#Tarih

İLKHABER-Gazetesi - Tarih haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarih haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye'nin 81 ilinde gezilecek en popüler yerler: En ünlü doğal ve tarihi güzellikler Haber

Türkiye'nin 81 ilinde gezilecek en popüler yerler: En ünlü doğal ve tarihi güzellikler

Kültürel mirası, coğrafi çeşitliliği ve tarihî dokusuyla dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Türkiye’de, her ilde mutlaka görülmesi gereken bir doğal güzellik ya da kültürel değer öne çıkıyor. İşte 81 ilin alfabetik sırayla en meşhur yerleri… TÜRKİYE’NİN 81 İLİ – EN MEŞHUR YERLER Adana – Varda Köprüsü Adana’nın Karaisalı ilçesinde yer alan Varda Köprüsü, Almanlar tarafından 1912 yılında inşa edildi. “Koca Köprü” olarak da bilinen bu tarihi yapı, Berlin–Bağdat Demiryolu projesinin en önemli mühendislik eserleri arasında bulunuyor. Köprü, 99 metre yüksekliği ve 172 metre uzunluğuyla dönemin en ileri taş ve kemer köprü mimarisinin örneklerinden biri. Derin bir vadiyi tek kemerde geçen etkileyici yapısı sayesinde hem mühendislik hem de mimari açıdan büyük değer taşıyor. Varda Köprüsü, dünya çapında tanınırlığını ise James Bond – Skyfall (2012) filmindeki aksiyon sahneleriyle artırdı. Filmde Bond’un tren üzerinde geçen sahnesi burada çekildi ve köprü uluslararası turizmde bilinir hale geldi. Bugün Varda Köprüsü, hem fotoğraf tutkunlarının hem de tarih–doğa meraklılarının Adana’daki en önemli ziyaret noktalarından biridir. Adıyaman – Nemrut Dağı Adıyaman’ın Kahta ilçesinde bulunan Nemrut Dağı, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Türkiye’nin en önemli tarihi alanlarından biridir. Kommagene Kralı I. Antiochos’un MÖ 1. yüzyılda inşa ettirdiği dev tanrı heykelleri, doğu ve batı teraslarında yer alır ve antik dönemin en etkileyici anıtları arasında gösterilir. Nemrut Dağı’nı dünyaca ünlü yapan bir diğer özellik ise gün doğumu ve gün batımında heykellerin oluşturduğu büyüleyici manzaradır. Her yıl binlerce turist, bu eşsiz atmosferi görmek için bölgeyi ziyaret eder. Afyonkarahisar – Frig Vadisi Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya üçgeninde yer alan Frigya Vadisi, Anadolu’nun en eski uygarlıklarından Friglerin izlerini taşıyan geniş bir tarihi coğrafyadır. Doğal kaya oluşumları, peri bacalarını andıran yapıları, kral yolları ve kaya anıtlarıyla dikkat çeken vadi; Midas Tümülüsü, Aslantaş, Yılantaş ve kaya yerleşimleri gibi önemli eserleri bünyesinde barındırır. Tarihi MÖ 8. yüzyıla uzanan bölge, hem doğa yürüyüşü parkurları hem de arkeolojik kalıntılarıyla Türkiye’nin açık hava müzesi niteliğindeki en özel rotalarından biri kabul edilir. Ağrı – Ağrı Dağı Türkiye’nin en yüksek noktası olan Ağrı Dağı, 5.137 metrelik zirvesiyle Doğu Anadolu Bölgesi’nin simgesi halindedir. Volkanik yapıya sahip dağ, hem dağcılar hem de doğa tutkunları için dünyanın sayılı tırmanış rotaları arasında gösterilir. Ağrı Dağı, yalnızca fiziki yükseltisiyle değil, kültürel yönüyle de dikkat çeker. Nuh’un Gemisi efsanesi ile anılan dağ, yüzyıllardır farklı kültürlerde kutsal kabul edilmiştir. Zirvesi yıl boyu karla kaplı olan Ağrı Dağı, Türkiye’nin en etkileyici doğal anıtlarından biri olarak her yıl çok sayıda ziyaretçiyi bölgeye çekmektedir. Aksaray – Ihlara Vadisi Aksaray’da bulunan Ihlara Vadisi, Melendiz Çayı’nın oluşturduğu 14 kilometrelik doğal kanyonuyla Türkiye’nin en etkileyici jeolojik oluşumlarından biridir. Dik kayalıklar arasında yer alan vadi, hem doğanın hem tarihin iç içe geçtiği benzersiz bir yürüyüş rotası sunar. Vadide, erken dönem Hristiyanlık tarihine ait çok sayıda kaya oyma kilise, manastır ve fresk bulunur. Serin iklimi, su sesi ve doğal bitki örtüsüyle Ihlara Vadisi, yılın her döneminde yerli ve yabancı turistlerin en çok ilgi gösterdiği doğa alanları arasında yer alır. Ardahan – Çıldır Gölü Amasya – Kral Kaya Mezarları Amasya’nın en önemli tarihi simgelerinden biri olan Kral Kaya Mezarları, Harşena Dağı’nın sarp yamaçlarına oyulmuş görkemli mezar yapılarıyla dikkat çeker. Pontus Krallığı dönemine ait olan bu mezarlar, MÖ 3. yüzyıla uzanan geçmişleriyle kentin tarihine ışık tutar. Yeşilırmak Vadisi’ne hakim konumlarıyla benzersiz bir manzara sunan kaya mezarları, hem mimari yapıları hem de oyularak oluşturulmuş monumental cepheleriyle Türkiye’nin açık hava müzesi niteliğindeki en önemli arkeolojik alanlarından biri olarak kabul edilir. Ankara – Anıtkabir Ankara’da yer alan Anıtkabir, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedî istirahatgâhıdır. 1944–1953 yılları arasında inşa edilen anıt, hem mimari yapısı hem de sembolik unsurlarıyla modern Türk tarihinin en önemli yapılarından biri kabul edilir. Barış Parkı, Aslanlı Yol, Şeref Holü ve Atatürk’ün özel eşyalarının sergilendiği müzesiyle Anıtkabir, her yıl milyonlarca ziyaretçi tarafından ziyaret edilerek ulusal birlik ve saygının simgesi olmaya devam etmektedir. Antalya – Kaleiçi Antalya’nın tarihi kent merkezi olan Kaleiçi, Roma döneminden Osmanlı’ya uzanan çok katmanlı yapısıyla şehrin en özel bölgelerinden biridir. Labirenti andıran dar sokakları, taş evleri, tarihi surları ve liman manzarasıyla hem kültürel hem turistik açıdan büyük ilgi görür. Hadrianus Kapısı, Yivli Minare, Hıdırlık Kulesi ve tarihi liman gibi önemli yapıların bulunduğu Kaleiçi, günümüzde restoranları, butik otelleri ve canlı atmosferiyle Antalya’nın en çok ziyaret edilen noktalarından biridir. Artvin – Karagöl Sahara Milli Parkı Artvin’in Şavşat ilçesinde bulunan Karagöl Sahara Milli Parkı, Türkiye’nin en sakin ve en etkileyici doğal alanlarından biri olarak kabul edilir. Milli park; Sahara Yaylası ile Karagöl olmak üzere iki ayrı bölgeden oluşur ve zengin bitki örtüsü, serin yayla havası ve yemyeşil ormanlarıyla ziyaretçilerine doğanın içinde huzurlu bir atmosfer sunar. Özellikle sisin göl üzerinde oluşturduğu görüntüler, çevredeki yürüyüş parkurları ve kamp alanları sayesinde Karagöl Sahara, yılın dört mevsiminde doğa severlerin en gözde rotaları arasında yer almaktadır. Aydın – Efes Antik Kenti (Selçuk) İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alan Efes Antik Kenti, Antik Çağ’ın en önemli liman ve ticaret merkezlerinden biridir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan kent, Roma döneminin ihtişamını yansıtan görkemli yapılarıyla dünya çapında tanınır. Celsus Kütüphanesi, Büyük Tiyatro, Artemis Tapınağı ve Kuretler Caddesi gibi anıt eserleriyle Efes; tarih, arkeoloji ve kültür turizminin en gözde duraklarından biridir. Her yıl milyonlarca ziyaretçi, antik dünyanın bu eşsiz kentini görmek için bölgeye akın eder. Balıkesir – Cunda Adası Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı Cunda Adası (Alibey Adası), Ege’nin en karakteristik ve en çok ziyaret edilen adalarından biridir. Taş sokakları, tarihi Rum evleri, sahil boyunca uzanan kafe ve restoranlarıyla ada, hem kültürel hem gastronomik açıdan zengin bir atmosfer sunar. Taksiyarhis Kilisesi, Aşıklar Tepesi ve Ayvalık’ın eşsiz koyları Cunda’nın öne çıkan noktaları arasında yer alır. Özellikle gün batımı manzaraları ve zeytinyağlı Ege mutfağıyla Cunda, yılın her döneminde ziyaretçilerin gözdesi olmaya devam eder. Bartın – Amasra Bartın’ın en popüler turistik ilçesi olan Amasra, Karadeniz’in kıyısında yer alan doğal ve tarihi güzellikleriyle ünlüdür. İki koy üzerine kurulu yapısı, Amasra Kalesi, Kemere Köprüsü ve panoramik seyir noktalarıyla bölge, “Karadeniz’in incisi” olarak anılır. Sakin sahilleri, balık restoranları ve tarihi dokusuyla Amasra, hem günübirlik ziyaretlerin hem de hafta sonu kaçamaklarının en gözde rotalarından biri olmayı sürdürüyor. Batman – Hasankeyf Batman’ın tarihi incisi Hasankeyf, Mezopotamya’nın en eski yerleşimlerinden biri olarak binlerce yıllık bir geçmişe sahiptir. Dicle Nehri kıyısında konumlanan ilçe; mağara yerleşimleri, Zeynel Bey Türbesi, El Rızk Camii ve Artuklu dönemine ait köprü kalıntılarıyla dikkati çeker. Baraj projesiyle birlikte eski yerleşim alanının bir bölümü su altında kalsa da Hasankeyf’teki önemli tarihi eserler koruma altına alınarak yeni yerine taşınmıştır. Bugün Hasankeyf, hem tarih meraklıları hem de bölgenin kültürel geçmişini keşfetmek isteyenler için Anadolu’nun en özel duraklarından biri olmaya devam ediyor. Bayburt – Dede Korkut Türbesi Bilecik – Söğüt Ertuğrul Gazi Türbesi Bilecik’in Söğüt ilçesinde bulunan Ertuğrul Gazi Türbesi, Osmanlı Devleti’nin temellerini atan Kayı Boyu’nun lideri Ertuğrul Gazi’nin anısına inşa edilmiş en önemli tarihî yapılardan biridir. Türbe; Osmanlı’nın kuruluş dönemine ışık tutan mimarisi, süslemeleri ve çevresinde yer alan külliye yapılarıyla dikkat çeker. Her yıl düzenlenen Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri, Türkiye’nin dört bir yanından ziyaretçi çekerken; türbe, tarih meraklıları ve geleneksel Türk kültürünü tanımak isteyenlerin en çok uğradığı milli miras noktalarından biri olmayı sürdürüyor. Bingöl – Yüzen Ada Bingöl’ün Solhan ilçesinde bulunan Yüzen Ada, doğa olaylarının oluşturduğu nadir jeolojik oluşumlardan biridir. Haserek Dağı eteklerindeki Aksakal Gölü üzerinde bulunan bu ada, toprağın su yüzeyinde serbestçe hareket etmesiyle “yüzer” bir yapı gösterir. Üzerinde gezildiğinde hafifçe sallanan ve konum değiştirebilen Yüzen Ada, Türkiye’de eşi benzeri olmayan bu özelliği sayesinde hem bilimsel hem turistik açıdan büyük ilgi görmektedir. Bitlis – Nemrut Krater Gölü Bitlis’in Tatvan ilçesinde bulunan Nemrut Krater Gölü, dünyanın ikinci büyük, Türkiye’nin ise en büyük krater gölü olma özelliğine sahiptir. Nemrut Dağı’nın patlaması sonucu oluşan bu dev krater yapısı; sıcak – soğuk göller, buhar bacaları ve geniş kaldera alanıyla benzersiz bir doğal oluşum sunar. Mavi tonlarıyla dikkat çeken göl, yaz aylarında kamp, trekking ve fotoğrafçılık için ideal bir rota haline gelirken; eşsiz jeolojik yapısı sayesinde hem yerli hem yabancı ziyaretçiler tarafından yıl boyunca ilgi görmektedir. Bolu – Gölcük Tabiat Parkı Bolu’da yer alan Gölcük Tabiat Parkı, çam ormanlarıyla çevrili gölü ve kartpostallık manzaralarıyla Türkiye’nin en gözde doğa alanlarından biridir. Sessiz ve sakin atmosferi, yürüyüş parkurları, temiz havası ve göl kenarındaki ahşap yapısıyla özellikle fotoğrafçılar ve doğa tutkunlarının uğrak noktasıdır. Burdur – Salda Gölü Burdur’un Yeşilova ilçesinde bulunan Salda Gölü, turkuaz rengi suları ve beyaz kumsallarıyla “Türkiye’nin Maldivleri” olarak anılan eşsiz bir doğal güzelliktir. Türkiye’nin en derin, en temiz ve mineral zengini göllerinden biri olan Salda, özellikle magnezyum içerikli beyaz kayaç yapısıyla dikkat çeker. Koruma altında bulunan göl ve çevresi; masmavi suyu, sakin atmosferi ve benzersiz kıyı oluşumlarıyla yıl boyunca fotoğraf tutkunları ve doğa severlerin en çok ziyaret ettiği yerler arasında yer alır. Bursa – Uludağ Bursa’nın simgesi olan Uludağ, Türkiye’nin en önemli kış turizmi merkezidir. 2.543 metre yüksekliğiyle Marmara Bölgesi’nin en yüksek noktası olan dağ, uzun kayak pistleri, modern tesisleri ve doğal güzellikleriyle yılın her döneminde ziyaretçi çeker. Çanakkale – Gelibolu Şehitliği Çanakkale’de yer alan Gelibolu Şehitliği, 1915 Çanakkale Savaşları’nda hayatını kaybeden Mehmetçiklerin anısına yapılmış Türkiye’nin en önemli milli anıtlarından biridir. Şehitlik, Gelibolu Yarımadası’ndaki açık hava savaş müzesi niteliğindeki bölgede bulunur ve tarih boyunca verilen büyük mücadelenin simgesi olarak kabul edilir. Anafartalar, Conkbayırı, 57. Alay Şehitliği ve Şehitler Abidesi gibi alanları kapsayan bu bölge, her yıl milyonlarca ziyaretçi tarafından ziyaret edilerek hem tarihe tanıklık etme hem de şehitlere saygı sunma imkânı sağlar. Çankırı – Tuz Mağarası Çankırı’da bulunan Tuz Mağarası, Türkiye’nin en büyük tuz rezervlerinden birine ev sahipliği yapan doğal bir oluşumdur. Yaklaşık 5.000 yıllık bir geçmişe sahip olduğu bilinen mağara, geniş galerileri, dev tuz blokları ve doğal tuz kristalleriyle ziyaretçilerine etkileyici bir atmosfer sunar. Sürekli hava akımı sayesinde mağaranın içi yıl boyunca serin kalır ve bu özelliğiyle özellikle astım ve solunum rahatsızlıklarına iyi geldiği düşünülür. Hem jeolojik yapısı hem de tarihi üretim izleriyle Tuz Mağarası, Çankırı’nın en ilgi çeken turistik noktalarından biridir. Çorum – Hattuşa Antik Kenti Çorum’un Boğazkale ilçesinde yer alan Hattuşa, Hitit İmparatorluğu’nun başkenti olmasıyla Anadolu tarihinin en önemli arkeolojik alanlarından biridir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan kent; Aslanlı Kapı, Kral Kapısı, Yeralti Tüneli ve Büyük Tapınak gibi anıtsal yapılarıyla dikkat çeker. Denizli – Pamukkale Travertenleri Denizli’de bulunan Pamukkale Travertenleri, beyaz pamuk tepelerini andıran doğal kireçtaşı teraslarıyla Türkiye’nin en ünlü turizm simgelerinden biridir. Termal suların binlerce yıl boyunca oluşturduğu bu travertenler, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde hem doğal hem kültürel miras olarak yer alır. Diyarbakır – Sur İçleri ve Hevsel Bahçeleri Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yer alan Sur İçleri, binlerce yıllık tarihi dokuyu barındıran dar sokakları, taş yapıları ve kültürel mirasıyla Türkiye’nin en önemli tarihi kent merkezlerinden biridir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan bölge, tarihi camileri, kiliseleri, hanları ve Diyarbakır Surları ile dikkat çeker. Sur ilçesinin hemen güneyinde yer alan Hevsel Bahçeleri, Dicle Nehri ile şehir arasında uzanan 8 bin yıllık tarım alanlarıdır. Mezopotamya’nın verimli topraklarını temsil eden bu bahçeler, hem ekolojik hem de kültürel önemi nedeniyle UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır. Düzce – Akçakoca Düzce’nin Karadeniz’e açılan en popüler ilçesi olan Akçakoca, uzun sahil şeridi, tertemiz plajları ve tarihi yapılarıyla bölgenin önemli turizm merkezlerinden biridir. Hem deniz tatili hem de doğa turizmi için tercih edilen ilçe, özellikle yaz aylarında yoğun ilgi görür. Edirne – Selimiye Camii Edirne’de bulunan Selimiye Camii, Osmanlı mimarisinin en görkemli eserlerinden biri olarak kabul edilir ve Mimar Sinan’ın “ustalık eseri” olarak tarihe geçmiştir. 1575 yılında tamamlanan cami, muhteşem kubbesi, ince minareleri ve estetik iç süslemeleriyle hem mimari hem sanat tarihi açısından büyük değer taşır. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Selimiye Camii, Edirne’nin siluetine damgasını vururken her yıl yüz binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapan Türkiye’nin en önemli kültürel miras noktalarından biridir. Elazığ – Harput Kalesi Elazığ’ın en önemli tarihi simgelerinden biri olan Harput Kalesi, Urartu dönemine kadar uzanan geçmişiyle Anadolu’nun en eski yerleşim alanlarından biridir. “Süt Kalesi” olarak da bilinen yapı, efsanelere konu olan yapım hikâyesi ve stratejik konumuyla dikkat çeker. Erzincan – Girlevik Şelalesi Erzincan’ın Çağlayan beldesinde bulunan Girlevik Şelalesi, çok katmanlı yapısı, güçlü su akışı ve doğal güzelliğiyle Doğu Anadolu’nun en etkileyici doğa harikalarından biridir. Yaz aylarında serinlemek isteyenlerin, kışın ise donan şelalenin büyüleyici görüntüsünü görmek isteyen fotoğrafçıların uğrak noktasıdır. Erzurum – Palandöken Kayak Merkezi Erzurum’da bulunan Palandöken Kayak Merkezi, Türkiye’nin en uzun ve en kaliteli kayak pistlerine sahip kış turizminin başlıca merkezlerinden biridir. 3.176 metreye ulaşan yüksekliği sayesinde uzun süre kar tutan bölge, hem profesyonel kayakçılar hem de amatör sporcular tarafından tercih edilir. Eskişehir – Odunpazarı Evleri Eskişehir’in en tarihi bölgesi olan Odunpazarı Evleri, Osmanlı dönemine ait geleneksel ahşap konaklarıyla kentin kültürel mirasını yansıtan en önemli yapılardan biridir. Restore edilerek koruma altına alınan bu tarihi evler; dar sokakları, pastel renkli cepheleri ve mimari dokusuyla ziyaretçilere nostaljik bir atmosfer sunar. Gaziantep – Zeugma Mozaik Müzesi Gaziantep’te bulunan Zeugma Mozaik Müzesi, dünyanın en büyük mozaik müzelerinden biridir ve özellikle “Çingene Kızı” mozaiğiyle uluslararası ün kazanmıştır. Antik Zeugma kentinden çıkarılan Roma dönemine ait mozaikler, heykeller ve mimari eserlerle zenginleşen müze, bölgenin binlerce yıllık kültürel mirasını gözler önüne serer. Giresun – Giresun Adası Giresun’un simgelerinden biri olan Giresun Adası, Karadeniz’de ziyaret edilebilen tek ada olmasıyla özel bir konuma sahiptir. Antik dönemden Bizans’a uzanan tarihi kalıntıları, doğal bitki örtüsü ve kuş türleriyle adanın hem kültürel hem de ekolojik değeri oldukça yüksektir. Gümüşhane – Santa Harabeleri Gümüşhane’nin Dumanlı köyü yakınlarında bulunan Santa Harabeleri, 17. yüzyılda kurulmuş bir Rum yerleşimi olup Karadeniz’in dağlık coğrafyasında gizlenen en etkileyici tarihi alanlardan biridir. Yedi ayrı mahalleden oluşan bu eski yerleşim; taş evleri, kilise kalıntıları ve dar patika yollarıyla geçmişin izlerini günümüze taşıyan açık hava müzesi niteliğindedir. Hakkari – Cilo Dağları ve Sat Gölleri Hakkari’nin en görkemli doğal alanlarından biri olan Cilo Dağları ve Sat Gölleri, Türkiye’nin en yüksek ve en dramatik dağ silsileleri arasında yer alır. Buzullarla şekillenmiş vadileri, dik kaya duvarları ve rengarenk Sat Gölleri ile bölge hem dağcıların hem fotoğrafçıların gözde rotasıdır. Hatay – St. Pierre Kilisesi Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan St. Pierre Kilisesi, Hristiyanlık tarihinin en eski ibadet mekânlarından biri olarak kabul edilir. Dağın yamacına oyulmuş bir mağara kilise olan yapı, Aziz Petrus’un ilk vaazlarını verdiği yer olarak bilinir ve bu nedenle Hristiyan dünyası için büyük önem taşır. Papa VI. Paul tarafından 1963 yılında “Hac yeri” ilan edilen kilise, her yıl 29 Haziran’da düzenlenen ayinlerle uluslararası ziyaretçileri ağırlamaktadır. Tarihi dokusu, kültürel önemi ve Antakya’nın kadim geçmişiyle St. Pierre Kilisesi, Hatay’ın en değerli inanç turizmi merkezlerinden biridir. Iğdır – Ağrı Dağı Manzara Noktası Isparta – Lavanta Tarlaları (Keçiborlu) İstanbul – Ayasofya İzmir – Saat Kulesi Kars – Ani Harabeleri Kastamonu – Ilgaz Dağı Milli Parkı Kayseri – Erciyes Dağı Kırıkkale – Çeşnigir Köprüsü Kırklareli – İğneada Longoz Ormanları Kırşehir – Cacabey Medresesi Kırşehir’de bulunan Cacabey Medresesi, 13. yüzyılda Selçuklu döneminde inşa edilen ve dönemin en önemli astronomi medreselerinden biri olarak bilinen tarihi bir yapıdır. Gözetleme kulesi şeklindeki minaresiyle dikkat çeken medrese, dönemin bilimsel çalışmalarına ışık tutmasıyla özel bir yere sahiptir. Kilis – Ravanda Kalesi Kilis’in Polateli ilçesi yakınlarında yer alan Ravanda Kalesi, Orta Çağ’dan günümüze ulaşan en dikkat çekici savunma yapılarından biridir. Yüksek bir tepe üzerine kurulmuş olan kale, stratejik konumu sayesinde bölgeye hâkim bir görüş alanı sunar. Bizans, Selçuklu ve Haçlı dönemlerinde aktif olarak kullanıldığı bilinen Ravanda Kalesi; sur kalıntıları, gözetleme noktaları ve etkileyici manzarasıyla hem tarih meraklılarının hem de fotoğrafçıların Kilis’te en çok ziyaret ettiği yerler arasında bulunmaktadır. Kocaeli – Ballıkayalar Kanyonu Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan Ballıkayalar Kanyonu, doğal kaya oluşumları, yürüyüş parkurları ve berrak suyu ile Marmara Bölgesi’nin en popüler doğa rotalarından biridir. Türkiye’nin önemli tabiat parklarından biri olarak koruma altında bulunan kanyon, kaya tırmanışı ve trekking için ideal yapısıyla özellikle macera tutkunlarının ilgisini çeker. Konya – Mevlana Müzesi Konya’da bulunan Mevlana Müzesi, Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin türbesini ve Mevlevi kültürünün önemli eserlerini barındıran Türkiye’nin en çok ziyaret edilen inanç ve kültür merkezlerinden biridir. Kubbe-i Hadra (Yeşil Kubbe) adıyla bilinen simgesel yapısı, müzenin en dikkat çeken bölümüdür. Mevlana’nın öğretilerini, derviş yaşamını ve Mevlevi sanatını yansıtan eşyaların sergilendiği müze, Konya’nın manevi atmosferini en güçlü şekilde hissettiren noktaların başında gelir ve her yıl milyonlarca ziyaretçi ağırlamaya devam eder. Kütahya – Aizanoi Antik Kenti Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde bulunan Aizanoi Antik Kenti, Roma döneminin en önemli siyasi ve ticari merkezlerinden biri olarak kabul edilir. Kentin en dikkat çekici yapısı ise dünyanın en iyi korunmuş Zeus Tapınaklarından biri olan görkemli tapınaktır. Antik tiyatro, stadyum kompleksi, dünyanın ilk örneklerinden kabul edilen antik alışveriş borsası (Macellum) ve sütunlu caddeleriyle Aizanoi, arkeolojik zenginliğiyle öne çıkar. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan antik kent, Kütahya’nın en değerli kültürel miras noktalarından biridir. Malatya – Somuncu Baba Malatya’nın Darende ilçesinde bulunan Somuncu Baba Külliyesi, Anadolu’nun manevi mimarlarından Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba’nın türbesinin yer aldığı önemli bir inanç ve kültür merkezidir. Tohma Kanyonu’nun kenarındaki eşsiz konumuyla hem ruhani hem doğal bir atmosfer sunan külliye; camisi, müzesi ve tarihi yapılarıyla ziyaretçilerin yoğun ilgisini çeker. Somuncu Baba’nın tevazu dolu yaşamı ve “ekmek dağıtarak halkla kaynaşması”yla bilinen hikâyesi, Darende’yi Türkiye’de inanç turizminin en önemli duraklarından biri haline getirmiştir. Külliye, hem Malatya halkının hem de farklı şehirlerden gelen ziyaretçilerin yıl boyunca uğrak noktasıdır. Manisa – Spil Dağı Manisa’da yer alan Spil Dağı, hem doğal güzellikleri hem de mitolojik hikâyeleriyle Ege Bölgesi’nin en dikkat çekici dağlarından biridir. Milli park statüsündeki alan; endemik bitki türleri, derin vadileri, dağ laleleri ve yılkı atlarıyla tanınır. Efsanelere konu olan Niobe Kaya Heykeli de dağın eteklerinde yer alır ve bölgenin kültürel önemini artırır. Doğa yürüyüşü, kamp ve fotoğrafçılık için ideal bir rota sunan Spil Dağı, Manisa’nın en çok ziyaret edilen doğal mirasları arasında bulunmaktadır. Mardin – Eski Mardin Mardin’in kalbi olarak bilinen Eski Mardin, taş evleri, labirent gibi sokakları ve Mezopotamya Ovası’na uzanan büyüleyici manzarasıyla Türkiye’nin en karakteristik tarihi kentlerinden biridir. Yüzyıllardır farklı kültürlerin, dinlerin ve dillerin bir arada yaşadığı bu bölge; mimari dokusu ve kültürel çeşitliliğiyle açık hava müzesi niteliği taşır. Ulu Cami, Zinciriye Medresesi, Kasimiye Medresesi ve Deyrulzafaran Manastırı gibi önemli yapılarıyla öne çıkan Eski Mardin, altın sarısı taşlardan inşa edilmiş evleri sayesinde günün her saatinde farklı bir renk tonuna bürünerek ziyaretçilere eşsiz bir atmosfer sunar. Mersin – Cennet Cehennem Obrukları Mersin’in Silifke ilçesinde bulunan Cennet ve Cehennem Obrukları, doğal çökme sonucu oluşmuş dev karstik çukurlarıyla Türkiye’nin en dikkat çekici jeolojik oluşumları arasında yer alır. “Cennet” obruğu, içindeki yürüyüş yolu ve tarihi küçük kilisesiyle ziyaretçilerin inebildiği geniş bir mağara yapısı sunarken; daha dik ve derin yapıya sahip “Cehennem” obruğu ise yalnızca yukarıdan seyredilebilen etkileyici bir doğal boşluktur. Mitolojik hikâyelere de konu olan bu iki obruk, hem doğa meraklılarının hem de tarih tutkunlarının Mersin’de en çok ziyaret ettiği turistik alanlardan biridir. Muğla – Ölüdeniz Muğla’nın Fethiye ilçesinde bulunan Ölüdeniz, turkuaz rengi suları ve durgun deniziyle dünyanın en ünlü plajlarından biridir. Lagün yapısı sayesinde yılın büyük bölümünde dalgasız olan Ölüdeniz, özellikle Belcekız Plajı ve Babadağ’dan yapılan yamaç paraşütüyle uluslararası turizmde büyük bir üne sahiptir. Berrak denizi, doğal koyları ve yemyeşil ormanlarıyla Ölüdeniz, hem deniz tatili hem de adrenalin dolu aktiviteler arayanlar için Muğla’nın en gözde destinasyonlarından biri olmaya devam etmektedir. Muş – Murat Köprüsü Muş’un Varto ilçesi yakınlarında bulunan Murat Köprüsü, Murat Nehri üzerinde yer alan ve Selçuklu dönemine uzanan tarihi bir taş köprüdür. Kesme taştan inşa edilmiş sağlam kemerleriyle dikkat çeken köprü, yüzyıllardır ayakta durarak bölgenin önemli ulaşım noktalarından biri olmuştur. Doğal manzarası, nehirle bütünleşen tarihi görünümü ve fotoğraflık yapısıyla Murat Köprüsü, Muş’un en çok ziyaret edilen kültürel miraslarından biridir. Nevşehir – Kapadokya Nevşehir’in simgesi olan Kapadokya, benzersiz peri bacaları, yer altı şehirleri ve tarihi kaya yerleşimleriyle dünyanın en özel doğal ve kültürel miras alanlarından biridir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bölge; Göreme, Ürgüp, Avanos ve Uçhisar gibi merkezleriyle hem doğa hem tarih turizminin kalbinde yer alır. Gün doğumunda gökyüzünü renklendiren sıcak hava balonları, yıllar içinde tüf kayaların oyulmasıyla oluşmuş kilise ve manastırlar, vadileri süsleyen doğal oluşumlar Kapadokya’yı Nevşehir’in en popüler ve en çok ziyaret edilen destinas­yonu yapmaktadır. Niğde – Gümüşler Manastırı Niğde’de bulunan Gümüşler Manastırı, kaya oyma manastır kompleksleri arasında Anadolu’nun en iyi korunmuş örneklerinden biridir. Bizans dönemine ait olan bu yapı; geniş avlusu, yaşam alanları, yemekhaneleri ve özellikle duvarlarını süsleyen canlı renkli freskleri ile dikkat çeker. Ordu – Boztepe Ordu’nun en bilinen simgelerinden biri olan Boztepe, şehri kuşbakışı izleme imkânı sunan eşsiz konumuyla Karadeniz’in en popüler seyir noktalarından biridir. Teleferik ile kolayca ulaşılabilen Boztepe, hem Ordu merkezinin hem de Karadeniz’in sınırsız mavisinin aynı kadrajda buluştuğu manzarasıyla ziyaretçilerin ilgisini çeker. Osmaniye – Kastabala Antik Kenti Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde bulunan Karacayı Şelalesi, doğanın içinde saklı kalmış serin ve huzurlu atmosferiyle bölgenin en güzel doğal alanlarından biridir. Toros Dağları’nın eteklerinde yer alan şelale; temiz suyu, yürüyüş parkurları ve çevresindeki yeşil dokusuyla özellikle doğa severler ve fotoğraf tutkunlarının uğrak noktasıdır. Rize – Ayder Yaylası Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde bulunan Ayder Yaylası, yemyeşil ormanları, şifalı kaplıcaları, şelaleleri ve sisli dağ manzaralarıyla Karadeniz’in en ünlü turizm merkezlerinden biridir. 1350 metre rakımdaki yayla; ahşap yayla evleri, doğal güzellikleri ve serin havasıyla yılın her döneminde ziyaretçilerin yoğun ilgisini çeker. Sakarya – Sapanca Gölü Sakarya ile Kocaeli arasında yer alan Sapanca Gölü, İstanbul’a yakınlığı ve doğal güzelliğiyle Türkiye’nin en çok ziyaret edilen göl bölgelerinden biridir. Sakin su yüzeyi, yürüyüş alanları, kafeleri ve kıyıdaki dinlenme noktalarıyla özellikle hafta sonu kaçamaklarının vazgeçilmez durağıdır. Doğa sporları, kano, bisiklet turları ve göl manzaralı konaklama seçenekleriyle Sapanca Gölü, yıl boyunca hem yerli hem yabancı turistlerin ilgisini çeken keyifli bir tatil atmosferi sunar. Samsun – Bandırma Vapuru Samsun’da bulunan Bandırma Vapuru ve Milli Mücadele Parkı Açık Hava Müzesi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Milli Mücadele’yi başlattığı tarihî yolculuğun simgesidir. Aslına uygun şekilde inşa edilen Bandırma Vapuru’nun içinde Atatürk ve silah arkadaşlarının balmumu heykelleri, döneme ait eşyalar ve detaylı bir müze düzenlemesi bulunur. Siirt – Veysel Karani Türbesi Siirt’in Baykan ilçesinde bulunan Veysel Karani Türbesi, İslam tarihinde önemli bir yere sahip olan Veysel Karani’nin anısına yapılmış kutsal ziyaret noktalarından biridir. Maneviyatı ve derin hikâyesiyle tanınan Veysel Karani, Hz. Peygamber’e duyduğu büyük bağlılıkla bilinir ve türbe bu yönüyle inanç turizminin en önemli durakları arasında yer alır. Sinop – Tarihi Sinop Cezaevi Sinop’ta yer alan Tarihi Sinop Cezaevi, “Anadolu’nun Alkatraz’ı” olarak bilinen ve 400 yılı aşkın geçmişe sahip bir yapıdır. Kalın surlarla çevrili konumu, eski kale içine kurulmuş mimarisi ve karanlık koğuşlarıyla Türkiye’nin en dikkat çekici tarihî cezaevlerinden biridir. Sabahattin Ali başta olmak üzere birçok ünlü ismin burada hapis yatmış olması, cezaevine ayrı bir kültürel önem kazandırır. Günümüzde müze olarak ziyarete açık olan Sinop Cezaevi, hem mimarisi hem de etkileyici atmosferiyle şehrin en çok ziyaret edilen turistik noktaları arasında yer almaktadır. Sivas – Divriği Ulu Camii Sivas’ın Divriği ilçesinde bulunan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, 13. yüzyılda Mengücek Beyliği döneminde inşa edilmiş olup UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan benzersiz bir başyapıttır. Taç kapılarındaki olağanüstü taş işçiliği, geometrik süslemeleri ve mimari detaylarıyla dünya üzerinde eşi bulunmayan bir sanat eseri olarak kabul edilir. Yapı; cami, darüşşifa ve türbe bölümlerinden oluşur. Gölge oyunlarıyla hareket eden taş kabartmaları ve üç farklı ustanın imzasını taşıyan kapılarıyla Divriği Ulu Camii, hem Anadolu Selçuklu mimarisinin zirvesi hem de Türkiye’nin en önemli kültürel miraslarından biridir. Şırnak – Cudi Dağı Şırnak’ta bulunan Cudi Dağı, hem doğal güzelliği hem de tarihî ve dini önemiyle bölgenin en dikkat çeken dağlarından biridir. 2.000 metreyi aşan yüksekliğiyle etkileyici bir coğrafyaya sahip olan Cudi, pek çok kültürde Nuh’un Gemisi’nin indiği dağ olarak kabul edilmesiyle de bilinir. Zengin bitki örtüsü, yaban hayatı ve geniş yaylalarıyla doğa yürüyüşleri için ideal bir rota sunan Cudi Dağı, son yıllarda güvenlik koşullarının iyileşmesiyle birlikte yeniden ziyaret edilebilir hâle gelmiş ve Şırnak’ın önemli turizm değerlerinden biri olmuştur. Tekirdağ – Rakoczi Müzesi Tekirdağ’ın merkezinde yer alan Rakoczi Müzesi, Macar özgürlük hareketinin lideri II. Ferenc Rakoczi’nin Osmanlı’ya sığındıktan sonra bir dönem yaşadığı evdir. 18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan bu tarihi yapı, Türkiye ve Macaristan arasındaki dostluğun simgelerinden biri olarak kabul edilir. Müzede Rakoczi’ye ait kişisel eşyalar, dönem mobilyaları, tarihsel belgeler ve Macar kültürüne ait objeler sergilenir. Hem kültürel hem tarihi açıdan önemli olan Rakoczi Müzesi, Tekirdağ’ın en çok ziyaret edilen turistik noktalarından biridir. Tokat – Ballıca Mağarası Tokat’ın Pazar ilçesinde bulunan Ballıca Mağarası, yaklaşık 3,4 milyon yıllık geçmişiyle dünyanın en etkileyici doğal mağaralarından biri olarak kabul edilir. Çok katlı yapısı, dev sarkıt–dikit oluşumları, soğan sarkıtları ve geniş salonlarıyla hem bilimsel açıdan hem turizm açısından büyük değer taşır. Trabzon – Sümela Manastırı Trabzon’un Maçka ilçesinde, Karadağ’ın sarp yamaçlarına inşa edilmiş olan Sümela Manastırı, 1600 yıllık geçmişiyle Türkiye’nin en önemli tarihi ve dini yapılarından biridir. Mağara kilisesi, freskleri, su kemeri ve manastır kompleksini oluşturan çok katlı yapılarıyla dikkat çeker. Doğal güzelliği ve vadinin üzerinde yükselen etkileyici konumuyla Sümela, hem mimari açıdan hem kültürel miras olarak dünya çapında büyük ilgi gören bir destinasyondur. Yapılan restorasyon çalışmalarıyla ziyaretçilere yeniden açılan manastır, Trabzon’un simgesi hâline gelmiştir. Tunceli – Munzur Vadisi Tunceli’de bulunan Munzur Vadisi, Türkiye’nin en büyük milli parklarından biri olup el değmemiş doğası, zengin ekosistemi ve berrak Munzur Çayı ile Doğu Anadolu’nun en etkileyici doğal alanlarından biridir. Dik dağlar, derin vadiler, buz gibi kaynak suları ve endemik bitki türleriyle vadi; doğa yürüyüşü, kamp, rafting ve fotoğrafçılık için ideal bir rota sunar. Şanlıurfa – Göbeklitepe Şanlıurfa’da yer alan Göbeklitepe, insanlık tarihini değiştiren keşif olarak kabul edilen ve dünyanın bilinen en eski tapınak kompleksi olan benzersiz bir arkeolojik alandır. MÖ 12.000 yıl öncesine uzanan T biçimli dev taş sütunlar, kabartmalar ve dairesel tapınak yapılarıyla Göbeklitepe, avcı-toplayıcı toplumların inanç sistemine dair önemli ipuçları sunar. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Göbeklitepe, hem bilim dünyası hem de turistler için büyük ilgi çekmeye devam ederken, Şanlıurfa’nın en önemli kültürel mirası olarak yılda yüz binlerce ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Uşak – Ulubey Kanyonu Uşak’ta bulunan Ulubey Kanyonu, dünyanın en büyük ikinci kanyonu olarak kabul edilen etkileyici bir doğal oluşumdur. Yaklaşık 77 kilometre uzunluğundaki kanyon; dik yamaçları, doğal kaya oluşumları ve manzarasıyla ziyaretçilere benzersiz bir doğa deneyimi sunar. Kanyon üzerine kurulan cam teras, bölgenin en popüler ziyaret noktalarından biridir ve yüksekten yapılan seyir, fotoğraf tutkunları için unutulmaz kareler sağlar. Van – Akdamar Kilisesi Van Gölü’ndeki Akdamar Adası’nda yer alan Akdamar Kilisesi, 10. yüzyılda inşa edilmiş Ermeni mimarisinin en görkemli eserlerinden biridir. Kızıl kahverengi kesme taşlarla yapılmış olan kilise, özellikle dış cephedeki İncil’den sahneleri betimleyen kabartmaları ile dünya çapında ün kazanmıştır. Gölün mavisi ve dağların manzarasıyla bütünleşen konumuyla Akdamar Kilisesi, hem kültürel hem doğal bir miras olarak Van’ın en çok ziyaret edilen turistik noktalarından biridir. Her yıl düzenlenen ayinle de uluslararası ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam etmektedir. Yalova – Termal Kaplıcaları Yalova’da bulunan Termal Kaplıcaları, Roma döneminden beri şifa merkezi olarak kullanılan ve Türkiye’nin en ünlü sağlık turizmi bölgelerinden biridir. Doğal sıcak su kaynaklarının mineralli yapısı; romatizma, cilt hastalıkları ve eklem rahatsızlıkları başta olmak üzere birçok sağlık sorununa iyi geldiği bilinir. Çevresindeki tarihi hamam yapıları, Atatürk Köşkü ve yemyeşil doğal ortamıyla Yalova Termal Kaplıcaları, hem dinlenmek hem de sağlık amaçlı ziyaretlerin en gözde duraklarından biri olmayı sürdürmektedir. Yozgat – Çamlık Milli Parkı Yozgat’ta yer alan Çamlık Milli Parkı, Türkiye’nin ilk milli parkı olmasıyla büyük bir öneme sahiptir. Zonguldak – Gökgöl Mağarası Zonguldak’ta bulunan Gökgöl Mağarası, bölgenin en büyük ve en iyi düzenlenmiş mağaralarından biridir. Yaklaşık 875 metre uzunluğundaki mağara; sarkıt, dikit, traverten havuzları ve çeşitli damlataş oluşumlarıyla dikkat çeker. Karabük – Safranbolu Evleri Karabük’ün UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki incisi Safranbolu Evleri, Osmanlı şehir yaşamını en iyi yansıtan tarihî konaklarıyla dünya çapında ün kazanmıştır. Ahşap–taş karışımı mimarisi, avlu düzeni, cumbalı odaları ve korunmuş sokak dokusuyla Safranbolu, adeta yaşayan bir açık hava müzesi niteliğindedir. Karaman – Manazan Mağaraları Karaman’ın Taşkale köyü yakınlarında bulunan Manazan Mağaraları, tamamen insan eliyle oyulmuş devasa bir kaya yerleşimi olup binlerce yıllık geçmişiyle Anadolu’nun en dikkat çekici kaya yaşam alanlarından biridir. Çok katlı yapısı, odaları, sığınakları ve tünelleriyle adeta doğal bir apartmanı andıran mağaralar, Roma ve Bizans dönemlerinde barınma ve savunma amaçlı kullanılmıştır. Görüntüler: AA

Hatay'da tarihin perdesi aralandı: 7200 yıllık insan ayak izleri bulundu! Bakan Ersoy duyurdu... Haber

Hatay'da tarihin perdesi aralandı: 7200 yıllık insan ayak izleri bulundu! Bakan Ersoy duyurdu...

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki Tell Kurdu Höyük'te yürütülen arkeolojik kazılarda, günümüzden 7200 yıl öncesine, Milattan Önce 5200'e tarihlenen 5 adet insan ayak izine rastlandığını açıkladı. Bu keşfin, Anadolu arkeolojisi için son derece nadir olduğu belirtildi. BAKAN ERSOY SOSYAL MEDYADAN DUYURDU Bakan Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Anadolu'da 7 bin yıl önce atılan adımları yeniden gün yüzüne çıkardık" diyerek müjdeli haberi verdi. Keşfin çok ender rastlanan bir buluntu olduğunun altını çizen Ersoy, "Milattan önce 5200'e, Ubeyd Dönemi'ne tarihlenen tabakalarda 5 insan ayak izi tespit edildi. Bu izler, binlerce yıl öncesinden bize ulaşan eşsiz bir tanıklık sunuyor. 'Geleceğe Miras Projemiz' ile geçmişin izlerini geleceğe taşımaya devam ediyoruz" ifadelerini kullandı. YAĞMURLU HAVADA ISLANAN ÇAMURA BASMIŞLAR Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre, 21 Ağustos 2025'te gün ışığına çıkarılan ayak izlerinin, yoğun yağmur veya suya maruz kalmış çamurlu bir zeminde yürüyen bireylere ait olduğu anlaşıldı. O dönemde ıslak çamurda oluşan izlerin, zamanla üzerinin başka bir toprak tabakasıyla örtülmesi sayesinde binlerce yıldır bozulmadan günümüze ulaştığı tahmin ediliyor. ANADOLU ARKEOLOJİSİ İÇİN NADİR BİR KEŞİF Anadolu arkeolojisinde çok az örneği bulunan bu tür buluntular, tarih öncesi dönemlerin sosyal ve kültürel yaşamına dair paha biçilmez bilgiler sunuyor. 7200 yıl önce bölgede yaşayan insanların adımlarının somut bir kanıtı olan bu izlerin, dönemin insanları, günlük yaşamları ve sosyal yapıları hakkında önemli ipuçları vermesi bekleniyor.

Tarihte bugün ne oldu? 25 Eylül’de yaşanan önemli olaylar, doğumlar ve ölümler Haber

Tarihte bugün ne oldu? 25 Eylül’de yaşanan önemli olaylar, doğumlar ve ölümler

25 Eylül tarihi, dünya ve Türk tarihinde askeri zaferlerden toplumsal dönüm noktalarına, bilimsel uyarılardan sanat dünyasının unutulmaz anlarına kadar pek çok önemli olaya tanıklık etti. Yıldırım Bayezid'in Niğbolu Zaferi'ni kazandığı, Karun Hazinesi'nin Türkiye'ye getirildiği ve bilim insanlarının ozon tabakası hakkında ilk uyarısını yaptığı bu günde yaşananları derledik. İşte tarihin tozlu sayfalarından 25 Eylül'de öne çıkanlar... 25 Eylül, takvim yapraklarında sıradan bir gün gibi görünse de, geçmişte hem Türkiye'de hem de dünyada hafızalarda iz bırakan birçok gelişmeye sahne olmuş bir tarihtir. TARİHTE 25 EYLÜL'DE YAŞANAN ÖNEMLİ OLAYLAR Türk ve Osmanlı tarihi açısından 25 Eylül, önemli dönüm noktalarına sahne oldu. 1396'da Yıldırım Bayezid, Haçlı ordularına karşı Niğbolu Zaferi'ni kazanırken, 1561'de ise Şehzade Bayezid idam edildi. Yüzyıllar sonra, 1911'de İtalya, Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti. Cumhuriyet döneminde ise 1925'te İstanbul'daki geleneksel tulumbacı teşkilatı kaldırılarak yerine modern motorlu itfaiye kuruldu ve 1993'te yıllardır yurt dışında olan Karun Hazinesi Türkiye'ye geri getirildi. Dünya tarihinde ise bu tarih, 1950'de BM kuvvetlerinin Kore Savaşı'nda Seul'u ele geçirmesi ve 1957'de ABD'deki "Little Rock Nine" olarak bilinen siyahi öğrencilerin ordu korumasında beyazların okuluna girmesi gibi olaylarla anılıyor. Bilim dünyası için de 1974'te aerosol spreylerin ozon tabakasına zarar verdiğine dair yapılan ilk duyuru bu tarihte gerçekleşti. 25 EYLÜL'DE DOĞAN ÜNLÜ İSİMLER Sanat ve siyaset dünyası, 25 Eylül'de birçok önemli ismi karşıladı. Amerikalı yazar William Faulkner (1897), Rus besteci Dmitri Şostakoviç (1906), Amerikalı aktörler Michael Douglas (1944) ve Will Smith (1968) ile Türk sinemasının usta oyuncularından Mehmet Aslantuğ (1961) bu tarihte dünyaya geldi. 25 EYLÜL'DE HAYATINI KAYBEDENLER 25 Eylül, aynı zamanda sanat ve siyaset dünyasından önemli kayıpların yaşandığı bir tarih oldu. Alman yazar Erich Maria Remarque (1970), efsanevi rock grubu Led Zeppelin'in davulcusu John Bonham (1980) ve Belçika Kralı III. Leopold (1983) bu tarihte hayatını kaybetti.

Toprağın altındaki şehir keşfedilmeyi bekliyor Haber

Toprağın altındaki şehir keşfedilmeyi bekliyor

Türkiye, binlerce yıllık geçmişiyle dünyanın en önemli medeniyet merkezlerinden biri olmaya devam ediyor. Anadolu’nun dört bir yanında yapılan kazılar, binlerce yıllara kadar uzanan uygarlıkların izlerini ortaya çıkarıyor. Tarihi zenginlikler, bazen beklenmedik yerlerde ortaya çıkıyor. Adana il genelinde de zengin tarihi yapılar dikkati çekiyor. Birçok medeniyetin izlerini taşıyan bölgenin tarihçesi, 3 bin yıl öncesine kadar dayanıyor. Adana’nın İmamoğlu ilçesinde de tarihi kalıntılar yer alıyor. Altınini Yeraltı Şehri: Roma döneminden günümüze İmamoğlu ilçesinde bulunan ve 2 bin yıllık geçmişe sahip olduğu belirtilen Altınini Yeraltı Şehri, bölgenin turizm potansiyelini artıracak en önemli tarihi miraslardan biri olarak öne çıkıyor. Roma dönemine ait olduğu düşünülen yapının, yalnızca bir mağara değil, çok girişli bir yeraltı şehri olduğu uzmanlarca dile getiriliyor. Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onursal Başkanı Dr. Haluk Uygur, bölgeyle ilgili izlenimlerini şöyle anlattı: “Önce otomobil, ardından köy muhtarının temin ettiği traktörle adı geçen bölgeye doğru yola koyulduk. Etrafı Hint incirleriyle çevrili Roma dönemine ait yol, bizleri 2 bin yıllık geçmişin şahidi olan mağaraya ulaştırdı. Birkaç çıkışının bulunması ve içerde değirmen taşına benzer güvenlik malzemelerinin varlığı, buranın bir mağara değil, yeraltı şehri olduğuna işaret ediyor. Biz giremedik ama dışarıdan bile ne kadar önemli bir bölgede olduğumuzu hissettik. 1990’lı yıllarda kazı gerçekleştirilen yapı, ‘yeraltı şehri’ olarak tanımlanıyor. Buranın turizme kazandırılması yönünde fikir birliğine varılsa da henüz somut bir adım atılmış değil. Anadolumuz, her tarafı insan yaşantısıyla işaretlenmiş, dünyanın en değerli yeri. Buna bir kez daha şahit olduk. Altınini Yeraltı Şehri’nin turizme kazandırılması, hem Adana’nın hem de Türkiye’nin tarih ve kültür turizminde önemli bir değer kazandırır.”

Karataş’ın tarihi hazineleri ve masmavi sahilleri, turizmi canlandırıyor Haber

Karataş’ın tarihi hazineleri ve masmavi sahilleri, turizmi canlandırıyor

Magarsus Antik Kenti, Roma Dönemi’nden kalma Kara Kilise, Osmanlı dönemine ait Menzil Han ve Tarihi Han, Magarsus Antik Tiyatrosu ile Roma Akdeğirmen Köprüsü, Karataş’ın öne çıkan tarihi ve turistik mekanları arasında yer alıyor. Karataş, doğal güzellikleriyle de öne çıkıyor. Yaklaşık 60 kilometrelik kumsalıyla dünyanın sayılı uzun plajlarından birine sahip olan ilçede, Ata Park Plajı, Port Marin Beach, Barınak Plajı, Mavi Kum Plajı, Orman Altı Plajı, Tuzla Plajı, Bahçe Plajı ve Harbiş Kumsalları gibi günübirlik tatilciler için ideal alanlar bulunuyor. Altın sarısı kumsalları ve temiz deniziyle Karataş, özellikle yaz aylarında deniz kaçamağı yapmak isteyenlerin ilk tercihleri arasında yer alıyor. Adana’ya 48 kilometre mesafedeki Karataş’a araç sahibi olmayanlar içinde kolaylıkla ulaşım imkânı sunuluyor. Toplu taşıma hizmetleri kooperatifi dolmuşları ve Adana Büyükşehir Belediyesi otobüsleriyle sağlanıyor. Karataş’tan Adana merkeze otobüsle yaklaşık 45 dakika, özel araçla ise 30 dakikada ulaşım sağlanabiliyor. İlçe, turistlerin konforlu konaklamaları için gelişmeye devam ediyor. Yarı olimpik yüzme havuzu, aquapark ve sahil şeridine sahip 7 otel ile 14 pansiyon, ziyaretçilere çeşitli konaklama seçenekleri sunuyor. Karataş Kaymakamlığı ve Karataş Belediyesi, ilçenin turizm potansiyelini artırmak için de birçok proje yürütüyor. Önemli doğal alanlarıyla farklı kuş türlerine ev sahipliği yapan ilçede, uluslararası öğrencilerin de katıldığı kültürel etkinlikler düzenleniyor. Belediye, klasik hizmetlerin yanı sıra ilçenin cazibesini artıracak yenilikçi çalışmalara da imza atıyor. Bu kapsamda, Adana Büyükşehir Belediyesi ile iş birliği içinde Kumluk Tabiat Parkı’nda seyir terası yapımına başlandı. Projenin tamamlanmasıyla, ilçenin doğal güzellikleri daha geniş kitlelere tanıtılması amaçlandı. Belediye Başkanı Ali Bedrettin Karataş, ilçenin gelişimi için yoğun çaba harcadıklarını belirterek, “Karataş’ı tarih ve doğayla iç içe, turizmde hak ettiği konuma taşımak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Halkımızın refahı ve ilçemizin sürdürülebilir turizm potansiyelini artırmak adına projelerimiz kararlılıkla devam edecek” dedi.

Değirmendere'nin sessiz tanığı kale, restore edilmeyi bekliyor Haber

Değirmendere'nin sessiz tanığı kale, restore edilmeyi bekliyor

Osmaniye'nin Kadirli ilçesine bağlı Değirmendere Köyü’nde bulunan kale, bakımsızlıktan yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Ortaçağ'dan kalma bir kilisenin yanında yer alan ve garnizon gözetleme yapısı olarak inşa edildiği düşünülen Değirmendere Kalesi’nin aşınan duvarları, her geçen gün biraz daha dökülüyor. Kadirli'nin kültürel mirası içinde önemli bir yere sahip olan kaleye bugüne kadar herhangi bir restorasyon çalışması yapılmamış olması, yöre halkını derinden üzüyor. Kaleden düşen taşların bir bir yok olması karşısında, köyde yaşayan ev hanımı Özlem Dandıl ve eşi Soner Dandıl hiçbir karşılık beklemeden kendi imkanlarıyla kaleyi korumaya çalışıyor. Çukurova genelindeki tarihi yapılarla ilgili araştırmalar yapan Tarihçi Cezmi Yurtsever’in de ziyaret ettiği kalede, taşların dökülmesinde ağaç köklerinin büyüyerek yapıya zarar vermesinin de etkili olduğu belirtiliyor. Köy halkından tarihi yapıda nöbet Kalenin kaderine terk edildiğini vurgulayan Özlem Dandıl, şöyle konuştu: “Eşimle birlikte, elimizden geldiğince nöbet tutarak kaleyi define avcılarından korumaya çalışıyoruz. Kalenin kaderine terk edilmiş olması bizi çok üzüyor. Düşen taşları kimsenin almaması için hiçbir maddi beklenti içinde olmadan uğraşıyoruz. Bunu tamamen kendi isteğimizle, vatan ve millet sevgisiyle yapıyoruz. Bu kale ve civardaki diğer yapılar sağlamlaştırılsın, restore edilsin. Ziyaretçi sayısı çok. Burası ayakta kalmalı ki tarihi değerler gelecek nesillere ulaşabilsin. Tarihimiz ve geçmişimiz olmadan geleceğimiz olmaz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.