#tüketim

İLKHABER-Gazetesi - tüketim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, tüketim haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Enflasyon tatil alışkanlıklarını değiştirdi: Daha az seyahat, daha fazla harcama! Haber

Enflasyon tatil alışkanlıklarını değiştirdi: Daha az seyahat, daha fazla harcama!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılı Nisan–Haziran dönemine ilişkin “Hanehalkı Yurt İçi Turizm” istatistiklerini açıkladı. Verilere göre, bu dönemde 13 milyon 938 bin kişi yurt içinde seyahate çıktı. Ancak, hem seyahate çıkan kişi sayısı hem de toplam seyahat sayısı geçen yılın aynı dönemine göre geriledi. SEYAHAT SAYISI GERİLEDİ TÜİK verilerine göre, 2025’in ikinci çeyreğinde toplam seyahat sayısı 17 milyon 76 bin olarak gerçekleşti. Bu rakam, 2024 yılının aynı dönemine göre %13,9 oranında azalış anlamına geliyor. Söz konusu dönemde yapılan toplam geceleme sayısı 99 milyon 214 bin, ortalama geceleme süresi ise 5,8 gece oldu. HARCAMALAR REKOR KIRDI Yerli turistlerin yurt içinde yaptığı toplam seyahat harcaması 116 milyar 933 milyon 487 bin TL olarak kaydedildi. Bu tutar, geçen yılın aynı dönemine göre %13,4 artış anlamına geliyor. Toplam harcamaların %85,2’sini kişisel harcamalar (99 milyar 655 milyon TL), %14,8’ini ise paket tur harcamaları (17 milyar 278 milyon TL) oluşturdu. Seyahat başına ortalama harcama 6 bin 848 TL oldu. YEME-İÇME VE ULAŞTIRMA HARCAMALARI ÖNDE Harcama türlerine göre dağılımda: Yeme-içme harcamaları %30,1 ile ilk sırada, Ulaştırma harcamaları %25,8, Konaklama harcamaları %15,7 oranında pay aldı. Geçen yılın aynı dönemine göre yeme-içme harcamaları %3,1, ulaştırma harcamaları %7,1, konaklama harcamaları ise %26,2 oranında arttı. YAKIN ZİYARETLER ÖN PLANDA Seyahat amaçları incelendiğinde, yakınları ziyaret etmek %60,3 ile ilk sırada yer aldı. Bu oranı gezi, eğlence, tatil (%32,2) ve sağlık amaçlı seyahatler (%3) izledi. KONAKLAMA TERCİHİ: AKRABA EVİ Seyahate çıkanların konaklama tercihinde ilk sırayı arkadaş veya akraba evi aldı. Bu tür konaklamalarda 68 milyon 739 bin geceleme gerçekleşti. İkinci sırada kendi evi (13 milyon 886 bin geceleme), üçüncü sırada ise otel (9 milyon 727 bin geceleme) yer aldı.

Türkiye’de Hanehalkı Tüketim Harcamaları 2024: İstanbul zirvede, Kuzeydoğu Anadolu düşük payda Haber

Türkiye’de Hanehalkı Tüketim Harcamaları 2024: İstanbul zirvede, Kuzeydoğu Anadolu düşük payda

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2024 yılı Hanehalkı Tüketim Harcaması verilerine göre, Türkiye’deki toplam harcamaların %24,9’u TR1 (İstanbul) İBBS 1. Düzey bölgesinde gerçekleşti. İkinci sırada %15,0 ile TR3 (Ege) bölgesi yer alırken, TR6 (Akdeniz) bölgesi %12,1 pay ile üçüncü sırada bulunuyor. En düşük pay ise %1,5 ile TRA (Kuzeydoğu Anadolu) bölgesine ait. Bu bölgeyi %2,3 ile TRB (Ortadoğu Anadolu) ve %3,1 ile TR9 (Doğu Karadeniz) takip ediyor. Harcama Türlerine Göre İstanbul’un Üstünlüğü TR1 (İstanbul) bölgesi tüm harcama türlerinde en yüksek paya sahip oldu. Özellikle: Eğitim hizmetleri: %37,8 Lokantalar ve konaklama: %31,5 Konut ve kira: %27,8 Kişisel bakım ve çeşitli mal/hizmetler: %27,1 TR3 (Ege) bölgesi ise alkollü içecekler, tütün ürünleri, mobilya ve sağlık harcamalarında ikinci sırada yer aldı. TRA (Kuzeydoğu Anadolu) ve TRB (Ortadoğu Anadolu) bölgeleri ise genel olarak harcamalarda düşük pay aldı. Özellikle gıda ve alkolsüz içeceklerde TRB %30,2 ile en yüksek paya sahip oldu. Konut ve Kira Harcamaları: İstanbul Önde İBBS 1. Düzey bölgelerinde konut ve kira harcamalarına en yüksek pay %27,3 ile İstanbul’dan geldi. En düşük pay ise %20,1 ile Kuzeydoğu Anadolu’ya ait. Ulaştırma harcamalarında TR2 (Batı Marmara) bölgesi %24,3 pay ile lider olurken, en düşük pay %14,6 ile TRC (Güneydoğu Anadolu) bölgesine ayrıldı. İBBS 2. Düzey Bölgelerinde Harcama Dağılımı TR10 (İstanbul) bölgesi, Türkiye’de hanehalkı tüketim harcamalarının %24,9’unu tek başına aldı. Bunu TR51 (Ankara) %8,3 ve TR31 (İzmir) %6,4 ile takip etti. Konut ve kira harcamalarına en yüksek pay %27,8 ile İzmir (TR31) bölgesinden gelirken, en düşük %16,8 ile Van, Muş, Bitlis, Hakkari (TRB2) bölgesine ayrıldı. Ulaştırma harcamalarında en yüksek pay %25,7 ile Balıkesir-Çanakkale (TR22) bölgesinde gerçekleşirken, en düşük %10,4 ile Şanlıurfa-Diyarbakır (TRC2) bölgesinde görüldü. Gıda ve alkolsüz içecek harcamalarının en yüksek paya sahip bölgesi %33,3 ile Kastamonu, Çankırı, Sinop (TR82), en düşük pay ise %15,9 ile İstanbul (TR10) oldu.

Perakendede 2025 raporu Haber

Perakendede 2025 raporu

Türkiye Perakendeciler Federasyonu yayımladığı rapora göre, 2024 yılında yüksek fiyat artışları ve maliyet baskılarıyla mücadele eden gıda perakendesi sektörü, 2025’in ilk çeyreğinde sınırlı da olsa toparlanma sürecine girdi. Ocak-Nisan 2025 döneminde gıda fiyatlarındaki artış oranları sırasıyla yüzde 5,47, yüzde 2,32, yüzde 4,94 ve yüzde 3 seviyelerinde gerçekleşirken yıllık gıda enflasyonu ise nisan ayı itibarıyla yüzde 36,09’a geriledi. 2024 yılında yüzde 70’i aşan gıda enflasyonuna kıyasla dikkate değer bir yavaşlamaya girildiğine dikkat çekilen raporda gıda perakendesi sektörü, enflasyonist baskılardan görece arınırken tüketici tercihleri de daha rasyonel ve dengeli bir çizgiye kaydı. Enflasyonun ağırlık merkezi değişti Enflasyonun ağırlık merkezinin gıda fiyatlarındaki artış hızının yavaşlamasıyla birlikte değiştiği bildirilen raporda, enflasyonun etkisinin başta eğitim, sağlık, barınma, kozmetik, kişisel bakım, tekstil ve hizmet sektörlerine kaydığına işaret edildi. Raporda, 2025’in ilk çeyreği itibarıyla gıda dışı kalemlerdeki fiyat artışlarının hanehalkı bütçesinde yeni baskı alanları oluşturduğu, artık tüketicinin temel ihtiyaçlarını daha kontrollü karşılayabildiği ancak özel harcamalarında ciddi bir frenlemeye gittiği belirtilirken bu durumun perakende sektöründeki ürün dağılımını, kampanya stratejilerini ve müşteri davranışlarını yeniden şekillendirdiğine de dikkat çekildi. 2024’te başlayan fiyat odaklı alışveriş eğilimi, 2025'te daha seçici ve bilinçli bir modele evrilirken TPF raporunda özellikle taze ürünlerde kalite ve tedarikçi güvenilirliğinin öne çıktığı, markalı ürünlerde ise fiyat-duyarlılığının hala belirleyici olduğu ortaya koyuldu. "Gıda enflasyonunda görülen düşüş sektör adına olumlu işaret" TPF Başkanı Ömer Düzgün, hazırladıkları rapora ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, 2024 yılında yaşanan zorluklara rağmen yerel gıda perakende sektörünün güçlü bir dayanıklılık gösterdiğini belirterek, tüketicinin temel ihtiyaçlarına erişimin kesintisiz sağlandığını ve 2025’in ilk çeyreğiyle birlikte sektörün daha dengeli bir döneme girdiğini vurguladı. Enflasyonun baskısının gıdadan çok özel tüketim, eğitim, sağlık, kozmetik ve konut gibi alanlara kaymış durumda olduğunu bildiren Düzgün, bu gelişmenin gıda tarafında fiyat istikrarına yönelik iyileşmenin sinyallerini verdiğini kaydetti. Düzgün, yerel perakendeciler olarak dijitalleşme, verimlilik ve sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarla rekabet gücünü artırmaya devam ettiklerine işaret ederek, "2025’in geri kalanında daha erişilebilir, daha istikrarlı bir piyasa yapısı oluşturmak mümkün. 2024 yılını yüksek maliyet artışlarıyla tamamlayan sektörümüz, 2025'in ilk çeyreğinde daha kontrollü bir sürece girdi. Özellikle gıda enflasyonunda görülen düşüş, sektör adına olumlu bir işaret. Ancak bugün geldiğimiz noktada enflasyon baskısının eğitimden özel tüketime kadar farklı alanlara kaydığını açıkça görüyoruz. Bu tablo, tüketici davranışları kadar ekonomik planlamaların da önemini arttırmaktadır. Gıda perakendesinde uzun süredir görmeyi arzu ettiğimiz düşüş trendinin başladığını görmekten mutluyuz. Sektörümüzün ve ülke ekonomimizin güçlü politikalarla bu sürecin kısa sürede daha da arzu ettiğimiz yerlere geleceğinden şüphemiz yok." ifadelerini kullandı.

Almanya ekonomisi 3. çeyrekte de zayıf kaldı Haber

Almanya ekonomisi 3. çeyrekte de zayıf kaldı

Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığı, ülke ekonomisine yönelik aylık raporunu yayımladı. Raporda, Almanya'da gayrisafi yurtiçi hasılanın yılın üçüncü çeyreğinde yeniden küçülmesinin muhtemel olduğu aktarılarak, "Zayıf ekonomik aşama, önümüzdeki yıl büyüme ivmesi kademeli olarak yeniden toparlanmadan önce 2024'ün ikinci yarısında da devam edecek gibi görünüyor." değerlendirmesi yapıldı. Gelecek yıl ekonomide toparlanmanın özellikle özel tüketimdeki canlanmadan kaynaklanacağı aktarılan raporda, ülkede perakende satışların temmuz ve ağustos aylarında "belirgin bir şekilde" toparlandığı ifade edildi. Raporda, özel tüketimin "belirli bir ölçüde" istikrar göstereceği de belirtilerek, "Ancak iş güvenliği ve jeopolitik krizlere ilişkin endişeler tüketici ikliminde sürdürülebilir bir iyileşme için risk faktörleri oluşturmaya devam etmektedir." ifadesi kullanıldı. Yıl boyunca dış talebin canlanmasının beklendiği öngörüsüne yer verilen raporda, yatırım büyümesinde trendin tersine dönmesiyle ihracatın artacağı ifade edildi. Bakanlığın raporunda, "Ekonomik toparlanmanın ilk etapta özellikle özel tüketimdeki canlanmadan kaynaklanması, yılın ilerleyen dönemlerinde ise dış talebin canlanmasıyla ihracatın artması ve yatırım gelişiminde trendin tersine dönmesi beklenmektedir." ifadeleri yer aldı. Alman ekonomisi yeniden resesyona girme riskiyle karşı karşıya Öte yandan Alman ekonomisi, artan faiz oranları, konjonktürel rüzgarlar ve yapısal değişiklikler gibi nedenlerle büyümede zorluk yaşıyor. Ekonomi, yılın ikinci çeyreğinde azalan yatırımlar nedeniyle yüzde 0,1 küçüldü. Almanya Merkez Bankası 3. çeyrekte daha düşük büyüme beklerken, Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo) de 3. çeyrekte GSYH'de daha fazla düşüşün mümkün olduğunu değerlendiriyor. Alman ekonomisi, 3. çeyrekte küçülme olması halinde teknik resesyona girmiş olacak. Teknik resesyon, "üst üste 2 çeyrek GSYH'de küçülme yaşanması" olarak ifade ediliyor. Almanya, 10 yıllık ekonomik büyümenin ardından salgının ilk yılı olan 2020'de, 2009'dan beri ilk kez resesyon yaşamıştı. Ifo, 5 Eylül'de, ülkenin 2024 ve gelecek yıla ilişkin büyüme tahminini, zayıf yatırım ve sipariş durumu nedeniyle yüzde 0,4'ten sıfıra düşürmüştü. Alman ekonomisi geçen yıl da alışılmışın dışında yüksek düzeydeki enflasyonun satın alma gücünü etkilemesi, yüksek enerji fiyatları, düşen yatırımlar, zayıf dış talep ve faiz oranlarının yüksekliği gibi nedenlerle bir önceki yıla göre yüzde 0,3 daralmıştı. Ülke böylece, G7 ülkeleri içinde küçülen tek ülke olmuştu. Almanya, bu yıl da küçülürse, 2023'te olduğu gibi G7 ekonomileri arasında daralan tek ülke olacak.

Birlikte Tüketilmemesi Gereken Besinler Haber

Birlikte Tüketilmemesi Gereken Besinler

Diyetisyen Uyarıyor: Birlikte Tüketilmemesi Gereken Yiyecekler Yoğurtla Birlikte Tüketilmemesi Gereken Besinler: Balık, yoğurtla veya ayranla tüketildiğinde sindirim problemlerine yol açabilir. Ayrıca, yoğurtla asidik içeriğe sahip gıdaların (örneğin; sirke, koruk) tüketilmemesi önerilir. Turp ve terenin de yoğurtla tüketilmemesi tavsiye edilir. Süt ile Beraber Tüketilmemesi Gereken Gıdalar: Süt, kendisi gibi protein grubundan diğer besinlerle birlikte tüketilmemelidir. Örneğin; tavuk, balık, peynir, yumurta ve yoğurt, süt ile birlikte tüketildiğinde fazla protein alımına ve toksik etkilere yol açabilir. Kırmızı Etle Tüketilmemesi Gereken Yiyecekler: Et yemeklerini tüketirken yanında sarımsak ve sirke gibi maddelerin bulunması uygun değildir. Tuzlanmış etlerin yanında nar ve üzüm gibi meyveler de tüketilmemelidir. Soğanla Tüketilmemesi Gereken Besinler: Sarımsak ve soğanın birlikte tüketilmesi uygun olmadığı için sarımsak içeren gıdaların yanında soğan tüketilmemelidir. Pirinçle Tüketilmemesi Gereken Yiyecekler: Pirinç içeren yiyeceklerin yanında sirke ve sirke içeren gıdalar tüketilmemelidir. Meyvelerle Tüketilmemesi Gereken Gıdalar: Meyveleri şekerli gıdalarla birlikte tüketmekten kaçınılmalıdır. Örneğin; balıkla beraber incir, ayva ve kavun tüketmek ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, bazı meyveler de birlikte tüketilmemelidir. Bu önemli bilgiler ışığında, sağlıklı bir beslenme için uygun kombinasyonları tercih etmek önemlidir.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.