TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#suç duyurusu

İLKHABER-Gazetesi - suç duyurusu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, suç duyurusu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çevreci Avukat Atal'a 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava Haber

Çevreci Avukat Atal'a 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava

Adana Barosu avukatlarından İsmail Hakkı Atal'a, İliç'teki maden faciasıyla ilgili olarak  "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" iddiasıyla 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Erzincan’ın İliç ilçesindeki madende 13 Şubat'ta 9 işçinin kaybolduğu toprak kayması ile ilgili olarak Adana Barosu Avukatlarından İsmail Hakkı Atal aleyhine, İliç Cumhuriyet Başsavcılığı'na, madeni işleten şirket avukatları tarafından "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu. Suç duyurusu kapsamında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Erzincan Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İsmail Hakkı Atal, yaptığı açıklamada, yargılamanın 4 Eylül 2024 tarihinde başlayacağını söyledi. Şirketin Yönetim Kurulu üyelerini, toprak kayması öncesi siyanürün doğal ekosistemlere karışmasıyla ilgili Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne şikâyet ettiklerini anımsatan Atal, "Bugün Avukatlık Kanunu ve ruhsat alırken ettiğim yemin gereği görevimi yaparken bana dava açılması, bizi susturmak için baskı oluşturma çabasıdır. İddianamede bana yöneltilen suçlamaların asılsız olduğunu ortaya koyan bilimsel delilleri savunmamızda mahkeme heyetine sunacağız. Açılan davalar evvel Allah bizim için bir şey ifade etmez. Vazifemiz, bağımsızlığımızı ve Türk Cumhuriyetini korumaktır." dedi. TCK Md. 217/a "Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır." 2 işçinin cansız bedenine ulaşılmıştı İliç'teki maden faciasında kaybolan işçilerden Uğur Yıldız'ın cansız bedenine 5 Nisan, evli ve 2 çocuk babası Adnan Keklik'in cenazesi ise 19 Nisan tarihinde ulaşılarak çıkarılmıştı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e 'Zibidi' iddiasıyla suç duyurusu bulunuldu. Haber

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e 'Zibidi' iddiasıyla suç duyurusu bulunuldu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında dün İstanbul'da yaptığı mitinginde 15 Temmuz gazi ve şehitlerine yönelik "zibidi" kelimesini kullandığı iddiasıyla 15 Temmuz Derneği tarafından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Adliye önünde dernek adına basın açıklaması yapan 15 Temmuz Gazisi İlhami Çil, yapılan hakaretin, ülkesinden milletinden kopuk, bu toprakların ruhundan uzaklaşan, köksüz ve tomurcuksuz bir siyasi lafazanlık ifadesi olduğunu belirtti. Çil, "15 Temmuz gecesi hain darbe girişimine bütün varlığıyla karşı koyan, her kesimden ve siyasi görüşten milyonlarca vatandaşımıza 'zibidi' deme hadsizliği gösteren CHP'li Özgür Özel, partisinin 'bin bahar görse de yeşermeyecek bir taş' gibi bu toprakların ruhundan bihaber olduğunu ne yazık ki bir kez daha ortaya koymuştur. Şaşırdık mı? Hayır hem CHP'nin hem de Özgür Özel'in halkçılık maskesi altında halk düşmanlığı siciline yakışır hadsiz bir cüretle bir kere daha karşılaşmış bulunuyoruz. Milli iradeyi müdafaa için şehit düşmüş 15 Temmuz kahramanlarına dil uzatmak hiç kimsenin haddi değildir. 15 Temmuz Derneği olarak, şehit ailelerimize ve gazilerimize hakaret edilmesini kabul etmediğimizi ve asla etmeyeceğimizi kamuoyuna yüksek sesle duyuruyoruz" dedi. 15 Temmuz şehidi Köksal Karmil’in eşi Gülsüm Karmil ise “Nasıl böyle bir kelime kullanılır? İnanın ki gece sabaha kadar uyuyamadım. Böyle büyük bir hakaret olamaz. Hangi görüş olursa olsun bu şekilde söylenmesi gerçekten çok üzücü. Ben bu konuda gerçekten hakkımı helal etmiyorum. 5 yetimim var. Onların da hakkını helal etmiyorum. Gereken neyse yapılmasını istiyorum. Eşim köprüde şehit oldu. Ayaklarında pahalı ayakkabılarıyla gitmişler deniliyor. Ne zaman ayaklarına baktılar, çoğu çıplak ayakla gitti, ellerinde silahları mermileri yoktu, hiçbir şeyi yoktu. Koşa koşa bu vatanı savunmak için gittiler. Bu kadar rahat çıkıp o kelimeyi kullanıyorlar. Bu kadar aciz kendileri. Sadece yazıklar olsun diyorum onlara” dedi. Öte yandan dernek üyeleri tarafından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan suç duyurusu dilekçesinde Özel'in, konuşması sırasında "Ayağında pahalı ayakkabılar kotlar üstünde markalı sweatshirtler olanlar ve Tayyip Bey çağırınca oraya dizilen kot üzerine perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi" diyerek şehitlerin hatırasına alenen hakaret ettiği ve halkın benimsediği değerleri alenen aşağıladığı ve hakaret ettiği belirtildi. Dilekçede, Özel hakkında "kişinin hatırasına hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama" suçundan dava açılması talep edildi.

TİP'in Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı Gökhan Zan, suç duyurusunda bulundu Haber

TİP'in Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı Gökhan Zan, suç duyurusunda bulundu

Gökhan Zan, beraberinde avukatıyla İskenderun Adliyesi önünde gazetecilere, son 1 haftadır yoğun tehdit ve şantajla karşılaştığını belirtti. Bu durumun daha önce de yaşandığını dile getiren Zan, "Daha önce adaylıktan çekilmem için 'Lütfü Savaş adına geldiklerini, çekilmezsem bana ve aileme zarar vereceklerini, sahte kayıtlarla itibar suikastı yapacaklarını' söyleyenlerin şantajına maruz kaldım ama bu tehdit ve şantajlara boyun eğmedim. Bir daha gelirlerse haklarında suç duyurusunda bulunacağımı söyleyip kovdum." diye konuştu. Zan, durumu TİP ile paylaştığını belirterek, şöyle devam etti: "Partimden 'Bu tür şantajların kesilmeyeceğini, boyun eğmemem gerektiğini ve yanımda durduklarını' söylediler ancak dün itibarıyla, az önce haklarında suç duyurusunda bulunduğum şahıslar bana sahte bir kayıtla şantaj yapıp adaylıktan çekilmemi, çekilmezsem daha önce söyledikleri gibi aileme ve bana zarar verecekleri, basın yoluyla bana itibar suikastı yapacakları tehdidinde bulundular. Ben de adliyeye gelip suç duyurusunda bulundum." Hedefi ve mücadelesinden sapmadığını dile getiren Zan, "Yarın sabahtan itibaren daha kararlı, dirençli, güçlü şekilde hemşerilerimizle birlikte yürümeye ve onların sesi olmaya devam edeceğim." dedi. TİP'ten açıklama TİP'ten yapılan yazılı açıklamada, Gökhan Zan'ın ortak bir iradeyle Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak önerildiği ve parti üyesi olmamasına rağmen aday gösterildiği belirtilerek, şu ifadeleri kullanıldı: "Türkiye İşçi Partisi olarak, Hatay halkının iki deprem suçlusu arasında bir seçime zorlanmasının ve Lütfü Savaş'ın CHP adayı olarak dayatılmasının telafisi mümkün olmayan bir ayıp olduğunu ve acılı Hatay halkına bir hakaret anlamı taşıdığını tekrar ifade ediyoruz. Bununla birlikte 'Hatay ittifakının' ortak aday olarak önerdiği Gökhan Zan'ın partimizin asla tasvip etmeyeceği ilişkilere girdiğine dair çeşitli iddialar tarafımıza ulaşmıştır. Gökhan Zan söz konusu iddiaların kendisine yönelik bir kumpas olduğunu ve hukuki süreci başlatacağını partimize iletmiştir ancak her ne kadar süreç hukuki mercilere taşınacak olsa da en ufak bir şaibenin varlığına bile göz yummayacağımızı, kumpas ve şantaj gibi yolları alışkanlık haline getirmiş olan düzen siyasetine olan kapanmaz mesafemizi hatırlatıyor, Gökhan Zan'ın adaylığını geri çektiğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz."

TTB'den İliç’teki maden faciası ile ilgili suç duyurusu Haber

TTB'den İliç’teki maden faciası ile ilgili suç duyurusu

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Erzincan İliç’te yaşanan maden faciasında sorumluluğu bulunan şirket yetkilileri ve kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Erzincan’ın İliç ilçesinde Anagold Madencilik tarafından işletilen Çöpler Altın Madeni alanında 13 Şubat 2024 günü liç yığınının göçmesi sonucu 9 işçi toprak altında kalmıştı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından menfezlerin kapatıldığı, siyanür ve sülfürik asit barındıran toprağın Fırat Nehri’ne karışma tehlikesinin bertaraf edildiği, topraktan ve sudan alınan numunelerde herhangi bir kirliliğe rastlanmadığı açıklanmıştı. Öte yandan işçiler için yapılan arama ve kurtarma çalışmaları da yeni bir heyelan gerekçesiyle durdurulmuştu. Türk Tabipleri Birliği (TTB), facianın ekosistemde geri dönülmez bir zarara yol açtığı, Fırat Nehri’nin geçtiği her bölgede halk ve çevre sağlığı açısından uzun vadede ciddi sorunlara sebep olacağı gerekçeleriyle İliç Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu metninde, Anagold Madencilik ve projenin izin sürecinde yer alan yetkililerinin; projenin inşaat ve işletme aşamalarında Çevresel Etki Değerlendirme raporu ile çevre hukukuna uygun hareket edilip edilmediğini denetleyen kamu görevlilerinin; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile il müdürlüğü yetkililerinin; İl Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin atılı suçlardan cezalandırılması taklep edildi.  Türk Tabipleri Birliği suç duyurusunda aynı zamanda Anadolu Madencilik’e verilen tüm izinlerin iptali de istendi.

Tüketiciler Birliği Başkanı: Suç duyurusu takipsizlikle sonuçlandı Haber

Tüketiciler Birliği Başkanı: Suç duyurusu takipsizlikle sonuçlandı

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin; Kayseri Barosu önünde açıklama yaptı. Avukatın eve girerek haciz yaptığını eleştirdiği için baro tarafından hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve takipsizlik kararı ile sonuçlandığını söyleyen Başkan Şahin; Geçtiğimiz aylarda bir avukat bir eve hacze gidiyor, çilingir marifetiyle ev açılıyor. Avukat; evin yatak odasına giriyor, çekmeceleri karıştırıyor ve bir kadın parfümünü haczediyor. Daha sonra evin sahipleri içeri girince bir tartışma yaşanıyor. Bu olayı bir televizyon programında eleştirdim, dedim ki; 'Bu yasal olabilir ama ahlaksız bir işlemdir. Bu insani bir işlem değildir'. Bu eleştirimden Kayseri Barosu incinmiş ve benimle ilgili suç duyurusuna gitmişler. Suç duyurusu geçtiğimiz hafta sonuçlandı ve savcılık takipsizlik kararı verdi. Barolar; hukukun gelişmesine katkı sağlayan kurumlardır. Gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda ülkenin gelişmişliğine, insani yaşam seviyesine katkı sağlaması gerekirken yaptıkları iş bir avukatın kadın parfümünü haczettiğini eleştirimden beni savcılığa şikâyet etmek. Oysa o avukat çağırılacak ve denecekti ki; 'Siz ne yapıyorsunuz? Bütün avukatları töhmet altında bırakamazsınız'. Yargılamanın 3 tane sac ayağı vardır; Hâkim, savcı ve avukatlardır. Bir arazi anlaşmazlığı keşfinde elinde metre ile bir hâkim, bir otopside elinde neşterle bir savcı gördünüz mü? Hayır, onlar kararı verirler ve işlemi yaptırırlar. Avukat da aslında yasal olsa da haczetmek bir malzemeyi eline alamaz, bu haczi yapamaz. Bu kendi uygulamalarına aykırı bir durum. Bunu eleştirmesi ve disiplin kurulu marifetiyle soruşturması gereken baro, beni şikâyet ediyor. Gelişmiş ülkelerde şu anda borcundan dolayı internet kesilmiyor. Fakat biz hala ev hacizleriyle uğraşıyoruz. Bizim hukukumuz nereye kadar gelişecek ki? Hukukumuzu getirdikleri noktaya bakın" ifadelerini kullandı.

Netanyahu ve İsrail Hükümeti hakkında suç duyurusunda bulunuldu Haber

Netanyahu ve İsrail Hükümeti hakkında suç duyurusunda bulunuldu

Bayram BULUT ADANA (İLKHABER)- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları Adana’da kınanmaya ve protesto edilmeye devam ediyor. Son olarak MAZLUMDER Adana Şubesi tarafından  İsrail’in yaptığı saldırılar hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 13. maddesi gereğince Adana Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Adana Cumhuriyet Başsavcılığına verilen suç duyurusu dilekçesinde, şüpheliler arasında İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Hertzog, Başbakan Benjamin Netenyahu, İsrail Başbakan Yardımcısı  ve Adalet Bakanı  Yariv Levin,  İsrail İçişleri Bakanı Moşe Arbel, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail İstihbarat Bakanı Gila Gamliel, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, İsrail Genelkurmay Başkanı General Herzi Halevi, İsrail Kara Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Kobi Barak, İsrail Hava Kuvvetleri General Amir Eshel, İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanı Aluf Eli Sharvit isimleri yer aldı. MAZLUMDER Adana Şube Başkanı Avukat Ali Çaldır, Adana Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu dilekçede, işlenen suçun Türk Ceza Kanunu’nun 76. maddesi "soykırım" ve 77. madde "insanlığa karşı suçlar ve re’sen tespit olunacak başkaca suçlar" olarak yer aldığını ifade etti. Ali Çaldır Adana Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, işgalci İsrail, kurulduğu 1948 tarihinden beri Filistin’de baskı, işgal, işkence, tecrit, ölüm ve soykırımla anıldığını söyledi. İsrail’in bugüne kadar yaptıklarından bahseden Çaldır, “Filistin topraklarını işgal etmek suretiyle bugüne kadar binlerce insanı öldürmüş, birçok insanı yaralamış, sakat bırakmış; mallarına zarar vermiş ve evsiz bırakmıştır. İsrail bunun da ötesinde işgal ettiği Filistin topraklarında büyük bir ambargo ve kuşatma uygulamış, birkaç yılda bir gerçekleştirilen ve sistematik hale gelen bombardımanlarla özellikle Gazze halkına insani yardımların ulaşmasını engelleyerek büyük bir insanlık suçu işlemiştir. İsrail Savunma Bakanı Gazze halkını insan gibi görmediklerini açıkça deklare etmiş ve yaptığı açıklamada “İnsansı hayvanlar ile savaşıyoruz” diyerek, Gazze halkı özelinde tüm Filistin halkına devlet olarak bakış açılarını açıkça ortaya koymuştur” dedi.  İsrail’in sivilleri hedef almak koşuluyla binlerce insanın ölümüne sebebiyet verdiğini aktaran Çaldır, “Son Gazze saldırılarında yine hiçbir hedef gözetmeksizin okul, cami ve hastane gibi savaşta dahi mutlak surette korunması gereken insanların topluca bulundukları alanları bombalamak ve doğrudan sivilleri hedef almak suretiyle binlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermiş, 10 günden fazla bir süredir Gazze halkını açlık ve sefalete mahkûm etmiştir. İsrail tüm bu savaş suçlarını işlerken havadan ve karadan yaptığı bombalama eylemlerinde kimyasal silah olarak kabul edilen ve savaşan unsurlara karşı dahi kullanılması yasak olan fosfor bombasını sivillere karşı kullanmak suretiyle açık ve inkâr edilemez bir savaş suçu işlemiştir. Tüm dünya İsrail tarafından işlenen insanlık suçlarını izlerken suçlarının yaptırımsız kalacağından emin olan işgalci rejim, 17 Ekim 2023 günü insanlık tarihinin en karanlık, vicdan sızlatan eylemlerinden birisine imza atmış, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan ve bu insanların bombalanmayacağı düşüncesi ile sığındıkları hastaneyi bombalamak suretiyle henüz tam rakam belli olmasa da çoğu çocuklardan oluşan 600’den fazla insanı katletmiş ve binlerce insanı yaralamıştır” diye konuştu.  Suça karışan bütün yetkililer ve kişiler hakkında soruşturma başlatılması için suç duyurusunda bulunduklarını dile getiren Çaldır, “Türk Ceza Kanunu’nun 13. maddesi gereğince bu suçlardan dolayı Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde de yargılama yapılması mümkün olup, bu çerçevede aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak ve Türkiye genelinde de birçok kişi ve kurumun desteğiyle başta işgalci rejimin cumhurbaşkanı ve başbakanı olmak üzere suça karışan bütün yetkililer ve kişiler hakkında soruşturma başlatılması için suç duyurusunda bulunduğumuzu ifade ederiz. Açık bir gerçektir ki Gazze’de yaşananlar dünyanın gözleri önünde işlenen apaçık bir soykırımdır ve insanlığa karşı suçtur! İsrail’i suçluyoruz! İşgalci İsrail apartheid rejimi her zeminde yargılanmalı, suçlular cezasız bırakılmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Kendisinden 30 yaş küçük öğrencisi ile evlendi.. Aile suç duyurusunda bulundu Haber

Kendisinden 30 yaş küçük öğrencisi ile evlendi.. Aile suç duyurusunda bulundu

Manisa'da M.G. isimli lise öğretmeni, kendisinden 30 yaş küçük öğrencisi B.A. ile karne günü evlendi. Evden çıktıktan sonra bir daha kızlarına ulaşamayan aile, öğretmen hakkında suç duyurusunda bulundu. Karne almaya gidip eve dönmeyen, kendisinden 30 yaş büyük muhasebe öğretmeni M.G. (48) ile evlenip hamile kaldığı belirtilen lise öğrencisi B.A.’nın (18) aile avukatı Mervan Karaca, öğretmen M.G.’nin, B.A. ile 18 yaşını doldurmadan ilişki yaşadığını söyleyerek, "Şüpheli şahsın ceza alması için elimizden geleni yapacağız" dedi. Manisa Yunusemre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi son sınıf öğrencisi B.A., karne almak için çıktığı evine bir daha dönmedi. Kızları B.A.'yı arayan, Hüseyin-Oya Altınkıran çifti, kayıp başvurusunda bulundu. Aile, kızlarının karne aldığı gün, kendisinden 30 yaş büyük 2 çocuk babası muhasebe öğretmeni M.G. ile evlendiğini öğrendi. Aile, tüm çabalara karşın kızlarına ulaşamadı. Evlendikten 1 ay sonra, 20 Temmuz'da baba Hüseyin Altınkıran, cep telefonuna hastaneden gelen mesajla kızının 15 haftalık hamile olduğunu öğrendi. Aile, öğretmen M.G. hakkında o dönem öğrencisi olan B.A. ile birliktelik yaşadığı iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. 'REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ SUÇU İŞLEDİĞİ ORTADADIR' Hüseyin-Oya Altınkıran çifti ve avukatları Mervan Karaca adliye çıkışında açıklamalarda bulundu. Ailenin avukatı Karaca, "Kızımız B.A. henüz lise öğrencisiyken başından geçen travmatik olayları öğretmeni M.G.'ye anlatmıştır. M.G., B.A.'nın başından geçen travmatik olayları yetkili mercilere bildirmek yerine, gönül ilişkisi kurmuştur. Karne aldığı, liseden mezun olduğu gün kendisiyle nikah kıymıştır. Şüpheli M.G.'nin, henüz B. reşit olmadan birlikte olduklarına dair evrakımızı Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyasına sunduk. İncelendiğinde M.G. ile öğrencisinin henüz reşit olmadan birlikte olduklarını ispatlamaktadır. M.G., 'reşit olmayanla cinsel ilişki' suçu işlediği de ortadadır. B.A, her ne kadar 18 yaşını doldurmuş olsa da eylemin gerçekleştiği dönem çocuk olduğu dönemdir. Şüpheli şahıs halihazırda öğretmenlik mesleğini sürdürmektedir. Bundan sonraki süreçte kız çocuklarının aynı eyleme maruz kalmaması için yasal süreci takip edeceğiz, şüpheli şahsın ceza alması için elimizden geleni yapacağız" ifadelerini kullandı. 'ÖĞRETMENİNİN KIZIMIZI KAÇIRDIĞINI ÖĞRENDİK' Yaşanan olaydan dolayı üzgün olduklarını belirten anne Oya Altınkıran, kızına evine dön çağrısında bulundu. Anne Altınkıran, "Çok üzgünüm. 'Karne almaya gidiyorum' dedi. Sabah mesaj attığında 'Öğlen gibi döneceğim anne' dedi. Dönmedi, telefonla aradığımızda ulaşamadık. M.G.'nin kızımızı kaçırdığını öğrendik. Kızım okula gittiği zaman hiçbir şekilde bize bir şey söylemedi. Çok üzgünüm, avukatımız süreci takip ediyor. Gereken neyse yapılsın istiyorum. Kızım seni çok seviyorum. Senin arkandayız. Ne olursa olsun kapımız her zaman açık. Dön evine, yeter ki gel" dedi. 'CEZASIZ KALMASI BİZİ VİCDANEN DE RAHATSIZ EDİYOR' Baba Hüseyin Altınkıran ise "Biz olaya sadece kızımız olarak bakmıyoruz, insan olarak bakıyoruz. Kızımızın öğretmeninin öğrencisine bunu yaparak cezasız kalması bizi vicdanen de rahatsız ediyor. Kızımızı elimizden geldiğince onu yanımıza almak ve arkasında olduğunu bilmesini istiyoruz. Uykularımız kaçtı, çok rahatsızız. Biz kızımızın arkasındayız. Adli süreci başlattık, şikayetçiyiz" diye konuştu. (DHA)

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.