#tümör

İLKHABER-Gazetesi - tümör haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, tümör haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kütahya Şehir Hastanesi'nde yedinci vakada hayata tutunan Mehmet Eymen Kara, tıp literatürüne girdi Haber

Kütahya Şehir Hastanesi'nde yedinci vakada hayata tutunan Mehmet Eymen Kara, tıp literatürüne girdi

Kütahya Şehir Hastanesi'nde tıp dünyasında örnek olacak bir başarıya imza atıldı. 34 haftalık doğan Mehmet Eymen Kara, doğar doğmaz karşılaştığı  tümör ve solunum problemleri nedeniyle büyük bir tehlike atlattı. Boynunda 445 gramlık bir tümör bulunan bebek, nefes alamaz haldeyken acil sezaryenle dünyaya getirildi. Uzman doktorlar, saniyelerle yarışarak yaptıkları olağanüstü müdahale ile Mehmet Eymen Kara'yı hayata tutundurdular. Prof. Dr. Tayfun Aydın liderliğindeki anestezi ve reanimasyon ekibi, göbek kordonu aracılığıyla bebeğin kan dolaşımını sürdürürken, yaklaşık 12 dakika içinde hava yollarını açmayı başardı. Prof. Dr. Aydın, "Bu müdahale yapılmasaydı, bebeğin hayatta kalma şansı yoktu" dedi. Neonatoloji Uzmanı Dr. Musa Turgut ise "Bu nadir görülen bir durumdu. Devletimizin sunduğu imkânlar ve ekibimizin özverisiyle bebeğimizi sağlığına kavuşturduk" diye konuştu. Çocuk cerrahisi operasyon ekibinde Prof. Dr. Tayfun Aydın, Dr. Öğretim Üyesi Serkan Teli, Dr. Öğretim Üyesi Merve Yaman, Dr. Öğretim Üyesi Süleyman Camgöz, Dr. Ali Kaynak, Op. Dr. Kübra İnan, Prof. Dr. Hüseyin İlhan, Dr. Öğretim Üyesi Hüsam İbrahimoğlu, Dr. Öğretim Üyesi Turan Canmurat İzgi, Dr. Öğretim Üyesi Cemal Aksoy ve Dr. Musa Turgut yer aldı. Anne Fatma Kara, "İlk kötü haberi aldığımda yıkıldım, çok kötü bir durumdu. Ama doktorlarımız sayesinde bu süreci kolay atlattık. Onların emeği sayesinde bebeğim şimdi sağlıklı ve yanımda" ifadelerini kullandı. Mehmet Eymen, doktorların yoğun çabalarıyla sağlığına kavuşarak önümüzdeki günlerde taburcu edilecek.

Hatay'daki Defne Devlet Hastanesi'nde ilk beyin tümörü ameliyatı yapıldı Haber

Hatay'daki Defne Devlet Hastanesi'nde ilk beyin tümörü ameliyatı yapıldı

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yapımına başlanan ve 60 günde tamamlanan Defne ilçesi Bostancık Mahallesi'ndeki hastanede tedavi gören 46 yaşındaki Semire Düzel'in beynindeki tümör, 5 saat süren ameliyatta alındı. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Gamze Cesuroğlu, hastanede ilk kez gerçekleştirilen operasyonun başarıyla sonuçlandığını söyledi. Düzel'in sağlık durumunun iyi olduğunu dile getiren Cesuroğlu, "Hastamızın durumunu takip edeceğiz. Aksilik olmazsa birkaç gün içerisinde taburcu etmeyi planlıyoruz." dedi. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Emin Oğuzcan Yamaner de doğru müdahalelerin tümör ameliyatlarındaki başarıyı artırdığını belirterek, "Deprem bölgesinde bir yılın sonunda böyle ameliyatlar gerçekleştirebilmek bizim için büyük mutluluk ve güven kaynağı." ifadesini kullandı. Sağlık Bakım Hizmetleri Müdür Yardımcısı Sercan Açıkyol da hastanede aynı anda 8 ameliyatın yapılabildiğini anlattı. Çözüm odaklı sağlık hizmeti verdiklerini vurgulayan Açıkyol, şöyle konuştu: "Başhekim Barış Kavvasoğlu'nun öncülüğünde çözüm masası kurduk. Bu birim, hastalarımızın hastaneden çözümle ayrılmaları için kuruldu. Şu ana kadar başarılı geri dönüşler aldık. Depremden dolayı uzuv kaybı yaşayan, fizik tedavi gereksinimi olan çok hastamız var. Onlara yönelik fizik tedavi imkanı sağlıyoruz." Düzel de tedavi ve ameliyat sürecinde kendisini yalnız bırakmayan doktorlara teşekkür etti.

Türk beyin cerrahından tıp dünyasında heyecan uyandıran yenilik Haber

Türk beyin cerrahından tıp dünyasında heyecan uyandıran yenilik

Beyin Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Tuğberk Özdemir'n beyin tümörlerine karşı geliştirdiği cihaz, tıp dünyasında yankı uyandırdı. Op. Dr. Özdemir’in, ultrason dalgalarıyla beyin tümörlerini hedef almanın ve yok etmenin mümkün olabileceğini gösteren araştırması ve bu teknolojiyi kullanarak geliştirdiği cihaz, özellikle tedavi bekleyen hastaları umutlandırdı. Öte yandan Tuğberk Özdemir'in, "Yüksek Yoğunluklu Ultrasonun Beyin Tümörüne Etkileri" konulu araştırması, tıp dünyasının prestijli dergisi European Review for Medical and Pharmacological Sciences da da yayınlandı. Ameliyatsız, 1 mm hata payıyla tümör hücrelerini yok ediyor Op. Dr. Özdemir, araştırmasıyla ilgili “Bu araştırma; ultrason dalgalarının özel bir açı ve dalga boyuyla MR cihazı altında uygulandığında, 1 mm hata payıyla tümör hücrelerini yok edebildiğini ortaya koydu. Beyin tümörü olan hastadan ameliyatla alınan bir tümöre, laboratuvar ortamında geliştirdiğimiz bu cihazla ultrason dalgalarını uyguladık. Sonrasında yaptığımız moleküler incelemelerde tümörün yok olduğu gördük” dedi. Ameliyatı riskli veya imkânsız olan hastalar için hayati bir gelişme Medicana International İzmir Hastanesi Beyin Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tuğberk Özdemir'in, ultrason dalgalarını kullanarak beyin tümörlerini hedef almanın ve yok etmenin mümkün olabileceğini gösteren araştırma kapsamında geliştirdiği cihaz, şu anda Amerikan Gıda ve İlaç Dairesinde (FDA) onay aşamasında bulunuyor. Onay süreci başarıyla tamamlandığında, cihazın klinik kullanımı için gerekli çalışmalar başlatılarak, beyin tümörü tedavisinde kısa sürede hastaların yararına sunulması sağlanacak. Beyin tümörlerinin ameliyat gerektirmeden tedavi edilebilmesini sağlayacak olan bu yöntem, tıp dünyasında heyecan oluşturdu. Op. Dr. Özdemir, bu yöntemin avantajlarıyla ilgili, “Ultrason dalgaları ile tümör hücrelerini seçici bir şekilde hedef almak ve yok etmek, tedavi sürecini önemli ölçüde basitleştirebilir. Bu yaklaşım, özellikle ameliyatı riskli veya imkânsız olan hastalar için umut vaat ediyor” dedi. “Atatürk’ün hekimlere duyduğu güven bana ışık oluyor” Beyin pili olarak bilinen derin beyin sitümilasyonu tedavisi üzerine de başarılı çalışmalar yürüten Op. Dr. Tuğberk Özdemir, araştırmanın yayınlanmasının ardından olumlu tepkiler aldığını belirterek şunları söyledi: “Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, ‘Beni Türk hekimlerine emanet ediniz’ diyerek bizlere olan güvenini ifade etmiş. Atatürk'ün bizlere olan güveni, her birimizin üzerinde taşıması gereken bir mirastır. Bu miras, hekimlik mesleğine olan sevgimi daha da derinleştiren, bilimsel araştırmalara ve klinik uygulamalara olan tutkumu artıran bir ışık oldu.”

Beynindeki tümör "konuşarak" çıkarıldı Haber

Beynindeki tümör "konuşarak" çıkarıldı

Gölcük’te yaşayan 52 yaşındaki İlkay Şirin, 1 yıl önce kol kasılması ve istemsiz hareket sorunları yaşamaya başladı. Birçok doktor ve hastaneye başvuran Şirin’e beyin tümörü tanısı konuldu. Kocaeli Şehir Hastanesi’ne yönlendirilen Şirin’in çekilen MR görüntülemeleri neticesinde, el ve kollarının hareket merkezi üzerinde tümör tespit edildi. Riskli noktada yer alan, felç ve ölüme götürebilecek tümörün, ikinci evresinde olduğu anlaşıldı. Kocaeli Şehir Hastanesi’nde görevli Beyin ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Aykut Gökbel ve ekibi tarafından Şirin’e nadir olarak kullanılan bir yöntem uygulandı. Ameliyatta önce uyutulan Şirin, beyindeki tümör bölgesine ulaşıldığında anestezi ekibince uyandırıldı. Her tümör parçası alındığında hastadan el ve kollarının hareketliliği hususunda bilgi istendi. Bu sayede Şirin’in bir güç kaybı yaşayıp yaşamadığı tespit edildi. Kocaeli’de ilk kez yapılan ameliyat başarıyla gerçekleştirildi. "Bana ’Ya ameliyat olacaksın ya da felç kalacaksın, sağ kolun tutmaz’ dediler" Uzun zamandır tümör sebebiyle günlük hayatında sorunlar yaşadığını kaydeden İlkay Şirin, "Günlük hayatımda kol kasılması sorunları yaşıyordum. Mesela belediye otobüsüyle gidiyordum, bir kadına elim çarpıyordu. İstem dışı hareketler oluyordu bende. Çok zor bir durum. Umuttepe Hastanesindeki başhekim bana, beynimin motor alanında lezyon olduğunu söyledi. Meğerse tümörmüş, tümör olduğunu bilmiyordum. Başka bir doktor bana, ‘İlkay bey eğer ameliyat olmazsanız bu sizi felç bırakır’ dedi. Doktorlarla konuştum. bana ‘Ya ameliyat olacaksın, ya da felç kalacaksın, sağ kolun tutmaz’ dediler. Kim olursa olsun o riski alırdı. Ya ölecektim, ya olacaktım" dedi. "Ameliyattan çıktıktan sonra rahatlık hissetim" Ameliyat esnasında uyandırıldığını belirten Şirin, "Ben zorlu ameliyat olduğunu bilmiyordum. Tahmini olarak 2 saat ameliyat masasında kaldım. Kafama dikiş atılırken hissetim. ’Herhalde kafa tasımı kesiyorlar’ dedim. Daha önce televizyon kanalında izlemiştim. Doktor hastayı ameliyat ediyor ve ona sorular soruyordu. Bende bunu yaşadım. Ameliyattan çıktıktan sonra rahatlık hissetim, o kasıntılar geçti. Doktorum Aykut Gökbel. Allah razı olsun. Başka doktorlar bana ’Kesin felç kalırsın’ demişti en son Aykut Gökbel hocamızı buldum" diye konuştu. "Kocaeli’de yapılan ilk ameliyat oldu" Tümörün yeri ve uygulanan teknik itibariyle beyin cerrahisinin zor ameliyatlarından birisi olduğu ifade eden Beyin Cerrahı Uzmanı Dr. Aykut Gökbel, "Bildiğim kadarıyla Kocaeli’de daha önce hiç yapılmamıştı, uyguladığımız bu teknikle Kocaeli’de yapılan ilk ameliyat oldu. Hastamız bize nöbet, kol ve bacakta titreme şikayetiyle geldi. 13-14 ay önce bu şikayetlerle başka merkezlere başvurmuş, orada çekilen MR’larında hastanın hareket merkezi dediğimiz motor alanında bir tümör saptanmıştı. Tümör yer itibariyle çok zor bir alandaydı çünkü çıkartılırken veya müdahale edilirken hastada bir takım geçici veya kalıcı felç bulguları yapma ihtimali vardı. Bundan dolayı takip edelim diye söylenmiş, bu takip sırasında hastanın nöbetleri sıklaşmış, bundan sonra çekilen MR’larında da tümörün yaklaşık 2 katına kadar büyüdüğü söylenmiş. Fakat yeri kollarını oynatan bir merkezin üzerine olduğu için ameliyatı çok riskli görülmüş ve tekrardan takip önerilmiş. Hastamız bize başvurdu, hastanemize geldi. Hastamızla konuştuktan sonra cerrahi önerdik. Anestezi ekibimizle birlikte bu tekniği birlikte konuştuk. Hastanemizde bunu yapabileceğimize karar verdiğimizde, hastaya bunu anlattık. Ameliyat esnasında yeni bir teknik uygulayacağımızı, bunun nasıl olacağını, onunla birlikte detaylarını net olarak konuştuk. Hastamızın tüm riskleri kabul edip ve bize de güvenmesi üzerine ameliyatı planladık ve ortaya koyduk, gerçekleştirdik" ifadelerini kullandı. "Tümör çıkarılma aşamasına geldiğinde tekrar, anestezi ekibi tarafından uyandırılıyor" Ameliyatın uyumlu ekip çalışmasıyla gerçekleştirildiğinin altını çizen Dr. Aykut Gökbel, sözlerini şöyle noktaladı: "Ameliyat zor bir teknik çünkü ameliyat esnasında hasta uyutulup, tümör çıkarılma aşamasına geldiğinde tekrar anestezi ekibi tarafından uyandırılıyor. Tümör çıkarma aşamasına geldiğinde anestezi ekibimizle konuşarak onların hastayı uyandırıp, komutlarımıza yani uyaranlara, uyabilmesini sağlıyor. Anestezi ekibine burada büyük bir iş düşüyor ekibim bunu çok güzel bir şekilde gerçekleştirdi. Hastaya ameliyat esnasında kolunu kaldırmasını, ayağını kaldırmasını, konuşmasını istedik, tam anlamıyla bunları gerçekleştirdi. Biz bu aşamada tümörün tamamını çıkarabildiğimiz yerlere kadar çıkarmaya çalıştık. O esnada bir arkadaşımız hastaya sürekli komut verdi. Bu sayede hastada bir güç kaybı olmadığını gördük. Bu ameliyat tekniğiyle daha güvenli oluyoruz. Hasta uyanık olmadığı zaman ameliyatta, ne kadar çıkardığımızı, beynin neresine dokunduğumuzu, dünyada gösterebilecek bir cihaz daha yok. Bu teknikle anlık, hastada bir kuvvet kaybı olup olmadığını görüyoruz. Hasta açısından da çok şanslıydık hastamız gerçekten bilinçliydi. Ameliyat esnasında strese girip genel durumu bozulabilirdi fakat hasta verdiğimiz komutlara harfiyen uydu. Elini kaldırdığımızda kaldırdı. Bacağını çektirdiğimizde çekti ve konuştu, nasılsın dediğimizde bütün sorularımıza cevap verdi"

Beyin Tümörü Belirtisi: "Sabahları Artan Baş Ağrısı" Haber

Beyin Tümörü Belirtisi: "Sabahları Artan Baş Ağrısı"

EMRE EKİCİ ADANA (İLKHABER) - Acıbadem Adana Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Mansur Mammadov, Beyin tümörü ile alakalı günümüzde en çok sık görülen ve sabahları yaşanan ve buna “sabahları artan baş ağrısı” denilen bir hastalık olduğunu ve bunun beyin tümörlerinde de erken teşhisin hayat kurtarıcı bir rol oynadığını söyledi. Dr. Mammadov, beyin tümörlerinin, beyin cerrahisinde (Nöroşirürji) önemli bir hastalık grubunu oluşturduğunu belirterek, “Beyin dokusundan kaynaklanan tümörlere birincil (primer) beyin tümörü denilir. İkincil (sekonder) beyin tümörü ise beyin dışı bir kanserin beyne yayılması ile oluşur. Genel olarak beyin tümörlerini malign (kötü huylu) ve benign (iyi huylu) olarak sınıflandırabiliriz” dedi. Santral sinir sisteminin, özellikle de beynin, çok sıkı korunan kapalı bir kutunun (kafatası) içinde olduğundan basınç değişikliklerine çok hassas olduğuna değinen Dr. Mammadov, bu nedenle kanser hücresi içermemelerine rağmen bazı iyi huylu tümörlerin de önemli yapılara baskı yaparak hayati tehlikeye neden olabileceğini dile getirdi. Beyin tümörü belirtilerinin kafa içi basıncının artması ile seyrettiğini ifade eden Dr. Mammadov, en sık görülen belirtileri ise şöyle sıraladı; Özellikle sabahları artan baş ağrısı , hareket ve mimiklerde yavaşlama, bulantı ve ani kusmalar, epileptik nöbetler, kişilik değişiklikleri, hatırlama bozuklukları, yazı yazma gibi bazı özelliklerde aksamalar, çift görme, bulanık görme, denge ve yürüme bozuklukları, kollarda ve bacaklarda hissizlik, karıncalanma veya güç kaybı, erken puberte, el ve ayaklarda büyüme, adet bozuklukları, kortizol yetmezliği veya fazlalığı gibi hormonal bozukluklar ve buna bağlı belirtiler. Günümüzde beyin tümörü teşhisinin çok kolay ve çabuk konulduğu bilgisini veren Dr. Mammadov, "belirti gösteren kişilerde hastalık öyküsünün alınması, genel veya nörolojik muayene yapılmasının teşhiste oldukça önemlidir. Çünkü beyin tomografisi (BT) ve beyin manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi test yöntemleri ile beyin tümörü yerleşimi, cinsi, hakkında ve büyüklüğü hakkında kısa sürede bilgi alabiliriz." dedi.  Beyin tümörlerinin tedavisinin, tümörün büyüklüğü, tipi ve yayılımı gibi faktörlere bağlı olduğunun altını çizen Dr. Mammadov cerrahi, kemoterapi ve radyoterapinin temel tedavi yöntemlerinden olduğunu söyledi. Cerrahi müdahalenin, tümörün çıkarılmasına veya azaltılması için yapıldığını belirten Dr. Mammadov, “Bu yöntemde maksat, beyin dokusuna hasar vermeden tümörün çıkarılmasıdır. İyi huylu tümörlerde tümörün tamamı çıkarılarak yüzde yüz başarı sağlanmaktadır. Tümörün tamamı çıkarılmaya çalışılır, bunun için mikro cerrahi teknik, endoskopi, haritalama, uyanık cerrahi, navigasyon gibi cerrahiye destek teknolojik yöntemler tümörün yeri ve konumuna göre ek olarak kullanılmaktadır” diye konuştu. Adana Acıbadem Hastanesi’nde kendilerinin de tümör ameliyatları ve endoskopik tümör ameliyatlarını nöronavigasyon yardımıyla yaptıklarını kaydeden Dr. Mammadov, nöronavigasyon ile operasyon sırasında kitle sınırlarının net bir şekilde belirlendiğini ve tümörün tamamının çıkarılmasına imkan sağladığını dile getirdi. Mammadov nöronavigasyon tekniğinin faydalarını ise “daha küçük ve iyi merkezli bir kemik pencere açılması, daha az kan kullanılması, ameliyatın daha kısa sürede yapılması, yaranın daha hızlı iyileşmesi, hastanede yatış süresinin kısalması, gündelik hayata daha hızlı dönülmesi” olarak sıraladı. Dr. Mammadov, endoskopik yöntemlerin kafatası açılmadan beyin tümörü ya da uygun hastalarda çok küçük açıklıklardan endoskopik ventriküliçi tümör ameliyatları yapılmasına yardımcı olduğunu, cerrahi müdahale sonrasında, dokuların patolojik analizinin yapılarak ek tedaviye gerek olup olmadığına karar verildiğini anlattı. Yüksek enerjili ışınlar kullanılarak kanser hücrelerinin öldürülmesi için kullanılan bir tedavi yöntemi olan radyoterapinin, tümörün küçültülmesi veya çıkarılmasından sonra kullanıldığını belirtti. Kemoterapinin ise, kanser hücrelerinin büyümesini engellemek için kullanılan bir tedavi yöntemi olduğunu ve genellikle radyoterapi ile birlikte kullanıldığını ifade etti. Hayati tehlikesi olan her hastalıkta olduğu gibi, beyin tümörlerinde de erken teşhisin hayat kurtarıcı bir rol oynadığının altını çizen Dr. Mammadov hastanın kendisinde görülen değişiklikleri iyi gözlemlemesi, fark etmesi ve hiç beklemeden, ertelemeden doktora başvurmasını tavsiye etti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.