#sayıştay

İLKHABER-Gazetesi - sayıştay haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, sayıştay haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP'li Şevkin'den Ticaret Bakanlığı'na 'milyonluk hata' ve 'esnafın borcu' soruları Haber

CHP'li Şevkin'den Ticaret Bakanlığı'na 'milyonluk hata' ve 'esnafın borcu' soruları

ADANA (İLKHABER) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi Dr. Müzeyyen Şevkin, Sayıştayın 2022 Yılı Ticaret Bakanlığı Denetim Raporu'nda yer verdiği 67.5 milyon liralık hatanın hesabını sordu. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Ticaret Bakanlığı’nın 2024 yılına ait bütçe görüşmelerine katılan Dr. Şevkin, TOBB ve özel bir şirket arasında gümrük kapılarının modernize edilmesine ilişkin 11 Ekim 2011 tarihinde imzalanan protokolle işletme sürecinde elde edilen gelirlerden Bakanlık payına düşen kısmının yasal düzenlemelere aykırı olarak özel bir şirket adına açılan banka hesaplarında tutulduğuna dikkat çekti. BAKANA MİLYONLUK HATAYI SORDU, “DEPREMZEDE ESNAFIN BORCU SİLİNSİN” DEDİ Kamu maliyesinin temel ilkelerine aykırılık teşkil eden bu durumun Bakanlık bilanço ve faaliyet sonuçları tablosunda toplamda 67,5 milyon liralık hataya neden olduğunu dile getiren Dr. Şevkin, komisyon toplantısında bulunan Ticaret Bakanı Ömer Bolat’a dönerek, “Ortada yasa dışı bir iş ve işlem varken milyonlarca liralık hatanın sorumlusu kim?” diye sordu. Bakan Bolat’ın komisyondaki sunumuna dikkat çeken ve Bakanın, "Depremzede esnaf ve sanatkârlara Halk Bankasındaki ikişer kez altışar aylık sürelerini uzattık, borçlarının süresini uzattık, faizi de sildik” sözlerine değinen Dr. Şevkin, “Şimdi, sizin Hükûmetinizi biz biliyoruz, sık sık vergi afları getirirsiniz, sık sık imar afları getirirsiniz. "Asrın felaketi" diye nitelendirdiğiniz aslında bir doğa olayı, bütün ihmalleriniz nedeniyle afete ilişkin yeterli tedbirleri almadığınız, kentsel dönüşümü rantsal dönüşüme çevirip gerçek anlamda bir kentsel dönüşümü yerine getiremediğiniz için maalesef, 11 ilimizde olağanüstü bir yıkım ve 50 binden fazla insanımızın can kaybıyla sonuçlandı. Neden burada bu borçları silmiyorsunuz da öteleme ve faiz silmek gibi palyatif tedbirlerle uğraşıyorsunuz?” diye konuştu. “DEPREM BÖLGESİNDE 3670 ŞİRKET KAPISINA KİLİT VURDU” Bakan Bolat’ın yanıtlaması istemiyle meclise sunduğu bir soru önergesine verilen yanıta göre, deprem bölgesinde yer alan Adana'da 1.023, Adıyaman'da 180, Diyarbakır'da 376, Elâzığ'da 324, Gaziantep'te 410, Hatay'da 251, Maraş'ta 314, Kilis'te 49, Malatya'da 370, Osmaniye'de 181, Şanlıurfa'da 192 olmak üzere, 11 ilde toplam 3 bin 670 şirket kapısına kilit vurduğunu hatırlatan Dr. Şevkin, “Bu işletmelerin yeniden açılabilmesi için Ticaret Bakanlığı’nın bir çalışması veya desteği olacak mı? 2024 yılı bütçesinde deprem bölgesini oluşturan 11 ildeki esnaf ve sanatkârlara ayırdığınız bir pay var mı?” sorularını yöneltti. 10 AYDA KAPANAN 70 BİN ESNAFA DİKKAT ÇEKTİ “Türkiye genelinde son 10 ayda 70 binden fazla esnaf ve sanatkârın kepenk kapattığını söylüyoruz ama maalesef, yandaş basın özellikle bu açıklamamızın yanlışlığına işaret ediyor ama ortaya da bir veri konamıyor” ifadelerini kullanan Dr. Şevkin, Bakana dönüp, “Bu konuda bir açıklama yapar mısınız? Son on ayda Türkiye'de kaç işletme kepenk kapattı?” sorularını yöneltti. “KİMDİR BU HERKES? BALLI MAAŞLAR KİME GİDİYOR” Bakan Bolat’ın geçtiğimiz günlerde basına yaptığı, "Herkes bizimle iş yapmak istiyor. Yatırım düşünüyorlar” açıklamasını da hatırlatan CHP’li Dr. Şevkin, şunları söyledi: “Kimdir bu herkes? Bu “herkes” asgari ücretin 11 bin 402 lira, açlık sınırının 13 bin 684 lira, yoksulluk sınırının da asgari ücretin tam 4 katı yani 44 bin 573 lira olduğunu biliyor mu? Ayrıca, hangi alanda iş yapmayı, yatırımı düşünüyorlar? Bilgi verebilir misiniz? Bize artı değer olarak gösterdiklerinizin vatandaşa, ücretliye, dar gelirliye ne kadarı yansıyor? Bakanlık alanına giren konularda laboratuvarlar kurmak ve çalışma yürütmek gibi bir taahhüdünüz var. Özelde Adana'da ve genelde Türkiye'de son beş yılda hangi alanda nereye laboratuvarlar kurdunuz? Geçtiğimiz yıl 140 bin lira maaşla çalışan personel barındıran Ticaret Bakanlığı, bu personeli çalıştırmaya devam ediyor mu, ediyorsa şu anda ne kadar maaş veriyor? Bakanlıktaki en yüksek maaş ne kadardır? Hangi meslek dalında hangi çalışana yüksek miktarda ödeme yapılmaktadır?”

Şevkin: MTA’da zarar üstüne zarar! Haber

Şevkin: MTA’da zarar üstüne zarar!

ADANA (İLKHABER) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi Dr. Müzeyyen Şevkin, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’ndeki (MTA) usulsüzlüklerin sayıştay raporlarında gözler önüne serildiğini bildirdi. CHP’li Dr. Şevkin, 2023 yılı sayıştay denetim raporlarına göre MTA’da buluculuk hakkı ile ilgili bilgilerin mali tabloya yansıtılmadığını, 54 milyon 877 bin TL’lik Maden Arama Ruhsatı ve 19 milyon 796 bin TL’lik ‘Kalite Sertifikası’nın muhasebe kayıtlarında yer almadığını vurguladı. Katma değer vergisine ilişkin hatalı uygulamalar neticesinde kurum hesaplarında 266 milyon 739 bin TL’lik sürdürülemez boyutta devreden KDV oluştuğunu kaydeden Dr. Şevkin, kurumun mülkiyetinde bulunan pahalı trafoların muhasebe kayıtlarında olmadığına işaret etti. “BULUCULUK GELİRLERİ NEREDE?” Dr. Şevkin, “Sayıştay raporlarına göre MTA’da mal ve hizmet üreten kuruluşlara yatırılan sermayeler hesabı ve sermaye taahhütleri hesabı 118.7 milyon TL olarak görünüyor ama bu gerçek durumu yansıtmıyor” dedi. Maden arama ve araştırma faaliyetleri kapsamındaki arazi çalışmalarına başlamadan önce yöre halkının yeterince aydınlatılmaması sebebiyle sorunlar yaşandığına dikkat çeken Dr. Şevkin, geçen yıl raporda da yer alan Kuzeybatı Anadolu ve Ege Bölge Müdürlüklerinde durdurulan arama faaliyetlerini buna örnek gösterdi. MTA’nın 2022 yılında toplam 879 milyon 374 bin 418,10 TL harcama gerçekleştirdiğini ancak kurum tarafından buluculuk hakkı kapsamında gelir elde edilmesine rağmen, buluculuk belgesine dayanak teşkil eden ve hukuki olarak yararlanma yetkisi veren dayanağa ilişkin herhangi bir bilginin mali tablolara yansıtılmadığının tespit edildiğini aktaran Dr. Şevkin, “Buluculuk hakkının mevzuatın öngördüğü şekilde muhasebe kayıtlarına intikal ettirilip mali tablolara yansıtılması gerekir” dedi. “266 MİLYON 739 BİN TL’LİK HATALI KDV UYGULAMASI” Sayıştay raporuna göre MTA’nın muhasebe kayıtlarında maden arama ruhsatından kaynaklı 54 milyon 877 bin TL ve kalite sertifikasından kaynaklı 19 milyon 796 bin TL’nin yer almadığını belirten Dr. Şevkin, hatalı KDV uygulamaları yüzünden kurum hesaplarında yüksek tutarlı ve sürdürülemez boyutta, 266 milyon 739 bin TL’lik devreden KDV oluştuğuna işaret etti. KDV’de indirim hakkı tanınan işlemlerin içeriğinin kanunla belirlendiğini ancak MTA’nın bu tutarı indirilecek KDV hesabına kaydedilmek suretiyle indirim konusu yaptığını dile getiren Dr. Şevkin, “Ticari faaliyet kapsamına girmeyen mal ve hizmet alımları ile yapım işleri için ödenen KDV indirim konusu yapılamayacakken, bunun “191 İndirilecek KDV” hesabına kaydedilmek suretiyle indirim konusu yapıldığı tespit edilmiştir. KDV’de İndirim hakkı tanınan işlemlerin içeriği kanunla bellidir. Bunlar haricinde vergiden indirim söz konusu olamaz. Kurum, indirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemleri bir arada göstermiş ve tüm işlemleri indirim konusu yapmıştır. Kurum, kendi ruhsat sahasında, kendi bütçe imkânlarıyla yaptığı maden arama faaliyetlerinde katma değer vergisinden muaf iken, özel sektöre ya da başka bir kamu kurumuna ücret karşılığında sağladığı maden arama faaliyetleri ise katma değer vergisine tabidir. Kurum harcamasının KDV ile ilişkisinin doğru kurulmaması sonucunda indirilecek katma değer vergisinin yüksek boyutlara ulaşıp verginin dönemler arasında yüksek tutarlı olarak devretmesine sebebiyet verildiği görülmüştür. Oysa kamu kurumlarınca sağlanan ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikte olmayan teslim ve hizmetler KDV’nin konusuna girmemektedir, bunlar vergiye tabi değildir. Vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilen malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alışlarda gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV'nin indirimi imkânsızdır. Kamu idaresinde, faaliyet ayrıştırması yapılmayıp bütün harcamalardan doğan katma değer vergisi 191 İndirilecek KDV hesabında muhasebeleştirilmektedir” diye konuştu. Kurum mülkiyetinde bulunan trafoların muhasebe kayıtlarında olmadığına işaret eden Dr. Şevkin, “Kendisi ve bakım maliyetleri yüksek değer ihtiva eden trafoların envanterinin yapılması ve mevzuatın öngördüğü şekilde muhasebe kayıtlarına intikalinin sağlanması şarttır” dedi. 118.7 MİLYON TL’LİK HESAP HATASI, 1 MİLYONLUK TEMERRÜT FAİZİ MUAMMASI! Sayıştay raporuna göre mal ve hizmet üreten kuruluşlara yatırılan sermayeler hesabı ve sermaye taahhütleri hesabının gerçek durumu yansıtmadığına işaret eden Dr. Şevkin, “Kayıtlarda 118.7 milyon TL’lik bir hesap hatası görülüyor. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da MTA’nın yurtdışı maden arama faaliyetlerinin kapsamı ve elde edilen gelir sonuçları kamuoyuna açıklanmamıştır. Bu konu aydınlatılmalıdır” dedi Sayıştay raporuna göre MTA’nın Elektrik Üretim Anonim Şirketi’nden (EÜAŞ) olan alacağındaki vade farkına ilişkin 1 milyon TL’yi aşan temerrüt faizini tahsil etmediğini vurgulayan Dr. Şevkin, “Elektrik Üretim Anonim Şirketi, (EÜAŞ) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğüne olan para borcunun vade farkının ödenmesinde temerrüde düşüldüğü halde hukuki yollara başvurulmadığından vade farkına ilişkin temerrüt faizinin tahsil edilemediği görülmüştür. Ayrıca taşınır malların hurdaya ayrılmasında ve hurda malların satış işlemlerinde hatalı ve eksik uygulamalar bulunmaktadır. Yapılan denetimlerde, hurdaya ayrılan taşınırların birkaç tanesi dışında hiçbirisi için araştırma yapılmadığı ve tutanak düzenlenmediği görülmüştür” diye konuştu. “KİMYASAL MALZEMELER TÜKETİLMEDEN ÇIKIŞ KAYDI YAPILMIŞ!” Sondaj kamplarına gönderilen ve sahada kullanılmak üzere bekletilen kimyasal malzemelerin henüz tüketilmeden çıkış kaydının yapıldığının anlaşıldığını belirten Dr. Müzeyyen Şevkin, tonlarca malzemenin yıl sonu sarf malzeme kayıtlarında görünmediğinin tespit edildiğini bildirdi. Kurumun satın alma süreçleri ile ilgili uygulamalarında mevzuata aykırı hususlar da tespit edildiğini belirten Dr. Şevkin, ihale mevzuatına aykırı olan ve AR-GE harcaması adı altında yiyecek, temizlik, kırtasiye alımlarının istisna kapsamına alındığını, bu harcamaların tutarının kamuoyunca bilinmesi gerektiğini vurguladı. “İHALESİZ, ŞARTNAMESİZ MAL ALMIŞLAR” Kurumun ilgili hizmetin yapımında ya da malın tesliminde belli bir süre içeren durumlarda, mal alımında doğrudan temin yöntemi kullandığında sözleşme imzalamasının şart olduğunu anımsatan Dr. Şevkin, denetim raporlarında kurumun bu durumlarda sözleşmesiz, teknik şartnamesiz mal aldığının anlaşıldığını kaydetti. 2022 yılında 5213 adet doğrudan temin alımı bulunduğunu, bunun 660 tanesinin 4734 s. Kanun/m. 22-a-d-e bentleri kapsamında yapılan alımlar olduğunu, 658 adet alımın sadece 4734/22-d kapsamında yapıldığını söyleyen Dr. Şevkin, “Bu 658 adet alımın 547 adedinde sözleşme bedeli verisi bulunmamaktadır. Herhangi bir sözleşme bedeli girilmeyen dolayısıyla sözleşme imzalanmayan bu 547 adet doğrudan temin içerisinde inşaat ve diğer mal/hizmet alımları şeklinde belirli bir süre gerektiren işler bulunmakta olup Kamu İhale Genel Tebliğine göre bu işler için sözleşme imzalanması gerekmektedir” dedi. “MAL ALIMLARI GERÇEKÇİ DEĞİL, MALİYET HESAPLARI AKILCI DEĞİL!” MTA’nın mal alımları için yaptığı piyasa fiyat araştırmasının gerçekçi, yaklaşık maliyet hesaplarının da akılcı olmadığına dikkat çeken CHP’li Dr. Şevkin, şunları söyledi: “MTA’nın sondaj faaliyetlerinde kullanılan boru-demir çelik malzemelerin kaynak planlaması ve muhafazası konularında eksikler bulunmaktadır. Mal ve hizmet alım ihaleleri ile ilgili kabul ve kontrol faaliyetlerinde eksikler vardır. Döviz cinsinden teklif verilen mal alımlarında izlenen süreç nedeniyle kur farkı kurumu zarar ettirmiştir. Ayrıca maden tetkik arama faaliyetlerinde mükerrer harcamaya sebep olabilecek uygulama eksikleri bulunmaktadır. Sayıştay denetim raporları gösteriyor ki; MTA, kamu kaynaklarını hovardaca kullanmaktadır. Ülkemiz için son derece önem taşıyan maden sahaları, arama yöntemleri, araç-gereç, teçhizat, demirbaş ve personel giderleri ince elenip sık dokunmalıdır. Kamu kaynağında yaşanan israfın önüne geçilmelidir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, tüm bu konularda kamuoyuna açıklama yapmalıdır.”

Şevkin: “EPDK’de 4 milyar lira kayıp!” Haber

Şevkin: “EPDK’de 4 milyar lira kayıp!”

ADANA (İLKHABER)- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi Dr. Müzeyyen Şevkin, Sayıştay Raporları’nda sürekli uyarılan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) eski bulgularının bu yılki raporlardan çıkarıldığına işaret etti. Yanlış okunan, vatandaşın cebine dokunan fahiş rakamların nedenini de açıklayan eski bulguların raporlardan çıkarılmasına tepki gösteren ve hiçbir önlem alınmadığının kanıtlandığını belirten Dr. Şevkin, belirsizliğe terk edilen bulguları özetledi. Sayıştayın, EPDK tarafından iletim sistemindeki sayaçların, sayaç veya sayaç dışı bir unsurdan kaynaklanan sorunların, zararların belirlenmesini istemesine rağmen EPDK’nın doğru üretim ve tüketim miktarlarını kaydetmediğine, tüketim miktarlarının tespitinin yapılmadığını dile getiren Dr. Şevkin, EPDK’nın doğalgaz ve elektrik piyasası gelirlerine ilişkin takip ve tahsil mekanizmasının hâlâ yasayla düzenlenmediğini vurguladı. Bu konunun geçen yılki sayıştay raporlarında işlendiğini ancak bu  yıl bulguların rapordan çıkarıldığını dile getiren Dr. Şevkin, “Elektrik ve doğal gaz piyasası gelir kalemlerinin takip ve tahsil edilebilmesi için, tıpkı petrol ve LPG piyasası gelirlerinde olduğu gibi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinde doğalgaz ve elektrik piyasası için de yasal düzenleme yapılmalıdır” dedi. 2017-2020 arasındaki raporlarda düzenli yer alan kurumun sektöre kestiği ve yüzde 90’ını tahsil edemediği 4 milyar TL civarındaki cezaların son 2 yıldaki raporlarda yer almadığına dikkat çeken Dr. Şevkin, “Bu para EPDK’nın 10 yıllık gelirine bedel. Üstelik bu cezalar artık zaman aşımına uğramak üzeredir. Tahsil edilemeyen bu cezalar ne olmuştur? Kamuoyuna açıklanmalıdır” diye konuştu. 10 YILLIK GELİRE DENK DÜŞEN ZARARI VAR EPDK’nın yaklaşık 10 yıllık gelirine denk düşen ve doğalgaz, petrol, elektrik, sıvılaştırılmış petrol alanındaki firmalara kestiği cezaların takip/tahsilinin yapılmaması, bu konuda Hazine ve Maliye Bakanlığı’yla eşgüdümlü bir veri altyapısı kurmamasının, her yıl belirtilen bir bulgu olduğunu söyleyen Dr. Şevkin, “EPDK, 2020’ye kadar kestiği 3 milyar 848 milyon TL’lik cezanın 3 milyar 696 milyon TL’sini (yüzde 96’sını) tahsil edememişti. 2021’de yayımlanan raporda artık güncel ceza rakamı ve tahsilat oranı yoktu, 2 yıldır bu bulgu tamamen Sayıştay raporundan çıkarıldı, “izleme/takip listesi”nde de yer almadı. Bu cezaların güncel tutarı, tahsilat oranı, ne kadarının zamanaşımına uğradığı bu yılki raporda yok, belirsiz. Takip/tahsilat için Hazine ve Maliye Bakanlığı ile EPDK arasında yapılan protokolün durumu nedir, nasıl bir süreç işletilmektedir? Gelinen son aşama, tahsilat miktar ve oranı, zamanaşımına uğramış tutar ne kadardır? Tüm bu sorular açığa kavuşmalıdır” dedi. ŞİRKETLER HARCAMASINI VATANDAŞA ÖDETTİ, SAYIŞTAY RAPORUNDA BU BULGU YOK EDİLDİ! Geçen yılki sayıştay raporlarında belirtilen ve vatandaşın da büyük tepkisini çeken elektrik dağıtım şirketlerinin kendi harcamalarını vatandaşa ödetmesinin yankıları sürerken, 21 elektrik dağıtım şirketinin 2016-2020 yılları arasındaki 117 milyon 484 bin liralık AR-GE harcamasının kanuna aykırı olarak abonelere fatura edildiğini ancak bu bulgu üzerine ne yapıldığına dair sayıştayın yeni raporunda herhangi bir bulgu olmadığını söyleyen Dr. Şevkin, “Sayıştaya göre; elektrik dağıtım şirketlerinin tarife konusu faaliyetlerine ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedelleri dışında hiçbir bedel aboneden istenemez, şirketlerin piyasa faaliyetleri ile doğrudan ilişkili olmayan hiçbir unsur faturada yer alamaz. AR-GE harcaması, dağıtım faaliyetinin bir unsuru değildir. Oysa 2016-2020 arasında, 21 elektrik dağıtım şirketine 280 milyon 218 bin TL’lik AR-GE bütçesi ayrılmış, bu bütçenin 117 milyon 484 bin TL’si ise harcanmıştır. Kanunda açıkça öngörülmeyen bir gider kalemi, tebliğ yoluyla AR-GE harcaması olarak abonelerden tahsil edilmiştir. Piyasa faaliyetiyle yani dağıtım şirketlerinin görev alanıyla doğrudan ilişkisi olmayan AR-GE giderlerinin dağıtım tarifesinden çıkarılması gerekmektedir. 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda açıkça düzenlenmemiş bu hususun bir alt düzenlemeyle aboneden alınması hukuka aykırıdır. Dolayısıyla bu bulgu bu yılki rapordan neden çıkarılmıştır? Gelinen aşamada bu  AR-GE harcamalarının tutarı ne oldu, vatandaşa fatura edilmeye devam etmekte midir?” “TÜKETİCİYE BÜYÜK FATURA ÖDETİLİYOR” EPDK’nın geçmiş yıllarda elektrik dağıtım şirketlerinin kendi alt şirketlerine yatırımla ilgili ihalelerini yüksek bedellerle vermesine ve vatandaştan faturalarla hukuksuz tahsilat yapılmasına sessiz kaldığını, elektrik dağıtım şirketlerinin yatırım bedelleri için bir elden aldığını diğer elden kendi alt şirketine ihale ettiğini kaydeden Dr. Şevkin, “Şirketlerin kârı bu yolla katlanıyor, rekabet yok ediliyor. İş, maliyetinin çok üzerinde kendi alt şirketlerine yaptırıldığı için yatırım bedeli adı altında tüketiciye büyük bir fatura ödetiliyor” dedi. Sayıştayın dolaylı bir ifadeyle ve tutar belirtmeden, elektrik iletim ve dağıtımı alanında vatandaştan hukuksuzca tahsil edilen bedeller konusunda yargıya başvurmadan uyarıda bulunduğunu ancak bu yıl bu bulgunun nedense rapordan çıkarıldığını vurgulayan Dr. Şevkin, tüketiciye yansıyan bedellerin neden raporlardan çıkarıldığının sorgulanması gerektiğini dile getirdi. Dr. Şevkin, “Tüketicilerden, dağıtım şirketlerinin rekabeti yok sayan ve maliyetinin birkaç katına ihale edilen yatırım bedelleriyle hukuksuz tahsilat yapılıyor” diye konuştu. Şirketlerin, dağıtım bölgeleri özelinde yıllar bazında yatırım bedellerinin toplam elektrik faturalarının yüzde kaçına denk geldiğinin bilinmediğini, yatırım konusunda usulsüzlükler yaşandığını kaydeden Dr. Şevkin, doğal gaz dağıtım şirketleri için de benzer yatırım harcamalarına ait bulguların gizlendiğine vurgu yaptı. “ŞİRKETLER, TEDAŞ’IN MALLARINI NASIL KİRAYA VERİR?” Öte yandan sayıştayın son 2 yılda ısrarla vurguladığı gibi TEDAŞ’ın mallarından elektrik dağıtım şirketlerinin kira geliri almaya devam ettiğini ifade eden Dr. Şevkin, bu hususun da bu yılki raporlardan çıkarıldığını söyledi. Şirketlerin, mülkiyeti TEDAŞ’a ait taşınmazlar üzerinden kira geliri elde ettiğini, oysa elektrik dağıtım şirketlerinin bunları kiraya verme yetkisi olmadığını kaydeden Dr. Şevkin, “TEDAŞ’ın mülkü olan trafo merkezleri, aydınlatma ve nakil direkleri ile diğer taşınmazlar üzerindeki tasarruf yetkisi TEDAŞ’a aittir. Sözleşmelerde TEDAŞ ile firmalar arasında açıkça düzenlenmemiş bu hususta devreye girmesi gereken kurum EPDK iken, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da EPDK arabuluculuk görevini yerine getirmemiştir. EPDK’nın bu sorunu çözmemesi neticesinde ilgili elektrik dağıtım firmaları 2020 ve 2021’de ne kadar kira geliri elde etmiştir?” diye sordu. Geçen yılki raporda kamu kurumlarının doğalgaz aboneliğinde şirketlere güvence bedeli ödemeye devam ettiğinin anlaşıldığını ancak bu sorunun çözülmediğini, akıbetinin bilinmediğini belirten Dr. Şevkin, “Kamu kurumlardan alacaklar riskli değilken, kamu kurumlarının doğalgaz aboneliğinde güvence bedeli ödememesi için EPDK düzenlemesi yapılmış mıdır? Sayıştay raporunda bu konu neden açığa kavuşturulmamıştır?” sorularını yöneltti. “GELİR PAYLARI DEVLETE ZAMANINDA ÖDENMİYOR” CHP’li Dr. Müzeyyen Şevkin, akaryakıt ve LPG dağıtım firmalarının tahsil ettikleri gelir paylarını devlete zamanında yatırmaması halinde bu tutarları takip ve tahsil edecek bir mevzuatın olmadığını, bu sorunun da geçen yılki sayıştay raporunda yer aldığını ancak yeni raporda bu mevzuat eksiğinin akıbetine dair bir ibare olmadığını belirtti.  Dr. Şevkin, kamunun her geçen gün büyük zararlarla baş başa bırakılmaya devam ettiğini sözlerine ekledi.

Gürer: Karayolları Genel Müdürlüğü, Sayıştay'ın uyarılarına kulak tıkıyor Haber

Gürer: Karayolları Genel Müdürlüğü, Sayıştay'ın uyarılarına kulak tıkıyor

SERHAT AKARSU ADANA (İLKHABER)- CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Karayolları Genel Müdürlüğü'ne ait 2022 yılı Sayıştay Raporu'nda yer alan tespitlerin önceki yıllarda da Sayıştay tarafından bulgu konusu yapılmasına rağmen müdürlüğün bu konudaki uyarıları dikkate almadığını belirtti. Gürer, Genel Müdürlük ve Bölge Müdürlükleri tarafından tünel imalatlarında kullanılan IBO bulonlarına ait hurdaların idarece teslim alınmamasını Bakana yazılı soru önergesi vererek konuyu meclise taşıdı. Sorunun geçmişten gelen bir geçmişi var Karayolları Sayıştay Raporu'na göre, tünel imalatlarına ilişkin geçici desteklemelerde kullanılan hurda malzemelerin Genel Müdürlük ve Bölge Müdürlükleri tarafından teslim alınmadığı ve mevzuata uygun bir şekilde değerlendirilmediği tespit edildiğini aktaran Gürer, yaptığı açıklamada, "Özellikle zayıf zeminlerde tünel kazıları sırasında kullanılan IBO bulonlarının işlevlerini tamamladıktan sonra hurdaya dönüştüğü ancak bu malzemelerin bedelinin yüklenicilere ödendiği belirtilmektedir. Bu durum, projelerde yer alan hurda malzemelerin uygun bir şekilde yönetilmediği ve kaynakların verimli bir şekilde kullanılmadığı anlamına gelmektedir." şeklinde konuştu. Sayıştay'ın uyarıları dikkate alınmadı Sayıştay Denetim Raporu'nda, kamu idaresinin bu konuyu kabul ettiği ve düzeltici işlemler yapılacağı ifade edilmiş olmasına rağmen, 2022 yılında bu uygulamanın devam ettiğine dikkat çeken Gürer, "Sonuç olarak, tüm projelerde yüklenicilere ödenen ancak işin devamı sırasında işlevini tamamlayarak hurda haline gelen malzemelerin Genel Müdürlük ve Bölge Müdürlükleri tarafından teslim alınması ve mevzuata uygun bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı. 2015 yılında da benzer bir sorun yaşanmıştı Gürer, 2015 yılında da tünel inşaatlarında kullanılan IBO bulonlarının bedelinin yüklenicilere fazladan ödendiğine dikkat çekerek, "Tünel inşaatlarında kullanılan vidalı bir boru olan "IBO bulon" malzemesinin, Sivas-Yerköy III. Kısım demiryolu projesinde İBO bulon birim fiyatı 5.46 TL iken, Bursa-Yenişehir projesinde bu fiyat yüzde bin 487 oranında artışla 86.69 TL olarak belirlendiği ve bu büyük fark nedeniyle maliyet artışının da dikkat çekici bir boyuta ulaştığı ve toplamda 80.1 milyon TL'yi bulduğu 2015 yılı Sayıştay Raporu'nda belirtilmişti. Ayrıca Sayıştay Başkanlığı bu konuda soruşturma başlatılması gerektiğini belirtmişti." dedi. GÜRER'İN ÖNERGESİNDE YER ALAN SORULAR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na yönelttiği sorular ise şöyle: Bu bulonların yükleniciye bırakılması, kamu mallarının korunması açısından sorun yaratmaz mı? Yükleniciye bırakılıyorsa bulonların boyutları ve toplam miktarı ne kadardır?  Kamu İdaresi tarafından uygulamalar için düzeltici işlemler yapılacağı ifade edilmiş olmasına rağmen, uygulamanın 2022 yılında da devam etmesinin nedenleri nelerdir? Tüm işlerde bedeli yükleniciye ödenen ancak işin devamı sırasında işlevini tamamlayarak sökülen veya hurda niteliği kazanan malzemeler alınmakta mıdır?

Sayıştay'ın 161. kuruluş yıl dönümü Haber

Sayıştay'ın 161. kuruluş yıl dönümü

İbrahim Baysal İLKHABER-Sayıştay Başkanı Metin Yener ve beraberindeki heyet, Sayıştay'ın 161. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Anıtkabir'i ziyaret etti. Misak-ı Milli Kulesi'ndeki Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan Yener, şunları kaydetti: "Aziz Atatürk, bugün Sayıştayımızın kuruluşunun 161. yılını kutlamanın gururunu ve onurunu taşıyoruz. Demokrasimizin vazgeçilmez unsurlarından biri olarak yargı yetkisiyle donatılmış bağımsız bir yüksek denetim organı olan Sayıştayımız, kamu mali yönetiminin doğru, etkin ve verimli bir şekilde işleyişinin sağlanması konusunda çok önemli bir görevi yerine getirmektedir. TBMM adına kamuya ait tüm kaynakları denetlemek ve yargılamakla görevli olan Sayıştay bu önemli rolünün ve sorumluluğunun bilincinde olarak hukuk devleti anlayışı içerisinde çalışmalarına kararlılıkla devam etmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle şahsım ve tüm Sayıştay mensupları adına sonsuz şükran ve saygılarımı sunuyorum." Sayıştay Nedir? Sayıştay devletin en önemli organlarından biri olup mali yargı organıdır. Sayıştaylık kurumu ilk olarak 1862 yılında Osmanlı İmparatorluğu döneminde padişah Abdülaziz tarafından kurulmuş bir organdır. Sayıştayın Görevleri? Devlete bağlı bütün mali kaynakları kontrol ederek gelir gider hesapları Türkiye Cumhuriyeti’ne bildirir. Kaynakların verimli ve etkin kullanılıp kullanılmadığını, hesapların doğruluğunu ve güvenilirliğini inceler. Türkiye Cumhuriyeti adına yapmış olduğu bu denetlemeleri kanunlarla inceler. Anayasada 160.maddede Sayıştay’ın görev ve esasları yer alır.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.