#salgın

İLKHABER-Gazetesi - salgın haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, salgın haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Uzmanlardan “3’lü salgın” uyarısı: “Frankenstein varyantı yayılıyor” Haber

Uzmanlardan “3’lü salgın” uyarısı: “Frankenstein varyantı yayılıyor”

Türkiye genelinde son haftalarda solunum yolu enfeksiyonlarında belirgin artış yaşanıyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, influenza (grip), kovid-19 ve RSV virüslerinin aynı dönemde aktif olduğunu belirterek bunun toplumda “3’lü salgın” etkisine yol açtığını söyledi. Özkaya, bağışıklık sistemini etkileyen ani hava değişimlerine dikkat çekti. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, son dönemde hava koşullarında yaşanan düzensizliğin sağlık üzerinde olumsuz etkiler oluşturduğunu ifade etti. Sonbahar ve yaz arasında gidip gelen sıcaklıklar nedeniyle bağışıklık sisteminin zayıfladığını söyleyen Özkaya, “Aynı gün içinde dört mevsimi yaşıyoruz. Bu durum grip benzeri şikayetlerle başlayan hastalıkların üç farklı virüsün etkisiyle uzamasına neden oluyor” dedi. “Frankenstein varyantı yayılıyor” Kovid-19’un kamuoyunda “Frankenstein varyantı” olarak adlandırılan yeni türünün Türkiye’de de tespit edildiğini belirten Prof. Dr. Özkaya, “Şu an hastalarımız arasında hayatı tehdit eden ağır bir durum yok. Ancak bu varyantın bulaşıcılığı yüksek. Avrupa ve Asya’da hızlı yayılım gösterdiğini biliyoruz” ifadelerini kullandı. Zatürre riski arttı Grip ve kovid-19’un bazı hastalarda akciğerlere inerek zatürreye yol açabildiğini vurgulayan Özkaya, “Son haftalarda hastaneye yatışlarda artış görüyoruz. Uzayan öksürük ve nefes darlığı yaşayanlar mutlaka doktor kontrolüne başvurmalı” dedi. “Ayakta geçirilen ama hızla yayılan bir salgın” Salgının günlük yaşamı tam olarak aksatmasa da toplumda sinsi bir şekilde dolaştığını dile getiren Özkaya, şu uyarılarda bulundu: “Grip ve kovid artık her zaman olduğu kadar ağır seyretmese de kişiyi tam iyileşmeden günlük hayata devam etmeye itiyor. Dinlenmeyen ve izolasyona dikkat etmeyen hastalar, virüsün bulaş zincirini sürdürüyor.”

DSÖ'den chikungunya alarmı: 5,6 milyar kişi risk altında! Haber

DSÖ'den chikungunya alarmı: 5,6 milyar kişi risk altında!

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), sivrisinekler tarafından bulaştırılan ve şiddetli eklem ağrılarına neden olan Chikungunya virüsünün yayılımının endişe verici boyutlara ulaştığını duyurdu. DSÖ yetkilileri, 2004-2005 yıllarında yaşanan küresel salgının bir benzerinin yaşanmaması için tüm ülkeleri uyardı. "TARİH TEKERRÜR EDİYOR" DSÖ Tıbbi Yetkilisi Dr. Diana Rojas Alvarez, Cenevre'de düzenlediği basın toplantısında, "Tarihin tekerrür ettiğini görüyoruz" diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekti. 20 yıl önce yarım milyondan fazla kişiyi etkileyen salgının da aynı adalardan başladığını hatırlatan Rojas Alvarez, 2025'in başından itibaren yine Hint Okyanusu'ndaki La Reunion, Mayotte ve Mauritius gibi adalarda büyük çaplı vakaların görüldüğünü belirtti. Sadece La Reunion'da nüfusun üçte birinin şimdiden enfekte olduğu tahmin ediliyor. Virüs, buradan Madagaskar, Somali, Kenya gibi Afrika ülkelerine ve Hindistan ile Güneydoğu Asya'ya hızla yayıldı. AVRUPA'DA YEREL BULAŞ ALARMI Salgınla ilgili en büyük endişe kaynağı ise virüsün Avrupa'ya sıçraması ve yerel olarak yayılmaya başlaması oldu. Mayıs ayından bu yana sadece Fransa ana karasında yaklaşık 800 "ithal" (seyahat kaynaklı) vaka tespit edildi. Daha da endişe verici olan gelişme ise, Fransa'nın güneyindeki bazı bölgelerde sivrisinekler yoluyla 12 yerel bulaş vakasının görülmesi oldu. Bu durum, virüsün artık Avrupa'daki sivrisinek popülasyonu aracılığıyla yayıldığını gösteriyor. Geçtiğimiz hafta İtalya'da da bir vakanın kayıtlara geçtiği bildirildi. TEDAVİSİ YOK, KORUNMA ŞART DSÖ yetkilileri, dünya çapında 119 ülkede yaklaşık 5,6 milyar insanın Chikungunya virüsü riski altında yaşadığını vurguladı. Aedes türü sivrisinekler, bilinen adıyla "kaplan sivrisineği" tarafından yayılan virüsün bilinen özel bir tedavisi bulunmuyor. Aynı sivrisinek türü, Dengue ve Zika virüslerini de taşıyor. Gündüz saatlerinde aktif olan bu sivrisinek türünden korunmak için DSÖ, böcek kovucu kullanımı, pencerelere sineklik takılması ve özellikle riskli bölgelerde uzun kollu giysiler giyilmesi gibi önlemlerin hayati önem taşıdığını belirtti.

Barut: Kuş gribi riskine karşı harekete geçin Haber

Barut: Kuş gribi riskine karşı harekete geçin

Cumhuriyet Halk Partisi Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Konya'nın Meram İlçesi'nde kuş gribi tespit edilmesinin ardından salgın riskine karşı iktidarı önlem almaya çağırdı. Geçmişte yaşanan kuş gribi salgınına ve Koronavirüs kaynaklı sürece dikkat çeken Barut, "Halk sağlığını ve hayvan varlığımızı korumak adına harekete geçin, etkin önlem alın" çağrısında bulundu. "Hastalıkta yayılma riski olabilir" Tarım ve Orman Bakanlığı'nın Konya'nın Meram ilçesindeki 'kuş gribi' açıklamasına işaret eden Ayhan Barut, "Kuş gribinin tespit edildiği veya henüz tespitin olmadığı yerlerde her an enfeksiyon yayılması söz konusu olabilir. Söz konusu hastalıkta kuluçka süresi virüsün insana ve kuşa bulaşmasıyla başlar. Uzmanların dile getirdiği bu gerçeğin dikkate alınmasını, önlem ve tedbir uygulamalarının, eylem planının kamuoyuna açıklanması gerekir" diye ifade etti. "Halk sağlığının ve hayvan varlığımızın korunması adına Tarım ve Sağlık Bakanlığının bu konuda dikkatli olması şarttır" Ayhan Barut, kuş gribi tanı testlerinin yeterli olup olmadığından salgın riskinin büyümemesi için karantina önlemlerine kadar neler yapıldığını sorgulayarak, şunları söyledi: "Ülkemiz göçmen kuşların önemli bir göç yolu üzerinde yer alıyor. Kuş gribiyle ilgili yayılım riski açısından bu gerçeğin üzeri örtülmeden karantina dahil yeterli önlemlerin alınması gerekiyor. Halk sağlığının ve hayvan varlığımızın korunması adına başta Tarım ve Sağlık Bakanlığı olmak üzere iktidarın bu konuda dikkatli olması şarttır. Göç yolları üzerinde bulunan kentlerin, bulaş tespit edilen bölgenin, kanatlı hayvan varlığının bulunduğu yerlerin bu riske karşı ayrıntılı taramadan geçirilmesi, varsa eksiklerin giderilmesi, gerçekçi eylem planı hazırlanması ve acil harekete geçilmesi zorunluluktur. Çünkü kuş gribi gündeme gelince geçmişte yaşanan acı tecrübelerin de gösterdiği gibi enfeksiyonun yayılması söz konusu olabilir. Uzmanların dile getirdiği şekilde bu hastalıkta kuluçka süresi virüsün insana ve kuşa bulaşmasıyla başlar. Bu bilimsel kurala göre, iktidarın sorumluluğu çok büyüktür. Kanatlı hayvan üretimi, yumurta ve beyaz et üretimi, hayvancılık ve yem sektörü ile gıda ve halk sağlığı gibi bir çok konuda risk barındıran bu konuyla ilgili kapsamlı hareket edilmesi gerektiği ortada. Sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz, iktidarın da aynı duyarlılıkla harekete geçmesini bekliyoruz."

Afrika'yı kasıp kavuran maymun çiçeği salgını nedir, nasıl yayılıyor? Tedavi yöntemleri nelerdir? Haber

Afrika'yı kasıp kavuran maymun çiçeği salgını nedir, nasıl yayılıyor? Tedavi yöntemleri nelerdir?

Afrika kıtasında hızla yayılan M çiçeği virüsü (mpox), küresel sağlık endişelerini artırıyor. Özellikle Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde baş gösteren salgın, diğer Afrika ülkelerine de sıçramış durumda. Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (Africa CDC), durumu "acil durum" ilan ederek tüm ülkeleri alarma geçti. MAYMUN ÇİÇEĞİ SALGINI NEDİR? M çiçeği, Orthopoxvirus ailesine ait bir virüsün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. İlk olarak 1958'de maymunlarda görüldüğü için bu isimle anılsa da, virüsün kaynağı kemirgenler olduğu düşünülüyor. İnsanlara bulaşma genellikle enfekte hayvanlarla temas, enfekte kişilerin lezyonlarıyla temas veya kontamine malzemelerle temas yoluyla gerçekleşiyor. YENİ VARYANT DAHA TEHLİKELİ Mevcut salgında görülen "Clade 1b" olarak adlandırılan virüs türü, daha önceki türlere göre daha bulaşıcı ve şiddetli olduğu belirtiliyor. Bu durum, salgının kontrol altına alınmasını zorlaştırıyor. M ÇİÇEĞİ VİRÜSÜ'NÜN BELİRTİLER NELER? M çiçeği hastalığının belirtileri arasında yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, lenf bezlerinde şişme ve ciltte suçiçeği benzeri kabarcıklar yer alıyor. Bu belirtiler, genellikle virüsle bulaştıktan 5-21 gün sonra ortaya çıkıyor. M ÇİÇEĞİ VİRÜSÜ'NÜN​​​​​​​ BULAŞMA YOLLARI NELERDİR? Enfekte hayvanlarla doğrudan temas Enfekte kişinin cilt lezyonları, vücut sıvıları veya solunum damlacıklarıyla temas Kontamine malzemelerle temas (örneğin, bulaşmış yatak çarşafları, havlular)

Disease X (X Hastalığı) nedir? Paniğe gerek yok... Haber

Disease X (X Hastalığı) nedir? Paniğe gerek yok...

Toronto Üniversitesi'nden biyoetik ve küresel sağlık profesörü Kerry Bowman, "X Hastalığı, Covid-19'dan daha güçlü olan çok ciddi bir hastalığın ortaya çıktığı varsayımsal bir senaryoyu temsil ediyor. Bu, hızla yayılan bir hastalık tehdidine dünyanın nasıl tepki vereceği konusunda varsayımsal bir hazırlık." dedi. Bir sonraki X Hastalığının nerede ve ne zaman ortaya çıkacağını hiç kimse tahmin edemez. Ancak kesin olan şey, gelecekteki bir Hastalık X'in var olduğu ve bir noktada hayvanlardan insanlara yayılacağı ve bir hastalık salgınıyla yayılmaya başlayacağıdır. Yakın tarih bize, insanlarda ciddi hastalıklara ve ölüme neden olabilecek patojen salgınlarının giderek sıklaştığını gösteriyor. Yalnızca 21. yüzyılda SARS-CoV-1 , MERS , Zika ve diğer birçok yeni ve yeniden ortaya çıkan viral hastalık salgınları yaşandı . 2022'de yayınlanan araştırma, herhangi bir yıl içinde bir pandeminin, COVID-19'a benzer etkiye sahip olma olasılığının yaklaşık 50'de 1 olduğunu ortaya çıkardı. Bu, bu yazıyı okuyan herkesin yaşam boyu Kovid-19'a benzer bir salgın yaşama ihtimalinin yaklaşık yüzde 38 olduğu anlamına geliyor. Ne yazık ki, çevresel değişim bu artan riske önemli bir katkıda bulunuyor . Gelecekteki salgınları önlemek, hem bilinen hem de bilinmeyen viral hastalık tehditlerine karşı hazırlıklı olmak anlamına gelir. Bu nedenle bilim insanları viral savunma araştırmalarının bir kısmını varsayımsal bir gelecek 'X Hastalığı' üzerine odaklıyorlar. Daha iyi hazırlanmaya yönelik uluslararası çabaların merkezinde X Hastalığı kavramı yer alan CEPI, insanların bu bilinmeyen patojen hakkında en çok neyi öğrenmek istediklerini inceliyor. X Hastalığı Nedir? Peki X Hastalığı Gerçek mi?  Bir sonraki X Hastalığının nerede ve ne zaman ortaya çıkacağını hiç kimse tahmin edemez. Ancak kesin olan şey, gelecekteki bir Hastalık X'in var olduğu ve bir noktada hayvanlardan insanlara yayılacağı ve bir hastalık salgınıyla yayılmaya başlayacağıdır. Yakın tarih bize, insanlarda ciddi hastalıklara ve ölüme neden olabilecek patojen salgınlarının giderek sıklaştığını gösteriyor. Yalnızca 21. yüzyılda SARS-CoV-1 , MERS , Zika ve diğer birçok yeni ve yeniden ortaya çıkan viral hastalık salgınları yaşandı . 2022'de yayınlanan araştırma, herhangi bir yıl içinde bir pandeminin, COVID-19'a benzer etkiye sahip olma olasılığının yaklaşık 50'de 1 olduğunu ortaya çıkardı. Bu, bu yazıyı okuyan herkesin yaşam boyu Kovid-19'a benzer bir salgın yaşama ihtimalinin yaklaşık yüzde 38 olduğu anlamına geliyor. Ne yazık ki, çevresel değişim bu artan riske önemli bir katkıda bulunuyor .

Son dönemde yaşanan hastalığın sebebi üç farklı virüs Haber

Son dönemde yaşanan hastalığın sebebi üç farklı virüs

Son dönemde sağlık kurumlarına; ateş, boğaz ağrısı, yanma, öksürük ve halsizlik şikayetleriyle başvuran çocuk ve erişkin hastaların sayısında büyük bir artış yaşanıyor. Medicana International İzmir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sarhan Sakarya, bu hastalıkların ortak özelliğinin, boğazdaki ağrı ve öksürüğün uzun sürmesi olduğunu söyledi. Prof. Dr. Sakarya, farklı virüsler uç uca eklendiği için enfeksiyonların uzun sürdüğünü, yutak bölgesinin tahriş olarak uzun süreli gıcık şeklinde öksürüğe neden olduğunu belirtti.- Prof. Dr. Sakarya, kulaktan dolma tedavi yöntemlerinin sorunları derinleştirdiğine vurgu yaparak, şu bilgileri verdi: “Soğuk algınlığına karşı sıcak içecekler kullanmak veya baharatlı limonlu birtakım karışımlar yaparak içmek, boğazdaki dokuya zarar vererek hastalığı daha da derinleştirebilir. Bu durumda yapılacak en önemli şey, bir hekim tarafından öncelikle hastalığın ne olduğunun belirlenmesidir. Eğer herhangi bir antiviral veya antibakteriyel ilaç kullanmak gerekmiyorsa, semptomatik yani şikayetleri giderecek bir tedaviyle hastanın iyileşmesi sağlanmalı.” “Selamlaşırken öpüşme alışkanlığından vazgeçilmeli” Yaşanan salgınlarla birlikte antibiyotik kullanımının da arttığına değinen Prof. Dr. Sakarya, viral enfeksiyonlarda antibiyotiğin herhangi bir etkisi olmadığını, gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmak gerektiğini kaydetti. Sakarya, “Enfeksiyonlara karşı korunmak, bu dönemde daha da önem kazandı. Kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durmak, virüs yüklerini azaltabilir. Maske takma ve el yıkama gibi hijyenik kurallara uyulmalı. Bol sıvı alınması, düzenli beslenmeye özen gösterilmesi, yeterli miktarda taze ve doğal sebze-meyve tüketilmesi, açık ve temiz havada yürüyüş yapılması, ev ve iş yerlerinin sürekli havalandırılması, selamlaşırken öpüşme alışkanlığından vazgeçilmesi de alınması gereken koruyucu önemler arasında. Hasta kişilerin, öksürme sırasında ağızlarını elleriyle kapatması ve maske kullanması çok önemli.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.