TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#restorasyon

İLKHABER-Gazetesi - restorasyon haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, restorasyon haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mersin'deki Hebilli Kalesi'nin restorasyonu, tartışma konusu oldu Haber

Mersin'deki Hebilli Kalesi'nin restorasyonu, tartışma konusu oldu

Mersin'in merkez Akdeniz ilçesine bağlı Hebilli Mahallesi'nde yer alan ve Bizans yapısı olduğu düşünülen Hebilli Kalesi’nin restorasyonu, kentte tartışma konusu oldu. Mersin Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) ile Adana Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından, yapılan ihaleyle, Bizans yapısı olduğu düşünülen Hebilli Kalesi bir süre önce restore edilmeye başlandı. Bir mimarlık şirketi tarafından başlatılan restorasyondaki uygulamayı, tarih araştırmacısı ve turizmci olan Mehmet Dilbaz, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından, "Mersin Hebilli Kalesi'nde devam eden restorasyon çalışmasından bir fotoğraf. Konunun uzmanlarına sormak istiyorum, yapılan işlem doğru mudur?" ifadesiyle paylaştı. Bu paylaşımın ardından, tarihi yapının restorasyonu konusunda tartışma başladı. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Arkeolog Ali Topal da, "Tarihi yapı, yapımında devşirme malzemeler kullanılmış bir Ortaçağ kalesi. Muhtemelen çevredeki antik kalıntılardan getirilen malzemeler daha çok iç kısımda kullanılmış. Üst kısımdaki taşlar ise tamamen yapan mimarın eseri. Bu kısımda kesme taş kullanılmış. Milimetrik incelikte işlenmiş kalker taşla çok güzel bir işçilik ortaya konmuş. Restorasyonun orijinaline uygun yapılacağı söylenmişti. Ancak uygulama hiç de öyle değil. Burada restorasyondan çok, mantolama gibi bir çalışma yapılıyor." dedi. Hebilli Kalesi Bizans yapısı olduğu düşünülen Hebilli Kalesi’nin MS 7. yüzyılda Emevi ordusu tarafından ele geçirildiği tahmin ediliyor. Kale, adını Kaleh Habellieh adlı Emevi komutanından alıyor.

Uzuncaburç Antik Kenti'nde rahip kralların kaldığı 2400 yıllık kule restore edildi Haber

Uzuncaburç Antik Kenti'nde rahip kralların kaldığı 2400 yıllık kule restore edildi

Helenistik dönemden günümüze kadar korunmuş yapılara sahip Mersin'deki Uzuncaburç Antik Kenti'nde, milattan önce 4. yüzyıl sonlarında yapılan ve süreç içerisinde tahribata uğrayan rahip kralların kaldığı kule restore edildi. Silifke ilçesinin 30 kilometre kuzeyinde yer alan ve sütunlu caddesi, tapınakları, anıtsal çeşmeleri, tiyatrosuyla dikkati çeken antik kentte, tarihi değerlerin gün yüzüne çıkarılması amacıyla çalışmalar devam ediyor. Yıl boyu devam eden kazıların yapıldığı antik kentte, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Adana Rövöle ve Anıtlar Müdürlüğü, Adana Koruma Kurulu, bir inşaat firması ve Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Aydınoğlu başkanlığındaki ekip de restorasyon çalışması gerçekleştiriyor. Ekip, ilk olarak antik kentteki, Helenistik döneme ait yaklaşık 30 metre yüksekliğinde rahip krallar için yapılan 5 katlı yapıda arkeolojik kazı çalışması yapıldı. Kazı çalışmalarının ardından tarihsel süreç içerisinde istila ve iklim koşullarından dolayı çökme ve tahribatın yaşandığı kulede restorasyon gerçekleştirildi. - "Yapı gelecek nesillere aktarılmaya hazır hale geldi" Kazı başkanı Ümit Aydınoğlu, AA muhabirine, Uzuncaburç'un, Mersin'de en iyi şekilde korunmuş antik kentlerden biri olduğunu söyledi. Antik kentte birçok çalışma gerçekleştirdiklerini anlatan Aydınoğlu, bunlardan en önemlilerinden biri de rahip kralların ikamet ve idare merkezi olan kulede yapılan restorasyon olduğunu belirtti. Kulenin restorasyonla antik kentteki en görkemli yapı haline geldiğini aktaran Aydınoğlu, "Binlerce yıldır ayakta duran bu kule yıkılmak üzereydi. Arkeolojik kazılarını gerçekleştirdik ve kule restore edildi. 1000 yıl daha ayakta kalmasını sağlayacak şekle getirdik. Büyük bir çalışma oldu." diye konuştu. Aydınoğlu, kuledeki restorasyon öncesi yaptıkları kazılarda, Bizans dönemine ait tarım aletleri, avizeler, heykeller, takılar, teraziler gibi çok sayıda eser bulduklarını söyledi. Kuledeki kazı ve restorasyon çalışmalarının çok önemli veriler sağladığına değinen Aydınoğlu, şöyle devam etti: "Kulede hem içte hem dışta görülen bütün taşlar yerinde onarıldı. Kimyasal ve mekanik yöntemlerle kule sağlam hale getirildi. Kulede taşları birbirine bağlayabilmek için 15 bin metre çelik çubuk kullanıldı. 15 bin metre çelik çubuk kullanmak devasa bir mesele. Bunun sayesinde taşların hepsi sağlamlaştırıldı. Ardından da içeriye çelik iskelet kuruldu. Bu iskelet kuleyi boydan boya kaplıyor. Katları da oluşturuldu. Dışardan da çelik kuşaklar yapıldı, bu kuşaklar içerideki demir iskeletle birbirine bağlandı. Hem taşlara müdahaleyle hem sağlamlaştırmayla artık bu yapı gelecek nesillere aktarılmaya hazır hale geldi." Aydınoğlu, kulenin son haliyle antik kentin en görkemli yapısı haline geldiğini belirtti. Kulenin, Uzuncaburç Antik Kenti'ndeki diğer yapılarla bütünlük sağlayacağını aktaran Aydınoğlu, "Burası Mersin'in Türkiye ve dünya çapında daha tanınır hale gelmesini ve kültürel anlamda öne çıkmasını sağlayacak durumda. Bir yandan modern sivil mimarlık örneklerini korumaya bir yandan da antik yapıları ayağa kaldırıp gelecek nesillere aktarmaya çalışıyoruz." dedi. Aydınoğlu, antik kentte yakın zamanda yapılacak çevre düzenlenmesiyle bölgenin ziyaretçiler için çekim merkezi haline geleceğini kaydetti.

Sultan 2’nci Mahmud imzalı devasa levhanın restorasyonunda sona gelindi Haber

Sultan 2’nci Mahmud imzalı devasa levhanın restorasyonunda sona gelindi

(İLKHABER)- Topkapı Sarayı’nın 2019’da Milli Saraylar’a devriyle hız kazanan restorasyon çalışmaları tüm alanlarda olduğu gibi koleksiyonlarda da etkisini gösterdi. Depolarda muhafaza edilen 3 bini aşkın hat eserinden 300’ünün restorasyonu tamamlandı. Bu eserler, geçtiğimiz Nisan ayında Topkapı Sarayı’nın Enderun Avlusu’nda yer alan Hazine Koğuşu’nda görücüye çıktı.  Topkapı Sarayı’nın paha biçilemez Hat Eserleri Koleksiyonu’na yönelik çalışmalar devam ederken Tablo Restorasyon ve Konservasyon Atölyesi’nde devasa boyutuyla dikkat çeken bir levhanın restorasyonu bitmek üzere. Sultan 2’nci Mahmud imzalı eser, 1810 - 1811 tarihini taşıyor. 208 santimetre ye 660 santimetre ölçülerine sahip eserde, beyaz boyalı bez üzerine siyah mürekkeple ve celi hatla “Allahu veliyyü’t - tevfik” yazıyor. Yaklaşık 14 metrekarelik ebadıyla benzerlerinden ayrılan eserin sergiye hazırlık çalışmasını, Milli Saraylar’ın restorasyon konusunda uzmanlık kazanmış dört kişilik ekibi yürütüyor. Restorasyonda son aşamaya gelinen 2. Mahmud imzalı hat levhasıyla ilgili Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız basın mensuplarına bilgi verdi. “Sanatkarlığının vurgulanması açısından çok önemli bir eser”  Eserle ilgili bilgi veren Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, “Öncelikle eserin iki tane önemli boyutu var. Milli Saraylar hat koleksiyonundaki önemli eserlerimizden bir tanesi. Hiç şüphesiz ki öncelikli olarak koleksiyonumuzdaki 3 bin parça eserin içinde en büyük ebatta olanlardan bir tanesi. Bunu girişte ifade etmemiz gerekir. Ama belki eserimizi daha önemli kılan diğer bir neden de Osmanlı Sultanı 2’nci Mahmud tarafından yazılmış olmasıdır. Hepimizin malumu olduğu gibi ikinci Mahmud önemli anlamda hat alanında eserler vermiş bir padişahımız. Tabii 19’uncu yüzyılda esasen yaptığı reformlarla tarihimizde bilinen bir şahsiyet olmasının yanı sıra bu sanatkarlığının da vurgulanması açısından çok önemli bir eser. Mustafa Rakım Efendi’den hat konusunda eğitimini aldığını biliyoruz. Padişahlığından sonra da hocasıyla ilişkisi devam ettiği için hat sanatında da ciddi anlamda temayüz etmesinde bu büyük hattatın katkılarının olduğunu biliyoruz. Hatta son yapılan çalışmalar gösteriyor ki, hat alanında Sultan Mahmud’un eserlerinde Mustafa Akın Efendi’nin bazı tasvip ve düzenlemeler yaptığının da delillerini bulabiliyoruz. Bu yönüyle çok önemli bir eserin önündeyiz” dedi. “Topkapı Sarayı Hat Galerisinde de sergilenmesini düşünüyoruz” Restorasyon süreciyle ilgili bilgi veren Yıldız, “Bu eser bugün gördüğünüz gibi değildi. Takdir edersiniz ki, Milli Saraylar Konservasyon atölyesinin bir yıllık bir çalışmasının sonucunda bu noktaya geldi. Burada yapılan restorasyon çalışması son derece bilimsel yöntemlerle yürütülüyor. Her aşaması görüntülü olarak kayda alınıyor. Ve her aşamasında elde edilen bulgular, yapılan uygulamalar raporlanıyor. Bu yönüyle gerçekten örnek bir çalışmayı arkadaşlarımız ortaya koydular. Tabii bu eserin sergilenmesiyle ilgili bizim esas hedefimiz, önümüzdeki yıllarda Topkapı Sarayı Darphane bölgesinde hizmete girecek olan Milli Saraylar Hat Müzesi’nde sergilemektir. Ancak öncesinde de bu güzel eserin toplumla daha erken buluşması adına Cumhurbaşkanımız tarafından Nisan ayında açılmış olan Enderun avlusundaki Topkapı Sarayı Hat Galerisinde de sergilenmesini düşünüyoruz” diye konuştu. “Tarihi benliğimize bir katkı sunacağına inanıyoruz”  Eserin tarihe benliğe sunacağı katkıdan söz eden Yıldız, “Sultan 2’nci Mahmud’un hatlarının önemli bir kısmı bugün Topkapı Sarayı’nda Hırka-i Saadet dairesinde bulunmaktadır. Oraya vakfetmiştir. Bu yönleriyle tarihte çok tartışılan bir padişah olmasına rağmen sanatıyla çok farklı değerlendirme pencerelerinin de açılabileceğini görüyoruz. Yaptığımız araştırmalara göre saltanatının ilk yıllarında yazdığı bir eser olduğunu düşünüyoruz. Söylediğim gibi kamuoyuyla buluştuğunda da önemli anlamda bu konudaki tarihi benliğimize bir katkı sunacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Hatay'da depremde zarar gören vakıf eserlerinden 30'unda restorasyon başlatıldı Haber

Hatay'da depremde zarar gören vakıf eserlerinden 30'unda restorasyon başlatıldı

HATAY (AA) - LALE KÖKLÜ/SALİM TAŞ - Tarih ve kültür kenti Hatay'da, 6 Şubat'taki depremlerde ağır hasar gören Vakıflar Genel Müdürlüğü sorumluluğundaki 71 yapıdan 30'unda restorasyon çalışmaları başlatıldı.Tarih boyunca çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan kentte, tescilli kültür varlıkları da depremlerden etkilendi. Kent genelindeki Vakıflar Bölge Müdürlüğü sorumluluğundaki 101 eserden 71'i depremlerde ağır hasar gördü, 30'u ise afeti hasarsız veya az hasarlı olarak atlattı.Depremde zarar gören 71 eserden 30'u restorasyon ve onarım çalışmaları için yatırım programına alındı.Kırıkhan ilçesindeki Beyazid-i Bistami Türbesi, Antakya'daki Anadolu'nun ilk camisi özelliğini taşıyan Habib-i Neccar Camisi ile Rum ve Süryani Katolik kiliseleri başta olmak üzere çok sayıda cami, kilise, türbe, hamam, han ve geleneksel evin bulunduğu 30 vakıf eser, aslına uygun olarak onarım ve restorasyon çalışmalarının ardından yeniden ayağa kaldırılacak.Vali Mustafa Masatlı, AA muhabirine, temel gayelerinin kültürel varlıkları, tarihi dokusuyla kadim şehir Hatay'ın yeniden inşası ve ihyası olduğunu söyledi.Depremlerde büyük hasar alan Hatay'da çok sayıda tarihi yapının büyük yıkımlara uğradığını ve zarar gördüğünü aktaran Masatlı, "Tarihimiz için önemli, geçmişimize ayna tutup geleceğimizi şekillendirmemizi sağlayan bu yapılarımızın yeniden ayağa kalkması için çalışmalarımıza daha çok ivme kazandırmış bulunmaktayız. Vakıflar Bölge Müdürlüğümüzün uhdesindeki 101 eserimizden 30'u hasarsız veya çok az hasarlıdır. 71 eserimiz de maalesef ki depremde zarar görmüştür." diye konuştu.Masatlı, depremde zarar gören 71 vakıf eserden 30'unun onarımı ve restorasyonu için yer tesliminin yapıldığını ve çalışmalara başlanıldığını belirtti.Kalan 41 eserden de 17'sinin restorasyon ihale sürecinin devam ettiğini aktaran Vali Masatlı, 24 yapıda da keşif çalışmalarına başlanıldığını söyledi.Çalışmaların Vakıflar Bölge Müdürlüğü koordinesinde Konya ve Bursa büyükşehir belediyeleriyle Vilayetler Hizmet Birliği gibi kurumlarca da fonlandığını belirten Masatlı, en geç ocak ayının başına kadar zarar gören tüm eserlerde çalışmaların başlamış olacağını dile getirdi.Masatlı, tüm bu yapıların en kısa zamanda tekrardan inşalarının tamamlanacağını ve kentin kültür turizmine katkı sağlayacağını kaydetti.

Hatay'da depremde zarar gören iki müze onarılıyor Haber

Hatay'da depremde zarar gören iki müze onarılıyor

(İLKHABER)- Hatay'da Kahramanmaraş merkezli depremlerde zarar gören iki müze ve içerisindeki eserler, Kültür ve Turizm Bakanlığınca aslına uygun şekilde onarılıp yeniden ziyaretçilerle buluşturulacak. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerden etkilenen Hatay'da, zarar gören yapılar arasında, 2014'te ziyarete açılan ve 3 bin 500 metrekaresi mozaik olmak üzere toplam 10 bin metrekarelik sergileme alanı bulunan Hatay Arkeoloji Müzesi ile kentin tarihçesi, ticareti, üretimi, günlük yaşamı ve yemek kültürünün tanıtıldığı Hatay Şehir Müzesi de yer alıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığınca, her iki müzenin yapısında ve içerisindeki eserlerde oluşan tahribatın onarımı için çalışmalar yapılıyor. Aslına uygun şekilde yürütülen çalışmaların ardından iki müze de yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açılacak. "Müzelerimizde eser kaybımız veya bir eserin yok olma durumu söz konusu değil" Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Vekili Birol İnceciköz, AA muhabirine, depremlerden hem Hatay Arkeoloji Müzesi hem de Hatay Şehir Müzesi'nin etkilendiğini hatırlattı. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak tüm deprem bölgesinde olduğu gibi Hatay'da da oldukça kapsamlı çalışmalar yürüttüklerini belirten İnceciköz, şöyle devam etti: "Deprem günü tüm bakanlıklarda olduğu gibi Kültür ve Turizm Bakanlığında da deprem bölgelerine bürokratları, sayın Bakanımızın talimatlarıyla görevlendirildik. Hemen yeni Hatay Arkeoloji Müzemizdeki eserlerin, oluşan tahribatın durumuyla ilgili bir tespit yaptık. Eski eserlerimizde böyle çok can alıcı bir tahribat söz konusu değil şükürler olsun. Biz mevcut eserlerimizin hepsini teker teker envanterlerine göre tespitlerini yaptık. Ufak eserlerimiz ile cam ve pişmiş eserlerimizde tahribatlar var. Onlarla ilgili restorasyon, konservasyon laboratuvarlarımız şu anda çalışmaya başladı. Diğer eserlerimizle ilgili de artçı depremlerde bir sıkıntı olmaması için çeşitli güçlendirmeler yaptık. Herhangi bir eser kaybımız veya bir eserin yok olma durumu söz konusu değil." İnceciköz, Hatay Arkeoloji Müzesi ve Hatay Şehir Müzesi'nde restorasyonların devam ettiğini ve zemin güçlendirmelerini tamamlamak üzere olduklarını belirtti.  "Sorumluluğumuz büyük ama gayretimiz de bir o kadar çok" İnceciköz, aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait eski eser yapıların bazılarında restorasyon çalışmalarının başladığını da bildirdi. Antakya Koruma Amaçlı İmar Planı çalışmalarının nazım plan ölçeğinde son aşamasına geldiklerinin bilgisini de veren İnceciköz, "Bugüne kadar Sayın Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy'un bölgede yapmış olduğu toplantılarda, hem benim bölgeye gelerek yapmış olduğum toplantılarda Sayın Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy'un talimatlarıyla, katılımcı planlama anlayışıyla kentsel hafızanın yaşatıldığı, tarihi Antakya dokusunun yeniden canlandırıldığı bir şehir için elimizden gelen gayreti sarf ediyoruz. Sorumluluğumuz büyük ama gayretimiz de bir o kadar çok." dedi. Hatay'ın tarihi dokusuyla önemli bir kent olduğunu vurgulayan İnceciköz, bu anlamda bir bilim ekibi oluşturduklarını ve kültür enkazının kaldırılmasıyla ilgili bir laboratuvar kurduklarını anlattı. İnceciköz, Hatay'da birçok branşta çok sayıda işe el attıklarını, kısa vadede bunları tamamlamayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.