#Ömer Fethi Gürer

İLKHABER-Gazetesi - Ömer Fethi Gürer haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ömer Fethi Gürer haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gürer: Küçük aile tipi işletmeler üretimden çekiliyor Haber

Gürer: Küçük aile tipi işletmeler üretimden çekiliyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, hayvancılık sektöründe yaşanan krizin her geçen gün derinleştiğini söyledi. Gürer, özellikle küçük aile tipi işletmelerin hızla üretimden çekildiğini ve mevcut destekleme modelinin üreticiyi ayakta tutmak yerine daha da zorladığını vurguladı. Yem fiyatlarındaki artış, çiğ süt desteklerindeki düşüş, TARSİM poliçesi zorunluluğu ve şap hastalığı nedeniyle yaşanan kayıpların sektörü olumsuz etkilediğini belirten Gürer, “Besiciler yem maliyetlerinin yükselmesinden şikâyetçi. Küçük aile tipi işletmeler ise bir litre süt satıp bir buçuk kilo yem alamadıkları için hayvanlarını satmak zorunda kalıyor. Bu durum üretimin sürdürülebilirliğini ortadan kaldırıyor” dedi. “Hayvancılıkta destekleme modeli üreticiyi zorluyor” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Zaten zor durumda olan üreticiler, destek alabilmek uğruna sigorta poliçesi yaptırmaya mecbur bırakılıyor. Geçmiş yıllarda litre başına 1 TL’ye kadar çıkan süt desteklemesi, 2025 yılında uygulamaya giren yeni modelle 20 kuruşa kadar düşüyor. Bu durum üreticiyi birliklere, kooperatiflere ve devlete karşı kırgın hâle getiriyor. Aidatını sorguluyor, hatta istifa ediyor. Doğal afetler, grev, terör, kargaşa gibi geniş kapsamlı konular poliçe kapsamında ama üreticiyi doğrudan etkileyen şap hastalığı kapsam dışı. Bu nasıl bir mantıktır. Attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmiyor. Üretici bu yüzden destekten kaçıyor” diye ifade etti. “Küçük aile tipi işletmeler çökerse süt krizi büyür” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Üreticinin üzerinde adeta Deli Dumrul’un köprüsünden geçenden beş, geçmeyenden on akçe alan sistemin bir benzeri kurulmuş. Bu zorunluluk olmaz. Sigorta yaptırmak isteyen üreticiye ek destek verilerek teşvik edilir; destek almak için mecbur bırakılmaz. Hayvancılık zor bir iştir, 24 saat emek ister. Çiftçi destek beklerken köstek olan bir siyasi iktidar ile karşı karşıyadır. Bu durum üreticinin hayvancılığı sürdürme arzusunu kırmaktadır. Bugün süt tozu ithal eden bir ülkeyiz. Küçük aile tipi işletmeler çökerse bu tablo daha da ağırlaşır. Küçük aile tipi işletmeler hem üretimin devamı hem de kırsalın yaşaması için şarttır. Bu işletmeler aracılık sistemiyle baskılanmakta, ürününü düşük fiyattan satmak zorunda kalmaktadır. Raf fiyatları ise katlanarak artıyor. Üretimin sürdürülebilmesi doğru, adil ve üreticiyi koruyan politikaların hayata geçirilmesinden geçmektedir” ifadelerini kullandı.

Gürer: Üretici desteklenmeli, ithalata bağımlılık sona erdirilmeli Haber

Gürer: Üretici desteklenmeli, ithalata bağımlılık sona erdirilmeli

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de tahıl, hububat ve bakliyat üretiminde rekolte düşüşlerinin ciddi boyutlara ulaştığını belirtti. Gürer, “Tahılda, hububatta, bakliyatta bu yıl rekoltede büyük düşme var. Kuraklık ve don etkisi söz konusu ancak bazı ürünlerde planlama eksikliği, öngörü yetersizliği ve üreticinin para kazanamaması da önemli rol oynadı. Hububat ve bakliyatta arz açığı oluştu. Yeşil mercimek için gümrük vergisinin düşürülmesi de bu durumun bir sonucudur” dedi. “Yeşil mercimekte ithalatın önü açıldı, yerli üretici desteklenmeli” Türkiye’nin mercimeğin anavatanı olduğunu hatırlatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülkemizde kırmızı mercimek 2002 yılında 500 bin ton yetişiyordu. 2025 yılında 230 bin tona düştü. Anadolu mercimeğin anavatanıyken Kanada’ya tohumunu biz verdik. Kanada’dan, Rusya’dan, Moldova’dan, Ukrayna’dan hatta Suriye’den kırmızı mercimek ithal ediyoruz. 2002 yılında yeşil mercimek 65 bin ton yetişirken 2025 yılında 29,7 bin tona . 2024 yılında 71 bin ton olan üretimin 2025’te 29,7 bin tona geriledi. Yeşil mercimeğin gümrük vergisi yüzde 19,3’ten yüzde 10’a düşürülerek ithalatın önü sonuna kadar açılması yerine yerli üretici keşke desteklenip kendi kendine yeter üretim yapılsa idi” şeklinde konuştu. Ömer Fethi Gürer, “TMO bir alıma giriyor, bir girmiyor. Üreticinin bir yanında oluyor, bir olmuyor. Piyasa tüccara kalıyor. Öyle olunca mercimekten daha iyi gelir sağlayamadığını gören çiftçi başka ürünlere yöneliyor. Bunun yansıması raftaki ürünün fiyatını artırıyor. İthal gelen mercimekte yerli üründen daha yüksek fiyatla rafa giriyor ve birileri bu yolla vurgun vururken vatandaş daha pahalı ürüne mecbur ediliyor. Şu anda mercimek geçen yılki fiyatın neredeyse bir katını aşmış durumda. Fakir fukara, garip gureba bir çorba yapacağı mercimeğe dahi böyle giderse erişmekte zorluk çekecek” diye ifade etti. Ömer Fethi Gürer,“2025’in ilk 9 ayında 21.001 ton yeşil mercimek ithalatı yapılmış. Bu ithalat karşılığında 19 milyon 22 bin 285 dolarımız yurt dışına gitmiş. Aynı dönemde kırmızı mercimek ithalatımız 343.998 ton. Bunun karşılığı 205 milyon 509 bin 298 dolar. Gümrük vergisi düşmesi ile daha çok ithalat gerçekleşecek ve daha çok döviz yurtdışına gidip yabancı ülke çiftçisi desteklenmiş olacak. Bu paralar yurt dışına gitmesin, ülkemiz çiftçisine verilsin” dedi. Gürer, özellikle İç Anadolu ve Güneydoğu’nun mercimek üretimi için en uygun bölgeler olduğunu belirterek şunları söyledi: “En iyi mercimek burada yetişir, en kalitelisi burada yetişir. Ama biz ithal mercimeğe muhtaç hale düşürüldük. İktidara çağrımızdır: Doğru planlama yapın. Alım fiyatlarını girdi maliyetleri ve makul kâr üzerinden belirleyin. Çiftçiye ‘ürettiğin ürünü alım garantisi veriyorum’ deyin. Mercimekte olsun, yurt dışına bağımlılığımızı bitirin. Anavatanı Anadolu olan mercimek te dahi arz açığı yaratıldı. Hububat ve bakliyatta ülkemizde farklı ürünler bu yıl rekoltesi 2002 yılı gerisine düştü.” Gürer, hem üreticinin hem tüketicinin korunması için tarımsal üretimde sürdürülebilir, öngörülebilir ve istikrarlı politikaların hayata geçirilmesinin zorunlu olduğunu vurgulayarak sözlerini tamamladı.

Ömer Fethi Gürer TBMM’de şoför esnafının zorluklarını gündeme taşıdı Haber

Ömer Fethi Gürer TBMM’de şoför esnafının zorluklarını gündeme taşıdı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kamyoncu, tırcı ve nakliyeci esnafının yaşadığı ekonomik zorlukları Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gündeme taşıdı. Gürer, artan otoyol ve köprü geçiş ücretleri, sürekli yükselen yakıt ve vergi masrafları ile araç sigortası, lastik ve bakım giderlerinin şoför esnafını ciddi şekilde zorladığını vurguladı. Şoförlerin BAĞ-KUR primlerini dahi ödemekte güçlük çektiğini belirten Gürer, prim gün sayısının düşürülerek kolaylaştırılması gerektiğini ifade etti. “Şoför esnafı BAĞ-KUR primini ödeyemez hale geldi” Gürer, “Kamyoncu, tırcı, nakliyeci zor durumdadır. Otoyol köprü geçiş ücret artışları yanında akar yakıta sürekli zam ve vergi artışları şoför esnafını zorlamaktadır. Araç sigortalarından lastik giderlerine, yedek parça ve bakım masraflarına kadar düzenli fiyat artışı esnafı sıkıntıya sokmaktadır. Şoför esnafları BAĞ-KUR primini dahi ödeyemez duruma düşmüşlerdir. Dokuz bin gün olan primin yedi bin iki yüz güne düşmesi sağlanmalıdır” şeklinde konuştu. “Nakliyecinin masrafları, ödemeleri geride bırakıyor” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer “Şoför esnafı banka esnaf kredileri ve kredi kartlarını ödemekte de sıkıntıya düşmüşlerdir. Banka takipleri ve icralar da şoför esnafının kapısındadır. Araç trafik sigortası ve kasko ücretlerindeki artış da sıkıntılarını büyütmektedir. Nakliyeciler alacakları bedelleri bir ayda alırken masrafları peşin ödemektedir. İktidar, nakliyeci, tırcı, kamyoncuların sorunlarına çözüm üretmelidir. Şoförlük zor bir meslektir ve bu mesleği yapanların içinde bulundukları sorunlara iktidar çözüm üretmek zorundadır” ifadelerini kullandı.

Gürer: Besici desteklenmezse Türkiye’nin et–süt sorunu kalıcı hale gelir Haber

Gürer: Besici desteklenmezse Türkiye’nin et–süt sorunu kalıcı hale gelir

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de hayvancılık sektörünün her geçen yıl daha ağır bir krize sürüklendiğini belirterek hayvan varlığındaki azalma, et–süt fiyatlarındaki yükseliş, artan ithalat ve yanlış politikaların üreticiyi çökerttiğini söyledi. Gürer, özellikle 2025 yılında şap hastalığı nedeniyle yaşanan kayıpların da kamuoyundan gizlendiğini ifade ederek “Besici desteklenmezse Türkiye’nin et–süt sorunu kalıcı hale gelir”’ dedi. “Kişi başına et tüketimi düşüyor” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta yaşanan krizin derinleştiğini belirterek şunları söyledi: “Ülkemizde hayvancılıkla ilgili sorunlar giderek artıyor. Hayvan varlığımız azalıyor, kişi başı et tüketimi düşüyor. Hayvan varlığının azalmasıyla ortaya çıkan sorunlar ithalatla kapatılmaya çalışılıyor. Nüfusumuz 90 milyona ulaştı, ancak kişi başına düşen et varlığı geriledi. 2023 yılında 818 bin 17 hayvan ithal edildi; 1 milyar 163 milyon dolar ödendi. 2024’te ithal edilen hayvan sayısı 373 bin 126 oldu; 704 milyon dolar ödendi. 2025 yılı henüz bitmedi ama 526 bin 554 hayvan ithal edildi, karşılığında 831 milyon dolar ödendi. Ne ette sorun bitiyor ne sütte. İthalat artıyor ama hayvan varlığımız artmıyor.” “Hayvancılık sürdürülemez hale geldi” Hayvancılığın sorunlu hale geldiğini söyleyen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Yem fiyatlarının sürekli artması hayvancılığı sürdürülebilir olmaktan çıkardı. 50 kiloluk süt yemi 900 liraya dayandı. Ahır giderleri durmuyor. Hayvancılık kârlı bir iş olmaktan çıktı. Besiciler ödemelerde güçlüğe düşünce icra yoluyla hayvanlarına el konuyor. Böyle olunca hayvancılığın sürdürülebilirliği sorunlu hale geldi. Çiğ süt fiyatı küçük aile tipi işletmelerde artmayınca maliyetlerin altında bir süt fiyatı oluştu. Üretici kazanamıyor, tüketici daha pahalı ürün alıyor. Bu işte ithalatçılarla aracılar vurgunu vuruyor, iktidar seyrediyor. 2025 yılında şap hastalığıyla ortaya çıkan kayıplardan dahi bakanlık doğru bilgi vermiyor. Çok sayıda hayvan öldü. Et ve süt kayıpları oluştu. Hayvancılık bu yıl daha sorunlu bir biçime dönüştü” dedi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Hayvancılıkta sorunların bitmesi için mera hayvancılığına dönülmesi gerekiyor. Ahır giderleri düşürülmeli, her yerde veteriner bulundurulmalı. Besici desteklenmeli. Kırsalda yeniden hayvancılık mera hayvancılığına dönüşmeli. Kapalı alanda yapılan hayvancılığın yarattığı giderlerdeki artış mera hayvancılığıyla düşürülmeye çalışılmalıdır” şeklinde konuştu. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta ithalat odaklı politikaların yerini üreticiye destek veren bir anlayışa dönüştürülmemesi durumunda hem üreticinin hem tüketicinin ağır bedel ödeyeceğini belirterek iktidarı kalıcı ve yapısal önlemler almaya çağırdı.

Ömer Fethi Gürer, Millî Eğitim Bakanlığı bütçe görüşmelerinde eğitimin sorunlarını gündeme taşıdı Haber

Ömer Fethi Gürer, Millî Eğitim Bakanlığı bütçe görüşmelerinde eğitimin sorunlarını gündeme taşıdı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Millî Eğitim Bakanlığı’nın Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde, Türkiye’de eğitimin çeşitli alanlarındaki sorunları gündeme taşıdı. Gürer, köy okullarının kapanması nedeniyle öğrencilerin taşımalı eğitimle mağdur olduğunu, stajyer öğrencilerin sigorta haklarından yoksun bırakıldığını ve madde bağımlılığının okul çağındaki çocuklar arasında hızla yayıldığını ifade ederek, PİKTES ve TYP çalışanlarının kadro taleplerinin de karşılanması gerektiğini vurguladı. “Taşımalı eğitim çocukları mağdur ediyor” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, köy okullarının kapanması nedeniyle bir milyona yakın öğrencinin taşımalı eğitimle okula gitmek zorunda kaldığını ifade ederek, öğrenciler gün doğmadan yollara düşüyor, Veli–okul ilişkisi kopuyor, Özellikle kız çocukları bir süre sonra okuldan alınıyor, Öğle beslenmesi yetersiz, Çocuk aileden kopuyor, başarısı düşüyor. Öğrenci sayısı kaç olursa olsun köyde okul varsa eğitim devam etmeli. Taşımalı eğitim son bulmalı.” dedi. “Stajyer öğrenciler ekonomik kriz kurbanı” Konuşmasında stajyer öğrencilerin çalışma koşullarına da dikkat çeken CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ekonomik kriz nedeniyle çocukların ucuz iş gücü olarak kullanıldığını belirterek şunları söyledi: “Stajyerlerin yalnızca iş kazası sigortasına tabi tutuluyor, yaşlılık sigortasının yapılmamasının ciddi bir mağduriyet yaratıyor. Çocuk işçiliği artıyor, ölümler yaşanıyor. TÜİK bunları işçi sayıp genç işsizliği düşük gösterirken Çalışma Bakanlığı öğrenci diyor. Bu bir hak gaspı. Staja başladıkları gün yaşlılık sigortası başlatılmalı. Ayağı çıplak, üstü başı yırtık pırtık çocukları görün. Okullar açılmış ama bu çocukların okula gidenini bulamazsınız. Mevsimlik işçilik yüzünden eğitim hakları yok oluyor.” Okullarda hızla yayılan madde bağımlılığına ilişkin öğretmenlerden gelen şikâyetleri aktaran CHP Niğde Milletvekili, Ömer Fethi Gürer, “Tuvalet kapıları açık, içeride madde kullanan çocuklar var. Aile–emniyet–okul üçgeninde acilen çalışma yapılmalı. 10 yaşına kadar indi, akşam sokakta gördüğünüz bu çocuklara yüreğiniz dayanmaz” dedi. “PİKTES ve TYP çalışanları kadro bekliyor” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “PİKTES öğretmenleri ile Toplum Yararına Program (TYP) kapsamında çalışan yardımcı personelin yıllardır kadro talep ettiğini, okullardaki düzenin bu çalışanlar sayesinde yürüdüğünü belirterek, “Bizim dönemimizde hademeler bile öğretmen kadar değerliydi. Bugün okullarda güvenlik ve temizlik personeli geçici çalıştırılıyor. Sürekli işçi kadrosu verilmelidir,” diye konuştu. Gürer, öğrencilerin beslenme yetersizliğini gidermek amacıyla en az bir öğün yemeğin devlet tarafından karşılanmasını isterken, geçen yıl önerdiği tek tip kıyafet uygulamasının hayata geçirilmesinden dolayı teşekkür etti.

Gürer: Çiftçiye destek verilmezse fiyatlar düşmez, üretim güçlenmez Haber

Gürer: Çiftçiye destek verilmezse fiyatlar düşmez, üretim güçlenmez

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, TÜİK’in Tarım ÜFE verilerini değerlendirdi. Gürer, meyve ve sebze fiyatlarının kış boyunca artmaya devam edeceğini belirterek, “Tarım-ÜFE yıllık bazda %45,40’a yükseldi. En yüksek artış ise %137,84 ile yumuşak ve sert çekirdekli meyvelerde görüldü” dedi. “Meyve ve sebze fiyatları kış boyunca artacak” CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, TÜİK’in açıkladığı tarım ürünleri üretici fiyat endeksinin tarımdaki yaşanan tabloya dikkat çekerek, “Meyve ve sebze fiyatlarının kış boyunca artmaya devam edeceğini söyledi. Gürer, Tarım-ÜFE’nin yıllık bazda %45,40’a çıktığını, en yüksek artışın ise %137,84 ile yumuşak ve sert çekirdekli meyvelerde görüldüğünü ifade etti. Bu yıl meyvede 8 milyon tonluk bir ürün kaybı yaşandığını, kayıt dışıyla birlikte bu kaybın 10 milyon tona ulaştığını vurgulayan Gürer, “Bu tablo fiyat artışını kaçınılmaz hale getiriyor. Vatandaş pahalı diye ürünü alamıyor, üretici ise değerine satamıyor. Aracılar fiyatı katlıyor, zincir bozuluyor. Çiftçinin devletten alacağı 1 trilyon 892 milyar lira hâlâ ödenmedi. Bu para çiftçinin hakkıdır ve verilmediği için bugün tarım ayakta durmakta zorlanıyor. Borçsuz çiftçi kalmadı. Destek yok, maliyet çok. Bu tablo raflardaki fiyatların sürekli yükselmesine neden oluyor. Bu durum fiyatların daha da artmasına yol açıyor. Aracılık zinciriyle mücadele edilmedikçe tüketici ucuz ürüne ulaşamaz” dedi. “Çiftçiye destek verilmezse tarım ayakta duramaz, fiyatlar düşmez” Ömer Fethi Gürer, açıklamasının sonunda tarım sektörünün mevcut koşullarla ayakta kalmasının zorlaştığını belirterek şunları söyledi: “Çiftçiye destek verilmediği sürece üretim güçlenmez, raftaki fiyatlar düşmez. Çiftçilerimiz için 2026 yılında Tarım Kanunu'na göre verilmesi gereken destek 722 milyar lira iken ayrılan destek 168 milyar lira. 2014-2016 yılları arasında çiftçilere verilmesi gereken destek 2 trilyon 512 milyar lira iken destek olarak verilen yalnızca 620 milyar lira, ödenmeyen destek 1 trilyon 892 milyar lirayı buluyor. Çiftçilerin bankalara toplam borçları 1 trilyonu aştı, takibe alınan borç 10 milyar 202 milyar lira. Traktörleri, arazileri haczediliyor, hayvanları haczediliyor. Çiftçilere yeterli destek verilmiyor, tarım kesiminin sorunları katlanıyor. Bu bağlamda iktidar çiftçinin, üreticinin, besicinin hakkını teslim etmelidir.”

Gürer: Hileli gıda üretenler sektörden uzaklaştırılmalı Haber

Gürer: Hileli gıda üretenler sektörden uzaklaştırılmalı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de son altı ayda gerçekleştirilen gıda denetimlerinin ortaya çıkardığı veriler ışığında yeni önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Gürer, süt, peynir, yoğurt, et ve et ürünleri ile bitkisel yağdan bala kadar pek çok üründe taklit ve tağşiş uygulamalarının tespit edildiğini belirterek, “Yanlış kullanım tespit edilen ürünler tüketici sağlığını tehdit ediyor. Natamisin gibi maddelerin sınırların üzerinde kullanımı risk oluşturuyor ve emekli ile dar gelirli vatandaşlar, uygun fiyatlı diye hileli ürünleri almak zorunda kalıyor” dedi. “Yanlış kullanım tespit edilen ürünler tüketici sağlığını tehdit ediyor” Ömer Fethi Gürer, “Son 6 ayda yapılan denetimlerde süt ve süt ürünlerinde 6 farklı üründe natamisin kullanıldığı belirlendiğinin saptandığına dikkat çeken Gürer, “Bu madde, gıda ürünlerinde kullanımına sınırlı şekilde izin verilmesine rağmen yanlış ve yoğun kullanımda riskleri oluşturuyor. İşini doğru ve kontrollü sürdüren binlerce süt üretici içinde sınırlı da olsa bu tür yanlış uygulamalar da rastlanıyor ve denetimlerde tespit ediliyor. Emekli, dar ve sabit geliri et ve süt ile mamul ürünleri zor koşullarda alırken birde fiyatı uygun diye hileli ürün alıp sağlığından da oluyor” diye ifade etti. “121 Üründe taklit ve tağşiş tespit edildi” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Bakanlığın denetiminde Süt ve süt ürünlerinde 56 üründe bitkisel yağ kullanımı ortaya çıkarıldı. Peynir, tereyağı ve kaymak gibi ürünlerde hayvansal yağ yerine ucuz bitkisel yağlar kullanıldığı saptanmış. 121 üründe taklit ve tağşiş tespit edildi. Bu ürünlerde çoğunlukla kanatlı eti karıştırıp, böylece tüketiciyi yanıltılıyor. Gıda denetimlerin 750 bini bulan işletmelerde 7500 bakanlık görevlisi ile yapılıyor. Kayıt dışını buna eklediğimizde personel denetim yetersizliği ve yaptırım eksikliği yüzünden vatandaşın sofrası adeta bir deney laboratuvarına dönmüş durumda. İşini doğru yapan çoğunluğun yanında taklit tağşişe yönelen sınırlı azınlık gıda sektöründen uzaklaştırılmalıdır” şeklinde konuştu. “Taklit ve tağşişe karşı denetimler artırılmalı” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Denetimlerin artırılması, cezaların caydırıcı hale getirilmesi ve tüketicinin korunması önemli, bunun yanında taklit ve tağşişe yönelen gıdadan da ayıklanmalı. İnsan sağlığı hiçe Sayan en ağır cezaları almalı. Gıda Mühendisi daha çok istihdam edilmeli” ifadelerini kullandı.

Gürer: 2025 Yılı traktör, arazi, inek, keçi, buğday haciz yılı oldu Haber

Gürer: 2025 Yılı traktör, arazi, inek, keçi, buğday haciz yılı oldu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, 2025 yılında çiftçi, besici ve üreticilerin gelir-gider dengesinin bozulduğunu, alın teri ile kazandıkları varlıklarını haciz yoluyla kaybettiklerini açıkladı. Gürer, tarım kesiminin bankalara olan borçlarının 1 trilyon 117 milyar lirayı bulduğunu, piyasa borçları ve girdi maliyetlerinin altında satış zorunluluğunun da eklenmesiyle çiftçilerin icralık duruma düştüğünü söyledi. “Çiftçi ve besiciler borç yükü altında hacizle karşı karşıya” Ömer Fethi Gürer “ekonomik kriz nedeniyle borçlarını ödeyemeyen çiftçi ve besicilerin kapısına icra dayandı, 2025 yılının ilk aylarında başlayan haciz işlemlerinin her ay artarak devam etti, üreticinin üretim ve gelir kapısına el konulması topraktan da, hayvancılıktan da soğuttu. Araziler, traktörler ve hayvanlar icra daireleri ve mahkeme kararlarıyla haczediliyor. İlginç örnekler de var. Yılın başlarında Tire İcra Dairesi tarafından el konulan 48 adet Holstein cinsi dişi sığırın içinde 8 gebe hayvan da bulunuyordu. Toplam piyasa değeri 6 milyon 375 bin TL olarak haciz kayıtlarına geçti. Daha önce traktörü de haczedilen çiftçi-besici, bu kez borçlarından dolayı hayvanlarına da el konuldu. Besicinin borcunun 9 milyon civarında olmasına rağmen traktör ve hayvanlarının toplam değeriyle bu borçtan fazla haciz yapılması, besiciyi daha da zor duruma düşürmüştür” diye ifade etti. “Ahırdaki hayvanlar binlerce lira değer biçildi, günlük bakım masrafı 226 TL” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “320 kiloluk gebe bir hayvan için 160 bin TL, 300 kiloluk gebe hayvan için 150 bin TL, 280 kiloluk hayvan için 135 bin TL değer biçildi. Ahırdaki 48 hayvanın her biri için ayrı ayrı fiyatlandırma yapıldı ve hayvanlar 80 bin TL ile 150 bin TL arasında değişen bedellerle haciz tutanağına kaydedildi. Bilirkişi, bir hayvan için günlük yem giderini 226 TL olarak saptadı. Buna göre: %21 proteinli süt yemi: 10 kg × 13 TL = 130 TL, Saman: 3 kg × 3,25 TL = 9,75 TL, Mısır silajı: 25 kg × 2,5 TL = 62,5 TL, Mısır flake: 1 kg × 14 TL = 14 TL, Vitamin tozu: 0,1 kg × 80 TL = 8 TL Su gideriyle birlikte bir hayvanın toplam günlük masrafı 226 TL olarak hesaplanmıştır. Ancak ahır ve diğer bakım giderleri bu hesaplamaya dâhil edilmemiştir” ifadelerini kullandı. “Yem fiyatları kontrolsüz artıyor, yerli hayvancılık tehdit altında” Gürer, “Ay ay fiyatlarda, özellikle yem başta olmak üzere, artış yaşanmaya devam ediyor. 50 kg süt yemi 800 TL aştı. Besici yem fiyatında artışa yetişemiyor. Maliyet altında küçük aile tipi işletme süt satmak zorunda kalıyor. Üretici zaten yem, mazot, elektrik, ilaç ve veteriner masrafları altında eziliyor. Bu koşullarda bir de icra dosyalarıyla uğraşmak zorunda kalıyor. İktidarın görevi üreticiyi korumaktır; haciz memuru göndermek değil. Hayvancılıkta da ithalata dayalı, yerli ırkı korumayan ve her yıl dışa bağımlılığı artıran bir süreç yaşanıyor. Haciz konulan hayvanlar da ithal hayvanlardan oluşuyor. Bu yıl içinde Tekirdağ’da Malta keçilerinin de haczedildiğine tanık olduk. Yıllardır uyarıyoruz; yem fiyatları kontrolsüz biçimde artıyor, üretici desteklenmiyor, ithalat politikaları yerli üretimi bitiriyor. Şimdi geldiğimiz noktada üreticinin ahırındaki hayvan bile icra memurlarıyla karşı karşıya” diye konuştu. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Eskiden köylerde ahırdan süt, bereket, üretim çıkardı; günümüzde ise AKP iktidarlarının yanlış tarım politikalarının bedeli olarak üreticiye haciz tutanakları çıkıyor. Üreticiye destek değil, haciz gönderiliyor. Türkiye’de hayvancılık politikaları acilen gözden geçirilmelidir. Bu konuda kanun teklifi de verdim. İcralar durdurulmalı; arazi, traktör ve hayvanlar haczedilmemelidir. Çiftçi ve besiciye kredi desteği sağlanarak üretimin devamı güvence altına alınmalıdır.” dedi.

Gürer: EYT’liler, stajyerler ve taşeron işçilerin hakları korunmalı Haber

Gürer: EYT’liler, stajyerler ve taşeron işçilerin hakları korunmalı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, emekli maaşlarının asgari ücrete endekslenmesi ve en düşük emekli maaşının 35 bin liraya çıkarılması gerektiğini vurguladı. Gürer, “Emekliye açlık sınırının altında bir gelir dayatıyorsunuz, zulmediyorsunuz” dedi. “Staj ve çırakların hakkını verin” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer “Sayın Bakan, sigorta kartını veriyorsunuz. "TÜİK verilerine göre 15-24 yaş aralığında genç işsizliği azalttık." diye burada, sunumunuzda kitapçığa yazıyorsunuz; çırak ve stajyerlere 18 yaşından önce yaşlılık sigortasını başlatmıyorsunuz. Bunların hakkını niye gasp ediyorsunuz? Primini ödeyen çırak ve stajyerler 18 yaşından önce, çalışma yaşamına başladığı süreçte yaşlılık sigortası başlasın. Size soruyoruz onlara "öğrenci" diyorsunuz, sonra TÜİK verilerine bakıyoruz, işçi gösteriyorsunuz; kamuoyunu yanıltıyorsunuz, o insanların haklarını gasp ediyorsunuz. Bu anlamda, staj ve çırak mağdurlarının bir an önce taleplerini karşılayın. Bugün net bir açıklama yapın, binlerce kişi bunu bekliyor. Taşeronla ilgili düzenleme yaptınız. Belediye şirket işçileriyle birlikte, kamuda şu an 630 bin kişi taşeron olarak çalışıyor. Modern kölelik devam ediyor. 4 Aralıktan bir gün önce iş yerinde taşeron sözleşmesi bitenler de yıllardır taşeronda çalışmasına rağmen, onların da kadrosunu vermediniz, bu da büyük bir hak kaybıdır. Bu modern köleliğe da bir an önce son verin” diye ifade etti. “Emekli maaşları asgari ücrete endekslenmeli, en düşük maaş 35 bin lira olmalı” Ömer Fethi Gürer EYT’lilerin mağduriyetine dikkat çekerek, “EYT'lilerle ilgili yapılan düzenlemelerde kademeli geçişi devreye koymadığınız için, şu anda emeklilikte adalet arayanlar ve emeklilikte tarihe takılanlar var. Bir günle on yedi yıl mağdur olanların sorunları için de bir açıklama yapın. Binlerce insan her gün milletvekillerine mail atıyor, CİMER'e yazıyor, size ulaşmaya çalışıyor. Bu insanların bu mağduriyetini giderecek mutlak surette bir ifadede bulunun ki bu insanların da umutla beklentilerine "Ya olacak ya olmayacak." Deyin. Sayın Bakan, emekliyi açlık sınırının altında bir gelire mahkûm ettiniz, zulmediyorsunuz. Emekli maaşları asgari ücrete endekslenmeli ve en düşük emekli maaşı 35 bin liraya çıkarılmalıdır. İçinde bulunduğumuz koşullarda emekliye verdiğiniz parayla büyük kentlerde ev kiralanamıyor. Bir de gelip diyorsunuz ki: "Biz emekliye yüksek ücret sağladık. "İntibak düzenlemesini emekliler bekliyorlar, bir an önce intibak düzenlemesi yapılsın. Ayrıca, ülkemizde daha önce, sizin dönemden önce aylık bağlama oranı yüzde 70 olan kat sayıyı yüzde 30'lara yuvarladınız, emekli olurken dahi emeklinin hakkını gasp ediyorsunuz. Bu insanların içinde bulunduğu koşullardan haberinizin olmaması olası mı?” şeklinde konuştu. “Türkiye iş cinayetlerinde Avrupa’da 1’inci, dünyada 3’üncü” Gürer Türkiye’de iş cinayetlerinin Avrupa’da 1’inci, dünyada ise 3’üncü sırada olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bugün sendikalarda toplu sözleşmeli, grevli işçi sayısı 1 milyonu geçmiyor. Memurlara grevsiz sendika üyelik hakkına "Sendikalı işçiyi artırdık." diyorsunuz. Örgütlenme özgürlüğünün önünde sınırlama yapıyorsunuz. 1 Mayısı tatil, bayram yaptık." diyorsunuz, 1 Mayısta da sokağa çıkanı tutukluyorsunuz. Yani, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Çalışanlarla ilgili, şu anda, iş cinayetlerinde Avrupa'da 1'inci, dünyada 3'üncüyüz. Bunu bildiğiniz hâlde, ölümleri göz göre göre seyrediyorsunuz, ölenlerle ilgili olaydan sonrasını konuşuyorsunuz. Türkiye'de Çalışma Bakanlığı müfettişleri dört dörtlük eğitimli, bilgili kişilerdi; statü değişikliğine gittiniz, onların alandaki çalışmalarını sınırlandırdınız, gidip göstermelik denetimlerle denetim yaptığınızı sanıyorsunuz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının adı kaldı, içi boşaldı. İşlevsiz konumunuzdan dolayı her gün iş cinayetleri haberleri geliyor. Ülkeyi staj öğrencilerinin iş cinayetinde öldüğü bir döneme getirdiniz. İnsanın vicdanı sızlar. 18 yaşın altındaki çocuğa, büyük işçiye yaptırılan işi yüklüyorlar, sonra onların hakkı verilmiyor, ondan sonra da onlar ölüyor. Ölenlerin arkasından yalnızca birer açıklamayla kalıyorsunuz. Süreci doğru yönetmiyorsunuz. Emek sömürüsü devam ediyor. Emekle ilgili hak mücadelesi verenleri gözaltına alıyorsunuz, konuşturmuyorsunuz, onlara baskı uyguluyorsunuz ve sendikal örgütlenmenin ve özgürlüğün önünde büyük bir engel olarak duruyorsunuz. Bir de işçinin yanında olun, bir de emekçinin yanında olun, bir de çalışanları koruyun. Emeklilere gidip de "Emekli yılında deniz kenarında tatil yap." deyinceye kadar karnı doyacak bir ücret verin. Emekli bayram ikramiyesi çıktığında 1 emekli bayram ikramiyesiyle koyun alınıyordu, bugün 1 kilo et alınamıyor.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.