#Para Politikası Kurulu

İLKHABER-Gazetesi - Para Politikası Kurulu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Para Politikası Kurulu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TCMB: Dezenflasyon süreci yavaşladı; politika faizi 39,5’e indirildi Haber

TCMB: Dezenflasyon süreci yavaşladı; politika faizi 39,5’e indirildi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetini yayımladı. Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 40,5’ten yüzde 39,5’e indirilmesine karar verdi. Özette, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranının yüzde 43,5’ten yüzde 42,5’e, gecelik vadede borçlanma faiz oranının ise yüzde 39’dan yüzde 38’e indirildiği belirtildi. YILLIK ENFLASYONDA GIDA FİYATLARI ETKİLİ OLDU Özette, eylül ayında tüketici fiyatlarının yüzde 3,23 yükseldiği, yıllık enflasyonun ise yüzde 33,29 olarak gerçekleştiği kaydedildi. Yıllık tüketici enflasyonundaki yükselişte gıda fiyatlarının etkili olduğu vurgulandı. Gıda grubundaki artışta kuraklık gibi arz yönlü unsurların ve tarımsal alım fiyatlarındaki artışların temel belirleyici olduğu ifade edildi. Ayrıca, hizmet sektöründe 'okula dönüş' etkilerinin (servis ve eğitim ücretleri) hissedildiği belirtildi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetininde şu ifadelere yer verildi: ''Küresel ticaret politikalarına ilişkin belirsizlik yüksek seviyelerini korumaktadır. Süregelen belirsizliğe rağmen, 2025 yılı küresel büyüme tahminlerinde sınırlı iyileşme devam etmiştir. Diğer taraftan, artan korumacılık, öne çekilen talebin geçici etkilerinin ortadan kalkması ve belirsizliğin daha uzun bir zaman dilimine yayılma olasılığı, küresel büyüme görünümü üzerindeki aşağı yönlü riskleri güçlendirmektedir. Bu çerçevede, zayıf ve kırılgan görünümün devam edeceği; Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2025 yılında yüzde 1,9; 2026 yılında ise yüzde 2,3 oranında artacağı tahmin edilmektedir. Küresel talep görünümündeki zayıf seyir ve arz yönlü gelişmeler ham petrol fiyatlarını baskılamaya devam ederken, enerji emtia fiyatları mevcut PPK döneminde gerilemiştir. Diğer taraftan, endüstriyel ve değerli metal fiyatları kaynaklı olarak enerji dışı emtia fiyatları artış eğilimini sürdürmüştür. Enflasyon üzerindeki riskler küresel ölçekte geçerliliğini korurken, merkez bankaları söz konusu riskleri gözeterek faiz indirimlerini sürdürmektedir. Son dönemde, risk iştahındaki dalgalanmalara bağlı olarak, gelişmekte olan ülke hisse senedi piyasalarından portföy çıkışları gözlenirken, küresel belirsizlikler ve jeopolitik gelişmeler, portföy hareketleri üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. PARASAL VE FİNANSAL KOŞULLAR Türk lirası (TL) mevduat faizleri, 12 Eylül haftasına kıyasla 82 baz puan azalarak 17 Ekim haftası itibarıyla yüzde 48,5 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde TL ticari kredi faizleri (Kredili Mevduat Hesabı ve Kredi Kartı hariç) 236 baz puan azalarak yüzde 47,9; ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 211 baz puan azalarak yüzde 62,7; konut kredisi faizleri 124 baz puan azalarak yüzde 37,9; taşıt kredisi faizleri ise 570 baz puan azalarak yüzde 36,3 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 12 Eylül–17 Ekim döneminde yüzde 3,1 seviyesine gerilemiştir. Bu düşüşte kredi kartı büyümesindeki yavaşlama etkili olmuştur. TL ticari kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 2,3 seviyesinden yüzde 2,6’ya yükselmiştir. Kur etkisinden arındırılmış yabancı para (YP) ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 0,5 ile bir önceki PPK dönemi seviyesinin altında gerçekleşmiştir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) brüt uluslararası rezervleri, 12 Eylül’den bu yana 20,6 milyar ABD doları artarak 17 Ekim itibarıyla 198,4 milyar ABD dolarına yükselmiştir. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 10 Eylül’den bu yana yatay bir seyirle 22 Ekim itibarıyla 267 baz puan seviyesine gelmiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 22 Ekim itibarıyla yüzde 10,5 seviyesine, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 19,8 seviyesine gelmiştir. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana yurtdışında yerleşik yatırımcıların pozisyon değişimi hisse senedi piyasasında sınırlı kalırken, değişimin neredeyse tamamı Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına olmak üzere toplamda 1,3 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşmiştir. TALEP VE ÜRETİM Ağustos ayında perakende satış hacim endeksinde aylık bazda yüzde 0,9 oranında, çeyreklik bazda ise yüzde 1,8 oranında artış gerçekleşmiştir. Altın hariç bakıldığında hem aylık hem de çeyreklik artışlar daha düşük oranlı olmuştur. Böylece perakende satışların büyümesi yavaşlamıştır. Aynı dönemde ticaret satış hacim endeksi, toptan ticaretteki azalış kaynaklı olarak, aylık bazda yüzde 1,4, çeyreklik bazda ise yüzde 3,6 oranında gerilemiştir. Hizmet üretim endeksi ağustos ayında yüzde 0,4 oranında artmıştır. Çeyreklik bazda ise yılın ikinci çeyreğindeki yatay seyrin üçüncü çeyrekte de devam ettiği görülmektedir. Kartla yapılan harcamalar ağustos-eylül döneminde artmıştır. Diğer yandan, kart kullanım oranında son yıllarda görülen artışın etkisi dışlandığında tüketim harcamalarının daha ılımlı gerçekleştiği değerlendirilmektedir. Beyaz eşya satışları temmuz-ağustos döneminde azalmış, otomobil satışları ise ağustos ayındaki yüksek aylık artışın ardından eylül ayında gerilemiş, böylelikle üçüncü çeyrekteki artış daha ılımlı bir düzeyde gerçekleşmiştir. İmalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, yılın üçüncü çeyreğinde kayıtlı iç piyasa siparişlerindeki zayıf seyrin sürdüğünü göstermektedir. Özetle, son döneme ait veriler, talep koşullarının dezenflasyonist düzeyde olduğuna işaret etmektedir. Ağustos ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 0,4 oranında, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda yüzde 7,1 oranında artmıştır. Çeyreklik bazda sanayi üretimi, ağustos ayı itibarıyla üçüncü çeyrekte yatay seyretmiştir. Ana eğilimi izlemek amacıyla tipik oynaklık sergileyen diğer ulaşım ve benzeri sektörler dışlandığında, sanayi üretiminin çeyreklik bazda sınırlı olarak gerilediği görülmektedir. İmalat sanayine yönelik anket göstergeleri, üçüncü çeyrekte imalat sanayinde faaliyetin görece zayıf seyrettiğine işaret etmiştir. Öncü veriler, üçüncü çeyrekte gerilemeyi sürdüren imalat sanayi kapasite kullanım oranında ekim ayında yatay bir seyir ima etmektedir. Çeyreklik bazda inşaat üretim endeksi ise, ağustos ayı itibarıyla üçüncü çeyrekte yüzde 5,1 oranında yükseliş kaydederken, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 24,5 oranında artmıştır. Ağustos ayında mevsimsellikten arındırılmış istihdam 32,8 milyon kişi seviyesinde gerçekleşmiş ve çeyreklik bazda yüzde 0,5 oranında artmıştır. Bu dönemde, işgücüne katılım oranı çeyreklik olarak 0,1 puan artmış, işsizlik oranı ise 0,2 puan azalarak yüzde 8,3 seviyesine gerilemiştir. Anket göstergeleri, yılın üçüncü çeyreğinde imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde tarihsel ortalamanın altında seyreden görünümün devamına işaret etmektedir. Ağustos ayında cari işlemler dengesi aylık bazda 5,5 milyar ABD doları fazla vermiştir. 12 aylık birikimli cari açık önceki aya kıyasla 0,6 milyar ABD doları azalış göstererek 18,3 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Seyahat gelirleri tatil sezonunun etkisiyle aylık bazda 8,3 milyar ABD dolarına yükselmiş ve önceki yıl seviyesinin 0,15 milyar ABD doları üzerinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde, 12 aylık birikimli olarak seyahat gelirleri 58,1 milyar ABD doları olmuş, hizmetler dengesi fazlası ise 62,3 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşerek güçlü seyrini sürdürmüştür. Eylül ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracat azalırken, ithalat artış kaydetmiş, 12 aylık birikimli dış ticaret açığı bir önceki aya göre yükselmiştir. Bu dönemde, küresel düzeyde altın fiyatlarının artışıyla güçlenen altın ithalatı da söz konusu artışa katkı vermiştir. Nitekim altın hariç bakıldığında dış ticaret açığındaki artış daha sınırlı olmuştur. Bu çerçevede, 12 aylık birikimli cari açıkta eylül ayında artış olacağı öngörülmektedir. Altın ithalatı, eylül ayında 2,5 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşirken, 12 aylık birikimli olarak 21,7 milyar ABD doları olmuştur. Mevsimsellikten arındırılmış tüketim malı ithalatı, temmuz ve ağustos aylarında gösterdiği gerileme sonrasında eylül ayında sınırlı olarak artmıştır. Eylül ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri ekim ayı için yüksek frekanslı öncü verilerle beraber değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimler, ihracatta gerilemeye, ithalatta ise üçüncü çeyrekteki azalışı sonrası toparlanmaya işaret etmektedir. Cari açığın finansmanı tarafında, bankacılık sektörünün 12 aylık birikimli uzun vadeli borç çevirme oranı, ağustos ayında yüzde 167,3 olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yaklaşık yüzde 150 olmuştur. Bu çerçevede, yurt dışı borçlanma imkanlarının yüksek seviyelerini koruduğu, ancak gelecek dönemde YP cinsi borçlanmanın azalması ve iktisadi faaliyetin hız kesmesiyle borç çevirme oranlarının düşüş eğilimine girebileceği değerlendirilmiştir. ENFLASYON GELİŞMELERİ VE BEKLENTİLER Tüketici fiyatları eylül ayında yüzde 3,23 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 0,34 puan artışla yüzde 33,29 olarak gerçekleşmiştir. B endeksinin yıllık değişim oranı 0,15 puan artarak yüzde 32,86’ya yükselirken, C endeksinin yıllık değişim oranı 0,46 puan azalışla yüzde 32,54’e gerilemiştir. Yıllık enflasyona katkılar alkol-tütün-altın ve hizmet gruplarında sırasıyla 0,18 ve 0,13 puan azalırken, temel mal grubunda değişmemiş; gıda ve alkolsüz içecekler ile enerji gruplarında ise sırasıyla 0,63 ve 0,02 puan artmıştır. Bu çerçevede, yıllık tüketici enflasyonundaki yükselişte gıda fiyatları etkili olmuştur. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle, tüketici fiyatlarının aylık artışı bir önceki aya kıyasla yükselirken, gıda dışı enflasyon nispeten yatay seyretmiştir. Eylül ayında gıda ve alkolsüz içecekler yüzde 4,62 oranındaki fiyat artışı ile öne çıkan ana grup olmuştur. Son dönemde etkisini hissettiren kuraklık başta olmak üzere arz yönlü unsurlar, bu dönemde de gıda enflasyonu üzerinde temel belirleyici olmuştur. Buna ek olarak, gerçekleşmelerde bazı tarımsal ürünlerin alım fiyatlarındaki artışların da etkileri hissedilmiştir. Bu dönemde işlenmemiş gıda fiyatları özellikle sebze, kuruyemiş (fındık, antepfıstığı), beyaz et ile yumurta kalemleri öncülüğünde aylık bazda yüzde 5,53 oranında yükselmiştir. İşlenmiş gıda grubu aylık fiyat artışı yüzde 3,90 ile yüksek seyrini korumuş; katı ve sıvı yağlar, süt ile süt ürünleri, kahve-çay gibi içecekler bu grupta öne çıkarken, artışların alt grup geneline yayıldığı gözlenmiştir. Bu dönemde süt ve süt ürünleri üzerinde çiğ süt alım fiyatlarındaki yükselişin yansımaları izlenmiştir. Hizmet sektöründe fiyat artışı eylül ayında birçok kalemde izlenen okula dönüş etkisi öncülüğünde bir önceki aya kıyasla güçlenmiştir. Bu dönemde, temel mal grubu aylık fiyat artışında, yeni sezon geçişine bağlı etkilerin gözlendiği giyim ve ayakkabı grubu yanında dayanıklı tüketim mallarının etkisi hissedilmiştir. Öte yandan, eylül ayında enerji aylık enflasyonu nispeten ılımlı bir artış kaydetmiştir. Enflasyonun ana eğilimi eylül ayında yükselmiştir. Ana eğilime ilişkin göstergeler, üç aylık ortalamalar bazında da sınırlı miktarda artmıştır. Mevsimsellikten arındırılmış aylık artışlar B ve C endeksinde bir önceki aya kıyasla güçlenmiştir. Fiyat artışının B endeksini oluşturan gruplardan temel mallarda yükseldiği, işlenmiş gıdada yüksek seyrini koruduğu, hizmet sektöründe ise yatay seyrettiği gözlenmiştir. Benzer şekilde, dağılım ve model bazlı ana eğilim göstergeleri de bir önceki aya kıyasla artmıştır. Tahmin performansı görece daha iyi olan medyan enflasyonun aylık bazda yüzde 2,1’e yükseldiği takip edilmiştir. Eylül ayı itibarıyla son üç aylık dönemde mevsim etkilerinden arındırılmış ortalama fiyat artışı temel mallarda (yüzde 1,21) bir miktar yükselirken hizmet sektöründe (yüzde 2,95) bir önceki aya kıyasla yataya yakın seyretmiştir. Kira hariç hizmetlerde de yüzde 2,71 ile yatay seyir korunmuştur. Hizmet sektöründe hâkim olan fiyatlama davranışı önemli bir atalete ve şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun bir zamana yayılmasına neden olmaktadır. Bu görünümle, hizmet enflasyonu mallara göre yüksek seyrini sürdürmektedir. Eylül ayı özelinde hizmet sektörü fiyat artışları okula dönüş etkisiyle bir önceki aya kıyasla güçlenmiştir. Aylık bazda grup içerisinde eğitim ve ulaştırma hizmetleri öne çıkmıştır. Eğitim hizmetlerinde üniversite eğitimi ücretlerindeki artışın etkisi hissedilirken ulaştırma hizmet fiyatları okul servis ücretlerine bağlı olarak yükselmiştir. Yurt ücretlerindeki artışlar konaklama hizmetlerini; kreş ücretlerindeki artışlar ise diğer hizmetler kalemini yukarı çekmiştir. Bu hizmet kalemlerinde fiyatlamaların genelde yılda bir kez yapılıyor olması, bu dönemlerde bahsi geçen alt kalemlerde fiyat artışlarının yüksek gerçekleşmesi ile sonuçlanabilmektedir. Böylelikle, eylül ayında okula dönüşün aylık tüketici enflasyonuna etkisi yaklaşık 0,7 puan olmuştur. Öte yandan, bu dönemde kira grubu aylık enflasyonu, kontrat yenileme oranındaki yüksek seyre rağmen bir önceki aya kıyasla yavaşlamıştır. Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip edilen öncü göstergeler, ekim ayında sözleşme yenileme oranının mevsimsel olarak gerilemesinin de etkisiyle, aylık kira enflasyonunun yavaşlayacağına işaret etmektedir. Yıllık bazdaki gerileme eğilimi sürmektedir. Gerek PÖS mikro verilerinden elde edilen yeni ve yenilenen sözleşmelerde oluşan gerekse de konut değerleme raporları üzerinden takip edilen kira artış oranlarının TÜFE’deki mevcut yıllık kira enflasyonunun altında değerler aldığı ve gerilemeye devam ettiği izlenmektedir. Bununla birlikte, kira enflasyonu deprem ve kentsel dönüşüm gibi konut sektörüne özgü arz yönlü unsurların da etkisiyle, öngörülenden yüksek seyretmektedir. Yurt içi üretici fiyatları eylül ayında yüzde 2,52 oranda artmış ve yükseliş eğilimini sürdürmüştür. Yıllık enflasyon 1,43 puan artarak yüzde 26,59 olmuştur. Bu dönemde, gıda ürünleri (yüzde 6,77) ile dayanıklı tüketim malları (yüzde 2,80) fiyat artışları ile öne çıkmıştır. Gıda imalatı fiyat artışları son iki ayda güçlenmiştir. Bu gelişmede büyük ölçüde beyaz et olmak üzere işlenmiş et ve et ürünleri, işlenmiş meyve ve sebze ile katı-sıvı yağlar ön plana çıkmıştır. Eylül ayında uluslararası emtia fiyatları bir miktar yükselmiştir. Bu gelişmeyi değerli ve endüstriyel metaller kaynaklı olarak enerji dışı emtia fiyatlarındaki yükseliş sürüklemiştir. Bu dönemde enerji emtia fiyatları ılımlı bir seyir kaydetmiştir. FAO gıda fiyatları endeksi eylül ayında şeker ve süt ürünleri fiyatları kaynaklı olarak gerilemiştir. Eylül ayında ortalama 68,0 ABD doları seviyesinde seyreden Brent ham petrol fiyatları, ekim ayının ilk üç haftası itibarıyla ortalamada 64,5 ABD doları seviyesine gerilemiştir. Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi eylül ayında tarihsel ortalamasına yakın seyrini sürdürmüştür. Temmuz ayında düşmeye başlayan küresel ve Çin’e yönelik konteyner endeksleri bu eğilimini eylül ve ekim ayının ilk üç haftasında da devam ettirmiştir. Yurt içinde 2025 yılına ait bitkisel üretim tahminleri tahıllar ve meyvelerde aşağı yönlü revize edilerek, tarım ve gıda ürünlerinin arzına yönelik belirginleşen olumsuz seyre işaret etmiştir. Döviz kuru sepeti eylül ayında Euro kurunda daha yüksek olmak üzere bir miktar artmıştır. Bu dönemde mevsimsel etkilerden arındırılmış imalat sanayi PMI verileri hem girdi hem de ürün fiyatları için artış göstermiştir. Başta gıda olmak üzere son dönem fiyat gelişmelerinin enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları kanalıyla dezenflasyon süreci üzerinde oluşturduğu riskler belirginleşmiştir. Ekim ayında enflasyon beklentilerinde artış gözlenmiştir. Ekim ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre, 2025 yıl sonu enflasyon beklentisi 1,9 puan yükselerek yüzde 31,8 seviyesine ulaşmıştır. 2026 yıl sonu enflasyon beklentisi 1,4 puan artışla yüzde 22,1 düzeyinde gerçekleşmiş ve diğer vadelerdeki beklentilerde de yükselme görülmüştür. Gelecek on iki ay ve yirmi dört ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri sırasıyla 1,0 puan ve 0,6 puan yukarı yönlü güncellenerek yüzde 23,3 ve yüzde 17,4 olmuştur. Beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise 0,3 puan yükselişle yüzde 11,4 düzeyinde ölçülmüştür. Reel sektör beklentilerine bakıldığında, firmaların on iki ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentisi, eylül ayında 0,9 puan azalarak yüzde 36,8 seviyesine gerilemiştir. Aynı dönemde hane halkının on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri 1,1 puan düşerek yüzde 53,0 seviyesinde seyretmiştir. Veriler dezenflasyon sürecinin yavaşladığını göstermektedir. Öncü verilere göre gıda fiyatlarındaki olumsuz seyir hız kesmekle birlikte sürmektedir. İşlenmemiş gıda fiyatları sebze, beyaz et, yumurta, pirinç, bakliyat ile kuruyemiş gibi ürünlerdeki gelişmelerle, işlenmiş gıda fiyatları ise katı-sıvı yağlar, et ürünleri, ekmek-tahıllar, çay ve süt ürünleri (çiğ süt alım fiyatının yansımasıyla) gibi kalemler öncülüğünde artmaktadır. Temel mal grubunda, giyim fiyatları yeni sezona geçişe bağlı mevsimsel etkilerle yükselmekte, dayanıklı tüketim malları fiyatları ise bir önceki aya kıyasla daha sınırlı artmaktadır. Bir önceki ayda belirgin yükselen beyaz eşya ve otomobilde fiyatlar ekim ayında görece sınırlı bir artış kaydederken, mobilya ve bazı tüketici elektroniği kalemlerinde ise fiyat artışları takip edilmektedir. Enerji fiyatları küresel gelişmelerin etkisiyle ılımlı seyretmektedir. Öncü verilere göre bu dönemde aylık hizmet enflasyonu belirgin şekilde yavaşlarken, mevsimsel etkilerden arındırıldığında nispeten yatay seyretmektedir. PARA POLİTİKASI Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 40,5’ten yüzde 39,5’e indirilmesine karar vermiştir. Kurul ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 43,5’ten yüzde 42,5’e, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 39’dan yüzde 38’e indirmiştir. Fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşu talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları; enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyecektir. Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilmektedir. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması halinde parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir. Kurul, politika kararlarını enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.''

Merkez Bankası politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 39,5’e çekti Haber

Merkez Bankası politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 39,5’e çekti

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), Ekim ayı toplantısında faiz kararını açıkladı. Kurul, ekonomistlerin genel beklentisi doğrultusunda faiz indirimlerine devam etme kararı aldı. POLİTİKA FAİZİ %39,50'YE İNDİRİLDİ PPK, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 100 baz puanlık bir indirimle yüzde 40,50'den yüzde 39,50'ye indirdiğini duyurdu. Ekonomistler de bankanın bu toplantıda 100 baz puanlık bir indirime gitmesini bekliyordu. Ankete katılan ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 37,5 seviyesinde bulunuyor. Merkez Bankası ayrıca, gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 43,5’ten yüzde 42,5’e, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 39’dan yüzde 38’e indirdi. Banka, Eylül ayında yapılan bir önceki PPK toplantısında politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 40,50'ye çekmişti. TCMB'nin bir sonraki faiz kararı toplantısı 11 Aralık tarihinde gerçekleştirilecek. TCMB tarafından yayımlanan karar metninde, faiz indirimine rağmen enflasyonla ilgili risklere dikkat çekildi. Metinde öne çıkan detaylar şöyle: "Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 40,5’ten yüzde 39,5’e indirilmesine karar vermiştir. Kurul ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 43,5’ten yüzde 42,5’e, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 39’dan yüzde 38’e indirmiştir. Enflasyonun ana eğilimi eylül ayında yükselmiştir. Son döneme ait veriler talep koşullarının dezenflasyonist düzeyde olduğuna ancak dezenflasyon sürecinin yavaşladığına işaret etmektedir. Başta gıda olmak üzere son dönem fiyat gelişmelerinin enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları kanalıyla dezenflasyon süreci üzerinde oluşturduğu riskler belirginleşmiştir. Fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşu talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları; enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyecektir. Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilmektedir. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması halinde parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir. Kurul, politika kararlarını enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır."

Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak? Haber

Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak?

Merkez Bankası’nın Ekim 2025 faiz kararı 23 Ekim Perşembe günü açıklanacak. Piyasaların gözü TCMB Para Politikası Kurulu toplantısında; ekonomistlerin beklentisi 100 baz puanlık faiz indirimiyle politika faizinin yüzde 39,5’e çekilmesi yönünde. Merkez Bankası faiz kararı Ekim 2025 için yakından takip ediliyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), yılın yedinci faiz kararını almak üzere bu hafta toplanacak. Eylül ayında politika faizini yüzde 43’ten yüzde 40,5’e çeken Merkez Bankası’ndan, ekonomistlerin beklentisi 100 baz puanlık yeni bir indirimle faizin yüzde 39,5 seviyesine düşürülmesi yönünde. Faiz kararı, sabit kalma veya artış gibi olasılıklar ışığında piyasa tarafından anlık olarak takip edilecek. TCMB’nin faiz kararı, Başkan Yaşar Fatih Karahan yönetimindeki PPK toplantısında netlik kazanacak. Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak? PPK takvimine göre bir sonraki faiz kararı 23 Ekim Perşembe günü saat 14.00’te açıklanacak. Merkez Bankası faiz kararı ne olur? Eylül ayında yapılan Para Politikası Kurulu toplantısında Merkez Bankası, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 43’ten yüzde 40,5’e çekmişti. Bu karar, TCMB’nin parasal gevşeme adımlarının devamı olarak kayıtlara geçti. Yıl sonu tahmini Uzmanlar, Ekim ayı toplantısına yönelik politika faizi beklentilerini en düşük yüzde 39, en yüksek yüzde 40,5 olarak belirlerken, yıl sonu tahmini yüzde 37,5 seviyesinde. Bu da TCMB’nin yılın geri kalanında kademeli indirimlere devam edeceği öngörüsünü güçlendiriyor.

Merkez Bankası Ekim 2025 faiz kararı ne zaman açıklanacak? Haber

Merkez Bankası Ekim 2025 faiz kararı ne zaman açıklanacak?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ekim ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı için yeniden toplanıyor. Piyasalar, 23 Ekim 2025 Perşembe günü saat 14.00’te açıklanacak faiz kararına kilitlendi. Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak? Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ekim ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını 23 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştirecek. Toplantı sonrası alınacak faiz kararı, saat 14.00’te kısa bir basın duyurusu ile kamuoyuna açıklanacak.Söz konusu karar, döviz kurları, mevduat faizleri ve kredi oranları üzerinde doğrudan etkili olacağı için hem yatırımcılar hem de vatandaşlar tarafından büyük bir dikkatle bekleniyor. Son PPK toplantısında ne olmuştu? Merkez Bankası, Eylül ayındaki son toplantısında politika faizini yüzde 40,5’e indirmişti. Başkan Yaşar Fatih Karahan başkanlığında toplanan kurul, ayrıca: Gecelik borç verme faiz oranını yüzde 46’dan 43,5’e,gecelik borçlanma faiz oranını yüzde 41,5’ten 39’a düşürmüştü. Açıklamada, enflasyonun ana eğiliminin Ağustos ayında yavaşladığı, ikinci çeyrekte ise büyümenin öngörülerin üzerinde gerçekleştiği ancak yurt içi talebin zayıf seyrini koruduğu ifade edilmişti. Ekim ayı faiz kararı ekonomi için neden kritik? TCMB’nin alacağı yeni faiz kararı, enflasyonla mücadele, kredi politikaları ve döviz dengesi açısından büyük önem taşıyor. Uzmanlar, bankanın sıkı para politikası duruşunu sürdürmesi halinde piyasada istikrarın güçlenebileceğini belirtiyor.

Merkez Bankası politika faizini yüzde 40,5’e indirdi Haber

Merkez Bankası politika faizini yüzde 40,5’e indirdi

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), Başkan Yaşar Fatih Karahan liderliğinde gerçekleştirdiği eylül ayı toplantısının ardından faiz kararını duyurdu. Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranında 250 baz puanlık indirime gitti. Bu indirimle birlikte politika faizi yüzde 43'ten yüzde 40,5'e geriledi. Kurul ayrıca, gecelik borç verme faiz oranını yüzde 46’dan yüzde 43,5’e, gecelik borçlanma faiz oranını ise yüzde 41,5’ten yüzde 39’a indirdi. KARAR METNİNDE "DEZENFLASYONİST TALEP" VURGUSU Merkez Bankası, faiz indirimi kararının gerekçesini açıkladığı metinde, enflasyonun ana eğiliminin ağustos ayında yavaşladığına dikkat çekti. Yurt içi talebin zayıf seyrini korumasının ve talep koşullarının dezenflasyonist (enflasyonu düşürücü) bir düzeyde olmasının indirim kararında etkili olduğu belirtildi. Ayrıca, ikinci çeyrekte büyümenin öngörülerin üzerinde gerçekleştiği de metinde yer aldı. "GIDA VE HİZMET ENFLASYONU RİSKİ SÜRÜYOR" UYARISI Karar metninde risklere de dikkat çekildi. Özellikle gıda fiyatları ve hizmet sektöründeki yüksek fiyat artışı ataletinin, enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskıları canlı tuttuğu ifade edildi. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve küresel gelişmelerin de dezenflasyon süreci önünde risk oluşturmaya devam ettiği vurgulandı. GELECEK AYLAR İÇİN "İHTİYATLI YAKLAŞIM" MESAJI Merkez Bankası, geleceğe yönelik para politikası duruşu hakkında da önemli mesajlar verdi. Fiyat istikrarı sağlanana kadar "sıkı para politikası" duruşunun süreceği belirtilirken, atılacak adımların büyüklüğünün her toplantıda enflasyon görünümüne göre "ihtiyatlı bir yaklaşımla" gözden geçirileceği kaydedildi. Metindeki en kritik uyarılardan biri ise, "Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır" ifadesi oldu.

Merkez Bankası faiz kararı ne olacak? Beklentiler ne yönde? Gözler Merkez Bankası'nın "faiz" kararında Haber

Merkez Bankası faiz kararı ne olacak? Beklentiler ne yönde? Gözler Merkez Bankası'nın "faiz" kararında

Yurt içi piyasaların ve yatırımcıların odak noktası olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı bugün gerçekleştiriliyor. TCMB Başkanı Fatih Karahan başkanlığında toplanan kurulun, eylül ayı için belirleyeceği politika faizi kararı, saat 14.00'te kamuoyu ile paylaşılacak. TEMMUZ AYINDA SÜRPRİZ FAİZ İNDİRİMİ YAPILMIŞTI Para Politikası Kurulu, 2025 yılının temmuz ayında gerçekleştirdiği toplantıda, piyasaların beklentilerinin aksine bir adım atarak faiz indirimine gitmişti. Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 300 baz puan düşürerek yüzde 46’dan yüzde 43’e çekmişti. Aynı toplantıda Merkez Bankası'nın gecelik borç verme faiz oranı yüzde 49'dan yüzde 46'ya, gecelik borçlanma faiz oranı ise yüzde 44,5'ten yüzde 41,5'e indirilmişti ENFLASYON VERİLERİ KARARDA BELİRLEYİCİ OLACAK Kurulun bugünkü kararını etkilemesi beklenen en önemli verilerden biri, ağustos ayında yayımlanan Sektörel Enflasyon Beklentileri anketi oldu. Anket sonuçları, farklı kesimler arasındaki enflasyon beklentisi makasının ne kadar açık olduğunu ortaya koydu. Buna göre 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentisi; piyasa katılımcıları için yüzde 22,8, reel sektör için yüzde 37,7 seviyesinde ölçülürken, hane halkı için bu oranın yüzde 54,1 gibi yüksek bir seviyede kalması dikkat çekti. Öte yandan, TCMB'nin kendi tahminlerinde de yukarı yönlü güncellemeler yapılmıştı. Yılın 3. Enflasyon Raporu'nda 2025 sonu için yüzde 24'lük hedef korunurken, 2026 ve 2027 hedefleri sırasıyla yüzde 12'den yüzde 16'ya ve yüzde 8'den yüzde 9'a yükseltilmişti. TCMB'NİN YIL SONU TOPLANTI TAKVİMİ Bugün açıklanacak eylül ayı kararının ardından, TCMB Para Politikası Kurulu 2025 yılı içinde iki toplantı daha gerçekleştirecek. Yılın kalanındaki toplantı tarihleri şöyle: 23 Ekim 2025 11 Aralık 2025

FED faiz kararı ne zaman açıklanacak? 2025 faiz kararları hakkında merak edilenler... Haber

FED faiz kararı ne zaman açıklanacak? 2025 faiz kararları hakkında merak edilenler...

ABD Merkez Bankası (FED) tarafından merakla beklenen faiz kararı, 17 Eylül 2025 tarihinde açıklanacak. 2025 yılı boyunca politika faizini sabit tutan FED, son ekonomik veriler ışığında piyasalarda faiz indirimi beklentisini artırdı. Küresel finans piyasaları, FED’in bu kritik kararını yakından takip ediyor. Peki, faiz indirimi olacak mı ve karar sonrası piyasalarda ne gibi hareketler yaşanabilir? Detaylar haberimizde... FED faiz kararı ne zaman açıklanacak? ABD Merkez Bankası (FED), 2025 yılında faiz kararlarını genellikle iki ayda bir açıklıyor. Bu yıl Ağustos ayında toplantı yapılmayacak. Bir sonraki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı 16-17 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek ve faiz kararı 17 Eylül 2025 akşamı açıklanacak. FED faiz oranı şu an ne durumda? Temmuz 2025 toplantısında FED, politika faizini yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tuttu. Yıl boyunca 5 toplantı üst üste faiz değişikliği yapmadı. 2025 yılında başka hangi tarihlerde faiz kararı açıklanacak? Yılın kalan toplantıları şu tarihlerde yapılacak: 28-29 Ekim 2025 9-10 Aralık 2025 FED faiz indirimi yapacak mı? Son ekonomik veriler, özellikle zayıflayan iş gücü piyasası ve kalıcı enflasyonun olmaması nedeniyle piyasaların faiz indirimi beklentisini güçlendirdi. Uzmanlar, Eylül toplantısında faiz indirimi olasılığının yüksek olduğunu belirtiyor. FED faiz kararı piyasaları nasıl etkiler? FED’in faiz kararları, küresel döviz kurları, hisse senedi ve emtia piyasalarında önemli dalgalanmalara yol açar. Faiz indirimi beklentisi piyasalarda genellikle pozitif karşılanır, dolar ve altın fiyatlarını etkiler.

TCMB: Temmuzda aylık enflasyon geçici olarak yükselecek, dezenflasyon süreci devam ediyor Haber

TCMB: Temmuzda aylık enflasyon geçici olarak yükselecek, dezenflasyon süreci devam ediyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 24 Temmuz’da gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının özetini yayımladı. Özet metinde, temmuz ayında enflasyonun geçici unsurlarla yükselmesinin beklendiği, ancak ana eğilimin ılımlı kaldığı vurgulandı. Bu dönemde özellikle enerji kalemlerindeki fiyat artışlarının etkili olacağı belirtildi. Öncü verilere göre enerji grubunda doğal gaz, akaryakıt ve tüp gazdaki vergi düzenlemeleri temmuz enflasyonunu yukarı çeken başlıca kalemler arasında yer alıyor. Ayrıca kiralar, haberleşme ve sağlık hizmetleri gibi zamana bağlı fiyat belirleme eğilimi yüksek kalemlerin de artış yönünde seyrettiği kaydedildi. TCMB PPK Özeti şu şekilde: "Buna karşın, ana eğilimin ılımlı seyredeceği öngörülmektedir. Mevsimsel etkilerden arındırıldığında aylık enflasyonun temmuz ayında temel mal ve hizmetlerde bir miktar yükselebileceği izlenmektedir. Öncü verilere göre, dayanıklı tüketim mallarında mobilya ve otomobil alt kalemlerindeki fiyat artışları öne çıkarken, diğer alt kalemlerde görece ılımlı bir seyir gözlenmektedir. Bu dönemde hizmetler sektöründe ise kiraya ek olarak haberleşme ve sağlık hizmetleri gibi zamana bağlı fiyat belirleme eğilimi yüksek kalemlerdeki fiyat gelişmeleri etkili olmaktadır. Temmuz ayında ana gruplar arasında enerji sektörü yüksek fiyat artışı ile dikkat çekmekte, bu gelişmede meskenlere yönelik doğal gaz tarifesinde yapılan düzenleme ile akaryakıt ve tüp gazdaki maktu vergi güncellemesinin etkilerinin belirleyici olacağı öngörülmektedir. Bu dönemde alkollü içecekler ve tütün grubunda da maktu vergi ayarlaması kaynaklı fiyat artışları takip edilmektedir. Öte yandan, temmuz ayında gıda fiyatlarındaki ılımlı seyrin sürmesi beklenmektedir. İşlenmemiş gıda tarafında taze meyvelerde mevsim ürünlerinde fiyat düşüşleri izlenmekte, işlenmiş gıda enflasyonunun ise ekmek-tahıl grubu öncülüğünde bir miktar yükseleceği öngörülmektedir. Tüm veriler ışığında, öncü veriler temmuz ayında dezenflasyon sürecinin devamına işaret etmektedir. KÜRESEL EKONOMİ Küresel ticaret politikalarına ilişkin belirsizlik yüksek seviyelerini korumaktadır. Bununla birlikte, küresel büyüme görünümündeki sınırlı iyileşme devam etmiştir. Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2025 yılında yüzde 2,0; 2026 yılında ise yüzde 2,3 oranında artacağı tahmin edilmektedir. Küresel talep görünümündeki bozulma ham petrol fiyatlarını baskılamaya devam ederken, enerji emtia fiyatları jeopolitik gelişmelere bağlı olarak dalgalı bir seyir izlemektedir. ABD ve diğer ülkelerin önümüzdeki dönemde izleyeceği ticaret ve ekonomi politikalarına dair belirsizlikler ve jeopolitik riskler küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir. Tarife artışlarının enflasyon üzerindeki beklenen etkileri ülkeler arasında farklılık gösterebilmekle birlikte, enflasyon belirsizliği küresel ölçekte artmıştır. Bu çerçevede, merkez bankalarının indirim süreçlerinde temkinli yaklaşımlarını sürdürecekleri beklenmektedir. Gelişmekte olan ülke piyasalarına portföy girişleri devam etmekle birlikte, yüksek seviyesini koruyan küresel belirsizlikler ve jeopolitik gelişmeler, portföy hareketleri üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Jeopolitik gelişmeler; enerji fiyatları, risk iştahı, ülke risk primleri ve turizm kanallarından küresel ekonomiyi olumsuz etkileyebilecektir. PARASAL VE FİNANSAL KOŞULLAR Türk lirası (TL) mevduat faiz oranları politika faiz oranlarındaki indirim beklentisinin etkisiyle 20 Haziran haftasına kıyasla 175 baz puan azalarak 18 Temmuz haftası itibarıyla yüzde 54,7 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde TL ticari kredi faiz oranları (Kredili Mevduat Hesabı ve Kredi Kartı hariç) 381 baz puan azalarak yüzde 55; ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faiz oranları 338 baz puan azalarak yüzde 67,6; konut kredisi faiz oranları 98 baz puan azalarak yüzde 42,6; taşıt kredisi faiz oranları ise 17 baz puan gerileyerek yüzde 44,6 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 20 Haziran-18 Temmuz döneminde yüzde 2,7 seviyesine gerilemiştir. Bu gelişmede kredi kartı bakiye büyümesindeki azalışın etkisi belirgin olmakla birlikte, konut ve taşıt kredileri büyümesindeki gerileme de etkili olmuştur. TL ticari kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 2,4 seviyesinden yüzde 3’e yükselmiştir. Kur etkisinden arındırılmış YP ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yabancı para (YP) krediler için uygulanan büyüme sınırının altında seyrederek yüzde 0,4 olarak gerçekleşmiştir. Parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek ve TL’ye geçişi desteklemek amacıyla makroihtiyati politikalarda mevcut PPK döneminde bir dizi adım atılmıştır. Gerçek kişi TL mevduat payına göre olan hedefler artırılırken; TL payı, yüzde 60 ile yüzde 65 arasında olan bankalar için de artış hedefi getirilmiştir. Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranı yüzde 33’ten yüzde 40’a yükseltilirken, KKM hesapları için belirlenen asgari faiz oranı politika faizinin yüzde 50’sinden yüzde 40’ına indirilmiştir. KKM'den TL'ye geçiş hedefi kaldırılırken, KKM'nin yenilenmesi ve TL'ye geçişine ilişkin toplam hedef korunmuştur. 1 aydan uzun vadelerde de değişken faizli TL mevduat hesabı açılabilmesine imkân sağlanırken, TÜFE, ÜFE ve TLREF’e endeksli mevduat için zorunlu karşılık oranı tüm vadelerde yüzde 10 olarak belirlenmiştir. Yabancı para mevduat için TL cinsinden tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık oranı ise, yüzde 4’ten yüzde 2,5’e indirilmiştir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) brüt uluslararası rezervleri, 20 Haziran’dan bu yana 12,9 milyar ABD doları artarak 18 Temmuz itibarıyla 168,6 milyar ABD dolarına yükselmiştir. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 23 Temmuz itibarıyla 282 baz puan seviyesine düşmüştür. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 23 Temmuz itibarıyla yüzde 9,1 seviyesine, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 19,8 seviyesine gerilemiştir. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana DİBS piyasasına 2,9 milyar ABD doları, hisse senedi piyasasına ise 0,8 milyar ABD doları olmak üzere toplam 3,7 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşmiştir. TALEP VE ÜRETİM Mayıs ayında perakende satış hacim endeksinde aylık bazda yüzde 1,6, çeyreklik bazda ise yüzde 3,1 oranında artış gerçekleşmiştir. Altın hariç bakıldığında hem aylık hem de çeyreklik artışlar daha düşüktür. Aynı dönemde ticaret satış hacim endeksi aylık bazda yüzde 3,3, çeyreklik bazda ise yüzde 3 oranında artmıştır. Hizmet üretim endeksi mayıs ayında yüzde 1,2 oranında artış kaydetmiştir. Çeyreklik bazda ise, yılın ilk çeyreğindeki yüzde 3,3 oranında yükselişinin ardından, mayıs ayı itibarıyla ikinci çeyrekte sınırlı olarak gerilemiştir. Mayıs ayında yükseliş kaydeden kartla yapılan harcamalar haziran ayında yatay seyretmiş, çeyreklik bazda ise artmıştır. Diğer yandan, kart kullanım oranında son yıllarda görülen artışın etkisi dışlandığında tüketim harcamalarının daha ılımlı gerçekleştiği değerlendirilmektedir. Beyaz eşya satışları nisan-mayıs döneminde artmış, otomobil satışları ise ikinci çeyrekte gerilemiştir. İmalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, temmuz ayında kayıtlı iç piyasa siparişlerinin, bir önceki çeyreğin altında olduğuna işaret etmektedir. Firma görüşmelerinden edinilen tüketim harcamalarına ilişkin tespitler de iç talepte zayıf seyri teyit etmektedir. Özetle, yakın döneme ilişkin veriler, talep koşullarının dezenflasyonist etkisinin arttığını göstermektedir. Mayıs ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 3,1 oranında, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda yüzde 4,9 oranında artmıştır. Çeyreklik bazda ise sanayi üretimi, mayıs ayı itibarıyla ikinci çeyrekte yatay bir seyir izlemiştir. Ana eğilimi izlemek amacıyla tipik oynaklık sergileyen diğer ulaşım ve benzeri sektörler dışlandığında, sanayi üretimindeki aylık artış daha sınırlı olmuş, çeyreklik bazda ise üretimde sınırlı gerileme gerçeklemiştir. Nisan ayında Ramazan Bayramı tatilinin idari kararla uzatılması sonucu oluşan köprü günlerinin üretim üzerindeki aşağı yönlü etkisinin mayıs ayında kısmi telafisi de sanayi üretimini yukarı yönlü etkilemiştir. Bu çerçevede, tipik oynak sektörlerin yukarı yönlü etkisi ve nisan ayındaki köprü günleri ile bağlantılı düşük baz birlikte göz önünde bulundurulduğunda, mayıs ayı itibarıyla ikinci çeyrekte sanayi üretiminin ana eğiliminin görece yatay olduğu değerlendirilmektedir. İmalat sanayine yönelik anket göstergeleri, ikinci çeyrekte imalat sanayinde faaliyetin zayıf seyrini sürdürdüğüne işaret etmiştir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı, bir önceki çeyreğe kıyasla 0,3 puan azalmıştır. Temmuz ayına ilişkin öncü veriler, kapasite kullanım oranındaki gerilemenin devam ettiğini göstermektedir. İnşaat üretim endeksi ise, mayıs ayı itibarıyla ikinci çeyrekte çeyreklik bazda yüzde 1,1 oranında azalmakla birlikte, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16,5 oranında artmıştır. Mayıs ayında mevsimsellikten arındırılmış istihdam, 32,5 milyon kişi seviyesinde gerçekleşmiş ve çeyreklik bazda yüzde 0,1 oranında azalmıştır. Bu dönemde, işgücüne katılım oranı çeyreklik olarak değişmemiş, işsizlik oranı ise 0,3 puan artarak yüzde 8,5 seviyesine yükselmiştir. Anket göstergeleri, yılın ikinci çeyreğinde imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde tarihsel ortalamanın altında seyreden görünümün devamına işaret etmiştir. Mayıs ayında cari işlemler dengesi, dış ticaret açığındaki azalmanın etkisiyle, aylık bazda 0,7 milyar ABD doları açık vermiştir. 12 aylık birikimli cari açık ise 16 milyar ABD doları seviyesini korumuştur. Seyahat gelirleri tatil sezonunun başlamasıyla aylık bazda 5 milyar ABD dolarına yükselerek önceki yıl seviyesinin üzerinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde, 12 aylık birikimli olarak seyahat gelirleri 57,2 milyar ABD doları olmuş, hizmetler dengesi fazlası ise 62,2 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşerek güçlü seyrini sürdürmüştür. Haziran ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracat azalırken, ithalat artış kaydetmiştir. 12 aylık birikimli olarak ise dış ticaret açığı bir önceki aya göre artış göstermiştir. Bu çerçevede, 12 aylık birikimli cari açıkta, haziran ayında artış öngörülmektedir. Altın ithalatı, haziran ayında 1,6 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşirken, 12 aylık birikimli olarak 20,6 milyar ABD doları olmuştur. Mevsimsellikten arındırılmış tüketim malı ithalatı, ikinci çeyrekte artmıştır. Mücevher kalemi dışlandığında da hem haziran ayında hem de çeyrek genelinde tüketim malı ithalatı yükselmiştir. Haziran ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri temmuz ayı için yüksek frekanslı öncü verilerle beraber değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimler, ihracatta yatay seyre, ithalatta ise azalışa işaret etmektedir. Yüksek frekanslı veriler, temmuz ayında mücevher hariç tüketim malı ithalatında aylık bazda gerileme ile birlikte yüksek seviyenin korunduğu bir görünüm ima etmektedir. Cari açığın finansmanı tarafında, bankacılık sektörünün 12 aylık birikimli uzun vadeli borç çevirme oranı, mayıs ayında yüzde 168 civarında gerçekleşmiştir. Söz konusu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yaklaşık yüzde 145 olmuştur. Bu çerçevede, yurt dışı borçlanma imkanlarının yüksek seviyelerini koruduğu, ancak gelecek dönemde YP cinsi borçlanmanın azalması ve iktisadi faaliyetin hız kesmesiyle borç çevirme oranlarının düşüş eğilimine girebileceği değerlendirilmiştir. ENFLASYON GELİŞMELERİ VE BEKLENTİLER Tüketici fiyatları haziran ayında yüzde 1,37 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 0,36 puan azalarak yüzde 35,05 seviyesinde gerçekleşmiştir. B endeksinin yıllık değişim oranı 0,19 puan düşerek yüzde 34,62’ye gerilerken, C endeksinin yıllık değişim oranı 0,27 puan artışla yüzde 35,64 olmuştur. Yıllık enflasyona katkılar temel mal ve enerji gruplarında artarken, gıda ve alkolsüz içecekler ile hizmet gruplarında gerilemiştir. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle, tüketici fiyatlarının aylık artışı bir önceki aya kıyasla belirgin bir değişiklik sergilememiştir. Haziran ayında hizmet aylık enflasyonu bir önceki aya kıyasla yükselmiş, bu grupta bayram ve akaryakıt fiyatları etkisiyle artan ulaştırma hizmetlerinin yanı sıra geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi güçlü olan eğitim ve kira alt kalemleri öne çıkmıştır. Enerji grubunda, son dönemdeki jeopolitik gelişmeleri takiben fiyat artışı güçlenen akaryakıtın yanı sıra şebeke suyu grup aylık enflasyonunu sürükleyen alt kalemler olmuştur. Temel mallarda aylık enflasyon bir önceki aya kıyasla zayıflarken, kur geçişkenliği yüksek olan dayanıklı tüketim malları alt grubunda beyaz eşya dışındaki kalemlerde nispeten sınırlı bir artış gözlenmiştir. Gıda fiyatları ise bir miktar gerilemiş; bu grupta işlenmemiş gıda fiyatları sebze öncülüğünde düşüş gösterirken, işlenmiş gıdada aylık fiyat artışı yavaşlamıştır. Öte yandan, taze meyve ve sebze fiyatlarındaki düşüşün mevsim normallerinin altında kalması, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki gerilemeyi sınırlamıştır. Enflasyonun ana eğilimi haziran ayında yatay seyretmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış aylık artışlar B endeksinde sınırlı bir miktar gerilerken C endeksinde belirgin bir değişiklik göstermemiştir. Bu dönemde fiyat artışlarının B endeksini oluşturan gruplardan temel mallar ve işlenmiş gıdada zayıfladığı, hizmette ise yükseldiği gözlenmiştir. Dağılım ve model bazlı ana eğilim göstergeleri bir önceki aya kıyasla belirgin bir değişiklik göstermemiştir. Haziran ayı itibarıyla son üç aylık dönemde mevsim etkilerinden arındırılmış ortalama fiyat artışı temel mallarda (yüzde 2,06) yatay seyrederken hizmet sektöründe (yüzde 2,95) bir önceki aya kıyasla yükselmiştir. Kira hariç hizmetlerde de bu oran bir miktar yükselerek yüzde 2,55 olmuştur. Hizmet sektöründe hâkim olan fiyatlama davranışı önemli bir atalete ve şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun bir zamana yayılmasına neden olmaktadır. Bu görünümle, hizmet enflasyonu mallara göre yüksek seyrini sürdürmektedir. Haziran ayında hizmet grubu fiyat artışları bir miktar güçlenmiştir. Ulaştırma hizmetlerinde fiyatlar bayram ve akaryakıt fiyat gelişmelerinin etkisiyle; diğer hizmetler alt grubundaki eğitim hizmetlerinde fiyatlar özel okul ücret gelişmelerine istinaden bir önceki aya kıyasla artmıştır. Bu dönemde, aylık kira enflasyonu kontrat yenileme oranındaki mevsimsel etkilerle yükselmiştir. Haberleşme ve lokanta-otel gruplarında aylık enflasyon görece ılımlı seyrini bu dönemde de korumuştur. Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip edilen öncü göstergeler, temmuz ayında yenilenen kontrat oranındaki artış nedeniyle aylık kira enflasyonunun mevsimsel etkilerle yükseleceğine, yıllık bazda ise yavaşlama eğilimini sürdüreceğine işaret etmektedir. Gerek PÖS mikro verilerinden elde edilen yeni ve yenilenen sözleşmelerde oluşan gerekse de konut değerleme raporları üzerinden takip edilen kira artış oranlarının TÜFE’deki mevcut yıllık kira enflasyonunun altında değerler aldığı ve gerilemeye devam ettiği izlenmektedir. Üretici enflasyonu son dönemdeki jeopolitik gelişmelerden olumsuz yönde etkilenmiştir. Yurt içi üretici fiyatları haziran ayında enerji kalemleri öncülüğünde yüzde 2,46 oranında artmış, yıllık enflasyon 1,32 puan artarak yüzde 24,45’e yükselmiştir. Bu dönemde ana sanayi grupları itibarıyla fiyat artışları, jeopolitik gelişmelerin etkisiyle enerji grubunda (yüzde 8,42 ile) güçlü seyretmiştir. Temmuz ayında uluslararası emtia fiyatları bir miktar gerilemiştir. Haziran ayında jeopolitik gelişmelerin etkisi ile önemli ölçüde yükselen enerji grubu fiyatları, temmuz ayında nispeten ılımlı seyretmiştir. Enerji dışı emtia fiyatları azalmış, bu gelişmede tarımsal emtia fiyatları belirleyici olmuştur. Küresel gelişmelerle haziran ayı içerisinde bir süre 78 ABD doları seviyesinde seyreden Brent ham petrol fiyatları, temmuz ayının üçüncü haftası itibarıyla ortalama 71 ABD doları seviyesine gerilemiştir. Jeopolitik gelişmelerin ve küresel ticarette artan korumacılığın dezenflasyon sürecine olası etkileri yakından takip edilmektedir. Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi haziran ayında tarihsel ortalamasına yakın gerçekleşmiştir. Öte yandan, bu dönemde gerek küresel konteyner endeksi gerekse Çin’e yönelik konteyner endeksi önemli ölçüde yükselse de bu durum temmuz ayının ilk yarısında yerini düşüşe bırakmıştır. Döviz kuru sepeti, Euro kurunda daha belirgin olmak üzere, haziran ayında yükselmiştir. Bu dönemde mevsimsel etkilerden arındırılmış imalat sanayi PMI verileri girdi fiyatlarında artışa, ürün fiyatlarında ise yavaşlamaya işaret etmiştir. Temmuz ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre 2025 yıl sonu enflasyon beklentisi 0,2 puan düşerek yüzde 29,7 seviyesine gerilemiştir. 2026 yıl sonu enflasyon beklentisi değişmezken gelecek on iki ay ve yirmi dört ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri sırasıyla 1,2 puan ve 0,3 puan aşağı güncellenerek yüzde 23,4 ve yüzde 17,1 seviyesinde gerçekleşmiştir. 5 yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise 0,2 puan yükselişle yüzde 11,2 düzeyinde ölçülmüştür. Reel sektör beklentilerine bakıldığında, firmaların on iki ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentisi, haziran ayında 1,2 puan azalarak yüzde 39,8 seviyesine gerilemiştir. Aynı dönemde hane halkının on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri ise 6,9 puan düşerek yüzde 53,0 seviyesinde seyretmiştir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir. Öncü veriler temmuz ayında aylık enflasyonun aya özgü unsurlarla geçici olarak artacağına işaret etmektedir. Bu dönemde, aylık tüketici enflasyonunun seyrinde yönetilen-yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamalarının etkisinin yanı sıra hizmet sektörüne ilişkin zamana bağlı fiyat belirleme eğilimi yüksek alt kalemlerdeki gelişmeler öne çıkmaktadır. Buna karşın, ana eğilimin ılımlı seyredeceği öngörülmektedir. Mevsimsel etkilerden arındırıldığında aylık enflasyonun temmuz ayında temel mal ve hizmetlerde bir miktar yükselebileceği izlenmektedir. Öncü verilere göre, dayanıklı tüketim mallarında mobilya ve otomobil alt kalemlerindeki fiyat artışları öne çıkarken, diğer alt kalemlerde görece ılımlı bir seyir gözlenmektedir. Bu dönemde hizmetler sektöründe ise kiraya ek olarak haberleşme ve sağlık hizmetleri gibi zamana bağlı fiyat belirleme eğilimi yüksek kalemlerdeki fiyat gelişmeleri etkili olmaktadır. Temmuz ayında ana gruplar arasında enerji sektörü yüksek fiyat artışı ile dikkat çekmekte, bu gelişmede meskenlere yönelik doğal gaz tarifesinde yapılan düzenleme ile akaryakıt ve tüp gazdaki maktu vergi güncellemesinin etkilerinin belirleyici olacağı öngörülmektedir. Bu dönemde alkollü içecekler ve tütün grubunda da maktu vergi ayarlaması kaynaklı fiyat artışları takip edilmektedir. Öte yandan, temmuz ayında gıda fiyatlarındaki ılımlı seyrin sürmesi beklenmektedir. İşlenmemiş gıda tarafında taze meyvelerde mevsim ürünlerinde fiyat düşüşleri izlenmekte, işlenmiş gıda enflasyonunun ise ekmek-tahıl grubu öncülüğünde bir miktar yükseleceği öngörülmektedir. Tüm veriler ışığında, öncü veriler temmuz ayında dezenflasyon sürecinin devamına işaret etmektedir. PARA POLİTİKASI Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 46’dan yüzde 43’e indirilmesine karar vermiştir. Kurul ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 49’dan yüzde 46’ya, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 44,5’ten yüzde 41,5’e indirmiştir. Fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşu, talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile dezenflasyon sürecini destekleyecektir. Maliye politikasının eşgüdümü bu sürece katkı sağlayacaktır. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak öngörülen dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyecektir. Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda tüm para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması halinde parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir. Kurul, politika kararlarını enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.