#su seviyesi

İLKHABER-Gazetesi - su seviyesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, su seviyesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kızılırmak su seviyesi kuraklık nedeniyle düştü Haber

Kızılırmak su seviyesi kuraklık nedeniyle düştü

Devlet Su İşleri 19. Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Sivas girişindeki Dikmencik mevkisinde geçen yıl ekimde saniyede 4,35 metreküp olan Kızılırmak ortalama debisi, bu yıl aynı ayda saniyede 3,11 metreküp olarak belirlendi. Irmağın Sivas çıkışındaki Söğütlühan mevkisinde geçen yıl ekimde saniyede 7,8 metreküp olarak tespit edilen ortalama debi ise bu sene aynı periyotta saniyede 5,86 metreküp ölçüldü. Kızılırmak'ta debi, ekim ayı ortalama verilerine göre son 4 yılın en düşük seviyesine geriledi. Son yıllarda ekim aylarında yapılan ölçümlere göre Kızılırmak'taki ortalama debi değerleri şöyle: Yıl Sivas girişi (Dikmencik) Sivas çıkışı (Söğütlühan) 2022 3,14 m³/s 6,64 m³/s 2023 4,77 m³/s 6,83 m³/s 2024 4,35 m³/s 7,8 m³/ 2025 3,11 m³/s 5,86 m³/s "Küresel ısınmanın en büyük sonuçlarından birisi kuraklık" Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Fatih Kartal, AA muhabirine, kuraklığın dünyanın ve Türkiye'nin en büyük kanayan yarası haline geldiğini söyledi. Kuraklığın son yıllarda etkisini hızlı şekilde göstermeye başladığını belirten Kartal, "Küresel ısınmanın en büyük sonuçlarından birisi kuraklık. Yağış ortalamasının azalması beraberinde kuraklığı getiriyor. Tüm su kaynaklarının ana kaynağı yağış azaldığında ırmak, göl ve dere gibi su kaynaklarımızın azaldığını görüyoruz." dedi. Kartal, Kızılırmak'ta yıllar itibarıyla debide azalma yaşandığına dikkati çekerek, "Su miktarında ciddi boyutta düşüşler var. Bu düşüşler gittikçe hem ülkemizde hem de şehrimizde çok büyük alarm veriyor. Bununla birlikte azalmalar genel su kaynaklarının tükenmesine ve bu su kaynaklarına dayalı olan tüm faaliyetlerin de eksilmesine ve azalmasına yol açmaktadır." diye konuştu. "Doğal kaynaklarımız bilinçsiz olarak kullanılıyor" Yağış miktarlarının azalmasıyla insanların çok ciddi önlemler ve tedbirler alması gerektiğine değinen Kartal, şunları kaydetti: "Yağışların azalması ve su kaynaklarının tükenmesiyle içeceğimiz sudan, tarımsal ve kullanma suyumuzun düştüğünü görüyoruz. Ülke geneline bakıldığı zaman kısmi olarak su kesintilerine gidildiği görülmekte, zaman zaman Sivas'ta da bununla karşılaştığımız günler oldu. Bunun en güzel önlemi, tarımsal anlamda çok ciddi politikaların atılması, tarım ürünleri tercihinin iyi olması. Yine buna bağlı olarak devletimiz açısından gerçekten önemli tarım revizyonlarının yapılması lazım. İnsanlar bazında bakıldığı zaman da doğal kaynaklarımız genel manada bilinçsiz kullanılıyor. Su kaynaklarımızın da tükenebilir olduğunu ve bunların kesinlikle bizlere de sıkıntı yaşatacağını düşünerek çok daha bilinçli, dikkatli kullanmamız gerekiyor." Kızılırmak Sivas'ın İmranlı ilçesindeki Kızıldağ'ın güney yamaçlarından doğup Samsun'daki Bafra Burnu'ndan Karadeniz'e dökülen Kızılırmak, 1355 kilometre uzunluğa sahip. Özellikle ilkbahar mevsiminde yağışlar ve kar sularının etkisiyle taşma noktasına gelen, çok geniş bir yatağa ve düzensiz bir rejime sahip Kızılırmak üzerinde Sarıoğlan, Yamula, Kesikköprü, Hirfanlı, Kapulukaya, Altınkaya, Derbent ve Obruk barajları bulunuyor.

İzmir'de Tahtalı Barajı'nda su seviyesi kritik seviyelere düştü Haber

İzmir'de Tahtalı Barajı'nda su seviyesi kritik seviyelere düştü

İzmir'de sıcaklığın ciddi manada artması ve yağışların yetersizliği, kentin içme suyu ihtiyacının karşılandığı Tahtalı Barajı'ndaki su seviyesini etkilerken, yüzde 28'lere düşen barajda suların iyice çekildiği, yerleşim yerlerinin belirginleştiği gözlemlendi. Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Son yılların en düşük seviyesi. İzmir'i gerçekten ciddi bir tehlike bekliyor, çok dikkatli olmak zorundayız. Hiç bir şekilde hazırlığımız yok" dedi. Türkiye genelinde sıcaklığın artması ve yağış ortalamasının düşmesi barajları da etkiledi. Türkiye'nin 3. büyük şehri İzmir'in barajlarında da tehlike çanları çalmaya başladı. Kentin içme suyu ihtiyacını karşılayan Tahtalı Barajı'nda su seviyesi yüzde 28 seviyelerine geriledi. Aynı barajda 2023 yılında doluluk oranı yüzde 39.87 olarak kayıtlara geçerken, bölgede suların çekildiği görüntüler ise görenleri üzdü. Yerleşim yerlerinin iyice ortaya çıktığı barajdaki görüntüler, su tasarrufunu da her zamanki gibi yeniden gündeme getirdi. Deniz Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, geçen sene yağışların daha fazla olduğunu söyledi. 2020'den sonra ciddi bir kuraklık dönemine girildiğini ifade ederek, "Geçtiğimiz sene 2023 yılında, Türkiye genelinde yüzde 12 gibi fazla yağdı. Çok güzel bir yağış aldık; ama Güneybatı Ege yağış almadı maalesef. İşte bu nedenden dolayı su açısından hem tarım hem kullanma suyu açısından biraz zorluk çekiyoruz" dedi. "Son yılların en düşük seviyesi" Tahtalı Barajı'nın son verilerine değinerek dikkatli olunması çağrısını yapan Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Kullanma suyu olarak İzmir'de bizim ana barajımız Tahtalı Barajı'dır. 2020'den sonra beklediğimiz gibi ciddi bir kuraklık döneme girdik zaten. 2020 yılında yüzde 12 eksik yağdı, 2021'de yüzde 9 eksik yağdı, 2022'de tekrar yüzde 12 eksik yağdı; yani barajlar çok düştü. Şu anda yüzde 28 gibi çok ciddi düşük, son yılların en düşük seviyesindeyiz" diye konuştu. "İzmir, çok dikkatli olmak zorunda su kullanımında" Doğan Yaşar, "Yüzde 28, 80 milyon metreküp şu anda Tahtalı'da kullanabilir su var; yani o da iyi bir rakam aslında. Nüfusun artması nedeniyle fakirlik sınırına doğru yanaşıyoruz; ama İzmir 600 metreküple fakirin de fakiri. Bu nedenle İzmir, çok dikkatli olmak zorunda su kullanımında; ama biz bunu maalesef pek bu hassasiyeti belediyede görmüyoruz. Yüzde 70'lerde dolu olan bir Tahtalı Barajı'ndan, 2021'lerde dahi biz hala ısrarla yer altından su çektik. Hep yer altından, hep kuyulardan çektik ki İzmir'in suyunun yüzde 55'i zaten hep yer altından geliyor. Gerek yoktu. Biz bunları yüzde 70 doluyken Tahtalı'dan çekebilirdik; çünkü yüzde 70 doluluk demek bütün suyu Tahtalı'dan çekseniz belki 1,5 yıl boyunca size yetecek su var. Çok devasa bir oran bu" ifadelerine yer verdi. "Tamamen Tahtalı'dan kullanılırsa 4 ay, diğer kaynaklarla 8 aya kadar su var" İzmir için yüzde 28 oranı değerlendiren Prof. Dr. Doğan Yaşar, tamamen Tahtalı'dan kullanılırsa 4 ay, diğer kaynaklarla birlikte 8 aya kadar su kullanılabileceğini aktardı. Doğan Yaşar, "Yüzde 28, 80 milyon metreküp. Şu anda İzmir, yaklaşık 700 bin metreküp kullanıyor günde, o civarlarda. Bazen 600, bazen 750-700 bin olarak hesaplasak şöyle tamamen Tahtalı'dan kullanmak şartıyla en azından 4 ay gider; ama zaten diğer kaynaklarda var. 7-8 ay rahat suyumuz var. Burada suyu bugün için konuşmayalım; çünkü nüfusumuz çok daha artacak. Biz Tahtalı Barajı'nın dibini gördük 2007-2008 yılında. Yüzde 2'ye düştü. O günden bugüne İzmir nüfusu 750 bin daha arttı; yani çok ciddi rakam bunlar. Önümüzdeki 15 yıl sonra doğal olarak tekrar bir kurak dönem gelecektir. O zaman çok daha fakirleşeceğiz" şeklinde konuştu. "İzmir'i gerçekten tehlike bekliyor" Alınması gereken önlemlere de değinen Prof. Dr. Doğan Yaşar, şöyle devam etti: "İzmir Büyükşehir Belediyesinin planlar yapması lazım; A, B ve C planları. Hiçbir şekilde hazırlığımız yok. Bir anda ne yağış kalacak 6-7 yıl içinde, hiçbir şey kalmayacak. Bu nedenle belediyenin bütün bunları hesaplaması lazım; yani biz şu anda doğal süreçte kurak dönemdeyiz. Benim hep önerim şudur; ihtiyacımız yok; ama mutlaka bir deniz suyu arıtma projesini yapmamız lazım ve rafta durması lazım. Su da tasarruf olmaz, verimli kullanırsınız. Su demek; devlet demektir. Suyun bittiği gün devlet biter. Dünyadaki bütün medeniyetlerin bitiş nedeni; yani sonların geliş nedeni kuraklıktık, soğumadır, susuzluktur ve tabi gıdasızlıktır. Bu nedenle bizim su da çok çok dikkat etmemiz lazım. Şuanda İzmir'i gerçekten tehlike bekliyor. Geçtiğimiz sene Süper El Nino başladı. İşte bu sıcaklığın nedeni o. Bunun arkasından La Nina gelir. El Nino dediğimiz, yaramaz oğlan çocuğudur İspanyolca'da. La Nina ortamı soğutur. Soğuduğu zaman da kuraklık başlar. İşte o zaman yağmurlar kesilince işimiz çok çok zor." Diğer barajların ise doluluk oranları şöyle; Balçova Barajı yüzde 68,3, Gördes Barajı yüzde 11,3, Ürkmez Barajı 41,15, Güzelhisar Barajı 81,61, Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı 34,31.

Burdur Gölü'ndeki çekilmenin tanığı 50 yıldır yüzmeyi bırakmıyor Haber

Burdur Gölü'ndeki çekilmenin tanığı 50 yıldır yüzmeyi bırakmıyor

BURDUR (AA) - BİLAL ALTIOK - Burdur'da yaşayan 58 yaşındaki Süleyman Dirol, çocukluğundan bu yana her yıl düzenli bir şekilde yüzdüğü Burdur Gölü'nün çekilmesinin burukluğunu yaşıyor.Göller Yöresi'nde yer alan Burdur Gölü'nün suyu her geçen yıl kuraklık, buharlaşma ve çevresindeki sondajlar nedeniyle biraz daha fazla çekiliyor. Devlet Su İşleri'nin verilerine göre 1970'ten bu yana yüzey alanı yüzde 35 oranında küçülen gölde ziyaretçilerin teknelere binmesi için kurulan iskele ile suyun bağlantısı tamamen kesildi.Görenlerin içini burkan Burdur Gölü'nün bu hazin çekilme öyküsünün en önemli tanıklarından birisi ise 58 yaşındaki Süleyman Dirol. Henüz 8 yaşındayken ilk kez göle giren Dirol, her yıl düzenli olarak gölde yüzüyor.Önceleri iskeleden atlayarak da suya giren Dirol, her geldiğinde suyun biraz daha çekilmesinin üzüntüsünü yaşıyor.Çekilmeye rağmen gölde yüzmeyi hiç bırakmayan Dirol, çocukluk anılarının olduğu gölün tamamen kurumasından endişe duyuyor.- "Göl, kuş gözlem alanı olarak da biliniyor"Dirol, AA muhabirine, önceleri halk plajının bile bulunduğu göl kenarının Antalya'daki Konyaaltı sahili gibi kalabalık olduğunu belirtti.Gölde çekilmenin başlamasıyla soyunma kabinleri, duşların olduğu plajın da suya uzak kaldığını ifade eden Dirol, son 20 yıldır gölde kendisinden başka yüzen kimseyi görmediğini ifade etti.Göl çekildikçe halkın da göle ilgisinin azaldığını dile getiren Dirol, "Gölde yüzdüğümü görenler ve duyanlar şaşırıyor. Bana 'Nasıl yüzüyorsun, kirli değil mi?' gibi sorular yöneltiyorlar. 50 yıldır her yaz sabahları gölde yüzüyorum. Gölde yüzmeyi bırakmayı da düşünmüyorum." dedi.Gölün tamamen kuruması halinde Burdur'un ikliminin bile değişeceğinin söylendiğini aktaran Dirol, şunları kaydetti:"Bu göl sayesinde nemli, yumuşak havamız var. Gölümüzü çok seviyorum. Göldeyken çocukluğum, gençliğim aklıma geliyor. Bu göl kurursa çok üzülürüm. Gölde yüzerken hep suyun çekilmesini düşünüyor ve hüzünleniyorum. Bu gölde canlılar, balıklar var, kıyısına kuşlar geliyor. Göl, kuş gözlem alanı olarak da biliniyor. "

Eğirdir Gölü'nün su seviyesi geçen yıla göre 13 santimetre düştü Haber

Eğirdir Gölü'nün su seviyesi geçen yıla göre 13 santimetre düştü

ISPARTA (AA) - Isparta'daki Eğirdir Gölü'nde su seviyesi geçen yıl aralıkta yapılan ölçümlere göre 13 santimetre daha düşük seyrediyor."Yedi renkli göl" olarak bilinen, küresel ısınmaya bağlı olarak son yıllarda yaşanan kuraklık ve bunun yanında kirlilik problemleri yaşayan Eğirdir Gölü'nün su seviyesindeki düşüş devam ediyor.Eğirdir ve Kovada Gölü Çevre Koruma Birliğince 40 gün önce 914,82 metre olarak ölçülen su seviyesinin, bugün yapılan ölçümlerde 914,80 santimetre olduğu görüldü.Eğirdir Gölü'nden tarımsal sulamaların yanı sıra kent merkezine de içme suyu ihtiyacı için su alımı yapılıyor.TÜBİTAK ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının Eğirdir Gölü'nü koruma özel hükümlerine göre, gölün şu an ölçülen seviyesinden 6 santimetre daha düşmesi halinde gölden hiçbir şekilde su kullanımı yapılamayacak.Birliğin Müdürü Süleyman Can, AA Muhabirine, Eğirdir Gölü özel hüküm genel hükümler bölümü C maddesine göre, gölün 914,74 santimetreye düşmesi halinde hiçbir şekilde su kullanımı olamayacağını bildirdi.Bugün yapılan ölçümlerde Eğirdir Gölü su seviyesinin 914,80 metre olarak ölçüldüğünü belirten Can, şöyle devam etti:"Bu seviye kuraklığın kritik noktasına 6 santimetre kaldığı anlamına geliyor. 19 Ekim 2022'de 914,82 santimetre olarak ölçülmüştür. 40 günde 2 santimetre daha düşüş meydana gelmiş durumda. Birliğin geçen yıl 4 Aralık'ta yaptığı ölçüme göre Eğirdir Gölü 13 santimetre daha düşük seviyede seyrediyor."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.