TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#organ bağışı

İLKHABER-Gazetesi - organ bağışı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, organ bağışı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Dizi ve filmlerde işlenen doğru senaryolar organ bağışını artırıyor Haber

Dizi ve filmlerde işlenen doğru senaryolar organ bağışını artırıyor

Merkezin müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı: "Bağışları daha da artırmamız gerekiyor. Senaryolarda doğru mesajların verilmesi önemli, milletimize doğru aktarıldığında iyi sonuçlar alıyorsunuz. Bağış oranlarına pozitif yansıyor" Geçen yılın ilk aylarında beyin ölümünden bağışların çok az olduğunu dile getiren Aydınlı, "Ancak son aylarda beyin ölümü gerçekleşen kişilerin bağış oranlarında artış oldu. Halkımıza iyi anlatabilirsek bunun karşılığını da alabiliyoruz. Bağışlar iyi olunca bekleyen hastalarımız organ buldular. Onların mutluluğu bizi de mutlu etti." diye konuştu. Aydınlı, 2023'te 13'ü kadavradan 212 böbrek, 4'ü kadavradan 46 karaciğer nakli gerçekleştirdiklerini aktararak, 2024'te pankreas nakli yapacaklarını, bununla ilgili tüm altyapıyı tamamladıklarını bildirdi. Bağışlanan organların insan vücudundaki gibi çalışmaya devam etmesini ve hastalıklı organların iyileşmesini sağlayan perfüzyon cihazlarıyla ilgili sistemleri aktifleştirdiklerini anlatan Aydınlı, daha fazla hastanın hayata tutunmasını sağlamak için mücadele ettiklerini vurguladı. Bazı hastaların canlı verici bulamadığını, bağış oranlarının artması gerektiğini ifade eden Aydınlı, canlı vericili nakillerde donörün de ameliyat edilerek riske sokulabildiğine işaret etti. "Kadavradan bağışlar artmalı" Gelişmiş ülkelerde beyin ölümünden yapılan bağışlarla nakillerin gerçekleştiğine dikkati çeken Aydınlı, "Onlar yüzde 80 beyin ölümünden aldıkları organları naklederken bizde beyin ölümünden bağışlanan kadavradan organ nakli yüzde 3,4." ifadesini kullandı. Medyadaki haberlerin yanı sıra dizi ve filmlerde organ naklinin önemini anlatan senaryoların işlendiğine değinen Aydınlı, şunları kaydetti: "Medyanın haberleri, dizi ve filmlerdeki görüntüler bağışçıları çok etkiliyor. Bağışları daha da artırmamız gerekiyor. Senaryolarda doğru mesajların verilmesi önemli, milletimize doğru aktarıldığında iyi sonuçlar alıyorsunuz. Bağış oranlarına pozitif yansıyor. Bazen senaristler dizinin, filmin heyecanını artırmak için yanlış bilgiler de verebiliyor. Bu tip durumlarda doğrusunu ne kadar anlatsak da senaryodaki kadar etkili olmayabiliyor. " Aydınlı, beyin ölümünden organ bağışı yapan birisinin organlarının alınabilmesi için hastanın yoğun bakımda olması gerektiğini hatırlatarak, beyin ölümü tanısının da en az iki hekimin testleri sonucu konulduğunu sözlerine ekledi.

"Kalp Kardeşleri" organ bağışının artması için çaba gösteriyor Haber

"Kalp Kardeşleri" organ bağışının artması için çaba gösteriyor

ANTALYA (AA) - SÜLEYMAN ELÇİN - Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde çeşitli yıllarda kalp nakli olan ve bir araya gelerek "Kalp Kardeşleri" adını verdikleri grubu kuran hastalar, nakillerini gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Bayezid ile buluşarak organ bağışı çağrısında bulundu.Türkiye'de Sağlık Bakanlığı verilerine göre 1442 hasta hayata tutunmak için kalp nakli bekliyor. Kovid-19 salgının başladığı 2019 yılında Türkiye'de 84 kalp nakli yapılırken bu yıl ise organ bağışındaki düşüş nedeniyle sadece 34 nakil gerçekleştirildi.Organ bağışındaki bu düşüş üzerine Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde çeşitli yıllarda kalp nakli olduktan sonra memleketlerine dönen nakil olmuş hastalar da harekete geçti ve "Kalp Kardeşleri" adını verdikleri bir grup kurarak organ bağışı çağrısında bulunmaya başladı.Antalya'ya gelen grup üyeleri, nakillerini gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Bölümü'nden Prof. Dr. Ömer Bayezid ile buluştu.Kalp Kardeşleri, hastanedeki organ bağışı yapan hastaların isimlerinin yazılı olduğu "Can Ağacı" anıtı önünde organ bağışının önemine dikkati çekti.- 25 yıldır nakledilen kalp ile yaşıyorGrup üyelerinden Hamide Akman, AA muhabirine, annelik sevinci yaşadığı gün kalp yetmezliği çektiğini öğrendiğini söyledi.Çevresindekilerin "Senden önce kalp nakli olmadı. Ölüme gidiyorsun" sözlerine aldırmadan, "Ben yaşamayı seçiyorum. Nakil olacağım" diyerek Akdeniz Üniversitesinde gerçekleştirilen ilk kalp nakli ameliyatının kahramanı olduğunu ifade eden Akman, nakilden sonra adeta ikinci hayatına başladığını anlattı. Nakilden sonra çalıştığını ve emekli olduğunu aktaran Akman, "Kalp yetmezliğini öğrendiğimde kızım dünyaya gelmişti. Kızımı okuttum, üniversiteyi bitirdi ve evlendi. Şimdi 3 yaşında torunum var. Bağış olmasaydı kızımın büyüdüğünü ve torunumu göremeyecektim. Herkesi organ bağışına davet ediyorum. Organlarımız toprak oluncaya kadar hayat olsun, çocuklara anne baba olsun, anne babalara ise evlat olsun." dedi.Akdeniz Üniversitesindeki nakil olan her hastayı ziyaret ettiğini anlatan Akman, "Nakilden sonra onlara moral veriyorum. Beni görünce hayata daha da umutla bakıyorlar. Organ bekleyen hastalarla da buluşuyorum. Çevremde gördüğüm herkese organ bağışının önemini anlatıyorum." diye konuştu.- İki defa kalp nakli olduBursa'da yaşayan 49 yaşındaki ev hanımı Ayla Kıray da doğumun ardından kalp yetmezliği çekmeye başladığını dile getirdi.İlk naklini 2008'de olduğunu ifade eden Kıray, "5 yıl sonra yeniden kalp yetmezliği çekmeye başladım. Yine nasip oldu 2013'te ikinci defa kalp nakli oldum. 10 yıldır da sağlıklı bir şekilde yaşıyorum." ifadelerini kullandı.Nakil bekleyen hastalarla sürekli görüşerek onları motive etmeye çalıştığını vurgulayan Kıray, şöyle devam etti:"Toprak olan organ hiç kimsenin işine yaramıyor. Bağışlanan her organ benim gibi birçok kişi için yeni bir hayat anlamı taşıyor. Evlatlar annesiz, babasız kalmıyor. Biz kalp nakli olan kişiler olarak bir aile olduk. Kalp kardeşiyiz. Aynı kaderi yaşayan insanlar olarak sürekli etkinlikler yapıp organ bağışı çağrısında bulunuyoruz. Bir kişiye bile faydamız olur diye organ bağışına dikkati çekmeye çalışıyoruz. "- "Kahvaltıya gel' diye çağrılıp nakil oldum"Konya'da yaşayan 4 çocuk babası Mehmet Ali Aytekin ise 2007'de kalp yetmezliği yaşadığını, 2 kere bypass ameliyatı olduktan sonra yaşaması için kalp nakli olması gerektiğini belirtti.Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde 24 ay yatarak tedavi gördüğünü anlatan Aytekin, "Hastanede bağışlanacak bir kalp bekledim. 14 tane kalp bağışlandı ancak hiçbirisi bana uyumlu olmadı. En son hastaneden taburcu olunca doktorlar beni arayıp 'Kahvaltıya gel' dediler. Hastaneye kahvaltıya gittim ancak kalp nakli oldum. Hayatımın en güzel kahvaltı daveti oldu. 13 yıl oldu kalp nakli olalı ve çok sağlıklıyım. Organ bağışı bir hayattır. Biz yaşadığımız için organ bağışının önemini çok iyi biliyoruz. Eşim ve çocuklarım organlarını bağışladı." dedi.- 5,5 yıl kalp nakli olmayı beklediBurdur'da yaşayan 33 yaşındaki 2 çocuk annesi Ganimet Akhan, yaşama tutunmak için 5,5 yıl kalp nakli beklediğini belirtti.Nakilden önce konuşmakta bile güçlük çekmeye başladığını söyleyen Akhan, "Çocuklarım yeni doğmuştu. Organlarını bağışlayan aileye teşekkür ediyorum. Çocuklarımı annesiz bırakmadılar. Normal bir insan gibi hayatımı sağlıklı bir şekilde sürdürüyorum. Nakil olduktan sonra kalp kardeşlerimizle, toplantılara, derneklere gidip organ bağışı için çalışmalarda bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.- "Sağlıklı bir hayat sürdüklerini göstermeleri çok önemli"Prof. Dr. Ömer Bayezid, kalp nakli için kadavra gerektiğine, özellikle Kovid-19 salgını sonrasında bağışların çok azaldığına dikkati çekti.Türkiye'de yapılan kalp nakillerinin büyük oranda düştüğünü belirten Bayezid, "Organ bağışının artması için özellikle kalp nakli olan hastaların sağlıklı bir hayat sürdüklerini göstermeleri çok önemli. Bu anlamda kalp nakillilerin buluşup topluma mesajlar vermesi çok güzel. İnşallah bağış sayısı eskiye döner ve nakiller artar." değerlendirmesinde bulundu.

İyiliksever dayı 24 yıl önce verdiği sözü tutarak yeğenine böbreğini bağışladı Haber

İyiliksever dayı 24 yıl önce verdiği sözü tutarak yeğenine böbreğini bağışladı

Kepez ilçesinde ikamet eden 38 yaşındaki emlakçı Gürbüz Yağız, henüz 14 yaşındayken böbrek rahatsızlığı yaşamaya başladı. Zaman zaman ilaç tedavisi gören ve rahatsızlığı son 3 yılda ilerleyen Yağız, kontrol için gittiği hastanede böbreklerinin işlevini yitirdiğini ve acil diyalize girmesi ya da nakil olması gerektiğini öğrendi. Yağız, üzüntüyle aradığı emekli polis memuru dayısı Rıza Kaygısız'ın, "Üzülme. Sen 14 yaşındayken 'Bir gün nakil ihtiyacın olursa böbreğimi vereceğim.' diye söz vermiştim. Sözümü tutacağım." ifadeleriyle umutlandı. Akdeniz Üniversitesi Hastanesine gelen dayı ve yeğenin tetkiklerinde nakil için bir engel olmadığı tespit edildi. Yağız, sık sık bağışladığı trombosit ve kan dolayısıyla sosyal medyada 250 bini aşkın üyesi bulunan Antalya Kan Gönüllüleri grubunda "iyiliksever" olarak anılan dayısından aldığı böbrekle sağlığına kavuştu. Naklin ardından taburcu edilen Yağız, dayısının elini öperek teşekkür etti. - "Artık dayımla farklı bir bağımız yani böbrek kardeşliğimiz de var" Gürbüz Yağız, AA muhabirine, son yıllarda hastalığının ilerlediğini ve hayat kalitesinin oldukça düştüğünü söyledi. Beslenmesinin değiştiğini, salata yemeyi bile çok özlediğini ifade eden Yağız, nakilden sonra kendisini çok iyi hissettiğini dile getirdi. Hastalığının ilerlemesi nedeniyle kızıyla son aylarda yeterince ilgilenemediğini anlatan Yağız, nakilden sonra kızıyla yeniden eski günlerdeki gibi vakit geçirebileceği için çok mutlu olduğunu kaydetti. Çok zor bir süreç olduğu için diyaliz almak istemediğini belirten Yağız, "Dayım hemen gönüllü oldu. Bana 14 yaşındayken söz vermişti. Dayımla aramızda baba-oğul ilişkisi var. Böyle bir dayıya sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Artık dayımla farklı bir bağımız yani böbrek kardeşliğimiz de var." dedi. - "Sadece böbreğimin uyumlu olmamasından korkuyordum" Rıza Kaygısız ise mesleğe ilk başladığı yıllarda ablasının evinde kaldığını ve yeğeniyle baba-oğul gibi olduklarını ifade etti. Yeğeninin sağlığına kavuşmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Kaygısız, "Yeğenime 24 yıl önce verdiğim sözü tutmanın mutluluğunu yaşıyorum. Böbrek nakli olması gerektiğini duyunca bir an bile tereddüt etmedim. Sadece böbreğimin yeğenime uyumlu olmamasından korkuyordum. Her şey istediğimiz gibi gitti. Nakil gerçekleşti ve yeğenim eski günlerine döndü." diye konuştu. Daha önce bir yakın arkadaşının eşi ve başka bir arkadaşının çocuğunun hastanede uzun süre tedavi gördüğünü söyleyen Kaygısız, şöyle devam etti: "O zamanlar çaresizliğin ne olduğunu anlamıştım. Son 10 yıldır düzenli trombosit ve kan bağışçısıyım. Son 10 yılda 50'den fazla trombosit ve 100 üniteden fazla kan bağışında bulundum. Sosyal medyadaki 'kan aranıyor' paylaşımlarına mutlaka duyarlı oluyorum. Örneğin kan vermek isteyen ancak aracı bulunmayan kişileri gecenin bir yarısı arabamla alıp hastaneye ulaştırıyorum. Bu durumdan da mutluluk duyuyorum." Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Koordinatör Nilgün Bilal, dayı ve yeğenin durumlarının iyi olduğunu ve sağlıklı bir şekilde taburcu edildiklerini kaydetti.

Türkiye'de 10 ayda beyin ölümü gerçekleşen kişilerin yüzde 16'sının organları bağışlandı Haber

Türkiye'de 10 ayda beyin ölümü gerçekleşen kişilerin yüzde 16'sının organları bağışlandı

ANTALYA (AA) - SÜLEYMAN ELÇİN - Organ Nakli Koordinatörleri Derneği Başkanı Nilgün Bilal, Türkiye'de beyin ölümü gerçekleşen kişilerin yüzde 16'sının organlarının bağışlandığını bildirdi.Aynı zamanda Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Koordinatörü olan Bilal, AA muhabirine, Türkiye'de ilk başarılı organ naklinin 3 Kasım'a 1975'te yapılmasının ardından 3-9 Kasım'ın bağışa dikkati çekmek amacıyla Organ Bağışı Haftası olarak anıldığını belirtti.Türkiye'nin canlıdan canlıya nakillerde dünyanın en önemli ülkelerinden olduğuna işaret eden Bilal, ancak aynı durumun kadavradan organ nakli için söylenemeyeceğini ifade etti.Türkiye'deki sağlık sisteminin, organ nakli altyapısının, her türlü naklin en başarılı şekilde yapılmasını sağladığını dile getiren Bilal, "Türkiye'de böbrek, karaciğer, kalp, akciğer farklı organ nakilleri başarıyla yapılıyor ve son derece yüz güldürücü sonuçlar alınıyor. Ancak canlı vericili nakiller tek başına bütün organ nakli bekleyenlerin ihtiyacını karşılayamıyor. Her hastanın kendisine organ verecek bir yakını olamayabiliyor. Maalesef organ bağışı beklerken hayatını kaybeden hastalarımız oluyor." dedi.- "Kadavradan nakillere ihtiyacımız var"Sağlık Bakanlığının çok güçlü bir ulusal organ doku paylaşım ve dağıtım sisteminin bulunduğunu anlatan Bilal, şöyle konuştu:"Bu sistem, Türkiye'nin herhangi bir yerinde bağışlanan organın en uygun hastaya en hızlı şekilde ulaşmasını sağlıyor. Tüm organ nakli koordinatörlükleri bu sistem çatısı altında çalışıyor. Bağışlanan organ için en uygun hastayı bulmamız ve başarılı nakli yapmamız son derece kolay. Tek eksiğimiz kamuoyunun organ bağışı konusunda yeterli desteği sağlamaması. Kadavradan nakillere ihtiyacımız var. 2023 yılında beyin ölümü gerçekleşen hastaların yüzde 16'sının organları bağışlandı. Kovid-19 öncesinde bu oran yüzde 27'lere kadar çıkmıştı. Rakamsal olarak yüzde 9 gibi bir fark görünüyor ama bu yüzlerce hastanın sağlığına kavuşamaması anlamına geliyor."Nilgün Bilal, topluma beyin ölümünü daha iyi anlatmaları gerektiğini dile getirerek, şu bilgileri verdi:"Beyin ölümü gerçekleştikten sonra organların o kişi için hiçbir faydası olmuyor. Ama o organlar hastalar için yeni bir yaşam anlamı taşıyor. Beyin ölümü tanısı konusunda toplumda endişeler var. Beyin ölümü tanısı konulan kişiler tıbben ölüdür. Yaşamla bağları kalmamıştır. Beyin fonksiyonları geri dönüşümsüz olarak kaybedilmiştir. O nedenle şüphe götürmez bir tanıdır. İnsanlar 'umut kesilmez' düşüncesiyle bazen organlarını bağışlamıyor. Ayrıca hasta yakınları sosyal baskıdan çekindikleri için de bağışlamayabiliyorlar. Dini nedenleri öne sürenler var ama bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığının organ bağışlamaya teşvik edici açıklamaları var."Bilal, Organ Nakli Haftası dolayısıyla bağışa duyarlılığın artmasını umduklarını, çok sayıda hastanın yaşama tutunması için organ nakli olması gerektiğini sözlerine ekledi.

Organları bağışlanan Zeynep'in ailesinden kızlarının ölümünde ihmal iddiası Haber

Organları bağışlanan Zeynep'in ailesinden kızlarının ölümünde ihmal iddiası

ANTALYA (AA) - Antalya'da beyin ölümü gerçekleştikten sonra bağışlanan organları 8 hastaya nakledilen 13 yaşındaki Zeynep Sükeyna Fidancı'nın ailesi, kızlarının ölümünde ihmali olduğunu iddia ettikleri doktorlardan şikayetçi oldu.Baba Hamza Fidancı, Antalya Adliyesi önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, bedensel engelli kızlarının geçirdiği skolyoz (omurga eğriliği) ameliyatının ardından tedavisinin evde sürdüğünü söyledi.Zeynep'i 22 Aralık'ta şiddetli baş ağrısı şikayetiyle ambulansla hastaneye götürdüklerini belirten Fidancı, "yer yok" denilmesi üzerine eve dönmek zorunda kaldıklarını öne sürdü.Fidancı, ağrının devam etmesi üzerine ertesi gün özel bir hastaneye gittiklerini anlatarak, doktor muayenesinin ardından MR çekimi yapılan kızından tahliller için kan alındığını ifade etti."Şikayetler çok ciddi, gece problem yaşarsak ne yapalım" diye sorduğunda doktorun, "Hastaneye başvurursunuz" yanıtını verdiğini iddia eden Fidancı, saat 20.00 sıralarında hastanedeki işlemleri bittiğini ve eve gittiklerini kaydetti.- Evde kalbi durduFidancı, saat 21.20 gibi Zeynep'in solunumunun ve kalbinin durduğunu dile getirerek şöyle devam etti:"Karşı komşum acil doktoruydu ondan yardım istedik. Yaklaşık 56 dakika kalp masajı yaptılar. Hastanede hemen tomografiye aldılar. Kafa içi basıncın arttığını ve basıncın beyinciğe baskı yapıp solunumu durdurduğunu söylediler. Gece ameliyata aldılar. İkinci bir şant taktılar ama çocuğum kurtulamadı. İhmal yüzünden çocuğumuzu kaybettiğimizi düşünüyoruz. 'Zeynep 8 can kurtardı' diye haberler yapıldı ama Zeynep de bir candı. Zeynep'in canı için hiçbir şey yapılmadı. Çocuk iki gün boyunca bu kurumlara başvurup bir tedavi istedi. Fakat bir karşılığını alamadı. Vefat etti."- "Soruşturma başlatıldı"Ailenin avukatı Abdullah İlkkahraman ise Zeynep Sükeyna Fidancı'nın ölümüyle ilgili ihmal ve kasti durumların oluştuğunu değerlendirerek, 4 Ocak'ta Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını belirtti.Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığını aktaran İlkkahraman, "Cumhuriyet Başsavcılığı kesinlikle titiz bir şekilde soruşturmasını yapacaktır. Kasti veya ihmali hareketlerde bulunanlar hakkında dava açılacaktır. Süreci takip ediyoruz." dedi.Antalya'da ani kalp durması sonucu 31 Aralık 2022'de beyin ölümü gerçekleşen Zeynep Sükeyna Fidancı'dan alınan organlar 1-5 Ocak'ta Antalya ve Ankara'da 8 hastaya nakledilmişti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.