#Ömer Fethi Gürer

İLKHABER-Gazetesi - Ömer Fethi Gürer haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ömer Fethi Gürer haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gürer: Sofralarımızdaki zeytinin geleceği tehlikede Haber

Gürer: Sofralarımızdaki zeytinin geleceği tehlikede

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, zeytin üretiminde yaşanan kayıplar ile destek yetersizliğini Meclis gündemine taşıdı. Zirai don, kuraklık, iklim değişikliği ve yanlış tarım politikalarının etkisiyle 2025 yılında zeytin üretiminde yüzde 34,7 oranında düşüş yaşandığını belirten Gürer, “Bu durum yalnızca üreticiyi değil, sofralarımızdaki zeytinin geleceğini de tehdit ediyor” dedi. “ZİRAİ DON VE KURAKLIK ÜRETİCİYİ DESTEKSİZ BIRAKTI” Ömer Fethi Gürer, Türkiye genelinde yaşanan zirai don ve ardından gelen kuraklığın farklı ürünleri etkilediğini, ÇKS ve TARSİM olmanın dışında üreticinin desteksiz kaldığını belirterek, “ÇKS’ye kayıtlı olmayan çiftçilere don zararı ödemesi yapılmadı. Kayıtlı olanlarda bile cevizde ‘8 yaş sınırı’ gibi keyfi uygulamalar nedeniyle destek reddedildi. Oysa Cumhurbaşkanı Kararnamesi’nde böyle bir sınırlama yoktu. Türkiye’de yaklaşık 118 milyon zeytin ağacı bulunuyor. Ancak son yıllarda iklimsel etkiler, hastalıklar ve bakım maliyetleri üretimi düşürdü. 2025 yılında TÜİK verilerine göre zeytinde %34,7 oranında kayıp yaşandı. Bu kayıp gelecekte daha ağır sorunları tetikleyecek. Sorunlar görmezden gelindikçe üretici üretimden kopuyor. Dökme yağ ihraç edeceğimize katma değerli ürün olarak ihracat sağlamalıyız. İhracat yasağı gibi kararlarda da pazarı kaybetmeyecek önlemleri önemsemeliyiz” diye ifade etti. “ARTAN GİRDİ VE İŞÇİLİK MALİYETLERİ ZEYTİNCİLİĞİ KRİZE SÜRÜKLÜYOR” Zeytin üretiminin büyük kısmının hâlâ insan gücüne dayandığını, engebeli arazi nedeniyle makineli hasadın yapılamadığını belirten Ömer Fethi Gürer, maliyet kalemlerine dikkat çekerek şunları söyledi: “Budama, hasat, ilaçlama, gübreleme, nakliye, işçilik maliyetleri, artan girdi fiyatları… İşçilik ve girdi fiyatlarındaki artış üreticinin belini büküyor. Zeytinde gelir üretici için soruna dönüştüğü dönemin yaşanıyor. Hileli ürünler hem üreticiyi hem tüketiciyi mağdur ediyor. İşini doğru yapan imalatçıyı da zora sokuyor. Denetim yetersizliği sektörü sorunlu kılıyor. Zeytini sadece bir arazi parçası olarak görürseniz gelecekte sofralarımızdaki zeytinin hem fiyatına hem varlığına ağır darbe vurursunuz.” Ömer Fethi Gürer çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı: Üretim maliyetlerini düşürecek destekleme modelleri, Kooperatifleşmenin güçlendirilmesi Zeytin ve zeytinyağına yönelik planlı ve öngörülebilir politika, İhracat düzenlemelerinde üretici lehine adımlar, Denetimlerin artırılması, Sektöre yönelik güncel ve şeffaf veri paylaşımı sağlanmalıdır.” dedi. Gürer, “Kamucu bir anlayışla, öngörülebilir politikalarla zeytin üretiminin geleceği sorunsuz kılınabilir. Bu ürün hem ülke ekonomisi için stratejiktir hem de soframızın temelidir. Zeytin üreticisinin sorunları büyüyor. Bu sorunları önemseyin. Gelir-gider dengesi üretici aleyhine gelişiyor. Zararlılar, maden alanlarına kurban edilmesi gibi sıkıntılar da üreticiyi zorluyor. Üretici desteklenmezse zeytinlikler geleceksiz, sofralarımız zeytinsiz kalacak” diye ifade etti.

Ömer Fethi Gürer’in halk sağlığı sorularına Bakan Memişoğlu’ndan yanıt Haber

Ömer Fethi Gürer’in halk sağlığı sorularına Bakan Memişoğlu’ndan yanıt

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in halk sağlığını ilgilendiren konularda yönelttiği yazılı sorulara, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu yanıt verdi. Gürer, iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkilerinden gıda zehirlenmelerine, zoonotik hastalıklardan nişasta bazlı şurupların insan sağlığına etkilerine kadar pek çok başlıkta Bakanlığın mevcut çalışmalarını ve yol haritasını sordu. Ömer Fethi Gürer, “İklim değişikliği ve gelecek süreçte farklı hastalıkların zararlarının ortaya çıkacağı bir gerçek. Bu bağlamda, sağlık birimlerinin yapılandırmalarında bu durum dikkate alınıyor mu? Ülkemizde gıda zehirlenmeleri ve zoonotik hastalıklarla ilgili süreçte sağlık eğitimine dair farklı düzenlemelere ihtiyaç olduğu görülüyor. Bu anlamda öngörü ve planlamanız var mı? Gıda zehirlenmeleri Tarım ve Orman Bakanlığı denetimi yanında, Bakanlığınızda oluşum öncesinde süreç izlenmekte midir? Nişasta bazlı şurupların insan sağlığı üzerinde etkisi Bakanlığınızca bilimsel olarak araştırılmış mıdır?” sorularını sordu. Bakan Memişoğlu, “İklim değişikliğinin sağlık etkilerine karşı yol haritamız hazır” Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu verdiği yanıtta, “Bakanlığımız, iklim değişikliğinin sağlık etkilerine yönelik çalışmaları 2011 yılında başlatmış olup 2015’te Ulusal Program ve Eylem Planı yayımlanmıştır. Eylem planının güncellenmesi sürecinde iklim değişikliğiyle ilişkili hastalıkları belirlemek ve yol haritasını oluşturmak amacıyla Bilimsel Danışma Kurulu kurulmuştur; ayrıca ortak terminoloji oluşturmak için İklim ve Sağlık Sözlüğü hazırlıkları sürdürülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü iş birliğiyle 2026’da başlayacak ‘İklim Değişikliğinin Sağlık Etkilerinin Azaltılması Projesi’, aşırı sıcaklıklar ve hava kirliliği başta olmak üzere iklim değişikliğinin sağlık etkilerine karşı ülkemizin hazırlık ve müdahale kapasitesini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu çalışma, insan, hayvan ve çevre sağlığını bir bütün olarak ele alan ‘Tek Sağlık’ yaklaşımı doğrultusunda yürütülecek olup; iklim değişikliğinin yol açtığı sıcak dalgaları, hava kirliliği ve diğer çevresel riskler ilgili tüm bakanlıkların ortak hareketiyle daha etkili şekilde yönetilecektir. İklim değişikliği ve sağlık konusu, olası halk sağlığı risklerinin önlenmesi amacıyla İl Sağlık Müdürlükleri tarafından sahada farkındalık çalışmalarıyla desteklenmektedir” ifadelerini kullandı. Bakan Memişoğlu, “Gıda zehirlenmelerinde hızlı müdahale mekanizması işliyor” Bakan Memişoğlu, CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer’in gıda zehirlenmesine yönelik sorusuna verdiği yanıtta, “Gıda zehirlenmesi olaylarında kaynağın kısa sürede tespiti ve önlemlerin hızla alınması amacıyla ilgili işletmelerin incelenmesi, denetlenmesi ve numune alınması Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. Salgın durumunda ise İl Sağlık Müdürlüklerimizden ekipler epidemiyolojik incelemelere katılmaktadır.” dedi. Bakan Memişoğlu, “Tüm ilaçlar piyasaya çıkmadan önce Bakanlığımızdan onay almak zorundadır. İlaçlara ait etkililik, kalite ve güvenlilik verileri uluslararası güncel mevzuat doğrultusunda incelenmektedir. EMA ve FDA düzenlemeleri de takip edilmektedir. Nişasta bazlı şuruplar ilaç formülasyonlarında yaygın değildir; yardımcı madde olarak yer aldığında ilgili kılavuzlara göre değerlendirme yapılmaktadır” dedi. Gürer, Sağlık Bakanının sorularına kapsamlı ve toplum bilinçlenmesine yönelik yanıtlar yerine soruları yanıtlamış olmak için yanıt verdiğini belirtti. Gürer, “Ülkemizde insan sağlığı gıda zehirlenmelerinden öte olasılıklarla da dikkate alınıp değerlendirilmesi bir süreci gerekli kılmaktadır” şeklinde konuştu.

Gürer: Alkollü içki ve şans oyunu vergileri rekor kırdı Haber

Gürer: Alkollü içki ve şans oyunu vergileri rekor kırdı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de yaptığı açıklamada, 2021–2026 yılları arasında alkollü içki ve şans oyunlarından elde edilen vergi gelirlerindeki rekor artışı gündeme taşıdı. Gürer, özellikle alkollü içki vergilerinin beş yılda 8,4 kat, şans oyunları vergilerinin ise 10 kattan fazla yükseldiğine dikkat çekerek, bu artışların ekonomik ve toplumsal açıdan önemli riskler doğurduğunu belirtti. “Alkollü içki vergileri 5 yılda 8,4 kat arttı” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Alkollü içkilerden alınan vergiler 2021 yılında 22,9 milyar TL iken, 2026 yılı için planlanan gelir 191,6 milyar TL’ye yükseliyor. Bu, tam 8,4 katlık (%735) bir artış anlamına geliyor. Yıllara göre dikkat çeken artışlar şöyle: 2022’de içki vergisi bir önceki yıla göre %92,1 arttı. 2023’te artış %58,1 olarak gerçekleşti. 2024’te tahmin farkı 36,3 milyar TL’ye ulaştı ve bu da %52,3’lük yeni bir sıçrama anlamına geldi. 2025’in ilk 8 ayında artış 43 milyar TL seviyesine çıktı. 2026’da beklenen 191,6 milyar TL, tarıma ayrılan tüm destek bütçesini geride bırakıyor. Alkollü içkide vergi artışı olağanüstü boyuta ulaşmış durumda. Fiyatlar katlandıkça kaçakçılık riski büyüyor, toplum sağlığı tehdit altına giriyor. Üstelik tüm bunlar muhafazakâr bir hükümet döneminde yaşanıyor” şeklinde konuştu. 2021’de 6,09 milyar TL olan şans oyunları vergi geliri, 2026’da 67,1 milyar TL’ye çıkıyor. Bu artış %793, yani 10 kattan fazla. “Şans oyunları ve alkol vergisi gelir kapısına dönüştü” Gürer, “Ekonomik sıkışmışlık arttıkça insanlar umut arayışıyla şans oyunlarına yöneliyor. İktidar ise bu dramatik tabloyu gelir kapısına çeviriyor. Toplumsal travmanın vergilendirilmesidir bu. Bu vergiler gösteriyor ki iktidar kolay yoldan gelir elde etmeye yönelmiş durumda. Alkol ve kumarı toplumsal açıdan eleştiren bir iktidarın, en büyük vergi artışını bu iki kalemden elde etmesi büyük bir çelişkidir. Bütçe açıklarını kapatmak için en kolay görülen alanlara yönelmek, sosyal politikaların değil nakit ihtiyacının gözetildiğini gösteriyor” diye ifade etti.

Gürer: Vatandaşın borcu 5,7 trilyon lirayı buldu, haciz uygulamaları güvercinlere kadar uzandı Haber

Gürer: Vatandaşın borcu 5,7 trilyon lirayı buldu, haciz uygulamaları güvercinlere kadar uzandı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, ekonomik krizin vatandaş üzerindeki etkilerini TBMM gündemine taşıdı. Gürer, icra dairelerindeki dosya sayısının 25 milyona yaklaşması ve vatandaşların borç yükünün giderek artmasının, ekonominin gerçek yüzünü ortaya koyduğunu belirtti. “İcra dosyaları 25 milyona dayandı, haciz artık güvercine indi” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, icra dairelerindeki dosya sayısının ulaştığı boyutun ekonominin gerçek yüzünü ortaya koyduğunu belirterek şunları söyledi: “İcra dairelerinde derdest durumda olan dosya sayısı 24 milyon 769 bin 227’ye ulaştı. Bir yıl önce bu sayı 22 milyon 912 bindi. İcra dosyaları milyon milyon artıyor. Ailelerin, vatandaşların yaşam mücadelesinin ne kadar ağırlaştığının göstergesi bu. Vatandaşın evinde haczedilecek bir şey bulamayınca güvercinlerine haciz uygulandı. Dumanlı, beyaz, Arap, deve tüylü güvercinler… Hepsi tek tek değer biçilip satış listesine konuldu. Resmi kayıtlarla sabit. Haciz artık güvercine kadar indi. Ekonominin vatandaşı nasıl tükettiğinin en somut göstergesi bu.” “Vatandaşın toplam borcu 5,7 trilyon lirayı aştı” Ömer Fethi Gürer, vatandaşların bankalara olan borç yükünün giderek arttığına dikkat çekerek, “Kredi ve kredi kartı borçlarının toplamı 5 trilyon 332 milyar lirayı geçti. Zamanında ödenmediği için takibe alınan borç 224 milyar liraya ulaştı. TOKİ’ye borç 80 milyar, varlık yönetim şirketlerine borç 79 milyar. Vatandaşın toplam borcu 5 trilyon 715 milyar lirayı buldu. İnek, koyun, tarla, traktör, arazi gibi üretimin devamı için gerekli unsurlara haciz uygulanmaması gerektiğini defalarca söyledik. Çiftçi ancak üretim yaparak borcunu ödeyebilir. Hayvanını, traktörünü, tarlasını elinden aldığınızda nasıl ayakta kalacak” diye ifade etti.

Gürer: Açlık sınırının altında yaşayan milyonlar için harekete geçin Haber

Gürer: Açlık sınırının altında yaşayan milyonlar için harekete geçin

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada memur, işçi ve emeklilerin giderek ağırlaşan ekonomik koşullar karşısında zorlandığını belirterek gelirleri artıracak düzenlemelerin hayata geçirilmesini istedi. Açlık sınırının 29 bin 828 liraya, yoksulluk sınırının ise 97 bin 159 liraya ulaştığını hatırlatan Gürer, “Ülkemizde emekli ve asgari ücretli açlık sınırının altında yaşamaya çalışmaktadır. Yoksulluk derinleşiyor, toplumsal sorunlar büyüyor” dedi. “Yoksulluk derinleşiyor, toplumsal sorunlar büyüyor” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Derin yoksulluk yaygınlaşmakta, boşanmalar artmakta, psikolojik tedavi görenler inançla yaşama bağlanmaya çalışmaktadır. Memurların, emeklilerin ve asgari ücretlilerin, sabit ve dar gelirlilerin gelirini artırıcı düzenlemeler şarttır. Asgari ücretin 39 bin lira olması, emeklilerinin en düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyine çıkarılması da şarttır” şeklinde konuştu. “Emekli ve memur için geçim koşulları acilen iyileştirilmeli” Gürer “Emeklinin ilaçtan alınan katkı payı kaldırılmalıdır, emekli bayram ikramiyesi de asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır. Emekliye zulmetmekten iktidar vazgeçmeli, emeklinin rahata ereceği koşullar yaratılmalıdır. Memurlar için de geçim koşullarını iyileştirecek düzenlemeler gerçekleştirilmelidir” diye ifade etti.

Gürer: Küçük aile tipi işletmeler üretimden çekiliyor Haber

Gürer: Küçük aile tipi işletmeler üretimden çekiliyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, hayvancılık sektöründe yaşanan krizin her geçen gün derinleştiğini söyledi. Gürer, özellikle küçük aile tipi işletmelerin hızla üretimden çekildiğini ve mevcut destekleme modelinin üreticiyi ayakta tutmak yerine daha da zorladığını vurguladı. Yem fiyatlarındaki artış, çiğ süt desteklerindeki düşüş, TARSİM poliçesi zorunluluğu ve şap hastalığı nedeniyle yaşanan kayıpların sektörü olumsuz etkilediğini belirten Gürer, “Besiciler yem maliyetlerinin yükselmesinden şikâyetçi. Küçük aile tipi işletmeler ise bir litre süt satıp bir buçuk kilo yem alamadıkları için hayvanlarını satmak zorunda kalıyor. Bu durum üretimin sürdürülebilirliğini ortadan kaldırıyor” dedi. “Hayvancılıkta destekleme modeli üreticiyi zorluyor” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Zaten zor durumda olan üreticiler, destek alabilmek uğruna sigorta poliçesi yaptırmaya mecbur bırakılıyor. Geçmiş yıllarda litre başına 1 TL’ye kadar çıkan süt desteklemesi, 2025 yılında uygulamaya giren yeni modelle 20 kuruşa kadar düşüyor. Bu durum üreticiyi birliklere, kooperatiflere ve devlete karşı kırgın hâle getiriyor. Aidatını sorguluyor, hatta istifa ediyor. Doğal afetler, grev, terör, kargaşa gibi geniş kapsamlı konular poliçe kapsamında ama üreticiyi doğrudan etkileyen şap hastalığı kapsam dışı. Bu nasıl bir mantıktır. Attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmiyor. Üretici bu yüzden destekten kaçıyor” diye ifade etti. “Küçük aile tipi işletmeler çökerse süt krizi büyür” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Üreticinin üzerinde adeta Deli Dumrul’un köprüsünden geçenden beş, geçmeyenden on akçe alan sistemin bir benzeri kurulmuş. Bu zorunluluk olmaz. Sigorta yaptırmak isteyen üreticiye ek destek verilerek teşvik edilir; destek almak için mecbur bırakılmaz. Hayvancılık zor bir iştir, 24 saat emek ister. Çiftçi destek beklerken köstek olan bir siyasi iktidar ile karşı karşıyadır. Bu durum üreticinin hayvancılığı sürdürme arzusunu kırmaktadır. Bugün süt tozu ithal eden bir ülkeyiz. Küçük aile tipi işletmeler çökerse bu tablo daha da ağırlaşır. Küçük aile tipi işletmeler hem üretimin devamı hem de kırsalın yaşaması için şarttır. Bu işletmeler aracılık sistemiyle baskılanmakta, ürününü düşük fiyattan satmak zorunda kalmaktadır. Raf fiyatları ise katlanarak artıyor. Üretimin sürdürülebilmesi doğru, adil ve üreticiyi koruyan politikaların hayata geçirilmesinden geçmektedir” ifadelerini kullandı.

Gürer: Üretici desteklenmeli, ithalata bağımlılık sona erdirilmeli Haber

Gürer: Üretici desteklenmeli, ithalata bağımlılık sona erdirilmeli

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de tahıl, hububat ve bakliyat üretiminde rekolte düşüşlerinin ciddi boyutlara ulaştığını belirtti. Gürer, “Tahılda, hububatta, bakliyatta bu yıl rekoltede büyük düşme var. Kuraklık ve don etkisi söz konusu ancak bazı ürünlerde planlama eksikliği, öngörü yetersizliği ve üreticinin para kazanamaması da önemli rol oynadı. Hububat ve bakliyatta arz açığı oluştu. Yeşil mercimek için gümrük vergisinin düşürülmesi de bu durumun bir sonucudur” dedi. “Yeşil mercimekte ithalatın önü açıldı, yerli üretici desteklenmeli” Türkiye’nin mercimeğin anavatanı olduğunu hatırlatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülkemizde kırmızı mercimek 2002 yılında 500 bin ton yetişiyordu. 2025 yılında 230 bin tona düştü. Anadolu mercimeğin anavatanıyken Kanada’ya tohumunu biz verdik. Kanada’dan, Rusya’dan, Moldova’dan, Ukrayna’dan hatta Suriye’den kırmızı mercimek ithal ediyoruz. 2002 yılında yeşil mercimek 65 bin ton yetişirken 2025 yılında 29,7 bin tona . 2024 yılında 71 bin ton olan üretimin 2025’te 29,7 bin tona geriledi. Yeşil mercimeğin gümrük vergisi yüzde 19,3’ten yüzde 10’a düşürülerek ithalatın önü sonuna kadar açılması yerine yerli üretici keşke desteklenip kendi kendine yeter üretim yapılsa idi” şeklinde konuştu. Ömer Fethi Gürer, “TMO bir alıma giriyor, bir girmiyor. Üreticinin bir yanında oluyor, bir olmuyor. Piyasa tüccara kalıyor. Öyle olunca mercimekten daha iyi gelir sağlayamadığını gören çiftçi başka ürünlere yöneliyor. Bunun yansıması raftaki ürünün fiyatını artırıyor. İthal gelen mercimekte yerli üründen daha yüksek fiyatla rafa giriyor ve birileri bu yolla vurgun vururken vatandaş daha pahalı ürüne mecbur ediliyor. Şu anda mercimek geçen yılki fiyatın neredeyse bir katını aşmış durumda. Fakir fukara, garip gureba bir çorba yapacağı mercimeğe dahi böyle giderse erişmekte zorluk çekecek” diye ifade etti. Ömer Fethi Gürer,“2025’in ilk 9 ayında 21.001 ton yeşil mercimek ithalatı yapılmış. Bu ithalat karşılığında 19 milyon 22 bin 285 dolarımız yurt dışına gitmiş. Aynı dönemde kırmızı mercimek ithalatımız 343.998 ton. Bunun karşılığı 205 milyon 509 bin 298 dolar. Gümrük vergisi düşmesi ile daha çok ithalat gerçekleşecek ve daha çok döviz yurtdışına gidip yabancı ülke çiftçisi desteklenmiş olacak. Bu paralar yurt dışına gitmesin, ülkemiz çiftçisine verilsin” dedi. Gürer, özellikle İç Anadolu ve Güneydoğu’nun mercimek üretimi için en uygun bölgeler olduğunu belirterek şunları söyledi: “En iyi mercimek burada yetişir, en kalitelisi burada yetişir. Ama biz ithal mercimeğe muhtaç hale düşürüldük. İktidara çağrımızdır: Doğru planlama yapın. Alım fiyatlarını girdi maliyetleri ve makul kâr üzerinden belirleyin. Çiftçiye ‘ürettiğin ürünü alım garantisi veriyorum’ deyin. Mercimekte olsun, yurt dışına bağımlılığımızı bitirin. Anavatanı Anadolu olan mercimek te dahi arz açığı yaratıldı. Hububat ve bakliyatta ülkemizde farklı ürünler bu yıl rekoltesi 2002 yılı gerisine düştü.” Gürer, hem üreticinin hem tüketicinin korunması için tarımsal üretimde sürdürülebilir, öngörülebilir ve istikrarlı politikaların hayata geçirilmesinin zorunlu olduğunu vurgulayarak sözlerini tamamladı.

Ömer Fethi Gürer TBMM’de şoför esnafının zorluklarını gündeme taşıdı Haber

Ömer Fethi Gürer TBMM’de şoför esnafının zorluklarını gündeme taşıdı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kamyoncu, tırcı ve nakliyeci esnafının yaşadığı ekonomik zorlukları Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gündeme taşıdı. Gürer, artan otoyol ve köprü geçiş ücretleri, sürekli yükselen yakıt ve vergi masrafları ile araç sigortası, lastik ve bakım giderlerinin şoför esnafını ciddi şekilde zorladığını vurguladı. Şoförlerin BAĞ-KUR primlerini dahi ödemekte güçlük çektiğini belirten Gürer, prim gün sayısının düşürülerek kolaylaştırılması gerektiğini ifade etti. “Şoför esnafı BAĞ-KUR primini ödeyemez hale geldi” Gürer, “Kamyoncu, tırcı, nakliyeci zor durumdadır. Otoyol köprü geçiş ücret artışları yanında akar yakıta sürekli zam ve vergi artışları şoför esnafını zorlamaktadır. Araç sigortalarından lastik giderlerine, yedek parça ve bakım masraflarına kadar düzenli fiyat artışı esnafı sıkıntıya sokmaktadır. Şoför esnafları BAĞ-KUR primini dahi ödeyemez duruma düşmüşlerdir. Dokuz bin gün olan primin yedi bin iki yüz güne düşmesi sağlanmalıdır” şeklinde konuştu. “Nakliyecinin masrafları, ödemeleri geride bırakıyor” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer “Şoför esnafı banka esnaf kredileri ve kredi kartlarını ödemekte de sıkıntıya düşmüşlerdir. Banka takipleri ve icralar da şoför esnafının kapısındadır. Araç trafik sigortası ve kasko ücretlerindeki artış da sıkıntılarını büyütmektedir. Nakliyeciler alacakları bedelleri bir ayda alırken masrafları peşin ödemektedir. İktidar, nakliyeci, tırcı, kamyoncuların sorunlarına çözüm üretmelidir. Şoförlük zor bir meslektir ve bu mesleği yapanların içinde bulundukları sorunlara iktidar çözüm üretmek zorundadır” ifadelerini kullandı.

Gürer: Besici desteklenmezse Türkiye’nin et–süt sorunu kalıcı hale gelir Haber

Gürer: Besici desteklenmezse Türkiye’nin et–süt sorunu kalıcı hale gelir

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de hayvancılık sektörünün her geçen yıl daha ağır bir krize sürüklendiğini belirterek hayvan varlığındaki azalma, et–süt fiyatlarındaki yükseliş, artan ithalat ve yanlış politikaların üreticiyi çökerttiğini söyledi. Gürer, özellikle 2025 yılında şap hastalığı nedeniyle yaşanan kayıpların da kamuoyundan gizlendiğini ifade ederek “Besici desteklenmezse Türkiye’nin et–süt sorunu kalıcı hale gelir”’ dedi. “Kişi başına et tüketimi düşüyor” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta yaşanan krizin derinleştiğini belirterek şunları söyledi: “Ülkemizde hayvancılıkla ilgili sorunlar giderek artıyor. Hayvan varlığımız azalıyor, kişi başı et tüketimi düşüyor. Hayvan varlığının azalmasıyla ortaya çıkan sorunlar ithalatla kapatılmaya çalışılıyor. Nüfusumuz 90 milyona ulaştı, ancak kişi başına düşen et varlığı geriledi. 2023 yılında 818 bin 17 hayvan ithal edildi; 1 milyar 163 milyon dolar ödendi. 2024’te ithal edilen hayvan sayısı 373 bin 126 oldu; 704 milyon dolar ödendi. 2025 yılı henüz bitmedi ama 526 bin 554 hayvan ithal edildi, karşılığında 831 milyon dolar ödendi. Ne ette sorun bitiyor ne sütte. İthalat artıyor ama hayvan varlığımız artmıyor.” “Hayvancılık sürdürülemez hale geldi” Hayvancılığın sorunlu hale geldiğini söyleyen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Yem fiyatlarının sürekli artması hayvancılığı sürdürülebilir olmaktan çıkardı. 50 kiloluk süt yemi 900 liraya dayandı. Ahır giderleri durmuyor. Hayvancılık kârlı bir iş olmaktan çıktı. Besiciler ödemelerde güçlüğe düşünce icra yoluyla hayvanlarına el konuyor. Böyle olunca hayvancılığın sürdürülebilirliği sorunlu hale geldi. Çiğ süt fiyatı küçük aile tipi işletmelerde artmayınca maliyetlerin altında bir süt fiyatı oluştu. Üretici kazanamıyor, tüketici daha pahalı ürün alıyor. Bu işte ithalatçılarla aracılar vurgunu vuruyor, iktidar seyrediyor. 2025 yılında şap hastalığıyla ortaya çıkan kayıplardan dahi bakanlık doğru bilgi vermiyor. Çok sayıda hayvan öldü. Et ve süt kayıpları oluştu. Hayvancılık bu yıl daha sorunlu bir biçime dönüştü” dedi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Hayvancılıkta sorunların bitmesi için mera hayvancılığına dönülmesi gerekiyor. Ahır giderleri düşürülmeli, her yerde veteriner bulundurulmalı. Besici desteklenmeli. Kırsalda yeniden hayvancılık mera hayvancılığına dönüşmeli. Kapalı alanda yapılan hayvancılığın yarattığı giderlerdeki artış mera hayvancılığıyla düşürülmeye çalışılmalıdır” şeklinde konuştu. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta ithalat odaklı politikaların yerini üreticiye destek veren bir anlayışa dönüştürülmemesi durumunda hem üreticinin hem tüketicinin ağır bedel ödeyeceğini belirterek iktidarı kalıcı ve yapısal önlemler almaya çağırdı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.