#Otel Faciası

İLKHABER-Gazetesi - Otel Faciası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Otel Faciası haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Eşi ve kızını kaybeden Altın: “Her sabah kahvemi mezarlıkta içiyorum” Haber

Eşi ve kızını kaybeden Altın: “Her sabah kahvemi mezarlıkta içiyorum”

Bolu Kartalkaya'daki otel faciası davasında esasa ilişkin beyanını veren, yangında eşi Kübra ve 9 yaşındaki kızı Alya'yı kaybeden Hilmi Altın, "Ben her sabah kahvemi mezarlıkta içiyorum. Bu acıyı hiçbir psikolog taşıyamıyor. Bu yaşadıklarımız taşınacak bir yük değil" dedi. Bolu'da 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 137 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangını faciasına ilişkin 20'si tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın üçüncü celsesinin 2'nci oturumunda da esasa ilişkin tarafların beyanları alınmaya devam ediliyor. "Evlatlarımız 1 defa öldü, biz her gün ölüyoruz" Yangında gelini Kübra ve 9 yaşındaki torunu Alya'yı kaybeden Ahmet Altın, kısasa kısas olması gerektiğini söyleyerek, "Hayatının ilk baharında 9 yaşında, otelde yanarak buradaki katillerin ihmalleri yüzünden, para hırsları yüzünden, benim yavrum cayır cayır yandı. Buradaki 76 tane canımızın ben dedesi, amcası, babasıyım ve kardeşleriyim. Çocuklarımız güle oynaya geldiler. Benim torunum, 'Dede ben karnemi aldım Kartalkaya'ya gidiyorum' dedi. Benim ciğerim yanıyor. Biz süreç boyunca yorulmadık. Biz öldük. Evlatlarımız 1 defa öldü, biz her gün ölüyoruz. Ben 42 yıllık devlet memuruyum. Bunun 12 yılı il müdürlüğü ile geçti. Bolu Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İl Özel İdaresi yetkilileri, buradaki katiller kadar sorumludur. 'Taksir' suçu ne demek, kasten öldürdüler. Kısasa kısas olması lazım. İdam edilmeleri lazım" ifadelerini kullandı. "Ben her sabah kahvemi mezarlıkta içiyorum" Her sabah eşi ve kızının mezarının başına gittiğini ifade eden yangın faciasında eşi Kübra ve 9 yaşındaki kızı Alya'yı kaybeden Hilmi Altın, "Ben her sabah kahvemi mezarlıkta içiyorum. Bu acıyı hiçbir psikolog taşıyamıyor. Bu yaşadıklarımız taşınacak bir yük değil. Ağırlığı git gide artıyor. O gece biz dumanların içinde boğulurken kimse bize el uzatmadı. Tesadüfen çıktık biz ordan. Ben 10 metreden aşağı kendimi bırakırken eşim ve kızımı aşağıda olduklarını düşündüm. Otelden çıktığımda yapayalnız kaldım. Biz cezasızlık düzeninin sonucu olarak yandık. Bu insanlar başlarına hiçbir şey gelmeyeceğine inandıkları için pervasız davrandılar. Siz bizi diri diri yaktınız. Sizede son bir sözüm var, artık itiraf edin" şeklinde konuştu. "Bahçede oynayan çocukların gülüşünde Derin'i yaşatmaya çalışıyorum" Davadan emsal karar çıkmasını beklediklerini ifade eden eşi Atakan Yalçın ve kızı Derin Yalçın'ı kaybeden Yaprak Yeşilada Yalçın, "Biz günah keçisi bulmak istemiyoruz. Emsal bir karar istiyoruz. Bahçede oynayan çocukların gülüşünde Derin'i yaşatmaya çalışıyorum. Sizden hakkaniyetli bir karar vermenizi bekliyoruz" dedi.

İki arkadaş, Kartalkaya'daki yangında mahsur kalanları kurtarmak isterken can verdi Haber

İki arkadaş, Kartalkaya'daki yangında mahsur kalanları kurtarmak isterken can verdi

Bolu Kartalkaya'da facia yaşanan otelin aynı katında konaklayan iki yakın dost, 21 Ocak sabaha karşı çıkan yangına uyandı. Dumanların arasından ilerleyerek binadan çıkan arkadaşlar, daha sonra yangında mahsur kalan insanları kurtarmak için tekrar otelin içine girdi. Liseden bu yana birbirinden ayrılmayan iki arkadaş, insanlara yardım edebilmek için çabaladıkları esnada alevlerin arasında kalarak birlikte can verdi. Yiğit Gençbay ile Alp Mercan dün ve bugün Ankara'da düzenlenen cenaze törenleri ile son yolculuklarına uğurlandı. "Kardeşim ilk defa yıllık izin kullandı" Alp Mercan'ın ablası Nihan Ece Hasarpa, yaptığı açıklamada, kardeşi ile Yiğit'in fen lisesinden arkadaş olduğunu ve öğrencilik dönemlerinden bu yana hiç ayrılmadıklarını anlattı. Hasarpa, "Kayağa gideceğiz." dediler. Yiğit, 'Ben yeni kayak takımı aldım, onu deneyeceğim, hadi Alp birlikte gidelim.' dedi. Cumartesi gittiler, salı sabahı da otelden çıkacaklardı. İlk defa yıllık izin kullandı benim kardeşim, tatile öyle gittiler." dedi. "Dayanamamışlar gelen çığlık seslerine, geri otele girmişler" Alp ve Yiğit'in yangın çıktığında odalarında olduğunu, kattaki kot farkından dolayı dışarı biraz daha rahat çıkabildiklerini öğrendiğini dile getiren Hasarpa, iki arkadaşın ardından yan otele geçtiğini söyledi. Tüm bunları otelin kayak eğitmeninin kendisine anlattığını belirten Hasarpa, şöyle devam etti: "Kayak hocası, yan otellerden birine girip 'Buradan bizden birisi var mı?' diye sorduğunda, Yiğit, 'Alp'le biz kurtulduk.' demiş, oda numaralarını, isimlerini vermiş. Onlar da ellerindeki listeye Alp'le Yiğit'in de sağ kurtulduğunu yazmışlar. Yiğit doktordu, Alp'in ilk yardım eğitimi vardı. Dayanamamışlar, gelen çığlık seslerine, geri otele girmişler. Haber alamadığımızda, ailelerimiz Bolu'ya gitti. Hastaneleri aradılar, çünkü 'sağ çıktılar' denilmişti. Bir türlü bulamadık, yer yarıldı da içine girdiler sandık. Oysa insanları kurtarmak için geri otele girmişler." "Kahramandılar, kahramanca vefat ettiler" Kardeşinin ve Yiğit Gençbay'ın "pırlanta" gibi gençler olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Kimseyi ne kırmışlıkları vardır ne başka bir şey. Benden 10 yaş küçüktü, bugüne kadar bir kere kavga ettiğimi bilmem. Yiğit de benim manevi kardeşimdi. Alp, yapay zeka teknolojisiyle ilgileniyordu, çeşitli planları vardı, çok iyi bir şirkette çalışıyordu. Sağlık sistemleri üzerine yazılım geliştiriyordu. Otele gittiklerinde çok mutlulardı. İki delikanlı birlikte gitmişler tatile. Benim kardeşim ve Yiğit, kahramandılar, kahramanca vefat ettiler. Ruhları şad olsun."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.