#türkiye

İLKHABER-Gazetesi - türkiye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, türkiye haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bakan Şimşek'e Batman Üniversitesince fahri doktora ünvanı verildi Haber

Bakan Şimşek'e Batman Üniversitesince fahri doktora ünvanı verildi

Bakan Şimşek, Batman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen "Küresel Meydan Okumalar ve Türkiye" konulu konferansta yaptığı konuşmada, fahri doktora ünvanının baba ocağındaki üniversiteden gelmiş olmasının kendisi için çok değerli olduğunu söyledi. Küresel ekonomide karşı karşıya oldukları en önemli sorunların başında ticarette korumacılığın geldiğini kaydeden Şimşek, 2008-2009 yıllarında dünyanın büyük bir finansal kriz yaşadığını, o kriz sonrası ticarette korumacılığın başladığını, 2025'te bunun zirveyi bulduğunu anlattı. Şimşek, bu sürecin ticaret ve küresel ekonomi politikalarında belirsizlikleri derinleştirdiğine dikkati çekerek hegemon güç ile yükselen güç arasında giderek sertleşen bir jeostratejik rekabet yaşandığını ifade etti. "TÜRKİYE'Yİ BİR MERKEZE, BİR ÜSSE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ" Çin'in küresel imalat sanayisinde başat bir güç merkezine dönüştüğünü vurgulayan Şimşek ABD, Avrupa Birliği ve Japonya’nın bu alanda zemin kaybettiğini belirtti. Şimşek, şöyle devam etti: "Türkiye küresel ticaret savaşlarında göreceli olarak daha dayanıklı bir pozisyona sahip. Ticaretimizin yüzde 62'si serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu Avrupa Birliği ve genelde yakın coğrafyaya gidiyor. Dostane ilişkilerimizin olduğu veya bize yakın olan komşu ülkelere olan ihracatımızı da eklersek, ihracatımızın yüzde 80-85'i dost, yakın ve kural bazlı serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu ülkelere gidiyor." Bu dönemde Hükümet olarak yakın coğrafyayla bağlantısallığı artırıp yeni yollar inşa ettiklerini anlatan Bakan Şimşek, "Mesela Çin'den İngiltere'ye kadar Orta Koridor'un en önemli geçiş güzergahlarından birisi Anadolu'dur. Biz bunu inşa ediyoruz. Körfez'den bütün o bölgeyi Türkiye'ye bağlayacak yeni bir kalkınma yolu Irak'tan geçiyor. 1200 kilometrelik demir yolu ve otoyol projesinde Sayın Cumhurbaşkanımız liderlik yaptı ve şu anda o konuda ilerleme var. Asya'dan bir ürünün çıkıp Avrupa'ya gelmesi Ümit Burnu üzerinden olursa 45 gün alıyor. Süveyş Kanalı'ndan giderse 35 gün. İnşa ettiğimiz Orta Koridor'u kullanırsanız 18 günde, Kalkınma Yolu'nu kullanırsanız 25 günde yani çok daha rekabetçi çok daha avantajlı." dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, bu sayede Türkiye'yi bir merkeze, bir üsse dönüştürdüklerini ifade ederek "Yeni serbest ticaret anlaşmalarını yapıyoruz. Mesela Körfez ülkeleriyle müzakereler epey ilerledi. Mevcut ticaret anlaşmalarımızın kapsamını, kamu alımlarını, hizmetleri ve tarımı da içerecek şekilde genişletmeye çalışıyoruz. Mesela Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği'nin güncellenmesinden kastımız da bu. Avrupa Birliği ile ticaret hacmimiz yıllık 230 milyar dolar ve Gümrük Birliği güncellenirse belki önümüzdeki 10 yılda 400 milyar dolara çıkmış olacak." diye konuştu. Türkiye'nin toplam borcunun düşük olduğunu, bunun büyük fırsat sunduğunu belirten Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ortaya çıkacak fırsatları değerlendirmemiz için bir yapısal dönüşümden geçmemiz lazım. Bu yapısal dönüşüm için kaynağa ihtiyaç var. Borcun düşük olması kaynak anlamında Türkiye'nin elini güçlendiriyor. Türkiye'nin hane halkının borcunun milli gelire oranı yüzde 10 yani bütün vatandaşlarımızın borcunun milli gelire oranı yüzde 10. Bu şu anlama geliyor; enflasyonu düşürdükçe finansal koşullar daha elverişli hale gelecek, faizler düşecek. Böylece bundan 10 yıl önce olduğu gibi daha çok kişi erken aşamada konut ve araba sahibi olabilecek. Çünkü daha uzun vadeli, daha uygun koşullarda finansmana erişecek. Borç düşük olduğu için bu süreç Türkiye'nin büyümesinin önünü açacak. Dünyanın bir diğer sorunu da yaşlanan nüfus, çalışma çağındaki nüfus azalıyor. Türkiye bu anlamda hala bir fırsat penceresine sahip. Önümüzdeki 8-10 yıl içerisinde Türkiye'nin çalışma çağındaki nüfusu artmaya devam ediyor." Türkiye'nin turizmde ve sağlıkta büyük bir başarı sağladığını, yenilenebilir enerjiye önem verdiklerini vurgulayan Mehmet Şimşek, memleketin güneşini, rüzgarını, suyunu, jeotermal kaynaklarını enerjiye dönüştürdüklerini, Türkiye'nin dışa bağımlılığını azalttıklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 23 yılda 10 bin 661 sulama projesine 90 milyar dolar aktarıldığını kaydeden Şimşek, şu değerlendirmeyi yaptı: "Türkiye'nin jeostratejik önemi sadece coğrafi konumundan gelmiyor. Türkiye'nin tarihi birikiminden geliyor ama bir o kadar da tabii ki takdir etmemiz lazım Cumhurbaşkanımızın duruşundan geliyor. Batı'yla makul ilişkiler, Suriye'de istikrarın sağlanmasına yönelik çabalar. Suriye'de biz bütün kesimleri kucaklayan demokratik, bir üniter yani birliğini korumuş bir istikrarlı bir komşu istiyoruz. Gazze'de ateşkesin devamı son derece önemli. İnsanlığın hakikaten utanç duyduğu bir soykırım, bir katliam yaşandı. Dolayısıyla bu ateşkesin devamı bölge açısından çok değerli. Azerbaycan-Ermenistan arasında bir barış süreci var. Türkiye çok güçlü bir liderin hakim olduğu, yakın coğrafyamızda barış ve huzuru temin etmeye yönelik muazzam çaba içerisinde bir ülke. Bu herkes tarafından takdir ediliyor." "HUZUR VE İSTİKRAR OLDUĞU ZAMAN REFAH ARTIŞI OLUR" Terörsüz Türkiye sürecine değinen Şimşek, terörle mücadeleye Türkiye'nin 2 trilyon dolar kaynak harcadığını belirtti. Bakan Şimşek, "Düşünün, 2 trilyon doları ülkemizin kalkınmasına, gelişmesine harcasak önümüzdeki 50 yılda Türkiye'yi kim tutar, bu bölgeyi kim tutar? Yakın coğrafyamız bu çatışmalardan çok çekti. Artık bu bölgede özellikle Türkiye'nin örnek teşkil ederek önemli bir sorunu barış ve kardeşlik içerisinde çözmesi ne anlama geliyor biliyor musunuz? Bütün bölge için umut, bölgesel entegrasyon anlamına geliyor. Bölgenin bir bütün olarak kalkınması ve gelişmesi demek. Çünkü bölgede topraklar bereketli, insanlar çalışkan. Huzur ve istikrar olduğu zaman refah artışı olur." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin yeni büyüme motorlarının Doğu ve Güneydoğu olacağını söyleyen Bakan Şimşek, "Altyapıya yatırım yaptık. Havaalanları yaptık. Türkiye'de en avantajlı yatırım teşviklerini özel sektöre bu bölgelerde verdik ama maalesef terörün yarattığı belirsizlik nedeniyle bu bölgeye özel sektör yatırımı sınırlı kaldı. Devlet elinden geleni yaptı, yapmaya devam etti. Özel sektör yatırımları şimdi filizlenmeye başladı. Bölgemizde nüfus genç. Beşeri sermaye varsa, teşvik varsa, altyapı varsa geriye finansal sermaye, özel sektör girişimciliği kalıyor. Şu anda 2-3 organize sanayi bölgesi inşa ediyoruz. Yoğun da talep var ve ben inanıyorum ki Batman Türkiye'nin önemli üretim üstlerinden biri haline geldi. Terörsüz Türkiye ile birlikte kişi başına gelir artışında GAP ve DAP bölgesi, Türkiye ortalamasının iki katına çıkacak. Nasıl ki biz Avrupa ile arayı kapatıyorsak Doğu ve Güneydoğu'da Türkiye'nin gelişmiş bölgeleri ile parayı kapatacak." dedi. "PROGRAMIN HEDEFİ, SÜRDÜRÜLEBİLİR YÜKSEK BÜYÜMEYİ VE DAHA ADİL GELİR DAĞILIMINI SAĞLAMAK" Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde uyguladıkları Makroekonomik İstikrar ve Reform Programı'na değinen Şimşek, programın birinci yıl önceliğinin hayat pahalılığıyla mücadele, ikinci önceliğinin bütçe dengelerinin iyileştirilmesi, üçüncüsünün de dış dengede sürdürülebilirlik olduğunu anlattı. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, şöyle devam etti: "Yapısal dönüşümde önceliğimiz; sanayide dönüşüm, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve üretken altyapı. Bu programın hedefi sürdürülebilir yüksek büyümeyi ve daha adil gelir dağılımını sağlamak. Enflasyon düşünce gelir dağılımı iyileşecek. Yüksek enflasyon gelir dağılımını bozuyor. Şimdi bu programın üç evresi vardı. İki evresini geride bıraktık. Üçüncü evreye girdik. Üçüncü evrede; enflasyon önümüzdeki iki yılda tek haneye inecek. Bütçe açığı milli gelire oran olarak kalıcı bir şekilde yüzde 3'ün altına düşecek. Cari açık kalıcı bir şekilde yüzde 1'in altına düşecek." Rekabet gücünün, verimliliğin artırılıp dünyadaki fırsatlardan maksimum düzeyde yararlanılacağını belirten Bakan Mehmet Şimşek, "İlk iki evreyi başarıyla geride bıraktık. Enflasyonla mücadelede; para politikası ve maliye politikası sıkı, gelirler politikası destekleyici, kamunun belirlediği fiyatları hedef enflasyona göre belirliyoruz, konut ve gıda arzını artıracak adımlar atıyoruz. Şimdi küresel koşullar da daha elverişli hale geldi. Doların zayıf olması bizim ülkemizin lehine çünkü biz ham maddeyi dolarla alıyoruz. Nihai malları ağırlıklı olarak avro cinsinden Avrupa'ya satıyoruz. Dolayısıyla avronun dolara karşı değer kazanması bizim lehimize. Petrol fiyatları düşüyor. O da bizim lehimize çünkü biz büyük ithalatçıyız. Risk iştahı yani gelişmekte olan ülkelere sermaye akışı yükseliyor. Bakın enflasyon 2022'de yüzde 85'le zirveyi bulmuş, yüzde 64'le yılı kapatmıştı. 2023'te programın ilk dönemi enflasyon aynı düzeyde kaldı, geçen sene yüzde 44'e düştü, şimdi yüzde 31'e, hedefimiz gelecek sene yüzde 20'nin altına, bir sonraki senede tek haneye düşürmek." diye konuştu. Bütçede disiplini yakaladıklarını anlatan Şimşek, "Deprem nedeniyle şimdiye kadar 90 milyar dolar para harcadık, bu da bütçe açığımızı artırdı ama tedbir aldık. Şimdi bütçe açığını da düşürüyoruz ve gerçekten kamuda tasarruf sağlıyoruz. Kamuda taşıt kullanımı, binalar, yani bunların kiralanması, satın alması, haberleşme giderleri, seyahat giderleri, enerji giderleri, kırtasiye giderleri, demirbaşlar, bunların hepsi tasarruf tedbirleri kapsamındadır. Bu Cumhurbaşkanımızın bu tasarruf tedbirleri öncesinde bu kalemlerin bütçe içindeki payı yüzde 4.6'ydı, şimdi yüzde 3'e düştü. Üçte bir oranında tasarruf sağladık demek. Muazzam bir tasarruf çabası." ifadelerini kullandı. "İŞSİZLİK 30 AYDIR TEK HANEDE" "Reformlar yapacağız. Şeffaflığı, hesap verilebilirliği, rekabeti artırmak için kamu ihale reformu gibi birçok reform gündemimizde. Yine dış dengede sürdürülebilirlik bizim için önemli." diyen Şimşek, şunları kaydetti: "Eskiden yüksek cari açık veriyorduk. Milli gelir 100 ise yaklaşık 4 lira açık veriyorduk. Şimdi bu açık yüzde 1-1,5 civarına kadar düştü. Aslında tasarruf amaçlı alınan altını, ithal ettiğimiz altını dışarıda bırakırsak, cari açık önemli ölçüde sorun olmaktan, bir endişe kaynağı olmaktan çıktı. Dış finansman ihtiyacımız milli gelire oran olarak düşüyor. İşsizlik 30 aydır tek hanede. Devletin bilançosunda 2,5 yılda 269 milyar dolarlık iyileştirme yaptık. Bunun 143 milyar doları koşullu yükümlülüklerin azalmasından geliyor; 126 milyar doları da swaplar hariç net rezerv artışından geliyor. Yani rezerv artışı, artı KKM'deki çıkış topladığınız zaman neredeyse 265-270 milyar dolara denk geliyor. Bu nedenle Türkiye'nin risk primi düştü. Yani Türkiye'nin dışarıdan daha ucuza kaynak bulabiliyor. Bize benzer ülkelerde risk primindeki düşüş 55 baz puan, Türkiye'de neredeyse bunun 9-10 katı yani 491 baz puan. Risk priminin düşmesi demek küresel finansa erişim daha ucuza demektir. Kredi derecelendirme kuruluşları notumuzu artırdı. İki kademe, üç kademe artırdılar." Türkiye'nin kalkınma sürecine değinmek istediğini dile getiren Şimşek, "Cari dolar kuruyla 2002 yılında dünyanın en büyük 21. ekonomisiydik, şu anda 16. büyük ekonomiyiz. Satın alma gücü paritesiyle Türkiye dünyanın en büyük 16. ekonomisiyken 11. en büyük ekonomi haline geldi. Dünyada sadece 8 ülke bütün komşularının toplamından daha büyük ekonomiye sahip. Türkiye'de bunlardan biri. İhracattaki payımız da aynı şekilde arttı. Türkiye büyük bir imalat sanayi üstü. Dünyanın imalat sanayinde en büyük 14. ekonomisi. Organize sanayi bölge sayısı 192'den 371'e çıkarken bu bölgelerdeki fabrika sayısı 11 binden 68 bine çıktı." dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, "Sadece sanayide değil, hizmetlerde de dünyada ilk 20'deyiz. Eğitim, sağlık, finans, turizm bir hizmettir. Dünya turist sıralamasında 20. sıradan 4. sıraya çıktık. Dünyanın en büyük turizm destinasyonlarında ilk 5'e girdik. Sağlık turizminde büyük potansiyelimiz var. Uluslararası akredite olmuş 50 hastanemiz var, dünya sağlık turizminde en büyük ülkelerinden birisiyiz. İnşaat sektöründe dünyada Çin'den sonra büyükler liginde ikinci sıradayız. Önümüzdeki 10 yılda eğer bölgemizde savaş değil, barış hakim olursa ve bölge yeniden inşa edilecekse bizim bölgemizde önümüzdeki 10 yılda 1 trilyon dolarlık yeniden inşaat fırsatı olacak." diye konuştu. Bütçenin önemli bir kısmını eğitime harcadıklarını anlatan Şimşek, eğitim, sağlık ve altyapı alanında yapılan yatırımları aktardı. Rektör Prof. Dr. İdris Demir de programda konuşma yaptı. Konuşmaların ardından Bakan Şimşek'e, Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Demir, Üniversite Senatosunca verilen fahri doktora belgesini takdim etti, cübbesini giydirdi. Programa; Batman Valisi Ekrem Canalp, AK Parti Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Zekeriya Kaya, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Ekrem Doğan, siyasi parti temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Bakan Şimşek, daha sonra Batı Raman Kampüsü'nde yapımı tamamlanan Batman Üniversitesi Camisi'nin açılış törenine katıldı. İl Müftüsü Ahmet Durmuş'un yaptığı duanın ardından Şimşek ve beraberindekiler, açılış kurdelesini kesti, camiyi gezdi.

Siber Güvenlik Başkanlığından e-Devlet Kapısı'nın 17. kuruluş yılına ilişkin açıklama Haber

Siber Güvenlik Başkanlığından e-Devlet Kapısı'nın 17. kuruluş yılına ilişkin açıklama

Cumhurbaşkanlığı Siber Güvenlik Başkanlığı, 2008'de vatandaşlara elektronik hizmet sunmak amacıyla hayata geçirilen e-Devlet Kapısı'nın, 68 milyonu aşan kullanıcısı ve binden fazla kurumun 9 bine yakın hizmeti ile dijital devlet olgusunun altyapısı ve Türkiye'nin dijital yüzü haline geldiğini bildirdi. Siber Güvenlik Başkanlığından e-Devlet Kapısı'nın 17. kuruluş yıl dönümüne ilişkin yapılan açıklamada, Başkanlığın Türkiye'nin dijital egemenliğini korumak, kritik altyapıları güvence altına almak ve ulusal siber güvenlik kapasitesini en üst düzeye çıkarmak amacıyla çalışmalarını kararlılıkla sürdürdüğü belirtildi. Başkanlığın, Türkiye'nin dijitalleşme sürecindeki stratejik rolüne ve kamu hizmetlerinin güvenli, hızlı ve erişilebilir biçimde sunulmasına yönelik sağladığı katkılara işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "2008 yılında vatandaşlara elektronik hizmet sunmak amacıyla hayata geçirilen e-Devlet Kapısı, 68 milyonu aşan kullanıcısı ve binden fazla kurumun 9 bine yakın hizmeti ile dijital devlet olgusunun altyapısı ve Türkiye'nin dijital yüzü haline geldi. TÜRKSAT AŞ tarafından kurulan ve işletilen e-Devlet Kapısı, 17 yıl boyunca 25,1 milyardan fazla fiziki başvuruyu dijital ortama taşıyarak zaman ve kaynak tasarrufu sağladı. Siber Güvenlik Başkanlığı, vatandaşların mesai saatlerinden bağımsız 7/24 ve hızlı çözümlere ulaştığı e-Devlet'te dijital hizmetlerin güvenle yönetilmesine katkı sunarak vatandaşların hayatını kolaylaştırdı." Türkiye'de 15 yaşını aşkın vatandaşların yüzde 96'sının e-Devlet kullanıcısı olduğu belirtilen açıklamada, son 7 yılda e-Devlet'e entegre kurum sayısının yüzde 120, sunulan hizmet sayısını yüzde 101 artırarak vatandaşlarına sağladığı pratik çözümlerle günlük yaşamı daha kolay hale getirdiği vurgulandı. Açıklamada, "Aynı sürede e-Devlet Kapısı giriş sayısı yüzde 313 artarken Türkiye, 'Çok Yüksek e-Devlet Gelişmişlik Endeksine Sahip Ülkeler' kategorisinde yer alıyor. Türkiye, Haziran 2025'te gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Kamu Hizmet Forumu'nda çevrim içi hizmet sunumunda ve altyapı geliştirmede sergilediği güçlü performans ile e-Devlet özel ödülünün sahibi oldu." bilgisi paylaşıldı. SÜRDÜRÜLEBİLİR VE KULLANICI ODAKLI DİJİTAL EKOSİSTEM Siber Güvenlik Başkanlığının, ulusal siber güvenlik anlayışı ve proaktif yaklaşımıyla dijital devlet yapısının güvenle yürütülmesine destek olduğunun altı çizilen açıklamada, Başkanlığın e-Devlet Kapısı başta olmak üzere tüm kamu dijital hizmetlerinde güvenli, sürdürülebilir ve kullanıcı odaklı dijital ekosistemin inşasına önemli katkı sunduğu, siber vatanın dijital sınırlarını koruma sorumluluğuyla, dijital ekosistemin güvenliğini en üst seviyede tutmak için çalışmalarını sürdürdüğü vurgulandı.

Türkiye’nin yolculuk hafızası dijital sergide buluştu Haber

Türkiye’nin yolculuk hafızası dijital sergide buluştu

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Cereci, tarih ve kültür belgesellerinin ardından bu kez dijital fotoğraf sergisiyle izleyiciyle buluşuyor. Prof. Cereci’nin son 25 yıl içinde Türkiye’nin farklı bölgelerinde çektiği fotoğraflardan oluşan “Yolculuk” adlı dijital sergisi, yolculuk kavramını görsel öykülerle ele alıyor. Sergide, 2000’li yılların başından itibaren İstanbul’dan Van’a, Artvin’den Kuşadası’na uzanan yaklaşık 40 yerleşim yerinde çekilen fotoğraflar yer alıyor. Havaalanları, tren garları, limanlar, otogarlar ve şehirlerarası yollarda kayda alınan kareler, yolculuğa çıkanlar, yolculuktan dönenler ve yol mekânlarında yaşanan dikkat çekici anlarla birlikte kurgulandı. Serginin görsel tasarımı ve anlatı kurgusu ise Prof. Dr. Sedat Cereci’nin asistanı Melis Sabahoğlu tarafından hazırlandı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü mezunu olan Prof. Dr. Sedat Cereci’nin, 1980 yılından bu yana fotoğraf çektiği ve bugüne kadar 7 fotoğraf sergisi açtığı belirtildi. 1992 yılından itibaren belgesel film çalışmalarına ağırlık veren Prof. Cereci’nin, 90’dan fazla ülkenin katıldığı uluslararası festivallerde yer aldığı, 100’ün üzerinde ülkede bilimsel ve sanatsal etkinliklere katılarak çalışmalarını sürdürdüğü kaydedildi. Prof. Cereci’nin fotoğraf ve belgeselleriyle tarihsel ve kültürel konularda görsel bellek oluşturmaya odaklandığı ifade edildi. “Yolculuk Fotoğrafları” adlı dijital sergide Adana, Ankara, Antalya, Artvin, Aydın, Bartın, Batman, Bitlis, Bolu, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Hatay, İstanbul, İzmir, Karabük, Karaman, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Mardin, Mersin, Samsun, Sinop, Şanlıurfa, Trabzon, Tunceli ve Van’da çekilen yolculuk temalı fotoğraflar yer alıyor. Hatay kültürü üzerine 6 belgesele imza atan Prof. Dr. Sedat Cereci’nin, 6 Şubat 2023 depremlerinde büyük yıkım yaşayan Antakya’nın kent belleğine fotoğraf ve belgesel çalışmalarıyla katkı sunduğu da vurgulandı. Prof. Dr. Sedat Cereci, sergiye ilişkin değerlendirmesinde, “Yolculuk yalnızca bir yerden bir yere gitmek değil, insanın kendisiyle, mekânla ve zamanla kurduğu derin bir ilişkidir. Yıllar boyunca farklı kentlerde çektiğim bu fotoğraflarla, Türkiye’nin değişen yüzünü ve yolculuk anlarının bıraktığı izleri görünür kılmak istedim. Bu sergi, aynı zamanda toplumsal hafızaya küçük ama kalıcı bir katkı sunma çabasıdır” ifadelerini kullandı.

Bereket yağdı, Çukurova’da verim umutları arttı Haber

Bereket yağdı, Çukurova’da verim umutları arttı

Türkiye’nin tarımsal üretiminde önemli bir yere sahip olan Çukurova, verimli toprakları ve geniş ürün çeşitliliği ile ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Buğday, mısır, pamuk, narenciye, sebze ve meyve gibi ürünlerin üretiminde lider konumda bulunan bölge, “Türkiye’nin ambarı” olarak nitelendiriliyor. Son dört gündür aralıklarla devam eden yağışlar da ekim ve üretim döneminin yaşandığı bugünlerde çiftçilerin yüzünü güldürdü. Toprağın suya doymasıyla birlikte ürünlerde verim artışı beklenirken, kuraklık endişesinin de azaldığı ifade edildi. Özellikle sebze ve buğday ekili alanlarda yağışların olumlu etkisinin kısa sürede görüleceği belirtildi. Narenciye bahçelerinde ise yağmurun, meyve kalitesini artırarak hasat dönemine katkı sağlayacağı kaydedildi. Çiftçiler, tarlalara bereket getiren yağışların devam etmesi halinde sezonun oldukça verimli geçeceğini vurguladı. Bölge üreticileri, yağmuru adeta “ilaç” gibi karşıladıklarını dile getirdi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, yağışların bölge tarımı için büyük önem taşıdığını belirterek şunları söyledi: “Adana’mızın bereketli toprakları yağmurla yeniden nefes aldı. Çiftçilerimiz uzun süredir yağış bekliyordu. Bu yağmur, ekili alanlarımız için can suyu niteliğinde. İnşallah yağışlar mevsim normallerinde devam eder ve bu yıl tüm üreticilerimiz emeğinin karşılığını fazlasıyla alır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Macaristan ile ticaret hedefimiz 10 milyar dolar Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Macaristan ile ticaret hedefimiz 10 milyar dolar

Türkiye ile Macaristan arasındaki stratejik ortaklık, İstanbul'da gerçekleşen liderler zirvesiyle yeni bir boyuta taşındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ı Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde resmi törenle karşıladı. İkili ve heyetler arası görüşmelerin ardından, iki ülke ilişkilerini derinleştirecek enerji, savunma sanayii ve eğitim gibi kritik başlıklarda 16 yeni anlaşmaya imza atıldı. TİCARETTE HEDEF BÜYÜTÜLDÜ Düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik ilişkilere dair önemli mesajlar verdi. Mevcut 6 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine ulaşmak üzere olduklarını belirten Erdoğan, "Aramızdaki güçlü ticaret potansiyelini dikkate alarak hacim hedefimizi 10 milyar dolar olarak güncellemeyi görüştük" ifadelerini kullandı. Erdoğan ayrıca, savunma sanayii alanındaki iş birliğinin ortak üretimi de kapsayacak şekilde ileri seviyelere taşınması için projelerin değerlendirildiğini kaydetti. ORBAN: "SADECE ERDOĞAN BAŞARILI OLDU" Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise konuşmasında Türkiye'nin bölgesel barışa katkısına dikkat çekti. Ukrayna-Rusya savaşında çözümün savaş meydanlarında değil, masada olduğunu savunan Orban, Türkiye'nin diplomatik çabalarını takdir etti. Orban, "Bu konuda başarılı tek arabulucu Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Barış yönündeki gayretlerimizi uyumlaştırmak konusunda mutabık kaldık" değerlendirmesinde bulundu. "TÜRK DÜNYASI BÜYÜK BİR PLANLA HAREKET EDİYOR" Türkiye ile Macaristan arasındaki tarihi bağlara vurgu yapan Orban, "Türk Yüzyılı" vizyonuna da değindi. Macaristan'ın batıda yer almasına rağmen Türk dünyasıyla ilişkilerinin hayati önem taşıdığını belirten Orban, "Cumhurbaşkanı Erdoğan bu tarihi pencereyi yeniden açtı. Türk dünyasının büyük bir enerji toplayacağını ve büyük bir planla hareket ettiğini gördüm" şeklinde konuştu. İŞ BİRLİĞİ KURUMSALLAŞIYOR Görüşmede ayrıca kurumsal iş birliğini artıracak yeni mekanizmaların devreye alındığı açıklandı. Dışişleri ve savunma bakanları ile istihbarat başkanlarının katılımıyla "ortak istişare mekanizması"nın ilk toplantısı yapılırken, dışişleri bakanları başkanlığında "ortak planlama grubu" kurulması kararlaştırıldı. Erdoğan, bu adımların ilişkilerin ulaştığı seviyenin bir göstergesi olduğunu belirtti.

Bakan Işıkhan: İşsizlik oranı Ekim ayında yüzde 8,5’e geriledi Haber

Bakan Işıkhan: İşsizlik oranı Ekim ayında yüzde 8,5’e geriledi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türkiye’de işsizlik oranlarının düşüş eğilimini sürdürdüğünü belirterek ekim ayında işsiz sayısının bir önceki aya göre 27 bin kişi azalarak 3 milyon 33 bin kişiye gerilediğini açıkladı. Sosyal medya hesabından değerlendirmelerde bulunan Işıkhan, işsizlik oranının ekim ayında yüzde 8,5 seviyesinde gerçekleştiğini vurgulayarak, son 30 aydır işsizliğin tek haneli rakamlarda seyrettiğini söyledi. "İşsiz sayısı, Ekim ayında bir önceki aya göre 27 bin kişi azalarak 3 milyon 33 bin kişiye geriledi" İşsizlikle kararlı mücadelenin olumlu sonuçlarının devam ettiğini vurgulayan Işıkhan, şu ifadelere yer verdi: "Orta Vadeli Program ile uyumlu olarak hazırladığımız Ulusal İstihdam Stratejimizin de etkisiyle işsizlik oranı, 30 aydır tekli hanelerde seyrediyor. İşsiz sayısı, Ekim ayında bir önceki aya göre 27 bin kişi azalarak 3 milyon 33 bin kişiye geriledi. Böylelikle işsizlik oranı da bir önceki aya göre 0,1 puan, bir önceki yıla göre 0,3 puan azalarak yüzde 8,5 seviyesinde gerçekleşti. İstihdam sayımız, aynı dönemde 185 bin kişi artarak 32 milyon 772 bin kişiye, istihdam oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 49,2'ye ulaştı. İşgücümüz, 157 bin kişi artışla 35 milyon 804 bin kişiye, işgücüne katılma oranı ise 0,2 puan artışla yüzde 53,8'e yükseldi. Kadınlarda işsizlik oranı, bir önceki yıla göre 0,8 puan azalarak yüzde 11,3 olarak gerçekleşti. Başta İş Pozitif olmak üzere istihdamı destekleyici programlar sayesinde kadınlarda istihdam oranı bir önceki aya göre 0,6 puan artarak yüzde 32,4, işgücüne katılma oranı ise 0,7 puan artarak yüzde 36,5 olarak gerçekleşti. Gençlerimizin kariyer adımlarını her zaman destekliyoruz. Gençlerde işsizlik oranı, bir önceki yıla göre 0,8 puan azalarak yüzde 15,6'ya geriledi. Ülkemiz için hayalleri olan gençlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Özellikle son dönemde yeşil ve dijital dönüşümün çalışma hayatı üzerindeki etkisinin farkındayız. Ülkemizin şartlarına uygun, insanı ve emeği merkeze alan politikalarımızı sürdüreceğiz. Daha güçlü bir istihdam yapısı ve çalışma hayatı için gayretle çalışacağız."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.