TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#savaş

İLKHABER-Gazetesi - savaş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, savaş haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İran-İsrail savaşı sonrası gram ve çeyrek altın bugün ne kadar? Haber

İran-İsrail savaşı sonrası gram ve çeyrek altın bugün ne kadar?

İran ile İsrail arasındaki tansiyonun yükselmesiyle birlikte altın fiyatları, haftanın ilk gününde yükselişe geçti. Ons altın, güvenli liman talebiyle birlikte yüzde 0,54 artışla 2 bin 357 dolara yakın seyretti. Gram altın fiyatları da ons altın ve Dolar/TL'deki gelişmelerden etkilenerek 2.457 Türk Lirası civarında alıcı buldu. Çeyrek altın ise 4.039 Türk Lirası'ndan el değiştirdi. Altın fiyatlarındaki bu artışta Çin ekonomisine yönelik endişelerin de etkili olduğu belirtiliyor. Önde gelen bankalardan Goldman Sachs, yıl sonu altın fiyatı tahminini ons başına 2 bin 300 dolardan 2 bin 700 dolara yükseltti. Altın fiyatlarındaki bu yükselişin devam edip etmeyeceği ise merakla bekleniyor. Altın piyasalarındaki gelişmeler ve tahminler, yatırımcıların yakından takip ettiği konular arasında bulunuyor. İran'ın İsrail'i Vurması Altın Piyasalarını Etkiliyor Finansal analist İslam Memiş, İran'ın İsrail'e yapabileceği olası saldırıların altın piyasalarını nasıl etkileyeceğine dair önemli bir değerlendirme yaptı. Memiş'e göre, İran-İsrail gerilimi, özellikle ons altın ve gram altın fiyatlarında belirgin bir yükselişe neden oluyor. Özellikle İran'ın İsrail'e saldırması veya fiziksel bir çatışma yaşanması durumunda altın fiyatlarının ciddi şekilde artabileceği öngörülüyor. Ancak Memiş, yatırımcılara panik yapmamaları ve birikimlerine sahip çıkmaları konusunda uyarıda bulunuyor. Ona göre, İran-İsrail gerilimi olsa da olmasa da altın için bu yıl hedeflenen fiyatlar belli. İran'ın saldırması durumunda ons altında 3.000 dolar, saldırmaması durumunda ise 2.200 dolarlık fiyatlar öngörülüyor. Memiş'in değerlendirmelerine göre, altın piyasalarında yaşanan dalgalanmaların ardından yatırımcılar kendilerine uygun pozisyonlar almalı ve panik yapmamalı.

Ukrayna’nın en büyük hidroelektrik santralinde yangın çıktı Haber

Ukrayna’nın en büyük hidroelektrik santralinde yangın çıktı

Rusya, Ukrayna'da enerji sistemlerine yönelik geniş çaplı saldırılar düzenledi. Ukrayna Enerji Bakanı German Galuşenko yaptığı açıklamada, Rus birliklerinin gece saatlerinde Ukrayna’nın enerji sistemine son zamanların en büyük saldırısını gerçekleştirdiğini duyurdu. Galuşenko, “Amaç sadece zarar vermek değil, aynı zamanda geçtiğimiz yıl olduğu gibi ülkenin enerji sisteminde büyük çaplı hasar bırakmak. Maalesef farklı bölgelerdeki üretim tesisleri, iletim ve dağıtım sistemlerinde hasar meydana geldi” ifadelerini kullandı. Galuşenko, saldırılar nedeniyle Zaporijya Nükleer Santrali'ni (ZNPP) besleyen bir enerji hattında hasar oluştuğunu belirterek, “Ayrıca bombardıman nedeniyle nükleer santrali besleyen enerji tedarik hatlarından biri kesildi. Bazı bölgelerde elektrik kesintisi yaşanıyor. Enerji şirketleri elektriği yeniden sağlamak için çalışıyor” dedi. Zaporijya'daki Dnipro HES'te saldırı sonrası yangın Ukrayna devlet hidroelektrik santralleri kuruluşu Ukrhidroenergo tarafından yapılan açıklamada ise, ülkenin en büyük hidroelektrik santrali olan ve Zaporijya Nükleer Santrali'ne elektrik sağlayan Dnipro Hidroelektrik Santrali'ne saldırı gerçekleştirildiği ifade edildi. Saldırı sonrası yangın çıktığı belirtilen açıklamada, “Şu anda yangın devam ediyor. Acil durum hizmetleri ve enerji çalışanları, hava saldırılarının sonuçlarının üstesinden gelmek için sahada çalışıyor. Barajın yıkılma tehlikesi yok, durum kontrol altında” ifadeleri kullanıldı. Barajın üzerinden geçen içerisinde sivillerin bulunduğu bir troleybüse de füze isabet ettiği öğrenildi. Harkov Belediye Başkanı Ihor Terekhov ise sabah saatlerinde Harkov kentinde patlama sesleri duyulduğunu, Rus füzelerinin şehrin elektrik tesisine isabet etmesi sonucu elektrik kesintileri yaşandığını aktardı. Rusya'nın saldırılarında 3 can kaybı Zaporijya Bölge Valisi Ivan Fedorov, saldırılarda 1 kişinin hayatını kaybettiğini, en az 8 kişinin de yaralandığını belirtti. Ukrayna İçişleri Bakanlığı ise Khmelnytskyi bölgesine yönelik saldırıda 2 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. “Rusya insanların günlük yaşamlarıyla savaş halinde” Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rusya’nın geniş çaplı saldırılarına ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu gece Rusya, Ukrayna'ya 60'tan fazla Shaded insansız hava aracı ve 90'a yakın farklı tipte füze fırlattı. Dünya, Rus teröristlerin hedeflerini olabildiğince açık bir şekilde görüyor: Enerji santralleri ve enerji tedarik hatları, hidroelektrik barajı, sıradan konutlar ve hatta bir troleybüs. Rusya insanların günlük yaşamlarıyla savaş halinde. Bu terör saldırılarında hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diliyorum. Kimse yardımsız kalmayacak. Elektrik yeniden sağlanıyor. Harkov ve bölgesi, Zaporijya, Sumy, Poltava, Dnipro, Odessa, Khmelnytskyi ve bölgesi, Vinnytsia ve Ivano-Frankivsk'te gece saatlerinden itibaren çalışmalar başladı” ifadelerini kullandı. “Daha fazla hava savunma sistemlerine ihtiyacımız var” Ukrayna Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada da, “Rusya, gece 60'tan fazla Shaded İHA ve hemen hemen 90 füzeyle Ukrayna'ya saldırdı. Rus teröristlerin ana hedefleri arasında Ukrayna'nın en büyük hidroelektrik santrali de dahil olmak üzere enerji tesisleri ve apartmanlar yer alıyor. Ukrayna'nın halkımızı ve altyapımızı füze saldırılarından korumak için daha fazla hava savunma sistemine ihtiyacı var. Dünyanın Rus kötülüğünü yenmesi gerekiyor” ifadeleri kullanıldı.

'Açlık' Gazze'de 16 çocuğu öldürdü Haber

'Açlık' Gazze'de 16 çocuğu öldürdü

Gazze'de yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybeden çocukların en küçüğü 14 günlük iken en büyüğü ise 10 yaşında İsrail yaklaşık 5 aydır yıkıcı saldırılarını sürdürdüğü Gazze Şeridi'ne yardım girişini engelleyerek bölgede büyük bir "insani felakete" neden olurken, İsrail'in "aç bırakma politikası" şu ana kadar en küçüğü 14 günlük bebek olmak üzere 16 çocuğun ölümüne yol açtı. Yerel ve uluslararası kuruluşların felaketi önlemek için Gazze'ye acil insani yardım girişi sağlanmasına yönelik çağrılarına rağmen İsrail, abluka altında tuttuğu bölgeye su, yiyecek, ilaç, yakıt ve elektrik ulaştırılmasına izin vermiyor. Son dönemde İsrail'in Gazze'ye uyguladığı "aç bırakma politikası"ndan kaynaklanan yetersiz beslenme nedeniyle aralarında bebek ve yeni doğanların da bulunduğu çocuk ölümlerinde artış görülüyor. Gazze Şeridi'ndeki sağlık yetkililerinin açıkladığı son verilere göre, 4 Mart itibarıyla yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitiren çocuk sayısı 16'ya ulaştı. Gazze kentinin yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya, Beyt Hanun ve Cibaliya'da gıda yetersizliği, dehidrasyon (sıvı kaybı) ve elektrik kesintileri nedeniyle 15, güneydeki Refah kentinde de bir çocuk yaşamını yitirdi. Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, 27 Şubat'ta, Beyt Lahiya'da bulunan Kemal Advan Hastanesi'ne yetersiz beslenme ve dehidrasyon (sıvı kaybı) nedeniyle hayati tehlikesi bulunan çok sayıda bebek getirildiğini duyurdu. En küçüğü 14 günlük, en büyüğü 10 yaşında İsrail'in "aç bırakma politikası" sonucu Gazze'de hayatını kaybeden çocukların en küçüğü 14 günlük iken en büyüğü 10 yaşında. Söz konusu çocukların isimleri ve yaşları ise şöyle: Yezen el-Kefarne (10 yaş), İbrahim el-Batş (3 yaş ), Halid Ahmed Hicazi (2,5 yaş ), Mira Salih Abdunnebi (2 yaş ), Mahmud Aben (1 yaş ), Enver el-Hudari (9 aylık), Yusuf Sami et-Teramsi (6 aylık), Minnetullah Ebu Umeyra (6 aylık), Abdülaziz Salim (2 aylık), Muhammed ez-Zayiğ (45 günlük), Seher ez-Zubde (40 günlük) ve Musab Ebu Asr'ın (yaşı bilinmiyor) yanı sıra ismi bilinmeyen 2 yaşındaki bir erkek çocuğu ile isimleri bilinmeyen 40 gün, 33 gün ve 14 günlük 3 kız çocuğu. "Yetersiz beslenme nedeniyle hastaneye getirilen çok sayıda çocuk var" Kemal Advan Hastanesi Müdürü Husam Ebu Safiye, çocuk ölümlerine ilişkin yaptığı açıklamada, hastanede yetersiz beslenme nedeniyle 15 çocuğun hayatını kaybettiğini söyledi. "Gazze Şeridi'nin kuzeyinde gerçek anlamda bir kıtlık yaşanıyor, yetersiz beslenme nedeniyle hastaneye getirilen çok sayıda çocuk var." diyen Ebu Safiye, Dünya Sağlık Örgütü'ne ve uluslararası kuruluşlara "Gazze Şeridi'nin kuzeyine acil gıda ulaştırılması" çağrısında bulundu. Ebu Safiye, 28 Şubat'ta yaptığı açıklamada, hastanenin yakıt yetersizliği nedeniyle hizmet dışı kaldığını duyurmuştu. Gazze'nin özellikle kuzey bölgelerinde gerçek bir kıtlık yaşanıyor İsrail'in devam eden saldırıları ve kısıtlamaları nedeniyle Gazze kentinde ve özellikle kuzey bölgelerde binlerce Filistinli sivil, gıda, su, ilaç ve yakıt sıkıntısı nedeniyle gerçek anlamda kıtlığı yaşıyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölge Direktörü Adele Khodr, İsrail'in saldırı ve ablukası altındaki Gazze'de yeterli beslenemeyen bebeklerin ölümlerine ilişkin 3 Mart'ta yaptığı yazılı açıklamada, yetersiz beslenmenin Gazze Şeridi'ni kırıp geçirdiğini ve korkulan çocuk ölümlerinin yaşandığını ifade etti. Khodr, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi'nde son günlerde en az 10 çocuğun yetersiz beslenme ve sıvı kaybı nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkati çekti. "Bu trajik ve korkunç ölümler, tahmin edilebilir ve tamamen önlenebilir" Gazze'de kalan birkaç hastanede muhtemelen hayat mücadelesi veren daha fazla çocuk olduğunu, kuzeyde ise bakıma ulaşamayan daha fazla çocuk bulunduğunu belirten Khodr, "bu trajik ve korkunç ölümlerin tahmin edilebilir ve tamamen önlenebilir" olduğunu vurguladı. Khodr, besleyici gıda, temiz su, sağlık hizmetleri konusunda yaygın eksikliğin yanı sıra insani yardımlara erişimin engellenmesinin, özellikle kuzey kesimi olmak üzere bebekler, çocuklar ve anneleri etkilediğinin altını çizerek, insanların aç, bitkin ve travma halinde olduğunu ifade etti. UNICEF ve Dünya Gıda Programı'nın (WFP) Gazze'nin kuzeyinde ocak ayında yaptığı yetersiz beslenme taramasına göre, 2 yaşın altındaki çocuklardan yüzde 16'sı, güneydeki Refah kentinde ise yüzde 5'i şiddetli yetersiz beslenme durumuyla karşı karşıya. Açıklamada, UNICEF gibi insani yardım kuruluşlarına Gazze'deki insani krizin tersine çevrilmesi, kıtlığın engellenmesi ve çocukların hayatlarının kurtarılması konusunda olanak sağlanması talebinde bulunularak, bunun için kuzey kesimi dahil olmak üzere yardımların erişiminin engellenmemesi ve geciktirilmemesi çağrısı yapıldı. Açıklamada ayrıca, "Gazze'de yetersiz beslenen bebekler dünyanın gözü önünde yavaş yavaş can veriyor. Daha binlerce bebek ve çocuğun hayatı, şu an alınacak acil önlemlere bağlı." ifadeleri kullanıldı.

İsrail, Gazze Şeridi'ni saldırılarını sürdürüyor: En az 41 ölü Haber

İsrail, Gazze Şeridi'ni saldırılarını sürdürüyor: En az 41 ölü

İsrail ordusu “güvenli bölge” olarak nitelendirdiği Gazze'nin güneyindeki Refah kentinin Tel es-Sultan mahallesindeki bir evi vurdu. Saldırıda 15 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı. Gazze şehrinin güneybatısındaki Şeyh Ajlin bölgesindeki sahil yolunda konuşlanan İsrail işgal güçlerinin açtığı ateş sonucu ise 6 sivil yaşamını yitirdi. Yaralananlar Şifa Hastanesi'ne kaldırıldı. İsrail ordusu ayrıca Gazze Şeridi'nin merkezindeki Bureij ve Maghazi mülteci kamplarını bombaladı, çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan en az 20 sivili öldürdü. İsrail savaş uçaklarının Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Balah'ta bir evi bombaladığı saldırıda da can kaybı yaşanırken, yaralılar Aksa Şehitleri Hastanesi'ne götürüldü. İsrail topçu birliklerinin Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus şehrinin doğu ve güney bölgelerini yoğun bir şekilde bombaladığı saldırıda da hayatını kaybedenler olduğu öğrenildi. İsrail ordusunda bilanço artıyor İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada ise Gazze Şeridi'nde bir İsrail askerinin daha ölmesiyle 27 Ekim'de başlatılan kara operasyonunda ölen asker sayısının 186'ya yükseldiği ifade edildi. Hamas'tan Blinken'e tepki ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın İsrail ve Filistin ziyaretine ilişkin Hamas'tan açıklama geldi. Açıklamada, “Blinken'in soykırım suçlarını meşrulaştırma çabaları, ABD'nin bu suçlara ne kadar karıştığını gösteriyor. Biz Hamas olarak ABD Başkanı Biden yönetiminin tam desteğiyle devam eden, Filistinli sivillere yönelik barbar siyonist saldırıdan 96 gün sonra, ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'in hala tekrarlamakta ısrar ettiği yanıltıcı söylemleri reddediyoruz. Blinken'ın İsrail işgal ordusunun Filistinli sivillere karşı gerçekleştirdiği soykırımı, Filistin direnişinin siviller arasında yoğunlaştığını söyleyerek meşrulaştırma çabaları, çocukların, kadınların ve yaşlıların kanını akıtan suçluların ellerini yıkamaya yönelik acınası girişimlerdir” ifadeleri kullanıldı. Öte yandan, Blinken, dün gece İsrail'deki temaslarının ardından gerçekleştirdiği basın toplantısında Hamas'ı sivillerin arasına karışmakla suçlamıştı.

Savaş ve çatışmalar sadece insanları değil biyoçeşitliliği de öldürüyor Haber

Savaş ve çatışmalar sadece insanları değil biyoçeşitliliği de öldürüyor

İSTANBUL (AA) - YETER ADA ŞEKO - Birleşmiş Milletler Çevre Örgütü (UNEP) verilerine göre dünyada biyolojik çeşitlilik açısından zengin bölgelerin yaklaşık 3'te 2'si son 60 yılda savaş ve çatışmalara sahne olurken uzmanlar, bazı türlerin kaybedilmesinin geri dönülemez sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulunuyor. BM Genel Kurulu, doğanın, savaşın kurbanlarından biri olduğu hakkında farkındalık yaratmak amacıyla 2001'de aldığı kararla 6 Kasım'ı "Savaş ve Silahlı Çatışmalarda Çevrenin İstismarının Önlenmesi Günü" kabul etti.UNEP'in 2018'de yayımladığı "Biyoçeşitliliği Savaşın ve Silahlı Çatışmaların Zararlı Etkilerinden Neden Korumamız Gerekiyor?" başlıklı çalışmada, savaş ve çatışma durumunda çevrenin hem doğrudan zarar gördüğü hem de bu gibi kriz anlarında çevre yönetim sistemlerinin işlevselliğini yitirmesi sonucu ekosistemin dolaylı etkilendiği anlatıldı.Son 60 yılda biyolojik çeşitliliğin zengin olduğu bölgelerin yaklaşık 3'te 2'sinde savaş ve çatışmalar meydana geldiği ve bu durumun koruma çabalarını tehlikeye soktuğu belirtilen çalışmada, bu bağlamda çevre tahribatına yol açan bazı örnekler sıralandı.Vietnam Savaşı'nın çevresel boyutundan bahsedilen çalışmada ABD ordusunun 1961-1971 arasında Vietnam'ın güneyindeki bölgeye, bitkileri öldüren herbisitler ve yaprak dökücü defoliantlar yaydığı, ayrıca Amerikan güçlerinin, bir savaş stratejisi olarak ormanları kasıtlı olarak yok ettiği vurgulandı.Kongo'daki iç savaşın da örnek gösterildiği çalışmada 1990'lı yılların ortalarından itibaren bölgede kanlı çatışmalar meydana geldiği, tarafların gıda kaynağı olarak yaban hayvanlarını tüketmesi sonucu bölgedeki yaban hayatının ciddi zararlar gördüğü ve sonuç olarak, antiloplar, maymunlar ve kemirgenler gibi küçük türlerle orman filleri gibi daha büyük türlerin çatışmalardan zarar gördüğü bilgisi paylaşıldı.- İsrail saldırıları nedeniyle Akdeniz'e arıtılmamış kanalizasyon suları karışıyorÇalışmada biyoçeşitliliğin zarar gördüğü bir diğer bölgenin ise Irak olduğu, Dicle ve Fırat nehirlerinin birleştiği noktada yer alan ve Orta Doğu'daki en geniş sulak ekosistemlerden biri olarak kabul edilen Mezopotamya bataklıklarının, ülkenin devrik lideri Saddam Hüseyin'in 1990'ların başında aldığı kararla, güneydeki Şii ayaklanmasına tepki olarak kurutulduğu hatırlatıldı.Afganistan'da uzun yıllar devam eden çatışmalar sonucu, ormanların yarısından fazlasının yok olduğu, savaş koşullarında ortaya çıkan yönetimsel bozukluklar sebebiyle de ormansızlaşma oranının bazı bölgelerde yüzde 95'e kadar çıktığı aktarılan çalışmada, bunun sonucunda milyonlarca Afgan'ın sel, çığ ve toprak kayması gibi doğal afetlere karşı savunmasızlıklarının arttığına dikkat çekildi.UNEP tarafından işgal altındaki Filistin toprakları hakkında 2020'de yayımlanan bir başka çalışmada ise bölgede yaşanan su krizinin oluşturduğu çevre tahribatının boyutları gözler önüne serildi. Raporda, İsrail saldırıları sonucu alt yapı sistemlerinin ağır hasar alması sonrası Gazze'den Akdeniz'e akan arıtılmamış veya kısmen arıtılmış kanalizasyon sularının ve atık suların miktarının 2018'de günde 110 bin metreküp olduğu ve deniz ekosisteminin ciddi şekilde etkilendiği vurgulandı.Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından Rusya-Ukrayna Savaşı üzerine yapılan çalışmada, Ukrayna'nın Avrupa'nın biyoçeşitliliği için önemli bir bölgede yer aldığı ifade edilerek, ülkede 70 binden fazla nadir ve endemik bitki ve hayvan türü bulunduğu ve çatışmalardan kaynaklı orman yangınları sonucu, aralarında koruma altındakilerin de olduğu 100 bin hektar alanın tahrip edildiği bildirildi.- "Biyoçeşitliliğin yeniden kazanılması çok zor"Savaş ve çatışmalar sonucu meydana gelen doğa tahribatı hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Uluslararası Orman Araştırma Kuruluşları Birliği (IUFRO) Bilim ve Politika Programı Koordinatör Yardımcısı Dr. Nelson Grima, savaşlar esnasında karar vericilerin, biyoçeşitliliğin insan yaşamı için ne kadar önemli olduğunu anlamadıklarını söyledi.Grima, "Bu yüzden doğayı ve ekosistemi korumak öncelik haline gelmiyor. Bu konuya çatışmalar bittikten sonra önem veriliyor ama ne yazık ki karar verdiklerinde çoğu zaman geç kalınmış olunuyor." dedi.Savaşlar ve çatışmalar esnasında karar vericilerin, biyoçeşitliliğin korunmasının önemi hakkında uygun bir şekilde bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayan Grima, şöyle devam etti:"Silahlı çatışmalar sonucu kaybedilen biyoçeşitliliğin yeniden kazanılması çok zor. Bazı türlerin ortadan kaldırılması ya da ağır şekilde tahrip edilmesi geri dönülemez sonuçlara yol açabilir. Tamamen iyileştirme genellikle mümkün olmasa da yeniden ormanlaştırma ya da popülasyonu artırma gibi çalışmalar biyoçeşitliliği geri getirmeye katkı sunabilir. Bu iyileştirme sürecinin genellikle çok uzun süreceğini ise aklımızda tutmamız gerekiyor."Çatışmalar sonucu kaybedilen biyoçeşitliliğin doğrudan veya dolaylı olarak iklim değişikliğini etkilediğini dile getiren Grima, iklim değişikliği kaynaklı heyelan, toprak kayması ve kuraklık gibi aşırı hava olaylarıyla mücadelede yerel doğal sistemlerin korunmasının en iyi yöntem olduğu değerlendirmesinde bulundu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.