#Öcalan

İLKHABER-Gazetesi - Öcalan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Öcalan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

DEM Partili Koçyiğit: Bakan Tunç’a kamuoyunun beklentilerini aktardık Haber

DEM Partili Koçyiğit: Bakan Tunç’a kamuoyunun beklentilerini aktardık

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sezai Temelli ve Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan’dan oluşan heyetle makamında görüştü. Basına kapalı gerçekleştirilen görüşme 1 saat 45 dakika sürdü. Görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Bu görüşme İmralı heyetimizin aslında Cumhurbaşkanı'yla yaptığı görüşmeden sonra planlanmıştı ama ne yazık ki İmralı Heyet Üyemiz ve Meclis Başkanvekilimiz Sırrı Süreyya Önder'in hastalığı nedeniyle erteledik ve bugün de onlar olmadan bu görüşmeyi gerçekleştirdik. Bu vesileyle bir kez daha umutlu bekleyişimizi sürdürdüğümüzü ve yatağında hastalığına direnen Sırrı Süreyya Önder arkadaşımıza, Meclis Başkanvekilimize, İmralı Heyet Üyemize geçmiş olsun dileklerimizi buradan bir kez daha iletmek istiyoruz" ifadelerini kullandı. “Öcalan’ın tecrit şartları, sürecin ilerlemesi için engel” Bakan Tunç ile yasal düzenlemeleri geniş bir zeminde konuşma fırsatı bulduklarını dile getiren Koçyiğit şunları söyledi:  "Öncelikle konuşma başlığımızın İmralı'da bulunan ve 27 Şubat çağrısıyla da Türkiye'de yeni bir dönemin kapısını aralayan, Kürt sorununun demokratik çözümünde yeni bir eşik atlamamızı sağlayan Öcalan'ın çalışma şartları, sağlık şartlarınınolduğunu ifade etmek isterim. Bu konuda Bakana tecrit şartlarında bu sürece Öcalan'ın katkı sunamayacağını, ilerletilmesi açısından Öcalan'ın şartlarının en önemli başlık olduğunu ve derhal bir an önce artık bu şartların amasız fakatsız düzeltilmesi gerektiğini kendilerine ifade ettik. Bu konuda sanırım önümüzdeki dönemde bazı gelişmeler görme şansımız da olacak. Tabii bunun dışında da biliyorsunuz Türkiye'de adalet sistemiyle ilgili çok geniş sorunlar var. Bunları da kapsamlı bir şekilde ele alma şansımız oldu. Bizim için en önemli temel başlıklardan birisi halihazırda cezaevinde bulunan hasta mahpuslar başlığı. Gerçek anlamda bunun ne insani, ne vicdani ne de hukuki olmadığını her birimiz biliyoruz. O anlamıyla hasta mahpuslar açısından hızla bir düzenleme yapılması, halihazırda adli tıp raporları alanların hızla cezaevinden salıverilmesi konusunda da görüş ve düşüncelerimizi kendilerine yine ifade ettik. Yine kamuoyunda Covid yasası olarak bilinen, aslında Covid pandemi döneminde cezaevinden salıverilme şartlarını düzenleyen ama onun içerisinde örgütlü suçları istisna tutan yasal düzenlemede biliyorsunuz bir infaz paketi düzenlemesi var. Oradaki bu örgütlü suçları istisna tutan meselenin ortadan kaldırılması ve gerçek anlamda herkesi kapsayan eşitlikçi bir yaklaşımın gözetilmesi gerektiğini de kendilerine ifade ettik. Yine özellikle önümüze gelecek olan infaz paketinde biliyorsunuz Anayasa Mahkemesi'ni daha önce de iptal ettiği örgüte üye olmamakla beraber örgüt adına suç işleme maddesi vardı. Anayasa Mahkemesi bunu iade etmişti ama ne yazık ki Meclisten geldiği gibi aynı şekilde düzenlendi geçti. Şimdi yeniden pakete konulmasına dair bazı bilgiler aldık. Bunun mutlaka ama fakatsız ortadan kaldırılması, bu anlamıyla Anayasa Mahkemesi'nin kararına uygun bir düzenleme yapma beklentimizi yine kendilerine ifade etmiş olduk." DEM Parti, cezaevindeki keyfi uygulamalara karşı idari gözlem kurulu reformu talep etti Koçyiğit, "Bu anlamıyla özellikle yine en büyük sorunlardan birisi olan cezaevindeki mahpusların cezalarını yatmış olmalarına rağmen İdari Gözlem Kurulu kararlarıyla tamamen subjektif, keyfe keder gerekçelerle insanların cezalarını çekmiş olmalarına rağmen cezaevinde kalmalarını sağlayan bu meselenin, bu idari kurullarının reforme edilmesi, gözden geçirilmesi, bu kurulların demokratikleştirilmesi ama bununla beraber de bütün bu gözlem kurulu kararlarının kriterlere yani objektif kriterlere göre karar vermesi gerektiğini kendilerine ifade ettik ve bu anlamıyla gelecek ilk pakette de İdari Gözlem Kurullarının bu keyfe keder gerçek anlamda aslında ikinci bir cezalandırma mekanizması olan bu kurulun yapısının demokratikleşmesi, kararlarını da objektif kriterlere göre vermesi gerektiğine dair bir düzenlemenin hızla gelecek ilk yasal pakete konulması gerektiğini ifade etmiş olalım. Bize bu fırsatı verdikleri için de Bakana ve heyetine teşekkür ediyoruz" diye konuştu. Bir basın mensubunun Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtını sorması üzerine Koçyiğit, "Bakan da dikkatle bunları not etti. Zaten bazı yasal düzenlemeler gerçekten aslında hepimiz açısından ortak belirlemelerimiz var. Yani birçok hakkaniyetsiz, haksız, eşitliğe aykırı yasal düzenleme olduğunu herkes çok iyi biliyor. Söylediğimiz her başlığı dikkatle not ettiler ve bu konuda çalışacaklarını, gelecek dönemde, önümüzdeki dönemde de karşılıklı görüş alışverişinde bulunacağımızı teyit etmiş olduk" cevabını verdi. Bir gazetecinin "Teröristbaşı Öcalan’a umut hakkı gündeme geldi mi?" sorusu üzerine Koçyiğit, "Öcalan'ın çalışma şartları, sağlık güvenlik şartlarını kapsamlı bir şekilde değerlendirdik" dedi. Koçyiğit, yine bir gazetecinin terör örgütünün silah bırakması konusunun gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine, "Hayır, böyle bir gündemi şu an için konuşmadık" dedi. Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuna dair konunun görüşülüp görüşülmediğine ilişkin de Koçyiğit, "Çok kapsamlı bu konuda da, Kobani davası da diğer başlıklarda da değerlendirmeler yaptık arkadaşlar" dedi. "İhtiyaç olduğunda Bakan Tunç ile bir araya geliriz" 'Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'la bir görüşme daha olacak mı?" sorusu üzerine Koçyiğit, "İhtiyaç olduğunda görüş alışverişinde bulunmak üzere her zaman bir araya gelme konusunda sözleştik" açıklamasında bulundu. "İmralı Adası'na tekrar bir ziyaret olur mu?" sorusu üzerine Koçyiğit, "Şu anda zaten bir görüşme yapıldı. Biliyorsunuz Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumu nedeniyle İmralı heyeti üyemiz Pervin Buldan ve Avukatı Özgür Erol bir ziyaret gerçekleştirdiler. Bundan sonra da bu ziyaretlerin ihtiyaç duyulduğu halde demin de söylediğim kapsamda sadece heyetimizin değil, farklı heyetlerin de, farklı kişilerin de gitmesi yönünde biz ifade ettik. Sanırım bu konuda da bazı gelişmeler olacak. Bunu da yakında hep beraber göreceğiz" cevabını verdi.

Fatih Altaylı: ''Dem Parti'nin bile aklına gelmemiştir Öcalan'ı meclise çıkarmak'' Haber

Fatih Altaylı: ''Dem Parti'nin bile aklına gelmemiştir Öcalan'ı meclise çıkarmak''

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim'de partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ı Meclis'e davet ederek dikkatleri üzerine çekti. Bahçeli, "Eğer terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun" diyerek, tartışmaları yeniden alevlendirdi. Bu açıklama, siyasette geniş yankı bulurken, gazeteci Fatih Altaylı, "DEM Parti, Devlet Bahçeli’nin arkasından koşsa yetişemez. Öcalan’a Meclis’te konuşma yaptırmak DEM Parti’nin bile aklına gelmemiştir" şeklinde tepkisini dile getirdi. Gazeteci Fatih Altaylı, Bahçeli'nin bu çıkışını değerlendirdi. "Öyle bir noktadayız ki, yarın Devlet Bahçeli çıkıp 'İlk dört madde değişmelidir' dese bile şaşırmayacağız" diyen Altaylı, önceki "barış süreçlerine" atıfta bulundu ve şunları kaydetti: "O gün barışı sağlayamayan Öcalan bugün TBMM’ye gelince barışı sağlayacak güce sahip mi, yoksa artık 'Yeni PKK' Öcalan’dan çok başka bir yerde mi! ''AK Parti ile geçen 22 yılda 'Yeni Türkiye' ortaya çıktı ise Öcalan’sız 25 yılda da artık yeni bir PKK ortaya çıktı, bunun farkında mı Bahçeli! Kandil’deki 'ağalar' Öcalan’ı ne kadar takar, ABD tarafından şımartılmış genç PKK komutanları Öcalan’ın otoritesini ne kadar tanır! Ya da ABD istemeden Öcalan etkili olabilir mi! Bahçeli, milliyetçi bir hareket olarak gördüğü PKK’da da lider otoritesinin her şeyin üzerinde olduğunu düşündüğü için 'Öcalan' diyor olabilir ama acaba Öcalan’ın PKK’daki etkisi, Bahçeli’nin MHP’deki etkisi kadar güçlü mü, yoksa PKK daha demokratik mi!'' ''Göreceğiz elbet. Yine de Bahçeli’nin ve PKK’nın anlaştığı ve Öcalan’ın serbest bırakılacağını artık varsayabiliriz. Ardından da bir Anayasa değişikliği için DEM’in desteği istenecek. Bu destek gelir mi gelmez mi bilemeyiz. Ya da Türkiye’nin siyasi bilinci en yüksek seçmen grubu olan HDP’li veya DEM’li kitle bir kez daha bu çözüme inanır mı onu da öngöremeyiz.'' ''ABD ne diyecek, bu işin ne kadar içinde, önünde ya da arkasında göreceğiz. Ama serbest bırakılan bir Öcalan’ın ne yapacağını merak ederiz. Acaba Bahçeli Öcalan’a siyaset yapma imkanı sağlayacak bir değişikliği de önerir mi bilmiyorum. Öcalan’ın kürsüye gelip TBMM’de yemin ettiğini görür müyüz onu da öngörmem mümkün değil. Sadece 'Kesinlikle olmaz' diyemeyiz onu biliyorum. Kim bilir belki de Öcalan’a biçilen rol Kuzey Suriye’ye giderek orada ABD tarafından kurulmakta olan YPG/PKK Devleti’nin başına geçmektir. Olur mu, olur! Bazıları tüm bunlarda bir 'Devlet aklı' arıyor. Muhtemelen vardır. Sadece soru 'O devletin hangi devlet' olduğudur." Ne Olmuştu? MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim’de TBMM Grup Toplantısı’nda PKK lideri Abdullah Öcalan'ı Meclis’e davet ederek dikkatleri üzerine çekti. Bahçeli, "Eğer terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun" diyerek, terörün sona erdiğini ilan etmesi durumunda yasal düzenlemelerin yapılacağını belirtti. Bu açıklamalar, siyasette yeni bir çözüm süreci tartışmalarını alevlendirdi. Bahçeli'nin sözleri, 1 Ekim’deki Meclis açılışında DEM Parti ile yaşanan etkileşim sonrası, "Yeni bir çözüm süreci mi başlıyor?" sorusunu gündeme getirdi. Bu gelişmeler, siyasi kulislerde hareketlilik yarattı.

Bahçeli Terörist Başı Öcalan'a TBMM'de konuşma çağrısında bulundu Haber

Bahçeli Terörist Başı Öcalan'a TBMM'de konuşma çağrısında bulundu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı açıklamalarda, Abdullah Öcalan’ın tecrit durumuna değindi. Bahçeli, "Şayet tecridi kaldırılırsa gelsin, TBMM’de DEM Parti toplantısında konuşsun. Terörün bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında dikkat çekici mesajlar verdi. Terörle mücadelede kararlılık vurgusu yapan Bahçeli, Öcalan için önemli bir çağrıda bulunarak, "Eğer terörsüz bir siyaset, ülke ve gelecek hususunda herkes ittifak halindeyse elimizi taşın altına koymaya, gövdemizi koymaya varız ve buradayız" dedi. ''Türkiye’nin sorunu Kürtler değil, bölücü terör örgütüdür'' DEM’e uzattığım el günlerdir tartışılıyor. Dedikodu borsası rekorlar kırıyor. Önüne gelen kendi meşrebine göre değerlendirme yapıyor. Görüş ve düşüncelerimi berrak ölçüde açıklamış olsam da birileri yine rahat durmuyor. Yeni bir çözüm sürecinin pişirildiğini iddia edenlere kadar pek çok iddia ve ifade malumlarınız olacağa üzere gündeme gelmiştir. Türkiye’nin yeni bir çözüm sürecine değil, ortak aklı çalıştırmaya, dürüst ve samimi adımlara, dış dayatmalara kapalı durmaya, bin yıllık kardeşliği daha da kuvvetlendirmeye ihtiyacı vardır ve olmalıdır. Türkiye’nin sorunu Kürtler değil, bölücü terör örgütüdür. Kürt kardeşlerimin sorununu çözmek elbette mecburidir. Ama kolektif kimlik ve etnik bir temelde çözüme atıf yapmak vahim bir tehlikedir. Bu ülkede yaşayan hiçbir Kürt kardeşimin sorun olarak gösterilemez. ‘Kürt sorunu var’ demek yalan sözlerin, yıkım bekleyenlerin ortak propagandasıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti, asimilasyon politikasına hiçbir zaman tenezzül etmemiştir. Silah dışlanmadan refah mertebesine ulaşmak zordur. Terörist için şiddet bir amaç değil, araçtır. Toplumu yıldırmak yegane önceliktir. Bugüne kadar terörle mücadelede elde edilen ortak tecrübeleri şu şekilde sıralamamız mümkündür; 1- Tek başına silahlı mücadelenin hemen hiçbir zaman terörü sona erdiremeyeceği gibi terörün silahsız çözümü de asla yoktur. Hiçbir taviz, hiçbir geri adım teröristi tatmin etmeyecektir. 2- Gerçek dünya ile teröristin kanlı hayatı arasında çok ciddi farklar vardır. Teröristin yaşadıkları ve kabulleriyle gerçek olaylar arasındaki çekişkiler somutlaştıkça teröristin direnci kırılacaktır. 3- Tek tek teröristler üzerinde tesirli olmak, ihanetin sonunun olmadığını açıklamak örgütteki çözülmeyi hızlandıracaktır. Terör örgütünün taleplerini kabul etmek, tehdide boyun eğmek değildir. Ancak silah ve şiddet karşısında toplumun boyun eğdiğini göstermek ne kadar yanlışsa demokratik atmaktan imtina edilmesi o ölçüde hatalıdır. "TERÖRİSTLERİN ADALETE TESLİM OLMASI TEK ÇIKIŞTIR" Terörle hiçbir yere varılmaz. Türkiye bölücü teröre asla rıza göstermeyecek, müzakere dayatmaları işe yaramayacaktır. Bir yanda terörle amansız mücadele ederken, demokratik reformların yapılması akla en yatkın seçenektir. Terör eylemlerine ön şartsız derhal son verilmesi, bütün teröristlerin silahlarıyla dağdan inip devlete teslim olması, Türk adaletinin vereceği hükme razı olarak cezalarını çekmeleri, terör örgütü için tek çıkıştır. "TERÖR ELEBAŞI ÇIKIP SİLAH BIRAKTIĞINI İLAN ETMELİ" ''Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde her meselenin ele alınıp, çözümü mümkün ve hatta mecburidir. Eğer terörsüz bir siyaset, terörsüz bir ülke, terörsüz bir gelecek hususunda herkes ittifak halindeyse o halde değil elimizi taşın altına koymaya, gövdemizi koymaya varız. Her türlü hizmete hazırım’ diyen teröristbaşı, buyusun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin. Teröritbaşı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere sesleniyorum. Eğer teröristbaşının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lavedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil, ne Edirne... Adres İmralı’dan DEM’e uzansın, terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız''

Terör halayı çeken gruba polis minibüsünde 'Ölürüm Türkiyem' şarkısı dinletildi Haber

Terör halayı çeken gruba polis minibüsünde 'Ölürüm Türkiyem' şarkısı dinletildi

Mersin'de terörist başı 'Abdullah Öcalan' sloganları eşliğinde sahil kenarında halay çekerken kaydedilen görüntüleri sosyal medyada yayınlanan terör yandaşlarından 9'u, polis ekiplerince Gaziantep'te yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilere Mersin'e getirilirken, 'Ölürüm Türkiyem' şarkısı dinletildi. Sahil kenarında bir grup terör yandaşı tarafından çekilen halay görüntülerinin sosyal medyada paylaşılması büyük tepki çekerken, görüntülerdeki kişilerin yakalanması için Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında, Mersin Emniyet Müdürlüğü ekipleri görüntülerdeki kişilerin kimliklerini titiz çalışma sonucu tespit etti. Şüphelilerin Gaziantep'ten geldiğinin belirlenmesi üzerine kimlikleri tespit edilen 9 kişi düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. Görüntülerdeki bir şahsın ise başka suçtan cezaevinde olduğu öğrenilirken, firari bir kişinin yakalanması için çalışmaların sürdüğü kaydedildi. Gözaltındaki 9 şüpheli, Emniyet Müdürlüğündeki işlemlerinin ardından sağlık kontrolünden geçirildi. Şüphelilerin tekrar emniyete götürülerek ifadesinin alınacağı ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi. 'Ölürüm Türkiyem' şarkısı ile getirildiler Öte yandan, Gaziantep'te gözaltına alınan 9 şüphelinin, Mersin'e getirilirken polis minibüsünde 'Ölürüm Türkiyem' şarkısı ile yolculuk yaptıkları ortaya çıktı. Sosyal medyada yer alan görüntülerde, zanlılara polis minibüsünde yolculuk boyunca 'Ölürüm Türkiyem' şarkısı dinletildiği anlara ilişkin görüntüler yer aldı. Bakan Yerlikaya: "Gereği yapıldı" Bu arada İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise sosyal medya hesabı X'ten 'gereği yapıldı' başlığıyla konuyla ilgili paylaşım yaptı. Yerlikaya paylaşımında, "Sosyal medyada paylaşılan ve Mersin'de çekildiği belirlenen görüntülerde bir grubun halay çekerken PKK elebaşı lehine sloganlar attığı tespit edilmişti. Mersin İstihbarat ve TEM Şube Müdürlüklerimiz şüphelilerin tespitine yönelik çalışma yaptı. Şüphelilerin Gaziantep'ten Mersin'e geldikleri anlaşılmış, görüntülerde yer alan 11 şüphelinin kimlik tespiti yapılmıştır. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, Mersin ve Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğümüzce; 1 şüphelinin olaydan sonra 'uyuşturucu madde kullanmak' suçundan tutuklandığı ve cezaevinde olduğu belirlenmiş; 9 şüpheli ise yakalanmıştır. 1 firari şüphelinin yakalama çalışmaları devam etmektedir. Aramalarda ele geçirilen dijital materyallere, silah ve mühimmatlara el konulmuştur. Şüpheliler, 'Terör Örgütünün Propagandasını Yapma (PKK/KCK)' suçundan gözaltına alınmıştır" ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.