#panel

İLKHABER-Gazetesi - panel haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, panel haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

'Telif Hakları' ARTCONCEPT sahnesinde Haber

'Telif Hakları' ARTCONCEPT sahnesinde

Türkiye’nin dört bir yanından ve yurt dışından çok sayıda galeriyi bir araya getiren ARTCONCEPT – Adana Çağdaş Sanat Fuarı, sanatın farklı alanlarını buluşturan etkinlikleriyle dikkat çekmeye devam ediyor. Fuar kapsamında düzenlenen paneller, sanatseverlerin yanı sıra galericiler ve sanatçılar tarafından da yoğun ilgiyle takip ediliyor. Fuarda gerçekleştirilen dikkat çekici panellerden biri de Sanat Eğitimcisi ve Ressam Selmani Baki Kocaispir’in moderatörlüğünde gerçekleşti. Panelin konuk konuşmacısı, Geleneksel Sanatlar Derneği Başkanı Av. Ahmet Akcan oldu. Akcan, “Telif Hakları ve Fikri Mülkiyet Hukuku” başlıklı sunumunda, sanatçıların ve tasarımcıların eserleri üzerindeki hukuki haklara dair kapsamlı bilgiler paylaştı. Fikri emeğin korunmasının sanatsal üretim açısından taşıdığı öneme vurgu yapan Akcan, “Sanatçının ürettiği her eser, aynı zamanda onun emeğinin ve düşünsel birikiminin bir yansımasıdır. Bu nedenle hukuki koruma, sanatın sürdürülebilirliği için büyük önem taşır” dedi. Sunumunda, telif haklarının ihlali durumlarında izlenebilecek hukuki yolları da aktaran Akcan, sanatçılar arasında farkındalık oluşturmanın gerekliliğine dikkat çekti. Panelin sonunda katılımcıların sorularını yanıtlayan Av. Ahmet Akcan, fuar kapsamında sanatseverlerle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Böyle bir ortamda sanatla hukuku buluşturmak benim için de çok kıymetli bir deneyim oldu” ifadelerini kullandı. ARTCONCEPT – Adana Çağdaş Sanat Fuarı, paneller ve söyleşilerle sanatı sadece sergi alanlarında değil, düşünsel boyutuyla da gündeme taşımayı sürdürüyor.

Hatay’da Roma’nın gök günlüğü: Eylül ayı ortaya çıktı Haber

Hatay’da Roma’nın gök günlüğü: Eylül ayı ortaya çıktı

Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Banu Özdilek başkanlığında yürütülen Epiphaneia (İssos) kentinde süren 2025 kazı sezonunda, uluslararası bilim insanlarının katılımıyla kentin güney stoasına yoğunlaşıldı. Roma dönemine ait 7 metre genişliğindeki bu stoa galerisinin zemini, aylar ve kırsal yaşam sahneleriyle bezenmiş takvim mozaiğiyle kaplı. Kazı ekibi, geçtiğimiz yıl gün yüzüne çıkarılan Ağustos bordürünün ardından bu sezon da Eylül paneline ulaştı. M.S. 5-6. yüzyıllara tarihlenen mozaikte, Roma astrolojisine göre burçların betimlendiği sahneler ve Eski Yunanca ile Latince şiirsel yazıtlar yer alıyor. Eserin giriş kısmında ise mozaiği yaptıran Epiphaneialı din görevlisi Romanos ile eşinin portresi ve ithaf yazıtı bulunuyor. Doç. Dr. Özdilek, “Takvim mozaiği yalnızca mimari değil, aynı zamanda sanatsal ve sembolik bir değer taşıyor. Stoa için koruma ve rölöve projeleri tamamlanarak ilgili kurullara sunuldu. Alanın resmi ören yeri ilan edilmesi halinde mozaik, özgün yerinde ziyaretçilere açılabilecek” diye konuştu. Akdeniz’in mozaikleri arasında ikonografi ve epigrafisiyle tek örnek kabul edilen bu eşsiz eser, antik kentin kültürel zenginliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Eylül panelinin ortaya çıkarılması, hem arkeoloji dünyasında hem de bölge turizminde büyük heyecan yarattı.

Buğdayın ehlileştiği topraklar, tarımın yönünü belirliyor Haber

Buğdayın ehlileştiği topraklar, tarımın yönünü belirliyor

Şanlıurfa, 15 Haziran Pazar gününe kadar buğdayın tarihsel ve kültürel izini sürecek önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ve Slow Food Şanlıurfa ev sahipliğinde, Slow Food Türkiye Topluluk Ağı ve Taş Tepeler iş birliğiyle düzenlenen “Slow Wheat Şanlıurfa 2025: Türkiye’de Buğdayın Yolculuğu” başlıklı etkinlikte, buğdayın yerel ve evrensel önemi farklı yönleriyle ele alınıyor. Şanlıurfa'nın Karaköprü ilçesi Bölücek Mahallesi'nde yapılan etkinliğin açılış programı yoğun ilgi gördü. Programda geleneksel yöntemlerle buğday hasadı, buğday sergisi açılışı ve bulgur yapımı gösterisi gerçekleştirildi. Etkinlikte buğdayın binlerce yıllık yolculuğu kültür, müzik ve gastronomiyle harmanlanarak uluslararası katılımcılarla ele alındı. Açılış programına Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, Karaköprü Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Tahir Güllüoğlu, Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Salih Söğüt, Şanlıurfa Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Kaya, çiftçiler ve çok sayıda davetli katıldı. Buğdayın anavatanı sayılan, tarım tarihine ışık tutan ve medeniyetlerin beşiği olarak kabul edilen Şanlıurfa’da gerçekleştirilen bu çok yönlü buluşmanın, aynı zamanda yerel üreticilerden akademisyenlere, kamu temsilcilerinden tüketicilere kadar geniş bir katılımcı kitlesini bir araya getirdiği belirtildi. "Buğdayın ehlileştiği topraklar tarımın geleceğine yön verecek" Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, buğdayın evcilleştirilme sürecine ev sahipliği yapan Mezopotamya topraklarının tarihsel önemine dikkat çekerek, Şanlıurfa'nın hem geçmişin hem de tarımın geleceğinin merkezi olduğunu vurguladı. Yaklaşık 12 bin yıl önce, bugünkü Şanlıurfa sınırlarında insanlık tarihinde bir dönüm noktası yaşandığını belirten Başkan Gülpınar, “Göçebe yaşam, yerini toprağa bıraktı. Buğday ilk kez burada ehlileştirildi. O küçük tohum, sadece bir gıda değil, bir medeniyetin temeli oldu” ifadelerini kullandı. Karahan Tepe ve Göbeklitepe gibi arkeolojik alanların yalnızca tarihi yapılar değil, aynı zamanda tarımın ve toplumsal düzenin doğduğu yerler olduğunu söyleyen Gülpınar, Şanlıurfa'nın gelecekte de tarım politikalarında söz sahibi olacağını dile getirdi. Etkinliğin yalnızca tarımsal bir toplantı olmadığını, aynı zamanda biyoçeşitlilikten ekolojik sürdürülebilirliğe, gıda egemenliğinden sofrada adalete kadar birçok konunun ele alındığını belirten Başkan Gülpınar,  “Ata tohumlarımızı koruyor, Akıllı Tarım Uygulama Merkezimizle yenilikçi yöntemleri yaygınlaştırıyor, kırsalda üreticiyi destekliyoruz. Bu toprakların hafızasını dünya ile buluşturuyoruz. Şanlıurfa, tarımın kalbinden geleceğe yürümeye devam edecek” dedi. Paneller Etkinlik kapsamında bugün ‘Tohum ve Çeşitlilik’ başlıklı birinci panel yapıldı. Oturum Başkanı Berin Ertürk olan panelde, Prof. Dr. İrfan Özberk 'Yerel Çeşitlerden Günümüze Buğday Mirası', Füsun Ertuğ 'Biyoçeşitliliğin Koruyucuları Kadınlar', Dr. Ayten Salantur 'Yerel Buğday Çeşitleri, Buğday Islahı, İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik', Mehdi Esmaeli 'Kuraklığa Karşı Ürün Direncini Artırmak: İran'dan Evrimsel Popülasyonlar Üzerine Bulgular' konulu sunumlar yaptı. Itri Levent Erkol'un oturum başkanlığını yaptığı 'Buğday Peyzajları' başlıklı ikinci panelde ise Dr. Erdinç Oğur 'Yabani Buğdaylar Gen Merkezi', Dicle Tuba Kılıç 'Doğa Koruma Politikaları ve Hak Mücadelesi Ekseninde Buğday', Ferdi Akarsu 'Kuş Koruma ve Sürdürülebilir Tarımsal Kalkınma için Doğa Temelli Çözümler', Zerrin ve Mustafa Yeşildal ise 'Tarlamera: Buğday Tarlasında Biyoçeşitlilik' konularında sunumlar gerçekleştirdi. Öğleden sonra Prof. Dr. İrfan Özberk'in oturum başkanlığını yapacak ‘Toplum, Sağlık ve Buğday’ başlıklı son panelde ise Doç. Dr. Nurcan Helicke Atalan 'Tarladan Sofraya Değer Zincirinde Küçük Üreticiler', Prof. Dr. Semra Akar Şahingöz 'Toprağın Mirası Sofralarda: Yerel Buğdaylarla Sağlıklı ve Sürdürülebilir Beslenme', Lama Khateeb 'Sağlıkı Ekmek ve Al Barakeh', Luigi Coppola ise 'Casa delle Agriculture'nin Hikayesi' konulu sunumlar gerçekleştirecek.

İstanbul'da 'Panel' soruşturmasında şok gelişme Haber

İstanbul'da 'Panel' soruşturmasında şok gelişme

"Panel" soruşturması kapsamında 8 şüpheli hakkında "devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme" suçlarından hazırlanan fezleke, dava açılması talebiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi."Panel" adı verilen illegal sorgulama sistemleri aracılığıyla elde edilen kişisel verilerin satıldığı ya da tehdit ve şantaj amacıyla kullanıldığı gerekçesiyle yürütülen soruşturma kapsamında 8 şüpheli hakkında "bilişim sistemindeki verileri bozma, yok etme, erişilmez kılma, sisteme veri yerleştirme" ve "devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme" suçlarından hazırlanan fezleke, dava açılması talebiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. İllegal panel sistemi ile gizli veriler elde edildi Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan fezlekede, şüphelilerin, "panel" adı verilen ve vatandaşların kimlik numaralarıyla irtibatlı olarak sorgulama yapılan (MERNİS benzeri) bir ekranı, yetkili kullanıcıların şifrelerini çeşitli yollarla elde edip sisteme sızdıktan sonra internet ortamında para kazanmak amacıyla yükledikleri aktarıldı. "Panel" adı verilen sorgu ekranının MERNİS ve bu sisteme entegre kurumlarla irtibatlı sorgular yaptığı kaydedilen fezlekede, dosya konusu eylemin kişi ya da kişilere yönelik değil bizatihi kamunun kendi şahsına yöneltildiğinin düşünüldüğü belirtildi. Şüphelilerin illegal sorgu ekranıyla haksız menfaat temin ettiği kaydedildi.Fezlekede, nüfus kayıtlarının diğer kayıtlarla birlikte tutulduğu sistem olan MERNİS sisteminin milli güvenlik meselesi ve milli güvenliğin ayrılmaz bir parçası olduğu vurgulanarak, şüphelilerin eylemleri tetkik edildiğinde suçun maddi unsurunda belirtilen, gizlilik ve devletin güvenliği şartlarının bir arada oluştuğu hususunun açık olduğu kaydedildi. Hazırlanan fezlekede şu ifadelere yer verildi: "Gerçek dünyada nasıl ki bir nüfus idaresine girip orada bulunan evrakın hepsini kapsayacak nitelikte ve kasıtla alan, tahrip eden, tahrif eden ya da başka bir yere taşımaya çalışan şahıs ya da şahısların eylemini vaka-ı adiye olan (hırsızlık, mala zarar verme) gibi suçlardan görmek hukuk mantığıyla ters düşecekse, gerçek hayatın bir yansıması olan sanal alemde de eylemin karşılığını vaka-ı adiye olarak görmek mümkün değildir. Bu haliyle eylemin münferiden şahıs ya da şahısların aleyhine değil kamunun bizatihi kendisine karşı işlendiğinin kabulü gerekir." Şüphelilerin devletin güvenliği açısından gizli kalması gereken MERNİS veri tabanı ve entegre olduğu diğer bilişim sistemlerine yetkili kullanıcıların şifrelerini çeşitli yollarla elde edip sızdıktan ya da verileri sızıntı yoluyla bizzat temin eden şahıslardan aldıktan sonra bu verileri "panel" adı verilen sorgulama ekranına taşıdıkları anlatılan fezlekede, şüphelilerin illegal bir sorgu ekranı oluşturarak haksız menfaat temin etmek suretiyle müsnet suçu işledikleri belirtildi. Hazırlanan fezlekede B.A, B.K, E.C.N, G.N.C, İ.E.E, M.İ, M.A ve M.B'nin "bilişim sistemindeki verileri bozma, yok etme, erişilmez kılma, sisteme veri yerleştirme vb" ve "devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme" suçlarından 3 yıl 9'ar aydan 12 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.Fezleke, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davası açılması talebiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Ne olmuştu? İstanbul Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince, devlet güvenliğini tehlikeye sokacak bilgilerin sosyal medya hesaplarında paylaşıldığı yönündeki bulgular üzerine yapılan çalışmada, bir grup tarafından "panel" adı verilen illegal sorgulama sistemleri aracılığıyla ad, soyadı, T.C. kimlik numarası, tapu kayıtları, sağlık bilgileri gibi çok sayıda kişisel veri ve kurumlara ait bilgilerin çalındığı, para karşılığı satıldığı ya da tehdit ve şantaj için kullanıldığı belirlenmişti.Yapılan şantajlar sonucu çok sayıda çocuğun mağdur olduğu, bazı çocukların ise intihara sürüklendiği anlaşılmıştı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma izniyle İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde 25 ilde 30 Ocak'ta eş zamanlı düzenlenen operasyonlarda, aralarında yazılım ve bilgisayar mühendisi ile bilgisayar programcısının da bulunduğu 35'i çocuk 69 şüpheli gözaltına alınmıştı. Zanlıların adreslerinde yapılan aramalarda çok sayıda dijital materyale el konulurken, ruhsatsız silah ve otomatik tüfek ele geçirilmişti. "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin" suçundan gözaltına alınan şüphelilerden 5'i emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakılmış, 64'ü adliyeye sevk edilmişti. Savcılıktaki ifadelerinin ardından sulh ceza hakimliğine sevk edilen şüphelilerden 44'ü tutuklanmış, 20'si de adli kontrolle serbest bırakılmıştı.Irak'ın işgalinde nüfus ve tapu kayıtlarındaki tahribat örnek gösterilmiştiBaşsavcılığın, şüphelilerin tutuklanması talebiyle hazırladığı hakimliğe sevk yazısında, devletin en önemli kamusal faaliyeti olan nüfus kayıtlarına vurgu yapılarak, ABD'nin 2003'te Irak'ı işgalinde nüfus ve tapu kayıtlarına müdahale ettiği aktarılmıştı. Vatandaşlık numarasıyla sorgulama yapılan MERNİS sisteminin milli güvenliğin ayrılmaz bir parçası olduğu belirtilen yazıda, fail ya da faillerin sadece panel sistemi uygulayıcısı değil, sistemi kuran ve verileri sürekli güncelleyen konumunda oldukları değerlendirilmişti. Yazıda, şüphelilerin devletin güvenliği açısından gizli kalması gereken MERNİS veri tabanı ve entegre olduğu diğer bilişim sistemlerine yetkili kullanıcıların şifrelerini çeşitli yollarla elde edip sızdıktan ya da verileri sızıntı yoluyla bizzat temin eden kişilerden aldıktan sonra bu verileri "panel" adı verilen sorgulama ekranına taşıdığı ifade edilmişti.Şüphelilerin illegal bir sorgu ekranı oluşturarak, internet ortamında para ve sanal alemde itibar kazanmak amacıyla verileri yükleyip haksız menfaat temin ettikleri kaydedilmişti.

Kişisel verileri satan çeteye operasyon: 50 Kişi tutuklandı Haber

Kişisel verileri satan çeteye operasyon: 50 Kişi tutuklandı

İstanbul'da vatandaşlara ait kişisel verileri ‘panel’ adı verilen sistemle ele geçirip, sosyal medya platformlarında ücret karşılığı satan 68 şüpheliden 50'si, tutuklanmaları talebiyle Anadolu Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik, Dolandırıcılık ve Bilişim Suçları Soruşturma Bürosu koordinesinde Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığınca yapılan çalışmalarda vatandaşlara ait kişisel verileri, iletişim, adres, tapu bilgileri, eğitim bilgilerini illegal bir şekilde ele geçirip, sosyal medya platformlarında ücret karşılığı satan şahıslar, 25 ilde yapılan eş zamanlı operasyonla yakalanarak gözaltına alınmıştı. Anadolu Adalet Sarayı'na sevk edilen 68 şüpheliden 50'si, tutuklanmaları talebiyle Anadolu Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi. Şüphelilerden 35 suça sürüklenen çocuğun ifadelerinin alınması için Çocuk Suçlular Soruşturma Bürosunca 4 savcı görevlendirildi. Diğer şüphelilerin ifadeleri ise soruşturmayı yürüten Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik, Dolandırıcılık ve Bilişim Suçları Bürosunca alındı. Savcılık ifadeleri tamamlanan 68 şüpheliden 50'si tutuklanmaları, 18 şüpheli ise adli kontrol talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. "Nüfus kayıtlarının bir devletin güvenliğinin temel unsurlarından biri olduğu hususu yadsınamaz bir gerçektir" Cumhuriyet Savcılığının sevk yazısında, "Güncel bir örneklendirme vermek gerekirse 2003 yılında Amerika, Irak'ı işgal ettiğinde yapılan ilk işlerden biri nüfus ve tapu kayıtlarına müdahale etmek olmuştur. Nüfus kaydının yazılı olarak tutulmadığı zamanlarda ise mezar taşları bile bir devletin var olduğuna ya da hak sahibi olduğuna dair önemli bir delil teşkil etmektedir. Dolayısıyla nüfus kayıtlarının bir devletin güvenliğinin temel unsurlarından biri olduğu hususu yadsınamaz bir gerçektir. Vatandaşlık numarasıyla sorgulama yapılan MERNİS sisteminin milli güvenliğin ayrılmaz bir parçası olduğu aşikardır. Gizli olan bilginin ele geçiriliş şekli ile ilgili yaptığımız değerlendirmede, fail ya da faillerin sadece panel sistemi uygulayıcısı değil, sistemi kuran ve verileri sürekli güncelleyen konumunda olması halinde eylemin aynı zamanda TCK 244/2 ve 244/3 maddesi uyarınca da değerlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz" ifadelerine yer verildi. Şüphelilerin devletin güvenliği açısından gizli kalması gereken MERNİS veri tabanı ve entegre olduğu diğer bilişim sistemlerine yetkili kullanıcıların şifrelerini çeşitli yollarla elde edip sızdıktan sonra ya da verileri sızıntı yolu ile bizzat temin eden şahıslardan aldıktan sonra alınan verileri panel adı verilen sorgulama ekranına taşıdığı aktarılan yazıda, illegal bir sorgu ekranı yaparak, internet ortamında para ve sanal alemde itibar kazanmak amacıyla yükleyerek haksız menfaat temin ettikleri aktarıldı.

Çukurova Üniversitesi'nde 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Paneli düzenlendi Haber

Çukurova Üniversitesi'nde 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Paneli düzenlendi

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla önemli bir panel düzenledi. Etkinlikte, gazetecilik mesleğinin geleceği ve dijital dönüşüm üzerine kapsamlı konuşmalar yapıldı. ÇÜ Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş, gazeteciliğin küresel anlamda önemli bir rol üstlendiğini belirterek, değişen dünyaya uyum sağlama çabalarını vurguladı. İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muzaffer Sümbül ise öğrencilere başarılı bir gazetecilik kariyeri için dileklerini iletti. "Yapay Zeka ve Gazetecilik" konulu sunum yapan Doç. Dr. Kenan Ateşgöz'ün ardından, sektörün deneyimli isimlerinin katıldığı panelde, gazetecilik mesleği üzerine öğrencilere değerli bilgiler verildi. Panelin açılışında konuşan ÇÜ Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş, gazeteciliğin hem Türkiye'de hem de dünyada çok kıymetli bir meslek olduğunu belirtti. Beriş, gazeteciliğin hızla değişen dünya ile paralel olarak evrim geçirdiğine dikkat çekerek, "Dünyadaki değişime Türk akademisi olarak biz de iyi bir şekilde ayak uyduruyoruz" dedi. İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muzaffer Sümbül ise öğrencilere mesleklerinde başarı dileyerek, gazeteciliğin gücüne ve önemine vurgu yaptı. Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Kenan Ateşgöz, panelde "Yapay Zeka ve Gazetecilik" konulu bir sunum yaparak, teknolojinin gazetecilik üzerindeki etkilerini ele aldı. Açılış konuşmalarının ardından Refleks Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Uluğtürkan'ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde, Demirören Haber Ajansı (DHA) Bölge Müdürü Bekir Karakoca, Basın İlan Kurumu Bölge Müdürü Çetin Oranlı, 5 Ocak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sefa Saygıdeğer ve serbest gazeteci Sude Şahingöklü, öğrencilere gazeteciliğin zorlukları ve fırsatları hakkında bilgi verdi. Panel, katılımcıların gazetecilik mesleğine dair soruları ile son buldu.

Adana’da kadına yönelik şiddete karşı düzenlenen panelde sesler yükseldi Haber

Adana’da kadına yönelik şiddete karşı düzenlenen panelde sesler yükseldi

Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu, CHP Kadın Kolları tarafından düzenlenen “Erkek Şiddetine Karşı Sesimiz Yankılansın Susmuyoruz” isimli panele ev sahipliği yaptı. Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez ve Adana Mor Dayanışma Üyesi Derya Çiçek’in konuşmacı olduğu panelde, kadına yönelik fiziksel ve psikolojik şiddet gibi konular ele alındı. Panele  Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, ilçe belediye başkanları, milletvekilleri çok sayıda siyasetçi ve vatandaş katılım gösterdi. “Birlik olursak bu döngüyü kırabiliriz” CHP Adana İl Kadın Kolları Özgür Tançiğ, “ Kadına yönelik şiddetin 1981’ den bu yana sembolü olan 25 Kasım'a giderken öncelikle 25 Kasımın sembolü olmuş olan miribal kardeşleri burada anmak istiyorum. 25 Kasım kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele kapsamında düzenlenen bu panelde her gün nerede olduğunu fark etmeksizin karşı karşıya kaldığımız şiddete karşı bir kez daha birlik olduğumuz, güçlü olduğunuzu, eşit ve özgürlükten vazgeçmediğimizi, konuşmaktan, birbirimize sarılmak, dayanışmamıza birliğimize  bir ilmek daha atmak istiyoruz. Kadına yönelik şiddet yalnızca ülkemizde değil, bütün ülkelerde karşılaşılan bir insan hakları ihlalidir. Bu şiddet fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel ve hatta dijital boyutlarda karşımıza çıkarak kadınların yaşamının her alanda tehdit ediyor. Şiddet toplumsal, kültürel, sistematik bir sorundur. Ancak birlik olursak bu döngüyü kırabiliriz. Panel boyunca toplumsal cinsiyetten yasal süreçlere, kadınların geçim sıkıntılarından, derin yoksulluğa, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için atılması gereken adımlardan, dayanışma ağlarının önemine kadar geniş yelpazede konuşmalar yapacağız” diye ifade etti.

Adana Tabip Odası, savaşın sağlık üzerindeki etkilerini tartıştı Haber

Adana Tabip Odası, savaşın sağlık üzerindeki etkilerini tartıştı

Adana Tabip Odası tarafından düzenlenen “Ortadoğu’da Savaş Nereye Gidiyor, Hedefleri Neler, Savaş, Göç ve Sağlık” başlıklı panel, büyük bir katılımla gerçekleştirildi. Panelin açılış konuşmasını Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz yaptı. Etkinlik öncesinde, panelistlerden Gazeteci Faik Bulut katılımcılar için kitaplarını imzalayarak kısa bir söyleşi gerçekleştirdi. Dr. Polatöz, "Savaşlar, sağlık sistemini çökertmekte ve sağlık hizmetlerine erişimi ciddi şekilde kısıtlamaktadır" diyerek savaşın sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Panelde Gazeteci Faik Bulut ve İslam Özkan, Ortadoğu’daki savaşların toplumsal ve sağlık üzerindeki etkilerini geniş bir perspektifle değerlendirdiler. Etkinlikten önce, panelistlerden Gazeteci Faik Bulut, katılımcılar için kitaplarını imzalayarak kısa bir söyleşi gerçekleştirdi. Ardından, Dr. Polatöz , “Panelimize hoş geldiniz. Gazeteci Faik Bulut ve Gazeteci İslam Özkan gibi değerli panelistlerimizi burada görmekten mutluluk duyuyoruz. Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen Dr. Halit Atik’e de teşekkür ederiz” diye ifade etti. “Savaş, sağlık sistemini çökertmekte ve sağlık hizmetlerine erişimi ciddi oranda kısıtlamaktadır” Dr. Polatöz, “Savaşlar, çocuklar, kadınlar ve engelliler gibi dezavantajlı grupları en çok etkileyen olaylardır. Savaş, sağlık sistemini çökertmekte ve sağlık hizmetlerine erişimi ciddi oranda kısıtlamaktadır. Bugün okuduğum Birleşmiş Milletler verilerine göre, Gazze’de hayatını kaybedenlerin %70’ini çocuklar ve kadınlar oluşturmaktadır” şeklinde konuştu. Etkinlikte sağlık çalışanları ve halk arasında farkındalık yaratmayı amaçladı Panelde gazeteciler Faik Bulut ve İslam Özkan, Ortadoğu’daki savaşların hedefleri, bu çatışmaların geleceği, toplumsal yaşam ve sağlığa etkileri üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulundular. Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen Dr. Halit Atik de bölgedeki insani krizlere dair analizleriyle katkıda bulundu. Bu etkinlik, savaş, göç ve sağlığın kesişim noktalarına dikkat çekerek sağlık çalışanları ve halk arasında farkındalık yaratmayı amaçladı.

Adana’da gıda güvenliği için uzmanlar çözüm önerilerini tartıştı Haber

Adana’da gıda güvenliği için uzmanlar çözüm önerilerini tartıştı

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne bağlı Gıda, Kimya, Ziraat Mühendisleri Odaları ile Adana Veteriner Hekimler Odası, "Gıda Güvenliğinin Geldiği Durum, Nedenleri ve Çözüm Önerileri" temalı bir panel düzenledi. Seyhan Belediyesi toplantı salonunda gerçekleştirilen etkinliğe Cumhuriyet Halk Partisi Adana Milletvekilleri Ayhan Barut ve Orhan Sümer ile oda başkanları katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Kimya Mühendisi Gökhan Aygün, insanların en temel haklarından birinin yeterli ve dengeli beslenme olduğunu vurguladı ve bu konunun toplumların refahı, sürdürülebilir kalkınması ve geleceği açısından büyük bir önem taşıdığını belirtti. “Zoonotik hastalıklar, maalesef Türkiye’de gıda güvenliği açısından halen ciddi bir risk oluşturuyor” Prof. Dr. Murat Fındık, "Veteriner hekimlerin gıda güvenliğine katkıları, hayvansal üretim zincirinin tüm aşamalarında kendini gösterir. Hayvan sağlığının korunması, zoonotik hastalıkların önlenmesi, ilaç kalıntılarının kontrolü ve hayvansal gıdaların hijyenik koşullarda üretilmesi, veteriner hekimlerin sorumluluk alanlarına girmektedir. Veteriner hekimlerin düzenli denetimleri ve hastalık kontrolü ile gıda güvenliğinin sağlanmasına önemli katkılar sağladığı pek çok bilimsel çalışmayla gösterilmiştir. Bu nedenle veteriner hekimlerin görev ve yetkilerinin artırılması ve desteklenmesi, Türkiye’de hem hayvan hem de insan sağlığının korunması açısından kritik öneme sahiptir. Zoonotik hastalıklar, maalesef Türkiye’de gıda güvenliği açısından halen ciddi bir risk oluşturmaya devam etmektedir. Bruselloz, şarbon, kuduz, tüberküloz ve kist hidatik gibi hastalıklar insan sağlığını tehdit etmektedir.  Biz veteriner hekimlerin aldığı denetim, aşılama ve karantina önlemleri bu hastalıkların kontrol altına alınmasında çok önemli bir rol oynamaktadır. Veteriner hekimlerin zoonotik hastalıklarla mücadelede ki önemi göz önünde bulundurulduğunda, bu alandaki çalışmaların desteklenmesi ve güçlendirilmesi Türkiye’de hem hayvan hem de insan sağlığı açısından uzun vadeli yararlar sağlayacaktır” diye ifade etti. “Gıda adaletsizlik, insanların fiziksel, ekonomik ve sosyal koşulları nedeniyle yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaşamamasıyla ortaya çıkar” Prof. Dr. Bülent Gülçubuk , "Gıda güvencesi dünya nüfusunun neredeyse yarısı için riskli bir noktadadır. Gıda güvencesi ülkelerin coğrafi, ekonomik, sosyal ve politik faktörlerine göre farklı şiddette ve etkide ortaya çıkmaktadır. Gıda güvencesizliği kronik açlık, beslenme yetersizliği, dengesiz ve sağlıksız beslenme, erişim ve tüketim adaletsizliği biçimlerde ortaya çıkmaktadır. Bu tüm dünya için de Türkiye için de geçerlidir. Zaten böyle olmasaydı dünyada 1 milyar insan aç, 2,5 milyar insan da dengesiz beslenme ile karşı karşıya olmazdı. Türkiye’nin sahip olduğu potansiyeline bakarak bir ölçüde göreceli olarak gıda güvencesi varmış gibi düşünülse de bu güvencenin dağılımı eşitsizdir, adaletsizdir. Gıda adaletsizliği, dünya genelinde bireylerin ve toplulukların gıdaya erişimindeki eşitsizlikleri ifade eder. Bu adaletsizlik, insanların fiziksel, ekonomik ve sosyal koşulları nedeniyle yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaşamamasıyla ortaya çıkar” şeklinde konuştu. Gülçubuk, "Ekonomik eşitsizlik, gelir dağılımındaki dengesizlikler, küresel göç hareketleri, gıdada hileli üretim, tarım politikalarındaki belirsizlikler ve tutarsızlıklar, iklim değişikliği, yetersiz altyapı, gıda etiğindeki bozulmalar gıda güvencesinin önündeki en büyük engellerdir. Bu durum hem Türkiye’nin hem de uluslararası toplumun ve devletlerin ortak çabalarını gerektiren büyük bir sorundur. Gıda güvencesizliği ve gıda adaletsizliği, dünya genelinde milyarlarca insanın gıdaya erişimini kısıtlayan çok boyutlu bir sorundur. Bunlarla mücadele etmek, sadece açlığı ve yetersiz beslenmeyi azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda daha adil, daha paylaşımcı ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek açısından da önemlidir. Bunun için sürdürülebilir tarım uygulamalarından-iklim değişikliğiyle mücadeleye, gelir dağılımından-gıda erişim adaletine kadar geniş kapsamlı kalıcı adımlar atılmalıdır. Tarımsal üretim ve dağıtım sistemlerinde eşitlik ve adalet sağlanmalı, yoksul ve orta ekonomik sınıflar için satın alma gücü güçlendirilmeli, aile çiftçiliği desteklemeli, çiftçinin etkin ve üretken örgütlenmesine destek verilmeli, gıda israfı azaltılmalı, gıdada hileli üretime son verilmeli ve yerel üretim teşvik edilmelidir. Bunlar yapılabilirse gıda güvencesi de sağlanabilecektir” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.