#suç duyurusu

İLKHABER-Gazetesi - suç duyurusu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, suç duyurusu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan yalan haber açıklaması Haber

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan yalan haber açıklaması

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bazı yayın organlarında yer alan asılsız haberlerle ilgili olarak suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı.Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, bazı yayın organlarında yer alan ve bakanlığı hedef alan asılsız haber ve paylaşımların maksatlı bir kara propaganda faaliyetinin ürünü olduğunu belirtti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın, Karabük ziyareti kapsamında "Terörsüz Türkiye Kardeşlik Sofrası" buluşmasında şehit yakınlarıyla bir araya geldiği vurgulanan paylaşımda, Göktaş'ın huzurevi ziyareti gerçekleştirdiği ve evlenen bir çiftin nikâh törenine katıldığı bilgisi paylaşıldı. Bu programın hedef alınmasının kötü niyetli olduğu belirtilen paylaşımda şu ifadeler yer aldı: "Programlarda hangi aracın kullanılacağı, güvenlik, protokol ve teknik gereklilikler dikkate alınarak profesyonel ekipler tarafından belirlenmektedir. Üstelik söz konusu programda kullanılan araçla ilgili verilen model ve teknik özellik bilgileri de tamamen hayal ürünü olup gerçeği yansıtmamaktadır. Ayrıca haberde, Bakanlığımızın sosyal yardım verileri üzerinden yapılan mali karşılaştırmalar, bağlamından koparılarak kamuoyunda yanlış algı oluşturacak biçimde sunulmuştur." İlgili yalan haberlere ilişkin suç duyurusunda bulunulduğu vurgulanırken, kamuoyunun bu tür yanıltıcı ve manipülatif içeriklere itibar etmemesi belirtilerek, "Son iki yıldır 81 ilde gerçekleştirdiğimiz saha ziyaretlerimizi büyük bir özveriyle sürdürüyoruz. Bu tür maksatlı senaryolar milletimizle buluşmamıza hiçbir şekilde engel olamayacaktır" ifadeleri yer aldı.

Eski sevgilisinin dehşetinden kurtulan genç kadın yaşadığı kabusu anlattı Haber

Eski sevgilisinin dehşetinden kurtulan genç kadın yaşadığı kabusu anlattı

Isparta'da yaşayan genç kadın, kendisinden ayrılmaması için eski sevgilisinin ölüm tehditlerine maruz kaldığını ve sokak ortasında kendisini tekmeleyip, boğazına ayakkabısıyla bastırarak öldürmeye çalıştığını iddia etti. Olayın ardından suç duyurusunda bulunduğunu, avukatına 40 bin TL ödeyip kendisine delilleri teslim ettiğini söyleyen kadın "Dosya, 6 ay sonra '6 aylık şikayet süresi aşıldığı' gerekçesiyle takipsizlik alarak mahkeme süreci bile olmadan kapandı" dedi. Genç kadın, hem Baro'ya hem de savcılığa avukatı hakkında da suç duyurusunda bulundu. Olay, 3 Ocak 2025 Pazartesi günü Isparta'nın Gülpetek Sanayi Sitesi 3311. Sokak'ta bulunan bir işletmenin önünde meydana geldi. Ailesiyle birlikte Isparta'da yaşayan ve Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünden okul ikincisi olarak mezun olan 25 yaşındaki Alara Özdemir, 2023 yılının ekim ayında tanıştığı eski sevgilisi M.E.K. tarafından uzun süre sistematik tehdit, hakaret ve şiddete maruz kaldığını belirterek hayatının kabusa döndüğünü iddia etti. Olay günü yaşadıklarını anlatan Özdemir, M.E.K.'nin kendisini yeni kız arkadaşıyla birlikte aradığını, önce kız arkadaşının hakaret ve tehditlerine maruz kaldığını, ardından ise M.E.K.'nin "Eğer bir an önce dükkana gel, gelmezsen daha kötü olur konuşacağız" şeklinde tehdit ettiğini söyledi. Durumu konuşarak çözebileceğini düşünerek iş yerine gitmek zorunda kaldığını ifade eden Özdemir, "Beni dükkâna çağırdı. Gider gitmez tek yumrukla beni yere serdi. Kalbimin üzerine defalarca tekme attı, botlarıyla kafama bastı. Vatandaşlar araya girmeseydi belki de şu an hayatta olmayacaktım" dedi. Beni öldüremedi, babamı tehdit etti Şiddet olayının ardından hastanede tedavi gördüğü sırada, emniyet ekiplerinin ifadesini aldığını belirten Özdemir, eski sevgilisine 5 ay uzaklaştırma kararı verildiğini söyledi. Özdemir, "Bu şahıs olay günü babamı arayıp ''Kızını keseceğim, çok kan akacak'' dedi. Bunun üzerine babam da şikayetçi oldu. Ancak tüm bu yaşananlara rağmen dosya saçma sapan nedenler yüzünden kapatıldı. Bu adalet değil, resmen cezasızlık sistemi işledi" ifadelerini kullandı. ''Dosya 'şikayet süresi aşıldı' gerekçesiyle takipsizlik verilerek kapandı'' Alara Özdemir, maruz kaldığı tehdit ve şiddet olayının ardından hastanedeki tedavisinin hemen sonrasında, aynı gün savcılığa giderek suç duyurusunda bulundu. Bu sürecin ardından dava işlemlerini yürütmesi için Avukat B.Ö.T. ile anlaştı. Avukatın, "40 bin lira ödeme yaparsan bu dosyayı Yargıtay'a kadar götürürüm" demesi üzerine istenen ücreti ödediğini ve elindeki tüm delilleri, tehdit mesajları, adli tıp raporu ve telefon kayıtlarını avukatına teslim ettiğini söyledi. Ancak iddiasına göre avukat, bu delilleri savcılığa sunmadı. Süreç boyunca avukatın kendisinden 100 bin lira daha talep ettiğini, bu parayla uzman mütalaası alabileceğini ve tanıdıkları aracılığıyla süreci hızlandırabileceğini söylediğini ifade eden Özdemir, ek ödeme yapmadığı için dosyanın ilgisiz bırakıldığını öne sürdü. Delillerin yeterli olmadığı ve şikayet süresinin dolmasıyla birlikte dosya, 6 ay sonra 'süre aşıldı' gerekçesiyle takipsizlikle kapandı. Özdemir, bu karardan ancak geç haberdar olduğunu, avukatın kendisini bilgilendirmediğini ve itiraz süresinin kasıtlı olarak geçirildiğini iddia etti. Dosyanın tamamen kendi haline bırakıldığını söyledi. Takipsizlik kararının ardından avukatının kendisini her yerden engellediğini belirten Özdemir, avukatı hakkında savcılığa ve Isparta Barosu'na suç duyurusunda bulundu. Yakınımda bir erkek belirdiğinde titriyorum Şiddet olayının ardından psikolojik tedavi görmeye başladığını belirten Özdemir, "Burası Isparta ve çok küçük bir yer. Olayın üzerinden aylar geçmesine rağmen hâlâ rahat uyuyamıyorum. Sokakta yürürken her an karşıma çıkabilir ve o an ne yapacağını kestiremiyorum. Nasıl saldıracağını tahmin bile edemiyorum. Şu an, babam dışında herkesten korkuyorum" dedi. "Türkiye'deki savcılar kadınlara daha adil davranmalı" Adaletin yerini bulmasını isteyen Alara Özdemir, "Kadına karşı şiddet davalarında savcıların daha hassas ve vicdanlı olmasını istiyorum. Kendimi çok çaresiz hissediyorum. Genç bir kadın olarak artık hedefim ve umudum kalmadı. Çünkü artık sadece Allah'a emanet yaşıyorum. Bu durumun bir an önce çözülmesini ve adaletin yerini bulmasını istiyorum" ifadelerini kullandı.

MEB’den LGS sonuçları hakkında yanıltıcı iddialara suç duyurusu Haber

MEB’den LGS sonuçları hakkında yanıltıcı iddialara suç duyurusu

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan (MEB) Liselere Geçiş sistemi (LGS) sınavının sonuçlarına yönelik kamuoyunu yanıltıcı iddialarla ilgili yapılan açıklamada, Gelinen aşamada tüm açıklamalarımıza rağmen kamuoyunu yanıltıcı bu tür iddiaları ortaya atanlar hakkında Bakanlığımızca suç duyurusunda bulunulduğunu da paylaşmak isteriz" denildi. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan (MEB) LGS sınav sonuçlarına yönelik kamuoyunu yanıltıcı iddialarla ilgili açıklama yapıldı. MEB açıklamasında, 719 öğrencinin birinci olmasıyla ilgili sınav sürecine yönelik asılsız iddialar ve şaibe imalarının gündeme gelmesi üzerine açıklaması yapılmasının gerekli görüldüğü belirtildi. Açıklamada iddiaların asılsız olduğu ve sınav sürecinin titizlikle yürütüldüğü belirtilerek, şunlar kaydedildi: "Sınava müteakip kamuoyu, ayrıntılı açıklamalarla Bakanlığımızca bilgilendirilmiş olup gelen bütün itirazlar da titizlikle incelenmiştir. Tüm bu açıklamalara rağmen, öğrencilerimizin ve ailelerimizin duygularını istismar ederek çıkar elde eden bazı art niyetli kişiler, ‘Konuştuğum kimi öğrenciler sınav zordu, dedi. Onların zor demesine rağmen tüm soruları doğru yapan 719 öğrenci olamaz.' tezviratı ile kamuoyunu yanıltıcı spekülasyonlarını sürdürüp "Bir ilde soruların tamamına doğru cevap veren 300 öğrenci var." gibi akla mantığa sığmayan hayal mahsulü uydurma söylemlerle bilgi kirliliği oluşturmaya devam ediyorlar Millî Eğitim Bakanlığı olarak altını bir kez daha çizerek belirtmek isteriz ki LGS dâhil bütün sınavların her aşaması büyük bir titizlik ve özenle yürütülmüştür. Öğrencilerimizin, velilerimizin ve öğretmenlerimizin hukukunu ve fedakârlıklarını korumak, Bakanlığımızın en önemli önceliğidir. Gelinen aşamada tüm açıklamalarımıza rağmen kamuoyunu yanıltıcı bu tür iddiaları ortaya atanlar hakkında Bakanlığımızca suç duyurusunda bulunulduğunu da paylaşmak isteriz. Sürece ilişkin olarak öğretmenlerimizin, eğitim çalışanlarımızın ve öğrencilerimizin alın terine ve başarılarına gölge düşürecek yanlış bilgi ve yorumlara itibar edilmemesini önemle rica ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.

'Maden Kanunu' değişikliği tartışması yargıya taşındı Haber

'Maden Kanunu' değişikliği tartışması yargıya taşındı

Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi Genel Başkanı Adana Barosu avukatlarından İsmail Hakkı Atal, “Maden Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” veren milletvekilleri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyet dilekçesi sundu. Atal'ın sunduğu dilekçede, teklifin iklim krizini derinleştireceği, gıda güvenliği ve halk sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı gerekçesiyle, adı geçen milletvekillerinin Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 302. ve 305. maddeleri kapsamında suç işlediklerine iddiasına yer verildi. Dilekçede, teklifin özellikle Muğla’daki Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan termik santralleriyle ilgili kısmının zeytinlik alanları olumsuz etkileyeceği, bölgedeki sağlık maliyetlerini artıracağı ifade edildi. Avrupa Sağlık ve Çevre Birliği’nin (HEAL) 2020 raporuna göre, bu termik santrallerin yol açtığı sağlık sorunları nedeniyle yıllık 1.4 milyar avro sağlık maliyeti oluştuğu kaydedildi. Ayrıca, termik santrallerin bölgesel ısı adası etkisi yaratarak orman yangınlarını tetiklediği bilimsel çalışmalarla desteklendi. Türkiye’de son yıllarda orman yangınlarında artış gözlemlendiği, 2021’de 162 bin hektar orman alanının yandığı bilgileri de dilekçede yer aldı. Şikayet dilekçesinde, Akbelen Ormanı altında yapılması planlanan kömür madenciliğinin Bodrum ve Milas'ın içme suyu kaynaklarını tehdit edeceği, bu durumun bölgenin su sorunlarını artıracağı vurgulandı. Hacettepe Üniversitesi’nin jeoloji mühendisliği raporuna atıf yapılarak, madencilik faaliyetlerinin bölgedeki su havzalarını olumsuz etkileyeceği ifade edildi. Teklifin diğer bölümünde çeşitli altın madeni projelerine ilişkin çevresel izin süreçlerinin kısaltılması ya da kaldırılması önerildiği detayına yer verilen şikayet dilekçesinde, bu durumun Türkiye’nin ekonomik, ekolojik, gıda güvenliği ve halk sağlığı açısından riskler taşıdığı belirtildi. Özellikle Kazdağları, İliç, Efemçukuru gibi bölgelerdeki maden faaliyetlerine dikkat çekildi. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. İsmail Duman’ın kimyasal madenciliğin yol açacağı atıkların toplumsal maliyeti üzerine yaptığı çalışmaya da yer verilen dilekçede, kimyasal madenciliğin doğuracağı çevresel zararların ekonomik faydadan çok daha büyük olacağı kaydedildi. İsmail Hakkı Atal, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının sona ermesinin ardından yasal sürecin başlatılacağını ve yasa teklifine imza atan tüm milletvekillerinin hesap vermesi gerektiğini belirtti. Atal, teklifin yasalaşması durumunda muhalefetin gerekli adımları atarak Türkiye’nin sürdürülebilirliği için mücadele etmesi çağrısında da bulundu.

Gazeteci Nuray Başaran Demir’den Özgür Özel hakkında suç duyurusu Haber

Gazeteci Nuray Başaran Demir’den Özgür Özel hakkında suç duyurusu

Gazeteci Nuray Başaran Demir, İzmir'deki mitingde ses ve görüntüsünün yansıtılarak hedef gösterildiği gerekçesiyle, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında suç duyurusunda bulundu.Gazeteci Nuray Başaran Demir, İzmir'deki mitingde ses ve görüntüsünün yansıtılmasıyla hedef gösterildiğini belirterek, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi sunan Demir, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle uzun süredir tehditler aldığını ve 25 Nisan'da oturduğu sitede çıkan yangının bu tehditlerle alakalı olduğunu kaydetti. “Özgür Özel mitingde bizi hedef gösterdi” Demir, kendisinin yangının çıktığı esnada evinde olmadığını söyleyerek, "Tesadüfen kızım o gün eve uğruyor ve evimizin yan duvarında elektrik kontağından çıkmış gibi görünen bir yangınla karşı karşıyayız. Onun araştırılma sürecindeydik aslında tam da. Bu noktada da biz bunlarla uğraşırken Sayın Özgür Özel Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı 19 Mayıs mitinginde bizi tekrar hedef gösterdi bazı gazetecilerle birlikte. Görüntülerimizi ve seslerimizi yayınlayarak işte bunlar yalan söylüyor gibi hedef göstererek bizi bütün Türkiye'ye ilan etti" açıklamasında bulundu. “Haberi yapan ve hedef gösterilen bendim” Demir, Cumhuriyet Halk Partisi delegelerine bin 200 telefon dağıtıldığıyla ilgili haberin kendisi tarafından yapıldığını belirterek, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin soruşturmasıyla ilgili dosyada bunun belgeleri faturaları dört ayrı adet olarak yer almıştı. Bunları dile getirdikten sonra da Özgür Özel aslında bugüne kadar üç dört tane mitingde adımı vermeden bunu dile getirmişti. Aslında bu haberi yapan ve kurultay davalarını başından bu yana takip eden tek gazeteci benim, yani onu adımı vermese de kimin yaptığı ve hedefin ben olduğu belliydi" dedi. "CHP Genel Başkanı Özel'den şikayetçi oldum" Son olarak CHP’nin 19 Mayıs’taki mitinginde tekrardan hedef gösterildiğini söyleyen Demir, şu ifadelere yer verdi: "Günün sonunda biz de 212 sayılı kanununa göre kamu görevi yapıyoruz. Sizler de öyle biliyorsunuz. Görevimiz de halkın haber alma özgürlüğü noktasında halkı aydınlatmak ve bilinçlendirmek. Bunu da bir kamu görevi hizmeti olarak ben görüyorum. Artık hedef gösterildiğimiz noktada isimlerimizle söylemlerimizle ve halka ‘bakın bunlar yalan söylüyor, gereğini yapın’ noktasında bir algıdan yola çıkarak mitingde bunlar yer alınca, ben dün akşam kendisine bir seslenmiştim ve yaşadıklarımı ve bu sonuçta bu şekilde siyaset yaptığı noktada sonuçlarının neler olabileceğine en azından benim yaşadıklarımdan yola çıkarak bir konuşma yapmıştım akşamki katıldığım televizyon programında. Bunun üzerine zaten gündüz saatlerinde ben avukatımla buluşmuş ve suç duyurusunda bulunma dilekçemizi hazırlamıştım. Ama bugün sabah erken saatlerde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından arandım ve resen soruşturma başlatıldığı ve bir savcı görevlendirildiği bana söylendi. Savcım da beni bugün davet etti. Ben de geldim elimdeki belge delilleri bugüne kadar yaşadıklarımı savcıya verdim. Resen başlayan soruşturmayla ilgili hem evimin bu noktada nasıl yandığı konusunda araştırılması, kimler tarafından yapıldığını ortaya çıkarılmasını istedim. Hem de beni hedef gösteren Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel'den şikayetçi oldum." "Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını yapmadım" Demir, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını yaptığı iddialarını da yalanlayarak, "Kemal Kılıçdaroğlu'yla dün bugün yarın hiçbir danışmanlık hizmetim yoktur. Hiçbir şekilde danışmanlık yapmadım" dedi. Demir, Özel’e seslenerek, "Buradan tekrar Özgür Özel'e sesleniyorum. Ben korkmuyorum. Ben canı cebinde yaşayan gazetecilerdenim. Bunları muhtemelen ben bunlarla ilgili, kurultayla ilgili, İBB soruşturmasıyla ilgili konuşmayayım, haber yapmayayım, yılayım diye yapıyorlar ama ben bugüne kadar kimseden korkmadım, korkmam söz konusu değil. En fazla dün akşam yayında da söylediğim gibi basın şehidi olurum. Bu da benim çocuğuma ve aileme bırakacak en önemli miras olur. Bununla da gurur duyarım. Ama Özgür Özel’e de ana muhalefet lideri olarak o koltuğun sorumluluğuna yakışır, siyaset yapmasını buradan 37 yıldır bu mesleği yapan gazeteci olarak çağrımdır" dedi. "Evimizin sokağına bakan kameralar da devre dışı bırakılmış" Yangının ardından emniyet birimlerine haber verdiklerini kaydeden Demir, "İnceleme ekipleri gelip olay yeri inceleme yapmıştı. Fakat sonra gördük ki evimizin sokağına bakan kameralar da devre dışı bırakılmış. Hatta kırılmış, yok olmuş. Bütün bunlar tabii şüphelenmemize ve olayı araştırmamıza sebep olmuştu. Biz bunu aslında sessiz bir şekilde yürütüyorduk. Yani her ne kadar Özgür Bey beni meydanlarda ‘bin 200 telefon nerede, faturası nerede’ gibi böyle hukuk dışı suçlamalar ve hedef göstermelerle isim vermeden söylese de biz bu konuda aslında sessiz kalmayı ve soruşturmanın bitmesini bekliyorduk. Ama isim vererek, görüntümü yayınlayarak tekrar hedef haline getirdiğinde biz hem Özgür Bey'i belki bunları bilmiyordur diye açıklama gereği duyduk" diye konuştu. "CHP içinden bana yönelik birtakım operasyonlar yapılacağını söylüyorlar" Savcılık tarafından resen soruşturma başlatıldığını sözlerine ekleyen Demir, "Bedelse bedel ödemeye hazırız. Ben sadece şunu söylüyorum. Akşam programda da söyledim. Hala beni tehdit edenler var. Hem trolleri aracılığıyla hem de Cumhuriyet Halk Partisi içinden bana yönelik birtakım operasyonlar yapılacağını söylüyorlar. Ben de yine buradan haykırıyorum. Azdan az gider. Çoktan çok gider. Ben bugün tek başımayım. Yalnızım ama benimle ilgili bir görevlendirecekleri adam varsa eğer ölümü göze alıp gelsin. Özgür Özel'e çağrımdır" şeklinde konuştu.

Mourinho'nun derbi sonrası açıklamaları tepki çekti: Galatasaray hukuki süreç başlattı! Haber

Mourinho'nun derbi sonrası açıklamaları tepki çekti: Galatasaray hukuki süreç başlattı!

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho’nun Galatasaray- Fenerbahçe derbisi sonrası yapmış olduğu açıklamalar sonrası Galatasaray Kulübü tepki gösterdi. Mourinho'nun, Türk insanına yönelik söylediği sözler ve tavrı, ırkçı ve ahlaka aykırı olarak değerlendirildi. Galatasaray'ın yaptığı açıklama, bu tür ifadelerin sporun değerleriyle bağdaşmadığını ve kabul edilemez olduğunu açıkladı. Galatasaray'dan Açıklama Galatasaray Kulübü, resmi açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’de çalışmaya başladığından beri düzenli olarak Türk insanını aşağılayıcı sözler sarf eden Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, bugün ahlak dışı ifadelerine insanlık dışı söylemleri de eklemiştir. Bu ırkçı söylemleri nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunacağımızı, UEFA ve FIFA nezdinde de şikayetçi olacağımızı bildiririz.” Kulüp, söz konusu söylemlerin kabul edilemez olduğunu ve bu tür dilin futbola ve insanlığa zarar verdiğini vurguladı. Ayrıca, Galatasaray, "Ahlak timsali" olarak nitelendirilen rakiplerinin teknik direktörlerinin, bu konuda gösterecekleri tutumu da takip edeceklerini ifade etti. Hukuki Süreç Başlıyor Galatasaray, hukuki süreçle birlikte, konuya ilişkin UEFA ve FIFA'ya başvuracak.  Mourinho'nun Açıklamaları Mourinho, derbinin ardından yaptığı açıklamada, Türk hakemler ve Galatasaray hakkında oldukça tartışmalı ifadeler sarf etti. Portekizli teknik direktör, "Biz çok iyiyiz, çok güçlüyüz, bunu göstermek istiyorlarsa o zaman her maç yabancı hakem isterler. Yabancı hakem olduğunda ne olduğunu gördük. UEFA'da eve döndüler, bize karşı evlerinde kaleye tek bir şut attılar. Kendi güçlerine inanıyorlarsa her maçta yabancı hakem isterler." dedi. Mourinho ayrıca, 20. saniyede Galatasaraylı oyuncu Yusuf'un kart görmemesini eleştirerek, "Eğer Türk hakem olsaydı Yusuf maçın başında kart görürdü ve benim onu oyundan çıkarmam gerekirdi." ifadelerini kullandı. Son olarak, "Hakeme teşekkür etmem gerekir çünkü bahsettiğim pozisyonda diğer kulübede herkes maymun gibi zıplıyordu." diyerek bir başka tartışmalı açıklama yaptı. Galatasaray'dan Sert Tepki Mourinho'nun sözleri üzerine Galatasaray cephesinden sert bir açıklama geldi. Kulüp, Portekizli teknik direktörün kullandığı ifadeleri ırkçı ve ahlaka aykırı olarak nitelendirerek, suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Galatasaray'dan yapılan yazılı açıklamada, "Türkiye’de çalışmaya başladığından beri düzenli olarak Türk insanını aşağılayıcı sözler sarf eden Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, bugün ahlak dışı ifadelerine insanlık dışı söylemleri de eklemiştir." denildi. Açıklamada ayrıca, "Mourinho hakkında bu ırkçı söylemleri nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunacağımızı, UEFA ve FIFA nezdinde de şikayetçi olacağımızı bildiririz. Tüm bu girişimlerimizin yanında, 'Ahlak timsali' rakibimizin teknik direktörlerinin bu söylemi hakkında göstereceği tavrı takip edeceğiz." ifadeleri yer aldı. Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan'dan Sert Tepki Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Yazgan, "Bu söylemlerden utandım, üzüldüm! Geldiği günden beri Türk insanını, Türkiye'yi aşağılıyor. Irkçılığın tüm dünyada cezası belli! UEFA ve FIFA'nın gereken cezayı vereceğini umuyoruz!" dedi. Yazgan, ayrıca Türk futbolu ve Türk insanına yapılan bu hakaretlere karşı tüm futbolseverlerden destek beklediklerini vurguladı. Yazgan, "Sizden ricam, bu insana haddini bildirmek için arkamızda olun! Acun Ilıcalı algıyı bıraksın! Şu anda Türk insanına edilen bu hakareti, bu ırkçı söylemin cevabını versin!" diyerek, tüm Türk futbol camiasının ve taraftarlarının Mourinho'ya karşı birlik içinde hareket etmesi gerektiğini belirtti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.