#ODTÜ

İLKHABER-Gazetesi - ODTÜ haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ODTÜ haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Depremde hayatta kalmanın anahtarı ahşap mı? ODTÜ uzmanından çarpıcı açıklama! Haber

Depremde hayatta kalmanın anahtarı ahşap mı? ODTÜ uzmanından çarpıcı açıklama!

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Türer, deprem gerçeğiyle yaşayan Türkiye’nin yapı tercihlerinde radikal bir değişime gitmesi gerektiğini söyledi. Türer, ahşap yapıların hafifliği, esnekliği ve modern mühendislik yöntemleriyle güçlendirilebilmesi sayesinde deprem bölgelerinde betonarmeye göre çok daha güvenli bir alternatif haline geldiğini belirtti. “Deprem kuvveti binanın ağırlığıyla doğru orantılı” AA’ya konuşan Prof. Dr. Türer, deprem sırasında binaya etki eden kuvvetin doğrudan kütleyle ilişkili olduğunu vurgulayarak ahşap yapıların bu nedenle çok daha az risk taşıdığını söyledi: “Hafif malzemeyle inşa edilen ahşap yapılar depremde daha az yüke maruz kalıyor. Bu da yıkılma olasılığını ciddi şekilde düşürüyor.” Türkiye’de özellikle 1509 İstanbul Depremi sonrası yaygınlaşan ahşap yapı geleneğinin zamanla betonarmeye bırakıldığını hatırlatan Türer, günümüzde yeniden ahşaba dönüşün kaçınılmaz olduğunu ifade etti. “Hayat üçgeni ahşap yapılarda daha yüksek ihtimal” Betonarme binaların ağır yapısı nedeniyle çökmeleri halinde ölüm riskinin daha yüksek olduğuna işaret eden Türer, ahşap yapılarda ise esneklik ve hafifliğin büyük avantaj sağladığını dile getirdi: “Hayat üçgeninin oluşması ahşap yapılarda çok daha yüksek bir olasılık. Ahşap hem esnek hem dayanıklı hem de modern mühendislikle çok iyi tasarlanabiliyor.” Yangın endişesine modern çözüm: Ahşabı yanmaz hale getiren teknoloji Ahşap yapıların en büyük endişelerinden biri olan yangın riskine de değinen Türer, bugün kullanılan kaplamaların bu riski ortadan kaldırdığını söyledi.

ODTÜ’nün yerli keşif araçları “CHERI” 2029’da Ay’a gidiyor Haber

ODTÜ’nün yerli keşif araçları “CHERI” 2029’da Ay’a gidiyor

Orta Doğu Teknik Üniversitesi tarafından yüzde 80 oranında yerli olarak üretilen "CHERI" isimli iki gezici keşif aracı (rover), 2029 yılında aya gönderilecek. Ay'ın güney kutbundaki zorlu yüzey şartlarında görev yapacak olan keşif aracı yapay zeka desteğiyle yüzeyin üç boyutlu haritasını çıkaracak. ODTÜ'NÜN YERLİ AY KEŞİF ARAÇLARI "CHERI" GÖRÜCÜYE ÇIKTI Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) geliştirdiği yerli ürünlerle TEKNOFEST İstanbul’da yerini aldı. Yüzde 80 oranında yerliliğe sahip "CHERI" isimli iki gezici keşif aracı (rover), Ay'ın güney kutbundaki zorlu yüzey şartlarında görev yapacak, yapay zeka desteğiyle yüzeyin üç boyutlu haritasını çıkaracak. "CHERI" isimli proje kapsamındaki iki mikro keşif aracı, birbirleriyle etkileşimli şekilde Ay'ın güney kutbunda bilimsel veri toplayacak. Analizler gerçekleştirecek ve yapay zeka desteğiyle kendi rotalarını otonom şekilde belirleyip üç boyutlu haritalandırma yapabilecek. 2029 yılında Çin’den aya gönderilecek. REKTÖR YOZGATLIGİL: "DÜNYADA BİR İLK OLACAK" Keşif aracından bahseden Orta Doğu Teknik Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil, "Türkiye son yıllarda milli uzay programı kapsamında birçok hedefi kararlıkla ilerliyor. Bu hedefler arasında insanlı ilk uzay görevini gerçekleştirdi. Türkiye ve 2 astronotumuz ve yer çekimsiz ortamda araştırmalar yaptı. Biz de Orta Doğu Teknik Üniversitesi olarak bilim sayfamızın hedefleri kapsamında Çin uzay ajansıyla işbirliği kapsamında bir projenin içerisindeyiz. Bu 2029 yılında Çin'in 2 adet yüzey aracını Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin öğrencileri ve öğretim üyeleri gerçekleştirecek. Bu yapay zekayı birbirlerini destekleyen birbiriyle haberleşen bir ayın en zorlu pozisyonunda şartlarında görev yapacak. Yani ayın güney kutbunda eksi 160 dereceyle artı 80 derece arasında görev yapacak yüzeyde veri toplayacak. Yüzeyin haritasını çıkaracak bir sistem, bir aslında robotlar sistemi bu dünyada ilk kez bir ülke 2 adet roverı birbiriyle haberleşecek şekilde aya gönderiyor. Biz de 50'ye yakın öğretim üyesi ve öğrencimizle bu projenin içinde yer alıyoruz. Bu projedeki geliştirecek tabii ki robot tamamen bizim öğretim üyelerimiz tarafından tasarlandı ve bu yapay zeka destekli bir sistem. Birbiriyle haberleşen ve bu misyonun tamamen çok kritik bir parçası. Uluslararası bir yarışmayla seçildi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi bu yarışmayı kazanarak bunun tasarımı hak kazandı. Buradaki işte gördüğünüz tekerlekleri olsun sensörler olsun. Bunlar tamamen bizim tarafımızdan Yerli olarak tasarlanıyor. Yüzde 80’nin üzerinde yerlilik oranı var" dedi. AY'IN YÜZEYİNE TÜRKİYE'NİN İMZASINI ATACAĞIZ" Yozgatlıgil, "Aslında biliyorsunuz uzay teknolojileri her zaman dünyadaki yaşamını destekler. Bu uzaya gönderildi. 2029 yılında doğrudan görüntüleri dünyaya aktaracak, o bölgenin yani daha önce çok az keşfedilmiş bu bölgenin haritasını kameralarıyla çıkaracak. Bu da ileride o bölgelerdeki minerallerin işte su kaynaklarını keşfi noktasında da çok önemli. Veriyi dünyaya gönderecek tabii bunun yanında bu robotlar bu ekstreim. Yani en zor şartlarda görev yaptığı için dünyada da işte yine zorlu coğrafyalarda afet şartlarında görev yapabilecek. Oralardan görüntüler aktarabilecek. Arama kurtarma çalışmalarında ya da savunma sanayimiz de fayda sağlayacak. Ayın yüzeyine ayak basacak bir sistem bu. Ayın yüzeyine Türkiye’nin imzasını atacağız. Türkiye kendi uzay aracını da aya gönderecek. Bizde üniversite olarak burada önceden hazırlık yapıyoruz" diye konuştu.

ODTÜ Mersin kampüsünde grev başladı Haber

ODTÜ Mersin kampüsünde grev başladı

Türk-İş’e bağlı Tez Koop-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) bir süredir devam eden toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlandı. Sendika, bunun üzerine ODTÜ'nün Mersin kampüsünde bugün itibarıyla grev başlattı. Kampüs girişine "Bu İşyerinde Grev Var" pankartları asan işçiler, talepleri karşılanana kadar grevi sürdüreceklerini açıkladı. Grevle ilgili kampüs önünde bir basın açıklaması yapan Tez Koop-İş Sendikası Adana Şube Başkanı Mustafa Oğuz, "Henüz Kamu Çerçeve Protokolü imzalanmamışken, 28 Temmuz 2025 tarihinde, kemer sıkma politikalarının yalnızca işçiler için işletildiğini vurgulayarak grevimizi ilan etmiştik. Bugün, Kamu Çerçeve Protokolü imzalanmış olsa dahi, grev kararımızdan geri adım atmıyoruz. Çünkü toplu iş sözleşmesi altışar aylık ücret artışlarından ibaret değildir" dedi. ODTÜ YÖNETİMİNE ÇAĞRI: "EMEĞİNİN KARŞILIĞI VERİLMELİDİR" Henüz idari maddeleri ve çalışma koşullarını görüşecekleri bir toplu sözleşme masasının kurulmadığını belirten Oğuz, ODTÜ yönetimine seslendi. Oğuz "ODTÜ, akademisyeni, memuru, öğrencisi ve işçisiyle bir bütündür. ODTÜ'nün her bir bileşeninin insanca yaşama ve çalışma hakkı tanınmalı; ODTÜ işçilerine emeğinin karşılığı verilmelidir" diye konuştu. Tüm ODTÜ bileşenlerini ve emekçileri grevlerine destek olmaya çağıran Mustafa Oğuz, sözlerini şöyle tamamladı: "Alın terimizin karşılığı verilmediği sürece hizmet üretmeyeceğimizi; insan onuruna yakışır çalışma koşulları sağlanmadıkça grevimizi sürdüreceğimizi herkes tarafından bilinmesini istiyoruz.".

Mersin'de Akdeniz foklarının korunması için önemli çalışmalar devam ediyor Haber

Mersin'de Akdeniz foklarının korunması için önemli çalışmalar devam ediyor

Mersin'de tükenme tehlikesi altındaki Akdeniz foklarının her yıl düzenli olarak takibi yapılırken, ülke genelindeki sularda yaklaşık 120'in üzerinde tanımlı birey bulunuyor. Akdeniz fokları ile ilgili çalışmalar yapan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Meltem Ok, yuvalarda foto kapanlarla takip yapıldığını belirterek, "Kıyılarımızda böyle nadir Akdeniz foklarının barınıyor olması sevindirici ve çok önemli" dedi. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) kriterlerine göre nesli kritik derecede tehdit altında olan, tüm dünyada yaklaşık bin, Türkiye kıyılarında ise 120'nin üzerinde bireyin bulunduğu tespit edilen Akdeniz fokları için Mersin'in Erdemli ilçesinde bulunan Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne (ODTÜ) bağlı Deniz Bilimleri Enstitüsü'nde koruma ve takip çalışmaları gerçekleştiriliyor. Daha önce Türkiye kıyılarında yaklaşık 100 civarında Akdeniz foku kaldığı bilinirken, yapılan çalışmalarda bu rakamın 120'nin üzerinde olduğu belirlendi. Yeni yavruların da olduğu fokların 25'nin ise Mersin kıyılarında korunan alanlarda bulunduğu belirtildi. Akdeniz fokları ile ilgili çalışmalar yapan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Meltem Ok, özellikle yuvalarda foto kapanlarla takip yapıldığını ifade etti. Mersin'deki Akdeniz fokları için koruma ve takip çalışmaları Akdeniz foklarının Mersin kıyılarının güzide türlerinden biri olduğunu belirten Dr. Meltem Ok, "Bu konuda ODTÜ, 1994 yılından beri Türkiye kıyılarında çalışmalara devam ediyor. Özellikle Mersin, Antalya ve Hatay Antakya kıyılarında çalışıyoruz. Mersin kıyıları özellikle önemli, zaten Doğu Akdeniz'deki çalışmalar Mersin kıyılarında başladı. Alanı yıllar içerisinde genişlettik. Şu anda Mersin kıyılarında 25'in üzerinde bireyimiz var. Doğu Akdeniz'deki bizim çalışma alanımız içerisinde ise 50'in üzerinde tanımlı bireyimiz var. Bunların yuvalarında tam zamanlı olarak foto kapanla takibini yapıyoruz. Bunun yanı sıra Türkiye kıyılarında ise 120'in üzerinde birey var. Kıyılarımızda böyle nadir Akdeniz foklarının barınıyor olması sevindirici ve çok önemli" dedi. "Yeni yavrulara da rastlıyoruz, bu bizim için sevindirici" Uzun yıllar Türkiye kıyılarında Akdeniz foklarının 100 civarında olarak değerlendirildiğini hatırlatan Ok, "Sosyal medya, foto kapan, teknolojik kaynakların ilerlemesi, gözlemler ve vatandaş kaynağı ile gelen bilgilerle kapsamlı bir çalışma gerçekleştirebiliyoruz. Bir artış olduğundan bahsedemeyiz, şu anda stabil. Bu sevindirici. Yaptığımız çalışmalarda yeni yavrulara da rastlıyoruz. Tabii bu bizim için sevindirici. Bunları da envantere kaydediyoruz. Her sene Akdeniz fokları bu dönemde yavru yapıyor. Bu yavrular özellikle 4 ay gibi bir zaman anne sütüyle besleniyor. Ancak fırtına ve olumsuz hava durumlarında zaman zaman anneyle koptuğunu da biliyoruz. Yavruların ergin hale gelmesi 6-7 seneyi bulduğu için koruma çok önemli" diye konuştu. Enstitünün kampüs alanındaki sahiline de fokların geldiğine dikkat çeken Ok, bulundukları alanın koruma alanında yer aldığını ve her türlü avcılığın yasak olduğunu kaydetti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.