#Suikast

İLKHABER-Gazetesi - Suikast haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Suikast haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

FBI, Charlie Kirk suikastı şüphelisinin fotoğrafını yayınladı Haber

FBI, Charlie Kirk suikastı şüphelisinin fotoğrafını yayınladı

ABD'de Başkan Donald Trump'ın tanınmış destekçilerinden sağcı aktivist Charlie Kirk'e dün düzenlenen suikasta ilişkin soruşturma devam ederken, saldırgan henüz yakalanmadı. Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve Utah Eyaleti Kamu Güvenliği Departmanı, saldırganının yakalanmasına yönelik faaliyetlere ilişkin bir basın toplantısı düzenlerken, FBI, Kirk suikastı şüphelisinin fotoğraflarını yayınladı "Saldırgan, merdivenlerden kampüse girdi, çatıya çıktı" Basın toplantısında konuşan Utah Kamu Güvenliği Departmanı Komiseri Beau Mason, ulaştıkları görüntülerden saldırganın kampüse gelişi ve kampüse girişinden hemen önceki hareketlerini takip etmeyi başardıklarını açıkladı. Mason, "Saldırgan, merdivenlerden kampüse girdi, çatıya çıktı, çatının üzerinden ateş açacağı noktaya geçti. Ateş açtıktan sonra binanın diğer tarafına geçtiğini, binadan atlayarak kampüsten kaçıp bir mahalleye girdiğini izleyebildik" dedi. Bölge sakinleriyle temas kurarak güvenlik kameralarını incelediklerini ve ipucu bulmaya çalıştıklarını ifade eden Mason, "Bu kişiye ait görüntü kayıtlarımız var ancak şu an için bunu yayımlamayacağız. Bu kişiyi teşhis etmek için bazı teknolojiler üzerinde çalışıyoruz. Eğer başarısız olursak medyaya başvuracağız ve bu görüntünün kamuoyu ile paylaşılarak kimliğinin tespit edilmesi için yardım isteyeceğiz. Ancak, şu anda kendi kabiliyetlerimize güveniyoruz" dedi. Dün yaşananların Utah için kabul edilemez olduğunu vurgulayan Mason, "Elimizdeki her ipucunu değerlendiriyoruz, polis, her soruşturmacı, her yerel kurum kendini bu işe adamış durumda. Kolluk kuvvetlerinden gelen destek muazzam oldu. Tüm imkanlarımızı buna seferber ediyoruz ve saldırganı yakalayacağız" dedi. "Şahıs, üniversite çağında" Şüphelinin yaşı sayesinde üniversitedeki kalabalık içinde gayet iyi gizlenebildiğini ifade eden Mason, "Şu anda çok fazla ayrıntı açıklamıyoruz, yakında açıklayacağız ama şu an için değil. Ancak şahsın üniversite çağında olduğu görünüyor. Onu takip edebileceğimizden eminiz" dedi. "Silahı ele geçirdik" Basın toplantısında FBI'ın Salt Lake Şehri Saha Ofisi Müdürü Özel Ajan Robert Bohls, dün Charlie Kirk'in trajik bir şekilde öldürülmesinin ardından FBI ajanlarının saldırganı bulmak için ara vermeksizin çalıştığını söyledi. Bohls, "Dün yaşanan saldırıda kullanıldığını düşündüğümüz silahı ele geçirdik. Bu, yüksek güçlü, sürgülü keskin nişancı tüfeği. Saldırganın kaçtığı ormanlık alanda bulundu. FBI laboratuvarı, bu silahı analiz edecek. Soruşturmacılar ayrıca ayak izi, avuç içi izi ve ön kol izleri topladı. Bunlar da incelenecek" dedi. Saldırının saikinin bilinmediğini ifade eden Bohls, "Tüm ipuçları ve ihbarlar eksiksiz şekilde araştırılıyor. Bu sabah itibarıyla 130'dan fazla ihbar aldık. Halkımıza bunun için teşekkür ediyoruz. FBI, tüm kaynaklarını bu soruşturmaya yönlendirmiş durumda" dedi. "Hedefli bir saldırıydı" Bohls, "Bu hedefli bir saldırıydı. Şu anda halkın risk altında olduğuna inanmıyoruz. Ancak saldırganı bulmak için tüm kaynaklarımızı seferber ediyoruz ve bunu yapacağız" dedi. Saldırganın yüzü ve görünümü hakkında detay paylaşamayacağını vurgulayan Bohls, "Ne kadar uzağa gitmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz ama elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Şüpheliye ait görüntüler elimizde mevcut fakat soruşturmanın bir parçası oldukları için şu an ayrıntı paylaşmıyoruz" ifadelerini kullandı.

İsrail'de Netanyahu'ya suikast iddiası: 70 yaşındaki kadın tutuklandı Haber

İsrail'de Netanyahu'ya suikast iddiası: 70 yaşındaki kadın tutuklandı

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu (KAN) tarafından aktarılan haberde, Tel Avivli olduğu belirtilen 70’li yaşlardaki bir kadının Başbakan Binyamin Netanyahu’ya suikast hazırlığı yaptığı gerekçesiyle iki hafta önce tutuklandığı bildirildi. Kadının el yapımı bir patlayıcı ile Netanyahu’ya yönelik saldırı planladığından şüphelenildiği ve şu anda başbakana ve devlet binalarına yaklaşmama şartıyla tutuksuz yargılandığı kaydedildi. Yarın mahkemeye çıkarılması beklenen kadının, ceza ve terör suçlamalarıyla yargılanması öngörülüyor. İsrail polisi, şüphelinin sorgusunun hem kendi ekiplerince hem de İsrail iç istihbarat teşkilatı Shin Bet tarafından yürütüldüğünü açıkladı. Polisten Gizlilik Kararı Açıklaması İsrail polisi, söz konusu kadının “bilinen bir hükümet karşıtı protestocu” olduğunu belirtti. Soruşturma kapsamında kadının, diğer göstericilerden silah temin etmeye çalıştığı ve Netanyahu’nun güvenlik önlemleri hakkında bilgi toplamaya çalıştığı ifade edildi. Polis, kadının ismi ve adresiyle ilgili detaylara mahkeme tarafından gizlilik kararı getirildiğini duyurdu. Siyasi Tepkiler Gecikmedi Olayın ortaya çıkmasının ardından muhalefet liderlerinden Yesh Atid Partisi Genel Başkanı Yair Lapid bir açıklama yaparak, “Başbakan Netanyahu’ya zarar verme girişimini şiddetle kınıyorum. Kim böyle bir girişimde bulunursa, yasalar karşısında en ağır şekilde cezalandırılmalıdır” ifadelerini kullandı. Netanyahu’ya Karşı Toplumsal Tepki Artıyor İsrail Başbakanı Netanyahu, özellikle Gazze politikaları ve yargı reformu tartışmaları nedeniyle ülkede sık sık protestoların hedefi haline geliyor.

Başsavcıya suikast planı: Yenidoğan Çetesi şok iddianame Haber

Başsavcıya suikast planı: Yenidoğan Çetesi şok iddianame

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’in makamında tehdit edilmesine ilişkin hazırladığı iddianamede, çete lideri olduğu öne sürülen Mustafa Kemal Zengin ile Aylin Arslantatar ve Gökhan Güler için 48 yıldan 100 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep etti. “Yenidoğan Çetesi” soruşturmasını yürüten Savcı Engin’in aracının takip edildiği, evi ve ailesinin izlendiği, ölüm tehdidi aldığı belirtildi. Hazırlanan iddianame Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Yenidoğan Çetesi soruşturmasının baş aktörlerinden biri olan Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin, geçtiğimiz yıl tehdit edildiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu. Hazırlanan iddianamede olayın arka planı detaylarıyla ortaya kondu. Savcı Engin’in, yürüttüğü soruşturma nedeniyle hem şahsına hem de ailesine yönelik suikast hazırlığı yapıldığını öğrenmesiyle başlattığı başvuru sonrası, örgüt lideri Mustafa Kemal Zengin’in makamına gelip kendisini tehdit ettiği, “Kızını, eşini, anneni, babanı, kız kardeşini... Hepsini tanıyorlar. Kötü bir şekilde acı vermek istiyorlar” dediği ifade edildi. İddianamede, söz konusu yapının “Silahlı Hafiyelik Örgütü” olarak adlandırıldığı ve devlet içindeki bazı görevlilerden teknik destek aldıkları, el bombası ve ağır silah bulundurdukları, yargıya müdahale edecek çapta organize oldukları belirtildi. Suikast Planı ve Tehdit Mesajları Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’in 30 Ağustos 2024 tarihinde yaptığı şikayette, sanıklardan Aylin Arslantatar'ın kendisini arayarak, “Eğer tutuklu Tuğçe Toptemel tahliye edilmezse, Ankara’daki kardeşin vurulacak” dediği, “Hayatta kalmak istiyorsan dediklerini yap” şeklinde mesajlar verdiği belirtildi. Mustafa Kemal Zengin’in ise 1 Ekim 2024 günü savcının makamına gelerek İçişleri Bakanlığı eski müsteşarı olduğunu, devlet içinde güçlü bağlantıları bulunduğunu iddia ettiği, “Whatsapp’ından Bolu’daki ailene kadar her şeyi biliyoruz” dediği aktarıldı. “Devlet İçinde Destekli, Silahlı, Tehlikeli Bir Örgüt” İddianamede örgütün çok sayıda suç unsuru barındırdığına dikkat çekildi. Örgüt üyelerinin devlet içerisinden bilgi sızdırabildiği, el bombası ve ağır silah temin etme kapasitesine sahip olduğu, silahlı suikastçılarla bağlantılı olduğu vurgulandı. Ayrıca örgütün kişisel verilere yasa dışı şekilde eriştiği, tehdit ve şantajla kamu görevini etkisiz hale getirmeye çalıştığı, savcıya baskı yaparak hukuki sürece müdahale etmeye çalıştığı ifade edildi. “İyi Niyetliydim, Pişmanım” Örgüt lideri Mustafa Kemal Zengin ifadesinde, savcıyı tehdit etmediğini, sözlerinin yanlış anlaşıldığını savunarak “Olay tamamen iyi niyetimden kaynaklandı. Devlete hizmet etmiş biriyim, samimi bir görüşmeydi” dedi. Zengin, Savcı Engin’i korumak amacıyla uyardığını, herhangi bir tehditte bulunmadığını iddia etti. Sanıklardan Aylin Arslantatar da savcıyla yıllardır arkadaş olduklarını, sadece onu uyarmak istediklerini belirtti. Arslantatar, "Yakın arkadaşımın zarar görmesini istemedim" dedi. 100 Yıla Kadar Hapis Cezası Talebi Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Mustafa Kemal Zengin, Aylin Arslantatar ve Gökhan Güler için “tasarlayarak kamu görevlisini öldürmeye teşebbüs”, “silahlı örgüt kurma”, “yargıyı etkilemeye teşebbüs”, “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme”, “tehdit” ve “ruhsatsız silah bulundurma” gibi suçlardan 48 yıldan 100 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi. Diğer 10 sanık hakkında ise değişen oranlarda cezalar talep edildi. İddianame, Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek yargılama süreci başlatıldı. Davanın önümüzdeki aylarda görülmesi bekleniyor.

Kolombiya’nın sağ partili adayı Senatör Miguel Uribe Turbay’a suikast! Öldü mü? Haber

Kolombiya’nın sağ partili adayı Senatör Miguel Uribe Turbay’a suikast! Öldü mü?

Kolombiya’nın 2026 genel seçimlerinde sağ partinin cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilen Senatör Miguel Uribe Turbay, başkent Bogota’da bir miting sırasında silahlı saldırıya uğradı. 39 yaşındaki Uribe, vücuduna isabet eden 6 kurşunla ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Saldırının failinin 15 yaşında bir çocuk olduğu öğrenildi. Ülke genelinde ve uluslararası alanda tepki çeken bu saldırı, Kolombiya siyasetinde büyük yankı uyandırdı. Kolombiya’nın başkenti Bogota’nın Modelia Mahallesi’nde vatandaşlarla buluşan Senatör Miguel Uribe Turbay, konuşması sırasında arkadan düzenlenen silahlı saldırıya maruz kaldı. Kolombiya polisi tarafından yapılan açıklamada, Uribe’ye 6 kurşun isabet ettiği ve saldırganın 15 yaşındaki bir çocuk olduğu belirtildi. Saldırgan, olay yerinde yaralı olarak gözaltına alındı. Bogota Belediye Başkanı Carlos Fernando Galan, “Senatör Uribe’ye yönelik suikast girişimi sonrası hemen müdahale edildi. Saldırgan yakalandı, hastaneler alarma geçirildi” açıklamasında bulundu. Kolombiya hükümeti ise olayı kesin bir dille kınayarak, demokrasiye ve ifade özgürlüğüne yapılmış bir saldırı olarak değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Gustavo Petro ve Dışişleri Bakanı Laura Sarabia da saldırıyı sert bir dille kınadı ve barış çağrısı yaptı. Savunma Bakanı Pedro Sanchez Suarez, saldırının faillerinin bulunması için 700 bin dolar ödül koyulduğunu duyurdu. Demokratik Merkez Partisi’nden yapılan açıklamada ise saldırının sadece bir siyasetçiye değil, Kolombiya demokrasi ve özgürlüklerine karşı yapılmış açık bir tehdit olduğu vurgulandı. Miguel Uribe Turbay Kimdir? Miguel Uribe Turbay, 28 Ocak 1986 doğumlu Kolombiyalı bir siyasetçidir. Eğitimini Universidad de los Andes'te hukuk alanında tamamlamış ve Harvard Üniversitesi'nde Kamu Yönetimi alanında yüksek lisans yapmıştır. Siyasi kariyerine 2012 yılında Bogotá Belediye Meclisi'ne seçilerek başlamış, ardından 2016 yılında Bogotá Belediye Başkan Yardımcısı olarak atanmıştır. 2019 yılında Bogotá Belediye Başkanlığı'na aday olmuş ancak seçimi kaybetmiştir. 2022 yılında Demokratik Merkez Partisi'nden (Centro Democrático) Kolombiya Senatosu'na seçilen Uribe Turbay, 2026 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sağcı partinin önde gelen adaylarından biri olarak gösterilmektedir. Ailesi, Kolombiya'nın siyasi tarihinde önemli bir yere sahiptir. Annesi Diana Turbay, 1991 yılında Medellín Karteli tarafından kaçırılmış ve kurtarma operasyonu sırasında hayatını kaybetmiştir. Büyükbabası Julio César Turbay Ayala ise 1978-1982 yılları arasında Kolombiya Cumhurbaşkanı olarak görev yapmıştır. Saldırı ve Sonrası Saldırı, Uribe Turbay'ın Modelia Mahallesi'ndeki El Golfito Parkı'nda düzenlediği bir kampanya etkinliği sırasında gerçekleşti. Saldırgan, Uribe Turbay'ı sırtından vurarak olay yerinden kaçtı. Olayın ardından Uribe Turbay, Engativá Tıp Merkezi'ne kaldırıldı ve burada nöroşirürji ve vasküler cerrahi müdahaleler yapıldı. Kolombiya hükümeti, saldırıyı "demokrasiyi ve ifade özgürlüğünü hedef alan bir eylem" olarak nitelendirerek kınadı ve saldırının sorumlularının bulunması için kapsamlı bir soruşturma başlattı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da saldırıyı kınayarak, bu tür eylemlerin demokrasiyi tehdit ettiğini belirtti ve Kolombiya hükümetine tam destek sundu. Saldırının Arkasında Kim Var? Saldırının arkasındaki motivasyon henüz netleşmemiştir. Kolombiya hükümeti, olayın arkasındaki kişileri ve olası bağlantıları belirlemek için kapsamlı bir soruşturma başlattı. Savunma Bakanı Pedro Sánchez, saldırının sorumlularının yakalanmasına yardımcı olacak bilgilere sahip olanlara 700 bin dolar ödül verileceğini duyurdu. 2026 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve Uribe Turbay Miguel Uribe Turbay, 2026 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sağcı Demokratik Merkez Partisi'nin önde gelen adaylarından biridir. Cumhurbaşkanı Gustavo Petro'nun sol eğilimli reformlarına karşı güçlü bir eleştirmen olan Uribe Turbay, güvenlik ve ekonomi politikaları konusunda sert bir duruş sergilemektedir. Saldırı, Kolombiya'nın siyasi ortamında önemli bir dönüm noktası oluşturmuş ve seçim sürecini etkileme potansiyeline sahiptir.

DEM Parti'den Pervin Buldan Roma’da kaza geçirdi Haber

DEM Parti'den Pervin Buldan Roma’da kaza geçirdi

İmralı Heyeti üyelerinden biri olan ve geçmişte TBMM Başkanvekilliği görevinde de bulunan DEM Parti İstanbul Milletvekili Pervin Buldan hakkında ortaya atılan suikast iddialarına DEM Parti'den açıklama geldi. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Buldan’ın İtalya’nın başkenti Roma’da bir trafik kazası geçirdiğini doğrularken, olayın bir suikast girişimiyle ilişkilendirilmesini kesin bir dille reddetti. “Ters yöne girilmesi sonucu ufak çaplı bir kaza yaşandı” Doğan, DEM Parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan’la ilgili İtalya’da Roma’da kaza geçirdiğine dair haberler var. Evet, bir trafik kazası olduğu doğru. Ancak bu trafik kazası herhangi bir suikast girişimi olarak değerlendirilmedi. Aracı kullanan arkadaşımızın yanlışlıkla ters yöne gitmesi sonucu gerçekleşmiş, neredeyse maddi hasarın bile olmadığı bir trafik kazası. Bundan başka bir şey çıkartmak doğru değil.” Aynı araçta DBP Eş Genel Başkanı da vardı Doğan’ın verdiği bilgiye göre, kazanın yaşandığı araçta Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır da bulunuyordu. Kazanın ardından heyet planlanan programlarına katılmaya devam etti. Önder’in aracındaki düzeneğin ardından iddialar gündeme geldi Geçtiğimiz günlerde DEM Parti, hayatını kaybeden Sırrı Süreyya Önder’in aracında ölümünden yaklaşık bir ay önce “sol arka lastiği patlatabilecek” bir düzenek bulunduğunu açıklamıştı. Olayın resmi makamlara bildirildiği ancak net bir sonuç alınamadığı belirtilmişti. Bu açıklamanın ardından Buldan’a yönelik suikast iddiaları sosyal medyada gündeme geldi.

Özgür Özel'den İmamoğluna suikast iddiası! Haber

Özgür Özel'den İmamoğluna suikast iddiası!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki grup toplantısında dikkat çeken bir açıklamada bulundu. Özel, geçtiğimiz hafta sonu Taksim’de kendisine fiziki saldırıda bulunan ve sonrasında tutuklanan Selçuk Tengioğlu'nun, 2025 yılının Ocak ayında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) giderek Ekrem İmamoğlu’na yönelik bir suikast ihbarında bulunduğunu söyledi. Özel, "İmamoğlu’na suikast yapılacak diyen adam dün herkesin gözü önünde ana muhalefet liderine saldırıyor" diyerek yaşananların ciddiyetine dikkat çekti. Tengioğlu İmamoğlu’na suikast düzenleneceğini iddia etti Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Tengioğlu’nun geçmişte cezaevinde kaldığını ve “koğuş arkadaşlarının” İmamoğlu’na suikast düzenleyeceğini söylediğini iddia ettiğini belirten Özel, şunları söyledi: “Ocak ayında İBB’ye gidiyor. Diyor ki, ‘Ben cezaevinden çıktım, iki evladın katiliyim. Koğuş arkadaşlarıma İmamoğlu’na suikast emri verildi. Bunu ihbar etmeye geldim.’ Bizim arkadaşlar polisi çağırıyor, iki memura teslim ediyorlar. Polis dinliyor. Bu kişinin ifadesi alınıyor ama sonra ne oluyor, belli değil.” Özel, söz konusu kişinin 4 Mayıs’ta Taksim’de kendisine saldırmasının ardından yeniden gündeme gelmesini, “Bu adamı birileri kullanıyor” sözleriyle değerlendirdi. Saldırgan Tutuklandı Tengioğlu’nun tutuklanmasının ardından kamuoyunda tepkiler büyürken, saldırganın kızı da medyaya yaptığı açıklamada babası için “Ölmesi için dua ediyoruz, bir caniye karşı insani duygumuz yok” ifadelerini kullandı. CHP’den yetkililere çağrı Özgür Özel, savcılara seslenerek, “O koğuşta kalanlar kimlerdi, bu kişiyle ne tür ilişkileri vardı? Bu ihbarın üstüne gidildi mi?” sorularını yöneltti.CHP cephesinden yapılan açıklamalarda, hem Ekrem İmamoğlu’na yönelik olası tehditlerin hem de muhalefet liderine yapılan saldırının ardındaki ilişkilerin derinlemesine araştırılması gerektiği vurgulanıyor.

Halil Faryalı'nın muhasebecisi Cemil Önal Hollanda'da suikasta kurban mı gitti? Haber

Halil Faryalı'nın muhasebecisi Cemil Önal Hollanda'da suikasta kurban mı gitti?

Güney Hollanda’nın Rijswijk kentinde Hotel Hoevevoorde’de meydana gelen silahlı saldırının perde arkasında, yasadışı bahis baronu Halil Falyalı’nın muhasebecisi Cemil Önal’ın olduğu öne sürüldü. Olay yerine yakın tanıklar saldırganın ormanlık alana kaçtığını belirtirken, geniş çaplı arama başlatıldı. CİNAYETİN MERKEZİ: HOTEL HOEVEVOORDE 1 Mayıs 2025 günü akşam saatlerinde Rijswijk kentinde bulunan Hotel Hoevevoorde’de yaşanan silahlı saldırıda bir kişi hayatını kaybetti. Görgü tanıkları saldırganın otelin bar kısmında ateş açtığını ve ardından silahı kendilerine doğrultup hızla ormanlık alana kaçtığını ifade etti. Olay yerine sevk edilen polis ekipleri geniş çaplı operasyon başlatırken, bölgede iz takip köpekleriyle tarama çalışması yapıldı. İDDİA: ÖLEN KİŞİ CEMİL ÖNAL Kimliği henüz resmî olarak açıklanmayan kurbanın Halil Falyalı'nın eski muhasebecisi ve finans danışmanı Cemil Önal olduğu iddia edildi. Bu iddiayı ortaya atan ise Kıbrıs merkezli Haber Kıbrıs oldu. Aynı kaynak, Cemil Önal’ın otelin bar kısmında suikasta uğradığını ve olay yerinde yaşamını yitirdiğini öne sürdü. Ancak bu bilgi henüz Hollanda güvenlik güçleri tarafından doğrulanmadı. CEMİL ÖNAL KİMDİR? Yasadışı bahis baronu Halil Falyalı'nın finansal operasyonlarını yürüten Cemil Önal, Falyalı'nın 2022 yılında öldürülmesinin ardından bir dönem Türkiye'de soruşturmaya dahil edilmiş, ardından yurtdışına kaçmıştı. 2023 yılı Aralık ayında Hollanda'da yakalanan Önal, Türkiye’ye iade edilmemiş, Hollanda ve ABD istihbaratına verdiği 120 sayfalık ifadeden sonra serbest bırakılmıştı. SIR DOLU KASETLER VE DEVLET KULİSLERİ Cemil Önal, Türkiye’deki bazı üst düzey yetkililerle ilgili rüşvet ve şantaj iddialarını gündeme taşımış, özellikle Halil Falyalı’nın elinde olduğu iddia edilen 45 kasetin sadece 40’ının MİT’e teslim edildiğini, kalan 5 kasetin ise Dışişleri Bakan Yardımcısı Ekrem Serim’de olduğunu iddia etmişti. Bu kasetlerde, Binali Yıldırım’ın ve Hakan Fidan’ın oğullarının adının geçtiği ileri sürülmüştü. AYŞEMDEN AKIN’A VERİLEN ÇARPICI İFADELER Bugün Kıbrıs gazetesine konuşan gazeteci Ayşemden Akın, Cemil Önal’ın suikasta uğramadan önce kendisine verdiği bilgilerle gündeme gelmişti. "Halil Falyalı Yaşıyor" başlıklı yazı dizisinde yer alan bilgilerde, Kıbrıs’taki karanlık ilişkiler ağına ve Falyalı ailesinin koruma zırhına dikkat çekiliyordu. Önal, ifadesinde devletin üst kademeleriyle olan ilişkiler ağını detaylandırarak, kayıp kasetlerin içerdiği bilgilerin ülke güvenliği açısından büyük risk taşıdığını öne sürmüştü. İDDİALAR SİYASETİ DE TETİKLEDİ CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in geçtiğimiz günkü grup toplantısında "Turbun büyüğü heybede" sözleriyle Kıbrıs’a dikkat çekmesi, Cemil Önal’ın iddialarıyla doğrudan bağlantılı olarak değerlendiriliyor. Özel’in ima ettiği kayıp kasetler ve bu kasetlerdeki kişilerin kimlikleri, iktidar cephesinde büyük rahatsızlık yaratmıştı.

Sabancı suikastının üzerinden 29 yıl geçti Haber

Sabancı suikastının üzerinden 29 yıl geçti

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı, ToyotaSA Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Ayşe Nilgün Hasefe'nin 9 Ocak 1996'da DHKP/C terör örgütü üyelerince öldürüldüğü suikastın üzerinden 29 yıl geçti. Sabancı Center İş Merkezi'nde düzenlenen suikastın talimatı, DHKP/C terör örgütünün sözde Bayrampaşa Cezaevi sorumlusu Ercan Kartal tarafından açık görüş sırasında Mustafa Duyar ve İsmail Akkol'a verildi. Saldırıdan 6 ay önce terör örgütü üyesi Fehriye Erdal, Sabancı Center'ın temizlik işlerini yapan şirkete işçi olarak girdi. Olay günü yönetim katında çaycılık yapan Fehriye Erdal'ın, Sakıp Sabancı'nın ofiste olduğunu haber vermesi üzerine Mustafa Duyar ve İsmail Akkol, susturuculu üç tabanca ve bir cep telefonuyla Sabancı Center'a geldi. Asansörle 15. kata çıkan Duyar ve Akkol, burada kendilerini karşılayan Erdal'la 25. kata geldi. Duyar'ın Sakıp Sabancı'nın odasını ikinci kez sorması üzerine heyecanlanan Erdal, odaları karıştırıp sol tarafı gösterdikten sonra kaçtı. Erdal'ın gösterdiği odaya giren Duyar, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı ve ToyotaSA Genel Müdürü Haluk Görgün'ü, İsmail Akkol da başka bir odadaki sekreter Ayşe Nilgün Hasefe'yi silahla ateş ederek öldürdü. Cinayetin ardından kaçan teröristlerin kimlikleri, binanın güvenlik kameralarınca kaydedilen görüntüler incelendikten sonra tespit edildi. Saldırganları yakalamak için güvenlik güçleri, DHKP/C'nin hücre evlerine operasyon düzenledi. Suikastçılar bu süreçte İstanbul'daki örgüt üyelerinin evlerinde saklandı. Mustafa Duyar, Şam Büyükelçiliğine teslim oldu İzini kaybettiren tetikçilerden Mustafa Duyar, yaklaşık 1 yıl sonra terör örgütünden ayrılmaya karar verip Lazkiye'deki örgüt evinden gizlice ayrıldı ve 22 Aralık 1996'da Türkiye'nin Şam Büyükelçiliğine teslim oldu. Türkiye'ye getirilen Duyar, 9 Ocak 1997'de tutuklanarak Kırklareli Cezaevi'ne konuldu. Dönemin İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Cumhuriyet Başsavcılığı, 28 Şubat 1997'de Ercan Kartal, Mustafa Duyar ile firari sanıklar İsmail Akkol ve Fehriye Erdal'ın aralarında bulunduğu 11 kişi hakkında iddianame hazırladı. İddianamede, DHKP/C terör örgütünün sözde cezaevi sorumlusu Ercan Kartal, Mustafa Duyar, İsmail Akkol ve Fehriye Erdal'ın eski TCK'nın 146/1. maddesi uyarınca "Anayasal düzeni zorla değiştirmeye çalışmak" suçundan idamla cezalandırılması istendi. Diğer sanıklar hakkında da "yasa dışı örgüte yardım ve yataklık etmek" suçundan 4,5 ile 7,5 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezası talep edildi. Sanıkların yargılanmasına İstanbul 1 No'lu DGM'de 3 Haziran 1997'de başlandı. Tutuklu sanık Mustafa Duyar, 25 Temmuz 1997'deki duruşmada, isnat edilen suçları iddianamede belirtildiği gibi işlediğini itiraf etti. Duyar, kendilerini propaganda malzemesi olarak kullanmaya başlayan örgütün gerçek yüzünü teşhir etmek için teslim olduğunu söyledi. Afyon Cezaevi'ne nakledilirken kendisine komplo kurulduğunu öne süren Mustafa Duyar, cezaevinde Semra Polat ile evlendi. 17 Temmuz 1998'de eşiyle beraber Silifke Özel Tip Kapalı Cezaevi'ne naklini isteyen Duyar, Afyon Cezaevi'nde elebaşılığını Nuri ve Vedat Ergin'in yaptığı "Karagümrük çetesi" üyelerince 15 Şubat 1999'da öldürüldü. Nuri Ergin, Uşak Cezaevi'ndeki bir isyan sırasında 2000 yılı Ekim ayında çekildiği öne sürülen videoda, Mustafa Duyar'ı öldürdüğünü itiraf etti. İdam cezası kaldırıldı, ağırlaştırılmış müebbet verildi İstanbul 1 No'lu DGM, 15 Mart 2001 tarihli kararıyla sanık Ercan Kartal hakkındaki dosyayı, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden "eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e suikast girişimi" davasıyla birleştirdi. Mahkeme, idam cezasının kaldırılmasının ardından Ercan Kartal'a "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası" verdi. Yargıtay bu cezayı onadı. Firari sanıklar İsmail Akkol ve Fehriye Erdal'ın dosyaları ise ayrıldı. Cezaevinde öldürülen sanık Mustafa Duyar'ın dosyası kapanırken, diğer sanıklar hakkındaki kamu davasının kesin hükme bağlanması ertelendi. İsmail Akkol, 20 yıl sonra Türkiye'ye giriş yaparken yakalandı Firari sanık İsmail Akkol, 2014'te Yunanistan'da yakalandı, ardından serbest bırakıldı. Yunan adli makamları, Akkol'un Türkiye'ye iade edilmesi talebini reddetti. İki yıl sonra Türkiye'ye giriş yaparken Aydın'ın Söke ilçesinde yakalanan Akkol, 4 Şubat 2016'da tutuklandı. İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Akkol, 17 Mayıs 2017'de eski TCK'da yer alan, "Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan men'e cebren teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, Aralık 2017'de İsmail Akkol hakkında verilen hükmü hukuka uygun buldu. Fehriye Erdal'ın Belçika'da yargılanması Olayın ardından firar eden Fehriye Erdal, 1999'da Belçika'nın Knokke kentinde kaldığı apartmanda yangın çıkması üzerine "Neşe Yıldırım" adına düzenlenmiş sahte pasaportla yakalandı. Belçika'da yargılanan Erdal, bir yıla yakın cezaevinde kaldıktan sonra ev hapsinde tutulurken 2006'da firar etti. Firarından 2 gün sonra, 28 Şubat 2006'da Bruges Ceza Mahkemesi, gıyabında Erdal'ın 4 yıl hapis cezasına ve 10 yıl boyunca kamu haklarından mahrum edilmesine karar verdi. Gent Temyiz Mahkemesi, 7 Kasım 2006'da bu hükmü onadı ve DHKP/C'yi terör örgütü olarak nitelendirdi. Belçika adli makamları, Türkiye'nin o dönemki yasalarında idam cezası olması nedeniyle Erdal'ın iadesi talebini reddederken, teröristin siyasi sığınma başvurusunu da geri çevirdi. Belçika Yargıtayı 2007'de Bruges Mahkemesinin kararını bozdu. Mahkeme bu kez DHKP-C'nin Belçika'da terör eylemi yapmadığına hükmederek, bireysel suçlara göre ceza verme kararı aldı. "Çete üyesi" olarak nitelendirilen Fehriye Erdal'ın gıyabında, Belçika'da işlediği suçlardan tecilli 2 yıl hapis cezası verildi. Bruges Ağır Ceza Mahkemesi, suikasttan 20 yıl sonra, 25 Mayıs 2016'da Fehriye Erdal'ın Türkiye'de işlediği suçlardan Belçika'da yargılanmasını kararlaştırdı. Mahkeme, 2017'de DHKP/C üyesi Erdal'a gıyabında, Türkiye'de işlediği suçlardan 15 yıl hapis ile 10 yıl sivil ve siyasi haklardan mahrumiyet cezası verdi. Türkiye'de Terörden Arananlar Listesi'nde kırmızı kategoride yer alan Erdal, Belçika'da ise "en çok arananlar" listesine girdi. İstanbul Adliyesi'ne saldırı talimatı Fehriye Erdal'ın adı son olarak, 1 kişinin hayatını kaybettiği, 3'ü polis 6 kişinin yaralandığı İstanbul Adliyesi'ne yönelik terör saldırısında geçti. Adliye önündeki polis kontrol noktasına 6 Şubat 2024'te silahla ateş açan 2 teröristin ölü ele geçirildiği saldırının talimatının, DHKP/C'nin sözde "merkez komite" üyeleri Fehriye Erdal, Zerrin Sarı, Seher Demir ve Musa Aşoğlu tarafından verildiği tespit edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bu firari şüpheliler hakkında yakalama kararı çıkardı. Soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, Erdal'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Dava, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.