#Terörsüz Türkiye

İLKHABER-Gazetesi - Terörsüz Türkiye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Terörsüz Türkiye haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bahçeli’den Terörsüz Türkiye vurgusu: “Ok yaydan çıkmıştır, gemiler yakılmıştır” Haber

Bahçeli’den Terörsüz Türkiye vurgusu: “Ok yaydan çıkmıştır, gemiler yakılmıştır”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli, “Terörsüz Türkiye” hedefinin milli ve tarihi bir misyon olduğunu vurguladı. Taviz veya tereddütün kabul edilemeyeceğini söyleyen Bahçeli, “Ok yaydan çıkmıştır, gemiler yakılmıştır” diyerek kararlılığın kesin olduğunu dile getirdi. Kararlılık Mesajı: Tarihi Fırsat Kaçırılmamalı Bahçeli, Türkgün gazetesine verdiği röportajda sürecin dönüşü olmayan bir aşamaya geldiğini ifade etti. “Bu yüksek seviyeyi heba etmeye kimsenin hakkı yoktur” diyerek, Terörsüz Türkiye hedefinin başarıyla sonuçlanmasının ülke için hayati önem taşıdığını belirtti. Provokasyon girişimlerine karşı uyarıda bulunan Bahçeli, “İftira ve isnatlar bizi yolumuzdan döndüremez” sözleriyle sürece yönelik karalama kampanyalarını reddetti. Barzani Ziyaretine Sert Eleştiri: “Tek Kelimeyle Rezalettir” Mesut Barzani’nin Şırnak’ta düzenlenen sempozyuma katılımını değerlendiren Bahçeli, misafir olarak ağırlanmasına itiraz etmediğini ancak etkinlikteki protokol hatalarını ve Türkiye topraklarında yabancı üniformalı askerlerin uzun namlulu silahlarla dolaşmasını sert şekilde eleştirdi. Bahçeli, “Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik hak ve hukuku taammüden çiğnenmiştir” ifadelerini kullanarak, bu durumun ülkenin saygınlığına ağır bir darbe olduğunu vurguladı. Darbe İddialarına Net Cevap: “Fasa Fiso” MHP içinden kendisine yönelik “darbe yapılacağı” iddialarını “fasa fiso” olarak nitelendiren Bahçeli, Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in demokrasiye bağlı olduğunu söyledi. “İftira ve isnatlar bizi yolumuzdan döndüremez” diyerek partisi içindeki dayanışmanın altını çizdi. Bese Hozat’ın Açıklamalarına Tepki: Provokasyonlara Geçit Yok KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat’ın terörle ilgili açıklamalarını provokasyon olarak niteleyen Bahçeli, bu tür sözlerin süreci sabote etmeye yönelik olduğunu belirtti. “Hevesleri kursaklarında kalacaktır” diyerek kararlılığın bozulmayacağını ifade etti.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: “Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır” Haber

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: “Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır”

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır. Terörsüz Türkiye'ye ulaşmak için samimiyetle bir önerisi, eleştirisi olan varsa tabii ki dinliyoruz ama herhangi bir yöntem önerisi olmayıp da topyekun reddiyeci bir tavırla suçlama, etiketleme, hakaret etme ve gayrimeşru bir takım siyasi etiketlemeler yoluyla süreci zehirlemeye çalışanların yaptıklarına müsaade etmeyeceğiz. Bununla da mücadele edeceğiz. Takip ettiğimiz yol, uyguladığımız yöntem meşruiyet alanı içerisindedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik alanı içerisindedir. Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda taviz veya pazarlık söz konusu değildir" dedi.AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK toplantısı devam ederken parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. "Hassasiyetlerden aile içi eğitime, erkek çocuklara biçilen rollere kadar birçok şeyin hep beraber ele alınması gerekiyor" AK Parti'nin iktidara geldiği günden itibaren özellikle kız çocukların eğitiminden kadınlara dönük şiddete karşı mücadeleye kadar birçok alanda çok yönlü bir mücadele verdiklerinin altını çizen AK Parti Sözcüsü Çelik, "Mücadelenin çok boyutlu olması gerekiyor. Sadece kanunların yapılması yetmiyor. Siyasetin dilinden medya diline, sivil toplumun oluşturacağı hassasiyetlerden aile içi eğitime, erkek çocuklara biçilen rollere kadar birçok şeyin hep beraber ele alınması gerekiyor. Bütün bunların sağlıklı, değerlerimize uygun yerli yerine oturtulması gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Ülkeler, oraya bakarken yer altı ve yer üstü kaynaklarını görüyor biz ise orada insanları görüyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı Güney Afrika Cumhuriyeti'nin bir kenti Johennesburg'da düzenlenen G20 Zirvesi üzerine konuşan Çelik, "Afrika'yı sömürenlerin, Afrika'ya kötülük yapmış olanların refahı paylaşmayla ilgili stratejiler noktasında bu kadar cimri davranmasının altını çizmek gerekiyor. Afrika, küresel adalet açısından ve bu zirvede de ifade edilen, 'Afrika ile eşit ve adil ortaklık' mottosu açısından çok daha fazlasını hak eden bir kıta. Afrika, baskıyla ve zulümle eşitsizliğe mahkum edilmenin, adaletsizliğe mahkum edilmenin yer yüzündeki en büyük sembolü. Onurlu, haysiyetli, insan onuruna yakışır bir yaşamı dünyanın her tarafındaki insanlar hak ediyor ama bundan en çok mahkum bırakılmışların Afrika olduğunu görüyoruz. O ülkeler, oraya bakarken yer altı ve yer üstü kaynaklarını görüyor biz ise orada insanları görüyoruz, gerçek hikayeleri görüyoruz. Dış politikadaki Afrika yaklaşımımız çıkar odaklı değil insani, güvenlik açısından eşit ortaklık kurma, oraların gelenek ve göreneklerine içten bir saygı gösterme şeklinde olduğunun altını çizmek gerekir" diye konuştu. "Ateşkes son derece kırılgan noktaya gelmiştir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın MKYK toplantısının açılışında Gazze konusuna özel bir önem verdiğini belirten Çelik, "İsrail'in ateşkes başlığı altında bile, ateşkesi ihlal eden davranışlarına dikkat çekti. Bu konudaki küresel inisiyatifin daha da sıkılaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Gelinen noktada Gazze'de bir ateşkes var ama bu ateşkes her gün İsrail tarafından ihlal ediliyor. Soykırım siyasetine devam ediyor. Bu mutabakatın başlangıcında 600-700 yardım tırının girmesi öngörülüyordu bu henüz 200 düzeyinde veya daha altında tutuyor İsrail. Ateşkes son derece kırılgan noktaya gelmiştir" dedi. "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin konuşan Çelik, "Cumhur İttifakı olarak, ne yaptığımızı biliyoruz. Burada biz, devletin terörle mücadele konusunda sert güç unsurları vardır. Aynı zamanda da hukuk devletinin ve demokrasinin imkanları içerisinde yumuşak güç unsurları vardır. Terörü ülke gündeminden çıkarmak için dünyanın her yerinde gelişmiş demokrasiler sert güç unsurlarını kullandığı gibi, hukuk devletinin imkanları çerçevesinde Anayasa'nın çizdiği çerçeve içerisinde yumuşak güç unsurlarını da kullanırlar. Bugün geldiğimiz noktada, hukuk devletinin imkan ve kabiliyetleri içerisinde yaklaşımlar ortaya koyulmaktadır. Bunun zıttına birtakım işler yapıldığına dair değerlendirmelerin herhangi bir geçerliliği yoktur. Burada odağı kaybetmemek gerekir. Buradaki odak, terör örgütünün feshi ve silahların tamamen bırakılmasıdır. Sadece terör örgütünün feshedildiğine dair bir cümleyle kimse yetinmiyor. Odak noktası farklı siyasi gündemler değil. Terörsüz Türkiye'nin asıl odak noktası PKK'nın bütün unsur ve uzantılarıyla fesih ve silah bırakmasıdır" ifadelerine yer verdi. "Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda taviz veya pazarlık söz konusu değildir" "Terörsüz Türkiye" sürecinde takip edilen yol ve uygulanan yöntemin meşruiyet alanı içinde yer aldığını vurgulayan Çelik, "Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır. Terörsüz Türkiye'ye ulaşmak için samimiyetle bir önerisi, eleştirisi olan varsa tabii ki dinliyoruz ama herhangi bir yöntem önerisi olmayıp da topyekun reddiyeci bir tavırla suçlama, etiketleme, hakaret etme ve gayrimeşru bir takım siyasi etiketlemeler yoluyla süreci zehirlemeye çalışanların yaptıklarına müsaade etmeyeceğiz. Bununla da mücadele edeceğiz. Takip ettiğimiz yol, uyguladığımız yöntem meşruiyet alanı içerisindedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik alanı içerisindedir. Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda taviz veya pazarlık söz konusu değildir" diye konuştu. "SDG terör örgütü, Terörsüz Bölge yaklaşımı çerçevesinde Türkiye için bir tehdit olmaktan çıkmalıdır" Terör örgütü PKK'nın Suriye kolu SDG terör örgütü elebaşı Mazlum Abdi'nin 'İmralı ziyareti" açıklamalarının sorulması üzerine Çelik, "Bizim söylediğimiz açıktır. Biz, açıklamalar üzerine yorum yapmıyoruz. Kişilerin söylediği değil, hadiselerin nereye gittiği önemlidir. 'Türkiye için tehdit teşkil etmiyorum' diyorsa, bizim bunu fiilen görmemiz lazım. Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı tertip içinde, Türkiye Cumhuriyeti'ne saldırmak için tahkimat içinde olanları tespit ediyorsak orada biz, 'Türkiye için tehdit teşkil etmiyoruz'un bir anlamı yok. SDG terör örgütü, PKK terör örgütünün Suriye koludur ve Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge yaklaşımı çerçevesinde Türkiye için bir tehdit olmaktan çıkmalıdır" dedi. Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya ile Ukrayna arasında adil ve kalıcı bir barışa ulaşmanın yolları hakkında görüş alışverişinde bulunmak üzere çevrimiçi, 'Gönüllüler Koalisyonu Liderler Zirvesi'ne katılacağını söyledi. 11. Yargı Paketi Cuma günü Meclis Başkanlığına teslim edilecek Çelik, 11'inci Yargı Paketi'nin ne zaman Meclis gündemine geleceğine yönelik, "11'inci Yargı Paketi, bu tartışılan af konuları değil. Haziran ayında infazla ilgili düzenlemeler yapılmıştı. Belki onların güncellenmesiyle ilgili bir değerlendirme var. Cuma günü Meclis Başkanlığı'na teslim edilecek, sonra da komisyona gelecek" dedi. "Adada ev bile yapamayacak kadar adanın her tarafını silahlandırsan ne olur" Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin hava savunma sistemlerini geliştirmek üzere İsrail'le işbirliği ve Ada'nın güneyinin silahlandırılmasına yönelik değerlendirmede bulunan Çelik, Rum tarafının müzakere ve barışa ilişkin çabaların silahlanma süreci ile bütün iddialarını yok ettiklerine dikkati çekerek, "Orada bir silahlanma içerisine girdiğini görüyoruz. Fakat Ada'da ev bile yapamayacak kadar adanın her tarafını silahlandırsan ne olur? Geçmişte Türklere karşı, Kıbrıs Türklerine karşı o zulümler yapıldığında işte ‘Ayşe Tatil'e çıktı' ve gereği yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti tarafından en zor koşullarda yapıldı. Şimdi biz Ege'de, Akdeniz'de çatışma istemiyoruz. Herhangi bir şekilde sorunların masa dışında bir yerde ele alınmasını istemiyoruz. Ama yani Yunanistan'ın Türkiye'nin savunma sanayisine dönük yaklaşımını en son askerlerimizin şehit olduğu uçak kazasında o kargo uçağının resmini paylaşarak Yunan Hava Kuvvetleri'nin zihniyetini bir kere daha gördük. Bunlar hastalıklı şeylerdir, normal bir yaklaşım değil. Askeri değerlere de uymuyor, insani değerlere de uymuyor, siyasi değerlere de uymuyor. Askerlik sanatı diye bir şey var, askerlik değerleri diye bir şey var. Dolayısıyla Rum tarafı açısındansa mesele giderek kendilerini tabii Avrupa Birliği üyeliğinin verdiği şımarıklıkla giderek daha marjinal noktalara doğru sürüklüyorlar. O yüzden yapacakları en yanlış iş bu silahlanma yarışına girmektir. Bundan daha yanlış iş bu silahlanma yarışına İsrail'in desteğiyle girmektir. Yani oraya herhangi birinin Siyonizmle bu Siyonist hükümetle bu soykırımcı hükümetle yan yana gelmesi hem insanlığa hakarettir. Hem kendi milletine hakarettir" şeklinde konuştu.

İmralı görüşmesinin teknik detayları netleşti: Ulaşım MİT’ten, izin Adalet Bakanlığı’ndan Haber

İmralı görüşmesinin teknik detayları netleşti: Ulaşım MİT’ten, izin Adalet Bakanlığı’ndan

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) oluşturulan "Terörsüz Türkiye" komisyonu üyelerinin İmralı Adası'na gerçekleştireceği ziyaret için geri sayım başladı. Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile yapılacak görüşmenin bürokratik ve teknik altyapısı hazırlandı. Mevzuat gereği, terör suçlarından hükümlü bulunan kişilerin milletvekilleri tarafından ziyaret edilebilmesi için Adalet Bakanlığı'nın yazılı izni gerekiyor. Bu kapsamda, komisyondan belirlenen heyetin resmi başvurusunu bugün yapması bekleniyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un daha önce ifade ettiği gibi bakanlık, Meclis kararının ardından sadece bürokratik işlemleri yürütecek. ORGANİZASYON TAMAMEN MİT KONTROLÜNDE Ziyaretin lojistik ve güvenlik planlaması ise Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından koordine ediliyor. Türkiye Gazetesi'nin haberine göre; heyetin ulaşımı, görüşme ortamı ve hatta oturma düzenine kadar tüm detaylar MİT'in hassas çalışmasıyla belirleniyor. Heyetin adaya ulaşımının helikopterle sağlanacağı ve ziyaretin önümüzdeki Pazartesi veya Salı günü gerçekleşebileceği belirtiliyor. TUTANAKLARI MİT TUTACAK, FOTOĞRAF PAYLAŞILMAYACAK Meclis komisyonlarında alışılagelen stenograf kaydı yerine, bu görüşmede tutanakların MİT görevlileri tarafından tutulması öngörülüyor. Görüşme sırasında ses ve görüntü kaydı alınacak olsa da bu materyallerin kamuoyu ile paylaşılması beklenmiyor. AK Parti kaynakları, toplumda oluşabilecek olası hassasiyetleri gözeterek fotoğraf servis edilmesinin düşünülmediğini ifade etti. MASADAKİ KRİTİK SORU: YPG DAHİL Mİ? Görüşmenin içeriğine dair planlama da netleşti. Soru-cevap formatında ilerlemesi beklenen toplantıda heyetin önceliği, 27 Şubat çağrısının kapsamını netleştirmek olacak. Abdullah Öcalan'a yöneltilecek ilk ve en kritik sorunun, PKK'ya yapılan silah bırakma ve fesih çağrısının, örgütün Suriye kolu YPG'yi de kapsayıp kapsamadığı olacağı öğrenildi.

Mehmet Uçum’dan “İmralı dinlemesi” ve geçiş süreci mesajı Haber

Mehmet Uçum’dan “İmralı dinlemesi” ve geçiş süreci mesajı

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Türkiye'nin gündemindeki "geçiş süreci" ve TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun aldığı İmralı kararına ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Anadolu Ajansı için bir yazı kaleme alan Uçum, sürece yönelik "sistematik fikri sabotajlar" yapıldığını savundu. Temel hedefin sürecin birikimini değersizleştirmek olduğunu belirten Uçum, "Ancak sürece ilişkin samimi kaygılarını ifade edenleri, kötü niyetli ajandası olanlardan ayırmak gerekir" uyarısında bulundu. Uçum'un yazısından öne çıkan kısımlar şöyle: "Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu tarafından İmralı dinlemesine karar verildi. Komisyonun geçiş sürecine yönelik bir hukuk politikası önerecek raporunun yazımına ilişkin takvim ilan edildi. Bu arada geçiş sürecine karşı sistematik fikri sabotajlar da hız kesmeden devam ediyor. Aslında temel hedef geçiş sürecinin birikimini ve sonuca ulaşma imkanını değersizleştirmek ve nihayetinde geçiş sürecini akamete uğratmaktır. Bunun için birçok konuda sorun çıkarılmak isteniyor. Bununla birlikte geçiş sürecine ilişkin yapılan tartışmalardaki negatif görüşlerin tamamını fikri sabotaj veya kötü niyetli ajandaların gereği olarak görmek doğru olmaz. Samimiyetle sürece ilişkin kaygılarını ifade edenleri, iyi niyetli olarak risk ve tehlike gördükleri hususlarda görüş beyan edenleri özenle ayırmak gerekir. Bu nedenle ele alınacak konuları objektif bir bakışla değerlendirmek son derece önemlidir. En güncel konu Komisyon tarafından alınan ‘İmralı dinlemesi’ kararıdır. Bu konuda alınan kararın gereği yapıldıktan sonra durum varsayımsal tartışmalardan çıkar. Çünkü İmralı dinlemesinden sonra yeni ve somut bir durum oluşur. Soyut karşı çıkışlar ortaya çıkan somut durum karşısında anlamsızlaşır. O noktada fikirlerin tartışıldığı bir ortam gelişir. Elbette o zaman da lehte ve aleyhte görüşler olacağı kesindir. Ama İmralı dinlemesinde geçiş sürecine katkı veren bir sonucun çıkmasının aleyhte yaklaşımları önemsizleştireceğini değerlendirmek gerekir. Bir diğer konu, tarihteki tüm kötü pratikleri, can yakan olayları, yıkıcı söylemleri öne çıkaran ve her yönden yapılan fikri provokasyonlardır. Elbette tarih göz ardı edilemez. Bugünün konuları gerçek tarih bilinciyle ele alınırsa doğru çözümler geliştirilir. Tarihsel birikimin, bugüne ve geleceğe etkisi sorun çözme süreçlerine katkı sunma yönünde olmalıdır. Tarihi tecrübeyi sorunların çözümüne engel olarak kullanmak sadece bugüne ve geleceğe zarar vermek anlamına gelmez tarihsel gerçekliğe de ihanet olur. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimlerinde Devlet içindeki bazı odakların Kürtlere yönelik inkar ve ret tutumlarını bitiren liderliğin ve yapıcı politikaların yok sayılması yaklaşımları da başka bir fikri sabotaj alanıdır. Bugün gelinen aşamanın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük liderliğine ve tüm yönetim dönemlerinde her alanda hayata geçirdiği yapıcı politikalara dayandığı asla unutulmamalı ve bu realite daima göz önünde tutulmalıdır. Sayın Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024’ten bu yana ezber bozan, bilgece ve büyük cesaretle ortaya koyduğu hamlelere yönelik fikri sabotajlara karşı net ve keskin tutumlar almak da son derece önemlidir. (…) Egemenliğin ve milli birliğin dili Türkçenin kapsayıcılığı ile Kürtçe ve diğer dillerin özgürlüğü arasında bir uyumsuzluk yoktur. Bu bağlamda Kürtçenin özgürlüğü güçlendirilecek ve kalıcılaştırılacaktır. Kürtçenin özgürlüğüyle ilgili Devletin yapıcı yaklaşımına rağmen sapma denilebilecek bazı kötü pratikler varsa bertaraf edilecektir. Hep altını çizdiğimiz gibi kuşkusuz ‘eşit vatandaşlık’la ilgili hukuki sorunumuz yok ama bütün ‘vatandaşlarımız arasında eşitlik’ duygusunun pratikte egemen olmasını sağlamak da en önemli görevlerden biridir. Yerel yönetimlerin yeniden yapılandırması konusu ise sadece belli il ve ilçelerin değil Türkiye’nin tüm illeri ve ilçelerinin ihtiyacıdır. Üniter yapıyı destekleyecek, yerel meclisleri denetim, yerel bütçe taslakları, ilçe ve il hizmet ve yatırım programlarının oluşturulmasında yetkilendirecek, yerel icrada merkezin sorumluğunu artırarak tek teşkilat, tek bütçe ve tek icra yaklaşımını hayata geçirecek bir yerel yönetimler reformu kaçınılmaz hale gelmektedir."

MHP’li Feti Yıldız: MHP adına İmralı'ya ben gideceğim Haber

MHP’li Feti Yıldız: MHP adına İmralı'ya ben gideceğim

“Terörsüz Türkiye" süreci kapsamında TBMM çatısı altında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun kritik İmralı toplantısı öncesinde MHP cephesinden önemli açıklamalar geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, İmralı Adası'na yapılacak olası ziyarette partisinin temsilcisini açıkladı. "MHP ADINA ADAYA BEN GİDECEĞİM" Yıldız, oluşturulacak heyette Milliyetçi Hareket Partisi adına bizzat kendisinin yer alacağını duyurdu. Ziyaretin prosedürlerine de değinen Yıldız, sürecin sadece karar almakla bitmediğini, bakanlığa bildirim yapılması ve gerekli izinlerin alınması gerektiğini hatırlattı. Yıldız, heyette her partiden 4 veya 5 milletvekilinin bulunacağını tahmin ettiğini belirtti. "BASİT ÇOĞUNLUK YETERLİ, OYLAMA AÇIK OLMALI" Komisyonda yapılacak oylamanın usulüne ilişkin tartışmalara da değinen Feti Yıldız, nitelikli çoğunluk aranmasına gerek olmadığını savundu. Konunun bir kanun teklifi olmadığını belirten Yıldız, "Basit çoğunluk yeterlidir. Ancak mesele ciddi bir iştir, bu yüzden gizli değil açık oylama yapılmalıdır" ifadelerini kullandı. CHP'YE ÇAĞRI: "ONLAR OLMASA DA BİZ GİDERİZ" MHP'li Yıldız, ana muhalefet partisi CHP'nin de sürece dahil olması yönündeki arzusunu dile getirdi. Türkiye'nin en köklü partisinin katkılarını önemsediklerini belirten Yıldız, "Biz CHP'nin katılmasını isteriz, kararın oy birliğiyle alınmasını arzu ederiz. Ancak takdir kendilerinin, onlar olmasa da biz gideriz" şeklinde konuştu.

Erdoğan’dan “Terörsüz Türkiye” mesajı: Adımları büyük titizlikle planlıyoruz Haber

Erdoğan’dan “Terörsüz Türkiye” mesajı: Adımları büyük titizlikle planlıyoruz

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında "Terörsüz Türkiye" süreci, ekonomi ve dış politika konularında önemli mesajlar verdi. Erdoğan, sürecin titizlikle planlandığını ve Türkiye'yi terör belasından kalıcı olarak kurtarmayı hedeflediklerini belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Terörsüz Türkiye için atacağımız adımları çok büyük bir titizlikle planlıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’de AK Parti Grup Toplantısı’nda konuştu. Konuşmasına Gürcistan’da düşen askeri kargo uçağında şehit olan 20 asker ve Hırvatistan’da meydana gelen uçak kazasında yaşamını yitiren pilot için başsağlığı dileyerek başlayan Erdoğan, "Konuşmamın hemen başında geçen hafta dualar ve gözyaşlarıyla Hakk'a uğurladığımız 20 kahraman askerimizi ve yangın söndürme uçağı pilotumuzu bir kere daha rahmetle yad ediyor, Rabbimden şehitlerimizin ailelerine, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Kabine sonrası hitabımızda da belirttiğim gibi uçağımızın düşüş sebebinin tespitine yönelik incelemeler titizlikle ve çok yönlü bir şekilde yapılıyor. Ekiplerimiz, değerlendirmeleri neticesinde ulaşacağı bilgileri Milli Savunma Bakanlığımız kamuoyuyla paylaşacaktır. Yine 8 Kasım'da Kocaeli Dilovası'nda meydana gelen yangın felaketinde vefat eden 7 emekçi kardeşime de Allah'tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyorum. İstanbul'da ikisi çocuk dört gurbetçimizin vefatıyla ilgili soruşturma da büyük bir hassasiyetle yürütülmektedir. İki hafta içinde 11 canımızı yitirdiğimiz her iki olayda ihmali, hatası, kusuru veya kastı olan kim varsa bunlar tek tek tespit edilecek ve kimsenin gözünün yaşına bakılmayacaktır" ifadelerini kullandı. "29 AYDIR İŞSİZLİK ORANIMIZ TEK HANEDE SEYREDİYOR" Türkiye İstatistik Kurumu’nun ekonomiye dair açıkladığı verilere ilişkin konuşan Erdoğan, "2025 yılı üçüncü çeyrek istatistiklerine göre mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranımız yüzde 8.5 seviyesinde gerçekleşti. Aynı çeyrekte iş gücümüz 35 milyon 568 bine, istihdamımız da 32 milyon 558 bine yükseldi. 29 aydır işsizlik oranımız tek hanede seyrediyor. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve sürdürülebilir büyüme üzerine bina ettiğimiz ekonomi programımızın neticelerini alıyoruz. Turizmde bu sene hem ziyaretçi sayısı hem de gelirde rekor kıracağımız anlaşılıyor. İhracat tarafında da hamdolsun oldukça güçlü gidiyoruz. Geride bıraktığımız son 30 ayın 22’sinde mal ihracatımızı arttırdık. Temmuz ayında 24 milyar 911 milyon dolarla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. 2025 yılı Ekim ayında ihracatımız yüzde 2,3 artışla 24 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ekim 2025 itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatımız 270,2 milyar dolarla tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. Yılın ilk 9 ayında hizmet ihracatımız 91,9 milyar doları, hizmet ticareti fazlamız ise 48,8 milyar doları bulduk" dedi. "İKTİDAR VE İTTİFAK OLARAK ÜLKEYE HİZMET İÇİN KOŞTURURKEN ANA MUHALEFET KENDİ ŞAHSİ HESAPLARININ PEŞİNDE KOŞUYOR" Adıyaman'da 350 bininci afet konutunun anahtarlarını hak sahiplerine teslim ettiklerini dile getiren Erdoğan, "Böylece konutlarımızın yüzde 78’ini tamamlamış oluyoruz. Depremzedelerimizi yeni yuvalarına kavuşturmak için 3 bin 481 şantiyede 200 bin mimar, mühendis ve işçi kardeşimiz 7 gün 24 saat esasıyla gece gündüz demeden çalışıyor. Bu rakamların ne manaya geldiğini işin ehli olanlar gayet iyi biliyor. Değerli kardeşlerim, CHP Genel Başkanı ve yol arkadaşları siyaset namına sadece yalan üretirken, sadece polemik üretirken 23 bin 550 yeni konut üretiyoruz. Bizler iktidar ve ittifak olarak ülkeye hizmet için millete hizmet için sorunları çözmek için koştururken, ana muhalefet cenahı kendi ikballerinin, kendi hırslarının, kendi şahsi hesaplarının peşinde koşuyor. Bizimle yarışacak hizmet desen yok. Bizimle aşık atacak eser desen yok. Bizim ufkumuzu açacak öneri desen yok. Milletin sorunlarına çözüm üretecek vizyon desen o da yok. Peki bunların yerinde ne var? Bolca hakaret var, küfür var, siyasi nezaketsizlik var. Tehdit ve zorbalıkla aykırı her sesi susturma çabası var. Dün baktım yine bizi taklit etmişler. Grup toplantısında bir video izletmişler. Tabii ortada millete gösterilecek tek bir eser ve hizmetleri olmayınca ellerinde sadece yolsuzluk dosyaları kalıyor" şeklinde konuştu. "KARŞIMIZDA STATÜKONUN TEMSİLCİSİ CHP'Yİ BULDUK" Darbe ve vesayet heveslerini boşa çıkarttıklarını ifade eden Erdoğan, "Yargıyı siyasi bir kondisyon alanı olmaktan yine biz kurtardık. Ama 23 yıllık bu çabalarımızda karşımızda statüko bulduk. Karşımızda statükonun temsilcisi CHP'yi bulduk. İmtiyazlarını kaybetmek istemediler. Milletle yargı önünde eşitlenmek istemediler. Tarafsız ve bağımsız yargıyı bir türlü kabullenemediler. Daha düne kadar yargıyı yedek kuvvet gibi kullananlar bugün İstanbul'a ve şehrin kaynaklarına karabasan gibi çöken bir suç şebekesinin hukuki akıbetini hiç utanmadan siyasi kumpas olarak yaftalıyorlar. Fakat CHP genel başkanının niçin bizi ısrarla ve inatla bu davaya taraf yapmak istediğini anlayamıyoruz. Bu davanın avukatlığı Sayın Özel'e hayırlı uğurlu olsun. Şebekenin başıyla aralarındaki vekalet ilişkisi zaten biliniyor. Ancak Sayın Özel şunu unutmasın, biz ne partilerinin içindeki mikro iktidar savaşlarının ne de yüz kızartıcı ithamlarla dolu bu davanın tarafıyız. Talep ve beklentimiz adil ve tarafsız bir yargılamayla, gerçeklerin bir an önce ortaya çıkarılması suçu sabit bulananlardan hukuk önünde hesap sorulmasıdır. Bu hesap siyasi hokkabazlıkla kapatılamaz. Bu hesap inkarla pişkin hırs misali suç bastırmakla kapatılamaz" dedi. "BİZİM HİÇBİR ÜLKENİN TOPRAKLARINDA GÖZÜMÜZ YOKTUR" Türkiye Cumhuriyeti’nin Selçuklu ve Osmanlı gibi iki büyük cihan devletinin mirasını ve tecrübesini taşıdığını belirten Erdoğan, "1918 yılında 30 Ekim'de Osmanlı Cihan Devleti bir ateşkes anlaşması imzalamış, böylece 1. Dünya Savaşı’ndan mağlubiyetle ayrılmıştı. Bir istiklal savaşı verdik, Cumhuriyetimizi kurduk. Bin yıldır üzerinde yaşadığımız toprakların vatan hüviyetini kanımızla canımızla bir kez daha cehit etmiş olduk. Biz burada Anadolu ve Trakya üzerinde müstakil devletimizi kurarken Osmanlı bakiyesi topraklar üzerinde de çok sayıda yeni devlet inşa ediyoruz. Bin yılı aşkın süredir bir arada yaşadığımız, yüzyıllar boyunca kader birliği yaptığımız dost, kardeş milletlerle aramıza fiziki sınırlar çözüldü. Bakınız şunu milletimin her bir ferdinin, özellikle genç kardeşlerimizin bilmesini, idrak etmesini gönülden arzu ediyorum. Devletlerden bir devlet değiliz. Milletlerden bir millet değiliz. Selçuklu ve Osmanlı gibi iki büyük cihan devletinin mirasını ve tecrübesini kanında, canında, ruhunda, zihninde hala diri tutan bir milletin fertleriyiz. Bizim millet olarak kökleri milattan önceki asırlara giden bir ordu tecrübemiz var. Bizim devlet kurma, devlet idare etme tecrübemiz var. Bizim medeniyetler inşa etme tecrübemiz var. Hiç kimse bu sözlerimi farklı yerlere çekmeye yeltenmesin. Her zaman ifade ediyorum, bizim hiçbir ülkenin topraklarında gözümüz yoktur" şeklinde konuştu. "ŞAM'IN, HALEP'İN, HAMA'NIN, HUMUS'UN, LAZKİYE'NİN SOKAKLARINDA TÜRKÇE İKİNCİ DİL OLARAK KONUŞULUYOR" Türk milletinin katliamdan kaçan milyonlarca Suriyeliyle kucaklaşarak sabırla misafirlerine sahip çıktığını söyleyen Erdoğan, "'Biz gelir gelmez Suriyelileri tekrar memleketlerine göndereceğiz' diyenler ne oldu? Böyle bir şey yapabildiler mi? Yine Suriyeli kardeşlerimiz şu anda bizim misafirimiz olarak topraklarımızda kalıyor. Bir yıl önce Suriye'de o mazlumlar devrim yaptılar. Devrimi Suriyeliler yaptı. Ama bu aziz millet o devrim sayesinde bir kez daha şerefine şeref kattı. Esas ruhuyla o muhacirlere sahip çıktığımız için biz şereflendik. Suriye devriminin gerçekleşmesini sağladığımız için şereflendik. Şimdi misafirlerimiz kendi vatanlarına dönüyorlar. Dönerken bize ve milletimize dua ediyorlar. Şam'ın, Halep'in, Hama'nın, Humus'un, Lazkiye'nin sokaklarında Türkçe ikinci dil olarak konuşuluyor. Suriye'nin kalıcı huzura, refaha, emniyete kavuşması için girişimlerimiz sürüyor. Suriye'nin yeniden inşasında da inşallah yine kardeşlerimizin yanında olacak hem Suriye'yi hem Türkiye'yi birlikte büyüteceğiz. Suriye'nin güvenliği unutmayın bizim güvenliğimizdir. Filistin'in, Azerbaycan'ın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, Irak'ın, İran'ın, Ukrayna'nın güvenliği bizim güvenliğimizle doğrudan bağlantılıdır" dedi. "TERÖRSÜZ TÜRKİYE İÇİN ATACAĞIMIZ ADIMLARI ÇOK BÜYÜK BİR TİTİZLİKLE PLANLIYORUZ" 23 yıl gibi kısa süre içinde Türkiye'yi bölgesinin parlayan yıldızı haline getirdiklerini söyleyen Erdoğan, "Şimdi daha büyük bir atılımın, daha büyük bir şahlanışın eşiğindeyiz. Terörsüz Türkiye süreciyle inşallah ülkemizi yarım asırlık bir prangadan, kanını, canını, kaynaklarını, enerjisini emen büyük bir beladan kalıcı ve kati olarak kurtaracağız. Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz. Atacağımız adımları çok büyük bir titizlikle planlıyoruz. Omuzlarımızda 86 milyonun mesuliyetini ve kutsal emanetini taşıdığımızın bilinciyle davranıyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak işte bu samimi çabanın, işte bu samimi gayretin içindeyiz. Terörsüz Türkiye sürecinde hamdolsun bugüne kadar gayet olumlu umut ve cesaret verici ilerlemeler kaydettik. Bilhassa Gazi Meclisimizin çatısı altında oldukça geniş bir katılımla Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun kurulmasıyla toplumsal bir boyut kazandı hem de çok farklı bir ivme yakaladı. Bugüne kadar iş dünyasından insan hakları kuruluşlarına, akademi mensuplarından sendikalara, emekli askerlerimizden şehit ve gazi derneklerimize milletimizi temsil eden tüm katılımcılar komisyon tarafından dinlendi. Görüş ve önerileri dikkatle not ediyoruz" ifadelerini kullandı. "MHP GENEL BAŞKANI BAHÇELİ YAPTIĞI CESUR VE YOL GÖSTERİCİ AÇIKLAMALARIYLA SÜRECİN BUGÜNLERE GELMESİNE EŞSİZ KATKILAR SAĞLADI" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un 'Terörsüz Türkiye Komisyonu'na başarıyla başkanlık ettiğinin altını çizen Erdoğan, "Meclis Başkanımız maruz kaldığı hadsizliklere ve edepsizliklere rağmen komisyonun bütün bu kıymetli çalışmalarına başarıyla riyaset etti. DEM Parti heyeti ve Grubu aynı şekilde gayet sağduyulu bir tavır içinde oldu. Cumhur İttifakı ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli de ilk günden itibaren yaptığı cesur, ufuk açıcı, yol gösterici açıklamalarıyla sürecin bugünlere gelmesine eşsiz katkılar sağladı. Bizde gerek hükümet gerekse parti olarak son derece hassas bir çizgide yürüyerek sürece mihmandarlık yaptık. Elbette bu dönemde bilinen, bilinmeyen pek çok badireyi atlattık, pek çok sabotajı savuşturduk. Pek çok düğümü çözdük. Değerli kardeşlerim bütün bunlarla beraber dün biliyorsunuz komisyonumuz 17. toplantısını gerçekleştirdi. Milli Savunma Bakanımız, İçişleri Bakanımız ile MİT Başkanımız komisyonu ve milletvekillerimizi gelinen son aşamayla ilgili detaylıca bilgilendirdi. Sürecin selameti açısından yapılmasında fayda görülen hususlar komisyon üyeleriyle açık yüreklilikle paylaşıldı. Komisyonun fikir ve hedef birliği içinde çalışmasını son derece kıymetli buluyorum. Komisyonun terörsüz Türkiye süreciyle birlikte ülkemiz demokrasisine, birlik ve beraberliğimize, toplumumuzun farklı kesimleri arasında diyalog ve empatinin güçlendirmesine yaptığı katkıları takdirle karşılıyor, Meclis başkanımızı ve komisyon üyelerimizi canı gönülden tebrik ediyorum" dedi. "KOMİSYONUN TÜRKİYE İÇİN EN DOĞRU VE İSABETLİ KARARI VERECEĞİNE YÜREKTEN İNANIYORUM" Türkiye'nin sırtında adeta büyük bir belaya dönüşen terör musibetinden tamamen kurtulmasının vaktinin artık çoktan geldiğini belirten Erdoğan, "Verilen mücadeleyi, ödenen bedelleri, çekilen çileleri terörsüz Türkiye'yle taçlandırmamız gerekiyor. Bunun sorumluluğu herkesten ve her şeyden önce 86 milyonu temsilen bu yüce çatı altında görev yapan siz milletvekillerimin omuzlarındadır. Terörün açtığı yaraları kardeşlik merhemiyle sarmış güçlü bir Türkiye'nin inşasında yalnızca ülkemizin değil, bölgemizin de geleceğini şekillendirecek huzur, refah ve barış ikliminin kökleşmesine hepimize, Meclis’teki her bir milletvekiline, millete karşı mesuliyet duygusu taşıyan tüm siyasi partilere çok önemli görevler düşüyor. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak en başından beri hep siyaset üstü bir zeminde ele aldığımız bu süreci suhuletle menziline ulaştırmak istiyoruz. Milletimizin bizden beklentilerinin idrakiyle önümüze gelen konularda çözüm odaklı bir yaklaşım içinde olacağız. Samimi temennim odur ki komisyondaki tüm partiler ve üyeler de bizimle aynı sorumlu ve duyarlı davranışı sergiler, daha yapıcı bir tutum takınırlar. Biz bu noktada ümitvarız. Komisyonun Türkiye için Türkiye'nin güvenli geleceği için milletimizin birlik ve beraberliği için en doğru, en isabetli kararı vereceğine yürekten inanıyorum. 86 milyon el ele vererek birlik ve dayanışma bayrağımızı hep birlikte yücelterek önce terörsüz Türkiye ve ardından terörsüz bölge hedeflerimize er ya da geç ulaşacağımızdan hiçbir şüphe duymuyorum" diye konuştu. "ÜLKEMİZİN VE MİLLETİMİZİN MENFAATİNİ HER TÜRLÜ ÇIKARIN ÜZERİNDE GÖREN BİR KADROYUZ" Parti ve ittifak olarak tek gayelerinin milletin bağrına saplanan terör hançerini ebediyen çıkarmak olduğunun altını çizen Erdoğan, "Ülkemizin ve milletimizin menfaatini her türlü çıkarın üzerinde gören bir kadroyuz. Çeyrek asır boyunca hep önce milletim, önce memleketim dedik. Bu ülke için yeri geldi elimizi, yeri geldi tüm gövdemizi taşın altına koyduk. Terörsüz Türkiye sürecinde de aynı özgüvenle millet ve memleket aşkıyla hareket ediyoruz. Buna daha önce hiç olmadığımız kadar yakınız. Şunu herkes bilsin, anlasın; sonuçta kazanan Türkiye olacak, milletimiz olacak. Kazanan mutlaka kardeşlik olacaktır. Sizlere veda etmeden önce AK Parti grubumuzun Genel Kurul ve komisyon faaliyetlerine eksiksiz katılımının önemini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Unutmayınız hepimiz bu çatı altında milletimize hizmet etmek için bulunuyoruz. Bu görevimizi en güzel şekilde yerine getirmekle mükellefiz. Şayet görevin ifası noktasında bir aksama, tavsama veya özensizlik olursa bunun vebalini hiçbirimiz kaldıramayız" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın ardından AK Parti'ye katılan CHP'li Antalya Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım'a ve Yeniden Refah Partisi'nden seçilen Konya Sarayönü Belediye Başkanı Necati Koç'a rozet taktı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Devletimizin tüm kurumlarıyla terörsüz Türkiye’ye yürüyoruz” Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Devletimizin tüm kurumlarıyla terörsüz Türkiye’ye yürüyoruz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu. “Terörsüz Türkiye” hedefine vurgu yapan Erdoğan, “Devletimizin ilgili bütün kurumlarının olağanüstü gayretleri neticesinde terörsüz Türkiye menziline doğru emin adımlarla ilerliyoruz” ifadelerini kullandı. Erdoğan, Cumhur İttifakı ortağı Devlet Bahçeli’ye teşekkür ederek, sürecin yeni bir döneme girdiğini belirtti. Muhalefete de sert sözlerle yüklenen Cumhurbaşkanı, “CHP’nin tezkereye karşı çıkması milletin güvenliğini hiçe saymaktır” dedi. “TAHRİKLERE ALDIRMADAN YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ” Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. “Terörsüz Türkiye” hedefi kapsamında yeni bir aşamaya gelindiğini vurgulayan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Tahriklere aldırmadan, süreci kundaklamaya dönük gizli ya da açık hiçbir girişime prim vermeden çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Devletimizin ilgili bütün kurumlarının olağanüstü gayretleri neticesinde hamdolsun terörsüz Türkiye menziline doğru emin adımlarla yürüyoruz.” “HERKESİN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMASI GEREKİYOR” Erdoğan, “Yeni bir kavşağa ulaştığımız görülüyor” diyerek, tüm taraflara sürece destek çağrısında bulundu: “Herkesin elini taşın altına koyması, destek vermesi ve en fazla katkıyı sunmaya odaklanması gerekiyor. Terörsüz Türkiye, huzur ve barış içinde yaşayan mutlu Türkiye’dir.” BAHÇELİ’YE TEŞEKKÜR: “CESUR VE UFUK AÇICI KATKILAR” Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye teşekkür ederek şunları söyledi: “Sayın Bahçeli’nin cesur ve ufuk açıcı katkıları, devletimizin tüm kurumlarının gayretleriyle birlikte bizi terörsüz Türkiye hedefimize bir adım daha yaklaştırmıştır.” “CHP TEZKEREYE KARŞI ÇIKARAK MİLLETİN BEKASINA ZARAR VERİYOR” CHP’nin tezkerelere karşı tutumunu da eleştiren Erdoğan, muhalefete sert sözlerle yüklendi: “Cumhuriyeti kuran parti olduğunu iddia eden CHP, tezkereye karşı çıkıyor. Milletin güvenliğini yakından ilgilendiren bir oylamada, saçma sapan argümanlarla kendi kendilerini inkâr ediyorlar.” “CUMHUR İTTİFAKI SURUNDA GEDİK AÇILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ” Cumhurbaşkanı Erdoğan, birlik ve dayanışma mesajı vererek şunları söyledi: “Cumhur İttifakı surlarında gedik açılmasına asla izin vermeyeceğiz. Bizim kırmızı çizgimiz, bu vatanın bekasıdır. Hedefimiz huzurlu, müreffeh ve terörsüz bir Türkiye’dir.” “FİLİSTİN’E DESTEK, TÜRKİYE’NİN ONURUDUR” Erdoğan, Filistin konusundaki tutumunu da yineledi: “Türkiye’nin Filistin davasına verdiği destek, sadece diplomatik bir tutum değil, insanlık onurunun bir gereğidir. UNRWA’nın Ankara’da ofis açması bu kararlılığın yeni bir nişanesidir.” 2026 BÜTÇESİ VE EKONOMİ MESAJI Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile ilgili detayları da paylaştı: “Bütçede sosyal yardımlar için 917 milyar lira, sosyal konut projeleri için 100 milyar lira, enerji desteği için 373 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Her vatandaşımızın büyümeden adil biçimde yararlanması temel ilkemizdir.”

PKK'dan tarihi açıklama! Türkiye'deki tüm güçlerini geri çektiğini duyurdu Haber

PKK'dan tarihi açıklama! Türkiye'deki tüm güçlerini geri çektiğini duyurdu

Türkiye'nin terörle mücadelesinde ve "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda yürütülen İmralı Süreci'nde kritik bir gelişme yaşandı. Terör örgütü PKK'nın, Abdullah Öcalan'ın çağrıları üzerine başlattığı silah bırakma sürecini yeni bir aşamaya taşıdığı bildirildi. TERÖR ÖRGÜTÜNDEN KRİTİK AÇIKLAMA: TÜM GÜÇLER ÇEKİLİYOR ANF News'in haberine göre, terör örgütü PKK "Hareket Yönetimi" imzasıyla bugün (26 Ekim Pazar) saat 11.00'de yaptığı açıklamayla, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki tüm silahlı unsurlarını Irak'ın kuzeyindeki Medya Savunma Alanlarına geri çektiğini duyurdu. Açıklamaya, aralarında üst düzey örgüt yöneticilerinin de bulunduğu 25 teröristin katıldığı iddia edildi. Açıklamada, Ortadoğu'daki çatışmaların Türkiye ve Kürtlerin geleceğini tehdit ettiği belirtilerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli ve Abdullah Öcalan'ın açıklamalarıyla başlayan sürecin kritik bir aşamada olduğu ifade edildi. Açıklamanın tamamı şu şekilde; “Ortadoğu’da yaşanan çatışma ve savaşların Türkiye’nin ve Kürtlerin geleceğini çok ciddi biçimde tehdit eder hale gelmesi üzerine; geçen yıl Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle, Önder Abdullah Öcalan’ın açıklamalarıyla başlayan ve Önder Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihli ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı ile kimlik kazanan süreç, son derece önemli ve kritik bir aşamadan geçmektedir. SİLAHLI MÜCADELE BİTTİ, ÇEKİLME BAŞLADI Geçen 8 aylık süre içinde Kürt tarafı olarak biz, Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı temelinde tarihi öneme sahip büyük adımlar attık. Sakin ve rahat bir tartışma ortamı yaratabilmek için, çağrıdan hemen sonra 1 Mart günü ateşkes ilan ettik. Önder Abdullah Öcalan’ın uygun yöntemlerle gerçekleştirdiği yönlendirme temelinde 5-7 Mayıs tarihleri arasında PKK 12. Kongresini toplayarak PKK’nin örgütsel varlığını ve silahlı mücadele stratejisini sona erdirme kararlarını aldık ve bunların ancak Önder Abdullah Öcalan’ın doğrudan yürütmesi ile pratikleşebileceğini de bu kararlara ekledik. İki ay sonra 11 Temmuz günü ise, Önder Abdullah Öcalan’ın görüntülü çağrısı temelinde KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat yönetimindeki 30 kişilik Barış ve Demokratik Toplum grubu, düzenlenen bir törenle silahlarını yakarak silahlı mücadeleyi sona erdirme kararını uygulamadaki net ve kararlı tutumumuzu ortaya koydu. Önder Abdullah Öcalan ve PKK öncülüğünde Kürt tarafının attığı bu tarihsel adımlar, Türkiye siyasi ve toplumsal ortamını derinden etkileyerek, barış ve demokratikleşme doğrultusunda yeni bir ruh ve irade ortaya çıkardı. Kürtlerin barış, demokratik ve özgürlükten yana olan bu cesur ve fedakar tutumu, Türkiye içinde ve dışında genel planda hep takdirle karşılanmıştır. Yaşanan yetersiz yaklaşımlara rağmen Önder Abdullah Öcalan ve Kürdistan Özgürlük Hareketi, Türkiye ve Kürtler üzerine gittikçe ağırlaşan tehlikeleri bertaraf edebilmek için gelecek yüzyılların özgür, demokratik ve kardeşçe yaşamının temellerini atabilmek için, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ni ikinci bir aşamaya taşıyabilmek amacıyla ön açıcı yeni pratik adımlar atmaya çalışmaktadır. Bu doğrultuda, 12. Kongre kararları temelinde planladığı Türkiye sınırları içinde çatışma riski oluşturan ve olası provokasyonlara açık olan Türkiye’deki tüm güçlerimizi Medya Savunma Alanlarına geri çekme işlemini Önder Abdullah Öcalan’ın da onayı temelinde gerçekleştirmekteyiz. Medya Savunma Alanlarına ulaşan gruplardan bir kısmı şu an burada bulunmakta ve bu açıklamaya bizzat katılmaktadır. Ayrıca sınır alanlarında da çatışma riski oluşturan olası provokasyonlara açık olan mevzilerde de benzer düzeltici tedbirler alınmaktadır. Kuşkusuz attığımız bu adımların etki düzeyini pratik gösterecektir. Ancak attığımız bu pratik adımlar da PKK’nin 12. Kongre Kararlarını uygulamadaki kararlılığı ve net tutumumuzu bir kez daha ortaya koymaktadır. “DEMOKRATİK ENTEGRASYON YASALARI GECİKMEDEN ÇIKARILMALI” Çok açık ki biz 12. Kongre Kararlarına bağlıyız ve uygulamakta kararlıyız. Ama bunların pratikleşmesi için de yine PKK 12. Kongresinin aldığı kararlar doğrultusunda sürecin gerektirdiği hukuki ve siyasi yaklaşımlar gecikmeden gösterilmelidir. Bu çerçevede PKK’ye özgü Geçiş Hukuku esas alınmalı, demokratik siyasete katılabilmek için gerekli özgürlük ve demokratik entegrasyon yasaları gecikmeden çıkarılmalıdır. “KADINLAR VE GENÇLER SEFERBERLİK DÜZEYİNDE MÜCADELE ETMELİ” Son olarak çağrımız, başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımızadır. Süreç birilerinden bir şeyler bekleme değil, özgür ve demokratik yaşamı örgütlü mücadeleyle yaratma ve kazanma sürecidir. O halde kendini bu yaşamın içinde gören herkesin ‘Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin’ başarısı için seferberlik düzeyinde mücadele etmesi gerekir. Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu mutlaka zafere ulaşacaktır. 26 Ekim 2025 Hareket Yönetimi.”

TBMM'de İYİ Parti ve DEM Parti milletvekilleri arasında sert diyaloglar yaşandı Haber

TBMM'de İYİ Parti ve DEM Parti milletvekilleri arasında sert diyaloglar yaşandı

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez ile DEM Parti Meclis Başkanvekili Pervin Buldan arasında “Terörsüz Türkiye” başlıklı tartışma yaşandı. Çömez’in sözleri Genel Kurul’da tansiyonu yükseltirken, oturuma iki kez ara verildi. Genel Kurul görüşmelerinde söz alan Turhan Çömez, Meclis Başkanvekili Pervin Buldan’a yönelik sert ifadeler kullandı. Çömez, “Sayın Buldan, sizin iki şapkanızın olduğunu biliyorduk; biri Meclis Başkanvekilliği, diğeri milletvekilliği. Fakat geçtiğimiz hafta öğrendik ki aynı zamanda mesaj taşımak gibi, ulaklık yapmak gibi bir göreviniz daha varmış. İmralı’yı ziyaret ettiniz ve oradan bir teröristin mesajlarını topluma aktardınız. Bu, son derece yanlış bir tutumdur.” dedi. Bu sözler üzerine DEM Parti milletvekilleri Çömez’e tepki gösterirken, Meclis Başkanvekili Buldan oturuma iki kez ara vermek zorunda kaldı. “Biz anneler ağlamasın diye çalışıyoruz” Pervin Buldan, tartışmanın ardından yaptığı açıklamada Çömez’in sözlerine yanıt vererek, “Biz bu ülkenin geleceği için konuşuyoruz, size değil. Biz anneler ağlamasın, çocuklarımız ölmesin diye çalışıyoruz. O yüzden sizin söylediklerinizin bizim yanımızda hiçbir hükmü yok.” ifadelerini kullandı. Buldan, “Bu işi yürütmeye devam edeceğiz. İstediğiniz kadar karşı çıkın, umurumuzda değil.” diyerek barış çağrısını sürdürdü. Ayrıca Buldan, İYİ Partili bir milletvekilinin kendisine sosyal medyadan cinsiyetçi bir mesaj gönderdiğini belirterek, bu durumu Meclis kürsüsünden teşhir etti. “Terörsüz Türkiye milli bir hedeftir” Tartışmaların ardından söz alan MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Buldan’a yönelik kişisel ifadeleri tasvip etmediğini belirterek, “Bizim Terörsüz Türkiye başlığıyla ifade ettiğimiz süreç milli ve tarihi bir hedeftir. Bu ülke 40 yıldır çok ağır bedeller ödedi. Artık yeter diyoruz, bu acılar bir 40 yıl daha sürmesin.” dedi. DEM Parti’den barış çağrısı DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli ise Meclis’te kullanılan “şiddet ve hakaret dilini” eleştirerek, “Burası artık barışın meclisi olmak zorundadır. Türkiye’nin en temel sorunu olan Kürt meselesi demokratik bir çözüme kavuşturulmalıdır.” şeklinde konuştu. TBMM’de yaşanan gergin oturumun ardından Genel Kurul çalışmalarına kısa bir aranın ardından devam edildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.