TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tarım

İLKHABER-Gazetesi - Tarım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mersin Silifke'de çilek üretiminin başlamasıyla fiyatlar düştü Haber

Mersin Silifke'de çilek üretiminin başlamasıyla fiyatlar düştü

Çilek üretiminin önemli merkezlerinden Mersin Silifke'de açıkta hasat başlamasıyla birlikte 120 TL'ye ulaşan ürünün fiyatı 50 TL'ye kadar düştü. Türkiye'nin yaş sebze ve meyve üretiminde ilk sıralarda yer alan Mersin'de örtü altında turfanda birçok ürünün kış mevsiminde hasat edilmesinin ardından açıkta hasatlara başlandı. Özellikle 20 bin dönüm arazide yılda yaklaşık 80 bin ton çilek üretiminin gerçekleştirildiği Silifke ilçesinde ise açıkta hasada geçildi. Açıkta hasadın başlamasıyla fiyatlar da düştü. Yaklaşık 1 ay öncesinde kadar market ve pazarlarda 120 TL'ye kadar satılan çileğin fiyatı 50 TL'ye kadar geriledi. Yüzlerce kadına ekmek kapısı olan çilek hasadı, aynı zamanda üretici için iyi bir gelir kapısı oluyor. Üretilen çilekler Türkiye'nin her tarafına gönderilirken, bazı ülkelere de ihraç ediliyor. "DİKTİĞİMİZ GÜNDEN İTİBAREN UĞRAŞIYORUZ" Geçen yıl Eylül ayında ekimin yapıldığını belirten işçi çavuşlarından Mevlüt Coşkun, "Bu ay itibarıyla da hasadını yapmaktayız. Zaten Silifke'miz çileği ile meşhur herkes bilir. Haziran'ın 15'ine kadar sürekli hasadımız devam edecek. Dönüm başına sezonda 4-5 ton hasat yapılıyor" dedi. İlçelerinde kışın topraksız tarım ve seralarda da çilek üretiminin yapıldığına dikkat çeken Coşkun, ilkbahar ve yazın ise açıkta üretimlerin sürdüğünü kaydetti. Açıkta çilek hasadına başladıklarını belirten üretici Rukiye Kuz, "Bahçemizi Ağustos ayında hazırladık, Eylül ayında diktik. Diktiğimiz günden itibaren de uğraşıyoruz. Şu anda 50-60 TL'den satıyoruz. Bizim yetiştirdiğimiz çilek hem yurt içine hem de yurt dışına gidiyor" ifadelerini kullandı.

Gürer: Fare istilası tarımda yeni bir sorun Haber

Gürer: Fare istilası tarımda yeni bir sorun

CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon üyesi Ömer Fethi Gürer, çekirge, akdeniz sineği, domates güvesi gibi üreticin başına bela olan zararlılara son aylarda fare istilalarının eklendiğini ve küresel iklim değişikliği yanında yanlış ve dengesiz tarım zehirleri kullanılmasının tarımda yeni sorunlar ürettiğini söyledi. Gürer, “Tarımda sorunlar bitmiyor. Mevsimsel değişimlerin yanısıra tarım zehirlerinin yanlış ve bilinçsiz kullanılması sorunlara neden oluyor. Farklı bölgelerden arayan çiftçilerimiz bu yıl tarla faresi sayısında artıştan söz ediyorlar. Domates güvesi, Akdeniz sineği, çekirge saldırısı ile karşı karşıya kalmış olan çiftçilerimiz, bu dönemde tarla farelerinin artması nedeniyle üretim kaybının olacağını belirtiyorlar. Yeni dikilen ağaçların dip bölgelerini fareler kemirerek kurumasına sebep oluyor. Bu nedenle bazı bahçelerde çiftçiler ağaçlarını kesmek zorunda kalıyor. Küresel iklim değişikliğinin yarattığı sorunların ülkemiz üzerinde de olumsuz etkisi, tarımda farklı sorunların ve zararlıların ortaya çıkmasına neden oldu. Bu arada, yanlış kullanılan tarım ilaçları nedeniyle yılanların önemli ölçüde yok olması, tarla farelerinin daha çok üremesine neden oluyor. Çünkü yılanlar, farelerin önemli bir kısmını tüketiyorlardı. Ülkemizde tarımda üretim kaybına neden olan zararlılarla ciddi mücadele edilmesi gerekiyor. Akdeniz sineği özellikle narenciye, şeftali ve elma gibi ürünlere verdiği zarar nedeniyle her yıl üreticilerin önemli ürün kaybına uğramasına neden oluyor. Tarla faresi ile oluşan zarara karşı yapılan ilaçlamada yeterli sonuç alınamadığı için bu konularda daha kapsamlı ve genişletilmiş çalışmalara yönelinmesi gerekmektedir. Çiftçilerimiz, tarla fareleri ile uğradıkları zararları tarım sigortası kapsamında ele alınıp, çözüm üretilmesini istiyorlar. Bu bağlamda, tarımın sorunu sadece üretim öncesi, üretim süreci ve üretim sonrasından oluşmuyor, aynı zamanda zararlılarla ortaya çıkan önemli kayıplar da mevcut. Bu yıl tarla fareleri için önlem alınması ve çiftçilere çözüm üretilmesi gerektiğini belirttiler. Niğde'de özellikle Kılan ve Darboğaz gibi köylerde bulunan bahçelerdeki genç ağaçlara farelerin önemli zarar verdiğini belirtiliyor. Tarım zehirlerinin bilinçsiz kullanılması, yılan popülasyonunu azaltması ve yılan sayısının azalması ile kış mevsiminin sıcak geçmesi, fare sayısını artıran nedenler arasındadır.” dedi. ARTAN GİRDİ MALİYETLERİNİN KARŞISINDA FARE İSTİLASI ÜRETİM İÇİN RİSK Çiftçilerin yaşadığı sorunlara bir de fare sorunun eklendiğini belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Çiftçilerimiz, artan girdi maliyetleriyle mücadele ederken bir de fare sorunu ile karşı karşıya kalmış durumda. Tarla ve bahçeleri delik deşik olan çiftçilere ek bir gider yükü eklendi. Üreticiler mücadelede de beklediği sonucu alamıyor. ”dedi. EKİLİ ARAZİLER VE MEYVE AĞAÇLARI KÖKLERİ TEHLİKEDE Arpa, buğday ekili araziler ve meyve ağaçlarının köklerine zarar veren fareler ile ürün zararlılarının bir kez daha gündeme geldiğini belirten Ömer Fethi Gürer zararlılara ve mevsimsel değişikliği ile oluşan sorunlara karşı önlemlerin artırılması gerektiği belirtti. Ulukışla’nın Kılan köyünde üretici Osman Eren, “Farelerin zarar verdiği 50 ağacı kestim. 4 yaşındaki ağaçların köklerine yakın kısımlarının tarla faresi tarafından kemirilmesi nedeniyle ağaçlar kuruyor. Bahçe zeminine verdiği zarar ve ağaç dip kökleri kemirmesi ile verdiği zarara ek birde   fidanın toprağa yakın bölümlerini, yakın kısımlarını kemirerek ağaçların kurumasına sebep oluyor. Önlemler alsak da sonuç alamadık. Tarım ilaçlarıyla mücadele etmeye çalışıyoruz. Bu arada tarım ilaç fiyatları da arttı. Artan girdiler yanında ek bir maliyet daha çıktı. Ne yapacağımızı şaşırdık. Ücretsiz etkili ilaç dağıtılsın.” dedi. TARIM İLAÇLARININ AŞIRI VE BİLİNÇSİZ KULLANILMASI DOĞANIN DENGESİNİ BOZDU Mevsimsel değişikliklerin etkisi yanında tarım ilaçlarının aşırı ve bilinçsiz kullanılmasının doğanın dengesini bozduğunu belirten CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, “Tarım ilaçlarının bilinçsiz kullanılması doğanın kendi dengesini bozdu. Tarım ilaçlarının aşırı ve yanlış kullanımı, doğal dengeyi Oluşturan bazı canlıların azalmasına ve zararlı popülasyonlarının çoğalmasına yol açtı. Bu da doğal ekosistemin dengesini bozdu. Doğal dengeyi koruyarak zararlılarla mücadele etmek, uzun vadede daha sürdürülebilir bir tarım uygulaması sağlayabilir.” dedi. ÇİFTÇİLER KENDİ MÜCADELESİNİ VERİYOR CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, “Fare istilasıyla mücadelede çiftçilerin denediği farklı yöntemlerin henüz istenen sonucu vermediğini gösteriyor. Dolayısıyla, tarım uzmanları ve ilgili kurumlar arasında daha etkili ve çevre dostu mücadele yöntemlerinin geliştirilmesi ve uygulanması için daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. Ayrıca, çiftçilere doğru yönlendirme ve teknik destek sağlanarak fare istilasıyla başa çıkmalarına yardımcı olunmalıdır. Bu hem çiftçilerin ürün kayıplarını azaltacak hem de tarımsal üretimi sürdürülebilir kılacak önemli bir adım olacaktır.” şeklinde konuştu.

Çukurova'nın bereketi Malatya'ya ulaşıyor: Tarımda ramazan mesaisi Haber

Çukurova'nın bereketi Malatya'ya ulaşıyor: Tarımda ramazan mesaisi

Çukurova’nın bereketli topraklarında üretilen turp, ıspanak ve pırasa deprem bölgesi Malatya için hasat ediliyor. Bölgede yetişen ürünlerin hasadı sürerken, kadınlar Ramazan ayında zorlu mesailerini sürdürüyor. Kozan’da üretilen ve ramazan ayında zorlu mesailerini sürdüren tarım emekçileri bölgede ürettikleri ıspanak turp ve pırasaları hasat ederek tazyikli sularda yıkayarak kasalarla deprem bölgesi Malatya için hasat ediyor. Kadınlar bölgede üretilen pırasa, turp ve ıspanakları topraktan sofralara ulaştırmak için mesai yaparken erkekler kasalarla kamyonlar ile nakliyelere hazırlıyor. Gün boyu suyun içinde süren zorlu mesai Ramazan’da devam ederken, ürünler deprem bölgesi Malatya’ya sevk ediliyor. Kadın üreticilerden Necla Peksoy, zorlu mesai sürdürdüklerini kaydederek, “Sabah saat 7’de mesaiye başlıyoruz. Gün boyu mesaimiz sürüyor. Kozan’da ürettiğimiz ıspanak, pırasa ve turpları tüketiciler için hazırlıyoruz” dedi. Mevsimin sıcak geçtiğini, hasadın zorlaştığını söyleyen Murat Doğanay ise, “Ramazan’da zor oluyor ama ürünler bereketli bölgeden talep görüyor. 16 saat boyunca biz yolda oluyoruz. Haftada 3 sefer olmak üzere bölgeleye geliyoruz. 8 ila 10 ton arasında hasat bölgeye ulaşıyor. Bu toprakların bereketli olması maddi açıdan avantajlı olması deprem bölgesinden rağbet görüyor” diye konuştu. Tarlada kilosu 10’TL’den alıcı bulan ıspanaklar deprem bölgesi Malatya için özenle hazırlanıyor.

CHP'li Gürer, kiledere kasabasında tarım ve ekonomi sorunlarını anlattı Haber

CHP'li Gürer, kiledere kasabasında tarım ve ekonomi sorunlarını anlattı

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ilçe, kasaba ve köylerde yerel seçim çalışmalarına devam ediyor. Gürer, belediye seçimleri kadar il genel Meclis seçimlerinde kullanılacak oylarında önemli olduğunu belirtip “genel seçimden bir yıl geçti. Ekonomik kriz derinleşti. Vatandaş sandıkta tepkisi nasıl göstecek? Bu seçimle bunu göreceğiz” dedi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer Kiledere Kasabasında yaptığı konuşmada tarımın sorunlarına değindi. Gürer, hayvancılığın zorluğundan ve kırmızı et fiyatları ile beyaz  eti fiyatlarını karşılaştırarak, “Peki, hiç hesapladınız mı? Tavuğun fiyatı ile dananın et  fiyatını,  et olarak hangisi daha ucuz, tavuk ucuz sanıyorsunuz değil mi? Bir tavuk 40 günde yetişir, 50 günde kesime gelir. Bir dana en az bir buçuk yıl yem yer, ağır gideri, bakımı, aşısı, veterineri masrafları... Baktığınız zaman, dana şu an tavuktan ucuz. Yani sizin el emeğiniz, çalışmanız, çocuğunuzun, çoluğunuzun, kendinizin verdiği emek boşa gidiyor. Cumartesi yok, Pazar yok, tatil yok, gezisi yok. Sürekli o hayvanla ilgilenmek zorundasınız. Niye böyle oldu hatırlıyor musunuz? Tavukları falan köylerden nasıl yok ettiler, büyük şirketlerin eline geçti, onların eline geçince tavuk şimdi şehirden köye gelir oldu. Yumurtanın fiyatı kaç lirayı buldu işte yapmak istedikleri hayvancılıkta da bu. Küçük aile tipi işletmeleri bitiriyorlar. 1- 10-20 hayvan olanlar çekilsin, bu iş büyük şirketlere kalsın, birilerinin cebi dolsun diyorlar.” şeklinde konuştu. GÜRER: “ÖZELLEŞTİRMELERE KARŞI ÇIKTIK” CHP’li Ömer Fethi Gürer, kamu fabrikalarının özelleştirilmesine ve ithalata her alanda karşı çıktıklarını belirterek, “Biz bu anlayışa karşıyız, gübre fabrikası satılırken karşı çıktık, yem fabrikası satılırken karşı çıktık. Bu ülkede tükettiğiniz yemin yarısı ithal geliyor, yem ithal geliyor, döviz fiyatları artınca sizin yem fiyatı artıyor. 50 kiloluk süt yemi olmuş 550-600 lira, bu durumda siz nasıl hayvancılık yapacaksınız? Gübre ithal, İran'dan geliyor, Mısır'dan geliyor, döviz fiyatı artıyor, gübre fiyatı artıyor. Biz açık net kırsal kalkınmadan ülkenin kalkınacağına inanmıyoruz. Yeniden kırsalı kalkındırmak için de çok sayıda proje ile önünüze geliyoruz, mecliste de dile getiriyoruz. Mazottan ÖTV'yi, KDV'yi hemen kaldırın diyoruz, çiftçiye bir can suyu verin diyoruz. Kredi faizlerini silin diyoruz. Ziraat Bankası'nı çiftçi kuruluşu yapın diyoruz. Bir yıl önceden taban fiyat belli olsun, patates üreticisi de buğday üreticisi de cebine ne girecek ne girmeyecek, hangi işi yapacak, doğru planlayın diyoruz. Planlama olmadan üretim olmaz diyoruz, bunları çok kez mecliste de dile getiriyoruz.” dedi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçinin 1 litre sütü 13 liraya satarken büyükşehirlerde bir bardak çayın dahi 30 lira olduğunu belirterek, “ Şu kadar bardağın içindeki çay 30 lira. Bizim çiftçimizin 1 litre sütü 13 lira.” dedi. Et ve süt fiyatları girdi maliyetleri üzerinden değerlendirilmezse sorunlar bitmez” dedi. GÜRER: EMEKLİ İÇİN ÖNERİLERİMİZİ RET ETTİLER CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer emeklilerin içinde bulunduğu ekonomik zorluklara da dikkat çekti ve “Emeklinin maaşı asgari ücret olsun diye kanun teklifi verdim. Meclis'te reddedildi. Bayram ikramiyesi asgari ücret olsun dedim, reddedildi. İktidar işine geldiği yere kaynak buluyor. Emekliye gelince yok diyor. Emekliye resmen zulüm ediliyor” diye konuştu.

Gürer: Tarımın kalesi olan köyler tek tek düşüyor Haber

Gürer: Tarımın kalesi olan köyler tek tek düşüyor

Tekneçukur Köyünde hayvancılıkla uğraşan köylü sayısı 40’tan 1’e, hayvan sayısı ise 1000’den 30’a düştü. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Tekneçukur köyünü ziyaret etti. Köyde hayvancılıkla uğraşan Mehmet Esin ve hayvancılığı bırakan Tuncer Tunç, CHP Milletvekili Gürer'e hayvancılık başta olmak üzere tarımsal üretimde yaşadıkları sorunları anlattılar. YEM MALİYETLERİ HAYVANCILIĞI BIRAKTIRDI Köydeki hayvan varlığının 1000’den 30’a düştüğünü ve daha önce 40 kişinin hayvancılıkla uğraştığını belirten Mehmet Esin, şimdi köyde hayvancılık yapan tek kişinin kendisi olduğunu ifade etti. Gürer’in, “Hayvancılığı niye bıraktılar?” sorusu üzerine hayvancılığı yeni bırakan Tuncer Tunç, “Yemle baş edemedik. Yem pahalı, saman pahalı olunca mecbur bıraktık. Yemle samana yetişemedik” dedi. AHIR VE AĞIL BOŞALDI, ŞİMDİ DE EVLER BOŞALIYOR Köyde yem fiyatlarına tepki gösteren vatandaşlar, eskiden hayvancılıkla uğraşan bir hemşerilerini örnek göstererek şöyle dedi: “Şu arkadaşın 250 malı vardı. Bir tane malı kalmadı. Gücü yetmedi ki yem almaya. Bende de inek vardı, bende sattım. Ben mecbur kaldım, sattım.”  CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’ e dert yanan besici 250 hayvanını satıp hayvancılığı bıraktığını söyledi.  CHP Milletvekili Gürer, köyde ahırları ve ağılların durumunu sorması üzerine Tuncer Tunç, “Ahırlar da boş, ağıllar da boş. Ahırı falan bırakın vekilim, evler bile boş” diyerek yanıt verdi. KÖYE SÜT BİLE BAŞKA KÖYDEN GELİYOR Köylerinde hayvancılığın bitmesi ile köyün süt ihtiyacını başka köylerden karşıladığını belirten Tunç, “Biz sütümüzü Hasangazi köyünde çiftlik kuran arkadaşımızdan alıyoruz” dedi.  KÖYLERDE TARIMSAL ÜRETİM BİTİYOR Köyde tarımsal üretimin tamamen bittiğini belirten Tunç, “Bizim köyde en fakirinin 3 tane ineği, 10 tane koyunu, 10 tane keçisi olurdu. Şimdi ise hiçbir şey yok. 22 yıldır bitti. Şu geldiğiniz arazilerde ben inek güderdim, inekleri milletin ekinine zarar vermeden geçireceğiz diye orman işletmesinin yetiştirmiş olduğu serbest yerlere ineklerimizi sürerdik. Şimdi arazi bomboş, komple bomboş. Milletin ekecek gücü yok.”dedi. KÜÇÜK AİLE TİPİ İŞLETMELER OLMADAN OLMAZ CHP’li Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin köylerini sık sık ziyaret ettiğini ve burada üreticilerle bir araya geldiğini belirterek, “Yanlış tarım politikaları, tarımsal üretimin kalesi olan köylerin düşmesine sebep olmaktadır. Küçük aile tipi dediğimiz işletmelerin kapanması, ülke tarımına ciddi zararlar verecektir. Sadece büyük şirketlerle tarımsal üretimin sürdürebileceğinin düşünmesi ve bu yönde tarım politikaları benimsemesi, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından son derece yanlıştır. Kırsala dönüşün özendirilmesi ve tarımsal üretimin küçük aile tipi işletmelerinde içinde bulunduğu bir sistem içinde sürdürmek gerekmektedir. Bu yönde politikalar benimsenmeli, yapılan bu hata bir an önce düzeltilmeli ve köylerde tarımsal üretim içinde bulunan kişilere destek verilerek üretimin içinde kalması sağlanmalıdır. Kırsala ve köye ihtiyaç olan destekler verilmelidir.” dedi. 

İncefikir: Tüketiciler karpuzda orta boy tercih ediyor Haber

İncefikir: Tüketiciler karpuzda orta boy tercih ediyor

İlkhaber Gazetesi'nden Serhat ŞANLI'nın haberine göre; Dünyanın önemli karpuz üretim merkezlerinden Türkiye'de en erken turfanda karpuz ekimi ve hasadının yapıldığı Adana'da, karpuz fideleri toprakla buluştu. Normalde Ocak ayında başlanan ekimde, bu yıl mevsimsel nedenlere gecikme yaşanırken, bu gecikmenin karpuz hasadına engel olmayacağı belirtiliyor. Adana’da Ocak sonu ve Şubat döneminde karpuz fideleri toprakla buluşurken, Mayıs ayının ikinci haftasında ise hasat edilip pazarda ilk tescilli karpuz olarak yerini alacak. Kentte geçtiğimiz yıl 100 bin dekar alanda ekimi yapılan karpuzda, bu yıl ise yaklaşık 130 bin dekarlık olduğu tahmin ediliyor. Bununla birlikte son yıllarda tüketiciler büyük boy karpuz yerine, orta boy türüne yönelme söz konusu.. Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, karpuz hakkında üreticilerine uyarıda bulunurken, erken hasat ve üreticilerin özellikle orta boy karpuz üretimi yapmasını istiyor. İncefikir, “Karpuz üretiminde Çin'den sonra ikinci sırada yer alan ve Türkiye'de Adana ili bu oranın yüzde 20-25 ini karşılıyor. Bugün öncelikle tadı, aroması, kokusu ve rengiyle ünlü Adana’nın karpuzu ilk turfanda olarak hasat ediliyor. Erkenci olarak özellikle kumul alanlar olarak Adana’da karpuz en çok Karataş ilçesi başta olmak üzere Yüreğir ve ardından Ceyhan, sonrasında ise yukarı kesimlerde ekimi yapılmakta.. Burada üreticilerimizin dikkat etmesi gereken şey, öncelikle normal hasat yapması.. Yani ham karpuz toplayıp piyasaya sürmesinler. Çünkü öncelikle tüketicilerin bölgemiz ürünlerine olan güveni sarsacaktır. Bunu hiçbir zaman ve hiç kimse istemez. Bu hepimize büyük zarar verir. İkincisi, son yıllarda değişen taleple beraber artık en çok orta boy karpuz türü tercih ediliyor. O eski dönemlerdeki gibi koca koca karpuzlar istenmiyor. İstenen 8-10 kiloluk karpuz değil, en fazla 4-6 kilo aralığındakiler tercih edilmekte.. O nedenle üreticilerimiz hasat dönemini ona göre ayarlamalı..” diye konuştu. Çukurova’da karpuzun üreticiler için önemine dikkat çeken Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, şu açıklamalarda bulundu; “Tarla ürünleri içerisinde yöresel olarak en erkenci ürün olması nedeniyle bölgemizde karpuz ürünü üreticilerimiz için önemli gelir kaynağına sahip ürün olarak karşımıza çıkıyor. 2020’de Türk Patent ve Marka Kurumu'nca Adana karpuzuna verilen ‘Coğrafi İşaret Belgesi de ayrı bir özellik olarak ürüne katkı koydu. 2023’TE ADANA KARPUZ ÜRETİMİNE TÜRKİYE’DE BİRİNCİ OLDU 2023 yılında Adana’nın 554 bin ton karpuz üretimi ile Türkiye’nin toplam karpuz üretiminin yüzde 17,6’sını karşılandı ve bunun sonucunda üretimde Türkiye birincisi oldu. Bu yıl için batığımızda mevsimler değişimlerle beraber Ocak sonu ve Şubat ayı ile karpuz fideleri toprakla buluştu. Bin bir emekle ekimi yapılan karpuzlar, hava sıcaklığının mevsim normallerinde gitmesi halinde Mayıs ayında hasat edilecek. Geçen yıl 100 bin dekar alanda ekilen karpuz, bu sene 130 bin dekar alanda ekildi. ÜRETİCİLER DESTEKLENMELİ Burada devletimizin destek vermesi önem arz ediyor. Çünkü karpuzun bir dönüme maliyeti 18-20 bin lira civarında.. Ayrıca sık sık en büyük gider olan yakıttaki fiyat artışların da eklersek bu maliyetin daha da artacağı ön görülüyor. O bakımdan üreticilerimize destek verilmesi gerekiyor. Karpuz para eder ve destek de alırsa para kazanacaktır. Para kazanan üreticiler, doğal olarak işine devam edecek, yeni ürünler yetiştirecek. Yani sürdürülebilirliği sağlamış olacağız. İKLİMDEN ÇOK ETKİLENİR Karpuz öncelikle çok maliyetli olmasının yanında, sıcaklık değişimlerinden de en çok etkilenir. O bakımdan devletimiz yüksek girdi maliyetli karpuz için üreticilerimizi desteklemelidir. Sonuçta tarım doğaya bağlı ve büyük riskli bir alandır. Fırtına ve dolu olayları, aşırı sıcaklar vs. gibi durumlar bir anda tüm ürünü yok edebiliyor. Bunu önceki yıllarda yaşadık. İşte tüm bunlar çiftçilerin zorluklarını gösteriyor. Üreticilerimizin işlerine devam edebilmesi, ülkemizin ekonomisine katkısı için onları korumalı ve desteklememiz gerekmektedir. Dışarıdan ithalata değil, kendi üretimimize önem vermeliyiz ki, ülkemiz, milletimiz kazansın ve sürdürebilirlik sağlansın. HASAT ZAMANI DİŞARIDAN KARPUZ GİRMESİNE İZİN VERMEMELİYİZ Mayıs ayında karpuz hasadı yapılmaya başlanır. Öncesinde ise yurt dışında karpuz getirildiğini görmekteyiz. Üreticimiz, hasat dönemine çok önem verilmeli, karpuzda erken hasattan kaçınılmalı, devletimizi de dışarıdan karpuz getirilmesine izin vermemelidir. Ham karpuz piyasaya sürüldüğünde güvensizlik ve ürün talebinin azalmasına neden olurken, hasada yakın zamanda özellikle İran'dan veya Afrika ülkelerinden ithal edilen karpuz, yerli çiftçinin emeğinin karşılığını alamamasına neden olmakta.. Bugün ülkemizde üretilen yaklaşık 4 milyon ton karpuzun yüzde 20'sinin yetiştirildiği Adana’da bu gibi durumda karşılaşılacak sorunu düşünmek lazım. Tarla ürünleri içinde yöresel olarak en erkenci ürün olması nedeniyle üretici için karpuz önemli gelir kaynağına sahiptir. Üretici kazanacak ki, bir sonraki ürünü için hazırlığını yapsın. Zaten ithal edilen bizim ürün kadar güzel değildir. Nasıl yetiştirildiği, neler kullanıldığını bilmiyoruz ancak kendi ektiğimiz ürünlerin ne olduğunu biliyoruz. Sonuçta bakanlığın denetiminde ekimi yapılıyor ve üründe hangi ilaçların kullanıldığı, tutanağı, çizelgesi bellidir. Evet! Zaman yaklaşıyor. Kendi ektiğimiz karpuz hasadına çok bir şey kalmadı. Tüm üreticilerimize bereketli bir sezon diliyorum.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.