TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

İLKHABER-Gazetesi - Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kacır: "Havacılık sanayimizi, Türkiye’nin yüksek teknolojide öncü sektörü hâline getiriyoruz" Haber

Kacır: "Havacılık sanayimizi, Türkiye’nin yüksek teknolojide öncü sektörü hâline getiriyoruz"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türk Hava Yolları, Airbus ve Rolls-Royce firmalarının imza törenine katılarak, uçak bileşenlerinin yerli üretimi için gerçekleştirilen iş birliği protokolünü onayladılar. Bakan Kacır, törende yaptığı konuşmada, sivil havacılık sektörünün son yıllarda gerçekleştirilen yatırım ve projelerle kalite odaklı hizmet anlayışını tüm dünya ile buluşturduğunu belirtti. Ana yükleniciler, KOBİ'ler, araştırma kuruluşları ve üniversitelerle birlikte Türkiye'nin havacılık sanayisini yüksek teknolojide öncü hâline getirdiklerini ifade etti. Kacır, THY-Airbus-Rolls Royce iş birliğiyle uygulanacak olan Stratejik Türkiye Gelişmiş Programı'nın tanıtım toplantısında, Türkiye'nin havacılık endüstrisinin yetkinliklerini güçlendireceğini ve küresel tedarik zincirindeki rolünü perçinleyeceğini vurguladı. Sivil havacılık sektörünün, özellikle İstanbul Havalimanı gibi önemli projelerle küresel çapta dikkat çektiğini belirten Kacır, İstanbul Havalimanı'nın kısa bir sürede Avrupa'nın en yoğun havalimanı ünvanını aldığını ve küresel bir kesişim noktasına dönüştüğünü söyledi. İstanbul Havalimanı'nın, kıtalar arası bağlantıyı artırarak İstanbul'u küresel bir cazibe merkezi haline getirdiğini ve ülkenin küresel finans, ticaret ve turizm alanlarındaki rolünü güçlendirdiğini ifade etti. TÜRKİYE'NİN MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ HAVACILIK SEKTÖRÜNDE YÜKSELİYOR Türkiye, milli teknoloji hamlesi vizyonu doğrultusunda havacılık sektöründe önemli adımlar atıyor. Savunma sanayi alanında Ar-Ge, inovasyon ve üretimde uzun vadeli bakış açısıyla ilerleyen Türkiye, bu alandaki üretim ve teknoloji geliştirme kabiliyetlerini ileri düzeye taşıyor. Havacılık sanayii, ana ve alt yükleniciler, KOBİ'ler, araştırma kuruluşları ve üniversitelerle işbirliği yaparak Türkiye'nin yüksek teknolojide öncü sektörlerinden biri haline geliyor. Türk havacılık sanayii, özgün platformlarını geliştirme ve üretme kabiliyetine sahip. Bayraktar TB-2, Akıncı, Kızılelma, Anka, Aksungur gibi insansız hava araçları ve Kaan gibi beşinci nesil savaş uçağı projeleri, Türk havacılık sanayisinin gelişimini ve başarısını gösteriyor. Ülkemiz firmaları, küresel havacılık firmalarının imalat ve tedarik zincirlerinde önemli bir rol oynuyor. Airbus ve Rolls Royce gibi küresel uçak ve motor üreticilerinin tedarik ortakları arasında yer alan Türk firmaları, havacılık sanayisindeki güçlü konumunu koruyor. Türkiye, yeni nesil yolcu uçaklarında da önemli bir rol oynuyor. Airbus A320 ailesi, A220 ve Boeing 737 gibi uçakların birçok parçası Türkiye'de üretiliyor. Bu durum, Türkiye'nin havacılık sektöründe teknoloji üretme kabiliyetini ve küresel rekabetteki gücünü artırıyor. TÜRKİYE, HAVACILIK VE UZAY TEKNOLOJİSİNDE BÜYÜK ADIMLAR ATIYOR Türkiye, havacılık ve uzay teknolojisinde önemli gelişmeler kaydediyor. Sac metal, talaşlı imalat, özel prosesler, eklemeli imalat ve kompozit üretiminde dünya çapında ileri teknoloji geliştirme ve üretim kapasitesine sahip olan Türkiye, geçtiğimiz yıl dünya'nın dördüncü büyük havacılık kompozit tesisiyle uluslararası alanda dikkatleri üzerine çekti. Havacılık yapısallarında 1 milyar dolarlık bir ihracat hacmine ve 10 milyar dolarlık sözleşme büyüklüğüne ulaşan Türkiye, bu alandaki yetkin insan kaynağını 10 bine çıkardı. Havacılık sanayisinin temel unsurlarından biri olan uçak motoru sanayinde de önemli bir ilerleme kaydedildi. Türkiye, toplam beş binden fazla çalışanıyla bu alanda büyük bir teknoloji geliştirme ve üretim kabiliyetine sahip. Ülke, uçak ve helikopter motorlarında fan, kompresör ve türbin üretiminde yetkinlik kazandı. Yeni nesil malzeme teknolojileri konusunda da önemli adımlar atan Türkiye, helikopterler için TS1400, İHA'lar için PD170 motorlarında seri üretime geçti. Ayrıca, 1750 ve 3200 newtonluk itki gücüne sahip turbojet motorlarını üretiyor ve milli turbofan uçak motoru TF 6000'nin prototipini başarıyla üretti. Ülke aynı zamanda milli uzay programı kapsamında önemli başarılara imza atıyor. Türkiye, insanlı ilk uzay bilim misyonunu başarıyla tamamladı. Uluslararası Uzay İstasyonu'nda gerçekleştirilen on üç bilimsel deney, Türk bilim insanları tarafından hazırlandı ve Türk astronot Alper Gezeravcı tarafından gerçekleştirildi. TÜRKİYE, UZAY ARAŞTIRMALARINDA YENİ HEDEFLER BELİRLİYOR Türkiye, uzay araştırmalarında yeni hedefler belirliyor. Önümüzdeki dönemde, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda yeni bilimsel araştırmalar yürütmek ve uluslararası iş birliklerini güçlendirmek adına projeler başlatmayı planlıyor. Ayrıca, yeni nesil uydu geliştirmede küresel bir oyuncu olmayı, bölgesel konumlandırma ve zamanlama sistemini geliştirmeyi ve uzay limanı kurarak uzaya erişimi güvence altına almayı hedefliyor. Türkiye, yerli ve milli özgün hibrit roketiyle Ay projelerini gerçekleştirmeyi planlıyor. Küresel uzay ekonomisinden daha fazla pay alarak 2035 yılına kadar 1,8 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşmayı hedefliyor. Ayrıca, uzay teknolojilerinden en üst düzeyde faydalanarak yeni gelişmeleri yakından takip etmeyi amaçlıyor. Ülke, TÜRKSAT 6A haberleşme uydusunu geliştirme çalışmalarını tamamladı. Bütün kritik alt sistemlerini yerli ve milli olarak geliştirilen bu uydunun üretim süreci tamamlandı ve temmuz ayında uzaya fırlatılmaya hazırlanıyor. Türkiye, TÜRKSAT 6A'yı devreye aldığında kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri olacak. Türkiye, havacılık ve uzay sektöründe önemli yatırımlar yapmaya devam ediyor. 2012 yılından bu yana toplam yatırım büyüklüğü 4 milyar doları aşan 144 yatırım için teşvik belgesi düzenlendi. Bu teşviklerle, yüksek teknoloji alanlarında üretim kabiliyetlerini güçlendirecek yatırımlara destek sağlanıyor. Türk Hava Yolları'nın Airbus ve Rolls Royce ile geliştirdiği iş birliği, ülkemizin üretim kabiliyetlerini artıracak önemli bir adım olarak görülüyor ve yeni yatırımlara da kapı açması bekleniyor. Türkiye, tüm küresel havacılık ve uzay sanayi oyuncularını ülkedeki avantajlardan yararlanmaya davet ediyor.

Türkiye'nin ilk ilaç adayı yerli ve milli kaynaklarla geliştirildi Haber

Türkiye'nin ilk ilaç adayı yerli ve milli kaynaklarla geliştirildi

Tüm faaliyetleri Türkiye'de yapılan ilk ilaç adayı geliştirildi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, tüm geliştirme faaliyetleri ülkemizde yapılan, fikri hakları tamamen Türkiye’ye ait, klinik araştırmalar için Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndan (TİTCK) onay alan Türkiye’nin ilk ilaç adayının geliştirdiği bilgisini paylaşarak, “Bu muazzam başarı hikayesini önemli yapan sadece global ölçekte hastalara ümit olan bir ilacın keşfedilmiş olması değil. Kendi kaynaklarımızla bir molekülün, laboratuvardan hastalara ilk defa ulaştırılmasının başarılması, bunun yapılabilirliğinin kanıtlanması çok değerli. Hocamız ve ekibinin geliştirdiği ilaç Faz 2 ve Faz 3 çalışmalarını da başarıyla tamamlayacak, küresel ölçekte bir girişime dönüşecek.” dedi.  Bakan Kacır Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Kampüsü’nde “Yaşam Bilimleri KOBİ'leri için Küresel Rekabetçiliğe Doğru Ar-Ge Destek Laboratuvarlarına Destek Projesi Lansmanı” etkinliğine katıldı. Bakan Kacır burada yaptığı konuşmada, sağlık sektörünün yenilikçi teknolojilerden en çok etkilenen sektörlerin başında geldiğini kaydetti. KACIR: “FIRSAT PENCERESİ” Sağlık sektöründe küresel pazar büyüklüğünün 2027 yılında 10 trilyon dolara ulaşacağının öngörüldüğünü belirten Kacır, “Sağlık sektöründe; yalnızca eski sorunlara yeni yaklaşımlar sunmakla kalmayan, aynı zamanda sağlık sektörünü ve teknolojilerini yeniden tanımlayan, çözümler üreten, daha dinamik, gelişmelere hızlı yanıt veren ve etkili bir sağlık ekosistemi oluşturan ülkeler etkili olacak. Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimiz doğrultusunda ülkemizin yüksek teknoloji alanlarında rekabetçi ürün ve hizmet sunma kapasitesini geliştirmesi için bu dönüşümü bir fırsat penceresi olarak görüyoruz.” dedi. KACIR: “YATIRIM PROJELERİNE DESTEK” 2022 yılında Akıllı Yaşam ve Sağlık Ürün ve Teknolojileri Yol Haritası’nın yürürlüğe alındığını hatırlatan Kacır, “Kritik ve stratejik olarak belirlediğimiz ilaç, tıbbi cihaz ve sağlık bilişim teknolojilerinde yerlileşme hamlemize hız verdik. Geçtiğimiz yıl sağlık sektöründe 404 yeni yatırım için teşvik belgesi düzenledik. 62 milyar Liradan fazla yatırımı hareket geçirdik. 11 binden fazla nitelikli istihdamın önünü açtık. Katma değerli üretimi teşvik etmek ve cari açığı azaltmak üzere hayata geçirdiğimiz Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında; biyobenzer ilaçlardan kanser ve otoimmün ilaçlara, ortopedik cihazlar ve protezlerden yenilikçi eşdeğer ilaçlara kadar toplam büyüklüğü 22 milyarı geçen 56 yatırım projesini destekliyoruz.” ifadesini kullandı. Sağlık alanında faaliyet gösteren öncü firmalar bünyesinde yer alan 69 Ar-Ge merkezinde bin 700’den fazla araştırma projesi yürütüldüğü bilgisini paylaşan Kacır şöyle devam etti: “Bugüne kadar teknoparklarımızdaki 3 bin 700’den fazla teknoloji girişiminin sağlık teknolojileri alanındaki 21 binin üzerinde projesine destek verdik. TÜBİTAK destek programlarımızda, Ar-Ge ve yenilik konu başlıkları altında, sağlık sektöründeki çalışmalara öncelik veriyoruz.  TÜBİTAK burs ve destek programlarımız kapsamında, son 22 yılda, sağlık alanında 9 bin 500’den fazla projeye ve 17 bine yakın kişiye toplam 41 milyar lira destek sağladık.” KACIR: “ÖRNEK BAŞARI HİKAYESİ” Dünya çapında bilimsel araştırmalar üreten, yenilikçi ürün ve hizmetlere dönüşmesine imkân tanıyan altyapılar kurduklarını belirten Kacır, “2010 yılından itibaren ülkemizde pek çok açıdan örnek ve öncü çalışmaya imza atan Boğaziçi LifeSci bunlardan birisi. Yaşam bilimleri alanında çığır açıcı teknolojilerde ileri düzey araştırma faaliyetlerinin yürütüldüğü bu merkezde araştırmacılarımız 100’den fazla bilimsel araştırma projesi yürüttü. Toplam 1200 etki değeri yüksek yayın gerçekleştirdi.  Ülkemizin sağlık girişimcilik ekosisteminin gelişmesine katkı sağlayacak teknolojiler üreterek bünyesinde desteklediği akademik girişimcilik faaliyetlerinin gelişimi ile örnek başarı hikayeleri ortaya çıkarıyor.” dedi. KACIR: “AKADEMİK BAŞARIYI GİRİŞİME DÖNÜŞTÜRDÜ” Prof. Dr. Rana Sanyal ve ekibinin; tüm geliştirme faaliyetleri Türkiye’de yapılan, fikri hakları tamamen Türkiye’ye ait, klinik araştırmalar için Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK)’dan onay alan ülkemizin ilk ilaç adayını geliştirdiğini söyleyen Bakan Kacır, “Bu muazzam başarı hikayesini önemli yapan sadece global ölçekte hastalara ümit olan bir ilacın keşfedilmiş olması değil. Kendi kaynaklarımızla bir molekülün, laboratuvardan hastalara ilk defa ulaştırılmasının başarılması, bunun yapılabilirliğinin kanıtlanması çok değerli. Hocamız ve ekibi büyük oranda merkezimiz bünyesinde yürütülen akademik çalışmalarını teknoloji girişime dönüştürdü. İnanıyorum hocamız ve ekibinin geliştirdiği ilaç Faz 2 ve Faz 3 çalışmalarını da başarıyla tamamlayacak, küresel ölçekte bir girişime dönüşecek.” dedi.  KACIR: “ARAŞTIRMACILARIMIZIN HİZMETİNE SUNDUK” Türkiye için öncü ve örnek olan bir altyapıyı Avrupa Birliği destekli olarak Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında hayata geçirdiklerini bilgisini veren Kacır, “5 milyon avroluk yeni yatırımla hayata geçen bu projeyle Türkiye'nin ilk klinik öncesi hayvan görüntüleme merkezi, pilot üretim ve ilk ölçekli üretim tesisi, uluslararası standartlarda temiz odanın da yer aldığı, örnek bir altyapıyı girişimcilerimiz ve araştırmacılarımızın hizmetine sunduk. Girişimcilere ve KOBİ’lere destek verecek tematik kuluçka ve hızlandırma programlarını oluşturduk. Lansmanını gerçekleştirdiğimiz bu altyapı dahil Avrupa Birliği destekleriyle yürüttüğümüz projelerle Türk araştırmacıların ve girişimcilerin Avrupa Bilim ve İnovasyon Ekosistemindeki konumunu da güçlendiriyoruz. Avrupa araştırma ve inovasyon ekosistemine daha etkin katkı sunmalarını temin ediyoruz.” diye konuştu.

Çukurova Üniversitesi'nde Tarımda Girişimcilik Seminerleri düzenlendi Haber

Çukurova Üniversitesi'nde Tarımda Girişimcilik Seminerleri düzenlendi

Avrupa Birliği tarafından fonlanan ve Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi (ICMPD) tarafından Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonuyla yürütülen ENHANCER projesi kapsamında Tarımda Girişimcilik Seminerleri Çukurova Üniversitesinde gerçekleştirildi. Tarımda yenilikçi fikirlerin ve sürdürülebilir çözümlerin önemine vurgu yapmak üzere Çukurova Üniversitesi Ortak Beceri ve Bilgi Geliştirme Merkezi’nde tarıma yönelik bir dizi seminer verildi. İlk seminer Multispektral Analizlerle ve Zirai Dronelar ile Hassas Tarım Uygulamaları konusunda gerçekleşirken daha sonra ‘Tarımda Girişimci Kadınlar’ Semineri/2024 ile tarımda kadın girişimciliği, kadınların tarımdaki rolü ve karşılaştıkları engeller ve bulunan çözüm yolları anlatıldı. Kooperatifin tanımı, oluşumu, ülkemizde ve dünyada kooperatif oluşumlarına yer verilen seminere 40 kadın girişimci katıldı. Bir başka seminerin konusu ise ‘Tarımda Sürdürülebilir Gelecek’ Semineri/2024 oldu. 24 kişinin katıldığı bu seminerde ise sürdürülebilirlik ve tarım ile ilgili yapılmış çalışmalar ve yapılabilecek uygulamalar katılımcılara anlatıldı. Sürdürülebilir Doğal Ürünler ve Girişimcilik Semineri de 33 katılımcı ise gerçekleştirildi. Tarımsal üretimde yenilikçi fikirlerin ve sürdürülebilir çözümlerin önemine vurgu yapılan seminerde aynı zamanda girişimciliğin de önemi vurgulandı. Hayvancılıkta Yapay Zekâ ve Girişimcilik konulu seminer büyük ilgi gördü. 84 katılımcının yer aldığı seminerde, yapay zekânın temel prensipleri ve işleyişi,  ne olduğu ve nasıl çalıştığı konusunda kapsamlı sunum yapıldı. Ayrıca, yapay zekânın geniş kapsamı üzerinde durularak çeşitli uygulama alanları incelendi. Katılımcılara, tarım sektöründe girişimciliğin nasıl teşvik edilebileceği, yeni iş fırsatlarının nasıl keşfedilebileceği ve girişimcilerin karşılaşabileceği zorluklarla nasıl başa çıkabilecekleri konusunda bilgi verildi. SEMİNERLERİN ARDINDAN KAPANIŞ PANELİ DÜZENLENDİ Seminerlerin ardından Çukurova Üniversitesi Ortak Beceri ve Bilgi Geliştirme Merkezi’nin tanıtımının da yapıldığı bir gala gerçekleştirildi. Kapanış panelinde Proje Koordinatörü Dr. Baran Yaşar "Kapsayıcı Tarım" vizyonlarını ve hedeflerini paylaştı. Yeni iş birliklerinin değerlendirildiği toplantıda merkezin sunduğu olanaklar ve gelecek projeler hakkında bilgilendirici sunumlarla birlikte çiftçiler, akademisyenler ve endüstri temsilcileri bir araya geldi.

Türkiye'nin sıfır emisyon hedefleri açıklandı: İşte 2053 yol haritası... Haber

Türkiye'nin sıfır emisyon hedefleri açıklandı: İşte 2053 yol haritası...

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin sektörel düşük karbonlu yol haritası kapsamında hazırlanan çalışmaların; işletmelerin karbon ayak izlerini azaltacağını ve yeşil dönüşümlerinde önemli bir kilometre taşı olacağını belirterek, “2053 emisyon hedeflerimiz doğrultusunda; alüminyum sektöründe yüzde 75, çelik sektöründe yüzde 99, çimento sektöründe yüzde 93 oranında emisyon azaltımı, gübre sektöründe ise sıfır emisyon hedefliyoruz. 2053 net sıfır emisyon hedeflerimize, sanayicilerimizle, girişimcilerimizle, ihracatçılarımızla ve akademisyenlerimizle birlikte ulaşacağız.” dedi. Bakan Kacır, Türkiye Sektörel Düşük Karbonlu Yol Haritaları Tanıtım Programı’na katıldı. İklim değişikliğinin; çevresel ve sosyo-ekonomik sonuçlara yol açabilecek çok yönlü ve küresel bir sorun olduğunu belirterek, şunları söyledi: SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİM Dünyada iklim değişikliği ile mücadele politikaları hız kazanırken iklim değişikliğinin sanayi ve teknoloji politikalarıyla bağlantısı da kuşkusuz giderek güçleniyor. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat rotasında büyüme politikamız çerçevesinde sanayimizi sürdürülebilir ve çevreci üretim yöntemlerine yönlendirmeyi bu anlayışla bir tercihten öte zorunluluk adlediyoruz. Sanayicilerimiz ve yatırımcılarımız için destek mekanizmalarının bu anlayışla oluşturuyoruz. Organize sanayi bölgelerimizin (OSB), Yeşil OSB'lere dönüşümünü hızlandırmak amacıyla, Dünya Bankası destekli Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi’ni hayata geçirdik. Organize sanayi bölgelerimizde yeşil ve teknolojik çözümler içeren altyapı, ileri atık su arıtma tesisleri, su geri kazanımı, GES, sıfır atık, biyogaz tesisi projeler için çalışmaları başlattık. YEŞİL DÖNÜŞÜM Dünya Bankası iş birliğinde hayata geçirdiğimiz ve yeşil dönüşüm alanında şimdiye kadar gerçekleştirdiğimiz en kapsamlı ve en yüksek bütçeli programımız Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’ni de geçtiğimiz aylarda uygulamaya aldık. Bu iki önemli proje için yaklaşık 750 milyon dolar finansman sağladık. Tüm bu adımlarımızın yanında yeşil dönüşüm alanında uluslararası gelişmeleri de yakından takip ederek, uluslararası düzenlemelerle uyumlu sanayimizin bir şekilde rekabetçiliğini güçlendirecek adımları tespit ediyoruz. Ülkemizin en büyük ticaret ortağı Avrupa Birliği, (AB) Yeşil Mutabakatla sera gazı emisyonlarını, 2030 yılına kadar en az yüzde 55 azaltma taahhüdünde bulunarak “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması”nı hayata geçirdi. Düzenleme kapsamında 2026’dan itibaren karbon emisyonu açısından ön plana çıkan demir-çelik, alüminyum, gübre, çimento, hidrojen ve elektrik üretim sektörlerinde ithalatçı firmalara sınırda karbon mekanizması adım adım uygulanacak. Özellikle üretim zincirlerinin ilk aşamalarında lokomotif sektörlere temel girdi sağlayan ve Avrupa Birliği ile ihracatımızın yaklaşık yüzde 13’üne karşılık gelen alüminyum, çelik, gübre ve çimento sektörlerinin sera gazı salınımının azaltılması için harekete geçtik. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının destekleri ve ilgili paydaşlarımızla birlikte, bu 4 sektörün her biri için Düşük Karbonlu Yol Haritası’larımızı hazırladık. Yol haritalarımız kapsamında sektöre özgü öngörülen emisyon azaltımlarını tespit etmiş olduk. SIFIR EMİSYON 2053 emisyon hedeflerimiz doğrultusunda; alüminyum sektöründe yüzde 75, çelik sektöründe yüzde 99, çimento sektöründe yüzde 93 oranında emisyon azaltımı, gübre sektöründe ise sıfır emisyon hedefliyoruz. Ayrıca bu hedeflere uygun üretim teknolojileri, yatırım ihtiyaçları ve politikalarını da değerlendirdik. Önümüzdeki dönemde yol haritalarımız kapsamındaki eylemlerin uygulanmasını hızlandırmaya yardımcı olacak bir yatırım planını hayata geçireceğiz. Bu dört öncelikli sektörde; ülkemizin küresel değer zincirlerine entegrasyonunu daha da güçlendireceğiz. Uluslararası yatırımlardan alacağımız payı arttıracağız. Tabi sanayimizin yeşil dönüşümünü gerçekleştirirken “teknoloji üreten, güçlü Türkiye” yaklaşımımız doğrultusunda ihtiyaç duyduğumuz yeşil teknolojileri yerli ve milli imkanlarla geliştirecek ve ihraç edecek altyapıyı da birlikte inşa edeceğiz. AR-GE’YE DESTEK Bu kapsamda, yeşil dönüşüm alanında teknoloji geliştirme altyapımızı güçlendirmek üzere 24 Ar-Ge merkezimizin ve teknoparklarımızdaki 13 teknoloji girişimimizin projelerine bugüne dek 4 milyar lira destek verdik. TÜBİTAK’la bugüne kadar yeşil dönüşüm ve iklim değişikliği alanında 2 bin 918 proje ve 2 bin 754 kişiye, 14.9 milyar lira destek sağladık. TÜBİTAK ile Yeşil Mutabakata uyum kapsamındaki öncelikli Ar-Ge ve yenilik konuları ile doğrudan ilişkili projeleri öncelikli olarak desteklemeyi sürdürüyoruz. İklim değişikliğine adaptasyon ve uyuma hizmet eden Ar-Ge çalışmalarını planlamak ve koordine etmek üzere; TÜBİTAK Temiz Enerji, İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırma Enstitüsü’nü kurduk. BiGG Yeşil Büyüme Çağrıları kapsamında yeşil büyümeye hizmet eden öncelikli Ar-Ge ve yenilik konularında 237 teknoloji girişiminin kurulmasını sağladık. TEKNOLOJİ YOL HARİTALARI TÜBİTAK tarafından hazırlanan “Sektörel yeşil büyüme teknoloji yol haritaları” ile de ekonomimiz için kritik önemi haiz, demir- çelik, alüminyum, çimento, gübre, plastik ve kimya sektörlerinde sanayi kuruluşlarımızın teknolojik ihtiyaçlarını tespit ettik. Çığır açıcı araştırma ve yenilik temelli çözümler için tüm paydaşlarla birlikte 2026, 2030 ve 2035 yıllarına ilişkin hedeflerimizi belirledik. Ülkemizin Ar-Ge ve yenilik kapasitesini geliştirmeye imkân verecek politika ve eylemleri ortaya koyduk. Düşük karbonlu yol haritalarımız ve yeşil büyüme teknoloji yol haritaları; 6 sektörün yeşil dönüşümünde temel oluşturacak, önümüzdeki dönemde sanayimizin 2053 Net Sıfır Emisyon hedeflerimiz doğrultusunda bizler için rehber niteliği taşıyacak. Destek programlarımızı, politikalarımızı ve projelerimizi bu çalışmalarını çıktılarıyla uyumlu bir şekilde kurgulayarak yeşil ekonomiye geçişimizi hızlandırmayı ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemeyi amaçlıyoruz. Önümüzdeki dönemde birlikte yeni başarı hikâyeleri yazarak, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine hep birlikte taşıyacağız. 2053 net sıfır emisyon hedeflerimize, sanayicilerimizle, girişimcilerimizle, ihracatçılarımızla ve akademisyenlerimizle birlikte ulaşacağız. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, başta sanayi sektörü olmak üzere her alanda hem zorlukları hem de fırsatları sunuyor. Önümüzdeki dönemde hayata geçireceğimiz yeni finansman mekanizmalarıyla da sanayicilerimizin, KOBİ’lerimizin yeşil dönüşüm odaklı projelerine destek olmaya devam edeceğiz.

Kalkınma Ajanslarına 2024 yılı transfer ödeneği belli oldu Haber

Kalkınma Ajanslarına 2024 yılı transfer ödeneği belli oldu

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2024 yılı bütçesi kapsamında, kalkınma ajanslarına ayrılan transfer ödeneği 1,8 milyar TL olarak belirlendi. Cumhurbaşkanlığı tarafından Resmi Gazete'de yayımlanan "2024 Yılında Kalkınma Ajanslarına Kullandırılacak Transfer Ödeneklerinin Belirlenmesine İlişkin Karar" ile bu ödenek dağıtımı açıklandı. DAĞITIM KRİTERLERİ BELİRLENDİ: İLLERİN VE BÖLGELERİN SOSYO-EKONOMİK GELİŞMİŞLİK SIRALAMASI TEMEL ALINACAK Bu karar doğrultusunda, kalkınma ajanslarının 2024 yılı transfer ödeneği 1,8 milyar TL olarak öngörüldü. Ödenek dağılımı ise yüzde 50'lik kısmının (900 milyon TL) illerin ve bölgelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralaması araştırması ve nüfus değerleri esas alınarak yapılacak bir çalışma ile belirlenecek. Ödenek içindeki yüzde 30'luk kısım (540 milyon TL), fizibilite raporu hazırlanmış ve uygulanmaya hazır güdümlü projelerin finansmanına, doğal afetler ve salgın hastalıkların olumsuz etkilerini gidermeye yönelik projelere ayrılacak. Yüzde 20'lik kısım (360 milyon TL) ise kalkınma ajanslarının 2023 yılı performansları dikkate alınarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından belirlenerek yıl içerisinde kalkınma ajanslarına aktarılacak. Bu kararla birlikte, kalkınma ajanslarına aktarılacak ödeneklerin daha etkin ve dengeli bir şekilde dağıtılması ve projelerin desteklenmesi hedefleniyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.