#Şair

İLKHABER-Gazetesi - Şair haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Şair haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Necip Fazıl Kısakürek'in en sevilen ve bilinen şiirleri Haber

Necip Fazıl Kısakürek'in en sevilen ve bilinen şiirleri

Necip Fazıl Kısakürek, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak, şair, romancı, oyun yazarı ve İslamcı ideolog olarak tanınır. 24 yaşında yayımladığı ikinci şiir kitabı "Kaldırımlar" ile tanınmıştır. Eğitim hayatındaki başarıları ve edebiyat dünyasındaki etkisiyle unutulmaz bir Türk şairi olarak adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. 25 Mayıs 1983'te aramızdan ayrılan Kısakürek'in eserleri ve düşünceleri hala güncelliğini korumaktadır. İşte unutulmaz şair Necip Fazıl Kısakürek'in bazı güzel şiirleri: Beklenen: "Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar." SON BAHAR Aslında yaprak sıkılmıştı ağaçtan. Bahaneydi son bahar. Gelmişti ayrılık vakti. Bir göz yaşı damlası gibi, Damlayıp gidiyordum uzaklara. Son baharda bahanem oldu işte. Sarılmıştım rüzgara gidiyordum buralardan uzaklar. Yine yazı bekler oldum bir ümit. Yeniden senle açarız diye, Belki yeniden doğarız dağlar ardından doğan güneşle diye. Yaz geldi bahar geldi ama sen gelmez oldun beklerim ben yine.Bu yaz öbür yaz belki bir ömür. Beklerim ben seni bir daha bulabilme ümidi ile beklerim ben. Mezarıma geliceğini bilsem hiç düşünmeden ölürüm ben… Dayan Kalbim Seni dağladılar değil mi kalbim, Her yanın, içi su dolu kabarcık. Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. Sensin gökten gelen oklara hedef; Oyası ateşle işlenen gergef. Çekme üç beş günlük dünyaya esef Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık! Anneciğim: "Ak saçlı başını alıp eline, Kara hülyalara dal anneciğim! O titrek kalbini bahtın yeline, Bir ince tüy gibi sal anneciğim!" Aç Kapıyı: "Aç kapıyı haber var, Ötenin ötesinden. Dudaklarda şarkılar, Kurtuluş bestesinden." Anneme Mektup: "Ben bu gurbet ile düştüm düşeli, Her gün biraz daha süzülmekteyim. Her gece, içinde mermer döşeli, Bir soğuk yatakta büzülmekteyim." Ağlayan Çocuklar: "Kafesli evlerde ağlar çocuklar, Odalarda akşam olurken henüz. O zaman gözümün önünde parlar, Buruşuk buruşuk, ağlayan bir yüz." Veda: "Elimde, sükutun nabzını dinle, Dinle de gönlümü alıver gitsin! Saçlarımdan tutup, kor gözlerinle, Yaşlı gözlerime dalıver gitsin!" Akrostiş: "İhtilal acentası... Solun tam da ortası. Moskof ’un oltası.. Eli, zulüm muştası. Tek ümidi, cuntası İnkılap, avantası... Nemrut, onun atası... Ölüm yolu, rotası.. Namlı servet çantası.. Ünlü küfür softası.." Utansın: "Tohum saç, bitmezse toprak utansın! Hedefe varmayan mızrak utansın! Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen! Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!" Necip Fazıl Kısakürek'in bu güzel şiirlerinin yanı sıra diğer eserleri de Türk edebiyatının önemli bir parçasını oluşturur.

"Mehmet Akif İnan Ödülleri" sahiplerini buldu Haber

"Mehmet Akif İnan Ödülleri" sahiplerini buldu

Memur Sendikaları Konfederasyonu’nun (Memur-Sen) kurucusu, eğitimci, şair ve yazar Mehmet Akif İnan'ın 24'üncü ölüm yılı dolayısıyla Mehmet Akif İnan Vakfı ile Memur-Sen tarafından Ankara’da bir otelde 5'inci ‘Mehmet Akif İnan Ödül Töreni’ düzenlendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın da katılım sağladığı program, Emekli Memur-Sen Genel Başkanı Ali Küçükkösen'in, Kur'an-ı Kerim tilaveti ve Mehmet Akif İnan’ın hayatının anlatıldığı kısa video gösterimiyle başladı. Programda, tören kapsamında Başarı ve Teşvik, Kültür Sanat ve Edebiyat, Çalışma Hayatı ve Emek, Uluslararası Değer, Üstün Hizmete Vefa ve Jüri Özel Ödülü olmak üzere toplamda 6 dalda verilen ödüller sahiplerini buldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesaj gönderdi Ödül törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Memur-Sen Konfederasyonunun değerli yöneticileri, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbet ve hürmetle selamlıyorum. Sizlerin vasıtasıyla, Memur-Sen çatısı altında hak, adalet ve emek mücadelesi veren tüm kardeşlerime selamlarımı gönderiyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyor, 5'inci Mehmet Akif İnan Ödülleri'nin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ödül almaya hak kazanan kültür-sanat erbabımızın her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Bu vesileyle bir kez daha Memur-Sen'in kurucusu değerli ağabeyimiz, şair, mütefekkir Mehmet Akif İnan'ı rahmetle yâd ediyor, mekânı inşallah cennet olsun, Rabbim ondan razı olsun diyorum. Rahmetli Akif İnan'ın emaneti olan Memur-Sen'in ilkeli sendikacılık anlayışının bir gereği olarak, tüm dünyada hakkın, merhametin, özgürlüklerin savunuculuğunu yapmasını takdirle karşılıyoruz. 7 Ekim'den beri Gazzeli kardeşlerimize yönelik, İsrail tarafından yürütülen katliamlara ülkemizde en güçlü tepkiyi veren sivil toplum kuruluşlarımızın başında Memur-Sen gelmektedir. Amerika ve Avrupa'nın koşulsuz desteğini alan işgalci İsrail güçleri karşısında tam 3 aydır vatanlarını onurlarını ve özgürlüklerini cesaretle savunan Gazzeli kardeşlerimizi yalnız bırakmamakta kararlıyız. 1967 sınırları temelinde başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kuruluncaya kadar Filistin halkına yönelik desteğimizi sürdüreceğiz. Rabbim Gazzeli kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum. Bu düşüncelerle ödül törenine öncülük eden Memur-Sen'i, Mehmet Akif İnan Vakfı'nı ve değerli yöneticilerini canı gönülden tebrik ediyor. Sizleri en kalbi muhabbetlerimle saygıyla selamlıyorum." Programda açılış konuşması gerçekleştiren Bakan Işıkhan, her yıl Mehmet Akif İnan adına yapılan bu törenden dolayı, Mehmet Akif İnan Vakfı’na ve Memur-Sen Konfederasyonu’na teşekkür etti. Bakan Işıkhan, Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Akif İnan, Rasim Özdenören gibi fikir adamlarımızın mücadelesiyle düşünce, kültür ve siyaset alanında bugünkü seviyelerine geldiklerini ifade etti. Bu düşünce insanlarının kültür alanında verdikleri mücadelenin meyvelerini bugün topladıklarını söyleyen Işıkhan, çok daha güçlü adımlar atmaya ihtiyaçlarının oluğunu da sözlerine ekledi. Türkiye’nin, bu adımları attığı zaman daha adil bir dünyanın inşasına öncülük etme konusundaki tarihi misyonu dünyaya yeni ufuklar açacağını söyleyen Işıkhan, “Ülke ve millet olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından ortaya konan Türkiye Yüzyılı vizyonumuz ve bu istikametteki hedeflerimiz, bu tarihi görevi bizim için kaçınılmaz hale getirmektedir. Buna bağlı olarak, mevcut değerlerden aldığımız güçle kültür alanında mutlaka ciddi işler, önemli atılımlar yapmak gerektiğini biliyoruz. Siyaset ve ekonomi alanında atılan adımların artık kültürel alandaki etkin, nitelikli çalışmalarla perçinlenmesi ve desteklenmesi gerektiğinin bilincindeyiz. Adalet ve hakkaniyet davasının tam anlamıyla başarıya ulaşması, ancak kültürel alandaki dönüştürücü değer ve birikimlerin üretilmesiyle mümkün olacaktır. Bunun için kültürel varlığımızla ön plana çıkmak, bizim temel önceliklerimizden biridir” ifadelerini kullandı. “Merhum Akif İnan’ın şiirleri ne kadar güçlüyse Eğitim Bir-Sen ve Memur-Sen de o kadar güçlüdür” Mehmet Akif İnan’ın edebiyatçı ve eğitimci kişiliğinin yanında iyi de bir sendikacı tarafının da olduğunu söyleyen Bakan Işıkhan, “Sendikalarımız hiç kuşkusuz, toplumumuzu ayakta tutan en önemli sosyal yapılardır. Merhum Akif İnan’ın şiirleri ve fikirleri ne kadar güçlüyse temelini attığı Eğitim Bir-Sen ve Memur-Sen de o kadar güçlüdür. Sendikacılığı, inandığı bir dava uğruna mücadele etmenin sosyal bir tezahürü olarak ele aldığımızda; merhum şairimizin bu sahada öncü rol üstlenmesini, onun davası ve düşünceleri konusundaki samimiyetinin ve mücadele ruhunun bir ifadesi olarak görebiliriz” diye konuştu. “Memur-Sen ailesi, Türkiye Yüzyılı hedefimiz doğrultusunda en önemli paydaşlarımızdan biridir” Mehmet Akif İnan'ın izlerinin, bugün hala sendikacılık hayatına öncülük eden kuruluşlarda varlığını sürdürdüğünü söyleyen Işıkhan, “Türkiye’nin sendikal mücadelesine sağladığı katkıyla ve 1 milyonu aşkın üyesiyle Memur-Sen ailesi, Türkiye Yüzyılı hedefimiz doğrultusunda en önemli paydaşlarımızdan biridir. Sendikal geleceğini Türkiye’nin geleceğiyle bir gören bu toplumsal aksiyonun bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de çalışma hayatımızı hem niteliksel bakımdan hem de niceliksel bakımdan geliştireceğine yürekten inanıyorum” açıklamasında bulundu. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise, Memur-Sen’in sendikacılık hayatında yeni bir açılımın başlangıcını yaptığını belirterek, “Bugün gelinen nokta itibarıyla 30 yılı geride bırakan ve yarım asrı deviren, mücadele tarihi ile kendini kabul ettirmiş bir kitledir. Memur-Sen diğerlerine göre değil, değerlerine göre sendikacılık yapmaktadır” dedi. “Kültür dünyasından çalışma hayatından, uluslararası boyutuyla önemli kişilik ve kimliklere haklarını temsil edeceğiz” Yalçın, Mehmet Akif İnan’ın ölüm yıl dönümünü anmak ve  İnan’ın adına düzenlenen ödül töreninde, ödül almaya hak kazanan kişilere ödüllerini takdim etmek adına bulunduklarını ifade ederek, “Edebiyat dünyasından, kültür dünyasından çalışma hayatından, uluslararası boyutuyla önemli kişilik ve kimliklere haklarını temsil edeceğiz, emeklerini ve katkılarını gördüğümüzü tekrar Mehmet Akif İnan Ödülleriyle ifade etmiş olacağız. Bunu vefanın gereği olarak ve ortaya konan alın terinin kıymetinin gereği olarak yapıyoruz” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından Kültür, Sanat, Edebiyat dalında Yedi İklim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ali Haydar Haksal, Üstün Hizmete Vefa dalında Anadolu Mektebi Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sami Güçlü, Uluslararası Değer dalında Siyasi karikatürist ve sanatçı Steven William Maclean Bell, Başarı ve Teşvik dalında Müzisyen, Yazar Sedat Anar, Çalışma Hayatı ve Emek dalında 6 Şubat 2023 Depreminde Üstün Yararlılık Gösteren Maden İşçileri ödüllerin sahibi oldu. Ayrıca Jüri Özel ödülü ise Filistinli çocuklara verildi.

Şiir ve fotoğrafı buluşturan "Nurullah Genç Görünenin Şiiri" fotoğraf sergisi Üsküdar'da açıldı Haber

Şiir ve fotoğrafı buluşturan "Nurullah Genç Görünenin Şiiri" fotoğraf sergisi Üsküdar'da açıldı

Şiirlerinin geniş bir kitle tarafından takdir gördüğü şair ve yazar Nurullah Genç'in kendi şiirlerinden esinlenerek çektiği fotoğraflar Üsküdar Belediyesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen "Nurullah Genç Görünenin Şiiri" fotoğraf sergisinde sanatseverlerin ziyaretine açıldı. Çekilen fotoğrafların ünlü şairin şiirlerinin adeta görsel bir yansıması olduğu belirtilen serginin açılışına çok sayıda kişi katıldı. İlk defa Üsküdar'da fotoğrafla ilgili bir etkinlikte katılımcılarla buluştuğunu ifade eden Nurullah Genç "Daha önce çok defa program yaptık, ama onlar kültür sanat programı idi. Fotoğrafın benim hayatımda çok derin izleri oldu. Fotoğraf hem edebiyat hem de musiki ile, görsel sanatların tamamıyla çok yakın ilişkisi olan bir sanat dalı. Bugün yeryüzündeki pagan kültürünün, mitolojik kültürün tanrı komedyasının ve şu an dahi Filistin'de canımızı acıtan, 60 bin ton bombanın düştüğü toprakların acısı ateş medeniyetinden insanlığa sunulan elim bir durumun fotoğrafıdır. İşte o yüzden sanat anlayışına da yansıyan o hali bilmemiz gerekiyor. Bizim sanat anlayışımızla, toprak medeniyetinin sanat anlayışıyla, ateş medeniyetinin sanat anlayışı birbirinden farklıdır. Ancak ne acıdır ki son 100-150 yıldır ateş medeniyetinin dünyayı saran hakimiyeti sanat anlayışını bütün dünyaya hakim hale getirmiştir" dedi. "Önümüzdeki 40 - 50 yılda görsel sanatları kullanarak hafızaları alacaklar" Genç, sözlerini "O kadar planlı çalışıyorlar ki. Benim alanım stratejik yönetim. Seksenli yıllardan itibaren çalışırken hep şöyle dedim arkadaşlarıma; Önümüzdeki yüz yıl insanlığın hafızasını ellerinden alarak, onları mankurtlaştırarak tek bir pazarın paydası haline getirmek için görsel sanatları dorukta kullanarak büyük bir devrime imza atacaklar. Niyetleri bu. O zamanlar bilgisayar yok. İnternet yok. Fotoğraf makineleri var ama bugünkü gibi dijital değil filmli fotoğraf makineleri var. İşte o günlerde o çalışmalarda hissettiğim oydu. Önümüzdeki 40-50 yılda görsel sanatları kullanarak hafızaları alacaklar. Çünkü görsel sanatlar kodlama yapar. İşte bugün Filistin'deki hadise, neden milyonlar sokağa çıkıyor da milyarlar çıkmıyor? Hafızaları ellerinden alınmış, milyonlarca milyarlarca insanın gözü önünde yapılıyor. Bunu ne ile becerdiler son yüzyılda? Görsel sanatla fotoğrafla sinemayla musiki ile ve başka şeylerle gerçekleştirdiler." şeklinde sürdürdü. Program daha sonra Nurullah Genç'in çektiği fotoğraflar ve şiirlerinin seslendirilmesinden oluşan slayt sunumuyla devam etti. Üsküdar Belediye Başkan Yardımcısı Zekeriya Şanlıer "Üsküdar boğazın kıyısında tarihin ortasında kadim bir belde, kadim bir şehir. Dolayısıyla böyle bir beldede kültür ve sanat Üsküdar'a çok yakışıyor. Biz dün güzel bir kitap lansmanı yaptık İstanbul Camileri diye. Tabii hocamızın bizdeki yeri çok farklı, onu zaman zaman sizlerle buluşturmaya gayret ediyoruz. Çünkü kültür ve sanatın adreslerinden biri Bağlarbaşı. Dolayısıyla bugün buradayız. Yarın da güzel bir sergimiz var, "220. Yılında Üsküdar Matbaası" diye. Yarın saat 19.00'da orada da güzel bir sergimiz var" şeklinde konuştu. Konuşmanın ardından Üsküdar Belediye Başkan Yardımcısı Zekeriya Şanlıer şair ve yazar Nurullah Genç'e günün anısına hediye plaket takdim etti. Nurullah Genç de Üsküdar Belediye Başkan Yardımcısı Zekeriya Şanlıer'e Ayasofya'nın kubbesinin tam üzerinde Ay'ın olduğu tabloyu takdim etti. Ardından katılımcılar fotoğraf sergisini Nurullah Genç'in rehberliğinde gezdiler, fotoğrafları hakkında bilgi aldılar. Sergiyi ziyaret eden vatandaşlar, diledikleri eserleri satın alabilecek. Eserlere ödenen ücret ise Gazze'ye yadım olarak gönderilecek.

Kahramanmaraş'ta "4. Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri" başladı Haber

Kahramanmaraş'ta "4. Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri" başladı

KAHRAMANMARAŞ (AA) - Türk edebiyatına yön veren birçok şair ve yazarın yetiştiği "Kahramanmaraş'ta 4. Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri" başladı.Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, bu yıl "Edebiyat İyileştirir" mottosuyla edebiyatseverleri buluşturan Türkiye'nin yanı sıra birçok ülkeden yazar ve şairin katıldığı organizasyonun açılışı, Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde törenle yapıldı.Edebiyatseverlerin ilgi gösterdiği programda konuşma yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör, Kahramanmaraş'ın kadim bir şehir olduğunu belirterek kentin şiir ve edebiyatın başkenti olduğunu belirtti.Kahramanmaraş'ın birçok değeriyle ön plana çıktığına değinen Güngör, 4. Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri'ni gerçekleştirmekten dolayı mutluluk duyduklarını aktardı.Kahramanmaraş'ın şiir ve edebiyat alanında çok büyük potansiyele sahip olduğunu ve bu değeri uluslararası arenada daha tanınır hale getirmek için UNESCO yolculuğunun devam ettiğine dikkati çeken Güngör, şunları kaydetti:"Şiir ve edebiyatın başkenti olan Kahramanmaraş'ımız, çok büyük şair, yazar ve fikir insanına ev sahipliği yapmıştır. Biz bu değerimizi yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için gayret ediyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak 4 sürekli yayın çıkarıyoruz ve bunlar Yitiksöz, Evelahir, Berdücesi ile Müşterek. Çok büyük ve kesintisiz bir edebiyat geleneğine sahibiz. Karacaoğlan'dan Ahmet Kuddusi'ye, Necip Fazıl'dan Nuri Pakdil'e, Aşık Mahzuni Şerif'ten Abdurrahim Karakoç'a kadar kesintisiz bir geleneğimiz var. Biz bu geleneğimizi şiir ve edebiyat günleriyle taçlandırmak istedik. Kahramanmaraş'ın sözünü sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya ulaştırmanın gayreti içerisindeyiz. Bu değerimizi uluslararası arenada da tanıtmak için UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı'na katılmak için çalışmalarımız devam ediyor."Konuşmaların ardından program Şair ve yazar Ramazan Avcı'nın "Dünden Bugüne Kahramanmaraşlı Halk Şairlerimiz" konferansı ile halk şairlerinin deyiş ve şiir dinletileriyle devam etti.

Erdoğan'ın Büyük Filistin Mitinginde okuduğu şiir Haber

Erdoğan'ın Büyük Filistin Mitinginde okuduğu şiir

Cumhurbaşkanı Erdoğan Büyük Filistin Mitingi'nde Filistinli Yazar/Şair Tevfik Ziyad'a ait bir şiir okudu. İşte O Şiir: Dişlerimle savunacağım yurdumun her karış toprağını, dişlerimle. Başka yurt istemem onun yerine, assalar damarlarımdan beni istemem gene. Burdayım hâlâ. Aşkımın tutsağı... Evimin çevresinde. Yurdumun peşinde. Burdayım hâlâ. Yıkamazlar beni ne kadar çarmıh yükleseler omuzlarıma. Burdayım hâlâ. Tutarak sizi...tutarak...tutarak avuçlarımda. Dişlerimle savunacağım yurdumun her karış toprağını, dişlerimle. Tevfik Ziyad Kimdir? Tevfik Ziyad da Filistin tarihi denilen anıta ölümsüz ismini kazımış devrimci bir şair olarak, ayrıksı bir kişidir. O, 1929’da Nasıriye’de doğmuş, çocukluğundan beri ebeveynleriyle sıkı ve güçlü bir ilişki içerisinde olmuştur. Ziyad’ın da söylediği biçimiyle o, “iyi yürekliliği ve alçak gönüllüğü” annesinden, “cesareti” ise babasından öğrenmiştir. Ziyad, cüretkâr ve azimli bir kişidir. Bu iki vasfı Temmuz 1994’te ölene dek onda varlığını muhafaza etmiştir. Ariha’daki Arafat’ı ilk kez ziyaret ettikten sonra, Kudüs’teki İsrail Parlamentosu’na giderken hayatına son verecek trajik bir otomobil kazası geçirmiştir. Okuldaki öğretmenlerinin Ziyad üzerinde önemli bir etkisi vardır. Gençken şiir yazma ve liderlik konusunda yetenekli olduğunu gösterir. 1946’da öğrencilerin gerçekleştirdiği Filistin’deki İngiliz sömürgeciliğine karşı yapılan protestoya katılır ve Filistin’in bağımsızlığı yönünde çağrıda bulunur. 1948’deki Nekbe’nin ve İsrail’in kurulması ardından Ziyad ve ailesi anavatanlarında kalır ve Nasıriye’ye gönderilmelerine dönük gayretlere direnir. O dönemde ana vaadi, Filistinli sivillerin transferine karşı koymak olan Komünist Parti’ye katılır. Sonuçta İsrailli devlet makamlarının hedefi hâline gelir ve Filistinli sivillerin özel izin olmaksızın başka bir yere gitmesini yasaklayan katı askerî emirlere tabi tutulur. Haziran 1967 Savaşı’ndan birkaç yıl sonra İsrail Parlamentosu’na seçilir ve ardından da üzerindeki tüm kısıtlamalar bir miktar gevşer. Ziyad birçok kez hapse atılır ve işkence görür ama hapisteyken takındığı tutum efsanevîdir. Kuzeydeki bir Filistin köyünde yapılan miting sonrası kışkırtıcılık suçlamasıyla tutuklanır ve Tiberyas Tevkif Kampı’na götürülür. Burada dayak yer, işkence görür, aşağılanır ama asla teslim olmaz. Hapiste olmasına karşın kuş gibi hürdür ruhu. Ziyad en iyi şiirlerini hapisteyken kaleme alır. Kendisi ya da çektiği çileler hakkında tek kelime yazmaz, yazdıkları hep İsrail hapishanelerinde bulunan halkının çektiği çilelerle ilgilidir. Hapisten çıktığında daha serttir ve aktif bir ulusal direniş çağrısında bulunur. 1973’te İsrail Parlamentosu’na girer, birkaç ay sonra ise İsrail Ekim Savaşı’nı başlatır. O vakit Ziyad “Geçiş” isimli şiirini yazar. Bu şiirde Ziyad, Mısır ordusunun Süveyş Kanalı’nı geçişine atıfta bulunmaktadır. Sonuçta Parlamento’nun tüm İsrailli üyeleri öldürmek için üzerine yürürler ama o meydan okurcasına ayağa kalkar, İsrailli liderlerden kibirlerine ve ölümlere yol açan askerî politikalarına son vermelerini talep eder. Ziyad oldukça popüler bir şairdir, elde ettiği şöhreti başka bir Filistinli şairde yoktur. O, yaptığı devrim çağrısında alçakgönüllü ve samimidir. Şair, yüzeysel ve maddî yaşamsal lükslerden beridir. O, kendisine hayran halkının ve çocukların arasında yaşayan bir politikacıdır. Çocuklarla ilgili olarak şunları yazar: "Hayatımın yarısını verdim / Ağlayan bir çocuğu güldürene / Ve diğer yarısını ise gülün solmaması için zırh olmaya." 1975’te Nasıriye halkı onu belediye başkanı seçer ve o şehrin tarihsel prestijini yeniden tesis etmek için elinden geleni yapar. Ziyad, Nasıriye şehrindeki altyapıyı geliştirmek için hep birlikte çalışan yerel ve uluslararası gönüllüleri cezbeden “Gönüllü Çalışma Kampı” adını verdiği bir kalkınma ve insanî yardım projesi geliştirir. Aynı zamanda o dönemde İsrail hükümeti 1948’de işgal ettiği binlerce dönümlük Filistin toprağını kamulaştırma kararı alır. Bunun üzerine Filistinliler, bu kararı protesto etmek için greve giderler. Ayrıca Filistinli sivillerle İsrail ordu güçleri arasında çatışmalar yaşanır. Bu çatışmalarda altı Filistinli ölür, otuzdan fazla insan yaralanır. Dahası İsrail ordu güçleri Ziyad’a suikast tertiplerler ama başarısız olurlar. Mahmud Derviş ve Semih Kasım gibi birçok şair ondan etkilenir. Derviş, Ziyad’ın arkasından ağıt yakarak şunları söyler: "O, şiirden gösteriye, hücreye, dilin mekânına doğru hareket etmiş bir isimdir. Ziyad olağanüstü bir kişidir, şevki ve zevkiyle insanlara ilham vermiştir. O yaşama arzusu, sevinç dolu bir yaşama aşkıdır." Ziyad, politik direniş konusunda coşkulu bir isim, hayata ve insanlığa âşık bir şairdir: Sana Sesleniyorum Tutuyorum ellerini Ayağının altındaki toprağı öpüyorum Ve sana Senin hayatın için Kendi hayatımı teklif ettiğimi söylüyorum. Gözlerimin ferini hediye ediyorum sana Yüreğimin sıcaklığını. Yaşadığım dert senin felâketinin bir parçası. Bu kelimeler, insan ve şair olarak Tevfik Zeyyad’ın tüm hayatını ve hikâyesini özetlemektedir.

"Yedi Güzel Adam"ın kentinde edebiyat ödülleri sahiplerini buldu Haber

"Yedi Güzel Adam"ın kentinde edebiyat ödülleri sahiplerini buldu

KAHRAMANMARAŞ (AA) - Türk edebiyatına yön veren birçok şair ve yazarın yetiştiği Kahramanmaraş'ta düzenlenen 3. Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri kapsamında, "Kahramanmaraş Edebiyat Ödülleri" sahiplerini buldu.Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin, "Yedi Güzel Adam" olarak bilinen Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Alaeddin Özdenören ile Ali Kutlay'ın yollarının kesiştiği kentin edebiyattaki başarısının gün yüzüne çıkarılması amacıyla kentte 3 gün boyunca düzenlediği organizasyon tamamlandı.Bu yıl "Çünkü sözümüz var" mottosuyla gerçekleştirilen, 10 ülkeden 150 şair ve yazarın katıldığı etkinliğin ödül töreni, Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde yapıldı.Edebiyatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği programda konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör, 3 gün boyunca kentte değerli şair ve yazarları ağırlamaktan dolayı memnuniyet duyduklarını dile getirdi.- "Bu şehrin önde gelen markası şiir ve edebiyattır"Kahramanmaraş'ın kadimden bugüne çok değerli şair ve yazarlar yetiştirdiğini ifade eden Güngör, her yıl kentte var olan edebiyat değerinin duyurulması amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlediklerini söyledi.Organizasyonda ödül alan şair ve yazarları tebrik eden Güngör, "Şiir ve edebiyat alanında var olan bu potansiyelimizi ulusal ve uluslararası arenada daha fazla tanıtmak istiyoruz. Şiir ve edebiyatımızın tanınırlığını arttırma noktasında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı'na dahil olmayı da çok önemsiyoruz. Bu şehrin önde gelen markası şiir ve edebiyattır." dedi.- Ödül alanlarKonuşmaların ardından "Saygı Ödülü" M. Uğur Derman'a, "Şiir Ödülü" Hüseyin Atlansoy'a, "Roman Ödülü" Yasemin Karahüseyin'e, "Düşünce Ödülü" Ömer Türker'e, "Öykü Ödülü" Necip Tosun'a, "Çocuk Edebiyatı Ödülü" H. Salih Zengin'e, "Yayın Ödülü" Lacivert Dergi-Mustafa Akar'a verildi.Etkinliğe AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Rektörü Alptekin Yasım, İl Kültür ve Turizm Müdürü Seydihan Küçükdağlı, Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek ile çok sayıda davetli katıldı.

Edebiyat tutkunları "Yedi Güzel Adam"ın memleketinde buluşacak Haber

Edebiyat tutkunları "Yedi Güzel Adam"ın memleketinde buluşacak

KAHRAMANMARAŞ (AA) - Türk edebiyatına yön veren birçok şair ve yazarın yetiştiği Kahramanmaraş'ta, 23-25 Aralık'ta 3. Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri düzenlenecek.Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, "Yedi Güzel Adam" olarak bilinen Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Alaeddin Özdenören ile Ali Kutlay'ın yollarının kesiştiği kentin edebiyattaki başarısının gün yüzüne çıkarılması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor.Bu kapsamda 23-25 Aralık tarihleri arasında "Çünkü sözümüz var" mottosuyla "Kahramanmaraş 3. Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri" düzenlenecek.10 ülkeden 150 şair ve yazarın katılacağı, çeşitli etkinlik ve aktivitelerin düzenleneceği program kapsamında kentin edebiyat ile kültürel hafızasının ve bu alanda yetiştirdiği önemli isimlerinin dünyaya duyurulması amaçlanıyor.Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör, Şairler Tepesi'nde organizasyonun lansman toplantısında yaptığı konuşmada, kentin şiir ve edebiyat değerlerini hem ulusal hem de uluslararası arenada tanıtmak istediklerini dile getirdi.Şehirdeki vatandaşların öne çıkan şair ve yazarlarla buluşması için hummalı bir hazırlık yaptıklarını ifade eden Güngör, etkinlikler için kente gelen ziyaretçilerin Kahramanmaraş'ın birçok tarihi ve kültürel değerini de göreceğini belirtti.Güngör, Ahir Dağı'nın eteklerinde yer alan ve daha önceden vatandaşların yeme içme mekanı olarak kullandıkları Seyir Terası'nın ismini de Şairler Tepesi olarak değiştirdiklerini sözlerine ekledi.Program, organizasyonun tanıtım filminin izlenmesinin ardından sona erdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.