#Pakize Gizem Akgül

İLKHABER-Gazetesi - Pakize Gizem Akgül haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Pakize Gizem Akgül haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Pakize Gizem Akgül: Kalbinizi korumak için sağlıklı beslenin Haber

Pakize Gizem Akgül: Kalbinizi korumak için sağlıklı beslenin

Koroner kalp hastalığından kaynaklanan ölümlerin yaklaşık yüzde 30'unun sağlıksız beslenmeden kaynaklandığını belirten Beslenme ve Diyetisyen Uzmanı Pakize Gizem Akgül, "Kalbi korumak ve güçlü bir kalp için damar tıkanıklığını önleyen, kolesterolü ve tansiyonu dengeleyen besinler tüketilmelidir" dedi. Kalp hastalığı dünyada ölüm nedenlerinin en başında yer alıyor. Kalp sağlığını korumada sağlıklı beslenmenin rolünün de büyük olduğu belirtiliyor. Acıbadem Adana Hastanesi'nde görevli Beslenme ve Diyet Uzmanı Pakize Gizem Akgül, sağlıklı beslenmenin kalp sağlığına etkisiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Sağlıklı beslenmenin kalp sağlığı üzerindeki etkisi Dünyada 2 milyardan fazla kişinin kalp hastalığı riski taşıdığına değinen Diyetisyen Akgül "Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSO) en son verilerine göre Türkiye'de bulaşıcı olmayan hastalıklardan ölüm sebebi olarak birinci sırada kalp ve damar hastalıkları gelmektedir. Yapılan çalışmalar, kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 80'inin tütün kullanımı, sağlıksız beslenme ve hareketsizlik, obezite, diyabet gibi kontrol edilebilen ve önlenebilen risk faktörlerine bağlı olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla sağlıklı yaşam tarzının benimsenmesi, risk faktörleri ile mücadele edilmesi, hastalıklara erken dönemde tanı koyulması ve uygun şekilde tedavi edilmesi yoluyla kalp sağlığı korunabilir ve erken yaşta ölümlerin önüne geçilebilir. Kardiyovasküler hastalıkların neden olduğu ölümlerin yaklaşık yüzde 30'unun sağlıksız beslenme alışkanlıkları kaynaklı olduğu tahmin edilmektedir" ifadelerini kullandı. Doymuş yağların kalp sağlığındaki olumsuz etkisi Doymuş ve trans yağ tüketiminin kalp sağlığını olumsuz etkilediğinin altını çizen Diyetisyen Akgül, koroner kalp hastalıkları için en önemli risk faktörlerinden birinin doymuş yağların yüksek miktarda tüketimi ve aktivite yetersizliğine eşlik eden kan kolesterolü düzeyinin artması olduğunu kaydetti. Vücut ağırlığındaki her 5-8 kilogram artış ile birlikte koroner kalp hastalığı riskinin yaklaşık yüzde 25 arttığına dikkat çeken Akgül, "Ülkemizde son yıllarda yapılan çalışmalarda gençler arasında doymuş yağ, tuz ve enerji içeriği yüksek, lif içeriği düşük, yetersiz kalsiyum, A ve C vitaminleri yönünden yetersiz olan fast food tüketimi arttı. Bunlarla beraber çocuklarda obezite, kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı gibi kronik hastalık risklerinin arttığı tespit edilmiştir" diye konuştu. "En az haftada bir kere balık tüketin" Kalp sağlığını korumak için zeytin ve zeytinyağlı yemek tüketiminin önemli olduğunu belirten Akgül, "Bir araştırmada haftada en az bir kere balık tüketen bireylerde daha az balık tüketenlere göre koroner kalp hastalığı riskinin yüzde 16 azaldığı tespit edilmiştir. LDL kolesterolün düşmesine ve HDL'nin yükselmesine yardımcı olmak için haftada 2-3 kez ton balığı, uskumru, sardalya ve somon gibi yağ asidi içeriği zengin balıkların tüketilmesi önemli. Balık tüketemeyen bireyler ise keten tohumu, çiya tohumu, ceviz yağı, kanola yağı gibi omega-3 içeren bitkisel besinlerden da faydalanabilir ancak; bitkisel kaynaklı besinlerde bulunan omega-3'ün etkisi balığa göre daha azdır. Önerilen miktarın üzerinde omega-3 kullanımı özellikle kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalar için sorun oluşturabilir. Özellikle ilaç kullanan bireylerin vitamin, mineral takviyelerini kullanırken hekimlerine sormaları önemlidir" şeklinde konuştu. Öte yandan Diyetisyen Akgül, kuru baklagiller, sebze ve meyveler, sert kabuklu yemişler ve çay, kahve tüketiminin yeterli ve dengeli şekilde planlanmasının kalp sağlığı ve sağlıklı uzun bir yaşam için önemli olduğunu dile getirdi.

Cilt sağlığı için doğru beslenme şart! Uzmanlardan önemli uyarılar Haber

Cilt sağlığı için doğru beslenme şart! Uzmanlardan önemli uyarılar

Cilt sağlığının yaş, stres, beslenme gibi pek çok faktörden etkilendiğini belirten Uzman Diyetisyen Pakize Gizem Akgül, "A, C, D ve E vitaminleri ile çinko ve selenyum gibi eser elementlerin yeterli miktarda alınması, bağışıklık sistemi için önemlidir. Bu da cilt sağlığıyla ilişkilidir" dedi. Sağlıklı ve ışıltılı bir cilde sahip olmak için sadece cilde dışarıdan yapılan bakımların tek başına yeterli olmadığı, aynı zamanda besin tercihleriyle de ilgisinin bulunduğu belirtiliyor. Diyetin de, cildin içten dışa doğru beslenmesinde önemli bir rol oynadığı, araştırmalarda tüketilen besinlerin yaygın cilt rahatsızlıklarının gelişiminde ve önlenmesinde önemli olduğu ortaya konuluyor. "Cilt sağlığı birçok etkene bağlı" Acıbadem Adana Hastanesi'nde görevli Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Pakize Gizem Akgül, sağlıklı ciltle ilgili açıklamalarda bulundu. Cilt yapısının, genetik faktörlere ve çevresel etkilere bağlı olarak farklılık gösterdiğini dile getiren Diyetisyen Akgül, "Cilt sağlığı yaş, cinsiyet, beslenme, stres düzeyi, yaşam tarzı ve diğer birçok etkene de bağlıdır. UV ışınları, hava kirliliği, sigara dumanı, stres, yorgunluk ve diğer çevresel faktörlere karşı korunma da yeni aktörler haline gelebilir. Bu faktörler cildin sağlığına ve görünümüne etki eder ve cilt sağlığı için düzenli bakımın önemini vurgular" diye konuştu. "Sağlıklı yeterli ve dengeli beslenme, cilt sağlığı için önemli" Diyetisyen Akgül, yapılan klinik araştırmaların, bu işlevsel besinlerin cilt sağlığı üzerinde "Yaşlanma belirtilerini geciktirici rol oynadığını" ortaya koyduğunu aktararak şunları söyledi: "Araştırmalar, A, C, D ve E vitaminleri ile çinko ve selenyum gibi eser elementlerin, insan bağışıklık sistemi için hayati önem taşıdığını ve enfeksiyon riskini azaltmada önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Bu nedenle, bu besin öğelerinin yeterli miktarda alınması, sağlıklı bağışıklık sistemi için önemlidir. Sağlıklı yeterli ve dengeli beslenmenin, cilt sağlığı ile uzun süredir ilişkili olduğu bilinmektedir. Kuruluk, sivilce, yaşlanma ve hatta güneş direnci gibi çeşitli cilt durumları beslenme düzeninden etkilenmektedir." "Fenolik bileşikler yaşlanmayı geciktirebilir" Bitkisel gıdalarda bulunan 'Fenolik bileşikler'e değinen Akgül, "Bazı çalışmalar meyve sebze, tahıl ve çeşitli bitkisel ürünlerde doğal olarak bulunan ve bu gıdaların renk, tat, koku gibi çeşitli karakteristik özellikleri sağlayan fenolik bileşiklerin cilt görünümü ve işlevinde yaşa bağlı bozulmayı geciktirmek ve hatta önlemek için faydalı etkilerini göstermiştir. Fenolik bileşikler tahıllar, yağlı tohumlar ve bakliyatlar başta olmak üzere birçok bitkisel temelli gıdada fazla miktarda bulunmaktadır" diye konuştu. "Meyve ve sebzeler önemli bir besin kaynağı" Cilt sağlığına iyi gelen besinleri sıralayan Akgül, fındık, badem ve ceviz gibi sert kabuklu yemişlerin, antioksidan özellikleri nedeniyle polifenoller içerdiğini anlattı. Meyve ve sebzelerin, cilt sağlığı için önemli bir besin kaynağı olduğuna dikkat çeken Akgül, "İçerdikleri vitamin, mineral ve antioksidanlar sayesinde ciltteki hasarları onararak, sağlıklı bir görünüm sağlar. Bu nedenle, bu meyve ve sebzeler doğal antioksidanların ideal bir kaynağı olarak kabul edilebilir. Yüksek antioksidan kapasitesine sahip işlevsel besinlere örnek olarak, ahududu, çilek, kızılcık, yaban mersini, böğürtlen, nar gibi meyveler ile ıspanak, brokoli, lahana, Brüksel lahanası ve karnabahar gibi sebzeler verilebilir. Yeşil çay, antioksidan özellikleri sayesinde cilt sağlığına birçok fayda sağlayan bir içecektir. Omega 3 yağ asitleri, cilt sağlığı için önemli bir besin ögesidir" ifadelerini kullandı.

Bilinçsiz tüketilen kış çayları sağlığa zarar verebilir Haber

Bilinçsiz tüketilen kış çayları sağlığa zarar verebilir

ADANA (İLKHABER) - Diyetisyen Pakize Gizem Akgül, grip gibi enfeksiyon hastalıklarından korunmak amacıyla alınan kış çaylarının içinde bulunan bitki çeşitlerinden bitkilerin saklanma koşullarına kadar pek çok faktörün, çayın kalitesini düşürdüğü, hatta zararlı hale getirdiğine dikkat çekti. Akgül, kış mevsiminin gelmesiyle enfeksiyon hastalıklarından korunmak amacıyla bilinçsiz alınan kış çayları birçok rahatsızlığı beraberinde getiriyor dedi. Aktarlarda havaların soğumasıyla birlikte kış çayına talep artmaya başladı. İçinde zencefilden ıhlamura, kuşburnundan naneye farklı bitkilerin karıştırılarak hazırlanmasıyla yapılan kış çayları, nezle, grip gibi enfeksiyonlardan korunmak amacıyla içiliyor. Hal böyle olunca en yoğun da sonbahar ve kış aylarında evlere giriyor. Ancak yararı için alınan kış çayları, eğer doğru yerlerden alınmaz, doğru şekilde içilmezse, yarardan çok zarar verebiliyor. “Kış çayları sıklıkla kullanılıyor” Konuyla ilgili başvurduğumuz Acıbadem Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Pakize Gizem Akgül açıklamalarda bulundu. Akgül, “Grip ve nezle gibi hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde kış çayları sıklıkla kullanılıyor. Nane, zencefil, ıhlamur, kuşburnu gibi birçok bitkinin karışımıyla hazırlanıyor. İçinde bazen ondan fazla bitki olabiliyor. Bu çaylar hastalıkların önlenmesi noktasında bizleri koruyan antioksidan özellikleri olan çaylar olarak satılıyor” dedi. “Satılan birçok kış çayı sağlık kriterlerine uygun değil” Bitki çaylarının içerisinde bulunan antioksidanlardan en iyi şekilde yararlanmak için gereken özelliklere dikkat çeken Akgül, “Bir tüketicinin asla fark edemeyeceği konu, doğru bitkinin yetiştirilmesi, toplanması, saklanması ve depolanması sırasında gerekli sağlık şartlarının olup olmadığıdır. Zira bu süreçlerde dikkat edilmemesi, bitkilerde zararlı maddelerin oluşmasına yol açıyor ve içim sonrası bunlar bize zarar verebiliyor. 2022 yılında ülkemizde aktar ve marketlerde kış çayı olarak satılan 10 farklı bitki karışımından oluşan örneklerin incelendiği bir araştırma yapıldı ve bu örneklerin kalite kriterlerine uygun olmadığı görüldü. O nedenle alıcıların, kalitesinden emin oldukları güvenilir kış çaylarını tercih etmeleri gerekir. Aksi durumda yarar yerine zarar görebilirler. Hatta hijyen standartlarına uymayan çayların içindeki bazı mikroplar ishalden bulantıya birçok rahatsızlığın oluşmasına yol açabilir. Mutlaka aldığınız paketteki ürünün içindeki bitkilerin türlerine, son kullanma tarihine dikkat edin. Özellikle ilaç kullanıyorsanız etkileşim söz konusu olabilir; hamileyseniz size ve bebeğinize zarar verebilir” diye konuştu. “Herkes kış çayı içmemeli” Doğal yaşama duyulan isteğin doğadaki bitkilerin zararsız gibi algılanmasına da yol açtığını belirten Diyetisyen Gizem Akgül, bu nedenle daha fazla yarar sağlamak amacıyla yaygın olarak kullanıldığına dikkat çekti ve şunları söyledi: “Bitkiler doğaldır ama her bitki yararlı değildir. Bazıları hastalıklara neden olabilir. O yüzden herkes, bitki çayı tüketmemeli. Özellikle alerjiden kullandığı ilaçlara kadar birçok durumda bitki çaylarının zarar verebileceğini aklında tutmalı. Örneğin bazı kan sulandırıcı ilaçları kullananlar, böbrek hastaları, kronik hastalığı olan bireyler, hamileler, yaşlılar yalnızca kış çayı değil, her türlü bitki çayını tüketmeden önce mutlaka sağlık profesyonellerine danışmalılar.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.