#Şam

İLKHABER-Gazetesi - Şam haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Şam haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İsrail’in Dürzileri kışkırtıp bölgeyi bölerek nüfuz kurma peşinde Haber

İsrail’in Dürzileri kışkırtıp bölgeyi bölerek nüfuz kurma peşinde

İsrail, Suriye’nin güneyindeki Süveyda vilayetinde Dürzi toplumu koruma iddiasıyla bölgeye yönelik saldırılarını artırdı.Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesine yönelik art arda hava saldırıları gerçekleşti. Suriye Sağlık Bakanlığı, saldırılarda 9 kişinin yaralandığını duyurdu. Suriye’de Beşar Esad rejiminin Aralık 2024’te düşmesinin ardından, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süveyda vilayeti mezhepçi akımların ve etnik bölünmelerin merkezi haline geldi. İsrail, bu hassas atmosferi kendi çıkarları için kullanıyor. Netanyahu ve Katz’ın açıklamalarında ön plana çıkan “Dürzilerle kardeşlik ittifakı” mesajı, askeri müdahalenin ardındaki mezhebi ve siyasi gerekçeleri gözler önüne serdi. İsrail’in bölgedeki bu tutumu, sınır ötesinde nüfuz inşa etmek için Suriye içindeki ayrışmaları derinleştirme politikası olarak analistlerce değerlendiriliyor. Bu strateji, sadece askeri operasyonlarla sınırlı kalmayıp, mezhepçi çatışmaları kışkırtarak bölgesel güç dengesini değiştirmeye yönelik. Bölgedeki Etnik ve Mezhepsel Mozaik Süveyda, Şam’daki merkezi otoritenin zayıflaması ve yerel dini-siyasi yapılar arasındaki dengesizlik nedeniyle sosyal ve siyasi gerilimlere sahne oluyor. İsrail, burada Dürzi azınlığı koruma rolünü üstlenerek kendisini bölgedeki “azınlıkların garantörü” olarak konumlandırıyor. Ancak bu pozisyon, İsrail’in mezhep temelli bölünmeleri destekleyip yerel ittifaklar kurarak güvenlik ve nüfuz alanını genişletme çabası olarak da eleştiriliyor. Siyasi İlişkiler ve Saldırılar Suriye geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile İsrail arasında dolaylı temaslar kurulmasına rağmen, Tel Aviv bu ilişkilerden bağımsız olarak Süveyda’daki askeri operasyonlarını sürdürdü. İsrail, bölgede Dürzileri koruma bahanesiyle düzenlediği baskınlarla, Suriye’nin güneyindeki siyasi boşluğu kendi lehine değerlendirmeye çalışıyor. İsrail’in İç Modeli ve Bölgeye İhracı İsrail, Dürziler ve Bedevilerle kurduğu özel ilişkilerle azınlıkları sisteme entegre edip ayrıcalıklar tanıyan modeli, şimdi Suriye’deki Dürzi topluluğa ihraç ediyor. Dürziler, İsrail ordusunda askerlik yapmakta, siyasi ve sosyal ayrıcalıklardan faydalanmakta. Bu model, Süveyda’da da benzer biçimde uygulanarak İsrail’in bölgedeki nüfuzu pekiştiriliyor. Golan Tepeleri ve Meşruiyet Çabası Süveyda’daki operasyonlar, İsrail’in işgal altındaki Golan bölgesindeki varlığını meşrulaştırma projesinin parçası. İsrail liderleri, Golan’ın İsrail toprağı olarak kalacağını sık sık ifade ederken, Dürzi toplumuyla kurulan bağları güvenlik ve siyasi meşruiyet zemini olarak kullanıyor. Suriye’nin Kırılganlığı ve Süveyda’nın Rolü Şam’da yeniden kurulan devlet yapısı zayıf, kontrolü azalmış durumda. 14 yılı aşkın iç savaşın yaralarını sarmaya çalışan Suriye, İsrail’in desteklediği mezhepçi ayrışmalar ve bölgesel gerilimlerle mücadele ediyor. Süveyda, bu süreçte bir deneme alanı olarak dikkat çekiyor. Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat ise Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada Suriye'deki Dürzilere, "Siyonist sızmalara karşı dikkatli olun ve Suriye'nin bölünmesi için bazılarınızın takoz olarak kullanılmasından sakının." çağrısında bulunmuştu.

İsrail ordusu Şam'da Genelkurmay ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesine hava saldırısı düzenledi Haber

İsrail ordusu Şam'da Genelkurmay ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesine hava saldırısı düzenledi

İsrail ordusu, Suriye'nin başkenti Şam'da kritik hedeflere yönelik hava saldırılarını yoğunlaştırdı. İlk olarak Genelkurmay Başkanlığı'na düzenlenen saldırıların ardından Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi de hedef alındı. Suriye Sağlık Bakanlığı, saldırılarda 9 kişinin yaralandığını açıkladı. İsrail ordusu, Suriye'nin başkenti Şam'daki kritik noktalar olan Genelkurmay Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesine art arda hava saldırıları düzenledi. İlk saldırı öğle saatlerinde Genelkurmay Başkanlığı'na yapılırken, ardından gelen yeni saldırılarla bölgedeki gerilim tırmandı. Suriye televizyon kanalları Syria TV ile Katar merkezli Al Jazeera ve Suudi Al Arabia televizyonları, saldırı anlarını canlı yayınlarda ekrana taşıdı. Saldırılar sonrası Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinden yoğun dumanlar yükseldi. Suriye Sağlık Bakanlığı, saldırılarda 9 kişinin yaralandığını duyurdu ancak Suriye hükümetinden henüz resmi bir açıklama gelmedi. İsrail Savunma Bakanı Israel Katz ise sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "Şam'daki uyarılar sona erdi, şimdi acı darbeler gelecek. İsrail Savunma Kuvvetleri, Süveyda'da Dürzilere saldıran güçler tamamen geri çekilene kadar operasyonlarına kararlılıkla devam edecek" ifadelerini kullandı. Katz, İsrail’deki Dürzi toplumuna da destek mesajı verdi.

İsrail'den Şam'a hava saldırısı: Genelkurmay Başkanlığı hedef alındı, sınıra asker takviyesi yapılıyor Haber

İsrail'den Şam'a hava saldırısı: Genelkurmay Başkanlığı hedef alındı, sınıra asker takviyesi yapılıyor

Suriye devlet televizyonu Al Ekhbariya, “Şam şehrinde kaynağı bilinmeyen yüksek sesli bir patlama” meydana geldiğini açıklarken, başkentte görev yapan AFP muhabiri de Emevi Meydanı'ndan geçerken patlamayı duyduğunu belirtti. Patlamanın ardından İsrail Savunma Kuvvetleri tarafından yapılan açıklamada, Şam’daki Suriye Genelkurmay Başkanlığı’nın giriş kapısının hedef alındığı ifade edildi. İsrail'den sınıra asker takviyesi İsrail ordusu, "Yapılan durum değerlendirmesi doğrultusunda, İsrail-Suriye sınırındaki çit bölgesine ek askeri güç takviyesi yapılmasına karar verilmiştir" açıklamasında bulundu. İsrail, Suriye'nin güneyinde devam eden olaylar nedeniyle güvenlik önlemlerini artırma kararı aldı. Süveyda gerilimi tırmanıyor Saldırıların gölgesinde Suriye’nin güneyindeki Süveyda kentinde Dürzi gruplar ile Bedevi aşiretler arasında yaşanan çatışmaların ardından bölgeye Suriye ordusu tarafından asker takviyesi gönderilmişti. Son günlerdeki çatışmalarda en az 30 kişi yaşamını yitirirken, 100’den fazla kişi yaralandı. 18 Suriyeli askerin hayatını kaybettiği, 9’unun ise rehin alındığı saldırılar sonrası İsrail’in hava operasyonlarını artırdığı görülüyor. İsrail'den açık tehdit: “Rejime karşı askeri karşılık artacak” İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye hükümetini Süveyda’dan çekilmeye zorlayarak, aksi halde saldırıların dozunu artıracaklarını belirtti. Katz, "Dürzilere zarar verilmesine izin vermeyeceğiz. İsrail kenarda durmayacak. Mesaj anlaşılmazsa askeri karşılık seviyesini yükselteceğiz" dedi. Savaş uçakları 7 saldırı gerçekleştirdi Suriye kaynakları, İsrail’e ait savaş uçaklarının Süveyda’nın doğusundaki Sıle Askeri Havaalanı ile kente yönelik 7 hava saldırısı düzenlediğini duyurdu. Bölgeden gelen ilk bilgilere göre can kayıpları konusunda resmi açıklama yapılmadı ancak 13 Temmuz’dan bu yana devam eden çatışmalar ve hava saldırılarında ölü sayısının 100’ü geçtiği tahmin ediliyor. Suriye Savunma Bakanlığı ise salı günü ilan edilen ateşkese rağmen yerel silahlı grupların saldırılarını sürdürdüğünü ve güvenlik güçlerinin müdahalede bulunduğunu duyurdu.

Suriye'de Aziz Elias Kilisesi’ne bombalı saldırı: En az 15 ölü Haber

Suriye'de Aziz Elias Kilisesi’ne bombalı saldırı: En az 15 ölü

Suriye’nin başkenti Şam'da bulunan Aziz Elias Rum Ortodoks Kilisesi'ne yönelik düzenlenen bombalı saldırı ülkede bir kez daha derin bir trajediye yol açtı. Şam’ın Dweila Mahallesi’nde meydana gelen saldırıda ilk belirlemelere göre en az 15 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi de yaralandı. Canlı bomba saldırısı şüphesi Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, saldırıyı iki kişi düzenledi. Saldırganlardan birinin üzerindeki patlayıcıyı infilak ettirdiği, diğer saldırganın ise olay yerinden kaçtığı bildirildi. Yetkililer, olayın ardından bölgede geniş çaplı güvenlik önlemleri alırken, kaçan saldırganın yakalanması için operasyon başlatıldı. Saldırının sorumluluğunu henüz hiçbir örgüt üstlenmezken, güvenlik birimleri olayın terör örgütü DEAŞ bağlantılı olabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Kilisenin hedef alınması endişe yarattı Hristiyanların yoğun olarak yaşadığı bölgede bir kiliseye yönelik gerçekleştirilen bu kanlı saldırı, dini azınlıklara yönelik güvenlik endişelerini artırdı. Aziz Elias Kilisesi, bölgede toplumsal dayanışmanın simgelerinden biri olarak biliniyor. Yerel kaynaklar, saldırı sırasında kilisede ayin yapılmadığını ancak çevredeki sivillerin hedef alındığını belirtiyor. Uluslararası toplumdan henüz açıklama yok Saldırı sonrası Suriye yönetimi ve yerel kaynaklarca yapılan açıklamalar dışında, uluslararası kamuoyundan henüz resmi bir açıklama gelmedi. Suriye'deki dini yapıları hedef alan saldırılar, geçmişte de DEAŞ ve El Nusra gibi radikal örgütlerce sıkça gerçekleştirilmişti. Yetkililer ölü sayısının artabileceğini belirtirken, yaralılar çevredeki hastanelere kaldırıldı. Patlamanın şiddetiyle kilisenin çevresindeki birçok bina ve araçta da ciddi hasar meydana geldi.

Bakan Memişoğlu'ndan sağlık yatırımları müjdesi: Bolu’ya 3 yeni hastane, Şam’a 300 yataklı kalp damar hastanesi geliyor Haber

Bakan Memişoğlu'ndan sağlık yatırımları müjdesi: Bolu’ya 3 yeni hastane, Şam’a 300 yataklı kalp damar hastanesi geliyor

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Bolu’ya gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Bolu’da sağlık altyapısını güçlendirecek 3 hastane yatırımının yapılacağını müjdeleyen Bakan, ayrıca Suriye'nin başkenti Şam’da Türkiye öncülüğünde 300 yataklı Kalp Damar Hastanesi inşası için protokol imzalandığını duyurdu. Bolu Valiliği’nde düzenlenen değerlendirme toplantısı sonrası basın mensuplarına konuşan Memişoğlu, “Sağlıklı Türkiye Yüzyılı” hedefi doğrultusunda çalışmalarını sürdürdüklerini ifade ederek, Bolu’nun sağlık hizmetleri anlamında kapasitesini daha da artıracaklarını söyledi. 400 Yataklı Yeni Hastane, 200 Yataklı Acil Durum Ünitesi Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesi yerleşkesine 400 yataklı yeni bir hastanenin inşa edileceğini açıklayan Memişoğlu, “Proje tamamlandıktan hemen sonra inşaata başlanacak. Kadın doğum bloğunun inşaatı ise hızlandırıldı” dedi. Ayrıca 2002 yılında hizmete açılan İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin kapasitesinin mevcut ihtiyaca yanıt verememesi nedeniyle, ek olarak 200 yataklı acil durum hastanesinin de yapılacağını duyurdu. Bakan, fizik tedavi hastanesinin ihalesinin ise Temmuz ayında yapılacağını kaydetti. MHRS Üzerinden Randevuyla Rapor Yenileme Dönemi Başlıyor Bakan Memişoğlu, Covid-19 sürecinde ertelenen ÇÖZGER, engelli ve ilaç raporlarının güncellenmesi için özel bir sistem geliştirildiğini belirterek, “Yaklaşık 4 yıldır ertelenen bu raporların yenilenmesi için MHRS’ye entegre edilmiş yeni bir randevu sistemi kurduk. Vatandaşlarımız buradan randevu alarak, 9 ila 12 ay içerisinde bu raporlarını güncelleyebilecekler” dedi. Süreç boyunca ilgili vatandaşların Sağlık Bakanlığı tarafından da aranacağını belirten Memişoğlu, 10 milyona yakın kişinin bu hizmetten faydalanmasının planlandığını vurguladı. Şam’da 300 Yataklı Kalp Damar Hastanesi İçin Protokoller İmzalandı Bakan Memişoğlu, Türkiye’nin sadece kendi vatandaşlarına değil, ihtiyaç duyan kardeş coğrafyalara da sağlık hizmeti ulaştırdığını ifade ederek, Suriye’deki sağlık altyapısına Türkiye olarak katkı sağlamaya devam edeceklerini söyledi. “Şam ve Halep’te örnek teşkil edecek iki hastanenin sürecini başlattık. Dün Şam’daki 300 yataklı Kalp Damar Hastanesi için protokoller imzalandı. Türkiye’deki sağlık modelini oraya da taşıyacağız” diyen Memişoğlu, kısa sürede bu hastanenin sağlık hizmeti sunar hale geleceğini ifade etti. “Bolu’nun Sağlıkta Bölge Yükü Hafifleyecek” Bakan Kemal Memişoğlu, çevre illerde de sağlık yatırımlarının hızla devam ettiğini belirterek, Bolu’nun bugüne kadar üstlendiği bölgesel sağlık yükünün bu sayede hafifleyeceğini dile getirdi. “Bolu’muzun sağlık hizmetleri anlamında çok daha iyi yerlere geleceğinin sözünü veriyoruz” ifadelerini kullandı.

Ticaret Bakanı Bolat, Şam'da Kasiyun Dağı'nı ziyaret etti Haber

Ticaret Bakanı Bolat, Şam'da Kasiyun Dağı'nı ziyaret etti

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Şam temasları kapsamında ziyaret ettiği Kasiyun Dağı'nda yaptığı değerlendirmede, Suriye ile Türkiye arasındaki ticari bağların hızla geliştirileceğini ifade ederek, "Yabancı yatırımların çekilmesi noktasında da Yatırımların Teşviki ve Korunması Anlaşması'nı yeniden müzakere etme konusunda iki taraf arasında görüş birliği vardı, Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması'nı müzakere etme konusunda da Suriye'de biz de onlar da hazır olduğumuzu karşılıklı beyan ettik" dedi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Suriye'nin başkenti Şam'a düzenlediği iki günlük resmi ziyareti kapsamında Kasiyun Dağı'nı ziyaret etti. Kasiyun Dağı'ndan Şam manzarasını izleyen Bakan Bolat, burada basın mensuplarına Suriye temaslarını değerlendirerek, "Komşumuz ve ortak tarihimiz olan Suriye'de 2011-2024 yılları arasında çok kanlı bir iç savaş yaşandı. 60 yıla yakın bir süre Baas diktatörlüğünün yönettiği Suriye'de halk ve direnişçiler 8 Aralık günü özgürlüklerine kavuştular ve bir halk devrimi yaşandı" ifadelerini kullandı. Halk devriminin ardından yönetime gelen direnişçilerin milli birlik hükümeti kurduğunu ve 29 Mart'ta göreve başlayan hükümetin ülkede bir geçiş sürecini birlikte yönetmek, Suriye'nin yeniden istikrara kavuşması, milli birliğini koruması, ekonomisini yeniden ayağa kaldırması konusunda kararlı bir şekilde çalışmalara başladığını ifade eden Bakan Bolat, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: "Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, devleti ve halkı olarak daima halkın hürriyet arayışının yanında yer aldık. Bu konuda Türkiye olarak çok ciddi bir göçe maruz kaldık ve Suriyeli kardeşlerimiz katliamdan kaçarken onların sığındığı yegâne en büyük ülke biz olduk. Ev sahipliğimizi ve Ensar olma gereğini Türk halkı sonuna kadar yerine getirdi. Şimdi daha büyük bir mücadele var, Suriye'de devleti, milleti yeniden kuruyorlar, ekonomilerini yeniden ayağa kaldırmaya çalışıyorlar. Aradan geçen 14 yılda Suriye'nin milli gelirleri yarı yarıya düştü, ticareti aşağı yukarı beşte bire düşmüştü ama çok hızlı bir toparlanma sürecine girmeye başladılar. Biz de Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak Suriye'deki yeni yönetimin bizden istediği destekler konusunda yardımcı olmaya gayret ediyoruz. Çünkü, Suriye'nin istikrarı, güçlenmesi ve birliği Türkiye'nin de istikrarı, Türkiye'nin de güçlü olması, terör sorununu ortadan kaldırmamız, göç sorununu büyük ölçüde ortadan kaldırmamız, Körfez'e, Orta Doğu'ya direkt karayolu ile rahatça ulaşabilmemiz, karşılıklı ticaretimizin artması demek." "İÇ SAVAŞIN BİTMESİNDEN SONRA İLK ŞAM ZİYARETİMİZİ GERÇEKLEŞTİRDİK" Bakan Bolat, Suriye'nin istediği destek konusunda, bilgilendirme, yönlendirme gibi konular başta olmak üzere karşılıklı iş birliği çalışmalarının devam ettiğini sözlerine ekledi. Şam'daki temaslarının çerçevesi ve içeriği hakkında bilgi veren Bolat, "Resmi ve özel sektör olarak karma bir heyetle Şam'a ayak bastık. İç savaşın bitmesinden sonra ilk Şam ziyaretimizi gerçekleştirdik. Planlandığı şekilde Suriye Ekonomi ve Sanayi Bakanı ve kurmaylarını, Ulaştırma Bakanı ve kurmaylarını, ardından Maliye Bakanı ve kurmaylarını ilgili bakanlıklarda ziyaret edip görüşmeler yaptık. Hem ikili hem heyetler arası görüşmelerimiz oldu. Özel sektör mensupları da bu görüşmelere katıldılar, beklentilerini ortaya koydular, kafalarındaki soruların cevaplarını aradılar. Çok verimli, dolu dolu bir gün geçirdik. Günümüzün son durağında Suriye Kara ve Deniz Limanları Genel İdaresi Müdürü Kuteybe Ahmed Bedevi'yle de gümrüklerimiz, gümrük vergileri, geçişler, transit geçişlerin yeniden başlatılması, taşımacılığın kolaylaştırılması gibi konu başlıklarını ele aldık" ifadelerini kullandı. Ticaret Bakanı Bolat, Suriye'de gerçekleştirdiği görüşmelerinin son derece verimli geçtiğini vurgulayarak, "Suriye hükümet yetkililerinin hepsi de her defasında Türk hükümetine, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a ve Türk halkına şükranlarını söylediler, 'Türkiye, kardeş, dost, komşu bir ülke olarak daima yanımızda yer aldı, Suriye halkının hürriyet mücadelesini destekledi, devrimin gerçekleştiği 8 Aralık'tan sonra da bu desteklerine devam ediyor. Teşekkürlerini ifade ettiler. Türkiye bizim için her zaman öncelikli ülke konumunda' dediler" ifadelerini kullandı. Bakan Bolat, Suriye hükümet yetkililerinin ayrıca gerek ticaretin artması gerek ortak yatırımlar, altyapının iyileştirilmesi, enerjiden ulaştırmaya, kara ve deniz yollarından demiryollarına varıncaya kadar her alanda Türkiye ile iş birliği yapmak istediklerini ifade ettiklerini bildirerek, Türkiye'nin yönlendirmesini ve desteğini beklediklerini söylediklerinden bahsetti. "Yatırımların Teşviki ve Korunması Anlaşması'nı yeniden müzakere etme konusunda iki taraf arasında görüş birliği var" Bakan Bolat, Suriyeli Bakanlarla yapılan görüşmelerde çeşitli anlayışlarda mutabakata varıldığını dile getirerek, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: "Yeni dönemde Türkiye olarak Suriye ile kapsamlı bir Ekonomik Ortaklık Anlaşması müzakere etmek istediğimizi ve bu müzakerelere hazır olduğumuzu ifade ettik. İki ülke arasında gümrük vergilerinin tedricen düşürülmesi, ortak yatırımların teşvik edilmesi ve kalkınmanın özel sektör öncülüğünde olması, Suriye'deki hasar görmüş sanayi bölgelerinin yeniden rehabilitasyonu, altyapı konusunda ulaştırma alanında tamire-onarıma ihtiyaç duyan yerlerin tespiti, yeni projelerin artık planlanmaya başlanması, havayolu, deniz yolu, demiryolu ve karayolu ulaşımında Türkiye ile Suriye arasındaki ulaşım ağlarının yeniden tesisi, enerji konusunda Suriye'nin ihtiyaç duyduğu eksikliklerin giderilmesi, bu konuda iki ülke arasında yapılacak ortak çalışmalar, iş birliği başlıklarını ele aldık. Yabancı yatırımların çekilmesi noktasında da Yatırımların Teşviki ve Korunması Anlaşması'nı yeniden müzakere etme konusunda iki taraf arasında görüş birliği vardı, Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması'nı müzakere etme konusunda da Suriye'de biz de onlar da hazır olduğumuzu karşılıklı beyan ettik. 'Ekonomik kalkınmada, ticaretin artırılmasında Türkiye bizim için her zaman en öncelikli ülke konumunda birinci sırada gelmektedir' ifadesini hep ortaya koydular." "TÜRKİYE İLE SURİYE ETLE TIRNAK GİBİ EKONOMİDE ORTAK GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRECEK" Bakan Bolat, Suriye özel sektör mensuplarıyla Türkiye özel sektör mensupları arasında gerçekleşen toplantının da gelecek adına çok ümit verici olduğunu kaydederek, "Artık Suriye'de 4 milyon kişi Türkçe konuşuyor. Burada Arapça konuşmaya dahi ihtiyaç duymadık, hemen herkes Türkçe biliyor artık. Türkiye ile Suriye önümüzdeki süreçte etle tırnak gibi ekonomide ortak güçlerini birleştiren ve birlikte Doğu Akdeniz'de Orta Doğu'da ekonomik entegrasyon içinde olan iki dost-komşu ülke olarak ekonomilerini halklarının menfaatleri doğrultusunda daha da geliştirecekler" dedi. Türkiye ve Suriye arasında karşılıklı ziyaretlerin devam edeceğini ekonomik, ticari, sosyal kültürel ve yatırım iş birliklerinin de çok hızlı bir şekilde artacağına dikkat çeken Bakan Bolat, açıklamalarını şu şekilde tamamladı: "Ekonomik iş birliğini kolaylaştırmak için en kısa sürede iki ülke arasında bazı anlaşmaların yapılması, yenilenmesi gerekiyor. Yatırımların Teşviki ve Korunması, Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi, bankacılık iş birliği, Türk bankalarının Suriye'de açılması, Ro-Ro seferlerinin başlaması, karayolu taşımacılığındaki gümrüklerdeki gecikmelerin ortadan kaldırılması, ulaşım alanında yapılacak anlaşmalarla Türk ve Suriyeli taşımacılık şirketlerinin karşılıklı olarak seferlerinin başlaması gibi konularda çok hızlı şekilde yol alacağız. Bunun yanında da özel sektör kuruluşları arasında organize sanayi bölgeleri yapılması ve üretici kuruluşların ortak yatırımlara teşvik edilmesi gibi başlıklar var. Diaspora Suriyelilerin de ülkelerine dönmesi, ülkelerine sermaye getirmeleri, Avrupa'da ve başka ülkelerde kazandıkları tasarruf ve sermayelerini kendi ülkelerinin kalkınmasına harcamaları önem taşıyor. İslam ülkelerinin artık Suriye'nin yeniden imarı için mutlak surette harekete geçmesi çok önemli. Özellikle maddi gücü yüksek olan, ekonomisi güçlü olan Körfez ülkelerinden, diğer İslam ülkelerinden de Suriye'ye yönelik yardımlara ihtiyaç var. Eğitimden, sağlığa, enerjiden alt yapıya, üst yapıya, ulaştırmaya, sanayiye, tarıma varıncaya kadar yapılacak çok işler var. Bu noktada en yakın ve en güçlü komşusu Türkiye olduğu için de bizim de Suriye'nin istikrarı ve birliği noktasında ülke olarak çok ciddi bir beklentimiz var. Çünkü 14 yıl süren kanlı iç savaşın olumsuz etkilerini mecburen yaşadık. İstikrarlı bir Suriye, güçlü ve istikrarlı bir Türkiye açısından da bir teminat olacak."

Türk Hava Yolları (THY), 13 yıl aradan sonra Şam'a uçtu Haber

Türk Hava Yolları (THY), 13 yıl aradan sonra Şam'a uçtu

Türk Hava Yolları (THY), ülkedeki iç karışıklık nedeniyle 1 Nisan 2012’de durdurduğu Suriye seferlerini, İstanbul-Şam uçuşuyla yeniden başlattı. 13 yıl aradan sonra gerçekleştirilen ilk sefer, İstanbul Havalimanı’ndan "TK 846" uçuş koduyla kalktı. İstanbul Havalimanı’na gelen yolcular, uçağa binmeden önce sevinç gösterileri yaptı. Çok sayıda Suriyeli, yıllar sonra terk ettikleri ülkelerine dönmenin mutluluğunu yaşarken, bazı yolcuların Suriye devrimi bayrağını taşıdığı görüldü. Toplamda 349 yolcu, bilet ve pasaport işlemlerinin ardından uçağa alındı. Yolculardan Fatma Zehra, 2 yaşındayken Türkiye’ye geldiğini ve doğduğu topraklara ilk kez döneceği için büyük bir heyecan yaşadığını belirtti. "Ülkemi hiç görmemiştim. İlk kez göreceğim için çok heyecanlıyım. Şam’dan Halep’e gideceğiz, orada anneannemi göreceğim," dedi. Bir diğer yolcu, Ahmet Kiraz ise 2012 yılında Türkiye’ye geldiğini ve burada bir hayat kurduğunu belirterek, "Bugün ilk uçuşla ülkeme dönüyorum ve her anı kaydediyorum. Kendimi rüyadaymış gibi hissediyorum. Türkiye’den herkesten Allah razı olsun," şeklinde duygularını ifade etti. THY uçağının, İstanbul Havalimanı’ndan saat 09.00’da hareket etmesinin ardından yaklaşık 2 saatlik bir yolculuğun ardından Şam Uluslararası Havalimanı’na iniş yapması bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Şimdi gördünüz mü niçin Suriye'de olduğumuzu?" Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Şimdi gördünüz mü niçin Suriye'de olduğumuzu?"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Sakarya 8. Olağan İl Kongresi’nde önemli açıklamalarda bulundu. Serdivan Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleştirilen kongrede, Türkiye’nin iç ve dış politikalarına dair değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, Suriye meselesine de değindi. Türkiye’nin Suriyeli mültecilere kol kanat gererek, kardeşlik hukukunu yerine getirdiğini vurgulayan Erdoğan, "Şimdi bakıyorsunuz birileri çıkıp ileri geri konuşuyor. Ne diyorlar? 'Türkiye'nin Suriye'de ne işi var?' Bunu söyleyenler, tarihini bilmeyenlerdir. Türkiye'nin Suriye'deki varlığı, kültür ve medeniyet değerlerimizle örtüşen bir durumdur" dedi. Yeni Bir Döneme Giriyoruz Erdoğan, Türkiye'nin yeni bir dönem arifesinde olduğunu ifade ederek, "Her şey güllük gülistanlık değil, hala çözmemiz gereken sıkıntılar var, ama biz bu iradeye sahibiz. Türkiye Yüzyılı'nda geçici sancıları geride bırakıp, büyük fırsatlar yakalayacağız" şeklinde konuştu. Sabredenler Zafere Ulaştı Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefeti eleştirerek, "Birileri sürekli milletimizi umutsuzluk bataklığına sürüklemeye çalışıyor. Ama biz sabrettik ve sabredenler zafere ulaştılar. Bizim için asıl olan, milletimizin ne dediği, ne istediğidir" dedi. Ayrıca, Türkiye'nin 2023 vizyonunun ardından, 2053 ve 2071 vizyonlarına da değinerek, AK Parti'nin bu hedeflere ulaşmada kararlı olduğunu belirtti. Suriye'deki Varlığımızın Gerekliliği Erdoğan, Suriye’deki Türk varlığının gerekliliğine de açıklık getirdi. "Suriyeli kardeşlerimize kol kanat gererek, kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirdik" diyen Erdoğan, "Şimdi gördünüz mü niçin Suriye'de olduğumuzu?" ifadeleriyle, Türkiye’nin uluslararası alandaki doğru adımlarını savundu. “Suriye’nin diğer kısımlarını da terör örgütü ve işgalcilerden temizleyerek kardeşlerimizin tamamının yuvalarına dönmeleri için gereken zemini oluşturacağız” Erdoğan, “Suriyeli kardeşlerimiz geçici yönetim oluşturup, düzeni ve güvenliği sağlamaya başladılar. Suriye'de evi, arazisi, akrabası olan misafirlerimiz de yavaş yavaş geri dönüş yoluna geçti. İnşallah Suriye'nin diğer kısımlarını da terör örgütlerinden ve işgalcilerden temizleyerek bu kardeşlerimizin tamamının yuvalarına dönmeleri için gereken zemini oluşturacağız. Birikimiyle, işiyle, kabiliyetleriyle, emeğiyle üretimiyle ülkemize katkı vererek burada olmak isteyenlerin de başımızın üstünde yeri vardır. Suriye'deki devrime şaşı bakanlara, Esad dönemini yüceltenlere, meseleyi başka güçlerin tezgahı seviyesinde indirenlere en güzel cevap Şam'daki yer altı hapishaneleridir. Bunları televizyonlarda izlediniz değil mi? O hapishanelerin halini gördünüz değil mi? Esad bu insanlara nasıl zulmetmiş. O cezaevlerinde girerken 60-70 kilo olan insanlar ne yazık ki çıkarken oradan 30 kiloya düşmüşler. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Ülkemizdeki Suriyelilerin yıllarca neden vatanlarına dönemediklerinin cevabı da o hapishanede ele geçirilen işkence, ölüm ve imha aletleridir. Esad'ın af çağrısına kanıp rejimin kontrol ettiği şehirlere dönenler ise cezaevi denilen ölümhanelerde türlü işkencelere uğradıktan sonra katledilmişlerdir” diye konuştu. “Esad’ı ziyaret edecekti, Özgür bey ne oldu, niye gitmedin” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Televizyonlara, gazetelere, sosyal medya mecralarına yansıyan vahşet hikayelerini dinlemeye insanların yüreği dayanmıyor ancak CHP Genel Başkanı Esad'ın kendisinin bile af ilanına prim vererek, son ana kadar bunun reklamını yapmıştır. Oraya gidecekti ya, Esad'ı ziyaret edecekti. Özgür bey ne oldu, niye gitmedin? O ziyareti gerçekleştirseydin. Yıllarca sadece ve sadece Suriyeli, Afgan ve diğer yabancılara düşmanlık üzerinden güya siyaset yapanların artık varlık sebepleri ortadan kalktığına göre bundan sonra millete ne diyeceklerini merak ediyoruz. Azıcık ahlakları, utanma duyguları, insani duyarlılıkları varsa partililerin tabelalarını indirip, siyasete tövbe ederek siyaset öncesi işlerine geri dönerler. Ama biliyoruz ki bunların derdi herhangi bir meseleyi, davayı sahiplenmek değil, konjonktürel sorunlar üzerinden kendilerine bedavadan çıkar dağlamaktır. Ülkenin ve milletin hayrına hiçbir program, proje söylem üretmeyen ve Türk siyasetini zehirleyen bu zihniyeti milletimizin irfanına havale ediyoruz. Bunlar hiçbir zaman millet de karşılık bulamadılar, bundan sonra millet bunlara yüz vermeyecektir. Bazısı cehalet, bazısı lümpen ırkçılık, kimi de mezhepçilik çukurunda debelenmeye devam edecektir. Rabbim ülkemizi bunların eline düşmekten muhafaza eylesin. Bunun için AK Parti Cumhur İttifakı'nın önümüzdeki dönemde de, sonraki dönemlerde de devam etmesi gerektiğini söylüyoruz. Türkiye'nin bu ehil kadroya, güçlü liderliğine, AK Parti ve Cumhur İttifakı vizyonuna ihtiyacı var. AK Parti'nin genel başkanında üyesine kadar tüm mensupları böyle bir vebalin altında olduğunu bir an bile unutmamalıdır. Hepimiz Türkiye'yi hedeflerine ulaştırmakta mükellefiz. Rabbim yolumuzu bahtımızı açık etsin” şeklinde konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.