarafından yeni il başkanı olarak atanmış olmamın gururunu ve sorumluluğunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu önemli günde, öncelikle, partimize bugüne kadar hizmet etmiş ve katkı sunmuş olan değerli dava arkadaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Milli Görüş ve Adil Düzen anlayışlarının kurucusu ve öncüsü merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın izinden yürüyerek siyaset yapmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Erbakan Hoca'nın, "Dava ehline, hizmet ehline, sadakat ehline" sözleri bizim için bir ilham kaynağı olmuştur. O'nun Adanalılara çağrıda bulunuyoruz. Hemşehrilerimizin hem partimize üye olmalarını hem de il ve ilçe yönetimlerinde yer almak için müracaat etmelerini istiyoruz. Şehrimizin ve halkımızın ihtiyaçlarını anlamak ve çözümler üretmek için hep birlikte aktif bir şekilde çalışmayı istiyoruz. Yeniden Refah Partisi olarak Adana'mıza daha fazla katkı sağlamak için kararlı bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Özdemir, “Ben de şahsım adına yeni dönemde partimizin daha da ileriye gitmesi için kararlılıkla çalışacağımın taahhüdünü veriyorum. Bizler için tek hedef de tek yol da iktidardır. Partimizi Türkiye'nin birinci partisi yapacak, Genel Başkanımız Fatih Erbakan'ı da Cumhurbaşkanlığına taşıyacağız” diyerek ifade etti. “Sizlerle birlikte Adana'nın ve ülkemizin geleceği için önemli adımlar atacağımıza inanıyoruz” Özkut Özdemir açıklamasında basın mensuplarına teşekkür ederek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Son olarak, bu toplantıya katılan tüm basın mensuplarına ve davetlilere teşekkür etmek istiyorum. Sizlerin desteği olmadan, halkımıza ulaşmamız ve onların sesi olmamız mümkün olmazdı. Sizlerle birlikte Adana'nın ve ülkemizin geleceği için önemli adımlar atacağımıza inanıyoruz. Adanalılara çağrıda bulunuyoruz. Hemşerilerimizin hem partimize üye olmalarını hem de il ve ilçe yönetimlerinde yer almak için müracaat etmelerini istiyoruz. Şehrimizin ve halkımızın ihtiyaçlarını anlamak ve çözümler üretmek için hep birlikte aktif bir şekilde çalışmayı istiyoruz. Yeniden Refah Partisi olarak Adana'mıza daha fazla katkı sağlamak için kararlı bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz.”

Ahmet Hakan 'kamyon kasası' üstünde seçim çalışması yapan Fatih Erbakan'a göndermede bulundu: ''Biri organik,Öbürü GDO’lu'' Haber

Ahmet Hakan 'kamyon kasası' üstünde seçim çalışması yapan Fatih Erbakan'a göndermede bulundu: ''Biri organik,Öbürü GDO’lu''

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, babası Necmettin Erbakan'ın simgeleşen 'kamyon kasası' fotoğrafını tam 30 yıl sonra yeniden uyarladı. Ankara Pursaklar Seçim Koordinasyon Merkezi açılışında kamyon üstünde çekilen fotoğraf, parti yetkilisi Mehmet Fatih Uğurlu tarafından "30 yıl sonra yeniden geliyoruz" ifadeleriyle paylaşıldı. Fotoğrafta Fatih Erbakan'ın yanı sıra Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Suat Kılıç ve Yeniden Refah Partisi'nin ileri gelenleri yer aldı. 1994'teki tarihi fotoğrafta ise Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, o dönem İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı olan Recep Tayyip Erdoğan ve partinin önde gelen isimleri bir kamyon kasasında görülmüştü. Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan bugün yazdığı köşe yazısında muhalefeti ve Refah Partisini eleştirerek, ''Herkes Erdoğan bırakınca AK Parti’nin geleceğinin ne olacağını merak ediyor. Oysa asıl CHP ve profesyonel CHP yandaşı tiplerin geleceklerinin ne olacağını merak etmek gerekiyor. Yıllardır öyle alıştılar ki... Sırf Erdoğan karşıtlığından beslenmeye. Tatava yapma bas geç anlayışıyla işi götürmeye. “Bize oy vermezseniz Erdoğan kazanır” dışında pek cümle kurmamaya. Doğru dürüst bir siyasi alternatif üretememeye. Sadece “Erdoğan” diyerek oy kazanmaya.  İzmir’i, Çankaya’yı, Kadıköy’ü cepte bulmaya.  Erdoğan’ın negatifi olmakla yetinmeye. Erdoğan siyasetten elini eteğini çekince ne olacak bunların hali? ''dedi. Yıılar sonra Babası Necmettin Erbakan'ın kamyon kasası pozunu veren Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan'a ithafen ise; İKİ FOTOĞRAF ARASINDAKİ FARKLAR ''Biri organik. Öbürü GDO’lu. Biri doğal. Öbürü artistik. Biri kendiliğinden. Öbürü kurmaca. Biri yapmacıksız. Öbürü baştan sona rol. Biri içtenlikli. Öbürü propagandist. Biri hakiki. Öbürü öykünmeci. Biri büyülü. Öbürü olmamış.'' ifadelerini kullandı.

28 Şubat Süreci: Türkiye'nin Siyasi Tarihindeki Kara Sayfa Haber

28 Şubat Süreci: Türkiye'nin Siyasi Tarihindeki Kara Sayfa

Türkiye tarihinde "postmodern darbe" olarak anılan ve toplum ile siyaset üzerinde derin izler bırakan 28 Şubat'ın üzerinden 27 yıl geçti. Bin yıl süreceği iddia edilen bu olaylar silsilesi, demokrasi tarihine kara bir leke olarak kazındı. 28 Şubat'ın mimarları ne derse desin, Türkiye için önemli bir dönemeç olan bu süreç, 27. yıl dönümünde yeniden tartışılıyor. 28 Şubat 1997'de gerçekleşen Millî Güvenlik Kurulu toplantısının ardından alınan kararlarla başlayan süreçte, Başbakan Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olan Tansu Çiller gibi önemli isimlerin görevde olduğu bir dönemeç yaşandı. Ordu ve bürokrasinin öncülüğünde gerçekleşen bu süreç, "irtica"ya karşı önlemler alınmasını amaçlıyordu. RP-DYP Koalisyon Hükümeti ve Tartışmalar 28 Şubat 1997'den önce, merhum Necmettin Erbakan'ın başbakanlığında Refah Partisi (RP) ve Doğru Yol Partisi (DYP) koalisyon hükümeti kurulmuştu. Ancak bu hükümet, "rejimi tehdit ettiği" iddiasıyla bir dizi tartışmanın odağı oldu. MGK Toplantısı ve Kararlar 28 Şubat 1997'de gerçekleşen MGK toplantısı, Türkiye'ye siyasi ve sosyal anlamda yeni bir yön çizdi. Toplantı, tarihinin en uzun sürenlerinden biri olarak 8 saat 45 dakika sürdü. Bu toplantı sonucunda alınan kararlar, siyasi dengeleri değiştirecek nitelikteydi. "Laiklik" Vurgusu ve Yol Ayrımı MGK bildirisinde öne çıkan "Cumhuriyet ve rejim aleyhtarı grupların" vurgusuyla, Türkiye'nin laik ve demokratik yapısına vurgu yapıldı. Bu bildiri, siyasi partiler arasında ve toplumda büyük tartışmalara yol açtı, yol ayrımlarını hızlandırdı. MGK kararlarının ardından yaşanan süreçte, Türkiye siyasi arenasında hareketli günler yaşandı. RP'nin kapatılması, yeni hükümetin kurulması ve 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulaması gibi adımlar, siyasi atmosferi etkiledi. 28 Şubat 1997, Türk siyasi tarihinde önemli bir dönemeç olarak kabul ediliyor. O tarihte alınan kararlar, Türkiye'nin siyasi ve toplumsal yapısını derinden etkiledi ve uzun yıllar boyunca üzerinde tartışılan bir konu oldu. Necmettin Erbakan'a Refah Partisi'nin kapatılmasının ardından beş yıl siyaset yasağı getirildi. Refah Partisi'nin kapatılmasından sonra yerine Fazilet Partisi kuruldu ve 1999 seçimlerinde 111 milletvekili kazandı. Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, Refah Partisi aleyhine "Laik cumhuriyet ilkesine aykırı eylemlerin odağı olduğu" iddiasıyla kapatma davası açtı. Davanın sonucunda parti kapatıldı ve Erbakan dahil altı parti yetkilisine beş yıl siyaset yasağı getirildi. Kapatılma gerekçesinde, parti yöneticilerinin laikliğe karşı eylemleri ve başörtüsü politikası da bulunmaktaydı. Bağımsız kalan milletvekilleri, Fazilet Partisi'ne katıldı. (28 ŞUBAT SÜRECİNİN MİMARLARI) Başbakan Erbakan, MGK kararlarının yumuşatılmasını istesede imzalamak durumunda kaldı.  imzaladıktan sonra uygulanmaması için harekete geçti. Kararların TBMM'de reddedilmesini sağlamak amacıyla hareket etti. Ancak TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, bu kararların hükümetin sorumluluğunda olduğunu belirterek tartışmaya izin vermedi. Ordu tarafından talep edilenler arasında tarikatlarca işletilen okul, vakıf ve yurtların kapatılması, imam-hatip okullarının sayısının azaltılması, kamudaki irticai kadrolaşmanın sona erdirilmesi, İran'dan kaynaklanan irticai faaliyetlere karşı önlem alınması ve zorunlu ilköğretimin 5 yıldan 8 yıla çıkarılması gibi maddeler yer alıyordu. Hükümet ile asker arasındaki gerilimin yükselmesiyle birlikte Milli Güvenlik Kurulu "irtica" gündemiyle toplandı. Askeri kanat, 18 maddelik bir karar listesi sundu. En dikkat çekici taleplerden biri 8 yıllık zorunlu eğitimdi. Bu kararın alınmasıyla İmam Hatip Liseleri'nin orta kısmının kapatılması hedefleniyordu. Ayrıca tüm Kuran kurslarının Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlanması ve tarikatların faaliyetlerinin yasaklanması gibi istekler de toplantı boyunca dile getirildi. Başbakan Erbakan, MGK'daki kararları hemen imzalamadı. MGK Genel Sekreterliği, "kararların uygulanmaması durumunda yaptırımların geleceği" uyarısında bulundu. Erbakan, askerlerin taleplerine karşı diğer parti liderlerinden destek aramaya çalıştı, ancak başarılı olamadı. Tankların Ankara Sincan'da geçişi, hükümete yönelik askeri bir uyarının en belirgin örneğini oluşturdu. Şehir merkezinden geçen 20 tank ve 15 zırhlı araç, Genelkurmay Başkanlığı ve dönemin Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan tarafından eğitim amacıyla olduğu belirtildi. Ancak bu olay, askeri müdahale ihtimalini gündeme getirdi. Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir daha sonra tank geçişlerini "demokrasiye balans ayarı" olarak nitelendirdi. Cumhurbaşkanı Demirel, Başbakan Erbakan'a bir uyarı mektubu gönderdi. Mektupta, laik düzenin korunması için mevcut kanunların tam olarak uygulanması ve devlet kurumlarına dinci akımların girmesinin engellenmesi konusunda uyarılar yer aldı. Darbeden önceki son olay, Refah Partili Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız'ın Filistin ile dayanışma gecesi düzenlemesiydi. Bu geceye İran Büyükelçisi Muhmammed Rıza Bagheri'nin şeriat çağrısı yapması ve yapılan konuşmaların yanı sıra sergilenen tiyatro oyunu, irtica tartışmalarını körükledi. Bekir Yıldız'ın, başörtüsünün Müslümanların şeref sancağı olduğunu belirten ifadeleri dava konusu oldu. Yıldız, bu sözleri nedeniyle 6 Şubat'ta gözaltına alındı ve Ekim 1997'de "halkı din farklılığı gözeterek, kin ve düşmanlığa tehlikeli biçimde açıkça tahrik ettiği" gerekçesiyle 4 yıl 7 ay hapse mahkum edildi. Başbakan Necmettin Erbakan, bu gece için yaptığı açıklamada, "Biri hataen bir resim asarak bu ülkeyi yıkamaz" dedi, ancak bu sözler tartışmaları sona erdirmedi. 1998'de başörtüsü yasağına karşı yapılan büyük sivil toplum eylemi, İstanbul merkezli olup tüm Türkiye'ye yayıldı. Binlerce insan el ele tutuşarak özgürlük zinciri oluşturdu. Eylemlerde birçok kişi gözaltına alındı, tutuklandı ve hatta idamla yargılandı. Kız öğrenciler üniversitelere giriş hakkı için aylarca eylem yaptılar. Ancak devlet, bu mücadeleyi bastırmak için polis müdahalesiyle sürekli engelledi. Tazyikli su ve coplarla yapılan müdahalelerde, hatta karnındaki bebeğini düşüren genç annelerin feryadı bile dikkate alınmadı. 11 Ocak 1997'de Türkiye'de tarikatlara yönelik tepkilerin arttığı bir dönemde, Başbakan Necmettin Erbakan'ın 51 tarikat ve cemaat liderini Başbakanlık Konutu'nda özel bir iftar yemeğiyle ağırlaması tartışmalara yol açtı. Bu davet, Ankara'da rahatsızlık yarattı ve askerle hükümet arasındaki ilişkileri gerilimli hale getirdi. Yemeğe katılan dini cemaat liderlerinin sarıkları ve cübbeleri medyada geniş yer buldu. "Tarikat liderlerine başbakanlıkta iftar" başlıklarıyla basına yansıyan bu olay, siyasi çevrelerde tepkilere neden oldu. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin ve 33 milletvekili, bu durumu protesto etmek amacıyla Başbakan Erbakan'ın tarikat liderlerine verdiği yemek hakkında suç duyurusunda bulundu. 9 Ocak 1997'de, hükümet ortaklarının imzaladığı bir genelgeyle Başbakanlık Kriz Masası kuruldu. Bu genelgeye göre, herhangi bir kriz durumunda başbakanın yetkileri Milli Güvenlik Kurulu (MGK) genel sekreterine devredilecekti. Kriz tanımı oldukça geniş bir şekilde yapıldı ve terör olaylarından doğal afetlere kadar birçok durumu kapsıyordu. Bu yönetmelikle birlikte, askerler kamu kurumlarıyla doğrudan temas kurmaya başladılar. Askerler, ana akım medyayı brifinglerle ve doğrudan temaslarla yönlendirme yoluna gittiler. Televizyon kanallarına, Refah Partili bazı isimlerin laiklik ve cumhuriyet aleyhine ifadelerini içeren konuşmaları servis ediliyordu. Şevki Yılmaz, Hasan Hüseyin Ceylan, Hasan Mezarcı gibi isimlerin konuşmaları toplumdaki laiklik hassasiyetini artırmıştı. 1996'nın ikinci yarısında, askerler Refah Partisi iktidarına karşı büyük bir psikolojik savaş başlattı. Batı Çalışma Grubu (BÇG) adı altında oluşturulan yapı ile Refah Partisi'nin tüm faaliyetleri izlemeye alındı. Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları geri planda kalırken, Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir ve Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak süreci yönetti. İrticai faaliyet içerisinde olduğunu iddia ettiği kişilere karşı tedbir almak amacıyla kurulan BCG, 28 Şubat 1997 sürecinde 6 milyona yakın insanı fişlediği belgelendi. 6 Nisan 1997'de bütün askeri birimlere gönderilen ilk belgede, laiklik aleyhtarı faaliyetlerin arttığı vurgulanarak camilerin gözetim altına alınması emredildi. Plana göre, askerî personel camilere giderek laiklik karşıtı failleri ve sözleri garnizon komutanlıklarına bildirecekti. Çevik Bir imzasını taşıyan 29 Nisan 1997 tarihli ikinci belgede ise her ildeki öğrenci yurtları, özel okullar, dernekler, vakıflar, Kur'an kursları ve imam hatip okullarına gidenlerin sayısının ve kimliklerinin tespit edilmesi isteniyordu. Üçüncü belge ise birimin bilgi ihtiyaçlarının karşılanması hakkındaydı. 27 Mart 1994 Yerel Seçimleri: Refah Partisi'nin Yükselişi 27 Mart 1994 yerel seçimleri, Refah Partisi için önemli bir başarıydı. Parti, bir önceki yerel seçime göre oy oranını yüzde 19,14'e çıkararak büyük bir ivme kazandı. 15 büyükşehir belediyesinden 5'ini kazanarak İstanbul ve Ankara gibi önemli şehirlerde de başarılı oldu. Bu seçim, dini motifli muhafazakar sağın tarihinde önemli bir dönemeçti ve beklenenin üzerinde bir oy alımıyla sonuçlandı. Refah Partisi'nin bu seçimde elde ettiği başarı, Erbakan'ın ve partisinin gelecek seçimlerde iktidara doğru ilerlediğinin ilk işaretiydi. Ancak, bu durum sözde demokrasi savunucuları arasında tedirginlik yarattı. Çünkü laiklik ilkesine bağlı olanlar, dini referanslarla siyaset yapılmasından rahatsızlık duydukları için Refah Partisi'nin yükselişini endişeyle izlediler. 24 Aralık 1995 genel seçimleri, Türkiye'nin çok parçalı siyasi manzarasını ortaya koydu. Ancak, Refah Partisi (RP) yüzde 21'in üzerinde oy alarak birinci parti oldu. RP, 550 milletvekilliğinden 158'ini kazanarak, siyasal İslam'ın yükseliş trendinde olan bir güç olduğunu bir kez daha gösterdi. RP'nin bu seçimde elde ettiği başarı, 1994 yerel seçimlerindeki zaferini pekiştirdi. Erbakan'ın Hükümeti ve Koalisyon Süreci Refah Partisi'nin hükümet dışına çıkarılması, Necmettin Erbakan'ın hükümeti kurma görevini üstlendikten sonra yaşandı. Siyasi çevrelerde, bir yanda pazarlıkların tıkanmasıyla dönüşümlü başbakanlık konusunda anlaşmanın zorlaştığı, diğer yanda ise askeri yetkililerin parti liderlerine Erbakan ile hükümet kurmamaları yönünde baskı yaptığı iddiaları konuşuldu. Üst düzey askeri yetkililerin baskıları sonucunda Tansu Çiller'in RP'ye sırt çevirmesiyle hükümeti kurma görevi Erbakan'a verildi. Erbakan, DYP ile masaya oturarak Refah-Yol koalisyon hükümetini kurdu. Ancak, bu kırılgan hükümetin ömrü uzun olmadı. 29 Haziran 1996'da Türkiye, ilk kez bir İslamcı partinin liderinin Başbakan olmasıyla tarihi bir dönemece tanıklık etti. Necmettin Erbakan, başbakanlık koltuğuna oturdu ve bu durum özellikle laik kesimler ve Türk Silahlı Kuvvetleri içinde huzursuzluk yarattı. Refah-Yol koalisyonu, özellikle askerleri rahatsız etti ve bu rahatsızlıklar açıkça dile getirildi. 2-7 Ekim Kaddafi Krizi ve Erbakan'ın Dış Politika Hareketleri 28 Şubat sürecinin başlatıcı olaylarından biri olan 2-7 Ekim Kaddafi Krizi, Erbakan hükümetini eleştiri oklarının hedefine yerleştirdi. Erbakan'ın Mısır, Libya ve Nijerya'yı ziyaret etmesi, özellikle dikkat çekti. Libya ziyaretinin amacı, Türk müteahhitlerin alacaklarını tahsil etmekti, ancak ziyaret sırasında yaşananlar büyük yankı uyandırdı. İslam İşbirliği ve Ekonomik İşbirliği Projeleri 22 Ekim'de, Erbakan İslam dünyası ile işbirliği projelerini hayata geçirme kararlılığını sürdürdü. G-7'ye alternatif olarak, D-8 adlı yeni bir ekonomik işbirliği grubunun kurulması için adımlar attı. Hükümet, Müslüman ülkelerin katılımıyla D-8'in kurulmasına öncülük etti. Susurluk Kazası ve Derin Devlet Skandalı 3 Kasım'da meydana gelen Susurluk Kazası, Türkiye'deki derin devlet yapılanmasını gün yüzüne çıkardı. Bu olay, Türkiye'nin en büyük skandallarından biri haline geldi ve devlet-mafya-siyaset ilişkileriyle ilgili büyük tartışmalara yol açtı. Başbakan Erbakan ise, gelen suçlamaları 'fasa fiso' diye nitelendirdi. 28 Şubat, Türkiye'deki son askeri müdahale olarak değil, daha çok "post-modern darbe" olarak anılıyor çünkü askerler bu sefer geleneksel müdahale yöntemlerini kullanmadı. 1997'de Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller hükümeti, silahlı kuvvetler tarafından istifaya zorlandı, ancak askerler doğrudan iktidara el koymadı. Bunun yerine, medya üzerinden siyasi baskı ve kampanyalar yürütüldü. Askerler, hükümeti görevden almak için askeri güç kullanmak yerine, kamuoyunu yönlendirerek ve siyasi baskı uygulayarak "demokrasiye balans ayarı" yaptılar. Bu nedenle, geleneksel bir askeri darbe olmamasına rağmen, askeri ve bürokratik güçlerin müdahalesiyle gerçekleşen bu süreç "post-modern darbe" olarak adlandırılıyor. 28 Şubat Mağduriyetleri! 28 Şubat sürecinde, 10 yıllık bir dönemde 600 bin başörtülü öğrenci, eğitim hakkını kullanamadı. Aynı dönemde katsayı engeli nedeniyle 14 milyon meslek lisesi öğrencisi, istedikleri üniversitede eğitim alma şansını kaybetti. Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) YAŞ kararları sonucu 1635 personel ihraç edildi. Öğretmenler arasında istifa edenlerin sayısı 1997-2001 arasında yaklaşık 11 bin olarak kaydedildi ve 3 bin 527 öğretmenin görevine son verildi. Ayrıca, kılık kıyafet ya da fişlemeler nedeniyle 33 bin 271 öğretmen hakkında disiplin soruşturması açıldı ve 11 bin 890 öğretmen disiplin cezası aldı. 28 Şubat sürecinde Milli Eğitim Bakanlığı'nda (MEB) çalışan 4 bin 625 personel fişlendi ve 2 bin 639 kamu personeli "irticayla" ilişkilendirildi. 418 öğretim görevlisi ve 949 öğretmen "irticacı" olarak fişlendi. İrtica gerekçesiyle 210 vali veya kaymakam hakkında raporlar hazırlandı. Ekonomik olarak ise bu sürecin toplam zararı 381 milyar dolar olarak hesaplandı. 71 kaymakam görevden alındı, 331 emniyet mensubu inceleme başlatıldı ve 53 emniyet görevlisine idari ceza verildi. Ayrıca, 396 Diyanet personeli disiplin cezası aldı ve 128 Diyanet personeli meslekten atıldı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.