TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#salgın

İLKHABER-Gazetesi - salgın haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, salgın haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Disease X (X Hastalığı) nedir? Paniğe gerek yok... Haber

Disease X (X Hastalığı) nedir? Paniğe gerek yok...

Toronto Üniversitesi'nden biyoetik ve küresel sağlık profesörü Kerry Bowman, "X Hastalığı, Covid-19'dan daha güçlü olan çok ciddi bir hastalığın ortaya çıktığı varsayımsal bir senaryoyu temsil ediyor. Bu, hızla yayılan bir hastalık tehdidine dünyanın nasıl tepki vereceği konusunda varsayımsal bir hazırlık." dedi. Bir sonraki X Hastalığının nerede ve ne zaman ortaya çıkacağını hiç kimse tahmin edemez. Ancak kesin olan şey, gelecekteki bir Hastalık X'in var olduğu ve bir noktada hayvanlardan insanlara yayılacağı ve bir hastalık salgınıyla yayılmaya başlayacağıdır. Yakın tarih bize, insanlarda ciddi hastalıklara ve ölüme neden olabilecek patojen salgınlarının giderek sıklaştığını gösteriyor. Yalnızca 21. yüzyılda SARS-CoV-1 , MERS , Zika ve diğer birçok yeni ve yeniden ortaya çıkan viral hastalık salgınları yaşandı . 2022'de yayınlanan araştırma, herhangi bir yıl içinde bir pandeminin, COVID-19'a benzer etkiye sahip olma olasılığının yaklaşık 50'de 1 olduğunu ortaya çıkardı. Bu, bu yazıyı okuyan herkesin yaşam boyu Kovid-19'a benzer bir salgın yaşama ihtimalinin yaklaşık yüzde 38 olduğu anlamına geliyor. Ne yazık ki, çevresel değişim bu artan riske önemli bir katkıda bulunuyor . Gelecekteki salgınları önlemek, hem bilinen hem de bilinmeyen viral hastalık tehditlerine karşı hazırlıklı olmak anlamına gelir. Bu nedenle bilim insanları viral savunma araştırmalarının bir kısmını varsayımsal bir gelecek 'X Hastalığı' üzerine odaklıyorlar. Daha iyi hazırlanmaya yönelik uluslararası çabaların merkezinde X Hastalığı kavramı yer alan CEPI, insanların bu bilinmeyen patojen hakkında en çok neyi öğrenmek istediklerini inceliyor. X Hastalığı Nedir? Peki X Hastalığı Gerçek mi?  Bir sonraki X Hastalığının nerede ve ne zaman ortaya çıkacağını hiç kimse tahmin edemez. Ancak kesin olan şey, gelecekteki bir Hastalık X'in var olduğu ve bir noktada hayvanlardan insanlara yayılacağı ve bir hastalık salgınıyla yayılmaya başlayacağıdır. Yakın tarih bize, insanlarda ciddi hastalıklara ve ölüme neden olabilecek patojen salgınlarının giderek sıklaştığını gösteriyor. Yalnızca 21. yüzyılda SARS-CoV-1 , MERS , Zika ve diğer birçok yeni ve yeniden ortaya çıkan viral hastalık salgınları yaşandı . 2022'de yayınlanan araştırma, herhangi bir yıl içinde bir pandeminin, COVID-19'a benzer etkiye sahip olma olasılığının yaklaşık 50'de 1 olduğunu ortaya çıkardı. Bu, bu yazıyı okuyan herkesin yaşam boyu Kovid-19'a benzer bir salgın yaşama ihtimalinin yaklaşık yüzde 38 olduğu anlamına geliyor. Ne yazık ki, çevresel değişim bu artan riske önemli bir katkıda bulunuyor .

Son dönemde yaşanan hastalığın sebebi üç farklı virüs Haber

Son dönemde yaşanan hastalığın sebebi üç farklı virüs

Son dönemde sağlık kurumlarına; ateş, boğaz ağrısı, yanma, öksürük ve halsizlik şikayetleriyle başvuran çocuk ve erişkin hastaların sayısında büyük bir artış yaşanıyor. Medicana International İzmir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sarhan Sakarya, bu hastalıkların ortak özelliğinin, boğazdaki ağrı ve öksürüğün uzun sürmesi olduğunu söyledi. Prof. Dr. Sakarya, farklı virüsler uç uca eklendiği için enfeksiyonların uzun sürdüğünü, yutak bölgesinin tahriş olarak uzun süreli gıcık şeklinde öksürüğe neden olduğunu belirtti.- Prof. Dr. Sakarya, kulaktan dolma tedavi yöntemlerinin sorunları derinleştirdiğine vurgu yaparak, şu bilgileri verdi: “Soğuk algınlığına karşı sıcak içecekler kullanmak veya baharatlı limonlu birtakım karışımlar yaparak içmek, boğazdaki dokuya zarar vererek hastalığı daha da derinleştirebilir. Bu durumda yapılacak en önemli şey, bir hekim tarafından öncelikle hastalığın ne olduğunun belirlenmesidir. Eğer herhangi bir antiviral veya antibakteriyel ilaç kullanmak gerekmiyorsa, semptomatik yani şikayetleri giderecek bir tedaviyle hastanın iyileşmesi sağlanmalı.” “Selamlaşırken öpüşme alışkanlığından vazgeçilmeli” Yaşanan salgınlarla birlikte antibiyotik kullanımının da arttığına değinen Prof. Dr. Sakarya, viral enfeksiyonlarda antibiyotiğin herhangi bir etkisi olmadığını, gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmak gerektiğini kaydetti. Sakarya, “Enfeksiyonlara karşı korunmak, bu dönemde daha da önem kazandı. Kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durmak, virüs yüklerini azaltabilir. Maske takma ve el yıkama gibi hijyenik kurallara uyulmalı. Bol sıvı alınması, düzenli beslenmeye özen gösterilmesi, yeterli miktarda taze ve doğal sebze-meyve tüketilmesi, açık ve temiz havada yürüyüş yapılması, ev ve iş yerlerinin sürekli havalandırılması, selamlaşırken öpüşme alışkanlığından vazgeçilmesi de alınması gereken koruyucu önemler arasında. Hasta kişilerin, öksürme sırasında ağızlarını elleriyle kapatması ve maske kullanması çok önemli.”

DSÖ'den korkutan salgın hastalık raporu Haber

DSÖ'den korkutan salgın hastalık raporu

NİLGÜN TAZE (İLKHABER) - Dünya Sağlık Örgüt (DSÖ) tarafından yayımlanan rapora göre, COVID-19 gibi ölümcül ve bulaşıcı olan hastalık dünya genelinde milyonlarca kişide tespit edildi. DSÖ tarafından  "2023 Yılı Küresel Tüberküloz Raporu" yayımlandı. 92 ülkeyi kapsayan raporda, 2022’de 7,5 milyon kişiye tüberküloz tanısı konulduğu, bunun, DSÖ’nün 1995’te küresel olarak tüberkülozu izlemeye başlamasından bu yana kaydedilen en yüksek rakam olduğu belirtildi. COVID-19 salgını sonrası 2022’de tüberkülozun teşhis ve tedavi hizmetlerinin yaygınlaşmasında dünya genelinde iyileşme görüldüğü ifade edilen raporda, bu alanda belirlenen yeni hedeflere ulaşmak için hızlandırılmış çalışmalara ihtiyaç olduğuna dikkat çekildi. 2020-2021-2022 yıllarında COVID-19 nedeniyle tedavilerde yaşanan aksamaların, 500 binin üzerinde tüberküloza bağlı ölümle sonuçlandığı bilgisi yer alan raporda, şu ifadeler yer aldı:  "Tüberküloz teşhis araçları, ilaçları ve aşılarının geliştirilmesinde ilerleme kaydedildiği.  Ancak bu alandaki genel yatırım sınırlı düzeyde kaldı. Tüberkülozla mücadeleye yönelik küresel çabalarla 2000 yılından bu yana 75 milyonun üzerinde hayat kurtarıldı. 2022’de dünyanın ikinci ölümcül bulaşıcı hastalığı olmayı sürdüren tüberkülozla mücadele için daha fazla çabaya ihtiyaç bulunmakta. 2015’ten 2022’ye kadar tüberküloza bağlı ölümlerde yüzde 19’luk düşüş kaydedildi. Ancak 2025’e kadar tüberküloza bağlı yüzde 75 oranında azalma hedefinin çok gerisinde kalındı. 2021’de İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü (HIV) taşıyan hastalar da dahil olmak üzere tüberküloza bağlı ölümlerin sayısı 1,4 milyon iken, bu rakam 2022’de 1,3 milyona geriledi."

Doğa Koruma ve Milli Parklar, yeni tabiat parkları için tescil çalışması yürütüyor Haber

Doğa Koruma ve Milli Parklar, yeni tabiat parkları için tescil çalışması yürütüyor

BURDUR (AA) - BİLAL ALTIOK - Doğa Koruma ve Milli Parklar 6. Bölge Müdürlüğü ekipleri, Burdur, Antalya ve Isparta'da turizme kazandırmak için yeni tabiat ve milli park alanlarını belirlemeye yönelik çalışma yürütüyor.Burdur, Antalya ve Isparta'daki sorumluluk alanlarında birçok doğal alanı bir süredir inceleyen ekipler, tespit ettikleri yerleri doğal güzellik, işletme ve yatırım maliyetleri, aktivite, turist yoğunluğu, cazibe merkezlerine yakınlık gibi birçok kriter açısından değerlendiriliyor.Bu kapsamda ekipler, Burdur'un Bucak ilçesinde bir doğa fotoğrafçısının sosyal medya hesabından paylaştığı görüntülerden yola çıkarak Toros Dağları'ndaki bir kanyonda inceleme yaptı.Çalışmaya katılan AA ekibi, çevresindeki birkaç köy halkınca bilinen, Aksu Çayı'nın yakınında içinde göletlerin oluştuğu yaklaşık 800 metre uzunluğundaki kanyonu görüntüledi.Doğa Koruma ve Milli Parklar 6. Bölge Müdürü Mahmut Temel, AA muhabirine, Kovid-19 salgınındaki eve kapanma sürecinin ardından Türkiye'de yerli ve yabancı turistlerin doğaya ve doğal alanlara ilgisinin arttığını söyledi.Bu ilgiyi tabiat ve milli park alanlarında ciddi miktarda artan ziyaretçi sayılarından gördüklerini belirten Temel, talebi karşılamak için Doğa Koruma ve Milli Parklar olarak mevcut alanların sayısını ve kapasitesini artırmaya çalıştıklarını anlattı.Temel, Antalya, Isparta ve Burdur'un doğal alanlar bakımından zengin bir coğrafyaya sahip olduğunu, insanların doğayla buluşabileceği yeni yerlerin tabiat ve milli park olarak tescili için yoğun çaba harcadıklarını kaydetti.- "Tescil edilirse turizme kazandırılacak"Arazinin potansiyeline göre doğal alanlara statü ve fonksiyon verdiklerini vurgulayan Temel, "Bugünkü gezimizde de Bucak ilçesindeki bir kanyonu incelemeye geldik. 700-800 metre uzunluğunda, kanyon yürüyüşü için uygun olduğunu düşündüğümüz bir alan. Şu anda bir ön etüt yapıyoruz. Bu ön etüt sonucunda alanın tabiat parkı olarak değerlendirilmesi uygun görülürse tescille ilgili çalışmalara başlayacağız." ifadelerini kullandı.Temel, ön etüt çalışmalarında alanın kaynak değerlerine baktıklarına işaret ederek, şöyle konuştu:"Kanyondaki ilk izlenimimiz çok güzel, gerçekten doğa olarak harika bir alan. Ancak bu alan 'kanyoning' için uygun mudur? Daha sonraki süreçte bunları araştıracağız. Eğer alan kriterlere ve tabiat parkı vasıflarına uygunsa tescilini teklif edeceğiz. Tescil edilirse turizme kazandırılması söz konusu olacak."- "Kanyon büyük bir sürpriz oldu"Ekiplere eşlik eden doğa fotoğrafçısı Nazım Özdemir de bilinmeyen alanları gezip görüp keşfetmeye çalıştığını, buraların fotoğraflarını sosyal medyayla insanlara ulaştırdığını anlattı.Kanyonun şu an bilinen bir isminin olmadığını belirten Özdemir, "Yerel halktan böyle bir yer olduğunu duydum, merak ettim. Daha önce çekilmiş fotoğrafları yoktu. İlk geldiğimde Sarıdere köyünden çayın içinden yaklaşık 45 dakika yürüyerek şelaleye ulaştım. Suyu takip edince kanyona ulaştım. Kanyon büyük bir sürpriz oldu. Çektiğim görüntü ve fotoğraflar fazlasıyla ilgi gördü, binlerce insana ve yetkililere ulaştı." dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.