TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tehlike

İLKHABER-Gazetesi - Tehlike haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tehlike haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adana'da yıkılacak binalar tehlike saçıyor Haber

Adana'da yıkılacak binalar tehlike saçıyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği Adana’da ağır hasarlı binaların yıkımı sürerken, yüzlerce binanın yıkımı ise halen başlamadı. Kent genelinde ağır hasarlı binaların yoğun olduğu Çukurova ilçesinde hasarlı binalar tehlike oluşturuyor. Artçı sarsıntılar korkutuyor Adana ve çevre illerde yaşanan artçı sarsıntılar nedeniyle hasarlı binalardan düşen beton parçaları vatandaşları korkutuyor. Güçlendirme çalışması bekleyen apartmanda yaşıyorlar Merkez Çukurova ilçesine bağlı Huzurevleri Mahallesi’nde bulunan 5 bloklu Özküpeli Apartmanı da depremde hasar aldı ve ağır hasarlı oldu. Apartman sakinlerinin itirazı sonucu A bloğa yıkım kararı, geri kalan bloklar için ise ağır hasar, orta hasara çevrildi. Apartman sakinlerinin başvurusuyla binada güçlendirme yapılmaya karar verildi ancak aylardır herhangi bir işlem başlamadı. Bu sürede gidecek başka yeri olmayan bazı vatandaşlar ise hasarlı apartmanda oturmaya devam ediyor. “Ailemizle burada oturuyoruz, çok fazla korkmuyoruz” Ailesiyle birlikte binada oturan Ümit Yüksel, İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Yüksel, “4 blokta sadece bir tek biz ve D blokta bir hemşire oturuyor. 4 blok güçlendirme yapılacak, A blok yıkılacak. Belediye ruhsatı vermedi onu bekliyoruz. Ruhsat verince güçlendirme yapılacak ve gönül rahatlığıyla bizler de oturacağız. Gidecek başka yerimiz yok. Ailemizle burada oturuyoruz. Çok fazla korkmuyoruz 6 aydır burada oturuyorum” dedi. “Binalar tehlike saçıyor” Mahalle sakinlerinden Ramazan Özdemir ise yıkılması gereken binaların tehlike oluşturduğunu söyleyerek, “Depremin üzerinden 13 ay geçmesine rağmen birçok bina yıkılmayı ve güçlendirmeyi bekliyor. Bu site de çok tehlike arz ediyor. Çünkü yıkılacak binanın yanında kreş ve cami var. Allah korusun bir depremde maddi ve manevi çok kayba neden olabilir. Vatandaşlar olarak tedirginiz” ifadelerini kullandı. “Her döküntüde daha da korkup tedirgin oluyoruz” Artçı depremlerde sıvaların binalardan döküldüğünü anlatan Özdemir, “Her döküntüde daha da korkup tedirgin oluyoruz. Hasarlı binaların yıkılmasını, güçlendirilmesi gereken binaların da güçlendirilmesini istiyoruz” diye konuştu.

Uzmandan uyarı, ''Balon balığı siyanür kadar tehlikelidir'' Haber

Uzmandan uyarı, ''Balon balığı siyanür kadar tehlikelidir''

Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, Hatay'ın İskenderun ilçesinde balon balığı tüketen 2'si çocuk 7 kişinin zehirlenmesi olayını değerlendirdi. "Vatandaşlarımız, ‘Biz yedik bize bir şey olmadı’ şeklinde yaklaşıyorlar. İnsanın bu toksini belli bir seviyeye kadar tolere etme durumu var, o seviyeyi geçerseniz sizi bu toksin zehirliyor. İskenderun tarafında yaşanan olay da bu olabilir" dedi. "2 tür çok zehirli" Gökoğlu, Türkiye’de 7 yıldır 7 tür balon balığının yer aldığını söyledi. Bu türleri hepsinin Kızıldeniz orijinli olduğunun altını çizen Gökoğlu, "Yapılan çalışmalarda kıyılarımızdaki 2 türün etinin daha zehirli olduğu belirtildi. Bunlardan ilki, en zehirlisi, çok küçük bir balon balığı var. Sarı balon balığı olarak adlandırdığımız kum renginde, bunun etinde tetrodotoksinin daha çok olduğu belirtiliyor. Lagocephalus sceleratus isimli büyük türde de zehir daha fazladır. Tüm balon balıklarında zehir var ama bu iki türde daha fazla yer alıyor. Yaklaşık 20 yıldan bu yana kıyılarımızda balon balıkları balıkçılarımız tarafından yakalanıyor" diye konuştu. "Vücudun kaldırabileceği sınır aşıldı" Dalış yaptıkları esnada etraflarının hep küçük balon balıkları ile kaplı olduğunu dile getiren Gökoğlu, "Popülasyon azalmadı, artış devam ediyor. Balon balığının tüketilmemesiyle ilgili sürekli uyarılarda bulunuyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı da uyarı yapıyor, bu balığın karaya çıkarılması yasak, sadece kuyruğu getirilebilir. Ancak vatandaşlarımız, ‘Biz iyilik bize bir şey olmadı’ şeklinde yaklaşıyorlar. İnsanın bu toksini belli bir seviyeye kadar tolere etme durumu var. O seviyeyi geçerseniz, sizi bu toksin zehirliyor. Zannediyorum İskenderun tarafında yaşanan olay da bu. O büyük olan türü yakaladılar. Temizlediler ve yediler. O toksin vücudun kaldırabileceği sınırı aştı. Öyle bir olay olduğunu tahmin ediyorum” değerlendirmesinde bulundu. Gökoğlu, balon balığını tüketmede dozun ayarlanamayacağını ve en iyi yolun tüketilmemesi olduğunu bildirdi. "İşlem uygulansa da zehir etkili oluyor" Bu ayarlamamanın yapılamaması halinde böyle üzücü durumların yaşanabileceğinin altını çizen Gökoğlu, "Biz vatandaşlarımızı uyarıyoruz, balon balığını yemeyin diye. Ancak kimse bu bizim uyarılarımıza dikkat etmiyor. Zaman zaman bizim bu bölgede, 'Biz yedik bize bir ley olmadı' şeklinde yaklaşımlar oluyor. Bu bir anlık olaydır, olduğu anda zaten olay bitmiştir. En iyisi hiçbir şekilde yememek. O küçük balon balığındaki toksinin daha yüksek olduğu belirtilmiş. Bayatlamaya yaklaştığı zaman zehir organlarına dağılır. O zaman balık en tehlikeli duruma gelebilir. Toksin, protein kökenli olmadığı için hiçbir şekilde bozulmuyor. Toksin çok tehlikelidir. Bunlara ne kadar işlem uygularsanız uygulayın, zehirlenme vakaları yaşanıyor" açıklamasında bulundu.

Samandağ'daki Milleyha Sulak Alanı yok oluyor Haber

Samandağ'daki Milleyha Sulak Alanı yok oluyor

ALİ GÜRELİ ADANA (İLKHABER) - Kışı Afrika'da geçiren kuşların göç yollarındaki önemli geçiş noktası olan Hatay'ın Samandağ ilçesindeki Milleyha Sulak Alanı, tarımda aşırı su kullanımı, kirlilik, iklim değişikliği ve yasak avcılık gibi nedenlerden dolayı tehlike altında bulunuyor. Hatay, göçmen kuş türleri için Türkiye'ye giriş kapısı olarak biliniyor. Özellikle bölgenin Akdeniz kıyısı boyunca uzanan dağ silsilesi, süzülerek göç eden kuşlar için bir darboğaz oluşturuyor. Her yıl milyonlarca yırtıcı kuş, leylek ve diğer türler bu rota üzerinden Anadolu coğrafyasına giriş yapıyor. Hatay'ın Samandağ ilçesinde yer alan Milleyha Sulak Alanı da hem göçmen hem de diğer yüzlerce türe ev sahipliği yapıyor. Sadece kuşlar için değil bataklık ve yarı bataklık bitkiler için de hayati önem taşıyan bölge, son yıllarda tarımda aşırı su kullanımı, kirlilik, iklim değişikliği ve yasak avcılık gibi nedenlerden dolayı tehlike altında bulunuyor. "Koruma konusundaki çabalar yetersiz kalıyor" Milleyha Sulak Alanı'nın birçok bitki türüne ev sahipliği yaptığı gibi kuş türleri açısından Türkiye'nin en önemli 3'üncü önemli alanlarından biri olduğunu belirten Hatay Tabiatı Koruma Derneği Başkanı Abdullah Öğünç, şunları söyledi: "Geçtiğimiz yıl yapılan araştırmalarda Milleyha Sulak Alanı'nda 282 kuş türü belgelendirilmişti. Kuş gözlemci ve yaban hayatı uzmanlarının da geçmiş yıllarda inceleme yaptığı bu bölgeye çöp, moloz ve fosseptik gibi atıkların boşaltılmasının önüne geçilse de, koruma konusundaki çabalar yetersiz kalıyor. Binlerce kuşun göç yolundaki bu önemli sığınağın yavaş yavaş yok oluşunu izlemek yerine, mümkün olabildiğince korumak ve zenginleştirmek gerekir."

TTSO Başkanı Çelebi Trabzon turizmindeki gizli tehlikeye dikkat çekti Haber

TTSO Başkanı Çelebi Trabzon turizmindeki gizli tehlikeye dikkat çekti

Trabzon turizmi için her şeyin şuan için iyiye gittiğini belirten TTSO Başkanı Çelebi, ilerisi için yaşanabilecek bir tehlikeyi gündeme getirmenin bu dönemde kıymetli olduğuna vurgu yaptı. Çelebi “İşler kötüye giderken konuşmak bir şey ifade etmez. Önemli olan işler iyi gittiğinde bir şeylere dikkati çekebilmek, geleceğe ışık tutmak gerekir. Şehrimizde turizmi çeşitlendirmek, ileriye dönük alternatif turizm olanakları sağlamak için çalışıyoruz. Sağlık turizminde yol kat etmeye başladık. Kongre, gastronomi ve diğer turizm dallarına da yoğunlaşıyoruz. Ancak alternatif üretmediğimiz zaman turizm ileride zora düşebilir. Gayri resmi rakamlarla Trabzon’da 100 bin yatak kapasitesine ulaşıldığı belirtiliyor. Bu çok büyük bir tehlike. Bu turistlerin aniden şehirden çekilmesi büyük sorunlara yol açabilir. Bu durumun örnekleri geçmişte Trabzon’da ve dünyanın birçok bölgesinde de yaşandı. Bu anlamda gelen turistlere iyi davranmak, fahiş fiyat uygulamamak önemli. Çünkü sosyal medyayı çok iyi kullanıyorlar. Kötü bir davranış veya fahiş fiyat uygulaması anında yayılıyor. Bu da Trabzon’u turizmde olumsuz şekilde etkiler. Sektördeki herkesin, ilgili tüm kurumların olayın farkında ve hassasiyetinde olması lazım. Yüksek fiyat uygulayan, kayıt dışı çalışan ve belirlenen kurallara uymayan tüm sektör unsurları mutlaka etkili bir denetimle tespit edilmeli, gereken işlemler yapılmalıdır. Turist şikayetlerinin en aza indirilmesi, şehrimizde turizmin sürdürülebilir hale gelmesi için çok önemli” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.