#Türk Edebiyatı

İLKHABER-Gazetesi - Türk Edebiyatı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türk Edebiyatı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yavuz Bülent Bakiler kimdir? Hayatı, eserleri ve ölümü hakkında bilmeniz gerekenler Haber

Yavuz Bülent Bakiler kimdir? Hayatı, eserleri ve ölümü hakkında bilmeniz gerekenler

Türk edebiyatının usta ismi Yavuz Bülent Bakiler, bir süredir tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Şair, gazeteci ve kültür insanı olarak tanınan Bakiler’in hayatı, eserleri ve biyografisi mercek altında.Türk edebiyatının önemli isimlerinden Yavuz Bülent Bakiler, 23 Nisan 1936’da Sivas’ta doğdu ve uzun süredir tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Özellikle “Şaşırdım Kaldım İşte Bilmem Ki Nemsin” isimli şiiriyle tanınan Bakiler, Türkçeye hâkimiyeti ve milli duruşuyla yalnızca Türkiye’de değil, tüm Türk dünyasında sevilen bir şairdi. Aslen Azerbaycan Türkü olan Bakiler’in dedeleri, Azerbaycan’ın Karabağ ilçesinden Sivas’a göç etmiş bir aileye mensuptu. Asıl mesleği avukatlık olan Bakiler, aynı zamanda gazeteci, radyo ve televizyon programcısı, eleştirmen ve seyyah olarak da tanındı. Kültür alanında bürokratik görevlerde bulunan Bakiler, Sivas Milletvekilliği ve Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde de bulundu. Eğitim ve Kariyer Hayatı 1960 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Yeni İstanbul gazetesinde kısa süre çalıştı. TRT Ankara Radyosu’nda kültür programları hazırlayıp sundu. 1969-1975 yılları arasında Sivas’ta avukatlık yaptı. 1975-1976 yıllarında Başbakanlık Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarlığında hukuk müşaviri, 1976-1979 yıllarında Ankara Televizyonu’nda görev aldı. 1979-1980 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olarak çalıştı. 1994 yılında emekli oldu. Edebiyat Hayatı ve Eserleri Bakiler’in şiirleri 1953 yılında Türk Sanatı dergisinde yayımlandı. Hisar dergisi şairleri arasında yer aldı ve uzun süre Tercüman ve Türkiye gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Şiir Kitapları: Yalnızlık (1962) Duvak (1971) Seninle (1986) Harman (2003) Bir Gün Baksam ki Gelmişsin Gözlerin İstanbul Oluyor Birden Gezi Notları: Üsküp’ten Kosova’ya (1979) Türkistan Türkistan (1986) İncelemeleri: Şiirimizde Ana (1976) Tabuları Yıkmak Sivas’a Şiir (1973) Âşık Veysel (1986) Elçibey Mehmet Akif’te Çağdaş Türkiye İdeali (1990) Sözün Doğrusu 1-2 (2002) Sevgi Mektupları Gidenlerin Ardından Arif Nihat Asya İhtişamı Anıları: Unutamadıklarım Gönlümdekiler ve Ötekiler Hatırladıklarım

Cumhuriyetin 10. Yılında doğdu, Büyük Taarruz’un Yıl Dönümünde sonsuzluğa uğurlandı Haber

Cumhuriyetin 10. Yılında doğdu, Büyük Taarruz’un Yıl Dönümünde sonsuzluğa uğurlandı

Cumhuriyetin 10. yılı kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933’te Adana’da dünyaya gelen, Türkiye’nin en üretken mizah ve çocuk edebiyatı yazarlarından Muzaffer İzgü, 8 yıl önce Büyük Taarruz’un başladığı 26 Ağustos’ta hayata veda etti. Türk edebiyatının “gülmece ustası” olarak anılan İzgü, öğretmenlikten yazarlığa uzanan yolculuğunda 150'den fazla kitap, 200’e yakın radyo oyunu ve sayısız öyküye imza attı. Çocuk edebiyatına kazandırdığı eserlerle milyonlarca çocuğu kitaplarla tanıştırdı; mizahi roman ve öyküleriyle de toplumsal yapıyı hicvederek eleştirel bir gözle aktardı. Cumhuriyet aşığı bir ailenin çocuğu Muzaffer İzgü’nün dünyaya gelişi de hayatı gibi sıra dışıydı. Annesi, doğum sancıları başladığında Adana Büyük Saat’te başlayan Cumhuriyetin 10. Yıl kutlamalarına katılmıştı. Kalabalıktan çıkamayınca, hastaneye bando takımının arkasına takılarak yürüdü. Önlerinde 10. Yıl Marşı çalınırken, arkasında İzgü dünyaya geldi. Yazar, bu anıyı yıllar sonra “Ben bando mızıka ile doğdum” sözleriyle aktardı. Adı ise Kurtuluş Savaşı zaferine atıfla “Muzaffer” kondu. İzgü’nün ölüm tarihi de tesadüfi değildi. 26 Ağustos 2017’de, Büyük Taarruz’un 95. yıl dönümünde, İzmir’de 83 yaşında hayata gözlerini yumdu. Öğretmenlikten yazarlığa uzanan yol Diyarbakır İlköğretmen Okulu’nu bitiren İzgü, uzun yıllar Türkçe öğretmenliği yaptı. Çocukların hayal dünyasını ve dilini sınıfta tanıma fırsatı buldu; bu gözlemler yazarlık serüveninin temelini oluşturdu. 1959’da Aydın’da Hüraydın Gazetesi’nde yazmaya başlayan İzgü, 1964’te Demokrat İzmir’de devam etti. Öyküleri Akbaba dergisinde yayımlandı, Milliyet ve Akşam gazeteleri için röportajlar yaptı. Yıllar içinde Türkiye’nin en çok okunan mizah ve çocuk kitapları yazarlarından biri oldu. Eserleriyle nesiller yetiştirdi İzgü, çocuklar için kaleme aldığı “Uçtu Uçtu Ali Uçtu”, “Anneannem”, “Bülbül Düdük” ve “Lüplüp” gibi eserlerle çocukların edebiyat sevgisi kazanmasına öncülük etti. Yetişkinler için yazdığı “Gecekondu”, “İlyas Efendi” ve “Halo Dayı” romanlarında ise Türkiye’nin toplumsal yapısını, kentleşme sorunlarını ve sıradan insanların yaşamını mizahi bir dille aktardı. En çok bilinen eseri “Zıkkımın Kökü”, 1992’de Memduh Ün tarafından sinemaya uyarlandı. 1978’de “Donumdaki Para” ile Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü’nü, ayrıca Nasrettin Hoca Gülmece Yarışması Birincilik Ödülü’nü kazandı. Adana aşkı Memleketi Adana’da Altın Koza Film Festivali başta olmak üzere birçok etkinliğe davet edilen İzgü için Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği üyeleri de “Adana’ya Güç Verenler” projesi kapsamında özel çalışmalar yaptı. Derneğin Onursal Başkanı Dr. Haluk Uygur, “Muzaffer İzgü, Adana aşığı bir isimdi” sözleriyle İzgü’yü andı. Ancak İzgü’nün memleketinde, bugüne kadar ne bir caddeye ne de bir kültür merkezine adı verildi. Dr. Uygur, bu duruma dikkat çekerek şu çağrıyı yaptı: “Adana’ya çok amaçlı, geniş sahneli bir opera salonu yapılmalı ve bu esere Muzaffer İzgü’nün adı verilmeli. Çünkü hayal etmediğiniz hiçbir şey gerçekleşmez; o da hep bunu söylerdi.” Dr. Uygur, Muzaffer İzgü’nün yaşamı ve görüşlerine dair ayrıntılı bilgilere, Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği’nin hazırladığı www.adanayagucverenler.com adresinden ulaşılabileceğini kaydetti.

Türk edebiyatının ünlü yazarı Yaşar Kemal için Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali düzenlenecek Haber

Türk edebiyatının ünlü yazarı Yaşar Kemal için Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali düzenlenecek

Sanatçılar diyarı Çukurova’nın yetiştirdiği ünlüler arasında yer alan ve adı Türk edebiyatında üst sıralarda bulunan Yaşar Kemal'ın ismi, eserlerinin yanı sıra adına yaptırılan kültür evi, anıt ve aynı zamanda yurt genelinde isminin verildiği kültür merkezleriyle gelecek kuşaklara aktarılıyor. Osmaniye'nin Kadirli ilçesine bağlı eski eski adı Hemite olan Gökçedam Köyü’nde Osmaniye Valiliği tarafından yaptırılan Yaşar Kemal Kültür Evi'nde de adına törenler düzenlenen Yaşar Kemal, burada 101. doğum gününde anıldı. Kültür sanat gezileri ve öğrencilerin ziyaretleri dışında ünlülerin de akınına uğrayan Yaşar Kemal'in köyündeki kültür evinde gerçekleştirilen törene, CHP Genel Başkanı Özgür Özel de katıldı. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Kadirli Belediye Başkanı Mustafa Mert Olcar ile çok sayıda partilinin eşlik ettiği Genel Başkan Özgür Özel, burada anı defterini imzalayıp, ardından İnce Memed Anıtı'nı ziyaret etti ve Yaşar Kemal'in eşi Ayşe Semiha Baban ile bir süre sohbet etti. Özgür Özel'in ziyaretinde, Adana Büyükşehir Belediyesi ve Kadirli Belediyesi iş birliği ile Yaşar Kemal için Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali düzenlenmesine karar verildi. Yaşar Kemal'in 101. doğum gününde, Yaşar Kemal'in doğduğu Hemite'de olmanın onurunu yaşadığını belirten Özel, "Türkiye'nin en önemli aydınlarından biri, her zaman vicdanın sesi, her zaman barışın savunucusu olan Yaşar Kemal, eserlerinde köyünden sıkça söz ediyor. Burada, Adana Büyükşehir Belediyesi ve Kadirli Belediyesi iş birliğinde Uluslararası Yaşar Kemal Kültür Sanat Festivali düzenlenmesi için söz aldık" dedi. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ise, "Genel Başkanımız Özgür Özel ile birlikte Osmaniye Hemite'de bulunan Yaşar Kemal Kültür Evi'ndeydik. Çukurova'nın İnce Memed'i Yaşar Kemal’i 101. doğum gününde, doğduğu köyde sevgi ve özlemle andık" ifadelerini kullandı.

Usta yazar Mario Levi, 66 yaşında hayatını kaybetti Haber

Usta yazar Mario Levi, 66 yaşında hayatını kaybetti

Türk edebiyatının önde gelen yazarlarından Mario Levi, 66 yaşında aramızdan ayrıldı. 'İstanbul Bir Masaldı', 'En Güzel Aşk Hikayemiz', 'Bir Şehre Gidememek', 'Lunapark Kapandı' gibi sevilen kitapların yazarı olarak bilinen Levi, edebiyat dünyasına önemli katkılarda bulunmuştu. Mario Levi'nin vefatını Buart Sanat Atölyesi sosyal medya hesabından yapılan açıklama ile duyuruldu. Açıklamada, "Canım hocamız, edebiyatımızın duygulu ve güçlü kalemi, eşsiz insan, bir tanemiz Mario Levi'yi kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Edebiyata, bizlere kattıkları için minnettarız. Tüm sevenlerine ve ailesine başsağlığı diliyoruz" ifadelerine yer verildi. Mario Levi, 'İstanbul Bir Masaldı', 'En Güzel Aşk Hikayemiz', 'Bir Şehre Gidememek', 'Lunapark Kapandı' ve 'Size Pandispanya Yaptım' gibi birçok esere imza atmıştı. Ünlü yazar, İstanbul'un zengin tarihinden ilham alarak kaleme aldığı eserleriyle edebiyatseverlerin kalbinde özel bir yer edinmişti. Levi, İstanbul'a duyduğu ilgiyi bir röportajında, "İstanbul her zaman benim için bir ilham kaynağı oldu. Kötüsüyle de ilham kaynağı oldu. İstanbul aslında neresinden bakarsanız bakın yaşanması kolay olmayan, hatta yaşanması zor bir şehir. Tarihin bıraktığı izler yüzünden de öyle, bugün açısından da öyle" şeklinde ifade etmişti.  MARİO LEVİ KİMDİR? Türk edebiyatının sevilen yazarlarından Mario Levi, 1957 yılında İstanbul'da doğdu. Saint Michel Fransız Lisesi'ni 1975 yılında, İstanbul Üniversitesi Fransız ve Roman Filolojisi'ni ise 1980 yılında tamamladı. Mario Levi'nin yazın serüveni 1975 yılında ilk öyküsünü kaleme almasıyla başladı. Edebiyat dünyasına giriş yaptığı yıllardan itibaren Hokka dergisi, Şalom, Cumhuriyet Gazetesi, Cumhuriyet Dergi, Stüdyo İmge, Gösteri, Milliyet Sanat, Argos ve Oksijen gibi birçok önemli yayın organında yazılarına yer verildi. 1984 yılından sonra edebiyat dünyasına damga vuran Levi, eserleriyle geniş bir okur kitlesi edindi. 'İstanbul Bir Masaldı', 'En Güzel Aşk Hikayemiz', 'Bir Şehre Gidememek', 'Lunapark Kapandı' ve 'Size Pandispanya Yaptım' gibi kitaplarıyla tanınan yazar, özellikle İstanbul'un zengin tarihinden ilham alarak kendi benzersiz üslubunu oluşturdu. Mario Levi'nin edebiyat dünyasına kattığı derinlik ve duyarlılık, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olmasını sağladı. Usta yazar, 66 yaşında hayata veda etti.

Şair Bahaettin Karakoç'un vefatından sonra korunan evi depremde ağır hasar aldı Haber

Şair Bahaettin Karakoç'un vefatından sonra korunan evi depremde ağır hasar aldı

KAHRAMANMARAŞ (AA) - ÖMER FARUK SALMAN - Merhum şair ve yazar Bahaettin Karakoç'un eserleri ile hayattayken kullandığı eşyalarının müze gibi sergilendiği evi, depremlerde ağır hasar aldı. Kendisi gibi iki kardeşi de şair olan Bahaettin Karakoç, 1930'da Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde dünyaya geldi. Türk şiirine ve halk müziğine "Mihriban" gibi birçok önemli eseri kazandıran Abdürrahim Karakoç'un ağabeyi olan Bahaettin Karakoç, 17 Ekim 2018'de vefat etti. Karakoç'un merkez Onikişubat ilçesi Binevler Mahallesi'nde yaşadığı ev, çocukları tarafından koruma altına alındı. Evinin her odasında kitaplık bulunan ve merhumun eserlerinin, kullandığı eşyalarının bulunduğu ev, vefatının ardından müze gibi düzenlendi. Öğretmenler, öğrenciler ve akademisyenlerin ziyaret ettiği ev, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerde ağır hasar aldı. Bahaettin Karakoç'un en büyük oğlu Oğuz Karakoç, AA muhabirine, yıkım kararı verilen evde babasının çocukluğundan ölümüne kadar biriktirdiği eserlerin, kullandığı eşyaların bulunduğunu söyledi. Deprem sonrasında evin ve eşyaların hasar gördüğünü dile getiren Karakoç, şöyle konuştu: "Türk edebiyatında önemli bir yeri olan Bahaettin Karakoç'un bu eserlerinin bir kurumda yaşatılmasını isterdim. Ev hasarlı olunca, güvenlik nedeniyle ben içeri giremedim ancak az da olsa, babamın eserlerini ve hayatı boyunca elde etmiş olduğu plaketler ve eşyalarından bir kısmını çıkarabildik. Maddi değeri olanlardan ziyade manevi değeri olan eşyaları almıştık. Bir süredir buraya gelmiyorduk, şu an geldiğimde gördüğüm manzara da içler acısı. Biz evden büyük eşyaları çıkarmamıştık. Kim yaptıysa kapısından penceresine kadar almışlar. Bomboş odaya dönüştürmüşler. Bu da bizim için ayrı bir acı oldu. 9 kardeşiz ama bu eve hiç elimizi sürmemiştik. Babamın bastonundan gözlüğüne, daktilosu hatta bilgisayarına kadar her şey buradaydı. Hayatı boyunca biriktirdiği binlerce kitap, plaket ve ödüller içerideydi." Karakoç, evden çıkarabildikleri bazı eserlerin tasnifini yapacaklarını ve üniversiteye bağışlayacaklarını kaydetti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.