#resim

İLKHABER-Gazetesi - resim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, resim haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Renklerle anlatılan yaşam hikayesi Haber

Renklerle anlatılan yaşam hikayesi

Yağlı boya, pastel, kuru boya ve karakalem çalışmalarıyla dikkat çeken Ressam Filiz Özbay Oduncu, Kültür Sanat Çarşısı’ndaki atölyesinde hem eser üretmeye devam ediyor hem de çalışmalarını sanatseverlerle buluşturuyor. Sanat yolculuğuna 2019 yılında Defne Gençlik ve Kültür Merkezi’nde aldığı resim eğitimi ile adım atan Oduncu, bu eğitimi hayatının dönüm noktası olarak görüyor. Covid-19 sürecinde evde geçirdiği zamanı fırsata çevirerek kendini geliştiren sanatçı, kısa sürede dikkat çekici eserler ortaya koydu. “Asrın felaketi” olarak tanımlanan 6 Şubat depremini yaşayan Özbay Oduncu, yaşanan acıların etkisini tuvaline yansıtarak çalışmalarına “Sanat İyileştirir” anlayışını kazandırdı. Depremin izlerini taşıyan bir eserini ise, yaşananları unutturmamak için arşivine dahil etti. Sanatın kendisi için bir tutku olduğunu belirten Oduncu, duygularını şöyle dile getirdi: "Resim tutkusu her zaman hayatımda önemli bir yere sahip oldu. Allah vergisi yeteneğimle başladığım sanat yolculuğumda, 2019’da aldığım resim eğitimi benim için bir dönüm noktası oldu. O eğitimden sonra çok daha başarılı eserler ürettim. Dostlarımın beğenileri beni motive etti. 6 Şubat depremini yaşayan biri olarak, belleğimden çıkmayan görüntüleri resimlerime yansıttım ve bu çalışmalar arşivimde yerini aldı." Sanat yolculuğunda en büyük desteği ailesinden gördüğünü belirten Oduncu, şöyle konuştu: "Eşim ve çocuklarım her zaman yanımda oldu. Kızım ve torunlarım da benimle birlikte resim yapıyor. Artık resim tutkunu büyük bir aile olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Antakya’daki Kültür Sanat Çarşısı’ndaki mütevazı atölyemde çalışmalarımı sürdürürken usta ressamlarla fikir alışverişinde de bulunarak kendimi sürekli geliştiriyorum. Hobi olarak başladığım sanat yolculuğumda en büyük hayalim, eserlerimi güzel bir sergiyle sanatseverlerle buluşturmak. Tüm sanat dostlarını atölyeme bekliyorum."

Modern dünyanın bağlarını tuvallere taşıyan sanatçı Haber

Modern dünyanın bağlarını tuvallere taşıyan sanatçı

Hatay’daki Kültür Sanat Çarşısı’nda çalışmalarını sürdüren heykel ve mozaik sanatçısı Ahmet Bostancı, bu kez yağlı boya tablolarıyla sanat çevrelerinde dikkat çekiyor. Bostancı, zincir desenlerinin öne çıktığı eserlerinde motifleri yalnızca görsel bir öğe olarak değil, simgesel ve felsefi bir anlatım aracı olarak kullanıyor. Sanatçının eserlerinde bireyin özgürlük arayışı, toplumsal baskılar ve içsel çatışmalar gibi evrensel temalar işleniyor. Zincir figürleri kimi zaman arka planda ince detaylarla, kimi zaman da güçlü bir anlatım unsuru olarak ön planda yer alıyor. Bu çok katmanlı yaklaşım, izleyicilere hem estetik hem de düşünsel bir deneyim sunuyor. Bazı kompozisyonlarda zincirler tutsaklığı ve kısıtlanmışlığı temsil ederken, bazı eserlerde ise özgürlük mücadelesine gönderme yapılıyor. Öte yandan, zincirlerin “bağ kuran bir unsur” olarak ele alındığı çalışmalarda ise birlik, dayanışma ve aidiyet duygusu öne çıkıyor. Sanat anlayışını “Zincir, bazen bizi tutan bir şey değil, bizi bir arada tutan bağ da olabilir” sözleriyle özetleyen Bostancı, üretimlerinde bu düşünsel çerçeveyi temel alıyor. Sanat yaşamında önemli bir yeri olan Ressam Ali İrgin ile yürüttüğü yaklaşık iki yıllık atölye çalışmalarını saygıyla anan Bostancı, bu sürecin kendisine estetik ve düşünsel anlamda önemli katkılar sağladığını ifade ediyor. Sanat eleştirmenleri, Bostancı’nın zincir temalı çalışmalarını “Modern dünyanın görünmeyen bağlarını somutlaştıran bir anlatım dili” olarak değerlendiriyor. Sanatçının eserleri yalnızca görsel bir zenginlik sunmakla kalmıyor, aynı zamanda izleyiciyi bireysel ve toplumsal gerçekliklerle yüzleşmeye davet ediyor. Atölyesinde her gün canlı performanslarla üretimini sürdüren Ahmet Bostancı, zincir desenli eserleriyle çağdaş sanata yeni bir soluk getiriyor. Bostancı, sanatseverleri, Kültür Sanat Çarşısı’ndaki atölyesinde bu derinlikli yolculuğa davet ediyor.

Depremde yıkılan camiler tuvalde hayat buluyor Haber

Depremde yıkılan camiler tuvalde hayat buluyor

Hataylı sanatçı Yusuf Altunay, “asrın felaketi” olarak tanımlanan büyük deprem sonrasında sanatını, bölgede yaşanan yıkımın izlerini silmek ve iyileşmeye katkı sağlamak amacıyla kullanmayı sürdürüyor. Altunay, geçmişte büyük ilgi gören eski Antakya temalı eserlerine, şimdi de depremin yıktığı camilerin tablolarını ekledi. Anadolu'nun ilk camisi olarak bilinen Habib-i Neccar Camii, Kantara Camii ve Nakip Camii gibi tarihi yapıları spatula tekniğiyle resmeden sanatçı, bu eserlerini Kültür Sanat Çarşısı’nda sanatseverlerle paylaşıyor. Yusuf Altunay, sanatın gücüne olan inancını vurgulayarak, “Hatay, farklı inanç ve kültürlerin uzun yıllardır bir arada yaşadığı bir şehir. Ancak maalesef büyük bir yıkım yaşandı. Ben de sanatımı, şehrimizin güzelliklerini, acılarını ve direncini anlatmaya adadım. ‘Sanat iyileştirir’ diyerek, bu felaketi yansıtan eserlerimi yaratmaya başladım” dedi. Altunay, sadece camilerle sınırlı kalmayıp, Antakya’daki farklı dinlere ait kutsal alanları da resmetmeye devam ettiğini ve bu eserlerin de sergileneceğini belirtti. Sanatseverlerin yoğun ilgisini çeken Altunay’ın eserleri, hem hüzün hem umut dolu bir yolculuk sunuyor. Sanatçıyı, deprem felaketinden önce Saray Caddesi’ndeki atölyesindeki çalışmalarıyla bilen sanatseverler, “Memleket temalı tablolara bakınca geçmişi derin bir özlemle arıyoruz ve anıyoruz” diyerek duygularını paylaştı.

Hatay'ın kültürel zenginliği ve tarihi dokusu Emel Genç'in fırçasıyla canlandı Haber

Hatay'ın kültürel zenginliği ve tarihi dokusu Emel Genç'in fırçasıyla canlandı

Sanat dünyasının tanınmış isimlerinden Ressam Emel Genç, yeni eseriyle memleketi Hatay'a olan derin sevgisini ve bağlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Sanatçı, "Bu Tabloda Hatay Var" adını verdiği ve büyük beğeni toplayan tablosunda, Hatay'ın inanç çeşitliliğini, kültürel zenginliğini, sanatsal mirasını, tarımını ve tarihi dokusunu yansıttı. 6 Şubat depremlerinde büyük yıkım yaşayan Hatay'ı fırça darbeleriyle yeniden inşa etmeyi amaçlayan Emel Genç, bu anlamlı eseriyle hem bir sanat yapıtı ortaya koydu hem de güçlü bir bellek ve umut mesajı verdi. Yapım sürecinde yoğun ilgi gören tablo, sanatçının kariyerindeki özel çalışmalardan biri olarak değerlendiriliyor. Eserin son hazırlıklarını tamamlayan Genç, tablonun kısa süre içinde Kültür ve Sanat Çarşısı girişinde kendisine ayrılan özel alanda sergileneceğini duyurdu. Tablonun Hatay'a adandığını belirten sanatçı, çalışmanın aynı zamanda bir umut ve yeniden diriliş sembolü olduğunu ifade etti. Ressam Emel Genç, esere dair duygularını şu şekilde aktardı: “Bugüne kadar yaptığım birçok tablo arasında bu çalışmanın yeri çok ayrı. Her fırça darbesinde büyük bir duygu yoğunluğu yaşadım. Çünkü bu tabloda memleketimin her bir detayını anlattım. Çocukluğum, anılarım ve en önemlisi barış, sevgi ve hoşgörünün şehri bu tabloda yer alıyor. Habibi Neccar Dağı'ndan Daphne'ye, farklı inançların seslerinden yöresel zenginliklere, tarihi Antakya evlerinden taş köprüye, tarım ürünlerinden Affan kahvesinin tarihi sandalyelerine kadar birçok ayrıntıyı eserde işlemeye çalıştım. Başarılı olup olmadığımı izleyicilerimiz değerlendirecek.” Hatay'ın sıcaklığını ve çok yönlü yapısını sanatıyla aktaran bu eser, sadece bir tablo olmanın ötesinde, yaşanmışlıkların, acıların ve yeniden doğuşun bir ifadesi olarak nitelendiriliyor. Emel Genç’in “Bu Tabloda Hatay Var” adlı çalışmasının, Hatay halkına moral vereceği ve sanat camiasında uzun süre konuşulacağı öngörülüyor.

Ressam Safter Çevirgen: Sanat, bir kültür ürünüdür Haber

Ressam Safter Çevirgen: Sanat, bir kültür ürünüdür

Sanatın toplumsal etkisi üzerinde değerlendirmelerde bulunan Ressam Safter Çevirgen, sanat ve sanatçı arasındaki denklemin izleyiciyi farklı bir yerde görme arzusu meydana getirdiğini söyledi. Sanatın, toplum arasında karşılıklı bir etkileşim olduğunu belirten Çevirgen, şunları şunları söyledi: "Başka bir deyişle sanat bir kültür ürünüdür. Klasik tanımlamalarda sanat olgusu bir tur 'güzellik  ülküsü' olarak ifade edilmiş olsa da, günümüz dünyasında bu tanımlama artık geçerli değil diye düşünüyorum. Ancak hemen anlaşılacağı gibi bu tanımlama bile güzel olanın kim tarafından belirleneceği noktasında toplumun önemine işaret etmek istiyorum. Günümüz dünyasında daha geçerli olduğu düşünülen yaklaşım ise sanat olgusunun tanımlanmasından öte, asıl olarak sanatsal yaratım sürecine odaklanmayı tercih etmektedir. Bu bağlamda sanatsal yaratım sureci ise 'gerçekliğin yeniden üretilmesi' sürecidir." Bu süreç içerisinde sanatçının toplumsal yaşamın olumlu ya da olumsuz etkisi altında oluğunu ifade eden Ressam Çevirgen, şunları kaydetti: "Yani sanatçı sanat eserini oluştururken ya toplumsal düzlemdeki ortak kabullerin etkisi altında kalır ya da bunları reddederek yeni bir yaklaşım geliştirir. Ortaya çıkan sanat eseri de, toplum ile bir etkileşime girerek mevcut kabulleri  destekleyerek kuvvetlendirici bir etkide bulunur ya da toplumsal kabullerin  sorgulanarak eleştirilmesine aracı olur. Bu gelişmeler sırasında sanat ve toplum arasındaki ilişkiyi etkileyen çeşitli toplumsal faktörlerden de söz etmek gerekmektedir."

Orijinalist Art Gallery, Sanatseverleri Bekliyor Haber

Orijinalist Art Gallery, Sanatseverleri Bekliyor

Adana'da faaliyet gösteren Orijinalist Art Gallery 3 yıldır sanatseverlere kapılarını açıyor. Galerinin küratörü olan sanatçı Faruk Keskin, "TOGETHER" sergisinde kendi eserleriyle yer almanın yanı sıra küratörlük ve sanat danışmanlığı görevlerini de üstleniyor. Sanatçı Faruk Keskin'e galeride sergilenen eserler, yapılan çalışmalar ve kendisini tanımaya yönelik sorularımızı yönelttik: Orijinalist Art Gallery hakkında bilgi verebilir misiniz? Orijinalist Sanat Galerisi olarak Adana Gazipaşa’da yer almaktayız. Üç yıldır faaliyet halindeyiz galeride hedeflediğimiz nokta sadece yerel bir galeri olmaktan öte hem şehirdışı hem de yurtdışında faaliyet göstermek.  Faruk Keskin Kimdir? ‘’Together ‘’sergisinde hangi eserleriniz yer aldı? Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümünde 2015-2017 dönemleri arasında Geçirdiğim öğrencilik hayatım sonrası sanat kariyerime Çukurova Üniversitesi'nde devam ettim. Oradan da 2021 yılında mezun oldum. Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliğinde Yüksek Lisans için ikinci yılımda Tez dönemindeyim. Aktif sanat hayatına da Adana'da devam etmekte olup 3 yıldır da galerimizin başında yer almaktayım. Galerimizdeki "TOGETHER" sergisinde, küratörlük ve sanat danışmanlığı görevlerimi üstlenmenin yanı sıra, beş eserimle de yer alıyorum. Galerimizde sergilenen kendi eserimden bahsedecek olursak; 2 yıldır devam eden parçalanma serisine devam ediyorum. Parçalanma serisi bir tür yozlaşma serisi ele aldığım ana materyal konu daha çok insan ve insan bedeni. Bu yozlaşma kavramı aynı zamanda bir soyut kavram olduğu için daha çok bunu insan bedeni üzerinde deformasyonlarla beraber ele alıyorum. Hem içsel bir yozlaşma hem de fiziken biyolojik olarak farklı bir noktaya evrilen insan doğasının sancılı sürecinin bir tür izdüşümünü ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Burada 5 eserimle yer almaktayım. ‘’Together’’ Sergisi ve sergide yer alan 41 sanatçının eserlerinden bahsedebilir misiniz? 15 Aralık 2023 Cuma günü açılışını gerçekleştirdiğimiz ‘’Together’’ karma sergisinde 41 sanatçı yer aldı. Sergimizin belli bir teması yok multidisipliner bir anlayış söz konusu. Sergimizde 41 sanatçının resim heykel ve seramik mozaik gibi birçok daldan eseri mevcut. Türkiye ve yurtdışından eserleri olan sanatçılarımız mevcut.  Buradaki eserlerde sanatçıların kullanmış olduğu üslup izleyiciye de aynı şekilde sanatın kendi içerisinde barınan üsluplarını da bir arada görme şansı sunuyor. Eserleri yurtdışı ve yurtiçinde rağbet gören sanatçılarımız mevcut. 41 sanatçımızın her birini kendisine hitap eden ya da kendisine yakın hisseden izleyici kitlesi oldu burada.  Sergimizde hem yurt içi hem de yurt dışı sanatçılarımız bulunmakta. Bunlardan bahsedecek olursak mesela aramızda Ukraynalı, İranlı gibi birçok milletten sanatçı yer almakta. Aktif sanat hayatına yurtdışında devam eden Şükrü Karakuş (İspanya’da), İzmir de heykel sanatı çalışmaları gerçekleştiren Adem Yeşilyurt ve Çukurova üniversitesinden benimde danışmanım olan Doç. Dr. Özgür Aktaş gibi bir çok farklı alanda çalışma gerçekleştiren sanatçılarımızın eserlerini sergimizde görmeniz mümkün. Sergimizde yer alan diğer sanatçılarımızdan da bahsetmek isterim. İllüstrasyon sanatçısı Nur Banu Kılıçer’in eserleri yakın zamanda uluslararası sayfalarda paylaşıldı. Kendisinin Adidas ile ortak çalışmaları mevcut. Yine genç sanatçılarımızdan Onur Sarusu’nun eserlerini yakın zamanda Balıkesir’e ve yurt dışına gönderdik.  Sergi ne zamana kadar sürecek? 5 Ocağa kadar sürmesi planlanan sergimizin süresini uzattık. Sergi sürecinin başından beri çok keyifli bir atmosfer süreci oldu, keyifli anlar şahit olduk halada ilginin devam ettiğini görmekteyiz bu nedenle sergimizi uzatma kararı aldık. Orijinalist Art Gallery olarak hedefleriniz neler? 11 ocakta Orijinalist sanat olarak Hotel Bosnalıda bir program gerçekleştireceğiz.  Aynı zamanda 11 Mart- 21 Mart tarihleri arasında yine 13 yabancı sanatçının katılacağı Uluslararası bir projeye hazırlanıyoruz. Bununla ilgili duyuruları sosyal medyadan yapacağız. Sadece Adana ile sınırlı kalmayıp ülke içi ve dışında faaliyetler göstermek istiyoruz. Yaratıcılık süreciniz nasıl işliyor, eserlerinizi nasıl ortaya çıkarıyorsunuz?  Çalışmaya başlamadan önce belirli bir ritüel takip ederim. İlk olarak, projemin temelini oluşturacak konsepti belirlemeye çalışırım. Bu, genellikle içsel duygularım, düşüncelerim veya dış dünyadan aldığım izlenimlerle şekillenir. Müzik benim için önemli bir ilham kaynağıdır. Özellikle çizim yaparken, Death Metal gibi güçlü ve enerjik müzik türlerini tercih ederim. Bu müzik, çalışmalarımda aradığım hırçın ve keskin ifadeyi sağlamama yardımcı oluyor. Klasik müziği de bir o kadar seviyorum, ancak çizim sürecinde tercih etmiyorum. Çalışmalarımın başlangıcında, duygusal durumum ve ruhsal dünyamla içsel bir bağ kurmaya odaklanırım. Bu, eserlerimde anlam ve derinlik yaratmama yardımcı olur. Daha sonra, kullandığım tekniklere ve malzemelere karar veririm, bu da eserin fiziksel yapısını belirler.  Her aşama, eserin evrimini yönlendiren bir süreçtir ve bu süreçteki her detay, duygu durumum ve içsel dünyamla uyumlu olmalıdır. Bu paralellik, eserlerimin kişisel bir ifadesini ortaya çıkarmama yardımcı olur. Bir diğer husus eserlerimde görüntüleri birebir vermeyi de tercih etmemek. İzleyicide biraz dahil olmalı. İzleyiciyi tetikte ve gergin tutmak isterim.  Kendi zihinsel dünyanızın ve yaşantılarınızın, eserlerinizin oluşumunda nasıl bir rol oynadığını düşünüyorsunuz?  İnsanlık olarak gidişatımız bir tür yabani bir orman içinde yer alıyor. Buradan adım attığım zaman kendimi insan ormanında hissediyorum. Gördüklerim kendi zihnimde bende oluşturdukları görüntülere dönüşüyor.  Eserlerimde figürlerin yüzlerinde özellikle deforme ettiğim kısımlar onların bende bıraktığı izler zihnimde ortaya çıkan görüntülerle beraber tanıklık ettiğim yozlaşma kavramıyla beraber iç içe geçen bir hal alıyor.  Sanat anlayışımda günlük yaşantımızda çekindiğimiz ve korktuğumuz var halı altına süpürdüklerimizi aynı zamanda göstermek istiyorum. Galeri sürecim dışında haftanın belirli günleri akademik eğitim veriyorum. Bununla amaçladığım şey katılımcının veya öğrencinin ben olmasam da ona sunmuş olduğum o akademik bilgiyi, tekniği aktarmak ve onu kullanıp dönüştürebilmesini sağlamak. Workshopları daha sonra düzenlemeyi düşünüyorum.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.