# Restorasyon

İLKHABER-Gazetesi - Restorasyon haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Restorasyon haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ayasofya restorasyonunda tahribat yalanlandı Haber

Ayasofya restorasyonunda tahribat yalanlandı

Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, bazı medya kuruluşları ve sosyal medya hesaplarında yer alan Ayasofya-i Kebir Camii restorasyonunda “zeminin tahrip edildiği” ve “iş makineleriyle yapıya zarar verildiği” iddialarını kesinlikle yalanladı. Yapılan açıklamada, restorasyon çalışmalarının bilim heyeti ve uzman denetimi altında, yapının güvenliği ve özgünlüğü korunarak sürdürüldüğü vurgulandı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: ''Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medya hesaplarında, Ayasofya-i Kebir Camii’ndeki restorasyon çalışmalarına ilişkin “zeminin tahrip edildiği” ve “iş makineleriyle yapıya zarar verildiği” şeklinde paylaşılan iddialar dezenformasyon içermektedir. Ayasofya’nın gelecek nesillere sağlam şekilde aktarılması amacıyla 2023’te başlatılan restorasyon süreci, Vakıflar Genel Müdürlüğü koordinasyonunda ve Bilim Heyeti ile Koruma Kurulu’nun bilimsel raporları ve teknik onayları doğrultusunda yürütülmektedir. Deprem güvenliğini artırmak için ana kubbenin kurşun kaplamalarının yenilenmesine ve iç mekânın korunması için kubbenin geçici çelik konstrüksiyonla kapatılmasına Bilim Heyeti tarafından karar verilmiştir. Bu sistemi taşıyacak 43,5 metre yüksekliğindeki dört ana kolonun yerleşimi de yine bilim heyeti tarafından belirlenmiştir. Çelik malzemelerin taşınması için iş makinesi kullanımının zorunlu olduğu Bilim Heyeti tarafından tespit edilmiş; zemin için statik hesaplar, yükleme testleri, zemin sınıfı analizleri ve georadar taramaları yapılmıştır. Zemin taşıma kapasitesi m² başına 25 ton olarak ölçülmüş; bunun üzerine m² başına 30 ton taşıyabilen özel bir sistem kurulmuştur. Çalışmalarda kullanılacak en ağır aracın zemine uyguladığı yük ise sadece 6 tondur, hazırlanan zemin bu yükü fazlasıyla taşımaktadır. Girişten harime kadar özgün mermerleri korumak için prekast, ahşap ve çelik elemanlarla güçlendirilmiş platform yapılmış; harimde mermer döşemeler belgelenmiş ve tüm zemin testleri tamamlanmıştır. İş makinelerinin hareket edeceği alanlarda yükü yayarak mermeri koruyan çok katmanlı geçici döşeme sistemi Bilim Heyeti’nin belirlediği teknik esaslara göre uygulanmış; zemine keçe, kum, kontra, ahşap karkas, xps, ses şiltesi ve baklava sac yerleştirilmiştir. Egzoz gazının yayılmaması için duman emici sistemler kullanılmaktadır. Ayasofya-i Kebir Camii’nde yürütülen tüm çalışmalar, yapının güvenliğini ve özgünlüğünü korumak amacıyla Bilim Heyeti’nin denetimi altında, bilimsel yöntemlerle ve yüksek hassasiyetle yürütülmektedir. Yapılan işlemler Ayasofya’ya zarar değil, Ayasofya’nın güçlendirilmesi ve korunması içindir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.''

Değirmendere'nin sessiz tanığı kale, restore edilmeyi bekliyor Haber

Değirmendere'nin sessiz tanığı kale, restore edilmeyi bekliyor

Osmaniye'nin Kadirli ilçesine bağlı Değirmendere Köyü’nde bulunan kale, bakımsızlıktan yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Ortaçağ'dan kalma bir kilisenin yanında yer alan ve garnizon gözetleme yapısı olarak inşa edildiği düşünülen Değirmendere Kalesi’nin aşınan duvarları, her geçen gün biraz daha dökülüyor. Kadirli'nin kültürel mirası içinde önemli bir yere sahip olan kaleye bugüne kadar herhangi bir restorasyon çalışması yapılmamış olması, yöre halkını derinden üzüyor. Kaleden düşen taşların bir bir yok olması karşısında, köyde yaşayan ev hanımı Özlem Dandıl ve eşi Soner Dandıl hiçbir karşılık beklemeden kendi imkanlarıyla kaleyi korumaya çalışıyor. Çukurova genelindeki tarihi yapılarla ilgili araştırmalar yapan Tarihçi Cezmi Yurtsever’in de ziyaret ettiği kalede, taşların dökülmesinde ağaç köklerinin büyüyerek yapıya zarar vermesinin de etkili olduğu belirtiliyor. Köy halkından tarihi yapıda nöbet Kalenin kaderine terk edildiğini vurgulayan Özlem Dandıl, şöyle konuştu: “Eşimle birlikte, elimizden geldiğince nöbet tutarak kaleyi define avcılarından korumaya çalışıyoruz. Kalenin kaderine terk edilmiş olması bizi çok üzüyor. Düşen taşları kimsenin almaması için hiçbir maddi beklenti içinde olmadan uğraşıyoruz. Bunu tamamen kendi isteğimizle, vatan ve millet sevgisiyle yapıyoruz. Bu kale ve civardaki diğer yapılar sağlamlaştırılsın, restore edilsin. Ziyaretçi sayısı çok. Burası ayakta kalmalı ki tarihi değerler gelecek nesillere ulaşabilsin. Tarihimiz ve geçmişimiz olmadan geleceğimiz olmaz.”

Divriği Ulu Cami restorasyon çalışmaları tam not aldı Haber

Divriği Ulu Cami restorasyon çalışmaları tam not aldı

Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onursal Başkanı Dr. Haluk Uygur, Sivas’ın Divriği ilçesinde bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Divriği Ulu Cami’yi yeniden ziyaret etti. Uygur’un amacı, tamamlanan restorasyon çalışmalarını yerinde incelemekti. Daha önce beş kez ziyaret ettiği tarihi yapıya bu kez temkinli yaklaştığını belirten Dr. Uygur, “Türkiye’de yapılan restorasyonlar göz önüne alındığında endişelerimiz vardı. Zira Divriği Ulu Cami ibi özgün ve sanat tarihi açısından eşsiz bir eserin restorasyonu büyük hassasiyet gerektiriyor” dedi. Dr. Uygur, Divriği Ulu Cami’nin sadece Anadolu’nun değil, dünya sanat tarihinin en önemli yapılarından biri olduğunu ifade ederek, “Barok sanatının dünyadaki en eski örneklerinden biri olan bu eser, benzersiz detaylarıyla tarihte iz bırakmıştır. Bu yüzden yapılacak en küçük bir hata bile bu biricikliği yok edebilirdi” diye konuştu. Yerinde yaptığı incelemelerde restorasyonun son derece başarılı bir şekilde gerçekleştirildiğini anlatan Uygur, “Yapı hem sağlamlaştırılmış hem de özgün dokusu korunarak kötü eklentilerden arındırılmış. Bezeme detayları görünür hale getirilmiş, çevre düzenlemesi ve ışıklandırma çalışmaları dikkatle yapılmış. Ayrıca caminin arkasındaki tepeye yapılan seyir terası sayesinde, ziyaretçilerin Divriği Ulu Cami’ni ve yanındaki kaleyi bütünlük içinde görebilmeleri sağlanmış” ifadelerini kullandı. Uygur, şunları kaydetti: “Zaten bir başyapıttı, şimdi dünyanın eşsiz eserlerinden biri haline geldi. Önümüzdeki günlerde caminin iç kısmına dair fotoğrafları da paylaşacağım. Şimdilik sadece kapıların son hali bile eserin ulaştığı noktayı gözler önüne seriyor. Restorasyon 9 yıl sürdü UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan ve yaklaşık 9 yıl süren restorasyonun ardından 6 Mayıs 2024'te yeniden ibadete ve ziyarete açılan Divriği Ulu Camisi ve Darüşşifası, binlerce konuk ağırladı. Anadolu beyliklerinden Mengücekoğulları döneminde hükümdar Süleyman Şah'ın oğlu Ahmed Şah tarafından 1228 yılında yaptırılan Divriği Ulu Camisi 1280 metrekare, caminin bitişiğinde Behram Şah'ın kızı Melike Turan Melek'in aynı yıl yaptırdığı darüşşifa da 768 metrekarelik alanda bulunuyor. Darüşşifa taç kapısı, caminin kuzey ve batı taç kapısı ile Şah Mahfili taç kapısının her biri birbirinden farklı eşsiz bezemeleri ile dikkati çekiyor. 2015 yılında restorasyonuna başlanılan Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nda çatı değişimi, lazer temizleme, enjeksiyon sistemi, güçlendirme çalışması gibi işlemler gerçekleştirildi. Caminin etrafında bulunan 190 bina kamulaştırılarak çevre düzenlemesi yapıldı.

Hatay'da depremde hasar gören 5 cami ve 1 mescit yeniden ibadete açıldı Haber

Hatay'da depremde hasar gören 5 cami ve 1 mescit yeniden ibadete açıldı

Hatay'da 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde ağır hasar gören tarihi cami ve mescitler, yapılan restorasyon çalışmalarıyla yeniden ayağa kaldırıldı. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce restorasyonları tamamlanan 5 cami ve 1 mescit için toplu açılış töreni düzenlendi. Restorasyonu tamamlanan Antakya’daki Caferiye Mescidi ile Şeyh Muhammed, Hedbeli ve Şekercik camileri ile Samandağ ilçesindeki Terzi Mehmet Camisi ve Ebul Fütuh Camisi, düzenlenen törenle ibadete açıldı. Vakıflar Haftası kapsamında Samandağ’daki Terzi Mehmet Camisi’nin avlusunda gerçekleştirilen törende konuşan Hatay Valisi Mustafa Masatlı, 6 eserin yeniden hizmete sunulmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Depremin ardından bölgede büyük bir yeniden inşa süreci başlatıldığını vurgulayan Masatlı, “Bu afetlerde bina stokumuz önemli ölçüde hasar aldı. Tarihi yapılarımız da bu zarardan payını aldı. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde dünyanın en büyük ihya, inşa ve imar operasyonu başlatıldı. Bu operasyonun önemli ayaklarından biri de kültürel mirasımızın yeniden ayağa kaldırılmasıydı.” dedi. Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde yer alan 84 farklı eserin depremden zarar gördüğünü belirten Masatlı, bu eserlerin aslına uygun şekilde ihya edilerek halka kazandırılması için çalışmaların sürdüğünü söyledi. Bugüne kadar önemli aşama kaydedildiğini belirten Vali Masatlı, yıl sonuna kadar bu eserlerin büyük bölümünün restorasyonunun tamamlanmasının hedeflendiğini dile getirdi. Törene kamu kurum temsilcileri, vatandaşlar ve din görevlileri katıldı. Açılışın ardından camilerde ilk namazlar kılındı.

850 yıllık Notre Dame Katedrali, yangından 5 yıl sonra yeniden açılıyor Haber

850 yıllık Notre Dame Katedrali, yangından 5 yıl sonra yeniden açılıyor

Fransa'nın en önemli kültürel ve tarihi simgelerinden biri olan Notre-Dame Katedrali, 2019 yılında yaşanan yıkıcı yangının ardından büyük bir restorasyon sürecinden geçerek eski ihtişamına kavuştu. 29 Kasım 2024 Cuma günü, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un katılımıyla yapılan canlı bir televizyon turunda, katedralin yenilenmiş hali ilk kez kamuoyuna tanıtıldı. Aralık 2024'ün başlarında, 7 ve 8 Aralık tarihlerinde düzenlenecek özel törenlerle Notre-Dame Katedrali, resmi olarak halka yeniden açılacak. Yangın ve Restorasyon Süreci 15 Nisan 2019'da çıkan yangın, Notre Dame Katedrali’nin ikonik kulesine ve çatısına büyük zarar vermişti. Yangının ardından, dünya çapında yapılan bağışlarla restorasyon çalışmaları için gerekli fon sağlandı. Kısa sürede yaklaşık 1 milyar dolar bağış toplandı ve restorasyon için 760 milyon dolarlık bir bütçe belirlendi. Restorasyon çalışmaları, Fransa’nın en iyi uzmanları ve zanaatkarlarının işbirliğiyle yürütüldü. Cumhurbaşkanı Macron'un Açıklamaları Cumhurbaşkanı Macron, yapılan restorasyon çalışmalarını "Bir insan macerası" olarak tanımladı ve "Bu proje, bir yetenek zincirinin sabırlı ve özverili çalışmasını içeren destansı boyutlarda bir inşa ve beceri hikayesiydi" dedi. Macron, projenin olağanüstü koşullarda ilerlediğini belirterek, "Fransa'nın en iyi uzmanlarının ve mütehassıslarının işbirliği gerektirdi" diye ekledi. Restorasyonun Zorlukları ve Modern Teknoloji Yardımı Restorasyon sürecinin büyük bir zorluk içerdiğini belirten uzmanlar, fotoğraflar ve modern teknolojilerin, katedralin eski haline tam olarak kopyalanmasına yardımcı olduğunu ifade etti. Restorasyona katkıda bulunanlardan biri olan Louise Bausiere, "Beş yılda başarmak zordu. Bunu yapmak zorundaydık, başka seçeneğimiz yoktu" diyerek sürecin zorluğuna dikkat çekti. Bausiere, restorasyonun görseller, teknikler ve estetik açıdan tamamen eski haline sadık kalınarak yapıldığını söyledi. Halka Yeniden Açılacak Notre Dame Katedrali, 7 Aralık 2024 tarihinde resmi olarak halka açılacak. Yeniden açılışla birlikte, Fransa'nın kültürel mirası olarak kabul edilen katedral, geçmişin izlerini taşıyan görkemli yapısının yanı sıra modern restorasyon tekniklerinin birleşimiyle yeniden dünyaya tanıtılacak. Notre-Dame de Katedrali Hakkında Az Bilinen 13 Gerçek Fransa'nın en önemli kültürel simgelerinden biri olan Notre-Dame de Paris, sadece mimarisiyle değil, aynı zamanda tarihiyle de büyüleyici bir öneme sahiptir. 12. ve 14. yüzyıllar arasında inşa edilen katedral, Fransız tarihinin önemli izlerini taşır ve Gotik mimarinin en görkemli örneklerinden biridir. Ancak, 15 Nisan 2019'daki yıkıcı yangın katedralin büyük kısmına zarar vermişti. Yangının ardından yapılan restorasyon çalışmalarının devam etmesine rağmen, Notre-Dame, hem tarihi hem de mimari özellikleriyle dikkat çekmeye devam ediyor. İşte Notre-Dame de Paris hakkında az bilinen 13 ilginç gerçek: Katedralin Altında Bir Pagan Şehri Bulunuyor Notre-Dame'nin inşa edildiği Île-de-la-Cité, bir zamanlar Lutetia olarak bilinen Gallo-Romen bir şehirdi. Katedral, bir zamanlar burada bulunan bir tapınağın kalıntıları üzerine inşa edilmiş olabilir. 1960'larda yapılan kazılarda, tapınaklara adanmış heykel parçaları bulundu. Cephelerinde Mimarlık Harikası Detaylar Var Notre-Dame'ın batı cephesinde, her biri heykel azizleri ve kutsal sahnelerle süslenmiş üç portal yer alıyor. Ancak bunlardan biri, Gotik tarzdan çok daha erken bir dönemi yansıtıyor: Portal Sainte-Anne, Romanesk stilin izlerini taşıyor. Çatısında Bir Orman Var Katedralin tarihi çatısında, Paris'teki hayatta kalan en eski ahşap çerçeveler bulunuyor. 12. yüzyılda kesilen yaklaşık 52 dönümlük ağaçlardan yapılmış olan bu çerçeveler, "Orman" olarak adlandırılıyor. Uçan Payandalar Gotik Modanın İkonu Notre-Dame, uçan payandaların kullanıldığı en eski yapılardan biridir. İnce duvarları desteklemek için inşa edilen bu payandalar, Gotik mimarinin ikonik bir parçası haline gelmiştir. Fransız Devrimi’nde 28 Kral Başının Çalınması 1793'teki Fransız Devrimi sırasında, katedralin cephesinde bulunan 28 İncil kralının başları kesilmiş ve kaybolmuştur. Bulunan başlar ise Musée de Cluny'de sergilenmektedir. Kuleler İkiz Değil Notre-Dame'ın iki kulesi ilk bakışta ikiz gibi görünse de, yapılan incelemeler kuzey kulesinin güney kulesinden biraz daha büyük olduğunu ortaya koymuştur. Katedralin Çanları Top Yapımı İçin Eritildi Fransız Devrimi sırasında, Notre-Dame’ın çanlarının çoğu toplar yapmak için eritildi. 2013'te, katedralin eski çanları yeniden yerine konmuş ve 17. yüzyıldan kalma sesleri yeniden kazanılmıştır. Napolyon ve Victor Hugo Katedralin Korunmasına Yardımcı Oldu Napolyon, Notre-Dame'daki 1804 taç giyme töreni sırasında, katedralin yeniden kullanılmasını sağlamış ve bu sayede yapı korunmuştur. Ayrıca, yazar Victor Hugo'nun 1831 tarihli "Notre-Dame de Paris" eseri, katedralin büyük bir restorasyona uğramasına öncülük etmiştir. Tepedeki Canavar Figürleri Ortaçağ’a Ait Değil Katedralin tepe kısmındaki canavar figürleri, aslında 19. yüzyılda restorasyon sırasında eklenmiştir. Eugène-Emmanuel Viollet-le-Duc tarafından yapılan bu eklemeler, Victor Hugo'nun romanından ilham alınarak yapılmıştır. Kırmızı Bir Aydınlatma Çubuğuydu Yangından önce, katedralin kuleninin tepe kısmında bir horoz figürü bulunuyordu. Bu horoz, aslında manevi bir paratoner işlevi görüyordu ve içindeki dini kalıntılarla, katedralin sakinlerini korumayı amaçlıyordu. Fransa’daki En Büyük Anıt Olarak Biliniyor Notre-Dame, Fransa’daki en büyük ve en çok ziyaret edilen anıt olma unvanına sahiptir. 850. yıl dönümünü kutlamak için 2013'te büyük bir restorasyondan geçmiştir. Tüm Yollar Katedrale Çıkar Notre-Dame'in dış tarafında, parke taşlarına yerleştirilmiş sekiz köşeli bir bronz yıldız, Paris’ten Fransa’daki diğer şehirlere olan mesafeleri ölçen "Point zéro des routes" olarak bilinen noktayı işaret eder. Çatıda Arılar Yaşıyor Notre-Dame’ın çatısında, 2013 yılında kurulan Buckfast arılarıyla dolu bir arı kovanı bulunmaktadır. Katedralin çevresindeki bahçelerden toplanan ballar, yoksullara dağıtılmaktadır.

Adana Atatürk Parkı’ndaki Cumhuriyet heykelleri, yeniden parlıyor Haber

Adana Atatürk Parkı’ndaki Cumhuriyet heykelleri, yeniden parlıyor

Adana’nın simgelerinden biri olan Atatürk Parkı'ndaki ünlü heykeltıraş Ali Hadi Bara imzasını taşıyan bronz Atatürk heykeli ve çevresindeki figürler, uzun bir aradan sonra restorasyon çalışmalarına alındı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk ve tek fotoğrafının çekildiği Adana'daki Atatürk Parkı'nda bulunan bronz heykeli ve burada bulunan heykeller grubunun bakımı, özenle yapılıyor. Ülkemizin yetiştirdiği en önemli heykeltıraşlardan biri olan Ali Hadi Bara'nın ustalığını gözler önüne seren Atatürk heykeli ve kaide üzerinde yer alan heykel grubu, Adana Büyükşehir Belediyesi’nin girişimiyle Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü mezunları Nurettin Yurt ve Kübra Karagedik tarafından gerçekleştiriliyor. Yapılan çalışmalarda, daha önceki restorasyon sırasındaki yaldız boyalar, heykellerin yüzeyinden temizleniyor. Heykellerdeki yaldız boyalar temizleniyor Restorasyon çalışmaları kapsamında, boyaların temizlenmesinin ardından heykellerin yüzeyindeki oksitlenmelerin özel kimyasallarla temizleneceği, oluşan çatlakların onarılacağı, daha sonra vernikleneceği ve bu sayede heykellerin özgün dokusu ve görünümünün yeniden ortaya çıkarılacağı belirtildi. Heykeltıraş Kübra Karagedik, restorasyon çalışmalarının sadece bir sanat eserinin onarılması değil, aynı zamanda Adana'nın kültürel mirasının korunması anlamına geldiğini belirterek, “Restorasyon çalışmalarımız 28 Ekim Pazartesi gününe kadar sürecek.  Adana’nın tarihi ve kültürel kimliğinin önemli bir parçası olan bronz Atatürk heykeli ve diğer heykel grubu, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı töreninde daha farklı ışıldayacak” dedi. Atatürk Parkı’nın Atatürk Caddesi'ne bakan tarafında bulunan bronz bir heykel grubu her dönemde ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Heykel grubunun en önemli parçasını, yüksek bir mermer kaide üzerindeki pelerinli bronz Atatürk heykeli oluşturuyor. Heykelin çevresinde üç farklı figür de yer alıyor. Bunlar, elinde altı ok tutan çıplak erkek heykeli, vurulan bir Mehmetçik'in tüfeğini alarak mücadeleye devam eden bir Türk kadını ve bir askerin önünde eğilip saygıyla Türk bayrağını öpen bir Türk kadınından oluşuyor.

Hatay'daki Tıbıkoğlu Konağı çok amaçlı kullanılması için restore edilecek Haber

Hatay'daki Tıbıkoğlu Konağı çok amaçlı kullanılması için restore edilecek

Hatay'ın Erzin ilçesindeki 84 yıllık Tıbıkoğlu Konağı'nın çok amaçlı kullanılması ve turizme kazandırılması için restorasyon çalışması yapılacak. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerde hasar almayan Cumhuriyet Mahallesi'ndeki 2 katlı konak için İssos Epiphaneia Antik Kenti'nin kazı ekibince restitüsyon ve restorasyon projesi hazırlandı. Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle yürütülen proje kapsamında, 1940'ta taş, kerpiç ve ahşap kullanılarak yaptırılan ve "Taşınmaz Kültür Varlığı" olarak tescillenen konağın, 2025'te ziyarete açılması hedefleniyor.  Erzin Kaymakamı Onur Özaydın, Tıbıkoğlu ailesince yaptırılan konağın, tarih ve kültür açısından büyük öneme sahip olduğunu söyledi.  Restorasyonun yakın zamanda başlayacağını  dile getiren Özaydın, "Kentleri yaşatan, ayakta tutan kültürel ve tarihi değerleridir. Dolayısıyla böyle bir konağın ilçemizde turizme kazandırılacak olması bizde heyecan yaratıyor." dedi. Özaydın, ilçe kültürünü yansıtan el sanatları eserlerinin konakta sergileneceğini anlattı.  Restorasyonun 2025'te tamamlanması hedefleniyor Arkeolog Dr. Hasan Onur Tıbıkoğlu da babası Kıbrıs Barış Harekatı muharip gazisi emekli kıdemli albay Mehmet Tıbıkoğlu'na ait yapının, tarihi ve kültürel değer olarak kamu hayatına kazandırılmasına katkı sunmaktan mutluluk duyduğunu belirtti. Proje kapsamında konağın 4 odasının farklı işlevlerde kullanılacağını anlatan Tıbıkoğlu, şöyle konuştu: "Konakta, Erzin'in ve ailenin tarihini anlatan hafıza müzesi, kütüphane, İssos Epiphaneia Antik Kenti kazılarının çalışma ofisi ile Tıbıkoğlu ailesinin yaşamını sürdürebileceği alan tasarlanacak. Ziyaretçilerin Erzin tarihini öğrenebileceği ve dokunabileceği bir ortam yaratmış olacağız. 2025'ten itibaren konak, Erzin kültürüne, tarihine ve sosyal dokusuna hizmet etmeye başlayacak." Konağın sahibi Mehmet Tıbıkoğlu da aile yadigarı konağın restore edilecek olmasını sevinçle karşıladıklarını kaydetti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.