SON DAKİKA
Hava Durumu

#SARIYER

İLKHABER-Gazetesi - SARIYER haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, SARIYER haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sarıyer'de denize düşen 2 kardeşi arama çalışmaları nedeniyle İstanbul Boğazı'nda gemi trafiği geçici olarak askıya alındı Haber

Sarıyer'de denize düşen 2 kardeşi arama çalışmaları nedeniyle İstanbul Boğazı'nda gemi trafiği geçici olarak askıya alındı

İstanbul'un Sarıyer ilçesinde 23 Kasım’da denize düşerek kaybolan 2 kardeşi arama çalışmaları nedeniyle İstanbul Boğazı gemi trafiği geçici olarak çift yönde askıya alındı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, arama çalışmalarının devam ettiğini ve bu sebeple boğazdaki gemi trafiğinin askıya alındığı duyuruldu. Boğazda Gemi Trafiği Askıya Alındı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, İstanbul Boğazı'nda yürütülen arama çalışmaları nedeniyle gemi trafiğinin çift yönde geçici olarak durdurulduğunu bildirdi. Sarıyer Aşiyan Sahili'nde denize düşen Ayşe Can (29) ve onu kurtarmaya çalışan kardeşi Velat Can’ın (23) kaybolmalarının ardından başlatılan arama çalışmaları sürüyor. Arama Çalışmalarına Sahil Güvenlik ve AFAD Ekipleri Katılıyor Kaybolan kardeşlerin bulunması için Sahil Güvenlik Komutanlığı, Deniz Polisi, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve İtfaiye Su Altı Arama Kurtarma ekipleri yoğun çaba sarf ediyor. Çalışmalar, boğazın çeşitli bölgelerinde devam ederken, uzman ekipler denizde yapılan aramaların etkinliğini artırmak için tüm olanaklarını kullanıyor. Yurtdışında Yaşayan Kardeşler Tatil İçin Türkiye’deydi Denize düşerek kaybolan Ayşe Can ve Velat Can'ın yurtdışında yaşadıkları ve Türkiye'ye tatil için geldikleri öğrenildi. İki kardeşin kaybolmadan önceki son anları, çevredeki bir teknenin güvenlik kameralarına yansıdı. Görüntülerde, Ayşe Can’ın fotoğraf çekerken denize düştüğü, kardeşi Velat Can’ın ise onu kurtarmak için hemen peşinden denize atladığı anlar yer alıyor. Olayın Ardından Kurtarma Ekipleri Sevk Edildi 23 Kasım Cumartesi günü Aşiyan Sahili'nde yürüyüş yapan Ayşe Can, fotoğraf çekerken denize düşmüş, onu kurtarmak için kardeşi Velat Can da denize atlamıştı. İki kardeş, kısa süre sonra gözden kayboldu. Olayın ardından Sahil Güvenlik, Deniz Polisi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı dalgıç ekipleri olay yerine sevk edilmişti. Olayın Güvenlik Kamerasında Görüntülerine Yansıdı Denize düşen Ayşe Can ve kardeşi Velat Can’ın son görüntüleri, çevredeki bir teknenin güvenlik kameralarına yansıdı. Görüntülerde, Ayşe Can’ın suya düşmesinin ardından kardeşi Velat Can’ın onu kurtarmak için hızla denize atladığı anlar izlenebiliyor.

Sarıyer’de minibüs şoförü ücret vermeyen yolculara tepki gösterdi Haber

Sarıyer’de minibüs şoförü ücret vermeyen yolculara tepki gösterdi

Sarıyer’de seyir halindeki bir minibüs şoförü, 20 yolcunun ücret ödemediğini iddia ederek çılgına döndü. Yolcuları araçtan indirmeyen şoför, “Parayı vereceksiniz, kapıyı açmayacağım” diyerek tepki gösterdi. O anlar cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı. Ücreti alana kadar minibüsten indirmedi Olay, sabah saatlerinde Sarıyer Maslak’ta Pınar Mahallesi-Zincirlikuyu Metrobüs hattında sefer yapan 34 M 1019 plakalı minibüste meydana geldi. İddiaya göre minibüs şoförü, 20 yolcunun 18 liralık ücretlerini ödemediğini fark edince sinir krizi geçirdi. Çılgına dönen şoför, ücreti alana kadar yolcuları araçtan indirmeyeceğini belirtti. “Kurunun yanında yaş da yanacak” Minibüs şoförü, öfkeyle yolculara hitaben, “Parayı vereceksiniz, kapıyı açmayacağım. Yoksa kurunun yanında yaş da yanacak. 18 liraya şeref ve haysiyet satan adamlar. Allah’tan korkunuz yok mu sizin? Kaç gündür aynı senfoni, 1-2 kişi de değil, 20 kişi. 35 kişi var arabada” diyerek tepkisini dile getirdi. O anlar kamerada Yolcuların şaşkınlıkla izlediği anlar, cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde minibüs şoförünün, yolculardan ücretleri talep ederken gergin olduğu ve minibüsten inmelerine izin vermediği görüldü. Yolcular tepki gösterdi Minibüste bulunan bazı yolcular, şoförün tepkisine hak verirken, bazıları ise duruma itiraz etti. Olay sırasında minibüsün hareket etmemesi nedeniyle trafikte de kısa süreli bir aksama yaşandı.

Sarıyer'de kaybolan kardeşler için 7. gün arama çalışmaları devam ediyor Haber

Sarıyer'de kaybolan kardeşler için 7. gün arama çalışmaları devam ediyor

Sarıyer Rumeli Hisarı'nda geçtiğimiz Cumartesi günü denize düşen abla Ayşe Can (28) ve kardeşi Velat Can (21) için başlatılan arama çalışmaları, 7. gününde devam ediyor. Arama ekipleri, su altı ve su üstü ekipmanlarını kullanarak kaybolan iki kardeşi bulmak için yoğun çaba harcıyor. Arama alanı genişletildi Başlangıçta yalnızca Sarıyer civarındaki alanla sınırlı olan aramalar, Yenikapı'ya kadar genişletildi. Ayrıca, Beykoz-Kadıköy hattı da arama bölgesi içine alındı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Su Altı Arama Kurtarma, AFAD, Sahil Güvenlik ve İSAK ekiplerinin koordinasyonuyla sürdürülen arama çalışmalarında, su altı sonar sistemleri ve ROV adı verilen su altı arama robotları kullanılmaya başlandı. Sonar sistemleri ve ROV robotlarının kullanılması, derinliklerde ve zor ulaşılabilir alanlarda aramaların daha verimli yapılmasına olanak tanıyor. Arama ekipleri, bölgedeki akıntıların değişmesiyle birlikte, daha önce taranan alanlarda yeni bir kontrol gerçekleştireceklerini belirtti. Arama çalışmalarıyla ilgili olarak yetkililer, kaybolan Ayşe ve Velat Can’ın ailelerine düzenli olarak bilgi veriyor. Ekiplerin, kaybolan kardeşlere ulaşmak için gösterdikleri azim ve gayret, ailenin moral kaynağı oluyor. Kayboldukları noktaya çiçek bırakıldı Arama çalışmalarının sürdüğü bölgeye, Ayşe ve Velat Can’ın ailesi ve yakınları çiçek bırakarak desteklerini gösterdi. Çiçekler, kaybolan kardeşlerin akıbetini bekleyen aile için anlamlı bir anı oluşturdu.Arama çalışmaları, kaybolan iki gencin bulunabilmesi için devam ederken, ekiplerin ellerindeki tüm imkanları seferber ettiği bildirildi.

Sarıyer’de 4 kişinin içinde olduğu tekne battı: 3 kişi ve 1 köpek yüzerek kurtuldu, 1 kişi kayıp Haber

Sarıyer’de 4 kişinin içinde olduğu tekne battı: 3 kişi ve 1 köpek yüzerek kurtuldu, 1 kişi kayıp

Sarıyer’de 4 kişinin içinde olduğu tekne battı. 3 kişi ve 1 köpek yüzerek kurtulurken 1 kişiyi arama çalışmaları sürüyor. Olay, saat 22.00 sıralarında Sarıyer Tarabya açıklarında meydana geldi. İddiaya göre, 4 kişi ve 1 köpeğin olduğu tekne henüz bilinmeyen bir nedenle battı. Teknenin batmasıyla beraber 4 kişi ve beraberlerindeki 1 köpek yüzerek sahil şeridine ulaşmaya çalıştı. Sahilde oturan vatandaşlar denizde 3 kişinin yardım çığlıklarını duyunca durumu polis, sahil güvenlik ve sağlık ekiplerine bildirdi. O sırada vatandaşların uyarılarıyla durumu fark eden bir tekne kaptanı, sahile yüzerek ulaşmaya çalışan 3 kişi ve 1 köpeği tekneye alarak sahile çıkarttı. Sağlık ekipleri, karaya çıkarılan 3 kişi ve köpeğe olay yerinde tedbir amacıyla müdahale etti. İsmi öğrenilemeyen 3 kişinin ve köpeğin durumunun iyi olduğu öğrenildi. 1 kişi kayıp Tarabya açıklarında batan tekneden 3 kişi ve 1 köpek yara almadan kurtulurken yüzmeyi bilmediği iddia edilen 1 kişi ise denizde kayboldu. Sahil güvenlik ekiplerinin denizdeki aramaları sürerken batan teknenin de gözden kaybolduğu öğrenildi. 3 kişi ve 1 köpeği teknesine alan kaptan Akın Bektaş, “Biz Kireçburnu’na gidip gelecektik. Tarabya marinadan çıktık. Orada arkadaşlar sahilden bağırdılar, ne olduğunu anlayamadık ilk başta, motoru stop ettik. Derinden bir ses gelmeye başladı açıktan. Arkadaşları gördük, aradık bir 10 dakika, arkadaşları bulduk, tekneye aldık marinaya getirdik. Polisi aradık. 3 kişi bulduk, 4 kişilermiş. Biri tekne battığında kaybolmuş zaten, öyle söylediler. Tekne vilayet evinin oralarda batmış. 1 tanesi bayağı bir yorulmuştu, 2 tanesi de pek de iyi bir bir durumda değildi. 40 dakikadır suda olduklarını söylediler. Üçü de erkekti, yanlarında bir de köpekleri vardı.” diye konuştu. Sahil güvenlik ve polis ekiplerinin kayıp bir kişiyi arama çalışmaları sürüyor.

Santa Maria Kilisesi'ndeki saldırıya ilişkin soruşturma tamamlandı Haber

Santa Maria Kilisesi'ndeki saldırıya ilişkin soruşturma tamamlandı

Sarıyer'de bir kişinin hayatını kaybettiği Santa Maria Kilisesi'ndeki saldırıya ilişkin aralarında saldırganların da bulunduğu 42 şüpheli hakkında 7 yıl 6 ay ila 349 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezaları istemiyle iddianame düzenlendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından 31'i tutuklu 42 şüpheli hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Saldırıda hayatını kaybeden Tuncer Cihan'ın "maktul" sıfatıyla yer aldığı iddianamede, Santa Maria Kilisesi rahibi Anton Bulai'nin de aralarında bulunduğu 11 kişi "müşteki" olarak yer aldı. İddianamede, saldırıyı gerçekleştiren tutuklu şüpheliler David Tanduev ile Amirjon Kholiqov ve bu şüphelilerle bağlantılı oldukları tespit edilen Edelkhan Inazhaev ve eşi Zharaidat Esmurzieva'nın "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", DEAŞ kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olmak", "tasarlayarak kasten öldürme", 11 kişiye karşı "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" ve "ateşli silah ve mermi bulundurmak" suçlarından toplam 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 218 yıl 7'şer aydan 349 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. İddianamede, 20 şüphelinin de benzer suçlardan 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 217 yıl 1'er aydan 345'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması öngörülürken, şüpheli Inazhaev'in ayrıca "resmi belgede sahtecilik" suçundan 3 yıldan 7 yıl 6 aya kadar hapsi talep edildi. Şüphelilerden 18'inin ise sadece DEAŞ kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapisleri istendi. İddianame değerlendirilmek üzere İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Olayın geçmişi Santa Maria Kilisesi'nde 28 Ocak'ta meydana gelen silahlı saldırıda Tuncer Cihan hayatını kaybetmişti. Olayın ardından başlatılan çalışma kapsamında 30 adrese eş zamanlı operasyon düzenleyen ekipler, 51 şüpheliyi gözaltına almıştı. Şüphelilerden olayla bağlantısı olmadığı belirlenen bazıları işlemlerinin ardından sınır dışı edilmek üzere geri gönderme merkezine teslim edilmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada gözaltına alınarak tutuklanması talep edilen şüphelilere ilişkin İstanbul Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderilen sevk yazısında saldırıyla ilgili detaylara yer verilmişti. Sevk yazısında, Başakşehir Güvercintepe Mahallesi'ndeki bir adreste, saldırıyı gerçekleştiren zanlılardan David Tanduev ile bağlantılı oldukları değerlendirilen Edelkhan Inazhaev ve eşi Zharaidat Esmurzieva'nın yakalandığı, yapılan aramada kurusıkıdan bozma silah ve boş şarjör ele geçirildiği belirtilmişti. Şüpheli Inazhaev'in havalimanı saldırısında da izine rastlanmıştı Edelkhan Inazhaev'in dijital materyallerinde, saldırıda kullanılan EL738FX yabancı plakalı araca ait görsellerin olduğu bilgisine yer verilen yazıda, bu şüphelinin, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda 28 Haziran 2016'da gerçekleşen bombalı ve silahlı saldırı eylemiyle bağlantılı oldukları değerlendirilen şahısların ikamet ettiği Başakşehir Kayabaşı Mahallesi'ndeki adrese yönelik 1 Temmuz 2016 tarihli operasyonda yakalanarak tutuklandığı aktarılmıştı. Şüpheli Inazhaev hakkında ayrıca, yasa dışı yollarla Suriye'ye geçme arayışında olan DEAŞ terör örgütü mensubu Çeçen asıllı "İlyas" kod adlı şahıs olduğuna ilişkin bilgiler de bulunduğu kaydedilen yazıda, Inazhaev'in eşi Zharaidat Esmurzieva hakkında ise "DEAŞ terör örgütüne katılarak canlı bomba eylemi yapmak üzere gönüllü olduğu" şeklinde bilgiler bulunduğu ve "Abu Kasas Al Taciki" kod adlı Behruz Bobokalonov isimli şahsın eski eşi olduğu yönünde tespitler yapıldığı ifade edilmişti. Dijital materyallerdeki deliller Edelkhan Inazhaev'in dijital materyallerine ilişkin ön incelemede, DEAŞ terör örgütü mensupları olduğu değerlendirilen şahıslara ait resimler, örgütün sözde bayrağı ile bomba yapımında kullanılan malzemeler ve yapım aşamasına ait resimlerin bulunduğu da aktarılan yazıda, ayrıca saldırganların Başakşehir'de kaldığı adreslerinde şüpheliler Mukhammad Kodır Mirzaev ve İbrahim Sünmez'in yakalandığı, burada yapılan aramada Kur'an-ı Kerim içerisinde saldırgan Amirjon Kholiqov'a ait ikamet izin belgesinin bulunduğu dile getirilmişti. Sevk yazısında, şüpheli Ismonalı Mirzojonov'un dijital materyallerinin ön incelemesinde ise DEAŞ mensupları olduğu değerlendirilen silahlı kamuflajlı şahısların silah eğitimlerine ait ve "ithal bir evi kiliseye çeviriyor" şeklinde üstünde yazı olan resimler ile örgütün propaganda amaçlı kullandığı "Neşhid" marşının ekran alıntısı ve örgütün infazına ait çocukların silahlandırıldığına ilişkin ekran alıntıları olduğu bilgisi verilmişti. Şüphelilerden Mahmud Muhammed'in Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşı olduğu, aynı zamanda 2016'da Türk vatandaşlığı kazandığı vurgulanan yazıda, bu kişinin "DTİP" ve "DEAŞ/ÇB" ile bağlantılı kişilerle irtibatının olduğu yönünde bilgiler bulunduğu da kaydedilmişti.

Silahlı saldırının yaşandığı Santa Maria Kilisesi böyle görüntülendi Haber

Silahlı saldırının yaşandığı Santa Maria Kilisesi böyle görüntülendi

Sarıyer'de 1 kişinin hayatını kaybettiği Santa Maria Kilisesindeki silahlı saldırı sonrası ilk kez görüntülendi. Kiliseyi ziyaret eden İstanbul Latin Katolik Cemaati Episkoposu ve Papalık Vekili Massimiliano Palinuro saldırı ile ilgili “Yetkililere çok minnettarlık göstermemiz lazım çünkü büyük gayretle hemen sorumluları tutukladılar. Adalet oldu” dedi. Sarıyer’de 1 kişinin hayatını kaybettiği Santa Maria kilisesinde gerçekleşen silahlı sonrası ilk kez görüntülendi. Kurşunların isabet ettiği alanlar görülürken, saldırıda hayatını kaybeden Tuncer Cihan’ın yaralandığı alana ise mum yakılarak çiçek konulduğu görüldü. İstanbul Latin Katolik Cemaati Episkoposu ve Papalık Vekili Massimiliano Palinuro, Sarıyer'de silahlı saldırı sonucu 1 kişinin hayatını kaybettiği Santa Maria Kilisesi'ni ziyaret etti. Santa Maria Kilisesi Avukatı Afşin Hatipoğlu, saldırının detayları hakkında bilgi verdi. Ziyaret sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan İstanbul Latin Katolik Cemaati Episkoposu ve Papalık Vekili Massimiliano Palinuro, “Şimdi cenazeye gideceğiz. Merhum kardeşimizin ailesiyle beraber cem evimizde dua edeceğiz. Artık sadece gücümüz duadır. Yetkililere çok minnettarlık göstermemiz lazım çünkü büyük gayretle hemen sorumluları tutukladılar. Adalet oldu. Tabii ki bu terör saldırısı bütün Türkiye'ye zarar veriyor. Sadece cemaatimize değil, bütün Türkiye'ye zarar veren bir olay. Birçok kişi özellikle sivil otoriteler, güvenlik personeli ve komşular, bütün insanlar yanımızda oldular. Teselli ve destek verdiler. Bu jestler, bu sevgi ve saygı cemaatimiz için çok anlamlı. Şimdi dua etmeye gidelim. İlave güvenlik önlemi istedik. Her zamanki gibi devlet yanımızda durmaya devam edecektir. Tabii ki daha fazla güvenlik belki gerekiyor. Allah korusun hepimizi. Yardım, Allah'tan gelen bir yardım. Açıkçası direkt tehdit hissetmedik” dedi. Santa Maria Kilisesi Avukatı Afşin Hatipoğlu, “Saldırganların silahlarından biri tutukluk yaptı, daha fazla can kaybının önüne geçildi” Sabah ayin devam ederken 2 saldırgan kamuflajlı bir şekilde kiliseye geldiğini belirten Santa Maria Kilisesi Avukatı Afşin Hatipoğlu, “Kapıyı açıp içeriyi kontrol ediyorlar. Görüntülerden anlaşılan, tam girmeye karar verdikleri anda başka bir kişi daha geliyor. Ve o kişiye ayine girsin diye kapıyı açıyorlar. Kapıyı açıp içeriye aldıkları kişi o günkü kurban aslında. Onlar ayini bastıklarında önce, rahmetliyi burada katlediyorlar. Saldırıdan önce kafasına kabzayla vuruyorlar. Daha sonra ateş ediyorlar. Sonra da rastgele kilisenin etrafına ateş ediyorlar. Görgü tanıklarının söylediği, Arapça veya Farsça tam çıkartamadıkları bir dille bazı şeyler söylüyorlar. Ve daha sonra uzaklaşıyorlar. Saldırı gerçekleştikten sonra ölen kişi dışında bir yaralı söz konusu değil. Polisin bize söylediği kadarıyla silahlardan birinin en azından tutukluk yaptığı onunda paniğe sevk ettiği ve daha fazla can kaybının önüne geçildiğidir. Yine görüntülerde var. Saldırganlardan bir tanesi kilisenin ortasına kadar devam ediyor. Ve bağırırken sağa, sola ateş ediyor. Büyük bir korku ortamı oluyor. Bir kişi hayatını kaybediyor. Şu anda burası Perşembe günü saat 07.00'deki ayine kadar kapalı. Çünkü Hristiyan inancına göre, böyle bir saldırı olduktan sonra tekrar bir kutsama ayini olmadıktan sonra o kilise ibadete açılamıyor. Bütün azınlık cemaatlerinin liderleri saat 07.00'de Perşembe günü burada toplu ayin gerçekleştirecekler. Bu görmüş olduğunuz alanı da merhum adına anı bölgesi yaptılar. Burada kendisi için dua edecekler. Burası kilise de muhafaza edilecek. Burası merhuma saygı açısından saklanacak. Bu şekilde bir menfur saldırı gerçekleşti” ifadelerini kullandı. “Polonya Başkonsolosu eşi ve 2 çocuğu da buradaydı” Saldırı anını anlatan Hatipoğlu, “Pederin ayini yönettiği yerle burası yaklaşık 50 metre. Mikrofonda yönettiği için peder, ilk gelenleri fark edemiyor. Çünkü ses yüksek. İlk başta ısıtma cihazlarının düştüğünü zannediyor. Zaten polisin verdiği bilgiye göre, 30-40 saniye arasında sürüyor. O sırada pedere kadar gelmiyor. Ve diğer vatandaşlara da gelmeden olay tamamlanıyor. Basına yansıdığı için söyleyebilirim; Polonya Başkonsolosu eşi ve 2 çocuğu da buradaydı. Şükürler olsun kendilerine de herhangi bir şey olmadı. Yine burada çok sayıda Filipinli Hristiyan dua için gelmişti. Burada bulunan 30 - 40 kişinin yarıya yakını Filipinliydi. Onlara da bir sıkıntı olmadı. Ama Tuncer isimli vatandaşımız ne yazık ki hayatını kaybetti. Kendisi Alevi inancına mensup bir vatandaşımızmış ve Cemevinde kendisine tören yapılacak. Kilisenin yetkilileri de o törene katılmak için yola çıktılar. Şu anda durum bu şekilde. Daha acı olan bir tarafı ise, ülkemizi çok kötü bir şekilde lanse edilmesine sebep olan bu hadiseden dolayı çok fazla mesaj ve destek alıyoruz. Ama bir kısmı tabii ki bu barış ortamını bilmediği için sanki burada güvenlik dışı bir ortam varmış gibi düşünüyor. O bizi üzüyor. Ülkemizde herhangi bir güvenlik sıkıntısı olmadığını biliyoruz. İnanıyoruz ve bu olayın da bir daha gerçekleşmemesini arzu ediyoruz. Güvenlik tedbirlerinin arttırılmasını resmi kanaldan kilise yetkilileri bildirdi. Çünkü karşımızdaki terör örgütü ki en fazla üzerinde durulan da DAEŞ. Çok acımasız bir terör örgütü. Kime, ne zaman, ne yapacağı belli olmayan bir örgüt. Burada bir tedirginlik var. İnsanlar biraz daha fazla devletin şefkatini hissetmek istiyorlar. Bunun da altını çizmek isterim” diye konuştu.

Sarıyer'de kilisedeki saldırıyla bağlantılı olduğu gerekçesi ile gözaltına alınan şüpheli sayısı 51’e yükseldi Haber

Sarıyer'de kilisedeki saldırıyla bağlantılı olduğu gerekçesi ile gözaltına alınan şüpheli sayısı 51’e yükseldi

İstanbul Sarıyer'de bulunan Santa Maria Kilisesi’nde Pazar ayini sırasında kar maskeli ve silahlı 2 saldırgan dua edenlerin üzerine silahla ateş açmış, ayin sırasında kilisede büyük panik yaşanırken kurşunların hedefi olan Tuncer Cihan adlı bir kişi ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti. Eylemin ardından harekete geçen İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı İstihbarat Şube Müdürlüğü ile TEM ekipleri, faillerin ve arkasındaki bağlantıların izini sürmüş, ilk olarak silahlı saldırıyı gerçekleştiren Tacikistan ve Rusya uyruklu 2 tetikçi yakalanarak gözaltına alınmış, onlarla bağlantısı tespit edilen diğer faillerin yakalanması peş peşe operasyonlar gerçekleştirmişti. Zincirleme operasyonlarda 30’u aşkın adrese baskın düzenleyen güvenlik ve istihbarat birimleri, 45 şüpheliyi daha yakalamıştı. 23 şüpheli sınır dışı edilecek, 28 zanlının sorgusu sürüyor Sabaha kadar süren operasyonlarda gözaltına alınan şüpheli sayısının 51’e yükseldiği bildirildi. Aşırı uç radikal terör örgütü DEAŞ bağlantılı toplam 51 şüphelinin polisteki işlemleri İstanbul Terörle Mücadele Şubesinde devam ederken, bu kişilerin 23’nün ise sınırdışı edilmek üzere İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne teslim edildiği öğrenildi. Zanlıların parmak izlerinin alındığı ve kimlik tespitlerinin belirlendiği kaydedilirken, 28 zanlının ifade işlemlerine ise kısa süre önce başlandığı öğrenildi. Özel bir mesajlaşma üzerinden haberleşme yaptıkları anlaşılan faillerin, eylemi kim ya da kimlerden aldıkları araştırılıyor. 150 kişilik ekip oluşturuldu Diğer yandan saldırıyı D.T. isimli Rus kökenli failin gerçekleştirdiği, Tacikistan uyruklu A.K.’nin ise silahının tutukluk yaptığı tespit edildi. Olay yerine Polonya plakalı bir araç ile gelen saldırganların, Başakşehir Güvercintepe Mahallesinde yakalandıkları, söz konusu aracın ise bir yıl boyunca İstanbul trafiğine çıkmadığı anlaşıldı. Gözaltındaki şüphelilere ait dijitaller incelenirken, olayın ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı İstihbarat Şube Müdürlüğü ile TEM birimlerinde oluşturulan 150 kişilik özel ekip kurulduğu aktarıldı. Ekipler, yüzlerce saat güvenlik kamera görüntülerini didik didik incelerken, faillerin kullandığı Polonya plakalı araçtan hücre deşifre edildi. Yakalanan şüphelilerin yurda hangi şartlarda girdiği araştırılırken, zanlıların sahte kimlik ve pasaport kullanmadıkları ve bundan önce başka bir suça katılmadıkları belirtildi. Öte taraftan dünden bu yana zincirleme operasyonlarda yakalanan 3’ü Türk toplam 28 şüphelinin polisteki sorgusu devam ediyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.