#Prostat kanseri

İLKHABER-Gazetesi - Prostat kanseri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Prostat kanseri haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Prostat kanserinde erken teşhisle yaşam şansı artıyor Haber

Prostat kanserinde erken teşhisle yaşam şansı artıyor

Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü olarak sessiz ilerleyebiliyor. Erken evrede belirti vermemesi nedeniyle fark edilmesi zor olsa da uzmanlar düzenli kontroller ve risk faktörlerinin bilinmesinin hayat kurtardığını belirtiyor. Prostat kanseri, erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanser türü olarak sağlık otoritelerinin dikkatini çekiyor. Uzmanlar, özellikle 50 yaş üstü erkeklerde görülen prostat kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çekiyor. Hastalık, erken evrede genellikle belirti vermezken, ilerleyen dönemlerde idrar yapma güçlüğü, sık idrara çıkma, idrarda kan ve bel ya da sırt ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterebiliyor. Erken teşhis bu hastalıkta tedavi başarısını ve yaşam süresini uzatıyor, lokalize prostat kanseri vakalarının yaklaşık yüzde 80’i kontrol altına alınabiliyor. 2022 verilerine göre dünya genelinde 1,47 milyon erkek prostat kanseri tanısı aldı. Hayat boyu her 8–10 erkekten biri hastalığa yakalanıyor, ancak ölüm oranı daha düşük seviyelerde seyrediyor. Risk faktörleri ve uyarılar Bayındır Söğütözü Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İzak Dalva da prostat kanserinin bazı faktörlerle ilişkili olduğunu söyledi. Prof. Dalva, “50 yaş üstü erkeklerde sık görülmesi durumu hastaların yüzde 60’ı 65 yaş ve üzerinde. Ailede prostat kanseri öyküsü olması da risk faktörü. BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonları, şeker hastalığı, obezite, D vitamini eksikliği, erkek tipi kellik ve düşük boşalma sıklığı. Ayrıca hastalığın ilerleyen evrelerinde idrar yaparken zorlanma, sık idrara çıkma, idrarda kanama, ereksiyon zorluğu, bel ve sırt ağrıları gibi belirtilere dikkat edilmesi gerekir. Prostat kanserinde erken tanı için PSA (Prostat Spesifik Antijen) testi temel yöntemlerden biri. PSA düzeyi 2.5–4 ng/ml arasında olanlarda risk yüzde 15, 4–10 ng/ml arasında ise yüzde 30 civarında. Ailede prostat kanseri varsa test 40 yaşından itibaren öneriliyor. Tarama sürecinde rektal muayene, MR ve biyopsi yöntemleriyle kesin tanı konulabiliyor” dedi. Korunma ve sağlıklı yaşam önerileri Prof. Dr. Dalva, prostat kanserinden korunmak için sağlıklı beslenme, düzenli spor, kilo kontrolü, şeker hastalığının yönetimi, alkol ve yağlı gıdaların sınırlanmasını önerdi. Dalva, ayrıca nar, yeşil çay, brokoli, domates ve taze meyve-sebzeler gibi antioksidan açısından zengin gıdaların tüketilmesinin faydalı olduğunu söyledi.

Prostat kanseri riski ileri yaşlarda artıyor Haber

Prostat kanseri riski ileri yaşlarda artıyor

Erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü olan prostat kanseri riski ileri yaşlarda artıyor. İstatistiklere göre her 8 erkekten birinin prostat kanserine yakalanabileceği öngörülüyor. Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden birini oluşturuyor. Her 8 erkekten 1'i hayatının bir döneminde prostat kanseriyle karşılaşabiliyor. Bu kanser türü her yaşta görülse de, risk, ileri yaşlarda önemli ölçüde artıyor. Prostat kanseri riski, 50 yaşından sonra hızla artıyor. 65 yaş ve üzeri erkeklerde risk daha da yükseliyor. Ailesinde prostat kanseri olan erkeklerde, bu hastalığa yakalanma riski daha yüksek oluyor. Özellikle baba veya kardeşte prostat kanseri varsa risk oranı daha da artıyor.  Obezite, yüksek yağlı diyet, sigara kullanımı ve bazı genetik mutasyonlar da prostat kanseri riskini artıran faktörler arasında yer alıyor. Prostat kanserinde erken teşhisin önemi Prostat kanseri erken teşhis edildiğinde başarıyla tedavi edilebiliyor. Uzmanlar, bu nedenle, 50 yaş ve üzeri erkeklerin düzenli olarak prostat muayenesi yaptırması gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor.  Sık idrara çıkma, idrar yaparken zorlanma, idrar akışında zayıflama veya gecikme, idrarda kan görülmesi, kemik ağrısı veya uyuşma gibi belirtileri olan prostat kanseri konusunda Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Hakan Akan, şunları kaydetti: "Prostat kanserinin erken aşamalarda herhangi bir belirti göstermiyor. Prostat kanseri ilerleyip çevre ve uzak organlara yayıldığında ise kanlı idrar, kemik metastazlarına bağlı ortaya çıkan bel ve kalça bölgelerinde ağrı, kansızlık nedeniyle halsizlik, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi yakınmalar görülebiliyor. Bu şikâyetlerle doktora başvurulduğunda ulaşılan tanı, erken tanı olmayabiliyor. Erken tanı, ancak tarama yapılarak elde edilebiliyor. Erkeklerin, 50 yaşından itibaren prostat kanseri açısından taşıdığı riski değerlendirmek üzere bir üroloji uzmanı ile görüşmesi gerekiyor. Birinci derece yakınlarında prostat kanseri olan erkeklerin ise 40-45 yaşlarında düzenli üroloji kontrollerine başlamaları gerekiyor. Bu değerlendirmelere, PSA düzeyine ve kişinin yaşına göre yılda bir ya da iki yılda bir olarak devam ediliyor."

Prostat kanserine "nokta atışı" tedavi Haber

Prostat kanserine "nokta atışı" tedavi

İSTANBUL (AA) - Çakmak Erdem Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Buğra İçli, son yıllarda "yüksek yoğunluklu odaklanmış ultrason tedavisi" olarak bilinen "HIFU" yöntemiyle prostat kanserinin ameliyatsız şekilde tedavi edilebildiğini bildirdi.Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen İçli, erkeklerde cilt kanserlerinden sonra en sık görülen kanser türünün prostat kanseri olduğunu aktardı.60 yaş üzeri erkeklerin yüzde 50'sinde mikroskobik düzeyde prostat kanseri tespit edildiğini belirten İçli, "Bu hastalığa dikkat çekmek amacıyla 15 Eylül, Prostat Kanseri Farkındalık Günü olarak belirlenmiştir. Kanser erken teşhis edilerek önlenebilir, bu anlamda prostat kanserinde de erken teşhis hastalığın seyrinde hayat kurtarıcıdır. Prostat kanseri erken evrede belirti vermeden ilerliyor. Bu nedenle 50'li yaşlardan itibaren yılda bir kez rutin kanda PSA kontrolleri ve gerekli muayeneleri yaptırmak, eğer ailede prostat kanseri öyküsü varsa da 40-45 yaşlarından sonra bu üroloji muayenelerini aksatmamak çok önemli." ifadelerini kullandı.İçli, prostat dokusundaki hücrelerin anormal ve kontrolsüz çoğalması sonucu ortaya çıkan kötü huylu tümörlerin prostat kanseri olarak tanımlandığını, yılda en az bir kere PSA kontrolü yapılmasının, bu değerlerde bir anormallik saptandığında vakit kaybetmeden bir üroloji uzmanına başvurulmasının hayati önem arz ettiğini ve hastalığa prostat bezine yapılan biyopsi sonucunda tanı konduğunu kaydetti.Prostat kanserinin cerrahi işlemler, takip, radyoterapi gibi uygulamalarla tedavi edilebildiğini aktaran İçli, "Son yıllarda HIFU yani yüksek yoğunluklu odaklanmış ultrason tedavisiyle prostat kanseri ameliyatsız şekilde tedavi edilebiliyor. HIFU, özel bir cihaz aracılığıyla yoğunlaştırılmış ultrason dalgalarının prostatının içerisindeki kanserli dokulara odaklanması ve bu alanların ısıyla yok edilmesi işlemidir. Hastanın ağrı hissetmemesi için işlem anestezi altında, ameliyathanede gerçekleştirilir." bilgisilerini verdi.- Tedavi sonuçları yüz güldürüyorBuğra İçli, ultrasonik enerjinin tek bir noktada toplanarak yoğunlaştırılıp yalnızca kanserli bölgeye milimetrik hassasiyetle nokta atışı şeklinde uygulandığından, prostatın hastalıklı bölgesi tedavi edilerek çevre dokulara zarar verilmemiş olduğunu ifade etti.Bir kesi yapılmadığından iyileşme süresinin kısa olduğunu bildiren İçli, şunları kaydetti:"Hastaları genellikle işlemin ertesi günü evlerine taburcu ediyoruz. Kesi olmadığından komplikasyon riski de oldukça düşük. Diğer tedavi seçeneklerinde gözlemlediğimiz idrar kaçırma ve cinsel işlev bozukluklarının HIFU sonrası görülmemesi bir avantaj. HIFU'nun son dönemde yayınlanan uygun hastalardaki uzun dönem sonuçları prostat kanserindeki diğer tedavilerle benzer sonuçlar gösteriyor.HIFU tedavisi için en ideal hastalar, biyopsi ve görüntüleme yöntemleri sonucunda düşük riskli prostat kanseri olan hastalardır. Klinik veya anatomik nedenlerden cerrahi yapılamayan, ameliyat olmak istemeyen, radyoterapi için uygun olmayan orta ve yüksek riskli grup prostat kanserli hastalara da güvenle uygulanabilir. Radyoterapi almış organ sınırlı prostat kanserli hastaların takiplerinde, prostat içinde yeniden kanserin nüksettiği hastalarda da HIFU tedavisi uygulanabilir."- "Düzenli kontrollerin önemi çok büyük"İçli, prostat kanseri riskini azaltmanın kesin ve mucizevi bir önleminin olmadığına dikkati çekerek, önem gösterilmesi gereken konuları, düzenli ve sağlıklı beslenme, fiziksel aktiviteyi artırma, obeziteden kaçınma, D vitamini seviyesini normal aralıklarda tutma, ideal kiloya ulaşma ve onu koruma şeklinde sıraladı. Kontrollerde D vitamini eksikliği saptanırsa doktorun önereceği vitamin takviyesi ilaçlarının kullanılması gerektiğini vurgulayan İçli, "Ancak tüm bunların ötesinde 50’li yaşlardan itibaren rutin kontrolleri aksatmamak çok önemlidir. Unutulmamalı ki hastalık ileri evrelere kadar hiç belirti vermeden ilerleyebiliyor. Bu noktada hastalığa tanı konulup tedaviye başlanabilmesi için mutlaka gerekli testler ve kontrollerin yapılması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.