TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#tekstil

İLKHABER-Gazetesi - tekstil haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, tekstil haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye'nin önde gelen tekstil şirketi Emek Group, konkordato talebinde bulundu Haber

Türkiye'nin önde gelen tekstil şirketi Emek Group, konkordato talebinde bulundu

Tekstil dünyasının güçlü oyuncularından biri olan Emek Group, Türkiye'de birçok firmaya halı ve mobilya satışı yapmasının yanı sıra dünya çapındaki önemli giyim markalarına kumaş üretimi gerçekleştirmekteydi. Ancak pandemi sonrası sektördeki iflas dalgası, bu kez tedarikçi firmaları da etkiledi. Emek Group'un, Zara, H&M, Marks & Spencer, Bestseller gibi dev markalara üretim sağlayan şirketler arasında yer aldığı belirtilirken, şirketin ekonomik istikrarsızlık nedeniyle konkordato ilan ettiği açıklandı. Emek Group'un 65 yıllık geçmişi bulunan ve Türkiye genelinde faaliyet gösteren bir firma olduğu ifade edildi. Bu gelişme, tekstil sektöründeki tedarikçi firmaların zorlu ekonomik koşullar altında nasıl etkilendiğini gösteriyor. Pandemi sonrası yaşanan ekonomik belirsizlikler ve mali krizler, sektördeki birçok şirketi iflasa sürüklemiş durumda. Emek Group'un konkordato ilanı, sektördeki bu zorlukların bir yansıması olarak dikkat çekiyor. EMEK GROUP ŞİRKETLERİ, TOPLAM BORCU 500 MİLYON TL'Yİ AŞARAK EKONOMİK ZORLUKLA KARŞI KARŞIYA" Emek Group, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılan dava dosyasında mali zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Şirketin mali dengesi, sert döviz kuru hareketleri, maliyetlerdeki 0'lük artış ve kredi faizlerinin %60'a yükselmesi gibi etkenlerle bozuldu. Dava dosyasına göre, Emek Global'in borcu 334 milyon TL, Emek Kumaş'ın borcu 110 milyon TL ve Emekteks'in borcu ise 81 milyon TL seviyesinde bulunuyor. Şirket, bu mali zorluklarla başa çıkabilmek adına Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nden konkordato talebinde bulundu.

Defne ve Antakya'da "kadın eli" kumaşa ve zeytine değer katıyor Haber

Defne ve Antakya'da "kadın eli" kumaşa ve zeytine değer katıyor

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının (UNDP) "Depremden Etkilenen Küçük İşletmelerin Desteklenmesi Hibe Programı" çerçevesinde İsveç'ten sağlanan fonla destek sağladığı depremzede kadın girişimcileri ele alındığı dosya haberin ikinci bölümünde, Hatay'daki tekstil ürünleri ve zeytinyağı üreticisi kadınlarla röportaj yapıldı.Defne ilçesindeki Gümüşgöze Mahallesi'nde bulunan atölyesinde tekstil ürünleri üreten Sevim Baklacı, terzi olan eşinden öğrendiği mesleğine, 2012 yılından beri devam ediyor.KOSGEB'in sağladığı hibe desteği ile çarşaf, yastık kılıfı ve masa örtüleri üreterek işine başlayan Baklacı, 6 Şubat'taki depremlere kadar kendi atölyesinde 35 kişi ile iç giyim alanında aralıksız çalıştı. Eşi ile üretime kaldıkları yerden devam ediyorlar.Baklacı, üretim atölyesinin duvarlarının depremlerde hasar aldığını belirterek, "Depremden 6 ay sonra üretime yeniden başladık. Şu an eşim ve 10 personelimiz ile üretime kaldığımız yerden devam ediyoruz." dedi. Tekstil alanında ihtiyaç duyulan lastiklerin üretimini de kendi bünyelerinde yapmayı istediklerini anlatan Baklacı, "Aklımızda bir proje var. 400 metrekare bir iş yeri yaptık, hazır durumda. Verilecek destekle buraya tekstil malzemeleri alıp gerekli olan tüm ürünleri baştan aşağı üretmek istiyoruz." diye konuştu. Baklacı, usta öğretici olduğunu da belirterek, verdiği eğitimlerle el emeğini gelecek nesillere aktardığını söyledi.Kadınların başaramayacağı hiçbir şey olmadığına dikkati çeken Baklacı, "Kadınlarımız güçlü. Yeter ki istesinler, mücadele versinler. Emek verdikten sonra her şey arka arkaya geliyor." ifadelerini kullandı. İlçedeki konteyner iş yerinde "Tescilli" zeytinyağını tüketici ile buluşturuyor.Antakya'da doğup büyüyen Saadet Çatal da Serinyol Mahallesi'ndeki konteyner iş yerinde, 2018'de tescilini aldığı ve markalaştırdığı zeytinyağının satışını yapıyor. Finans sektöründe 10 yıl çalıştıktan sonra "dede mesleği" zeytinciliğe başlayan Çatal, içindeki doğa aşkı ile üretmeye devam ediyor. Çatal, çocukluğunun tarlalarda geçtiğini dile getirerek, şunları kaydetti: "Üniversiteden mezun olduktan sonra bankacılık sektöründe çalıştım ama içimde hep doğa ile ilgili bir şeyler yapmak vardı. Böyle bir fırsatım varken bunu değerlendirmek istedim. Depremden 4 ay önce işletmemi kurmuştum ama maalesef asrın felaketini yaşadık. İşletmem hasar aldı, içindeki eşyalarım gitti, depolarımız yıkıldı, oradaki ürünlerimiz ziyan oldu. Şimdi ise yeniden toparlanmaya çalışıyor, üretime devam ediyoruz." Desteklerin önemini vurgulayan Çatal, depremden zarar gören üreticilerin, üretim yerleri açabilmeleri için daha fazla maddi desteğe ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Çatal, tüm kadınların doğuştan güçlü olduğuna işaret ederek, "Bizim ellerimiz çelikten, kalplerimiz altından. Dolayısıyla her işi parlatıp güzelleştiriyoruz. Yılmamak gerekiyor. Özellikle bu şehirde kadın elinin çok büyük kıymeti var. Kadın varsa bir şehir ayağa kalkar diye düşünüyorum. Kadın demek, ekonominin canlanması demek." dedi.

Kaya: Deprem bölgesinde Hazır Giyim Sektörü yüzde 40 istihdam kaybı yaşadı Haber

Kaya: Deprem bölgesinde Hazır Giyim Sektörü yüzde 40 istihdam kaybı yaşadı

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, 6 Şubat depreminin yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada hayatını kaybedenleri anarken, depremden etkilenen şehirlerde hazır giyim sektörünün yaşadığı değişime dikkat çekti. Aradan geçen bir yılda istihdamın yüzde 40, üretimin ise yüzde 50 azaldığını açıklayan Kaya, 2022'de yüzde 75 olan kapasite kullanımının depremin ardından yüzde 10'lara kadar düştüğünü, 2023'ün son çeyreğinde ancak yüzde 40 seviyesine ulaşabildiğini belirtti. Nitelikli istihdam kaybı ve finansmana erişim sıkıntılarına vurgu yapan Kaya, ihtiyaç duyan firmaların kredi borçlarının yapılandırılması gerektiğini vurguladı. Deprem bölgesindeki hazır giyim sektörü, yaşanan felaketin ardından toparlanmaya çalışsa da deprem öncesi günlere henüz ulaşabilmiş değil. TGSD Başkanı Ramazan Kaya, depremin bölgedeki hazır giyim sektörüne etkilerini rakamlarla paylaştı. Depremde hayatını kaybedenleri anan Kaya, “Ülkemizin yaşadığı bu büyük felakette hayatını kaybedenleri rahmetle anıyor, ailelerine ve milletimize baş sağlığı diliyor, yaralanan vatandaşlarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Hiç kuşkusuz kayıplarımızın yerini doldurmamız mümkün değil ancak bu zorlu süreçte birbirimize destek olmanın ve dayanışmanın önemini bir an olsun unutmamalıyız. Elimizden gelenin en iyisini yaparak, yaraları birlikte sarmaya devam etmeliyiz. Biz TGSD olarak depremin ilk gününden itibaren bölgeye yardım elimizi uzattık. Adıyaman’da geçtiğimiz Nisan ayında açtığımız 310 konteynerlik yaşam merkezimizde misafir ettiğimiz vatandaşlarımız kalıcı konutlara geçiş yapana kadar desteğimizi sürdüreceğiz” dedi. Kaya, depremin ardından bölgedeki hazır giyim sektöründe yaşanan değişikliklere de değindi. “Depremin ardından geçen bir yılda istihdamdan üretime her alanda ciddi kayıplar yaşadık. Aslında bölgedeki iş yeri sayısında ciddi bir değişiklik olmadı. 2022 yıl sonu itibarıyla bölgede 1.366 hazır giyim üreticisi varken 2023 sonunda bu sayı 1.300’e geriledi. Firma sayısı en fazla Malatya, Adıyaman ve Hatay’da azaldı. Ancak firma sayısındaki düşüş yüzde 5’in altında kalırken istihdam yüzde 40 azalarak 143 binden 90 bin seviyesine geriledi. Sektördeki toplam istihdamın yüzde 19,7’si deprem bölgesindeyken bu pay yüzde 14,2’ye indi. İstihdamın en fazla düştüğü şehirlerimiz Malatya ve Adıyaman. Bu düşüşte deprem nedeniyle yaşadığımız kayıpların ve göçün yanı sıra sektörümüzün istihdamının geçen yıl ülke genelinde yüzde 12,5 azalmasının da büyük etkisi var” diye konuştu. Depremin hazır giyim üretimine ve kapasitesine etkisine de değinen Kaya şunları söyledi; “2022 verilerine göre depremden etkilenen 11 ilimiz, yıllık 352 bin ton üretim ile ülkemizin toplam hazır giyim üretiminin yüzde 8,9’unu karşılıyordu. 2023 yılında ise 11 ilin üretimi yaklaşık yüzde 50 gerileyerek 175 bin tona indi ve toplam üretimdeki payı yüzde 4,5 oldu. Bu süreçte Türkiye’nin toplam üretimi de yüzde 3 azalarak 3,85 milyon tona indi. Öte yandan depremden önce bölgede yüzde 75 olan kapasite kullanımı 2023 yılının ilk çeyreğinde yüzde 10’a kadar indi. Kapasite kullanım oranı ikinci çeyrekte yüzde 20, üçüncü çeyrekte yüzde 30 ve son çeyrekte yüzde 40 olarak gerçekleşse de deprem öncesine göre hala çok gerideyiz.” İhracat rakamlarını da açıklayan Kaya, “2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 9,2 düşüşle 19,2 milyar dolar ihracat yapan Türk hazır giyim sektörü, deprem bölgesinde de yüzde 11’lik gerileme yaşadı. Buna göre 2022 yılında 541 milyon dolar olan deprem bölgesi ihracatı, 2023’te 482 milyon dolara indi. Bölgede ihracatın en çok gerilediği iller Kahramanmaraş, Hatay ve Diyarbakır oldu” açıklamasında bulundu. TGSD Başkanı Kaya, Türk hazır giyim sektörünün 2023 yılında yaşadığı kaybın ardından bu yılın ikinci yarısı itibarıyla toparlanma sürecine gireceğini öngördüklerini belirtti ve ekledi: “Tüm bölgelerimizde olduğu gibi deprem bölgesindeki üreticilerimizin toparlanması için de çeşitli desteklere ihtiyaç var. Her şeyden önce finansmana ve kredilere erişimde yaşanan sıkıntılar, çarkların dönmesini zorlaştırıyor. Sektörün en önemli ihtiyaçlarından biri olan ihracat kredilerinde yeterli ve uygun koşullar sağlanamıyor. Ayrıca ihtiyaç duyan firmalar, mevcut kredi borçları için yapılandırma bekliyor. Özetle bölgemizin yeniden ayağa kalkması için finans kuruluşlarının desteğine ve kamunun iyileştirici düzenlemelerine ihtiyaç var. Bu düzenlemeler, depremin ilk dönemlerinden bu yana devam eden nitelikli istihdam sorununun çözümüne de önemli katkı sağlayacaktır.” TGSD HAKKINDA Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD), 1976 yılında kurulan ve 2003 yılında kamu yararına dernek statüsü kazanan Türkiye'nin en köklü sektörel derneklerinden biridir. TGSD, Türkiye hazır giyim ihracatının yüzde 60'ını gerçekleştiren 450'den fazla üyesiyle sektörün tüm değer zincirinin temsiliyetine sahip bir kuruluştur. Dernek, sektörün kurumsallaşması, inovasyon ve sürdürülebilirlik konularında liderlik yaparak dünya çapında bir marka olma hedefine yönelik çalışmalarını sürdürmektedir. TGSD, aynı zamanda her yıl düzenlediği İstanbul Hazır Giyim Konferansı ile sektörün gelişimine katkıda bulunmaktadır.

Tekstil sektörü yeni yıldan umutlu Haber

Tekstil sektörü yeni yıldan umutlu

Tekstil sektörünün en önemli illerinden olan Adana’da üreticiler yeni yılda savaşların sona ermesiyle ihracatlarının artmasını bekliyor. Pamuk diyarı Adana'da tekstil sektörü önemli bir yeri tutuyor. Kentte faaliyet gösteren onlarca büyük fabrikanın yanında merkez Seyhan ilçesine bağlı Kocavezir Mahallesi'nde yüzlerce konfeksiyon atölyesinde 7 gün 24 saat üretim sürüyor. Üreticiler, yaptıkları binlerce farklı ürünü yurt dışına ihraç ederek ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Adana ihracatın yüzde 20’den fazlası ise tekstil sektöründen karşılandı. YENİ YILDAN UMUTLULAR Ancak Ukrayna-Rusya savaşı ve Filistin-İsrail savaşı tekstil sektöründe ihracatı etkiledi. Üreticiler, yeni yılla birlikte savaşların sona ermesini ve ihracatlarının artmasını bekliyor. Üretici Ufuk Doyuran, “Geçtiğimiz sene çok güzel ihracatlar yaptık ancak son dönemde yaşanan savaşlar bizleri etkiledi. Yeni yıldan umutluyuz. Yeni yılda savaşların sona ermesiyle ihracatımızın artacağını hedefliyoruz” dedi. Adana’da birçok atölyenin 7 gün 24 saat çalıştığını kaydeden Doyuran, "Adana'dan birçok ülkeye ihracatın yanı sıra iç piyasaya da ürün sağlıyoruz. Buradaki bazı atölyeler günün 24 saati çalışıyor. İstanbul'un karşılayamadığı ürünleri biz karşılıyoruz. Yeni yıldan da umutluyuz. Yeni yıl tekstil sektörü için birçok fırsat sağlayacaktır. Buna inanıyoruz" dedi.

Adana'da genç girişimci ürettiği keneviri kullanarak hazır giyim markası oluşturdu Haber

Adana'da genç girişimci ürettiği keneviri kullanarak hazır giyim markası oluşturdu

Adana'da kenevir üretimi yapan girişimci genç, elde ettiği ipliklerden dokunan kumaşlarla hazırlanan kıyafetlerle hazır giyim markası oluşturdu. Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi 24 yaşındaki Ömer Faruk Çağlayan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kenevire yönelik yaptığı değerlendirmelerden etkilenerek, 2020 yılında Kayseri'de kiraladığı 40 dönüm tarlada kenevir üretimine başladı. Çağlayan, ilk etapta üretimini yaptığı kenevirleri tohum yağı için sanayi sektörüne sattı. Genç girişimci daha sonra bu ürünü yoğun kullanım alanlarından biri olan tekstilde de değerlendirmek üzere harekete geçti. Yaptığı araştırma sonucu kenevirden elde ettiği iplikle kumaş dokutarak hazır giyim sektörüne giren Çağlayan, kendi markasını oluşturdu. Ömer Faruk Çağlayan, AA muhabirine, kenevir ipliği kullanılarak dokunmuş kumaşlardan önce ceket yaptıklarını, devamında gömlek, etek, pantolon, elbise ve çantadan oluşan kreasyon hazırladıklarını söyledi. - "Modada çevre dostu bir trend yakalamak istiyoruz" Kenevir tohumu yağıyla başladığı yolculuğunun hazır giyimle sürdüğünü anlatan Çağlayan, şöyle konuştu: "Serüvenimiz sürdürülebilir moda ve markasıyla buluştu. Biz Lost in Hemp (LIH) markasıyla beraber sürdürülebilir modada bir temsilci, akımın öncüsü olmayı hedefliyoruz. Modada çevre dostu bir trend yakalamak istiyoruz. Girişimimizle Türkiye'de öncü olup kendimizi yurt dışına ihracat yapan bir marka haline getirmek en büyük amacımız. Marka tasarımlarımızı tamamen kişiye özel bir his kazandırmak üstüne kurduk." Çağlayan, tasarımlarının büzgü, bedene oturma gibi detaylarla farklılıklar taşıdığını ve özel olduğunu dile getirdi. Kreasyonların birçoğunda yüzde 100'e varan kenevir oranına sahip olduklarını vurgulayan Çağlayan, "İçeriğinde yüzde 100'e yakın kenevir kullanılarak tasarlanan ceketlerimizle görücüye çıktık. Bununla beraber ürünlerimizin bir kısmında yüzde 50 organik pamuk ile yüzde 50 keneviri birleştirdik. Zamanla birçok kreasyonumuzda tamamen organik ürünleri kullanarak, müşterilerimize ve tüketicilerimize ulaştırmayı hedefliyoruz." ifadesini kullandı. Çağlayan, tasarladıkları 10'a yakın ürünü İstanbul'da bir ödül töreninde sergileyerek tanıttıklarını ve internet üzerinden satışına başladıklarını kaydetti.

NetWork N-Tech ile kışın sıcaklığı hafta sonu stiline yansıyor Haber

NetWork N-Tech ile kışın sıcaklığı hafta sonu stiline yansıyor

Şirketten yapılan açıklamaya göre, aktif yaşamları, özgür ve özgün stilleri ile ön plana çıkan Eda Zamanpur ve Miro Gerede Erkaya ile gerçekleştirilen N-Tech tema çekiminde, fonksiyonel ve dinamik şıklık vurgulandı. Daima hareket halinde ve doğa ile iç içe olan imaj karelerinde ise kışın soğuk havalarında bile tüketicilerin içini ısıtacak, sıcak bir hikaye anlatılıyor. Tasarım ve teknolojinin kesişim noktasında hayat bulan N-Tech kadın koleksiyonu ile gri ve lime renginin ön planda olduğu fonksiyonel yelekler ve montlar, pantolon ve kapşonlu sweatshirtler, triko ve etek, elbiseler ile hafta sonu stilini ön plana çıkarıyor. Sıcaklık ve stilin birleşimi olan bu parçalar, hafta sonu stilinin kış vazgeçilmezleri arasında yerini almayı hedefliyor. Sabah yürüyüşlerinden arkadaş buluşmalarına kadar her hafta sonu aktivitesine uygun şık ve konforlu bir stil tüketiciyi bekliyor. Teknik kumaşlar ve konforlu tasarımlar, aktif bir yaşam süren ve hafta sonu doğada vakit geçirmeyi seven erkekleri, N-Tech koleksiyonuna davet ediyor. Sweatshirtler, trikolar ve rahat kesim jogger pantolonlar, hafta sonu gezileri ve etkinlikleri için ideal kombinler oluşturulmasına yardımcı oluyor. N-Tech, modern kadın ve erkeklerde aktif bir yaşam tarzını benimseyenler ve stilini önemseyenler için çok yönlü kullanım alanları ile fonksiyonel bir şıklık da sunuyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.